19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ 4 HABERLER 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Utanç... Oradaydım. Silivri’de duruşma salonunda. Tarih, 10 Ağustos 2010, Salı. Mustafa Balbay’la uzaktan selamlaştık. Duruşma açıldı. Tuncay Özkan söz istedi. Sesi başlangıçta yüksek değildi. Suçunun ne olduğunu sordu. Suçunu bilmeden yatmasının nedenini sordu. İki yıldır hapiste oluşunun nedenini sordu. Bu yargılamanın böyle devam edemeyeceğini söyledi. Kurbanlık koyun olmadığını söyledi. Sesi giderek yükseliyordu. Mahkeme başkanı duruşmadan çıkardığı zaman da Tuncay Özkan susmayacağını yüksek sesle söylüyordu. Sonra Mustafa Balbay söz aldı. Suçunun ne olduğunu sordu. Burada böyle yatarken neyle suçlandığının açıklanmasını istedi. Darbe yapmakla suçlanıyorsa, darbeyi neyle yapacaktı? Darbe yapacak gücü olanların hiçbiri burada değildi. Kendisi kalemle mi darbe yapacaktı? Burada neden yatıyordu. Mahkeme heyetine baktım. Dinliyorlardı. Mustafa Balbay, onların yerinde olmaktansa sanık yerinde olmayı tercih ettiğini söyledi. Haksızlık edenlerden olmak, haksızlık edilen olmaktan daha zordur aslında. Ben utandım. Oturduğum yerde ben utandım. Bir şey yap(a)mamaktan utandım. Birden kendimi 12 Eylül döneminin askeri mahkemesinde hissettim. Biz Barışçılar da böyle oturuyorduk. Suçumuz ne miydi? Suçumuz 12 Eylül cuntasına karşı olmamızdı. Suç, arandığı zaman bulunan bir şeydi. Baskı dönemlerinde ‘suç’ değil, ‘suçlu’ aranır. Önce ‘suçlu’ bulunur, sonra da ‘suç’ bulunur. Engizisyondan beri böyledir. Suçlusun! Çünkü bu sensin ve sen suçlusun! Suçun mu ne? Sen bilirsin. İşte, suçlusun! Sen şimdi yat. Ben sonra suçunu söylerim. 12 Eylül cuntası bizi böyle yatırmıştı. Orhan Apaydın, İstanbul Barosu Başkanı’ydı. Adalete güvenirdi ve bize “Göreceksiniz, mahkemeye çıkınca her şey anlaşılacak, hepimiz çıkacağız. Çünkü suç, ancak kanıtlarla ve tanıklarla ortaya çıkar,” derdi. Sonra mahkemeye çıktık. Hiçbir şey değişmedi. Hakkımızda peşin hüküm verilmişti. İstenen ceza kadar tutuklu kaldık. Üç yıldan fazla yattık ve ‘tutuklu’ idik. Tutuklu. Yani, ceza almadan yargılaması süren kişi. Orhan Apaydın öldü. Ben onun ölüm nedeninin ‘adalet yetmezliği’ olduğunu yazdım. Kalp yetmezliği ya da kanser değildi. Adalet yetmezliği idi. Mahmut Dikerdem, emekli büyükelçi, öldü. Nedim Tarhan, Köy-Koop Başkanı, CHP milletvekili, öldü. İsmail Hakkı Öztorun, CHP milletvekili, öldü. Prof. Melih Tümer, öldü. Hepsi de ‘adalet yetmezliği’nden ölmüştür. 12 Eylül cuntası, DİSK ve Barış Derneği davaları üzerinden kendi meşru oluşunu kanıtlamaya çalışıyordu ve topluma gözdağı veriyordu. Dönem askeri yönetim dönemiydi. Mahkeme askeri mahkemeydi. Buna karşın, askeri yargıtay mahkeme kararını onamadı. Biz, sonuna kadar ‘tutuklu’ olarak yattık. Mahkeme vardı. Yargıçlar vardı. Savcılar vardı. Avukatlar vardı. Ama, adalet yoktu. Bir ülkede adalet yoksa o ülkede hiçbir değer yoktur. O dönem bir cunta rejimiydi. Şimdi demokrasi mi? Şimdi, demokrasiden söz ediliyor. Bugünün yargısı böyle mi olmalı ?. Haksız yere hapiste yatırılan insanların feryadını duyacak bir kulak kalmadı mı? “Haklıdır bu insanlar” diyecek kimse kalmadı mı? Ben utanıyorum. Ülkem adına utanıyorum. İnsanlık adına utanıyorum. Utanç duyuyorum. Utanç... [email protected] Kõlõçdaroğlu,hükümetee-muhtõraverenBüyükanõt’a‘ÜstünHizmetMadalyasõ’sunulduğunuanõmsattõ ‘Darbedönemibitmiştir’ KASTAMONU/SİNOP (Cum- huriyet) - CHP Genel Başkanõ Ke- mal Kılıçdaroğlu “soy tartõşmasõ” başlatan Başbakan Tayyip Erdo- ğan’a Sinop’ta yanõt verdi. Kõlõçda- roğlu, “İnsanların soyuyla uğraşı- yorsan, eline bir pergel-cetvel al ka- fatasımı ölç” dedi. CHP lideri, Kas- tamonu’da da 27 Nisan’da hükümete e-muhtõra veren eski Genelkurmay Başkanõ Yaşar Büyükanıt’a Ba- kanlar Kurulu kararõ ile “Üstün Hiz- met Madalyası” verildiğini anõm- satarak “Darbe dönemi bitmiştir, darbe dönemi edebiyatı da bit- miştir” diye konuştu. Kõlõçdaroğlu, Kastamonu’nun Nas- rullah Meydanõ’nda düzenlenen mi- tingde yurttaşlara seslendi. Erdo- ğan’õn 2002’de Kastamonu’yu ziya- retinde “Un var, şeker var, helva ya- pacak iktidara ihtiyaç var” sözle- riyle oy istediğini anõmsatan Kõlõç- daroğlu, “Kastamonulular yetki verdi. Başbakan mutfağa girdi, ancak Erdoğan’a helva düştü, va- tandaşa ayva. Size işsizlik, yok- sulluk düştü. Şimdi 12 Eylül’de he- sap sorma zamanıdır, bu görev de size düşüyor” diye konuştu. Hükümetin 27 Nisan’daki muh- tõradan hesap sormamasõ durumun- da, bu hesabõ iktidar olduğunda kendisinin soracağõnõ ifade eden Kõlõçdaroğlu, Erdoğan’õn söz verdiği halde dokunulmazlõklarõ kaldõrma- dõğõnõ vurguladõ. Kõlõçdaroğlu, “CHP iktidarında dokunulmaz- lıkları kaldıracağız. Recep Bey ‘Ben kimseye hesap vermem’ diyor. Ne demek hesap vermem?” dedi. AKP’nin anayasa değişikliği ile yargõyõ ele geçirmeye çalõştõğõnõ be- lirten Kõlõçdaroğlu, yargõnõn siya- sallaşmasõnõn ise kötü sonuçlar do- ğuracağõnõ, Türkiye’nin acõ örnekle- rini yaşadõğõnõ ifade etti. Anayasa de- ğişikliği paketinin işçinin, memurun, esnafõn derdini çözmediğini ifade eden Kõlõçdaroğlu, “Bu değişiklik dokunulmazlıkların arkasına sak- lanan, ihaleye fesat karıştıran, mil- leti değil kendi cebini düşünenlerin derdini çözüyor” dedi. ‘Paşaya madalya verdin memura da zam ver’ Anayasa değişiklik paketi ile me- mur maaşlarõna zam yapõlacağõ yö- nünde propaganda yapõldõğõnõ belir- ten CHP lideri Kõlõçdaroğlu, “Er- doğan’ın kendisine e-muhtıra ve- ren paşaya madalya için Bakanlar Kurulu’nu toplamasına karşın me- mura zam için Bakanlar Kuru- lu’nu toplamadığını” söyledi. Hükümetin dini siyasete alet et- tiğini vurgulayan Kõlõçdaroğlu, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Bunlar gel- diler, din iman edebiyatı yaptılar. Hepsi köşeyi döndü. Dini siyase- te alet ettiler, ama biz insanların inançlarına saygılıyız. Siyasetin konusu açlık, yoksulluktur. Hu- zurlu, güçlü bir Türkiye yarat- maktır. Bunlar bunu yaptı mı, dö- nüp bakın. Bu düzenden kim memnun? Sadece Recep Beyler memnun. Siyasete yırtık ayak- kabı ile girdiler. Han hamam sa- hibi oldular. Bizim efsanevi bir li- derimiz vardı. Rahmetli Bülent Ecevit ne derdi; ‘Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen’. Biz bu düzen için yola çıktık.” BOP’un eşbaşkanı Başbakan’õn Büyük Ortadoğu Pro- jesi’nin eşbaşkanõ olduğunu anõm- satan Kõlõçdaroğlu, “Irak’ta mil- yonlarca insan öldürüldü. Binler- ce kadına tecavüz edildi. Çocuklar öldü. Recep Bey’in sesi çıktı mı? Niye, çünkü eşbaşkan. Onun için din iman edebiyatı yapmasın bana. Onun maskesini indireceğiz. Ne if- tira atarlarsa atsınlar tutmaya- cak. Biz doğruları söyleyeceğiz ve bunda kararlıyız” diye konuştu. Yurttaşlarõn referandumda vere- cekleri oya saygõlõ olduklarõnõ belir- ten Kemal Kõlõçdaroğlu, “Ama ‘evet’ derseniz, bu ‘Kul hakkõ yemeye devam edin’ anlamına gelir” dedi. ‘Gel kafatasımı ölç’ Kõlõçdaroğlu, Sinop’taki mitingde de Erdoğan’õn “boy önemli değil, önemli olan soy” sözlerine yanõt verdi. Kõlõçdaroğlu şöyle konuştu: “Ne annemden, ne babamdan, ne soyumdan hiç utanmadım, hep- siyle onur duydum. Ama Recep Bey’e tavsiyem var: Devlet senin emrinde, benim soyumu öğren- mek istiyorsan İstanbul Müftülü- ğü’ne başvurursun... Orada tutulan defterlere bakarsın, soyumun ne ol- duğunu öğrenirsin. Ama çok merak ediyorsan, insanların soyuyla uğ- raşıyorsan, eline bir pergel-cetvel al benim kafatasımı ölç...” Erdoğan’õn soy polemiğine “gel kafatasõmõ ölç” yanõtõnõ veren Kõlõçdaroğlu, AKP’nin 27 Nisan’daki muhtõradan hesap sormamasõ durumunda, bu hesabõ iktidar olduğunda kendisinin soracağõnõ söyledi. Arõnç ve Kõlõçdaroğlu arasõndaki ‘boy polemiği’ne katõlan Başbakan, ‘Önemli olan boy değil soy’ dedi. Yaklaşõk 40 derece sõcakta yapõlan mitinge katõlõm düşük oldu Erdoğan’dan soy polemiği ÇORUM ‘AKP yasakları deliyor’ CHP Samsun İl Başkanõ Değerli, AKP hakkõnda referandum yasaklarõnõ deldiği gerekçesi ile suç duyurusunda bulunacaklarõnõ belirtti. CEMİL CİĞERİM SEYFETTİN METE SAMSUN / ÇORUM - Çorum Merkez İlçe Seçim Kurulu’nun “derhal kaldırıl- sın” kararõna karşõn billbo- ardlardaki “Recep Tayyip Erdoğan geliyor, Çorum ‘evet’ diyor” yazõlõ AKP afiş- lerinin indirilmemesi CHP’nin tepkisine neden ol- du. CHP Samsun İl Başkanõ Hüseyin Değerli de AKP hakkõnda referandum yasakla- rõnõ deldiği gerekçesi ile Sam- sun Valiliği’ne, savcõlõğa ve İl Seçim Kurulu’na suç duyuru- sunda bulunacaklarõnõ belirtti. Çorum Merkez İlçe Seçim Kurulu’nun “derhal kaldı- rılsın” kararõna karşõn billbo- ardlardaki sözkonusu afişler kaldõrõlmadõ. Mahkeme kara- rõnõn hiçe sayõlmasõnõ “AKP diktatörlüğü” olarak değer- lendiren CHP İl Başkanõ Tu- fan Köse, Merkez İlçe Baş- kanõ Ahmet Kayış ve bir grup partili harekete geçerek Bahabey Caddesi Sanatse- verler Kavşağõ’ndaki billbo- ardlarda asõlõ olan AKP afiş- lerinin üzerini CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğ- lu’nun fotoğrafõnõn bulundu- ğu “Türkiye İçin Hayırlı Olsun” yazõlõ afişlerle kapat- tõ. Bu sõrada Emniyet Müdür Yardõmcõsõ Alaattin Peltek ve bazõ görevli polisler bir süre CHP İl Başkanõ Tufan Köse ile görüştüler. Görüş- menin ardõndan bir açõklama yapan CHP İl Başkanõ Tufan Köse, “AKP iktidarında keyfilik ve hukuksuzluk salgın hastalık gibi ülkede yayılıyor. Mahkeme kara- rının hiçe sayılması düpe- düz AKP diktatörlüğüdür. Eğer Çorum’daki diğer afişler kaldırılmazsa bütün Çorum’u ‘hayõr’ afişleriyle donatacağız. Madem hu- kuksuzluğa ‘dur’ diyen yok, biz bu hukuksuzluğun üs- tünü kapatıyoruz” diye ko- nuştu. CHP yetkilileri, afişle- rin kaldõrõlmamasõ nedeniyle suç duyurusunda bulunacak- larõnõ belirtti. CHP Samsun İl Başkanõ Hüseyin Değerli, AKP’nin referandum kapmanyasõ kap- samõnda yasaklarõ deldiğini belirtti. Değerli, “Samsun’a gelecek olan Başbakan Er- doğan için il teşkilatı tara- fından dolaştırılan araçlar referandum yasaklarını delmektedir. Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, bakan kimliğini kullanarak yanına kayma- kam gibi devlet adamlarını alarak propaganda yap- maktadır. Milletvekili Fatih Öztürk il özel idaresi tara- fından asfalt dökülen yerle- ri geziyor ve ‘evet’ propa- gandası yapıyor” dedi. AKP’nin seçim yasaklarõnõ deldiği gerekçesiyle suç du- yurusunda bulunacaklarõnõ vurgulayan Değerli, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP’nin meselesi anayasa meselesi değil. AKP’nin gayreti bir kere daha iktidara gelebil- mek için kendisine destek olabilecek bir sonuç peşin- de. Bunu da devletin ve ikti- darın tüm imkânlarını kul- lanarak yapmaya çalışıyor.” Kastamonu’da halka hitap eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, miting sonrası güvercin uçurdu. (Fotoğraf: AA) Ankara’yı karıştıran yazılama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Tayyip Erdoğan’õn, evine giderken kullandõ- ğõ ve AKP Genel Merkezi güzergâhlarõ başta ol- mak üzere, köprülü geçişlere, alt- üst geçitlere ve bazõ alõşveriş merkezlerinin duvarlarõna sprey boyalarla ‘Tayyip gidecek, Gökçek gelecek’ ya- zõldõ. Belediye ekipleri bu yazõlarõ beyaz boya ile kapatõrken, şüpheli olarak CHP Gençlik Kollarõ üyesi 3 kişi gözaltõna alõndõ. Anakent Belediye Başkanõ Melih Gökçek, “Kamuya verdikleri zarar nedeniyle suç duyurusunda bulunacağõz” dedi. MHP’ye geri döndüler ÇORUM (Cumhuriyet) - Çorum’da geçen cuma referandumda “evet” oyu vereceklerini be- lirterek MHP’den istifa ettiklerini açõklayan Ari- fegazili Belde Belediye Başkanõ Hamza Yağmur ve Narlõ Belde Belediye Başkanõ Necati Kökcü yeniden MHP’ye döndü. MHP İl Başkanlõğõ’nda İl Başkanõ Hüseyin Esenyel’in de katõldõğõ top- lantõda konuşan Yağmur, kararõndan vazgeçtiğini belirterek “Bir yanlõş yaptõk, yanlõşõmõzõ düzelti- yoruz. Bizim yerimiz MHP’dir” diye konuştu. Bektaş yaşamını yitirdi Haber Merkezi - Hey Tekstil ve Hey Şir- ketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Celal Bektaş öldü. Bektaş’õn cenazesi 16 Ağus- tos’ta kõlõnacak ikindi namazõnõn ardõndan Nevşe- hir’in Hacõbektaş ilçesinde toprağa verilecek. ‘TSK’yi arka bahçe yaptõlar’ BARIŞ YAMAN KONYA - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Bülent Arınç, Konya Seydişehir’de yaptõğõ mitingde muhalefet partilerine yüklendi. Arõnç, “Silahlı Kuvvetleri arka bahçeleri yaptılar” dedi. 14 Ağustos 2001’de AKP’yi kur- duklarõnõ ve bir yõl sonra yapõlan seçimde de tek başõna iktidar olduklarõnõ belirten Arõnç, “Bu si- zin başarınızdır, Konya ve Seydişehir bu ba- şarının en büyük sahibidir” diye konuştu ‘Onlar yaparken iyi, bizimki kötü’ Cumhurbaşkanlõğõ seçiminde 367 krizini ön- lerine getirdiklerini anõmsatan Arõnç, “Seçimle- ri üç ay öncesine aldık. Bu arada e-muhtıra ver- diler, sabah ise cevabını aldılar. Biz dik dur- duk, korkmadık. Hiçbir yere gitmiyoruz di- yerek sandığa gittik” diye konuştu. Arõnç, geçen 9 yõlda hep başarõlara imza at- tõklarõnõ belirterek şunlarõ söyledi: “Önümüzde referandum var bundan hiç endişe duymu- yoruz. AK Parti ne yaptıysa doğru yaptı. 12 Eylül’de sandık milletin önündedir. 12 Ey- lül’de de evet diyeceğini biliyoruz.” Demokrasinin çok önemli olduğuna değinen Arõnç “Anayasalar Meclis’te yapılır. Darbe- cilerin yaptığı anayasadan hicap duymuyor muyuz? Anayasanın değişmez maddelerine dokunmayız, ama değişecek çok madde var. Onlar değiştirirken iyi, biz değiştirirken fer- yadı basıyorlar. Bugüne kadar 60 maddesi de- ğişmiş, 26 maddesi değişse ne olur? Silahlı Kuvvetler’i arka bahçeleri yaptılar” dedi. Geniş güvenlik önlemleri altında “yasaklı” Demokrasi Meydanı’ndan seslenen Erdoğan, 40 derece sıcakta katılımcıları meydanda tutmayı başaramadı. Alana miting süresince gülsuyu sıkıldı. (AA) BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP - Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç ile CHP Genel Başkanõ Ke- mal Kılıçdaroğlu arasõndaki “boy” pole- miğine katõlan Başbakan Tayyip Erdoğan, “Ben buradan muhaliflere sesleniyorum; önemli olan boy değil, önemli olan soy, soy” dedi. Erdoğan, referandumda “evet” oyu patlamasõ olacağõnõ savundu. Erdoğan Gaziantep’te tüm partilere ve si- vil toplum örgütlerine yasaklõ olan Demok- rasi Meydanõ’nda dün 41 derece sõcakta yaklaşõk bir saat gecikmeyle yurttaşlara hi- tap etti. Erdoğan, “Türkiye on yıllar bo- yunca içine kapandı, içine kapatıldı. ‘Türkiye’nin üç tarafõ denizlerle, dört tarafõ düşmanlarla çevrili’ dediler. Biz geldik, bu anlayışı yıktık” diye konuştu. TO- Kİ’nin yatõrõmlarõnõ öven Erdoğan “Şimdi birileri çıkmış geliyorlar buralara, utan- madan, sıkılmadan... Diyorlar ki ‘bu TOKİ sürekli olarak faiz bindiriyor ve bu faizle sizi sömürüyor’. Gelin faiz bindiril- diğini ispat edin, o gün ben TOKİ’deki arkadaşımı görevinden alayım” dedi. Önder Sav’a gönderme Muhalefet partilerinin anayasa değişikli- ğine neden “hayır” dediklerini kendilerinin de bilmediğini savunan Erdoğan, CHP Ge- nel Sekreteri Önder Sav’a gönderme yap- tõ. Erdoğan, “Meclis’te ‘hayõr’ diyeme- yenler, telefon tuşundaki ‘hayõr’a basa- mayıp ‘evet’ diyenler, ‘yes’ diyenler var ya... Korktular, ‘belki oy kabininde de böyle olur’ dediler” diye konuştu. Yurttaşları gülsuyu da tutamadı Mitinginden 5 saat önce alana 1 kilometre mesafedeki tüm yollar trafiğe kapatõlõrken, alanõn içerisinde yayalarõn geçmesine de izin verilmedi. Erdoğan’õn konuşmaya baş- lamasõndan 15 dakika sonra yurttaşlar 40 dereyi aşan sõcak havanõn da etkisiyle alan- dan ayrõlmaya başladõ. Mitinge katõlanlarõ serinletmek için üzerlerine sõkõlan gül suyu da yurttaşlarõ meydanda tutmaya yetmedi. Meydana pankartõ ile giremeyen Abdullah Korkmaz, pankartõnõ meydanõn dõşõnda aç- tõ. Çocuğunun lösemi hastasõ olduğu belir- ten Korkmaz, Erdoğan’a sesini duyuramadõ. B Ü L E N T A R I N Ç M U H A L E F E T E Y Ü K L E N D İ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle