Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Balbay’ı özledim. Ona,
Tuncay Özkan’a, Doğu
Perinçek ve arkadaşlarına reva
görülen hukuksuzluk,
sıkıyönetim veya askeri ara
rejimlerin savcı ve
mahkemelerini bile geride
bırakmış durumdadır. Barış
Davası’nda tutuklu kalan Ali
Sirmen “Askeri dönemde çok
daha demokratik koşullardaydık”
dedi.
İpleri ellerinde bulunduran
sıkıyönetim, pardon Silivri özel
mahkeme savcılarının köktenci
siyasi mi desem, yoksa dini
bütün mü desem, sarsılmaz
iradeleri, arkalarında büyük
başsavcıları ile bu
hukuksuzluğun mimarlarıdır!
Arınç, “Tutukluluğun cezaya
dönüştürülmemesi gerektiğini”
söyledi ya, herkes üzerine atladı!
Aman aman, Arınç’ı en büyük
demokrat diye omuzlarımıza
alacağız yakında! Tabii
arkasından Meclis Başkanı da
Arınç’ın düşünceleri yönünde
irade beyan ettiler!
Hükümet sözcüsü Çelik mi?
Boşverin allahaşkına! Bir şeyi
söylerken bile insanın tüylerini
diken diken ediyor, “şecaat arz
ederken merdi kıpti sirkatin
söylüyor!”
Ne mi diyor, kurduğu şu
cümleye bakın: Yüzde yüz suçlu
oldukları kesin olsa bile,
yargılanan herkesin hukuki
yargılanma hakkı vardır! Adam
yargılananları, mahkeme karar
mararı ortada yokken bile, kesin
suçlu ilan ediyor! Çelik, zaten
milletvekili oldu, bakan oldu,
ama hani bir padişah öyküsü
anlatırlar ya...
Arınç, bir taşla birkaç kuş
vurma peşinde! Önemli olan
Arınç’ın bu konuda ne zaman,
neden ve nasıl sahne aldığıdır!
Arınç, izlediğim bir politikacıdır,
ama bana demokrat olabilecek
bir politikacı izlenimi
vermemiştir!
Arınç, NTV’de Balbay ve
Özkan hakkında konuşarak,
“dahası halt etmiştir” bile demek
gerekir!
Bunun sonucu şu olacak:
Mahkeme+savcılık, “AKP iktidarı
talimat verdi, Balbay ve Özkan
serbest bırakıldı!” dedirtmek
istemeyecekler, böylece
kamuoyunda oluşan ‘haksız
tutukluluk hali’ düşüncesi tepe
noktası yapmışken ve
arkadaşlarımızın tahliye olması
yakınlaşmışken şimdi bir de
Arınç nedeniyle, “Arınç bonusu”
kadar fazla bir miktar daha
içeride tutulacaklar! Arınç, tam
zamanında devreye girdi!!!
Bu yargılama üzerinde siyasi
baskıların olduğu konusunda,
kimsenin bir şüphesi yoktur!
Dahası, iktidar yandaşları
arasında bile! (*)
Başbakan bu davanın
başsavcılığı rolünü üstlendiğini
söylemedi mi?!
Balbay’ların tutukluluk halinin
üzerindeki en büyük
hukuksuzluk gölgesi,
Başbakan’ınkidir, onun
adamlarınınkidir,
Fetocularınkidir!
Bülent Arınç bunu bilmez mi,
bilir!
Silivri üzerindeki ‘açık ve gizli
siyasi baskı ve güdüleme
ilişkilerini bilmez mi,’ bilir!
Peki, o zaman Arınç ne
yapmak istiyor!?
Arınç samimi olsaydı eğer,
arkadaşlarımızın bu kadar uzun
içeride tutulmalarının haksız,
mesnetsiz ağır bir ceza haline
dönüştüğüne gerçekten
inansaydı... ortalığa dökülmez ve
televizyonlarda büyük demokrat
pozlarına girmezdi!
Ya ne yapardı?
Dava ile siyasi iktidar
arasındaki “gizli” ilişkileri kullanır,
arkadaşlarımızın tutuklulukları
üzerindeki siyasi baskıyı kaldırtır,
davanın elini serbest bırakırdı!
Böylece hukukun normal ve
doğal işlemesinin yolunu açardı!
Ama Arınç iyi niyetli değil!
Arınç için bu noktada önemli
olan, ne büyük demokrat
olduğunu göstermektir!
Arkadaşlarımızın sırtından paye
almak ve kirli bir dava içinden
sıyrılıp aklanmaktır! Aynı
zamanda hükümet de kendi
üyeleri aracılığıyla bir paklanma
yolunu seçiyor! Haksızlık
durumunu tamamen “dava
savcısı” rolünü üstlenen
Erdoğan’ın üzerine de yıkarak!
Peki, hangi zamanda?
‘Referandum’a giderken!
Yıllar sonra, tam referandum
zamanı, birden tarafsız ve
vicdanları sızlar pozuna
giriyorlar!
Hukukçu Arınç, bu yaptığının,
mahkemeleri baskı altına aldığı
algılamasını kamuoyunda
yaratacağını, mahkemenin de bir
savunma pozisyonu alacağını
bilmez mi!
Bilir bilir! Bu nedenle sormak
gerekir, serbest bırakılmalarını
önlemek miydi amacı!
Tatilden sonra, merhaba
okurlara!
(*) Hatta onlardan olmayan
bazıları bile, savcılığın
iddianamesini okuduktan sonra,
“Eee Balbay da epey ileri gitmiş”
diyenler bile vardı! Bakmayın siz
öyle herkesin timsah gözyaşları
akıttığına!
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Vicdanımızda, aklımızda kuşku, kaygı içerikli
tartışmaları yaparak… Tahliye “sorunu” bir süre
daha akıl gündemimizde yerini muhafaza edecek.
Çaresiz bekleyerek...
Balbay’la Tuncay’ın yargıya isyanı Silivri’nin
yüksek duvarlarını yıktı.
İsyanı hükümet adına Bay Bülent Arınç bile
feryat diye tanımlıyor.
Elbette hükümette iki numaralı koltukta oturan
kişinin, isyanı feryat diye tanımlaması ilginç ve
sevindirici bir gelişme.
Partizan kişiliği, çoğu zaman gerçeklerin önünde
koşan kişiliğe sahip Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç’ın tanımını, içten mi değil mi yoksa başka
amaçlara yönelik diye mi irdelemek gerekiyor.
Türkçeyi siyasette çok iyi kullananların başında
geliyor Bay Arınç.
Bu nedenle başkası böyle bir tanımlama yapsa
bir kez, ama Arınç söyleyince yüz kez düşünmek
gerekiyor.
Öncelikle Bay Arınç’ın feryattan söz etmeden
önceki irdelemelerine göz atalım.
(102 subay hakkındaki) “Yakalama emri
konusunda ne Adalet Bakanı’nın ne de hükümetin
bir dahli var” diyerek kamuoyunda artık yerleşik
hale gelen yargı-siyasetteki yakın ilişkilerle ilgili
söylemleri, söylentileri gidermeye, AKP’yi
aklamaya çalışıyor.
“Biz (hükümet) yargıya talimat vermiyoruz”
dedikten sonra şöyle devam ediyor: “Bir hâkim
zorla izne çıkarılıyor. Yerine geçici olarak atanan
hâkim (102 askeri) serbest bırakma kararı veriyor”
ve diyor ki:
“Feryada kulak verecek olan bir, yargının
kendisidir. İkincisi yargıyı yanlı, taraflı kararlar
vermeye ‘yönlendiren bir güçtür’”.
Bu sözü üzerine soru: “Güçten kimi
kastediyorsunuz?”
Arınç’ın yanıtı: “Bu olayları planlayanlar, perde
arkasında olanların avukatlığını yapmaya kalkanlar
bu olayların yargı sürecine müdahale ederek
bulandırılmasına çalışanlar. Bunlar arasında
siyasetçiler de var. Ama bunun dışında da ‘bir güç
odağının’ bununla ilgili soruşturmalara,
kovuşturmalara doğrudan bir planlama yaparak
müdahale ettiğini düşünüyorum.”
Kim bu “güç odağı?” Hükümet değil. Herhalde
partiler, medya değil. Sivil toplum örgütleri değil.
Asker takıntısı, Arınç’ın adını vermekten özenle
kaçındığı “gücün” asker olduğunu düşündürüyor.
Medyamızda az da olsa ve ender de görülse
Arınç’ın girişimini yorumlayanlara rastlanıyor.
“Feryadı” yorumlayan örneğin NTV’ye konuşan
ceza hukuk uzmanı Doç. Yılmaz Yazıcıoğlu’na
göre “Bu çok tehlikeli bir yorum. Onlar içeride
dışarıdakileri de tutukla gibi bir yol gösteriyor.”
Örneğin Güngör Mengi (Vatan) “Arınç iki
gazetecinin isyanını asker sanıkları serbest bırakan
mahkemeye mesaj göndermek için mi
kullanıyor?..”
… Can Dündar (Milliyet) “İsterseniz
kuşkuculuğuma verin ama bu (Arınç’ın) yorumunda
‘Niye destekleyicileri tutarken asıl planlayanları
bırakıyorsunuz’ ikazı ağır basıyor gibi geliyor
bana… Hâkimler Tuncay ile Balbay’ı
bırakacaklarına komutanlar hakkında yeniden
tutuklama isterse şaşmam” diye yazıyorlar.
Arınç’ı yıllardır yakından izleyenlerin bu
yorumlarına katılmamak olanaksız.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Arınç’a
hak veriyor. Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin
Çelik yarım yamalak, feryadı kem küm
yorumluyor.
Lakin iki yıldır hukuksuzluğa karşı çıkanlar davul
çalıyor; ya’vu bu ne iştir diye. Neredeydiler?
Hukukçu Başbakan Yardımcımızla eski Adalet
Bakanı Meclis Başkanımızın vicdanları, hukuk
anlayışları hükümete bağımlı adeta tek telli saz.
Aylardır içeride yatanların isyanlarından düne
kadar habersizler. Bugün ama yargının
siyasallaştığı somut örneklerle ortaya çıktığı
bugün… hukuku anımsadılar!
Geçen aralık ayından beri hanede eksik olmayan
ağır hastalıklar izin vermedi bire bir görüşemedik;
ama Balbay’ın -mektuplarından da izlediğim gibi-
“her şeye karşın” sağlığını korumaya çalıştığını ve
iradesinin çelik gibi sağlam oluşunu... ziyaretine
giden arkadaşlarımızın… dün başka gazetelerde
yazdıklarından öğrendim.
İşte, haklı olduğuna inanan, hak peşinde koşan
Balbay bu, dedim.
Bu da geçer diyemiyorum; ne zaman diye
sorması olasılığından korkarak!
SAYFA 15 AĞUSTOS 2010 PAZARCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Ağustos
Oslo Y 25
Helsinki Y 24
Stockholm B 21
Londra Y 19
AmsterdamY 21
Brüksel Y 19
Paris Y 20
Bonn Y 19
Münih Y 21
Berlin Y 28
Budapeşte Y 29
Madrid PB 31
Viyana Y 29
Belgrad PB 34
Sofya PB 33
Roma Y 28
Atina B 37
Zürih Y 19
Moskova PB 30
Aşkabat A 34
Taşkent A 38
Bakû B 37
Bişkek A 29
Tiflis PB 34
Kahire B 39
Şam B 40
İstanbul A 33
Edirne A 37
Kocaeli A 35
Çanakkale A 35
İzmir A 36
Manisa A 40
Denizli A 40
Zonguldak A 31
Sinop A 32
Samsun A 32
Trabzon Y 30
Giresun Y 30
Ankara A 37
Eskişehir A 34
Konya A 36
Sivas A 32
Antalya A 35
Adana A 36
Mersin A 35
Diyarbakır A 41
Şanlıurfa A 42
Mardin A 38
Siirt A 40
Hakkâri A 32
Van A 28
Kars Y 29
Yurdumuzun ku-
zeydoğu kesimleri
parçalı bulutlu, Orta
ve Doğu Karaderiz’in
kıyı kesimleri ile Kars
ve Ardahan çevrleri
sağanak ve gökgü-
rültülü sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı
ülke genelinde mev-
sim normallerinin 6
ila 8 derece üzerinde
seyretmeye devam
edecek.
Bugün bu korkunç sıcaklarda içinizi fe-
rahlatacak bir kahraman kadından söz et-
mek istiyorum. Onu tanıyorsunuz; Türkan
Albayrak, gazetemizde Şule Köktürk’ün
onunla yapılmış bir röportajı yayımlandı
ve doğrusu röportaj bana pek bir iş bı-
rakmamıştı ama ne kadar çok yazılırsa o
kadar iyi dedim. Ve neredeyse bir ayı geç-
kin bir zamandır kurduğu çadırda grev ya-
pan, Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde
sendikal faaliyetlere katıldığı için işten atı-
lan ve en son pazartesi günü sabaha kar-
şı çadırı kolluk kuvvetleri tarafından hun-
harca dağıtılan ve bir yudum suyun çok
görüldüğü Türkan Hanım’ın direniş bil-
dirisini köşeme taşıdım.
Şöyle diyor Türkan Hanım:
DİRENMEYE DEVAM EDİYORUM!
Sabah 5’te çadırıma baskın oldu. Kor-
kudan o saati seçmişler, 40 kişi, 2 kişiye
baskına gelmişler.
Bizim karşı koymamıza rağmen bir kıs-
mı dövizlere, bir kısmı pankartlara, bir kıs-
mı da çadırıma saldırdılar. Arkadaşımla be-
ni yerlerde sürüklediler. Termosumu al-
mışlar, suyumu dökmüşler, özel eşyala-
rımı, kitaplarımı, defterlerimi hepsini aldılar
gittiler.
Gündüz insan, gece hayvan olanlar, hal-
ka gerçek yüzlerini göstermemek için
sabaha karşıyı seçiyorlar. İnsanların en za-
yıf olduğu saati, yardıma gelecek insan-
lar için uykunun en tatlı saati, araç yok
uzaktan gelecek insanlar için, bizim, on-
lar gibi özel
arabalarımız
yok hemen
ulaşabilecek.
İhtiyacım
olan eşyala-
rıma harami-
ler gibi el ko-
yup, suyumu
neden dök-
tünüz, bu ka-
dar mı hırs
dolusunuz hakkını isteyen bir işçiye. O su
ne yaptı size, amacınız ne suyu dökmekte,
susuz kalayım diye mi, “sana biz su bile
vermeyeceğiz”i mi gösterdiniz?
Hurdadan aldığım masayı da götürdü-
nüz. Lazım mı? Halkın sırtından kazandı-
ğınızla alın masanızı, “benim masam di-
renişcilerin”. Ben o masayı ne emekler-
le koydum buraya, o gasp ettiğiniz masa
yalnız benim değil, bu ülkenin tüm dire-
nenlerinin. Getirin benim masamı, getirin
çadırımı, cesaretiniz varsa gidin kaçak vil-
laları yıkın, sahili işgal eden masaları yı-
kın, yok değil mi onları yıkmaya cesare-
tiniz! Yok, hırsızlar oldukça siz varsınız!
Ben çadırı yine kuracağım. Bin kere al-
sanız, bin kere kuracağım. Başhekimin kı-
yağı nedir size, ne aldınız, hâlâ bekliyor-
sunuz. Pankartlarımı 14’te tekrar astım.
Çadırımı kurdurtmuyorlar. Saat 14.30’da
pankartı sökmeye geldiler, karşı durduk,
durunca 1 Mayıs Mahallesi’nden deste-
ğe gelen 2 genci polisler aldılar.
Şu anda bekliyoruz çadır yerinde, do-
luyor burası, hem benim destekçilerim
hem de polis tarafından.
O çevik kuvvet de burada, nasıl kor-
kudur bu, düzenin korkusu, tek kişilik bir
işçi eylemi bile onları korkutuyor.
Bugün, dünü yazacaktım, günlüğümü
de aldılar. Dünkü günceyi de aldılar. Di-
reniş çadırına gelen dostlarımın ziyaret
defterime yazdığı yazılar, imzalar, aldılar
gittiler.
Bilgesu Erenus gelmişti pazar günü,
bana getirdiği pikeyi de aldılar. Çok ho-
şuma gitmişti düşünmesi pikeye ihtiyacım
olduğunu, Nuray Mert yazmış köşesin-
de beni bugün, çok sevindirdi.
Saat 17.00, çevik kuvvet bekliyor, biz
de bekliyoruz. Çadırımızı kurmak için
ben buradayım, işe geri dönünceye ka-
dar buradan ayrılmıyorum”.
Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik
İşçisi
Türkan Albayrak: 0530 777 68 79
isilozgenturk gmail.com
IŞIL ÖZGENTÜRK
Bir Kahraman Kadın
[email protected]
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Büyük Demokrat Arınç
PKK yöneticisi, iadesi değerlendirilirken İtalya’da zorunlu ikamet edecek
Toğuç serbest bõrakõldõ
ROMA (AA) - Türkiye’nin İtalya’dan ia-
desini istediği, terör örgütü PKK’nin üst dü-
zey isimlerinden Nizamettin Toğuç (58),
gözetimde olma şartõyla serbest bõrakõldõ.
Venedik İstinaf Mahkemesi, Toğuç’un,
hakkõndaki iade talebinin değerlendirileceği
süreci, cezaevinde tutuklu olarak beklemek
yerine, zorunlu ikamet ve karakola imza ver-
me suretiyle geçirmesine karar verdi.
Kararõn ardõndan Padova cezaevinden çõ-
kan Toğuç’un, Padova yakõnlarõndaki bir
beldede zorunlu ikamet mekânõ olarak sapta-
dõğõ adrese gittiği öğrenildi.
Öcalan’ın avukatı devrede
Daha önce terör örgütünün başõ Abdullah
Öcalan’õn da avukatlõğõnõ yapan Arturo Sa-
lerni, mahkemenin dünkü duruşmasõndan
sonra Toğuç hakkõndaki şartlõ tahliye talebi-
ni hõzla karara bağlamasõnõ memnuniyetle
karşõladõklarõnõ belirterek “Müvekkilimiz
Padova cezaevinden çıktı. Mahkeme, Tür-
kiye’den gelen iade talebi karara bağlana-
na dek müvekkilimizin İtalya’da zorunlu
ikamete tabi tutulmasını uygun gördü.
Müvekkilimiz için, Padova yakınlarındaki
bir beldede bir ikametgâh adresi belirle-
dik. Kendisi oraya taşınmış durumda.
Karakola belirli aralıklarla imza verecek”
dedi. Toğuç, tatil için geldiği İtalya’da 18
Temmuz’da Padova yakõnlarõndaki Albigna-
sego beldesinde yakalanmõştõ.
Toğuç, o tarihten bu yana Padova ceza-
evinde tutuluyordu. Mahkeme, daha önce 23
ve 30 Temmuz’da yapõlan ilk iki duruşmada
Toğuç’un ihtiyati tutukluluk halinin devamõ-
nõ uygun görmüş, zanlõnõn avukatlarõnõn salõ-
verilme talebini incelemeyi ise daha sonraki
duruşmalara ertelemişti. Önceki gün yapõlan
üçüncü duruşmada savcõlõk Toğuç’un kamu
güvenliği açõsõndan bir tehlike oluşturmadõğõ
iddiasõyla gözetim altõnda tutulmasõnõn ye-
terli olabileceğini belirtmişti.
HEP’in kuruluşunda yer almıştı
Toğuç, 1991 yõlõnda SHP’den milletvekili
seçilmiş, daha sonra HEP’in kuruluşunda
görev almõştõ. HEP’in kapatõlmasõ sonrasõn-
da DEP’e geçen Toğuç, DEP’in 1994’te ka-
patõlmasõ ve dokunulmazlõğõnõn kalkmasõnõn
ardõndan tutuklanmamak için Avrupa’ya ka-
çan milletvekilleri arasõnda yer almõştõ.
1994’ten bu yana Hollanda’da yaşayan To-
ğuç, Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyo-
nu başkanlõğõ görevini de yürütüyor.
İstanbul’da bombalı çanta paniği
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da dün üç
ilçede şüpheli çanta paniği yaşandõ. Şişli’de gaze-
temizin yakõnõnda bulunan reklam panosu altõna
bõrakõlan çanta, bomba imha ekiplerince patlatõl-
dõ. Taksim’de bir dijital pano arkasõna bõrakõlan
çanta da Beşiktaş’ta bulunan bavul da boş çõktõ.
EMO’ya odalardan destek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektrik
Mühendisleri Odasõ (EMO), Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn damadõnõn genel müdür olduğu Çalõk
Grubu’nun dağõtõm özelleştirmelerinden birini de
aldõğõnõ belirterek bu grubun gazeteleri Sabah ve
Takvim’in “terör”, “tehdit” içerikli haberleriyle
özelleştirmelere dava açan EMO’yu sindirmeye
çalõştõğõnõ bildirdi. TMMOB’ye bağlõ 20 oda da
yaptõklarõ açõklamayla EMOya destek verdi.
PKK’nin üst düzey isimlerinden
Toğuç’un, Padova yakõnlarõndaki bir
beldede zorunlu ikamet mekânõ olarak
saptadõğõ adrese gittiği öğrenildi.
İnsan Hakları Derneği
(İHD) ve kayıp yakınlarının
“Kayıplar bulunsun failler
yargılansın” sloganıyla her
cumartesi günü Diyarbakır’da gerçekleştirdikleri oturma eylemi 79. haftasına girdi. Ko-
şuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önündeki eyleme Diyarbakır’daki sivil toplum örgütü
temsilcilerinin de bulunduğu çok sayıda kayıp yakını katıldı. Etkinlikte “JİTEM yokmuş,
işte belgesi”, “Batı’da planlanan Doğu’da uygulanan darbeler aydınlansın”, “Nerede bu
insanlar?”, “Barışın gelmesi bu kadar zor mudur?”, “Kurşun sıkan iyi çocuklar, yiyen?..”,
“Çocuklara kıymayın efendiler” yazılı dövizler ile kayıpların fotoğrafları taşındı.
79. oturma eylemi
Bingöl’ü kana bulayacaktı
BİNGÖL (AA) - Bingöl’ün Adaklõ
İlçe Emniyet Amirliği’ne 700 metre
uzaklõkta roket atma hazõrlõğõnda olan
PKK’li bir terörist, nöbetçi polisin duru-
mu fark ederek ateş açmasõ sonucu, roke-
tatarõ bõrakarak kaçtõ. Roketatar ile saldõrõ
hazõrlõğõnda olan PKK’li teröristi koru-
mak için İlçe Emniyet Amirliği’ne 800
metre uzaklõkta pusu kuran 3 PKK’li te-
rörist de polisin ateşi üzerine, yanlarõnda
bulunan 3 sõrt çantasõnõ bõrakarak kaçtõ.
Çantalarda yapõlan incelemede, 1 adet el
bombasõ ve muhtelif gõda maddesi bulun-
du. Bölgede operasyon başlatõldõ.
BARZANİ’DEN
PKK’NİN
ATEŞKES
KARARINA
DESTEK
ANKARA (ANKA) - Kürdistan Bölge Başkanõ Me-
sud Barzani, terör örgütü PKK’nin 20 Eylül’e kadar
ilan ettiği “ateşkes”i desteklediklerini açõkladõ.
PKK’ye yakõn internet sitelerinden ANF’nin haberine
göre, Barzani, yaptõğõ açõklamada PKK’nin “ateş-
kes”ini desteklediklerini bildirdi. Açõklamada, Barza-
ni’nin, “Ateşkesten memnuniyet duyuyoruz ve bu
adımı destekliyoruz. Bu ateşkesin devam etmesini,
bir süreyle sınırlı kalmamasını diliyoruz” dediği
kaydedildi. Kürdistan Demokratik Partisi Başkan Yar-
dõmcõsõ Neçirvan Barzani de “PKK’nin eylemsizlik
kararını olumlu karşılıyoruz. Tarafların, sağlam bir
zemin üzerinde, barış çabaları oluşturmasına, her
türlü desteği vermeye hazırız” ifadelerini kullandõ.