19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Balbay’ı özledim. Ona, Tuncay Özkan’a, Doğu Perinçek ve arkadaşlarına reva görülen hukuksuzluk, sıkıyönetim veya askeri ara rejimlerin savcı ve mahkemelerini bile geride bırakmış durumdadır. Barış Davası’nda tutuklu kalan Ali Sirmen “Askeri dönemde çok daha demokratik koşullardaydık” dedi. İpleri ellerinde bulunduran sıkıyönetim, pardon Silivri özel mahkeme savcılarının köktenci siyasi mi desem, yoksa dini bütün mü desem, sarsılmaz iradeleri, arkalarında büyük başsavcıları ile bu hukuksuzluğun mimarlarıdır! Arınç, “Tutukluluğun cezaya dönüştürülmemesi gerektiğini” söyledi ya, herkes üzerine atladı! Aman aman, Arınç’ı en büyük demokrat diye omuzlarımıza alacağız yakında! Tabii arkasından Meclis Başkanı da Arınç’ın düşünceleri yönünde irade beyan ettiler! Hükümet sözcüsü Çelik mi? Boşverin allahaşkına! Bir şeyi söylerken bile insanın tüylerini diken diken ediyor, “şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söylüyor!” Ne mi diyor, kurduğu şu cümleye bakın: Yüzde yüz suçlu oldukları kesin olsa bile, yargılanan herkesin hukuki yargılanma hakkı vardır! Adam yargılananları, mahkeme karar mararı ortada yokken bile, kesin suçlu ilan ediyor! Çelik, zaten milletvekili oldu, bakan oldu, ama hani bir padişah öyküsü anlatırlar ya... Arınç, bir taşla birkaç kuş vurma peşinde! Önemli olan Arınç’ın bu konuda ne zaman, neden ve nasıl sahne aldığıdır! Arınç, izlediğim bir politikacıdır, ama bana demokrat olabilecek bir politikacı izlenimi vermemiştir! Arınç, NTV’de Balbay ve Özkan hakkında konuşarak, “dahası halt etmiştir” bile demek gerekir! Bunun sonucu şu olacak: Mahkeme+savcılık, “AKP iktidarı talimat verdi, Balbay ve Özkan serbest bırakıldı!” dedirtmek istemeyecekler, böylece kamuoyunda oluşan ‘haksız tutukluluk hali’ düşüncesi tepe noktası yapmışken ve arkadaşlarımızın tahliye olması yakınlaşmışken şimdi bir de Arınç nedeniyle, “Arınç bonusu” kadar fazla bir miktar daha içeride tutulacaklar! Arınç, tam zamanında devreye girdi!!! Bu yargılama üzerinde siyasi baskıların olduğu konusunda, kimsenin bir şüphesi yoktur! Dahası, iktidar yandaşları arasında bile! (*) Başbakan bu davanın başsavcılığı rolünü üstlendiğini söylemedi mi?! Balbay’ların tutukluluk halinin üzerindeki en büyük hukuksuzluk gölgesi, Başbakan’ınkidir, onun adamlarınınkidir, Fetocularınkidir! Bülent Arınç bunu bilmez mi, bilir! Silivri üzerindeki ‘açık ve gizli siyasi baskı ve güdüleme ilişkilerini bilmez mi,’ bilir! Peki, o zaman Arınç ne yapmak istiyor!? Arınç samimi olsaydı eğer, arkadaşlarımızın bu kadar uzun içeride tutulmalarının haksız, mesnetsiz ağır bir ceza haline dönüştüğüne gerçekten inansaydı... ortalığa dökülmez ve televizyonlarda büyük demokrat pozlarına girmezdi! Ya ne yapardı? Dava ile siyasi iktidar arasındaki “gizli” ilişkileri kullanır, arkadaşlarımızın tutuklulukları üzerindeki siyasi baskıyı kaldırtır, davanın elini serbest bırakırdı! Böylece hukukun normal ve doğal işlemesinin yolunu açardı! Ama Arınç iyi niyetli değil! Arınç için bu noktada önemli olan, ne büyük demokrat olduğunu göstermektir! Arkadaşlarımızın sırtından paye almak ve kirli bir dava içinden sıyrılıp aklanmaktır! Aynı zamanda hükümet de kendi üyeleri aracılığıyla bir paklanma yolunu seçiyor! Haksızlık durumunu tamamen “dava savcısı” rolünü üstlenen Erdoğan’ın üzerine de yıkarak! Peki, hangi zamanda? ‘Referandum’a giderken! Yıllar sonra, tam referandum zamanı, birden tarafsız ve vicdanları sızlar pozuna giriyorlar! Hukukçu Arınç, bu yaptığının, mahkemeleri baskı altına aldığı algılamasını kamuoyunda yaratacağını, mahkemenin de bir savunma pozisyonu alacağını bilmez mi! Bilir bilir! Bu nedenle sormak gerekir, serbest bırakılmalarını önlemek miydi amacı! Tatilden sonra, merhaba okurlara! (*) Hatta onlardan olmayan bazıları bile, savcılığın iddianamesini okuduktan sonra, “Eee Balbay da epey ileri gitmiş” diyenler bile vardı! Bakmayın siz öyle herkesin timsah gözyaşları akıttığına! CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Vicdanımızda, aklımızda kuşku, kaygı içerikli tartışmaları yaparak… Tahliye “sorunu” bir süre daha akıl gündemimizde yerini muhafaza edecek. Çaresiz bekleyerek... Balbay’la Tuncay’ın yargıya isyanı Silivri’nin yüksek duvarlarını yıktı. İsyanı hükümet adına Bay Bülent Arınç bile feryat diye tanımlıyor. Elbette hükümette iki numaralı koltukta oturan kişinin, isyanı feryat diye tanımlaması ilginç ve sevindirici bir gelişme. Partizan kişiliği, çoğu zaman gerçeklerin önünde koşan kişiliğe sahip Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın tanımını, içten mi değil mi yoksa başka amaçlara yönelik diye mi irdelemek gerekiyor. Türkçeyi siyasette çok iyi kullananların başında geliyor Bay Arınç. Bu nedenle başkası böyle bir tanımlama yapsa bir kez, ama Arınç söyleyince yüz kez düşünmek gerekiyor. Öncelikle Bay Arınç’ın feryattan söz etmeden önceki irdelemelerine göz atalım. (102 subay hakkındaki) “Yakalama emri konusunda ne Adalet Bakanı’nın ne de hükümetin bir dahli var” diyerek kamuoyunda artık yerleşik hale gelen yargı-siyasetteki yakın ilişkilerle ilgili söylemleri, söylentileri gidermeye, AKP’yi aklamaya çalışıyor. “Biz (hükümet) yargıya talimat vermiyoruz” dedikten sonra şöyle devam ediyor: “Bir hâkim zorla izne çıkarılıyor. Yerine geçici olarak atanan hâkim (102 askeri) serbest bırakma kararı veriyor” ve diyor ki: “Feryada kulak verecek olan bir, yargının kendisidir. İkincisi yargıyı yanlı, taraflı kararlar vermeye ‘yönlendiren bir güçtür’”. Bu sözü üzerine soru: “Güçten kimi kastediyorsunuz?” Arınç’ın yanıtı: “Bu olayları planlayanlar, perde arkasında olanların avukatlığını yapmaya kalkanlar bu olayların yargı sürecine müdahale ederek bulandırılmasına çalışanlar. Bunlar arasında siyasetçiler de var. Ama bunun dışında da ‘bir güç odağının’ bununla ilgili soruşturmalara, kovuşturmalara doğrudan bir planlama yaparak müdahale ettiğini düşünüyorum.” Kim bu “güç odağı?” Hükümet değil. Herhalde partiler, medya değil. Sivil toplum örgütleri değil. Asker takıntısı, Arınç’ın adını vermekten özenle kaçındığı “gücün” asker olduğunu düşündürüyor. Medyamızda az da olsa ve ender de görülse Arınç’ın girişimini yorumlayanlara rastlanıyor. “Feryadı” yorumlayan örneğin NTV’ye konuşan ceza hukuk uzmanı Doç. Yılmaz Yazıcıoğlu’na göre “Bu çok tehlikeli bir yorum. Onlar içeride dışarıdakileri de tutukla gibi bir yol gösteriyor.” Örneğin Güngör Mengi (Vatan) “Arınç iki gazetecinin isyanını asker sanıkları serbest bırakan mahkemeye mesaj göndermek için mi kullanıyor?..” … Can Dündar (Milliyet) “İsterseniz kuşkuculuğuma verin ama bu (Arınç’ın) yorumunda ‘Niye destekleyicileri tutarken asıl planlayanları bırakıyorsunuz’ ikazı ağır basıyor gibi geliyor bana… Hâkimler Tuncay ile Balbay’ı bırakacaklarına komutanlar hakkında yeniden tutuklama isterse şaşmam” diye yazıyorlar. Arınç’ı yıllardır yakından izleyenlerin bu yorumlarına katılmamak olanaksız. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Arınç’a hak veriyor. Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik yarım yamalak, feryadı kem küm yorumluyor. Lakin iki yıldır hukuksuzluğa karşı çıkanlar davul çalıyor; ya’vu bu ne iştir diye. Neredeydiler? Hukukçu Başbakan Yardımcımızla eski Adalet Bakanı Meclis Başkanımızın vicdanları, hukuk anlayışları hükümete bağımlı adeta tek telli saz. Aylardır içeride yatanların isyanlarından düne kadar habersizler. Bugün ama yargının siyasallaştığı somut örneklerle ortaya çıktığı bugün… hukuku anımsadılar! Geçen aralık ayından beri hanede eksik olmayan ağır hastalıklar izin vermedi bire bir görüşemedik; ama Balbay’ın -mektuplarından da izlediğim gibi- “her şeye karşın” sağlığını korumaya çalıştığını ve iradesinin çelik gibi sağlam oluşunu... ziyaretine giden arkadaşlarımızın… dün başka gazetelerde yazdıklarından öğrendim. İşte, haklı olduğuna inanan, hak peşinde koşan Balbay bu, dedim. Bu da geçer diyemiyorum; ne zaman diye sorması olasılığından korkarak! SAYFA 15 AĞUSTOS 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Ağustos Oslo Y 25 Helsinki Y 24 Stockholm B 21 Londra Y 19 AmsterdamY 21 Brüksel Y 19 Paris Y 20 Bonn Y 19 Münih Y 21 Berlin Y 28 Budapeşte Y 29 Madrid PB 31 Viyana Y 29 Belgrad PB 34 Sofya PB 33 Roma Y 28 Atina B 37 Zürih Y 19 Moskova PB 30 Aşkabat A 34 Taşkent A 38 Bakû B 37 Bişkek A 29 Tiflis PB 34 Kahire B 39 Şam B 40 İstanbul A 33 Edirne A 37 Kocaeli A 35 Çanakkale A 35 İzmir A 36 Manisa A 40 Denizli A 40 Zonguldak A 31 Sinop A 32 Samsun A 32 Trabzon Y 30 Giresun Y 30 Ankara A 37 Eskişehir A 34 Konya A 36 Sivas A 32 Antalya A 35 Adana A 36 Mersin A 35 Diyarbakır A 41 Şanlıurfa A 42 Mardin A 38 Siirt A 40 Hakkâri A 32 Van A 28 Kars Y 29 Yurdumuzun ku- zeydoğu kesimleri parçalı bulutlu, Orta ve Doğu Karaderiz’in kıyı kesimleri ile Kars ve Ardahan çevrleri sağanak ve gökgü- rültülü sağanak ya- ğışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığı ülke genelinde mev- sim normallerinin 6 ila 8 derece üzerinde seyretmeye devam edecek. Bugün bu korkunç sıcaklarda içinizi fe- rahlatacak bir kahraman kadından söz et- mek istiyorum. Onu tanıyorsunuz; Türkan Albayrak, gazetemizde Şule Köktürk’ün onunla yapılmış bir röportajı yayımlandı ve doğrusu röportaj bana pek bir iş bı- rakmamıştı ama ne kadar çok yazılırsa o kadar iyi dedim. Ve neredeyse bir ayı geç- kin bir zamandır kurduğu çadırda grev ya- pan, Paşabahçe Devlet Hastanesi’nde sendikal faaliyetlere katıldığı için işten atı- lan ve en son pazartesi günü sabaha kar- şı çadırı kolluk kuvvetleri tarafından hun- harca dağıtılan ve bir yudum suyun çok görüldüğü Türkan Hanım’ın direniş bil- dirisini köşeme taşıdım. Şöyle diyor Türkan Hanım: DİRENMEYE DEVAM EDİYORUM! Sabah 5’te çadırıma baskın oldu. Kor- kudan o saati seçmişler, 40 kişi, 2 kişiye baskına gelmişler. Bizim karşı koymamıza rağmen bir kıs- mı dövizlere, bir kısmı pankartlara, bir kıs- mı da çadırıma saldırdılar. Arkadaşımla be- ni yerlerde sürüklediler. Termosumu al- mışlar, suyumu dökmüşler, özel eşyala- rımı, kitaplarımı, defterlerimi hepsini aldılar gittiler. Gündüz insan, gece hayvan olanlar, hal- ka gerçek yüzlerini göstermemek için sabaha karşıyı seçiyorlar. İnsanların en za- yıf olduğu saati, yardıma gelecek insan- lar için uykunun en tatlı saati, araç yok uzaktan gelecek insanlar için, bizim, on- lar gibi özel arabalarımız yok hemen ulaşabilecek. İhtiyacım olan eşyala- rıma harami- ler gibi el ko- yup, suyumu neden dök- tünüz, bu ka- dar mı hırs dolusunuz hakkını isteyen bir işçiye. O su ne yaptı size, amacınız ne suyu dökmekte, susuz kalayım diye mi, “sana biz su bile vermeyeceğiz”i mi gösterdiniz? Hurdadan aldığım masayı da götürdü- nüz. Lazım mı? Halkın sırtından kazandı- ğınızla alın masanızı, “benim masam di- renişcilerin”. Ben o masayı ne emekler- le koydum buraya, o gasp ettiğiniz masa yalnız benim değil, bu ülkenin tüm dire- nenlerinin. Getirin benim masamı, getirin çadırımı, cesaretiniz varsa gidin kaçak vil- laları yıkın, sahili işgal eden masaları yı- kın, yok değil mi onları yıkmaya cesare- tiniz! Yok, hırsızlar oldukça siz varsınız! Ben çadırı yine kuracağım. Bin kere al- sanız, bin kere kuracağım. Başhekimin kı- yağı nedir size, ne aldınız, hâlâ bekliyor- sunuz. Pankartlarımı 14’te tekrar astım. Çadırımı kurdurtmuyorlar. Saat 14.30’da pankartı sökmeye geldiler, karşı durduk, durunca 1 Mayıs Mahallesi’nden deste- ğe gelen 2 genci polisler aldılar. Şu anda bekliyoruz çadır yerinde, do- luyor burası, hem benim destekçilerim hem de polis tarafından. O çevik kuvvet de burada, nasıl kor- kudur bu, düzenin korkusu, tek kişilik bir işçi eylemi bile onları korkutuyor. Bugün, dünü yazacaktım, günlüğümü de aldılar. Dünkü günceyi de aldılar. Di- reniş çadırına gelen dostlarımın ziyaret defterime yazdığı yazılar, imzalar, aldılar gittiler. Bilgesu Erenus gelmişti pazar günü, bana getirdiği pikeyi de aldılar. Çok ho- şuma gitmişti düşünmesi pikeye ihtiyacım olduğunu, Nuray Mert yazmış köşesin- de beni bugün, çok sevindirdi. Saat 17.00, çevik kuvvet bekliyor, biz de bekliyoruz. Çadırımızı kurmak için ben buradayım, işe geri dönünceye ka- dar buradan ayrılmıyorum”. Paşabahçe Devlet Hastanesi Temizlik İşçisi Türkan Albayrak: 0530 777 68 79 isilozgenturk gmail.com IŞIL ÖZGENTÜRK Bir Kahraman Kadın [email protected] BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Büyük Demokrat Arınç PKK yöneticisi, iadesi değerlendirilirken İtalya’da zorunlu ikamet edecek Toğuç serbest bõrakõldõ ROMA (AA) - Türkiye’nin İtalya’dan ia- desini istediği, terör örgütü PKK’nin üst dü- zey isimlerinden Nizamettin Toğuç (58), gözetimde olma şartõyla serbest bõrakõldõ. Venedik İstinaf Mahkemesi, Toğuç’un, hakkõndaki iade talebinin değerlendirileceği süreci, cezaevinde tutuklu olarak beklemek yerine, zorunlu ikamet ve karakola imza ver- me suretiyle geçirmesine karar verdi. Kararõn ardõndan Padova cezaevinden çõ- kan Toğuç’un, Padova yakõnlarõndaki bir beldede zorunlu ikamet mekânõ olarak sapta- dõğõ adrese gittiği öğrenildi. Öcalan’ın avukatı devrede Daha önce terör örgütünün başõ Abdullah Öcalan’õn da avukatlõğõnõ yapan Arturo Sa- lerni, mahkemenin dünkü duruşmasõndan sonra Toğuç hakkõndaki şartlõ tahliye talebi- ni hõzla karara bağlamasõnõ memnuniyetle karşõladõklarõnõ belirterek “Müvekkilimiz Padova cezaevinden çıktı. Mahkeme, Tür- kiye’den gelen iade talebi karara bağlana- na dek müvekkilimizin İtalya’da zorunlu ikamete tabi tutulmasını uygun gördü. Müvekkilimiz için, Padova yakınlarındaki bir beldede bir ikametgâh adresi belirle- dik. Kendisi oraya taşınmış durumda. Karakola belirli aralıklarla imza verecek” dedi. Toğuç, tatil için geldiği İtalya’da 18 Temmuz’da Padova yakõnlarõndaki Albigna- sego beldesinde yakalanmõştõ. Toğuç, o tarihten bu yana Padova ceza- evinde tutuluyordu. Mahkeme, daha önce 23 ve 30 Temmuz’da yapõlan ilk iki duruşmada Toğuç’un ihtiyati tutukluluk halinin devamõ- nõ uygun görmüş, zanlõnõn avukatlarõnõn salõ- verilme talebini incelemeyi ise daha sonraki duruşmalara ertelemişti. Önceki gün yapõlan üçüncü duruşmada savcõlõk Toğuç’un kamu güvenliği açõsõndan bir tehlike oluşturmadõğõ iddiasõyla gözetim altõnda tutulmasõnõn ye- terli olabileceğini belirtmişti. HEP’in kuruluşunda yer almıştı Toğuç, 1991 yõlõnda SHP’den milletvekili seçilmiş, daha sonra HEP’in kuruluşunda görev almõştõ. HEP’in kapatõlmasõ sonrasõn- da DEP’e geçen Toğuç, DEP’in 1994’te ka- patõlmasõ ve dokunulmazlõğõnõn kalkmasõnõn ardõndan tutuklanmamak için Avrupa’ya ka- çan milletvekilleri arasõnda yer almõştõ. 1994’ten bu yana Hollanda’da yaşayan To- ğuç, Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyo- nu başkanlõğõ görevini de yürütüyor. İstanbul’da bombalı çanta paniği İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da dün üç ilçede şüpheli çanta paniği yaşandõ. Şişli’de gaze- temizin yakõnõnda bulunan reklam panosu altõna bõrakõlan çanta, bomba imha ekiplerince patlatõl- dõ. Taksim’de bir dijital pano arkasõna bõrakõlan çanta da Beşiktaş’ta bulunan bavul da boş çõktõ. EMO’ya odalardan destek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektrik Mühendisleri Odasõ (EMO), Başbakan Tayyip Erdoğan’õn damadõnõn genel müdür olduğu Çalõk Grubu’nun dağõtõm özelleştirmelerinden birini de aldõğõnõ belirterek bu grubun gazeteleri Sabah ve Takvim’in “terör”, “tehdit” içerikli haberleriyle özelleştirmelere dava açan EMO’yu sindirmeye çalõştõğõnõ bildirdi. TMMOB’ye bağlõ 20 oda da yaptõklarõ açõklamayla EMOya destek verdi. PKK’nin üst düzey isimlerinden Toğuç’un, Padova yakõnlarõndaki bir beldede zorunlu ikamet mekânõ olarak saptadõğõ adrese gittiği öğrenildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınlarının “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganıyla her cumartesi günü Diyarbakır’da gerçekleştirdikleri oturma eylemi 79. haftasına girdi. Ko- şuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önündeki eyleme Diyarbakır’daki sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu çok sayıda kayıp yakını katıldı. Etkinlikte “JİTEM yokmuş, işte belgesi”, “Batı’da planlanan Doğu’da uygulanan darbeler aydınlansın”, “Nerede bu insanlar?”, “Barışın gelmesi bu kadar zor mudur?”, “Kurşun sıkan iyi çocuklar, yiyen?..”, “Çocuklara kıymayın efendiler” yazılı dövizler ile kayıpların fotoğrafları taşındı. 79. oturma eylemi Bingöl’ü kana bulayacaktı BİNGÖL (AA) - Bingöl’ün Adaklõ İlçe Emniyet Amirliği’ne 700 metre uzaklõkta roket atma hazõrlõğõnda olan PKK’li bir terörist, nöbetçi polisin duru- mu fark ederek ateş açmasõ sonucu, roke- tatarõ bõrakarak kaçtõ. Roketatar ile saldõrõ hazõrlõğõnda olan PKK’li teröristi koru- mak için İlçe Emniyet Amirliği’ne 800 metre uzaklõkta pusu kuran 3 PKK’li te- rörist de polisin ateşi üzerine, yanlarõnda bulunan 3 sõrt çantasõnõ bõrakarak kaçtõ. Çantalarda yapõlan incelemede, 1 adet el bombasõ ve muhtelif gõda maddesi bulun- du. Bölgede operasyon başlatõldõ. BARZANİ’DEN PKK’NİN ATEŞKES KARARINA DESTEK ANKARA (ANKA) - Kürdistan Bölge Başkanõ Me- sud Barzani, terör örgütü PKK’nin 20 Eylül’e kadar ilan ettiği “ateşkes”i desteklediklerini açõkladõ. PKK’ye yakõn internet sitelerinden ANF’nin haberine göre, Barzani, yaptõğõ açõklamada PKK’nin “ateş- kes”ini desteklediklerini bildirdi. Açõklamada, Barza- ni’nin, “Ateşkesten memnuniyet duyuyoruz ve bu adımı destekliyoruz. Bu ateşkesin devam etmesini, bir süreyle sınırlı kalmamasını diliyoruz” dediği kaydedildi. Kürdistan Demokratik Partisi Başkan Yar- dõmcõsõ Neçirvan Barzani de “PKK’nin eylemsizlik kararını olumlu karşılıyoruz. Tarafların, sağlam bir zemin üzerinde, barış çabaları oluşturmasına, her türlü desteği vermeye hazırız” ifadelerini kullandõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle