23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 2010 PAZARTESİ 6 HABERLER ÖZLEM YÜZAK Enerji hemen her ülke için yaşamsal öneme sahip bir konu; özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için, artan enerji ihtiyacõ karşõlanmadan refah artõşõnõn sağlanmasõ mümkün değil. Türkiye’nin mevcut kurulu gücü 45 bin megavat, önümüzdeki 15 yõlda yaklaşõk 100 bin megavatlõk bir yatõrõm gereksinimi öngörülüyor. Evet bir yandan artan enerji ihtiyacõ, öte yandan çevresel kaygõlar, ekolojik dengenin tahribatõ ile yükselen tepkiler... Bu kadar yüksek bir yatõrõm ise hemen şu sorularõ gündeme getiriyor: Bunun ne kadarõ yenilenebilir enerji kaynaklarõ ile karşõlanabilecek? Yenilenebilir kaynak karmaşasõ nedir? Türkiye enerji verimliliğine ne kadar dikkat ediyor? Bu sorularõn yanõtõnõ hem çevre hem yatõrõmcõ şapkasõ olan bir kişi ile Zorlu Enerji Grubu Başkanõ Murat Sungur Bursa ile konuştuk. Bursa, 1991 ile 1998 yõllarõ arasõnda Çevre Bakanlõğõ’nda müsteşarlõk dahil her kademede görev yapmõş, Çevre Etki Değerlendirmesi’nin ilk genel müdürü. Çevreye uyumluluk konusunda hassas. - Zorlu Enerji’nin faaliyetleri içinde yenilenebilir enerji yatırımlarının payı nedir? Sohbete önce buradan başlayalım isterseniz... - Biz 4 yõl öncesine kadar yüzde 100 doğalgaza dayalõ üretim yapõyorduk. O günden bugüne yaptõğõmõz yeni yatõrõmlarõn tümünü yenilenebilir enerji kaynaklarõna yönelttik. Tevzi çalõşmalarõnõ bunun dõşõnda tutuyorum tabii... 2008 yõlõnda Özelleştirme İdaresi’nin hidroelektrik ve jeotermalde paket halinde yaptõğõ ilk özelleştirmeye en yüksek teklifi vererek 511 milyon dolara Ankara Doğal Üretim AŞ’yi satõn aldõk. Adõnõ Zorlu Doğal Üretim AŞ’ye dönüştürdük. Osmaniye’de tam kapasite ile çalõşan 135 megavatlõk Gökçedağõ rüzgâr santralõmõz var. Türkiye’nin şu anda faaliyet halinde olan en büyük rüzgâr santralõ. Toplam enerji portföyümüzün şu anda üçte biri yenilenebilir enerji kaynaklarõ. Türkiye’nin elektrik pastasõndaki payõmõz megavat ölçeğinde yüzde 1.6. Özel sektör elektrik üreticileri arasõndaki payõmõz yüzde 8... Türkiye için yılda yüzde 6 şart - Türkiye’nin enerji ihtiyacı nedir ve ne şekilde karşılanabilir? Zorlu Enerji olarak bu konuda kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? - Bir refah artõşõnõ enerji ihtiyacõnõ sağlamadan gerçekleştirmemiz mümkün değil. Türkiye’nin son 20 yõldõr enerji artõş hõzõ ile ekonomisinin büyüme hõzõ arasõndaki ilişkiye baktõğõmõzda her 1 birimlik GSMH artõşõ ya da başka bir deyişle 1 birimlik refah artõşõ sağlayabilmek için enerjinin en az 1.4 seviyesinde artmasõ gerekmektedir. Eğer GSMH yüzde 5 oranõnda artõyorsa enerji ihtiyacõmõz yüzde 7 artõyor. Türkiye için bunun senede yüzde 6-7 ortalama artõşõ şart. Bugün 45 bin megavata yakõn bir kurulu gücü var. Yüzde 6 artacak olmasõ her yõl 3 bin megavata yakõn bir artõşõ gerektirir. Her ülke için farklı - Bu diğer ülkeler için de mi geçerli? - Bu her ülkenin kalkõnma düzeyi için farklõdõr. Özellikle sanayileşme sürecini oldukça tamamlamõş, fert başõna enerji tüketimi bizim çok üzerimizde seviyelere gelmiş ülkelerde enerji artõşõnõ refah artõşõnõn altõnda tutmanõn mümkün olduğunu görüyoruz. Çünkü refah artõşõnõ sağlayan yeni ekonomik alanlar enerji yoğun alanlar değil. Türkiye ise hem daha çok birincil sanayilere yöneldiği hem de enerji verimliliğine dikkat etmediği için enerji yoğun bir ülke. - Enerji yoğun derken ne kastediyorsunuz? - Türkiye ekonomisi 1 birim refah yaratõrken Japon ekonomisine göre 4 misli enerji tüketiyor. Yani enerji yoğun bir ülkeyiz. OECD ortalamasõnõn da 2 misli üstündeyiz. Belli ki enerji tasarrufunda da karnemiz son derece kötü... - Peki yılda 3 bin megavat ihtiyacın bir kısmını enerji tasarrufu sağlayarak karşılayabilir miyiz? - Öncelikle enerji savurganõ olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor. Hem günlük hayattan baktõğõmõzda hem de sanayi faaliyetlerinde... Bunun çeşitli nedenleri var. Bir kere Türkiye’nin konutlarõnõn çoğu enerji verimliliği düşünülerek yapõlmõş değil, bu durum sanayiciliğimize ve diğer yatõrõmcõlõğõmõza da yansõyor. Bir diğer neden teşvik mekanizmalarõnõ veya caydõrõcõ cezai müeyyideleri yeterince kullanamõyor olmamõz. Son olarak da şunu şöyleyebilirim: Türkiye ekonomisinde son yõllara kadar enerji fiyatlarõnõn sübvanse edildiğini biliyoruz. Sübvansiyon ancak kaynaklar arasõ kullanõmõ değiştirmek istediğinizde verilirse işe yarar. Örneğin yenilenebilir enerji kaynaklarõnõn cazibesini arttõrmak için verilmeli. Tüm bunlar enerji fiyatõna ve çevresel etkisine duyarlõ olmayan tüketiciyi ve yatõrõmcõyõ enerji yoğun hale getiriyor. Bugün bunun ceremesini çekiyoruz. Soruya geri dönersek, enerji tasarrufu tabii mümkün. Zaten bundan 2 yõl önce enerji verimliliği kanunu çõkartõldõ ve bilinç oluşturmaya yönelik ciddi adõmlar atõldõ. 45 bin megavat içinde yüzde 5 verim sağlasanõz 2 bin 200 megavat eder. Bu hiç de azõmsanacak bir rakam değil. Hedef: Yılda 1 milyar KW/S - Peki sizin hedefiniz? - Zorlu Enerji olarak bizim hedefimiz “yenilenebilir enerji”den yõlda 1 milyar kilovatsaat elektrik üretmek. Gökçedağ 500 milyon kilovatsaat üretecek. Geriye kalan miktar ise grubun satõn almõş olduğu hidroelektrik santrallarõndan... - Bir yandan yenilenebilir enerji diyoruz bir yandan hidroelektrik santrallar (HES), rüzgâr türbinleri çevrecilerin ve yöre halklarının büyük tepkisini çekiyor. Bu konuda ne yapılabilir? - Bir kaynağõn yenilenebilir olmasõ başka; o kaynağõ kullanan yatõrõmõn yenilenebilir ve sürdürülebilir olmasõ başka. O ayrõmõn yeterince yapõlmadõğõnõ düşünüyorum. Yoksa bu kadar insan ayakta olmaz. Yeterli bilgi ve güvence verilmiyor. Eğer ikiden fazla aktör varsa ve bunlarõn birbirlerine karşõ sorumluluklarõ herhangi bir şekilde tanõmlanmamõşsa o zaman çatõşma çõkõyor. Hak ve sorumluluklarõn ortak alanda nasõl yürütüleceğinin düzenlenmesi ise devletin yetki ve sorumluluğu. Türkiye’de devlet bu konuyu öncelikle kültürel olarak olgunlaştõrabilmiş değil, ikincisi yasal mevzuat açõsõndan yeterince geliştirememiş, son olarak da bunu uygulayacak mercileri yeterince görevlendirememiş. Biz enerji savurganõ bir ülkeyiz. Türkiye ekonomisi 1birim refah yaratõrken Japon ekonomisine göre 4 misli enerji tüketiyor. OECD ortalamasõnõn da 2 misli üstündeyiz.’ 1954yõlõndaBursa’dadoğan MuratSungurBursa,OrtaDo- ğu Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nden 1977yõlõndamezunoldu.AmerikanHobartSchoolofWel- dingTechnology’dekieğitimininardõndan,1983yõlõndaGa- ziÜniversitesi,İşletmeİdaresiÜretimYönetimi’ndeyüksek lisansõnõtamamladõ.MuratSungurBursa,çalõşmahayatõ- na1977yõlõndaSõnaiEğitimveGeliştirmeMerkezi(SEGEM) Genel Müdürlüğü’nde makine mühendisi olarak başladõ. 1986-1991yõllarõarasõndakamusektöründeçeşitligörev- leryürütenBursa,1991-1994tarihleriarasõndaÇevreBa- kanlõğõÇevreselEtkiDeğerlendirmesivePlanlamaBirimi Genel Müdürü oldu. Murat Sungur Bursa, 1995-1998 yõl- larõ arasõnda önce Çevre Bakanlõğõ Müsteşar Yardõmcõlõ- ğõ’na, ardõndan da Çevre Bakanlõğõ Müsteşarlõğõ’na atan- dõ. 2003’te Başbakanlõk “Proje Uygulama Birimi” Direk- törüolanBursa,2006yõlõndaZorluEnerjiGrubuBaşkanlõğõ görevine getirildi. Halen Zorlu Enerji Grubu Başkanlõğõ ve Yönetim Kurulu üyeliği görevini yürütüyor. T ürkiye’nin her yõl 3 bin megavatlõk enerji yatõrõmõna ihtiyacõ var. Bunun önemli bir kõsmõnõn yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasõ gerekiyor. PORTRE TÜBİTAK ile ortak Ar-Ge çalõşmalarõmõz sürüyor - Enerji firmalarının ‘sahte ÇED ra- porları’ ile HES’ler kurmaya çalıştıkla- rını unutmayalım... - Ben ÇED’in ilk genel müdürüyüm. İlk kez uygulamaya ben aldõm. Uygulamasõ- nõn bizim gönlümüzden geçtiği gibi olma- dõğõnõ söyleyebilirim. Bunu hem eski çev- re müsteşarõ olarak hem de bir yatõrõmcõ olarak söylüyorum. ÇED doğru bir enstrümandõr ama ne yazõk ki hastaneden alõnan rapor gibi de- ğerlendiriliyor. Yatõrõmcõ sanki devlete müracat edecek, devlet de ona bir rapor hazõrlayacak... Yok böyle bir şey. Çevre- sel etki değerlendirme (ÇED) süreci as- lõnda ihtilaflarõ daha planlama sürecinde tartõşmaya açõp çözüme ulaştõrmasõ gere- ken bir platform. Bir karar enstrümanõ. Yatõrõmcõnõn kendi yatõrõmõna başlarken yapmasõ gerekiyor. Yaptõğõn yatõrõmõn çevresel etkisi ne olacak, vereceği zarar- larõ asgariye indirmesi için ne yapmalõ, nasõl bir teknoloji kullanmalõ? Bu sorulara yanõt arõyor. Ne yazõk ki Türkiye’de ÇED raporu, var olan bir yatõrõma alõnmaya çalõşõlõyor. Bu doğru değil. Oysa bir ÇED raporunun hazõrlõğõnõn ne kadar süreceği bellidir. Neden son dakikada başvuruluyor? Üste- lik “Biz şu kadar yatırım yaptık” diye karar vericilerin üzerinde psikolojik baskõ yapõlõyor... - Sizin de Zorlu Enerji olarak HES li- sanslarınız var. Onlarda nasıl davranı- yorsunuz? - Biz henüz proje aşamasõndayõz. Örne- ğin İkizdere Santralõ’nõn kapasitesini art- tõrmak için planlanmakta olan projelerle ilgili ÇED raporuna daha başvurmadõk. Hazõrladõktan sonra hem Çevre Bakanlõ- ğõ’na, hem yöre halkõnõn görüşlerine suna- cağõz. Osmaniye’de rüzgâr santralõ için ise önce yöre halkõ ile projenin bütün saf- halarõnõ, olumsuz etkilerini, hepsini ko- nuştuk. Şu anda bölgede tam bir uzlaşõ hâ- kim. Sahiplenmek son derece önemli. Biz insanlarõ bilgi fukarasõ yapõp kendi arala- rõnda dedikodu üretmelerine fõrsat ver- medik. Ne yapacağõmõzõ doğrudan söyledik. Sürpriz ile karşõlaşmadõ- lar. Ayrõca o yörede 82 üniversite öğrencisine burs veriyoruz. - Nükleer santrallar konusundaki dü- şünceleriniz nedir? - Biz hep mesafeli yaklaştõk. Her plat- formda Türkiye’nin uzun vadeli enerji ihtiyacõnõn giderilme- sinde büyüme hõzõ ve ener- jiye olan talep göz önüne alõndõğõnda nükleerin olabilirliğini tartõşabiliriz diyoruz. Ama Türkiye’de top- lumun bu konudaki hassasiyetini de göz ar- dõ edemeyiz. Eski Çevre Bakanlõğõ müsteşarlarõndan ve ÇED’in ilk genel müdürü Zorlu Enerji Grubu Başkanõ Bursa: Enerji çevre ile barışmalı ‘ÇED hastaneden alınan bir rapor değildir’ ‘ ANKARA VALİSİ YÜKSEL AÇIKLADI MOBESE’lere otomatik mozaik KÜPELİ DAĞI’NDAKİ OPERASYON Şõrnak’ta mayõn saldõrõsõ: 4 asker yaralõ ALİ ÖZTÜRK ANKARA - Ankara Valisi Alaaddin Yüksel, Ankara’da kamera sayõsõ giderek artan MOBE- SE sistemi ile ilgili olarak “Kameralar, yurt- taşların evlerinin balkonlarına ya da sokağa bakan pencerelerine döndüğünde, otomatik olarak kendisini buzluyor” dedi. Ankara Valisi Yüksel, Cumhuriyet’e yaptõğõ açõklamada, şehirlerde en büyük sorunun güven- lik olduğunu belirterek, Ankara’nõn şahsa ve mala karşõ işlenen suçlar itibarõyla Türkiye’nin en güvenli şehirlerinden birisi olduğunu kaydet- ti. Yüksel, çağdaş güvenlik anlayõşõnda suç işle- meye karar vermiş insanõ caydõrma yöntemleri- nin tartõşõldõğõnõ belirtirek “Bu mekanizmalar- dan bir tanesi de bütün dünyanın yaptığı gi- bi, kentin umumi alanlarında ‘yönetim güven- lik sistemi’ denilen MOBESE sistemidir” de- di. Yüksel, Ankara’da MOBESE sisteminin ku- rulmasõ ile birlikte, şahsa ve mala karşõ işlenen suçlarda yüzde 30 oranõnõnda caydõrõcõlõk etkisi yaratõlacağõna inandõğõnõ kaydetti. ‘30’dan 450’ye ulaştık’ Ankara’nõn MOBESE sistemini kurmakta bi- raz geciktiğini söyleyen Yüksel, valilik olarak kurduklarõ ve geliştirmeyi planladõklarõ sistem ile ilgili olarak, “Göreve başladığımda kamera sayısı 30 civarındaydı, şimdi 450’yi yakala- dık. MOBESE sisteminin ‘beyin merkezinin’ 825 kameradan oluşmasını planlıyoruz. 825 kameralık MOBESE sistemini, eylül ayının ikinci yarısından sonra, okullar açılmadan Ankaralıların hizmetine sunacağız” dedi. 825 kameranõn arttõrõlacağõnõ da belirten Yük- sel, “Ankara ölçeğinde bir şehrin mülki ala- nında, MOBESE sistemine bağlı 5000 kadar kameranın bulunması gerekiyor” ifadesini kullandõ. MOBESE sistemlerinin kurulmasõ ile birlikte, yurttaşlarõn özel hayatlarõnõn da görün- tülenmesi tartõşmasõnõn yaşanmasõ konusunda ise Yüksel, Ankara’da kurulacak sistemin bir özelliğinin bu konudaki hassasiyeti olumsuz yönde etkilemeyeceğini şu sözlerle anlattõ: “MOBESE sistemine bağlı olan kameralar yurttaşların evlerinin balkonlarına ya da so- kağa bakan pencerelerine döndüğünde, oto- matik olarak kendisini buzluyor. Bu prog- ram sayesinde MOBESE kameralarının hiç- birisi, Ankara’daki evin penceresini, balko- nunu görmeyecek.” MURATSUNGURBURSA ZorluEnerjiGrupBaşkanı - Görülüyor ki başka kaynaklara da ihtiyacõmõz var. Bunlardan biri kömür. Kömürün iki alternatifi var, biri ithal ikincisi yerli. Dõşa bağõmlõlõğõ azaltma açõsõndan yerli kömürün öne çõkmasõ gerekiyor ama maalesef bizim kömürümüz çok ciddi miktarda çevre kirliliği yaratabilecek özelliklere sahip. Bu yüzden geçen sene TÜBİTAK ile ortak bir araştõrma projesi başlattõk. Düşük kalorili kükürt oranõ yüksek kömürü çõkartmak yerine yerin altõnda bunlardan yakõcõ gazõn elde edilip, diğer deyişle kömürü gazlaştõrmak ve o gazõ yukarõya taşõyarak bir elektik santralõ yapma projesi var. Önemli olan teknolojinin gelişmesi. Bu teknoloji çõksa Türkiye’nin her yerinde yapõlabilir. Bunun kendi kömür kaynaklarõmõza uygulanmasõ lazõm. Denemeler yapõlacak. 2-3 yõlda sonuç almayõ beklemiyoruz. 7 milyon dolarlõk bir Ar-Ge çalõşmasõ. Ar-Ge fonlarõndan da yararlanacağõz. Kömür santralõna yatõrõm yapmayacak olsak da bunu sürdüreceğiz. Bizim bir de güneş enerjisine yönelik Ar-Ge çalõşmamõz var. Güneş enerjisinin termal õsõya dönüştürüldüğü bir proje. Yüksek basõnçta buhar elde edilecek. Denizli’de bir tesis kurduk, çalõşmalar sürüyor. 1 milyor dolar kadar para harcadõk şimdiye kadar. ‘Lozan’ın değeri anlaşılmıyor’ Lozan Barış Konferansı ve Antlaşması’nın 87. yılı Heybeliada’daki İnönü Evi ve Müzesi’nin bahçesinde düzenlenen törenle kutlandı. Adalar Belediyesi, İnönü Vakfı’nca önceki gece gerçek- leştirilen etkinlikte konuşan Dr. Farsakoğlu, Lozan Barış Antlaşması’nın günümüzdeki de- ğerinin yeteri kadar anlaşılamadığını belirterek bu anlaşmayı yapanlara dil uzatıldığını görme- nin büyük üzüntüsünü yaşadıklarını ifade etti. Açılış konuşmalarının Farsakoğlu, İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker’e plaket takdim etti. ŞIRNAK (Cumhuriyet) - Şõrnak’õn Güçlüko- nak ilçesinde araziye döşenen el yapõmõ mayõnõn patlamasõ sonucu 1 astsubay ile 3 er yaralandõ. Güçlükonak ile Cizre arasõnda bulunan Küpeli Dağõ’nda teröristlere yönelik 5 gün önce başlatõ- lan operasyonlar aralõksõz devam ediyor. Güven- lik güçleri, dün bu bölgede arazi arama tarama faaliyeti yaptõğõ sõrada teröristlerce yola döşenen el yapõmõ bir mayõn patladõ. Patlama sonucu 1 astsubay ile 3 er yaralandõ. Yaralõlar, askeri heli- kopterle Şõrnak Asker Hastanesi’ne kaldõrõlarak tedavi altõna alõndõ. Olayõn ardõndan Akçay Tugay Komutanlõ- ğõ’ndan tam donanõmlõ yüzlerce asker Sikorsky helikopterlerle operasyon bölgesine sevk edildi. Havadan kobra helikopterlerinin destek verdiği güvenlik güçlerinin bir grup teröristi çembere al- dõğõ bildirildi. Teröristleri etkisiz hale getirmek için başlatõlan çalõşmalarõn gece geç saatlere ka- dar devam ettiği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle