Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Âkif’i Rahat Bırakın
Babamın kitaplığında Âkif’in “Safahat”ıyla
Fikret’in “Rubab-ı Şikeste”si yan yana
dururdu.
Bu iki kalın cilt benim çocuk zihnimde iki
kardeş kitaptı.
Türkçe ya da edebiyat kitaplarımızda
Âkif’in “Seyfi Baba”sıyla Fikret’in
“Balıkçılar”ını okuduğumda da iki şair
arasındaki kardeş yakınlığını
duyumsamıştım.
Yoksul insana duyulan aynı insancıl sevgi
ve aynı konuşma dili akıcılığı...
Zaman içinde iki şair arasındaki farklılıkları
algılayacak, aralarında karşılıklı ağır
suçlamalara varan atışmaları da okuyarak
öğrenecektim...
Nelerdi bu farklılıklar?
Aklıma geldiğince söyleyeyim:
Âkif’te konusu aşk olan bir şiir yoktur.
Fikret’in “kara bir kuş gibi uçup gidecek
gece birazdan” dizesindeki gibi günümüz
şairini kıskandıracak bir metaforun benzerini
Âkif’in şiirinde bulabilmek söz konusu
değildir.
Ya da, bir zamanlar ilk iki dizesini “Sarmış
yine ufuklarını bir inatçı duman/Bir beyaz
karanlık ki gittikçe yoğunlaşan” diye
günümüz Türkçesine uyarladığım olağanüstü
“Sis”in gölgesini bile Âkif’in şiirinde
bulamazsınız...
Bunlar bu konuda aklıma ilk gelen
örneklerden birkaçı...
Özetle, Fikret sanatkâr ve dâva adamı, Âkif
sanatkârlığı zayıf bir dâva adamıdır...
Şimdi atışmalarının konusunu oluşturan
dâva konusuna gelelim...
Âkif’in dâvası ve buna bağlı olarak bütün
referansları İslam’a yöneliktir.
Ona kalırsa İslam’ın dışında kalan ne varsa
“tek dişi kalmış canavar”dır.
Yurtseverliği de İslam’la özdeştir.
Yurdun kurtuluşu için savaş, İslam için
savaş demektir.
Kurtuluş savaşımızda Arapların ihanetine
uğrayışımızı bu nedenle görmezden gelmiş,
“Türk Arapsız yaşamaz, kim ki ‘yaşar’ der
delidir/Arab’ın Türk ise, hem sağ gözü, hem
sağ elidir” gibi, içerik bir yana, sözdizimi ve
“prozodi” bakımından da bozuk dizeler
yazabilmiş, sonradan da bunları herhangi bir
biçimde düzeltme gereksinimi duymamıştır...
Buna karşılık Fikret’in yurt ve insan
severliği herhangi bir dine, herhangi bir ırka
bağlı değildir.
O, kavramların gerçek içerikleriyle,
aydınlanmacı ve evrenselcidir.
Onun felsefesinde yaşam, evrenin ruhudur
(ey hayat/ey ruh-u kâinat)...
İnsan ise iyiliğin ve kötülüğün ve bütün
olabilirliklerin Tanrısı olarak kutsanma
hakkına sahiptir... (Takdis edin
beşer/Takdise müstahaktır/Odur rabbı hayr ü
şer/rabbı mümkinat)...
Ne Âkif ne o dönemin bir başka şairi
Fikret’in bu dizelerindeki düşünce yüceliğine
ve sanatkârca söyleyişe ulaşabilmiştir.
“Eski Çağlar Tarihi”(Tarih-i Kadim) destanı
ise, esin kaynağı o olsa bile Hugo’nun
“Yüzyılların Efsanesi”yle boy ölçüşebilecek
değerdedir...
Bu yazının amacı Fikret-Âkif karşılaştırması
değildi.
Babamın kitaplığında yan yana duran iki
kitaptan yola çıkınca böyle oldu.
O iki kitap (ve yeni basımları) benim
kitaplığımda da bugün yan yana
durmaktalar...
Çünkü Âkif, bazı şiirleriyle de olsa, benim
gözümde bugün de Fikret’le kardeş bir
şairdir...
Beni tedirgin eden, edebiyat kültürü ve şiir
zevkinin derinliği bir karışı geçemeyecek
kimselerin, olur olmaz yerde Âkif’çi kesilerek,
onun bazı (genellikle de zevksiz ve
yeteneksizce söylenmiş) dizelerini dillerine
pelesenk etmeleri, kendi amaçları
doğrultusunda sömürmeleridir...
Yazıyı fazla uzatmayacak, bu gibi
kimselere şimdilik şunları söylemekle
yetineceğim:
Âkif’i göklere çıkarırken, onun,
“Gölgesinden bile korkup bağıran bir
ödlek/Otuz üç yıl bizi korkuttu ‘şeriat’
diyerek” gibi, sizlerin hayranlık duyduğu II.
Abdülhamit’i en ağır sözlerle aşağılayan
dizelerini neden bilmezden, görmezden
geliyorsunuz? (Üstelik bu dizelerdeki
“ödlek”, “diyerek” uyağında, Araplar için
dörtlüğündeki “delidir”-“elidir” uyağından
çok daha yeteneklice, neredeyse Namık
Kemal’ce çınıldayan bir ses tonu varken...)
Ya da, onun, Osmanlı’yı yıkıma sürükleyen
Alman’ın övgüsüyle dolu (en ufak bir şairlik
yeteneği de taşımayan) dizelerini neden söz
konusu etmiyorsunuz?
Günümüzün kimi sağcı siyasetçilerinin yok
denecek düzeydeki edebiyat kültürleri, sığ
dünya görüşleri ve düşük şiir zevkleri, onlara
Mehmet Âkif’in bazı dizelerini sevdirebilir...
Fakat kendilerine tavsiyem, eğer en ufak
bir saygıları varsa, Âkif’i yine de rahat
bırakmalarıdır.
Çünkü Mehmet Âkif, çağını çoktan
tamamlamış dünya görüşüne, zevksiz ve
yeteneksiz birçok şiirine, genelde de
sanatkâr bir şair olmaktan çok orta düzeyde
bir manzumeci olmasına karşın, gözü dünya
mülkünden uzak, ideallerine içtenlikle bağlı,
adaletsizliğe ve eşitsizliğe isyan etmiş,
namuslu, onurlu bir Türk şairidir.
Âkif’i rahat bırakın!
Çünkü bu ad, her şeye karşın, sizlerin
ağızlarınıza yakışmıyor!
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
CHP’nin ‘yüzde 7 baraj’ önerisinden memnun olan partiler barajõn AB standartõna indirilmesini istiyor
‘Olumlu ama yetersiz’HİLAL KÖSE/ŞULE KÖKTÜRK
Birçok siyasi parti, seçim barajõnõn
kaldõrõlmasõ ya da Avrupa Birliği
standartõna indirilmesi gerektiği gö-
rüşünde birleşiyor. CHP’nin “yüzde
7 önerisi” olumlu bulunsa da toplu-
mun tüm kesimlerinin Meclis’te
temsiline yetmeyeceği belirtiliyor.
MHP ise seçim barajõnõn düşürül-
memesini istedi.
Barõş ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Ayla Akat Ata,
CHP’nin seçim barajõnõn yüzde 7’ye
düşürülmesi yasa teklifini önemse-
diklerini belirterek baraj nedeniyle
2007’deki seçimlerde 14 milyon seç-
menin Meclis’e milletvekili gönde-
remediğine dikkat çekti. Antidemo-
kratik seçim barajõnõn AB yõllõk iler-
leme raporunda da sürekli eleştiri ko-
nusu olduğunu vurguladõ. Yüzde 10
seçim barajõnõ Türkiye dõşõnda uygu-
layan bir ülke olmadõğõnõ, en yüksek
barajõn yüzde 7 ile Rusya’da olduğu-
nu belirten Ata, şöyle devam etti: “Av-
rupa ülkelerinde en yüksek seçim
barajı yüzde 5, en düşük baraj ise
yüzde 0.67 ile Hollanda’da uygula-
nıyor. Bu sistem çoğulculuk ilkesi-
ni engellerken çoğunluğun iktidarını
dayatmaktadır.”
Ata, barajõn yüzde 3 olarak belir-
lenmesinin, Meclis’in toplumun daha
geniş kesimleri kapsamasõna neden
olacağõnõ ifade ederek 16 Temmuz’da
bu yöndeki kanun tekliflerinin oldu-
ğunu belirtti.
Demokratik Sol Parti Genel Başkanõ
Masum Türker, Türkiye’de seçim
barajõnõn antidemokratik bir uygula-
ma ve Türk demokrasisinin 12 Ey-
lül’den bu yana yaralayan bir düzen-
leme olduğunu kaydederek “Bu ko-
nuda parti olarak 29 Ocak 2010’da,
barajın yüzde 5 düzeyine indirilmesi
ile ilgili olarak milletvekillerimi-
zin verdiği bir yasa teklifi var.
CHP’nin teklifi olumlu. Bu konuda
iktidar partisi de aynı duruşu ser-
gileyerek Türkiye’nin önemli bir
ayıbının, en azından şimdilik gide-
rilmesi konusunda adım atılmış
olacaktır. Böylelikle 12 Eylül’ün
bir ayıbı daha temizlenecektir” di-
ye konuştu.
‘Milli bakiye sistemi olsun’
Özgürlük ve Dayanõşma Partisi
(ÖDP) Genel Başkanõ Alper Taş,
“Biz seçim barajının kalkmasını,
milli bakiye sisteminin uygulan-
masını istiyoruz. Temmuz seçimle-
ri öncesi baraj kaldırılsın, barajsız
bir seçim ortamında her parti ken-
disini ifade etsin. Meclis’e bütün si-
yasi fikirler girsin. Bu partiler Mec-
lis’te hep birlikte nasıl bir Anaya-
sa istediklerini ifade etsinler. Bu na-
sıl bir Türkiye istediğimizi de ortaya
koyar. Adil bir seçim yarışıyla se-
çilecek o Meclis, bütün siyasi fikir-
leri içereceği için de Kurucu Mec-
lis işlevi görsün” dedi.
Emeğin Partisi Genel Başkanõ Le-
vent Tüzel, “Hem anayasa hem de
siyasi partiler mevzuatındaki ba-
rajların tümüyle kalkmasını, halkın
iradesi önünde hiçbir engelin kal-
mamasını savunuyoruz. Hiçbir
oyun ziyan olmayacağı şekilde, mil-
li bakiye sisteminin demokratik
iradeyi ortaya çıkaracaktır. Yüzde
7’lik baraj bu ihtiyacı karşılama-
yacak” dedi. Tüzmen, partilerinin re-
feranduma hayõr tutumlarõnda barajõn
korunuyor olmasõnõn etkili olduğunu
ifade etti. Türkiye Komünist Partisi Si-
yasi Büro üyesi Kurtuluş Kılıçer, bü-
tün oylarõn temsiliyetinin sağlanma-
sõ için barajõn tümüyle kaldõrõlmasõ ge-
rektiğini, seçim barajõnõn 1980 son-
rasõnda darbe ile ortaya çõktõğõnõ be-
lirtti. İşçi Partisi Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Erkan Önsel, CHP’nin adõ-
mõnõn yetersiz olduğunu, barajõn ta-
mamen kaldõrõlmasõ gerektiğini dile
getirerek “Demokratik ve doğru
olan adım budur” dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel
Sekreteri Cihan Paçacı, MHP’nin,
zamanlamasõ açõsõndan öneriye sõcak
bakmadõğõnõ belirterek terörün çok
yoğun olduğu bir dönemde önerinin
BDP’nin taleplerini gündeme getirdi-
ğini söyledi. Paçacõ, “Zamanlama
açısından yanlıştır. Ama bundan
da önemlisi bu meselenin siyasi par-
tiler yasası, seçim yasası ve anaya-
sanın ilgili diğer maddeleri ile bir-
likte ele alınması gerekir. Bölük
pörçük ele alınmamalı” dedi.
‘Siyasi
hayatta
boşluk
yarattı’
Eşitlik ve Demokrasi Partisi Genel Başkanõ Ziya Halis, seçim barajõnõn, dünya-
daki, Türkiye’deki değişimin siyasete yansõmasõna, demokrasinin gelişimine ve
toplumun değişimine karşõ büyük bir engel teşkil ettiğini dile getirerek “Barajın
kesinlikle düşürülmesi gerekir” diye konuştu. Demokrat Parti Genel Başkanõ
Hüsamettin Cindoruk da baraj konmak isteniyorsa, temsilde adalet için bunun
yüzde 5 olmasõ gerektiğine işaret ederek “Bütün partiler açısından yüksek ba-
raj sadece seçim adaleti sorunu doğurmuyor, partilerin devamlılığını da sı-
kıntıya sokuyor. Hepimiz gördük ki, CHP dahil ANAP, DYP hepsi köklü par-
tilerdi. Bazılarının olmaması siyasi hayatta boşluk yarattı” diye konuştu.
Kõlõçdaroğlu, anayasa paketindeki düzenlemelerin ilerleme raporlarõyla çeliştiğine dikkat çekti
‘AB, AKP’ye mi endeksli?’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç-
daroğlu, AB sözcüsünün anayasa pa-
ketine destek çağrõsõna tepki göste-
rerek, “HSYK’de bakanın, müste-
şarın olmamasını, ben değil onlar
söylüyor. AB kendini AKP’ye en-
dekslediyse o ayrı bir şey” dedi.
Kõlõçdaroğlu, dün CHP il baş-
kanlarõ toplantõsõ öncesinde gün-
demdeki gelişmeler üzerine konu-
şurken, Anayasa Mahkemesi’nin
değişiklik paketine ilişkin kararlarõnõ
değerlendirdi. “Anayasa Mahke-
mesi Başkanı’nın açıklamaları
bazı çelişkilerin olabileceğini gös-
teriyor. Bu çelişkiler gerekçeli
kararda ortaya çıkacaktır” görü-
şünü dile getiren Kõlõçdaroğlu, 12
Eylül Anayasasõ’nõn bir uzantõsõ
olarak gördükleri pakete “hayır” di-
yeceklerini yineledi.
‘Gelinen noktaya bakın’
Kõlõçdaroğlu, “Baskıcı bir rejim
toplumun geleceği için son derece
tehlikeli. Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı, ‘telefonlar dinleniyor’ diye
karar toplantısına üyeleri kurye ile
çağırıyor. Geldiğimiz noktaya ba-
kın. Bu sadece Anayasa Mahke-
mesi Başkanı’nın bir kaygısı değil.
Bu kaygı sokaktaki yurttaşın da
paylaştığı bir kaygı. Bu kaygıyı ya-
ratan bir siyasal iktidar demok-
rasiyi geliştirmek için sağlıklı bir
anayasa yapabilir mi?
Yine bir gazetenin manşetinde
AB’nin bir sözcüsünün bu ana-
yasa değişikliğini desteklediği be-
lirtiliyor. Şunu gerçekten merak
ediyorum; bu sayın sözcü, Tür-
kiye ilgili bugüne kadar yayımla-
nan AB ilerleme raporlarını niçin
okumuyor? Kendi yazdıkları ra-
porları okumayan bir sözcü, na-
sıl bu değişikliğe ‘evet biz bunlarõ
destekliyoruz’ diyebilir. Dönsün
baksın o raporlarına, HSYK’de
bakanın, müsteşarın olmamasını,
ben değil onlar söylüyor. ‘Biz ya-
zarõz ama farklõ söyleriz’ diyor.
AB kendini AKP’ye endekslediy-
se o ayrı bir şey. Biz bunu AB’nin
etik değerleriyle bağdaştırmıyo-
ruz. Bir şey söylüyorlarsa arka-
sında dursunlar. Halka bunların
hepsini anlatacağız” dedi.
İl başkanlarına çağrı
İl başkanlarõndan halkõn sorunla-
rõna kenetlenmelerini isteyen Kõlõç-
daroğlu, sandõğa sahip çõkmayanõn
partilerinde yeri olmadõğõnõ belirte-
rek şunlarõ söyledi: “AKP’nin
baskıcı politikalarından Türki-
ye’yi kurtarmamız lazım. Terörü
de biz çözeceğiz, çünkü bizim giz-
li gündemimiz yok. Bir iktidar ko-
şusu başlattık bunu tamamlaya-
cağız. Hepimiz çalışacağız. İl
başkanlıklarında oturmayacağız.
Laf değil, iş üreteceğiz. İl baş-
kanlarının performanslarını da öl-
çeceğiz. İl başkanlarının kendi
bölgelerine ne kadar hâkim ol-
duklarını saptayacağız.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un an-
nesi Nezahat Koç’un cenazesi toprağa verildi. Bir
süredir rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Neza-
hat Koç için Karşıyaka Mezarlığı’ndaki camide tö-
ren düzenlendi. Cenaze törenine, Haluk Koç ve
yakınlarının yanı sıra CHP lideri Kemal Kılıçda-
roğlu, Genel Başkan Yardımcıları Hakkı Süha
Okay, Umut Oran, CHP Genel Sekreteri Önder
Sav, CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ile
çok sayıda milletvekili katıldı. Haluk Koç tören sı-
rasında gözyaşlarını tutamadı. Cenaze, ikindi na-
mazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından
Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze
törenine, eski CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal’ın da çelenk gönderdiği gözlendi. (AA)
CHP’liler cenazede buluştu
ANAYASA KOMİSYONU ÜYESİ CHP’Lİ KART
‘YüksekSeçimKurulu
6maddeyiçıkarmalı’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Anayasa Ko-
misyonu üyelerinden, CHP Kon-
ya Milletvekili Atilla Kart “Ana-
yasa Mahkemesi kararından
sonra Anayasa Mahkemesi ve
HSYK’nin bazı üyelerinin se-
çiminde belirsizlik ortaya çık-
tığını, YSK’nin 6 maddeyi re-
ferandum metninden çıkar-
ması gerektiğini” söyledi.
CHP’li Kart, Anayasa Mahke-
mesi’nin kararõyla ilgili olarak
“Anayasa yargısı gibi istisnai ve
teknik hükümlerin ağır bastı-
ğı yargılama hukukunda, baş-
ka yargılama usullerine atıfla,
yorum ya da kıyaslama yoluy-
la değerlendirme yapılması söz
konusu olamaz. Anayasa Mah-
kemesi ve HSYK’nin 12 ve 6
üyeliğinin seçiminde belirsizlik
vardır. Bu durumda, Anayasa
Mahkemesi’nin 2 bölüm ha-
linde çalışması gereken,
HSYK’nin 3 daire halinde ça-
lışması gereken kurullarının
oluşturulması ve görev yap-
ması mümkün olamayacaktır.
Bu illiyet sebebiyle, teklifin 16
ve 22. maddeleri yanında; 18,
19, geçici 19 ve geçici 20. mad-
delerinin de hayata geçmesi
mümkün değildir” dedi.
İLERLEME RAPORLARI YOK SAYILDI
AvrupaBirliği
yinekendisiyleçelişti
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye’nin AB
katõlõm müzakereleri açõsõndan
anayasa değişikliği paketinin re-
ferandumda kabul edilmesini is-
teyen AB Komisyonu, kendisiy-
le çelişti. AB, Venedik Komis-
yonu’nun, birbiri ile bağlantõsõz
olan konularõn aynõ paket içinde
referanduma sunulamayacağõna
ilişkin 2006 tarihli kararõnõ ve
Adalet Bakanõ ile müsteşarõnõn,
Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’nda yer almamasõnõ ön-
gören ilerleme raporlarõnõ da gör-
mezden geldi. AB Komisyonu
sözcülerinden Ferran Tarradel-
las Espuny’nin halkõn iradesini
yönlendirmeye çalõşarak anayasa
değişiklik paketinin referandum-
da kabul edilmesini istemesi, Tür-
kiye’deki muhalif kanatta tepki
yarattõ. AB, Venedik Komisyo-
nu’nun Referandumlarda İyi Uy-
gulamalar Kõlavuzu’nun 30. mad-
desindeki, “Seçmenler, arala-
rında bir bağ olmayan farklı so-
rulara aynı anda oy vermek
zorunda bırakılmamalıdır. Seç-
menin birini desteklerken bir
başkasına karşı olabileceği dik-
kate alınmalıdır” yaklaşõmõnõ
görmezden geldi.
ANAYASA MAHKEMESİ
Kısa
karar
açıklandı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Anayasa Mahkemesi, 5982 sa-
yõlõ Türkiye Cumhuriyeti Anayasa-
sõ’nõn Bazõ Maddelerinde Değişik-
lik Yapõlmasõ Hakkõnda Yasa’nõn,
Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile
ilgili bazõ maddelerin kõsmen iptali-
ne ilişkin kõsa kararõnõ açõkladõ.
Yüksek mahkemenin internet si-
tesinde yapõlan açõklamaya göre,
mahkeme heyeti, 5982 sayõlõ Türki-
ye Cumhuriyeti Anayasasõ’nõn Bazõ
Maddelerinde Değişiklik Yapõlmasõ
Hakkõnda Yasa’nõn 8, 14, 16, 19,
22, 25. ve 26. maddelerinin, anaya-
sanõn 4. maddesi kapsamõnda öngö-
rülen teklif yasağõ kapsamõnda in-
celenmesinin Anayasa Mahkeme-
si’nin yetkisinde olup olmadõğõnõ
bir ön sorun olarak gördü. Bu ön
soruna ilişkin yapõlan değerlendir-
mede Anayasa Mahkemesi Başkanõ
Haşim Kılıç ile üyeler Serruh Ka-
leli, Engin Yıldırım ile Nuri Neci-
poğlu’nun karşõoylarõyla bu konu-
nun incelenmesinin Anayasa Mah-
keme’sinin yetkisinde olduğuna oy-
çokluğuyla karar verildi.
Oybirliğiyle karar verildi
Kõsa kararda, Anayasa Mahke-
mesi’nin yapõsõna ilişkin 16. madde
ile değiştirilen anayasanõn 146.
maddesinin 4. fõkrasõnõn 1. tümce-
sinde yer alan “...bir üye ancak bir
aday için oy kullanabilir...” iba-
resi ile 2. tümcesinde yer alan
“...de her bir baro başkanı ancak
bir aday için oy kullanabilir ve
...” ibaresinin oybirliğiyle anayasa-
ya aykõrõ olduğu ve iptaline karar
verildiği açõklandõ.
Bu maddenin diğer bölümlerinin
ise iptal isteminin üyeler Osman
Alifeyyaz Paksüt, Fulya Kantar-
cıoğlu, Mehmet Erten, Şevket
Apalak ile Zehra Ayla Perktaş’õn
karşõoylarõyla oyçokluğuyla redde-
dildiği bildirildi.
‘Mahkeme yetkisiz’
Açõklamada, anayasa değişiklik
paketinin 22. maddesiyle değiştiri-
len anayasanõn 159. maddesinin 3.
fõkrasõnõn 3. tümcesinde yer alan
“... iktisat ve siyasal bilimler ...”
ve “... üst kademe yöneticileri ...”
ibarelerinin de anayasaya aykõrõ ol-
duğuna oybirliğiyle karar verildiği
kaydedildi. Anayasa Mahkemesi,
söz konusu kanunun tümden hal-
koylamasõna sunulmasõna olanak
sağlayan maddesinin iptal istemini
ise üyeler Paksüt, Kantarcõoğlu, Er-
ten ile Apalak’õn karşõoylarõna rağ-
men “Anayasa Mahkemesi’nin
yetkisizliği” nedeniyle oyçoklu-
ğuyla reddetti. Mahkeme ayrõca ka-
nun maddelerinin yürürlüklerinin
durdurulmasõ istemini de reddetti.