19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Âkif’i Rahat Bırakın Babamın kitaplığında Âkif’in “Safahat”ıyla Fikret’in “Rubab-ı Şikeste”si yan yana dururdu. Bu iki kalın cilt benim çocuk zihnimde iki kardeş kitaptı. Türkçe ya da edebiyat kitaplarımızda Âkif’in “Seyfi Baba”sıyla Fikret’in “Balıkçılar”ını okuduğumda da iki şair arasındaki kardeş yakınlığını duyumsamıştım. Yoksul insana duyulan aynı insancıl sevgi ve aynı konuşma dili akıcılığı... Zaman içinde iki şair arasındaki farklılıkları algılayacak, aralarında karşılıklı ağır suçlamalara varan atışmaları da okuyarak öğrenecektim... Nelerdi bu farklılıklar? Aklıma geldiğince söyleyeyim: Âkif’te konusu aşk olan bir şiir yoktur. Fikret’in “kara bir kuş gibi uçup gidecek gece birazdan” dizesindeki gibi günümüz şairini kıskandıracak bir metaforun benzerini Âkif’in şiirinde bulabilmek söz konusu değildir. Ya da, bir zamanlar ilk iki dizesini “Sarmış yine ufuklarını bir inatçı duman/Bir beyaz karanlık ki gittikçe yoğunlaşan” diye günümüz Türkçesine uyarladığım olağanüstü “Sis”in gölgesini bile Âkif’in şiirinde bulamazsınız... Bunlar bu konuda aklıma ilk gelen örneklerden birkaçı... Özetle, Fikret sanatkâr ve dâva adamı, Âkif sanatkârlığı zayıf bir dâva adamıdır... Şimdi atışmalarının konusunu oluşturan dâva konusuna gelelim... Âkif’in dâvası ve buna bağlı olarak bütün referansları İslam’a yöneliktir. Ona kalırsa İslam’ın dışında kalan ne varsa “tek dişi kalmış canavar”dır. Yurtseverliği de İslam’la özdeştir. Yurdun kurtuluşu için savaş, İslam için savaş demektir. Kurtuluş savaşımızda Arapların ihanetine uğrayışımızı bu nedenle görmezden gelmiş, “Türk Arapsız yaşamaz, kim ki ‘yaşar’ der delidir/Arab’ın Türk ise, hem sağ gözü, hem sağ elidir” gibi, içerik bir yana, sözdizimi ve “prozodi” bakımından da bozuk dizeler yazabilmiş, sonradan da bunları herhangi bir biçimde düzeltme gereksinimi duymamıştır... Buna karşılık Fikret’in yurt ve insan severliği herhangi bir dine, herhangi bir ırka bağlı değildir. O, kavramların gerçek içerikleriyle, aydınlanmacı ve evrenselcidir. Onun felsefesinde yaşam, evrenin ruhudur (ey hayat/ey ruh-u kâinat)... İnsan ise iyiliğin ve kötülüğün ve bütün olabilirliklerin Tanrısı olarak kutsanma hakkına sahiptir... (Takdis edin beşer/Takdise müstahaktır/Odur rabbı hayr ü şer/rabbı mümkinat)... Ne Âkif ne o dönemin bir başka şairi Fikret’in bu dizelerindeki düşünce yüceliğine ve sanatkârca söyleyişe ulaşabilmiştir. “Eski Çağlar Tarihi”(Tarih-i Kadim) destanı ise, esin kaynağı o olsa bile Hugo’nun “Yüzyılların Efsanesi”yle boy ölçüşebilecek değerdedir... Bu yazının amacı Fikret-Âkif karşılaştırması değildi. Babamın kitaplığında yan yana duran iki kitaptan yola çıkınca böyle oldu. O iki kitap (ve yeni basımları) benim kitaplığımda da bugün yan yana durmaktalar... Çünkü Âkif, bazı şiirleriyle de olsa, benim gözümde bugün de Fikret’le kardeş bir şairdir... Beni tedirgin eden, edebiyat kültürü ve şiir zevkinin derinliği bir karışı geçemeyecek kimselerin, olur olmaz yerde Âkif’çi kesilerek, onun bazı (genellikle de zevksiz ve yeteneksizce söylenmiş) dizelerini dillerine pelesenk etmeleri, kendi amaçları doğrultusunda sömürmeleridir... Yazıyı fazla uzatmayacak, bu gibi kimselere şimdilik şunları söylemekle yetineceğim: Âkif’i göklere çıkarırken, onun, “Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek/Otuz üç yıl bizi korkuttu ‘şeriat’ diyerek” gibi, sizlerin hayranlık duyduğu II. Abdülhamit’i en ağır sözlerle aşağılayan dizelerini neden bilmezden, görmezden geliyorsunuz? (Üstelik bu dizelerdeki “ödlek”, “diyerek” uyağında, Araplar için dörtlüğündeki “delidir”-“elidir” uyağından çok daha yeteneklice, neredeyse Namık Kemal’ce çınıldayan bir ses tonu varken...) Ya da, onun, Osmanlı’yı yıkıma sürükleyen Alman’ın övgüsüyle dolu (en ufak bir şairlik yeteneği de taşımayan) dizelerini neden söz konusu etmiyorsunuz? Günümüzün kimi sağcı siyasetçilerinin yok denecek düzeydeki edebiyat kültürleri, sığ dünya görüşleri ve düşük şiir zevkleri, onlara Mehmet Âkif’in bazı dizelerini sevdirebilir... Fakat kendilerine tavsiyem, eğer en ufak bir saygıları varsa, Âkif’i yine de rahat bırakmalarıdır. Çünkü Mehmet Âkif, çağını çoktan tamamlamış dünya görüşüne, zevksiz ve yeteneksiz birçok şiirine, genelde de sanatkâr bir şair olmaktan çok orta düzeyde bir manzumeci olmasına karşın, gözü dünya mülkünden uzak, ideallerine içtenlikle bağlı, adaletsizliğe ve eşitsizliğe isyan etmiş, namuslu, onurlu bir Türk şairidir. Âkif’i rahat bırakın! Çünkü bu ad, her şeye karşın, sizlerin ağızlarınıza yakışmıyor! [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 CHP’nin ‘yüzde 7 baraj’ önerisinden memnun olan partiler barajõn AB standartõna indirilmesini istiyor ‘Olumlu ama yetersiz’HİLAL KÖSE/ŞULE KÖKTÜRK Birçok siyasi parti, seçim barajõnõn kaldõrõlmasõ ya da Avrupa Birliği standartõna indirilmesi gerektiği gö- rüşünde birleşiyor. CHP’nin “yüzde 7 önerisi” olumlu bulunsa da toplu- mun tüm kesimlerinin Meclis’te temsiline yetmeyeceği belirtiliyor. MHP ise seçim barajõnõn düşürül- memesini istedi. Barõş ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, CHP’nin seçim barajõnõn yüzde 7’ye düşürülmesi yasa teklifini önemse- diklerini belirterek baraj nedeniyle 2007’deki seçimlerde 14 milyon seç- menin Meclis’e milletvekili gönde- remediğine dikkat çekti. Antidemo- kratik seçim barajõnõn AB yõllõk iler- leme raporunda da sürekli eleştiri ko- nusu olduğunu vurguladõ. Yüzde 10 seçim barajõnõ Türkiye dõşõnda uygu- layan bir ülke olmadõğõnõ, en yüksek barajõn yüzde 7 ile Rusya’da olduğu- nu belirten Ata, şöyle devam etti: “Av- rupa ülkelerinde en yüksek seçim barajı yüzde 5, en düşük baraj ise yüzde 0.67 ile Hollanda’da uygula- nıyor. Bu sistem çoğulculuk ilkesi- ni engellerken çoğunluğun iktidarını dayatmaktadır.” Ata, barajõn yüzde 3 olarak belir- lenmesinin, Meclis’in toplumun daha geniş kesimleri kapsamasõna neden olacağõnõ ifade ederek 16 Temmuz’da bu yöndeki kanun tekliflerinin oldu- ğunu belirtti. Demokratik Sol Parti Genel Başkanõ Masum Türker, Türkiye’de seçim barajõnõn antidemokratik bir uygula- ma ve Türk demokrasisinin 12 Ey- lül’den bu yana yaralayan bir düzen- leme olduğunu kaydederek “Bu ko- nuda parti olarak 29 Ocak 2010’da, barajın yüzde 5 düzeyine indirilmesi ile ilgili olarak milletvekillerimi- zin verdiği bir yasa teklifi var. CHP’nin teklifi olumlu. Bu konuda iktidar partisi de aynı duruşu ser- gileyerek Türkiye’nin önemli bir ayıbının, en azından şimdilik gide- rilmesi konusunda adım atılmış olacaktır. Böylelikle 12 Eylül’ün bir ayıbı daha temizlenecektir” di- ye konuştu. ‘Milli bakiye sistemi olsun’ Özgürlük ve Dayanõşma Partisi (ÖDP) Genel Başkanõ Alper Taş, “Biz seçim barajının kalkmasını, milli bakiye sisteminin uygulan- masını istiyoruz. Temmuz seçimle- ri öncesi baraj kaldırılsın, barajsız bir seçim ortamında her parti ken- disini ifade etsin. Meclis’e bütün si- yasi fikirler girsin. Bu partiler Mec- lis’te hep birlikte nasıl bir Anaya- sa istediklerini ifade etsinler. Bu na- sıl bir Türkiye istediğimizi de ortaya koyar. Adil bir seçim yarışıyla se- çilecek o Meclis, bütün siyasi fikir- leri içereceği için de Kurucu Mec- lis işlevi görsün” dedi. Emeğin Partisi Genel Başkanõ Le- vent Tüzel, “Hem anayasa hem de siyasi partiler mevzuatındaki ba- rajların tümüyle kalkmasını, halkın iradesi önünde hiçbir engelin kal- mamasını savunuyoruz. Hiçbir oyun ziyan olmayacağı şekilde, mil- li bakiye sisteminin demokratik iradeyi ortaya çıkaracaktır. Yüzde 7’lik baraj bu ihtiyacı karşılama- yacak” dedi. Tüzmen, partilerinin re- feranduma hayõr tutumlarõnda barajõn korunuyor olmasõnõn etkili olduğunu ifade etti. Türkiye Komünist Partisi Si- yasi Büro üyesi Kurtuluş Kılıçer, bü- tün oylarõn temsiliyetinin sağlanma- sõ için barajõn tümüyle kaldõrõlmasõ ge- rektiğini, seçim barajõnõn 1980 son- rasõnda darbe ile ortaya çõktõğõnõ be- lirtti. İşçi Partisi Genel Başkan Yar- dõmcõsõ Erkan Önsel, CHP’nin adõ- mõnõn yetersiz olduğunu, barajõn ta- mamen kaldõrõlmasõ gerektiğini dile getirerek “Demokratik ve doğru olan adım budur” dedi. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri Cihan Paçacı, MHP’nin, zamanlamasõ açõsõndan öneriye sõcak bakmadõğõnõ belirterek terörün çok yoğun olduğu bir dönemde önerinin BDP’nin taleplerini gündeme getirdi- ğini söyledi. Paçacõ, “Zamanlama açısından yanlıştır. Ama bundan da önemlisi bu meselenin siyasi par- tiler yasası, seçim yasası ve anaya- sanın ilgili diğer maddeleri ile bir- likte ele alınması gerekir. Bölük pörçük ele alınmamalı” dedi. ‘Siyasi hayatta boşluk yarattı’ Eşitlik ve Demokrasi Partisi Genel Başkanõ Ziya Halis, seçim barajõnõn, dünya- daki, Türkiye’deki değişimin siyasete yansõmasõna, demokrasinin gelişimine ve toplumun değişimine karşõ büyük bir engel teşkil ettiğini dile getirerek “Barajın kesinlikle düşürülmesi gerekir” diye konuştu. Demokrat Parti Genel Başkanõ Hüsamettin Cindoruk da baraj konmak isteniyorsa, temsilde adalet için bunun yüzde 5 olmasõ gerektiğine işaret ederek “Bütün partiler açısından yüksek ba- raj sadece seçim adaleti sorunu doğurmuyor, partilerin devamlılığını da sı- kıntıya sokuyor. Hepimiz gördük ki, CHP dahil ANAP, DYP hepsi köklü par- tilerdi. Bazılarının olmaması siyasi hayatta boşluk yarattı” diye konuştu. Kõlõçdaroğlu, anayasa paketindeki düzenlemelerin ilerleme raporlarõyla çeliştiğine dikkat çekti ‘AB, AKP’ye mi endeksli?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç- daroğlu, AB sözcüsünün anayasa pa- ketine destek çağrõsõna tepki göste- rerek, “HSYK’de bakanın, müste- şarın olmamasını, ben değil onlar söylüyor. AB kendini AKP’ye en- dekslediyse o ayrı bir şey” dedi. Kõlõçdaroğlu, dün CHP il baş- kanlarõ toplantõsõ öncesinde gün- demdeki gelişmeler üzerine konu- şurken, Anayasa Mahkemesi’nin değişiklik paketine ilişkin kararlarõnõ değerlendirdi. “Anayasa Mahke- mesi Başkanı’nın açıklamaları bazı çelişkilerin olabileceğini gös- teriyor. Bu çelişkiler gerekçeli kararda ortaya çıkacaktır” görü- şünü dile getiren Kõlõçdaroğlu, 12 Eylül Anayasasõ’nõn bir uzantõsõ olarak gördükleri pakete “hayır” di- yeceklerini yineledi. ‘Gelinen noktaya bakın’ Kõlõçdaroğlu, “Baskıcı bir rejim toplumun geleceği için son derece tehlikeli. Anayasa Mahkemesi Baş- kanı, ‘telefonlar dinleniyor’ diye karar toplantısına üyeleri kurye ile çağırıyor. Geldiğimiz noktaya ba- kın. Bu sadece Anayasa Mahke- mesi Başkanı’nın bir kaygısı değil. Bu kaygı sokaktaki yurttaşın da paylaştığı bir kaygı. Bu kaygıyı ya- ratan bir siyasal iktidar demok- rasiyi geliştirmek için sağlıklı bir anayasa yapabilir mi? Yine bir gazetenin manşetinde AB’nin bir sözcüsünün bu ana- yasa değişikliğini desteklediği be- lirtiliyor. Şunu gerçekten merak ediyorum; bu sayın sözcü, Tür- kiye ilgili bugüne kadar yayımla- nan AB ilerleme raporlarını niçin okumuyor? Kendi yazdıkları ra- porları okumayan bir sözcü, na- sıl bu değişikliğe ‘evet biz bunlarõ destekliyoruz’ diyebilir. Dönsün baksın o raporlarına, HSYK’de bakanın, müsteşarın olmamasını, ben değil onlar söylüyor. ‘Biz ya- zarõz ama farklõ söyleriz’ diyor. AB kendini AKP’ye endekslediy- se o ayrı bir şey. Biz bunu AB’nin etik değerleriyle bağdaştırmıyo- ruz. Bir şey söylüyorlarsa arka- sında dursunlar. Halka bunların hepsini anlatacağız” dedi. İl başkanlarına çağrı İl başkanlarõndan halkõn sorunla- rõna kenetlenmelerini isteyen Kõlõç- daroğlu, sandõğa sahip çõkmayanõn partilerinde yeri olmadõğõnõ belirte- rek şunlarõ söyledi: “AKP’nin baskıcı politikalarından Türki- ye’yi kurtarmamız lazım. Terörü de biz çözeceğiz, çünkü bizim giz- li gündemimiz yok. Bir iktidar ko- şusu başlattık bunu tamamlaya- cağız. Hepimiz çalışacağız. İl başkanlıklarında oturmayacağız. Laf değil, iş üreteceğiz. İl baş- kanlarının performanslarını da öl- çeceğiz. İl başkanlarının kendi bölgelerine ne kadar hâkim ol- duklarını saptayacağız.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un an- nesi Nezahat Koç’un cenazesi toprağa verildi. Bir süredir rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Neza- hat Koç için Karşıyaka Mezarlığı’ndaki camide tö- ren düzenlendi. Cenaze törenine, Haluk Koç ve yakınlarının yanı sıra CHP lideri Kemal Kılıçda- roğlu, Genel Başkan Yardımcıları Hakkı Süha Okay, Umut Oran, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ile çok sayıda milletvekili katıldı. Haluk Koç tören sı- rasında gözyaşlarını tutamadı. Cenaze, ikindi na- mazı sonrası kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine, eski CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal’ın da çelenk gönderdiği gözlendi. (AA) CHP’liler cenazede buluştu ANAYASA KOMİSYONU ÜYESİ CHP’Lİ KART ‘YüksekSeçimKurulu 6maddeyiçıkarmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM Anayasa Ko- misyonu üyelerinden, CHP Kon- ya Milletvekili Atilla Kart “Ana- yasa Mahkemesi kararından sonra Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin bazı üyelerinin se- çiminde belirsizlik ortaya çık- tığını, YSK’nin 6 maddeyi re- ferandum metninden çıkar- ması gerektiğini” söyledi. CHP’li Kart, Anayasa Mahke- mesi’nin kararõyla ilgili olarak “Anayasa yargısı gibi istisnai ve teknik hükümlerin ağır bastı- ğı yargılama hukukunda, baş- ka yargılama usullerine atıfla, yorum ya da kıyaslama yoluy- la değerlendirme yapılması söz konusu olamaz. Anayasa Mah- kemesi ve HSYK’nin 12 ve 6 üyeliğinin seçiminde belirsizlik vardır. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin 2 bölüm ha- linde çalışması gereken, HSYK’nin 3 daire halinde ça- lışması gereken kurullarının oluşturulması ve görev yap- ması mümkün olamayacaktır. Bu illiyet sebebiyle, teklifin 16 ve 22. maddeleri yanında; 18, 19, geçici 19 ve geçici 20. mad- delerinin de hayata geçmesi mümkün değildir” dedi. İLERLEME RAPORLARI YOK SAYILDI AvrupaBirliği yinekendisiyleçelişti BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Türkiye’nin AB katõlõm müzakereleri açõsõndan anayasa değişikliği paketinin re- ferandumda kabul edilmesini is- teyen AB Komisyonu, kendisiy- le çelişti. AB, Venedik Komis- yonu’nun, birbiri ile bağlantõsõz olan konularõn aynõ paket içinde referanduma sunulamayacağõna ilişkin 2006 tarihli kararõnõ ve Adalet Bakanõ ile müsteşarõnõn, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nda yer almamasõnõ ön- gören ilerleme raporlarõnõ da gör- mezden geldi. AB Komisyonu sözcülerinden Ferran Tarradel- las Espuny’nin halkõn iradesini yönlendirmeye çalõşarak anayasa değişiklik paketinin referandum- da kabul edilmesini istemesi, Tür- kiye’deki muhalif kanatta tepki yarattõ. AB, Venedik Komisyo- nu’nun Referandumlarda İyi Uy- gulamalar Kõlavuzu’nun 30. mad- desindeki, “Seçmenler, arala- rında bir bağ olmayan farklı so- rulara aynı anda oy vermek zorunda bırakılmamalıdır. Seç- menin birini desteklerken bir başkasına karşı olabileceği dik- kate alınmalıdır” yaklaşõmõnõ görmezden geldi. ANAYASA MAHKEMESİ Kısa karar açıklandı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Anayasa Mahkemesi, 5982 sa- yõlõ Türkiye Cumhuriyeti Anayasa- sõ’nõn Bazõ Maddelerinde Değişik- lik Yapõlmasõ Hakkõnda Yasa’nõn, Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili bazõ maddelerin kõsmen iptali- ne ilişkin kõsa kararõnõ açõkladõ. Yüksek mahkemenin internet si- tesinde yapõlan açõklamaya göre, mahkeme heyeti, 5982 sayõlõ Türki- ye Cumhuriyeti Anayasasõ’nõn Bazõ Maddelerinde Değişiklik Yapõlmasõ Hakkõnda Yasa’nõn 8, 14, 16, 19, 22, 25. ve 26. maddelerinin, anaya- sanõn 4. maddesi kapsamõnda öngö- rülen teklif yasağõ kapsamõnda in- celenmesinin Anayasa Mahkeme- si’nin yetkisinde olup olmadõğõnõ bir ön sorun olarak gördü. Bu ön soruna ilişkin yapõlan değerlendir- mede Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç ile üyeler Serruh Ka- leli, Engin Yıldırım ile Nuri Neci- poğlu’nun karşõoylarõyla bu konu- nun incelenmesinin Anayasa Mah- keme’sinin yetkisinde olduğuna oy- çokluğuyla karar verildi. Oybirliğiyle karar verildi Kõsa kararda, Anayasa Mahke- mesi’nin yapõsõna ilişkin 16. madde ile değiştirilen anayasanõn 146. maddesinin 4. fõkrasõnõn 1. tümce- sinde yer alan “...bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir...” iba- resi ile 2. tümcesinde yer alan “...de her bir baro başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve ...” ibaresinin oybirliğiyle anayasa- ya aykõrõ olduğu ve iptaline karar verildiği açõklandõ. Bu maddenin diğer bölümlerinin ise iptal isteminin üyeler Osman Alifeyyaz Paksüt, Fulya Kantar- cıoğlu, Mehmet Erten, Şevket Apalak ile Zehra Ayla Perktaş’õn karşõoylarõyla oyçokluğuyla redde- dildiği bildirildi. ‘Mahkeme yetkisiz’ Açõklamada, anayasa değişiklik paketinin 22. maddesiyle değiştiri- len anayasanõn 159. maddesinin 3. fõkrasõnõn 3. tümcesinde yer alan “... iktisat ve siyasal bilimler ...” ve “... üst kademe yöneticileri ...” ibarelerinin de anayasaya aykõrõ ol- duğuna oybirliğiyle karar verildiği kaydedildi. Anayasa Mahkemesi, söz konusu kanunun tümden hal- koylamasõna sunulmasõna olanak sağlayan maddesinin iptal istemini ise üyeler Paksüt, Kantarcõoğlu, Er- ten ile Apalak’õn karşõoylarõna rağ- men “Anayasa Mahkemesi’nin yetkisizliği” nedeniyle oyçoklu- ğuyla reddetti. Mahkeme ayrõca ka- nun maddelerinin yürürlüklerinin durdurulmasõ istemini de reddetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle