23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 2010 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr Avrupa’nın Ankara’yla hataları SERGIO ROMANO Türkiye yõllarca İsrail politikasõnda ABD’nin izlediği siyaset ile karşõlaştõrõlabilir bir rol üstlendi. Musevi devletinin güvenliğini garanti etmesi beklenemeyeceği gibi, İsrail’in yanõnda Arap ülkelerini hedef alan savaşlarda müdahale etmesi de mümkün olamazdõ. Bölgenin en büyük Müslüman devleti, İsrail’in izole olmadõğõnõ kanõtlõyordu. Her iki ülkenin silahlõ kuvvetleri, gizli haberalma servisleri ve ekonomileri Kudüs’te özellikle değer gören şekilde karşõlõklõ yararlar çerçevesinde işbirliği yaptõ. Uzun bir süredir bu dönemin noktalandõğõndan haberdardõk, Türkiye Şam’la ilişkilerini iyileştirdikten sonra İsrail’in 1967 yõlõnda işgal ettiği Golan Tepeleri’nde bir anlaşmaya gidilmesi yönünde yararlõ bir aracõ olabilirdi. Ancak önce 2006’da patlak veren Lübnan savaşõ, ardõndan özellikle 2008 yõlõnõn sonlarõnda Gazze’yi hedef alan askeri operasyon Ortadoğu’da siyaset sahnesini bütünüyle değiştirdi. Bu değişimin en önemli işareti Ocak 2009’da gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu’nda Türkiye Başbakanõ Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Cumhurbaşkanõ Şimon Perez arasõnda yaşanan sõcak tartõşma olmuştu. İkinci işaret ise Erdoğan’õn 3 hafta önce Türkiye ile Brezilya’nõn uranyumun zenginleştirilmesi yönünde İran’a yaptõklarõ ortak anlaşma çerçevesinde Tahran’da katõldõğõ toplantõ. Toplantõdaki öneri, mollalarõn rejimine ABD ve başka Batõlõ ülkelerin uyguladõğõ baskõdan sõyrõlma izni tanõdõ. ‘Osmanlı’ ülkesi AKP’nin seçim zaferinden sonra Ankara’da hükümetin referandum girişimi olasõlõkla Türk dõş siyasetinin bir atõlõm yapmasõna zemin hazõrladõ. Ama önemli başka nedenlerin varlõğõnõ da göz ardõ etmemek gerek. Türkiye yirmi yõl önce NATO ülkesiydi, ABD’nin sadõk dostuydu, Avrupa Birliği’ne (AB) adaydõ. Siyasi ve kültürel açõdan bütünüyle farklõ bir alana bir miktar Batõ yerleştirilmişti. Soğuk Savaş’õn sona ermesi Türkiye’nin izlediği politikanõn ana hatlarõnõ değiştirmedi. Ama Sovyetler Birliği’nin dağõlmasõ Karadeniz’den Orta Asya’ya kadar uzanan yeni bir etki alanõ açtõ. Ülke Avrupa-Atlantik çizgisinde kalsa da artõk İttifak’õn güneydoğu cephesi değildi. Ayrõca bir kez daha potansiyel “Osmanlı” kimliğiyle sağlam kartlarla (ülke topraklarõnõn boyutu, devlet geleneği, silahlõ kuvvetler, ekonomi gibi alanlarda) kendi yararõna oynayabilirdi. ABD bunu fark etti ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girerek Batõ’yla ilişkisinin daha da güçlenmesi için elinden geleni yaptõ. Ama Fransa ve Almanya gibi bazõ ülkeler Türkiye’nin AB’ye üyeliğini öngören bir perspektifin pek hoş karşõlanmayacağõ mesajõnõ verdiler. Kõbrõs Rum Cumhuriyeti adada birleşik bir yönetime karşõ çõktõ, ancak bu karar Brüksel tarafõndan kucaklanmasõna bir engel oluşturmadõ. Türkiye ile Avrupa Komisyonu arasõndaki görüşmeler sakõnma, sõnõrlar ve ertelemelerle başladõ, bu durum Türkiye’nin AB’ye üyeliğini belirsizliğe doğru iterken neredeyse olanaksõz kõldõ... Türkiye’nin mevcut koşullarda kartlarõnõ Ortadoğu’da oynamak istemesi gerçekten de şaşõrtõcõ mõ? Bir dönemin Avrupa-Atlantik ülkesinin Batõlõ dostlarõnõn izlediği İsrail politikasõndan farklõ bir siyaset izlemesi beklenemezdi, ama “Osmanlı” ülkesi, İsrail siyasetinin Müslüman-Arap toplumlarda neden olduğu duygularõn hesabõnõ tutabildiği için bölgede inanõlõrlõğõnõ koruyor. Ne yazõk ki İsrail iç siyasetindeki karmaşõk örgüler, Kudüs hükümetinin giriştiği eylemlerin sonuçlarõnõ önceden görebilmesini engelliyor. İtalyancadan çeviren: Aslı Kayabal (Corriere Della Sera, 1 Haziran 2010) İsrail’i kendisinden korumak... NICHOLAS D. KRISTOF İsrailli komandolarõn Gazze’ye giden filoya öldürücü bir saldõrõ düzenlediğine ilişkin Twitter’a gelen ilk haberleri kimseye yönlendirmemiştim çünkü bu haberler bana pek inandõrõcõ gelmemişti. İsrail’in uluslararasõ sularda yõğõnla gazetecinin gözleri önünde bağõmsõz bir barõş aktivisti gruba karşõ öldürücü güç kullanacak kadar akõlsõz olamayacağõnõ düşünmüştüm. Ama sonradan anlaşõldõ ki İsrail bu kadar akõlsõz olabiliyormuş. Sadece kendi ayağõna ateş etmekle kalmadõ, ABD’nin de ayak parmaklarõnõ havaya uçurdu. Üstelik kendi uzun vadeli stratejik hedeflerinin tamamõnõn altõna da mayõn döşedi. İsrailli eski devlet adamõ olan Abba Eban’õn, 1973 yõlõnda söylediği bir söz ünlüdür: “Araplar bir fırsat kaçırma fırsatını asla kaçırmazlar.” Bu laf pek ses getirmişti çünkü büyük ölçüde doğruydu. Filistinliler yõllar boyu şiddetin kendi kendini yenen dinamiğine ve kendi kendine acõma özelliğine hapsoldular. Bu da onlarõ teröre ve uyumsuzluğa sürükledi. Dünyanõn bu konuda ne düşündüğüne aldõrmayõp, kendi davalarõna zarar vermek pahasõna her fõrsatta geri vurdular. Ama bir hahamõn Facebook sayfamda bana yazdõğõ gibi, fõrsatõ kaçõrmayõ kaçõrmamak sõrasõ şimdi İsrail’de. Başbakan Binyamin Netanyahu’nun yönetimindeki İsrail, kendi kendini yenen bir dinamiğin içine kilitlendi ve yanlõş anlaşõldõğõ inancõyla dünya kamuoyunun düşüncesi karşõsõnda pes ederek umursamaz bir tavra giriyor. Kendi çõkarlarõnõ tehlikeye atacak şekilde misilleme yapõyor. Kendisini bir felakete götürebilecek bir yolda ilerliyor. İsrail’in varoluşsal tehditler altõnda yaşadõğõ hakkõnda hiçbir kuşku yok. Bu gerçek İsrail liderlerini her şeyi bir yana bõrakõp iki şeye konsantre olmaya zorlamalõ; Arap-İsrail anlaşmasõ ve İran’a nükleer programõnõ terk etmesi için baskõ yapõlmasõ. Bunlar kolay işler değil. Şu anda bir Filistin- İsrail anlaşmasõ yapmak imkânsõz olabilir. Ama İsrail bütün yerleşimleri dondurabilir ve bir anlaşma olasõlõğõnõ ortaya çõkaracak başka adõmlar atabilir. Nihai anlaşmanõn neye benzeyeceğini şimdiden biliyoruz- iki devletli bir çözüm ve 2000 yõlõnda Clinton’õn önerdiği “Clinton parametreleri” gibi maddeler... İsrail Türkiye’yi de İran’a baskõ yapma çabasõnda bir ortaoyuncu olmaya hazõrlayabilirdi. Bunu yapmak yerine Türk bayraklõ bir gemiye uluslararasõ sularda saldõrmak İran’a yeni ambargolar konulmaya çalõşõldõğõ bir dönemde büyük bir yenilgiye yol açtõ. Sonuçta bu haftanõn fiyaskosundan galip çõkan İran rejimi oldu. İsrail, varoluşuna yönelik tehditlerden korunmasõ açõsõndan kritik bir role sahip ABD’deki desteğini de aleyhine çeviriyor. ‘İsrail denizde kayboldu’ Peter Beinart, New York Review of Books’un en son sayõsõnda büyüklerine göre kendilerini İsrail’le çok daha az özdeşleştiren Amerika’daki genç Yahudileri incelediği çok kuvvetli bir makale yazdõ. Beinart, güçlü Yahudi bağlarõ olan Brandeis Üniversitesi’nin öğrenci senatosundaki öğrencilerin bile İsrail’in 60. kuruluşu için hazõrlanan bir bildiriyi reddettiklerine dikkat çekti. Beinart temeldeki bir problemin Siyonist hareketin siyasi olarak gitgide daha muhafazakârlaşmasõ olduğunu söylüyor. On yõllar boyu Yahudilik kurumu Amerikalõ Yahudilerin kendi sahip olduklarõ özgürlükleri Siyonizmin kapõsõnda sorgulamalarõnõ istedi. Ama şimdi bütün korkulara rağmen, birçok genç Yahudi bunun yerine kendi Siyonizmlerini sorguluyor. İsrail’in sert politikalarõ kendisininkini olduğu kadar ABD’nin uluslararasõ siyaset sermayesini de tüketiyor. General David Petraeus iki ay önce ABD’nin İsrail’i kayõrdõğõ algõsõnõn El Kaide’nin elini güçlendirdiğine dikkat çekti. MOSSAD (İsrail gizli servisi) Başkanõ Meir Dagan’õn meseleyi özetleyen sözleri İsrail basõnõnda yer aldõ: “İsrail ABD için yavaş yavaş bir kazanç olmaktan çıkıp, bir yük olmaya başlıyor.” Birçok İsrailliye göre bu büyük bir haksõzlõk. İsrail, Gazze’den çekilmiş ama kuzey ve güneyden gelen füzelerle tehdit altõnda gelişmeye çalõşan bir demokrasi. Yani İsrail ve koyu destekçileri dõşardan gelen eleştirileri doğalarõ gereği haksõz ve antisemitizm etkisinde kalmõş eleştiriler olduklarõ gerekçesiyle reddetme eğilimindeler. Ve güce dayalõ tek taraflõ çözümleri yeğliyorlar. Haaretz’in (İsrail gazetesi) belirttiği gibi İsrail “denizde kayboldu”. Bu dinamiği nasõl değiştirebiliriz? Atõlmasõ gereken adõmlardan biri, neler olup bittiğinin araştõrõlmasõdõr. İkinci bir adõm ise Mõsõr’õn da İsrail’in de Gazze’ye uygulanan ablukayõ kaldõrmalarõ. Kuşatma Hamas’õ devirmeyi başaramadõ. Esir alõnmõş İsrail askeri Gilad Şalit’i kurtarmayõ başaramadõ. Ve roketi Gazze’nin dõşõnda tutmayõ başaramadõ. Gazze’yi ziyaret ettiğiniz zaman, kuşatmanõn 1.5 milyon Gazzelinin hayatõnõ mahvetmekten başka hiçbir işe yaramadõğõnõ görürsünüz. İsrailli bir insan haklarõ örgütü olan Gisha, İsrail’in Gazze’ye sokulmasõnõ yasakladõğõ mallarõn bir listesini yaptõ. Defterler, boş kâğõtlar, yazmak için kullanõlacak nesneler, kişniş, çikolata, balõk oltasõ ve daha niceleri... Bu güvenlik değil, olsa olsa bir komedidir. Başkan Obama kendi sesini bulup, Gazze’deki ablukanõn kaldõrõlmasõ için daha çok bastõrmalõdõr. İsrail’i mantõğa davet edip Gazze’ye doğru yola çõkan yeni filolarõn önünü kesme planlarõnõ uygulamaktan vazgeçirmelidir. Yoksa bu İsrail için olduğu kadar ABD için de bir felakete dönüşebilir. Her şeyin ötesinde İsrail’i kendi ayağõnõ bizimki ile birlikte vurma eğiliminin önüne geçmesi için dürtmelidir. İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp (International Herald Tribune, 4 Haziran 2010) Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğinin sürekli ertelenmesi, Ankara’yõ kartlarõnõ Ortadoğu’da oynamaya itti. İsrail sadece kendi ayağõna ateş etmekle kalmadõ, ABD’nin de ayak parmaklarõnõ havaya uçurdu... İsrailli eski devlet adamõ Eban’õn söylediği bir söz ünlüdür: “Araplar bir fõrsat kaçõrma fõrsatõnõ asla kaçõrmazlar.” Bu laf pek ses getirmişti çünkü büyük ölçüde doğruydu. Filistinliler yõllar boyu şiddetin kendi kendini yenen dinamiğine ve kendi kendine acõma özelliğine hapsoldular. Bu da onlarõ teröre ve uyumsuzluğa sürükledi. Dünyanõn bu konuda ne düşündüğüne aldõrmayõp, kendi davalarõna zarar vermek pahasõna her fõrsatta geri vurdular. Ama şimdi fõrsatõ kaçõrmayõ kaçõrmamak sõrasõ İsrail’de. EPA Dış Haberler Servisi - Amerikan Newsweek dergisi, “Gazze filosu” baskõnõna ilişkin “Türkiye’de öfkeden çok gürültü var” başlõklõ analizinde İsrail’i protesto gösterilerinin, resmi tepkiden daha sert olduğunu belirtti. Dergi, Türk hükümetinin Washington tarafõndan yatõştõrõldõğõnõ, aksi halde daha sert tepki vereceğini de savundu. Halk arasõnda Türkiye’nin öfkesinin yoğun olmaya devam ettiğini belirten Newsweek, “Ancak sahne arkasında Beyaz Saray, Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri tam bir bozulmadan kurtarma çabalarında bir ölçüde başarılı oldu” dedi. Analizde bu bağlamda ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dõşişleri Bakanlõ Hillary Clinton’õn ise mevkidaşõ Ahmet Davutoğlu ile yaptõğõ görüşmelere dikkat çekti. CHP’nin tepkisi AKP’ninkinden büyük Buna karşõn ABD yönetiminin çabalarõnõn, Erdoğan’õn TBMM’de İsrail’e BM yaptõrõmlarõ uygulanmasõnõ, baskõna katõlan İsrailli askerlerinin ise savaş suçlularõ olarak Uluslararasõ Adalet Divanõ’nda yargõlanmasõnõ talep etmesini önlemediğini kaydeden Newsweek, şöyle devam etti: “Ancak gerçek şudur ki Türkiye’nin tepkisi çok daha kötü olabilirdi. Nitekim, Erdoğan’a muhalefet edenler çok iyi bir örnektir. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bir zamanlar güvenilir bir Amerikan ve İsrail yanlısı idi. Bugün ise, Erdoğan’ın, kökleri siyasi İslamda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AKP) çok daha sert bir çıkış yaptı. CHP milletvekili Ahmet Ersin, hükümetin Gazze filosuna eşlik etmek ve gemilerdeki Türk vatandaşlarını korumak üzere savaş gemilerini göndermediği için hükümeti fena halde payladı. Başka bir CHP milletvekili Malik Ecder Özdemir, saldırıyı ‘korsanlõk’ olarak niteledi. CHP’nin, hükümete yaptığı, diplomatik bağların kesilmesi dahil ‘İsrail ile bağlarõ gözden geçirmesi’ çağrısı, AKP’nin baskıları üzerine parlamento bildirisinden çıkarıldı. Memnun edilecek seçmenleri olan, eski İslamcı Erdoğan, İsrail’i kınamada birçok aşırı laik muhaliflerinden daha yumuşak.” Newsweek ayrõca, Erdoğan’õn Müslüman dünyanõn tersine, İsrail hükümeti ile İsrail halkõ arasõnda ayrõm yaptõğõnõ, sinagoglar, İsrail temsilcilikleri ve Yahudilerin yaşadõğõ evlerin etrafõndaki güvenliğin arttõrõlmasõ talimatõnõ verdiğini de hatõrlattõ. Dergi, Erdoğan’õn, İsrail’den sipariş edilen 20 milyon dolarlõk insansõz savaş uçaklarõ dahil İsrail ile mevcut savunma sanayi kontratlarõnõn iptal edilmesi çağrõlarõnõ görmezlikten geldiğini de yazdõ. Erdoğan’õn saldõrõnõn ertesinde söylediği “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sözlerinin de hatõrlatõldõğõ analizin sonunda, “ABD’nin lobi çabaları sayesinde, Türkiye İsrail’le olan ilişkilerini tarihin çöp sepetine kaldırmadı, ki bu da her iki ülke için de iyi haber” ifadeleri yer aldõ. NEWSWEEK Türkiye’de öfkeden çok gürültü var Newsweek, İsrail’e yönelik halktaki tepkinin, resmi tepkiden daha sert olduğunu vurguladõğõ analizinde, “Türk hükümetinin Washington tarafõndan yatõştõrõldõğõ”nõ savundu. MİLAS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2010/275 TAL. Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, niteliği, kõymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 - Tapu Kaydõ: MİLAS İLÇESİ, MEŞELİK KÖYÜ, KEMERDAĞI MEVKİİ, 2200 PARSEL, CİLT 23, SAYFA 2212, CİNSİ ARSA, 749.83 M2 BÜYÜKLÜKTE OLUP, MALİKİ ZERRİN COŞKU- NER VE HİSSESİ TAMDIR. Özellikleri: MİLAS İLÇESİ, MEŞELİK KÖYÜ, KEMERDAĞI MEVKİİ, 2200 NOLU PARSEL, ARSA NİTELİĞİNDE VE YÜZÖLÇÜMÜ 749.83 M2’DİR. UYGULAMASI YAPILMIŞ OLUP, İMAR PARSELİDİR. 1/1000 ÖLÇEKLİ MEVZİİ İMAR PLANINA GÖRE, AYRIK NİZAM 2 KAT KONUT ALANINDA KALMAKTA OLUP, TOPLAM İNŞAAT ALANI 130 M2’Yİ GEÇEMEZ. PARSELİN BULUNDUĞU ADALAR ARASI YOLLAR AÇILMIŞ VE STABİLİZE YOL DURUMUNDADIR. ALTYAPI ÇALIŞMALARI KISMEN YAPILMIŞ VE BAZI ÇEVRE PARSELLERDE İNŞAATLAR DEVAM ETMEKTEDİR. BU PARSEL İÇERSİNDE BİNA BULUNMAMAKTADIR. İmar Durumu : DOSYADAKİ GİBİ Satõş Saati: 09:30 - 09:40 arasõ. Muhammen bedeli 41.240,65 TL Satõş Şartlarõ: 1- Satõş 26. 07. 2010 günü yukarõda belirtilen saatler arasõnda ADLİYE ÖNÜ-MİLAS adresinde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen değerin %60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir bedele alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartiyle 05.08.2010 günü aynõ yer ve saatler arasõnda ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da rüçhanlõ alacaklõlarõn alacaklarõ toplamõnõ, satõş ve paylaştõrma giderlerini geçmesi ve artõrma bedeli- nin malõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde Türk Lirasõ peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alõm harcõ, damga vergisi ile KDV alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu taşõnmaz üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaştõrmadan hariç bõrakõlacaktõr. 4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasõndaki farktan ve temerrüt faizinden alõcõ ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup gideri verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapõlamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 26.05.2010 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (İİK m. 126) (Basõn: 38571) Muayene, teşhis, tedavi TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle