Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
eleştirmeye yönelik her hareket “terörist
faaliyet” içine sokuluyor.
Durumu slogansal olarak özetlemek
gerekirse:
Devlete saldırmak demokratik...
Hükümeti eleştirmek teröristlik...
15 yıllık eylemlerinin ardından 1999 yılında
yargılanan ve hüküm giyen Abdullah Öcalan,
Türkiye’yi yönetenlere 31 Mayıs’a dek süre
tanıdı, “Sonrasına karışmam” dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da
terör örgütüne karşı güvenlik güçlerinin
sürdürdüğü operasyonların durdurulmasını
istedi. Aksi halde çatışma bölgelerine
gideceklerini ve canlı kalkan olacaklarını
açıkladı.
Bu açıklamaların yankılarının sürdüğü
dönemde İçişleri Bakanı da Demirtaş’la özel bir
görüşme yaptı.
Aynı zaman dilimi içinde Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin terör bölgelerine yönelik son
ayların en kapsamlı operasyonlarından birini
gerçekleştirdiği açıklandı.
Bir yanda teröre karşı büyük operasyon...
Bir yanda bu operasyonların önünde canlı
kalkan olacağını açıklayan yasal siyasi parti...
Ortada da terörle mücadelede orduyla uyum
içinde olan, bu mücadeleye kalkan olacağını
açıklayan partiyle de uyumlu görüşmeler yapan
hükümet!
Yukarıdaki çelişkiyi kendi içinde
dalgalanmaya bırakıp Silivri’ye gelelim.
Silivri davalarına konu olan operasyonlar
başlayalı üç yıl oldu. Ortada hâlâ iddia edilen
“Ergenekon Terör Örgütü” yok.
Devletin konuyla doğrudan ilgili üç önemli
kurumu, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet
Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı,
kendi kayıtlarında böyle bir terör örgütü
olmadığını söylüyor.
Beşiktaş savcıları ise bütün bunlara karşın,
böyle bir örgüt var diyor.
Bir yanda terör örgütü ve onun etki alanından
demokratik açılım çıkarma arayışı...
Bir yanda devlet kurumlarının “yok” dediği
bir örgüte üye olduğu iddiasıyla yargılanan
onlarca insan...
Öcalan’ın yargılanması sürecinde “sorgu
komutanı” olarak görev yapan emekli Albay
Atilla Uğur, Silivri’de “terörist” olarak
yargılananlar arasında.
Uğur, 14 Mayıs Cuma günü Öcalan’ın
yargılanmasıyla Silivri yargılamalarını
karşılaştıran bir konuşma yaptı. Mahkeme
zabıtlarına da giren konuşmanın bir bölümü
şöyleydi:
“İmralı adasında 2 No’lu DGM Başkanı
Turgut Okyay Bey’in, Hüseyin Bey’in,
Mehmet Maraş Bey’in icraatını tüm
duruşmalar boyunca izledim. Cumhuriyet
savcıları Talat Şalk ve Cevdet Volkan Bey’in
hazırladıkları iddianameyi okudum.
Karşılarında 40 bin kişinin ölümünden
sorumlu bir terör örgütünün elebaşısı olmasına
rağmen o iddianamede, o tarihte yürürlükte
olan CMUK hükümlerine aykırı tek bir husus
dahi yoktu. Uydurma delil konulmamıştı.
CMUK hükümlerine aykırı elde edilmiş tek bir
delil dahi yoktu.
Terörist başı avukatlarının çoğu zaman
Türkiye Cumhuriyeti’ni, yüce mahkemeyi ve
cumhuriyet savcılarını hedef alan sloganvari ve
hakaretamiz söz ve tavırlarına bile savunma
hakkıdır diye müdahale etmediler...
Burada ise terörist başına bile yapılmayan
usulsüzlükler ve hukuksuzluklar pervasızca
uygulanmakta...”
Teğmenliğinden beri yaşamı terörle
mücadeleyle geçmiş Atilla Uğur’u dinlerken
Öcalan’ın yargılandığı günler aklıma düştü.
Duruşmaları izleyen arkadaşımız Alper Ballı ile
sık sık konuşurdum. Her şeyin hukuka uygun
olmasını sağlamak için yapılanları tek tek
anlatırdı.
Silivri duruşmalarında ise tutuklu
yargılananlarla ilgili delillerin hukuki olup
olmadığı gündeme geldiğinde hep şu karar
çıkıyor:
“Hüküm aşamasında değerlendirilmesine...”
Hüküm ne zaman?
Yıllar sonra...
Başbakan’ın deyimiyle Türkiye neredeeeeen
nereye geldi!
Terör örgütüne demokratik açılım...
Terörle mücadele edenlere, iç barışı her
şeyin üstünde tutan aydınlara “terörist”
davası...
Bu, böyle gidemez...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Sabahın erken saatlerinde görüntülü medyada
İskenderun deniz üssümüze PKK saldırısından
birkaç satırla söz edildi.
İsrail saldırısı elbette Türkiye ve uluslararası
açıdan önemli bir olay.
Ama İskenderun’da deniz üssüne saldırı Türkiye
için hem siyasal hem de toplumsal açıdan en az
İsrail olayı kadar önemli, kimi sonuçlar çıkarılacak
ulusal bir olay.
RTE’nin iddiası neydi: Terör olaylarını Kürt
açılımı ile asgari düzeye indirecektik.
AKP iktidarının Kürt açılımını topluma yutturmak
için bulduğu, sık sık yinelediği slogan:
“Anaların gözyaşlarına son verecekti!”
Oysa; pazar. Gazetelerde 5 şehit… Pazartesi
gazeteleri 6 şehit!.. 48 saat içinde 11 şehit!
Bir o kadar, hatta daha fazla yaralı.
Ve... analar ağlamaya devam ediyor!
Yaşadığımız günlerin adeta kara mizah örneği
olayını emekli Koramiral Atilla Kıyat gündeme
getirdi.
Başbakan Vekili Bülent Arınç’ın İsrail saldırısını
irdelemek ve RTE’nin yokluğunda önlemler almak
için yaptığı toplantıya Genelkurmay Harekât
Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz katıldı.
Korgeneral, Ergenekon terör örgütüne üye
olmak suçlamasıyla tutuklu bulunduğu
cezaevinden birkaç gün önce tahliye edildi.
Ergenekon terör sanığı veya şüphelisi bir
korgeneral… üstelik Başbakanlık’ta, başbakan
vekilinin İsrail terörü üzerine düzenlediği
toplantıda Genelkurmay’ı temsil ediyor..
Demokrasimizin gerçek yüzünü sergileyen ne
yaman bir çelişki!
Tartışmalar ister istemez İsrail askerlerinin
Gazze’ye yardım götüren Türk gemisine saldırıya
ve saldırının olası sonuçlarına kayıyor.
Olayda hükümetin sorumluluğu sorgulanıyor.
Olayın sıcaklığı hükümet sorumluluğunu geniş
alanda tartışmayı belki engelliyor ama… İsrail
saldırısını durduracak, Gazze’ye yardımın
ulaşmasını kolaylaştıracak kimi yöntemler aranıp
aranmadığı tartışma dışında tutulabilir mi?
Şu soruya yanıt aranıyor.
İsrail’in yardımı getirecek gemileri durduracağını
ilan etmesi üzerine Tel-Aviv’le temas kurulduğunu
Dışişleri kaynakları açıkladı.
İsrail’e ne dedik ne yanıt aldık; doyurucu bilgi
yok ortalıkta.
İsrail’in bu hareketi hukuk, insan hakları, ahlak,
uluslararası kurallar açısından onaylanması
olanaksız bir olay.
Saldırgan İsrail’in haklı hiçbir gerekçesi yok..
Fakat İsrail’i devlet terörü ile suçlar, Gazze’deki
masum insanların haklarını savunurken Filistin
sorununu terörle çözeceğini ilan eden Hamas’ı
savunmak, işbirliği yapmak.. tutarlı bir politika
mıdır?
Hemen herkesin birleştiği bir başka nokta daha
var:
İsrail’in gemilere karşı mutlaka operasyon
yapacağını ilan etmesinden sonra hükümet
alınması gereken kimi önlemleri almadı.
Vatandaşlarını korumakta zaaf gösterdi.
Üstelik gerçeği yansıtan iki değerlendirmeyi
birbirine karıştıranlar var:
İnsanların ölmesine, yaralanmalarına yol açan
saldırıyı devlet terörü diye tanımlamak, İsrail’i
suçlamak ile hükümetin olaydaki sorumluluğunu
sorgulamak birbirinden ayrı gibi görünen, ama
birbirini tamamlayan konular.
TV’lerde İsrail’i suçlarken, hükümeti eleştiren
açıklamalara tahammül edemeyen AKP
Milletvekili Zeynep Dağ; “Konuşmacılar kimin
avukatlığını yapıyorlar? Bu olaydan siyasi rant
çıkarılmak isteniyor” diyordu.
Konuşmacılar ise Onur Öymen dışında pek
çoğu eski Dışişleri müsteşarı ve kimileri de
gazeteci idi.
Şayet AKP lider kadrosu Zeynep Dağ gibi
düşünüyorsa.. ulusal bir sorunda önüne gelen
birlikteliği yine anlamamış ve değerli bir
fırsatı yine kaçırmış olacak!
SAYFA2 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
13HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Haziran
Oslo PB 21
Helsinki Y 17
StockholmPB 19
Londra Y 19
AmsterdamB 18
Brüksel B 20
Paris B 18
Bonn PB 22
Münih Y 17
Berlin Y 17
Budapeşte Y 17
Madrid PB 31
Viyana Y 14
Belgrad Y 18
Sofya Y 22
Roma Y 23
Atina B 27
Zürih Y 17
Moskova Y 23
Aşkabat B 29
Taşkent B 27
Bakû B 26
Bişkek B 24
Tiflis B 27
Kahire B 37
Şam B 34
İstanbul Y 24
Edirne Y 25
Kocaeli Y 23
Çanakkale Y 22
İzmir Y 27
Manisa Y 29
Denizli B 29
Zonguldak Y 24
Sinop Y 27
Samsun Y 30
Trabzon Y 30
Giresun Y 30
Ankara B 31
Eskişehir Y 26
Konya PB 28
Sıvas Y 30
Antalya PB 24
Adana PB 30
Mersin PB 28
Diyarbakır B 37
Şanlıurfa PB 38
Mardin PB 34
Siirt B 35
Hakkâri B 29
Van Y 24
Kars Y 24
Ülkemiz geneli par-
çalı ve çok bulutlu,Mar-
mara, Kuzey ve kıyı
Ege, Karadeniz, Doğu
Anadolu’nun kuzey ve
batısı ile Eskişehir, Çan-
kırı, Uşak ve Van çev-
releri sağanak ve gök-
gürültülü sağanak ya-
ğışlı geçecek.Yağışların
Marmara ile İzmir çev-
relerinde kuvvetli ol-
ması bekleniyor.Hava
sıcaklığı Batı bölgele-
rinde 6-8 derece aza-
lacak.Orta ve batı Ka-
radeniz kıyılarında ise
2-4 derece artacak.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
‘İşte yükselttiğin demokrasi’
ANKARA (AA) - İşçi Partisi Genel Başkan
vekili Mehmet Bedri Gültekin, “İskenderun’daki
donanma üssüne yapõlan saldõrõ da, Gazze açõkla-
rõnda yardõm gemisine yapõlan baskõn da, avukat
Mehmet Cengiz başta olmak üzere Türkiye’nin
yurtseverlerine yönelik gözaltõ operasyonu da
hep aynõ merkezin faaliyetleridir” dedi. Cen-
giz’in gözaltõna alõnma gerekçesinin “Ergenekon
Soruşturmasõ’nõ etkilemek ve yönlendirmek” ol-
duğunu belirten Gültekin, “Bir avukatõn görevi
nedir? Tayyip Erdoğan, senin standartlarõnõ yük-
selttiğin demokrasi işte bu...” diye konuştu.
Seyfi Oktay gözaltõnda
Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ile İP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Mehmet Cengiz, ev ve işyerlerindeki aramanõn ardõndan gözaltõna alõndõ
Haber Merkezi - Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda eski
Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ile İP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Meh-
met Cengiz, ev ve işyerlerinde-
ki aramanõn ardõndan gözaltõna
alõndõ. 4’ü avukat toplam 23 ki-
şinin gözaltõna alõndõğõ yeni dal-
gada Ankara’daki evinde arama
yapõlan emekli Jandarma Albay
C.B’nin de arandõğõ kaydedildi.
“Ergenekon soruşturması
kapsamında yargılama süre-
cini etkilemeye yönelik faali-
yetleri olduğu” iddia edilen ba-
zõ kişilere yönelik İstanbul ve An-
kara başta olmak üzere çeşitli il-
lerde belirlenen adreslerde polis
tarafõndan arama yapõldõ.
Soruşturma kapsamõnda İs-
tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’nõn önceki gün gece geç sa-
atlerde gönderdiği talimat doğ-
rultusunda Ankara Terörle Mü-
cadele Şube Müdürlüğü ekiple-
ri, sabah erken saatlerde 12 ad-
reste arama başlattõ. Bu çerçe-
vede, Oktay’õn Keçiören 19 Ma-
yõs Caddesi’ndeki evinde arama
yapõldõ. Aramaya Oktay’õn avu-
katõ da eşlik etti.
Öğlen saatlerinde evinde arama
işlemleri tamamlanan Oktay göz-
altõna alõndõ. Oktay’õn Keçiö-
ren’deki evindeki arama, yakla-
şõk 3.5 saat sürdü. Evden dizüs-
tü bilgisayar ve yazõcõ çõkarõldõ-
ğõ görüldü. Aramanõn tamam-
lanmasõnõn ardõndan Oktay, po-
lis ekipleri eşliğinde evden çõka-
rõldõ. Oktay, arama yapõlmasõ
için Angora Evleri’nde bulunan
diğer konutuna götürüldü. Oktay,
eve girerken gazetecilere yaptõğõ
açõklamada, “Yaşamım boyun-
ca demokrasi için mücadele
ettim. Geçmişim çok parlak. Bu
mücadele devam edecek. Yar-
gı olaya el koydu, ona saygılı
olacağım” dedi. Gaziosmanpa-
şa’daki bürosunda da arama ya-
põlan Oktay daha sonra sağlõk
kontrolü için Adli Tõp Kuru-
mu’na götürüldü. Ankara Üni-
versitesi Tõp Fakültesi İbni Sina
Hastanesi’ne sevk edilen Oktay
için, tansiyonunun düşürüleme-
mesi nedeniyle yatarak tedavi
yönünde karar verildi.
İşçi Partisi Genel Merkezi’nde
de arama yapõldõ. Antalya Em-
niyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve
Organize Suçlarla Mücadele Şu-
be Müdürlüğü ekipleri, Cengiz’in
Antalya’nõn Belek beldesindeki
yazlõğõna gitti. Burada yapõlan
aramanõn ardõndan Cengiz göz-
altõna alõndõ. Cengiz, yapõlan
sağlõk kontrolünün ardõndan
uçakla İstanbul’a gönderildi.
Evinde ve bürosunda arama
yapõlan avukat Tülay Bekar’õn
aralarõnda bulunduğu 4 avukatõn
gözaltõna alõndõğõ bildirildi.
Sorgu hemen başlatıldı
İstanbul’da çeşitli semtlerde
gerçekleştirilen operasyonlarda
gözaltõna alõnan 3 avukatõn sor-
gularõna ise sağlõk muayeneleri-
nin ardõndan hemen başlandõ.
Aramalarda el konulan çok sayõ-
da evrak ve dokümanlar ile bil-
gisayarlar inceleme altõna alõndõ.
İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon
davasõnda bir yõlõ aşkõn bir süredir tutuklu yar-
gõlanan gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay ve
gazeteci Tuncay Özkan, gazetecilerin tu-
tuklanmasõ ve mesleki haklarõnõ kullandõğõ için
yargõlanmasõnõn “meslek hastalığı”na dön-
üştüğüne dikkat çekerek, “Başta medya
mensupları olmak üzere, tüm sivil toplum
kuruluşlarını, meslek örgütlerini, siyasi
partileri, bu hastalığın kaldırılması için ga-
zeteci örgütlerinin başlattığı kampanyaya
omuz vermeye çağırıyoruz” dediler.
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, Türki-
ye Gazeteciler Sendikasõ (TGS), Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Avrupa Gaze-
teciler Birliği’nin de (AEJ) aralarõnda bu-
lunduğu G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu
temsilcilerinin önceki günkü destek ziyaret-
lerinin ardõndan dün avukatlarõ aracõlõğõyla da-
vayõ izleyen gazetecilere basõn açõklamasõ gön-
derdiler. Balbay ve Özkan açõklamalarõnda
“11 gazeteci örgütünün başlattığı, ‘tutuk-
lu gazetecilere özgürlük’ kampanyası, ifade
özgürlüğü mücadelesinin önemli bir par-
çasıdır” dediler.
“Gazetecinin tutukluluğu fiili sansürdür”
diyen Balbay ve Özkan “Bu anlamda, baş-
latılan kampanya sadece gazetecilik değil,
toplumun haber alma özgürlüğü açısından
da önem taşımaktadır” değerlendirmesin-
de bulundular. TGS, TGC, AEJ, Çağdaş Ga-
zeteciler Derneği (ÇGD), Parlamento Mu-
habirleri Derneği (PMD), Ekonomi Muha-
birleri Derneği (EMD), Diplomasi Muhabir-
leri Derneği (DMD ), Profesyonel Haber Ka-
meramanlarõ Derneği (PHKD), Turizm ve
Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV), Ba-
sõn Yayõn ve İletişim Emekçileri Sendikasõ’nõn
(HABER- SEN) bir araya gelerek oluşturduğu
platformun Silivri’de tutuklu bulunan gaze-
tecilere güç verdiğini ifade eden Balbay ve
Özkan şöyle devam ettiler: “Hukuk önün-
de herkes eşittir. Gazetecilerin de bir ay-
rıcalığı yoktur. Haklarında dava açılabilir,
gazeteciler yargılanabilir. Ancak yargıla-
manın tutuklu yapılması fiili bir cezalan-
dırma haline gelmiştir. Gazetecinin gör-
evini yapamaz duruma düşmesi ile ceza-
landırılan tüm toplumdur.” “Biz adil, hız-
lı ve tutuksuz yargılanmak istiyoruz” şek-
lindeki taleplerini bir kez daha yineleyen ga-
zeteci Balbay ve Özkan “Adil yargılanma bir
istemden öte, haktır. Türkiye’nin bu ko-
nudaki karnesi ne yazık ki zayıftır” dedi
‘Gazetecinin tutukluluğu fiili sansürdür’
MUSTAFA BALBAY VE TUNCAY ÖZKAN: ‘KAMPANYA BİZE GÜÇ VERDİ’
CHP ANTALYA MİLLETVEKİLİ BAYKAL: ÜZÜLME GEÇER
CHP Genel Başkanõ Kemal Kı-
lıçdaroğlu, Oktay’õn gözaltõna alõn-
masõyla ilgili olarak “AK Parti’nin
yarattığı korku imparatorluğunun
bir parçası bu. Sayın Oktay, Türk
siyasetinde saygın bir isim. Böyle
bir olaya maruz kalması gerçekten
bizi de üzdü. Bu olayı yakından iz-
lemeye devam edeceğiz” dedi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz
Baykal, Ankara milletvekilleri Yıl-
maz Ateş ve Zekeriya Akıncı ile ak-
şam saatlerinde Oktay’õn Ango-
ra’daki konutuna geçerek kendisini
ziyaret etti. Aramanõn sürdürdüğü sõrada Oktay
ile görüşen Baykal’õn, “Üzülme bu günler de
geçer, sağlığına dikkat et, bak tansiyonun 24’e
çıkmış. Moral çok önemli” dediği öğrenildi.
CHP’ye geçen Tunceli Milletvekili Kamer
Genç, CHP Genel Başkan Yardõmcõs Haluk
Koç ile milletvekilleri Malik Ecder Özdemir
ve Mevlüt Aslanoğlu, arama sõrasõnda Oktay’õ
Keçiören’deki evinde ziyaret etti.
Görüşmenin ardõndan açõklama ya-
pan Koç, Türkiye’de artõk iktidarõn
sanal senaryolara sõğõnarak, hukuku
bir anayasa oldubittisiyle kendi em-
rine alma gayreti içinde olduğunu
söyledi. Koç, “Son hukuk darbe-
siyle yargının bağımsızlığı tama-
men ortadan kaldırıldığında Tür-
kiye’de nasıl bir korku impara-
torluğunun, bir karanlık devlet
düzeninin, bir ‘tek kişi diktasõ’nın
kurulac Bugün, bu siyasi yapıyla,
anlayışla sahte demokratlık mas-
kesi takarak kol kola yürüyenle-
re de ibret olsun” ifadelerini kullandõ.
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel
Başkanõ Ali Balkız ile bazõ Alevi örgütleri tem-
silcileri de Oktay’õ ziyaret etti. Balkõz, ziyare-
tin ardõndan “Oktay, dedemiz ve inanç önde-
rimizdir. Oktay’ın buradan Pir Sultanlar gi-
bi ayrılacağından eminiz” diye konuştu.
Seyfi Oktay
Bu köşede daha önce İHH
konvoyunun Gazze’ye
gönderilmesine karşı çıkmamız,
İsrail’in uluslararası sularda
sivillerin ölümüne neden olan
ölçüsüz askeri müdahalesini en
sert şekilde lanetlememizi
engellemez. İsrail bu tavrıyla
sadece Türkiye’yi yitirmekle
kalmadı, dünyanın gözünde de
artık en ufak bir saygınlığı
kalmadı. Yaşanan vahim olayın
belki de yaratacağı tek olumlu
sonuç, Gazze’de Filistin halkına
yönelik, uluslararası insan
hakları örgütlerince de
eleştirilen ablukanın bundan
sonra daha fazla devam
ettirilebilmesini imkânsız kılması
olacaktır.
Ancak bu üzücü olay, Türk
hükümetinin dış politikada ne
kadar öngörüsüz ve hazırlıksız
olduğu gerçeğini de
gölgelememelidir. Ankara
büromuzun elde ettiği bilgilere
göre, daha gemiler yola
çıkmadan önce İsrail’in uyarıları
üzerine, Dışişleri Bakanlığı’nda
yapılan ve hükümete de
aktarılan senaryoların hiçbirinde
İsrail’in böyle bir baskın
düzenleyebileceği ihtimaline yer
verilmemiştir. Edinilen bilgilere
göre, Türk Dışişleri’nin karar
vericilerin önüne koyduğu en
kötü durum senaryosu “İsrail’in,
gemilerin kontrolünü ele
geçirerek Aşdod Limanı’na
götürmesi” üzerine inşa
edilmişti ve onda da can kaybı
öngörülmüyordu. İsrail’in
özellikle de şu anda iktidarda
olan radikal sağ hükümetinin
daha önceki benzer
durumlardaki sabıkası
ortadayken Ankara’daki karar
alıcıların önüne “silahlı baskın”
senaryosu konmaması
düşündürücüdür.
Belki de böyle bir senaryo
gerçekçi bulunmayarak önlerine
konmadığı için, İsrail’in
uyarılarına rağmen bu ülkenin
Başbakanı, Genelkurmay
Başkanı, Dışişleri Bakanı, Milli
Savunma Bakanı, Deniz
Kuvvetleri Komutanı ve
Genelkurmay İkinci Başkanı,
konvoyun Gazze’ye giriş
yapacağı gün yurtdışında
olmakta bir sakınca
görmemiştir.
BM Güvenlik Konseyi’nden
dün çıkan başkanlık
açıklamasının dili ise Türkiye’nin
en önemli beklentilerini
karşılamaktan uzaktır. Metnin
genelinde Türkiye’nin İsrail için
kullandığı suçlama teşkil
edecek ‘devlet terörü’ ya da
‘korsanlık‘ ya da ‘uluslarası
hukuk ihlali’ gibi ifadelerin
temizlenmiş olduğu gözleniyor.
Ama en önemlisi ise Türkiye’nin
uluslararası bir soruşturma
komisyonu talebinin belgeye
yansıyış şeklidir. Türkiye’nin
deneyimli diplomatlarından
Stratejik Düşünce Enstitüsü
Başkan Yardımcısı emekli
büyükelçi Nüzhet Kandemir bu
metnin, Türkiye’nin istediği
kapsamlı soruşturma talebini
sadece not etmekle yetindiğini
ve soruşturmanın kim tarafından
yapılacağını da muallakta
bıraktığına dikkat çekiyor.
Konseyde saatler süren
müzakerelerde ABD tarafının
saldırıyı kınamaktan ya da
soruşturma komisyonunun
Türkiye’nin istediği şekilde
oluşturulmasından kaçındığı
anlaşılıyor.
ABD Başkanı Obama’nın
İsrail Başbakanı Netanyahu ile
yaptığı telefon görüşmesinden
basına yansıyan mesaj da,
Washington yönetiminin bu
soruşturmanın İsrail tarafından
yapılmasını beklediği yönünde
oldu. Büyükelçi Kandemir, ABD
yönetiminin baskın konusunda
Türkiye’nin arzuladığı net
tutumu takınmasından
kaçınmasının ardında “yardım
konvoyunun siyasi yönü”nden
yani Hamas’a destek misyonu
içermesinden duydukları
kaygının etkili olduğu
görüşünde. Başkanlık
açıklamasının son paragrafında
“tek taraflı ve tahrikkâr
eylemlerden kaçınma” çağrısının
sadece İsrail’e değil İHH
konvoyunun desteğe gittiği
Filistin tarafını da içerecek
şekilde ‘taraflara’ yapılması da
bu nedenle manidardır.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
ABD Neden Temkinli?
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
İlhan Cihaner
davasõnda itiraza ret
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarba-
kõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi, Erzincan Cum-
huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner ve 3. Ordu
Komutanõ Orgeneral Saldıray Berk’in yargõ-
landõğõ Erzincan’daki “silahlı terör örgütü”
davasõnõn İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nde görülen ve sanõklarõ arasõnda Kurmay
Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu “İrti-
cayla Mücadele Eylem Planı” davasõyla bir-
leştirilmesi kararõna yapõlan itirazõ reddetti.
Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi, Erzurum
2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce verilen birleştirme
kararõna yapõlan itiraz üzerine Diyarbakõr’a gön-
derilen dava dosyasõndaki incelemesini tamamla-
dõ. Mahkeme, sanõk Cihaner’in avukatõ Turgut
Kazan ve davanõn müştekisi Ahmet Demir’in,
birleştirme kararõna itirazõyla ilgili bir hüküm bu-
lunmadõğõ gerekçesiyle itirazõ reddettiğini açõkla-
dõ. Mahkeme bazõ sanõk avukatlarõnõn, sanõklarõn
tutukluluk halinin kaldõrõlmasõ yönündeki talebini
de kabul etmedi. Dosya özel kuryeyle Erzurum’a
gönderilecek. Kazan, bir süre önce dosyanõn Yar-
gõtay’a gönderilmesini riske atmamak için tutuk-
luluğun devamõna itiraz etmediklerini açõklamõştõ.