22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada eleştirmeye yönelik her hareket “terörist faaliyet” içine sokuluyor. Durumu slogansal olarak özetlemek gerekirse: Devlete saldırmak demokratik... Hükümeti eleştirmek teröristlik... 15 yıllık eylemlerinin ardından 1999 yılında yargılanan ve hüküm giyen Abdullah Öcalan, Türkiye’yi yönetenlere 31 Mayıs’a dek süre tanıdı, “Sonrasına karışmam” dedi. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da terör örgütüne karşı güvenlik güçlerinin sürdürdüğü operasyonların durdurulmasını istedi. Aksi halde çatışma bölgelerine gideceklerini ve canlı kalkan olacaklarını açıkladı. Bu açıklamaların yankılarının sürdüğü dönemde İçişleri Bakanı da Demirtaş’la özel bir görüşme yaptı. Aynı zaman dilimi içinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terör bölgelerine yönelik son ayların en kapsamlı operasyonlarından birini gerçekleştirdiği açıklandı. Bir yanda teröre karşı büyük operasyon... Bir yanda bu operasyonların önünde canlı kalkan olacağını açıklayan yasal siyasi parti... Ortada da terörle mücadelede orduyla uyum içinde olan, bu mücadeleye kalkan olacağını açıklayan partiyle de uyumlu görüşmeler yapan hükümet! Yukarıdaki çelişkiyi kendi içinde dalgalanmaya bırakıp Silivri’ye gelelim. Silivri davalarına konu olan operasyonlar başlayalı üç yıl oldu. Ortada hâlâ iddia edilen “Ergenekon Terör Örgütü” yok. Devletin konuyla doğrudan ilgili üç önemli kurumu, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı, kendi kayıtlarında böyle bir terör örgütü olmadığını söylüyor. Beşiktaş savcıları ise bütün bunlara karşın, böyle bir örgüt var diyor. Bir yanda terör örgütü ve onun etki alanından demokratik açılım çıkarma arayışı... Bir yanda devlet kurumlarının “yok” dediği bir örgüte üye olduğu iddiasıyla yargılanan onlarca insan... Öcalan’ın yargılanması sürecinde “sorgu komutanı” olarak görev yapan emekli Albay Atilla Uğur, Silivri’de “terörist” olarak yargılananlar arasında. Uğur, 14 Mayıs Cuma günü Öcalan’ın yargılanmasıyla Silivri yargılamalarını karşılaştıran bir konuşma yaptı. Mahkeme zabıtlarına da giren konuşmanın bir bölümü şöyleydi: “İmralı adasında 2 No’lu DGM Başkanı Turgut Okyay Bey’in, Hüseyin Bey’in, Mehmet Maraş Bey’in icraatını tüm duruşmalar boyunca izledim. Cumhuriyet savcıları Talat Şalk ve Cevdet Volkan Bey’in hazırladıkları iddianameyi okudum. Karşılarında 40 bin kişinin ölümünden sorumlu bir terör örgütünün elebaşısı olmasına rağmen o iddianamede, o tarihte yürürlükte olan CMUK hükümlerine aykırı tek bir husus dahi yoktu. Uydurma delil konulmamıştı. CMUK hükümlerine aykırı elde edilmiş tek bir delil dahi yoktu. Terörist başı avukatlarının çoğu zaman Türkiye Cumhuriyeti’ni, yüce mahkemeyi ve cumhuriyet savcılarını hedef alan sloganvari ve hakaretamiz söz ve tavırlarına bile savunma hakkıdır diye müdahale etmediler... Burada ise terörist başına bile yapılmayan usulsüzlükler ve hukuksuzluklar pervasızca uygulanmakta...” Teğmenliğinden beri yaşamı terörle mücadeleyle geçmiş Atilla Uğur’u dinlerken Öcalan’ın yargılandığı günler aklıma düştü. Duruşmaları izleyen arkadaşımız Alper Ballı ile sık sık konuşurdum. Her şeyin hukuka uygun olmasını sağlamak için yapılanları tek tek anlatırdı. Silivri duruşmalarında ise tutuklu yargılananlarla ilgili delillerin hukuki olup olmadığı gündeme geldiğinde hep şu karar çıkıyor: “Hüküm aşamasında değerlendirilmesine...” Hüküm ne zaman? Yıllar sonra... Başbakan’ın deyimiyle Türkiye neredeeeeen nereye geldi! Terör örgütüne demokratik açılım... Terörle mücadele edenlere, iç barışı her şeyin üstünde tutan aydınlara “terörist” davası... Bu, böyle gidemez... GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Sabahın erken saatlerinde görüntülü medyada İskenderun deniz üssümüze PKK saldırısından birkaç satırla söz edildi. İsrail saldırısı elbette Türkiye ve uluslararası açıdan önemli bir olay. Ama İskenderun’da deniz üssüne saldırı Türkiye için hem siyasal hem de toplumsal açıdan en az İsrail olayı kadar önemli, kimi sonuçlar çıkarılacak ulusal bir olay. RTE’nin iddiası neydi: Terör olaylarını Kürt açılımı ile asgari düzeye indirecektik. AKP iktidarının Kürt açılımını topluma yutturmak için bulduğu, sık sık yinelediği slogan: “Anaların gözyaşlarına son verecekti!” Oysa; pazar. Gazetelerde 5 şehit… Pazartesi gazeteleri 6 şehit!.. 48 saat içinde 11 şehit! Bir o kadar, hatta daha fazla yaralı. Ve... analar ağlamaya devam ediyor! Yaşadığımız günlerin adeta kara mizah örneği olayını emekli Koramiral Atilla Kıyat gündeme getirdi. Başbakan Vekili Bülent Arınç’ın İsrail saldırısını irdelemek ve RTE’nin yokluğunda önlemler almak için yaptığı toplantıya Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz katıldı. Korgeneral, Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklu bulunduğu cezaevinden birkaç gün önce tahliye edildi. Ergenekon terör sanığı veya şüphelisi bir korgeneral… üstelik Başbakanlık’ta, başbakan vekilinin İsrail terörü üzerine düzenlediği toplantıda Genelkurmay’ı temsil ediyor.. Demokrasimizin gerçek yüzünü sergileyen ne yaman bir çelişki! Tartışmalar ister istemez İsrail askerlerinin Gazze’ye yardım götüren Türk gemisine saldırıya ve saldırının olası sonuçlarına kayıyor. Olayda hükümetin sorumluluğu sorgulanıyor. Olayın sıcaklığı hükümet sorumluluğunu geniş alanda tartışmayı belki engelliyor ama… İsrail saldırısını durduracak, Gazze’ye yardımın ulaşmasını kolaylaştıracak kimi yöntemler aranıp aranmadığı tartışma dışında tutulabilir mi? Şu soruya yanıt aranıyor. İsrail’in yardımı getirecek gemileri durduracağını ilan etmesi üzerine Tel-Aviv’le temas kurulduğunu Dışişleri kaynakları açıkladı. İsrail’e ne dedik ne yanıt aldık; doyurucu bilgi yok ortalıkta. İsrail’in bu hareketi hukuk, insan hakları, ahlak, uluslararası kurallar açısından onaylanması olanaksız bir olay. Saldırgan İsrail’in haklı hiçbir gerekçesi yok.. Fakat İsrail’i devlet terörü ile suçlar, Gazze’deki masum insanların haklarını savunurken Filistin sorununu terörle çözeceğini ilan eden Hamas’ı savunmak, işbirliği yapmak.. tutarlı bir politika mıdır? Hemen herkesin birleştiği bir başka nokta daha var: İsrail’in gemilere karşı mutlaka operasyon yapacağını ilan etmesinden sonra hükümet alınması gereken kimi önlemleri almadı. Vatandaşlarını korumakta zaaf gösterdi. Üstelik gerçeği yansıtan iki değerlendirmeyi birbirine karıştıranlar var: İnsanların ölmesine, yaralanmalarına yol açan saldırıyı devlet terörü diye tanımlamak, İsrail’i suçlamak ile hükümetin olaydaki sorumluluğunu sorgulamak birbirinden ayrı gibi görünen, ama birbirini tamamlayan konular. TV’lerde İsrail’i suçlarken, hükümeti eleştiren açıklamalara tahammül edemeyen AKP Milletvekili Zeynep Dağ; “Konuşmacılar kimin avukatlığını yapıyorlar? Bu olaydan siyasi rant çıkarılmak isteniyor” diyordu. Konuşmacılar ise Onur Öymen dışında pek çoğu eski Dışişleri müsteşarı ve kimileri de gazeteci idi. Şayet AKP lider kadrosu Zeynep Dağ gibi düşünüyorsa.. ulusal bir sorunda önüne gelen birlikteliği yine anlamamış ve değerli bir fırsatı yine kaçırmış olacak! SAYFA2 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET 13HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Haziran Oslo PB 21 Helsinki Y 17 StockholmPB 19 Londra Y 19 AmsterdamB 18 Brüksel B 20 Paris B 18 Bonn PB 22 Münih Y 17 Berlin Y 17 Budapeşte Y 17 Madrid PB 31 Viyana Y 14 Belgrad Y 18 Sofya Y 22 Roma Y 23 Atina B 27 Zürih Y 17 Moskova Y 23 Aşkabat B 29 Taşkent B 27 Bakû B 26 Bişkek B 24 Tiflis B 27 Kahire B 37 Şam B 34 İstanbul Y 24 Edirne Y 25 Kocaeli Y 23 Çanakkale Y 22 İzmir Y 27 Manisa Y 29 Denizli B 29 Zonguldak Y 24 Sinop Y 27 Samsun Y 30 Trabzon Y 30 Giresun Y 30 Ankara B 31 Eskişehir Y 26 Konya PB 28 Sıvas Y 30 Antalya PB 24 Adana PB 30 Mersin PB 28 Diyarbakır B 37 Şanlıurfa PB 38 Mardin PB 34 Siirt B 35 Hakkâri B 29 Van Y 24 Kars Y 24 Ülkemiz geneli par- çalı ve çok bulutlu,Mar- mara, Kuzey ve kıyı Ege, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı ile Eskişehir, Çan- kırı, Uşak ve Van çev- releri sağanak ve gök- gürültülü sağanak ya- ğışlı geçecek.Yağışların Marmara ile İzmir çev- relerinde kuvvetli ol- ması bekleniyor.Hava sıcaklığı Batı bölgele- rinde 6-8 derece aza- lacak.Orta ve batı Ka- radeniz kıyılarında ise 2-4 derece artacak. ankcum@cumhuriyet.com.tr ‘İşte yükselttiğin demokrasi’ ANKARA (AA) - İşçi Partisi Genel Başkan vekili Mehmet Bedri Gültekin, “İskenderun’daki donanma üssüne yapõlan saldõrõ da, Gazze açõkla- rõnda yardõm gemisine yapõlan baskõn da, avukat Mehmet Cengiz başta olmak üzere Türkiye’nin yurtseverlerine yönelik gözaltõ operasyonu da hep aynõ merkezin faaliyetleridir” dedi. Cen- giz’in gözaltõna alõnma gerekçesinin “Ergenekon Soruşturmasõ’nõ etkilemek ve yönlendirmek” ol- duğunu belirten Gültekin, “Bir avukatõn görevi nedir? Tayyip Erdoğan, senin standartlarõnõ yük- selttiğin demokrasi işte bu...” diye konuştu. Seyfi Oktay gözaltõnda Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ile İP Genel Başkan Yardõmcõsõ Mehmet Cengiz, ev ve işyerlerindeki aramanõn ardõndan gözaltõna alõndõ Haber Merkezi - Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda eski Adalet Bakanõ Seyfi Oktay ile İP Genel Başkan Yardõmcõsõ Meh- met Cengiz, ev ve işyerlerinde- ki aramanõn ardõndan gözaltõna alõndõ. 4’ü avukat toplam 23 ki- şinin gözaltõna alõndõğõ yeni dal- gada Ankara’daki evinde arama yapõlan emekli Jandarma Albay C.B’nin de arandõğõ kaydedildi. “Ergenekon soruşturması kapsamında yargılama süre- cini etkilemeye yönelik faali- yetleri olduğu” iddia edilen ba- zõ kişilere yönelik İstanbul ve An- kara başta olmak üzere çeşitli il- lerde belirlenen adreslerde polis tarafõndan arama yapõldõ. Soruşturma kapsamõnda İs- tanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nõn önceki gün gece geç sa- atlerde gönderdiği talimat doğ- rultusunda Ankara Terörle Mü- cadele Şube Müdürlüğü ekiple- ri, sabah erken saatlerde 12 ad- reste arama başlattõ. Bu çerçe- vede, Oktay’õn Keçiören 19 Ma- yõs Caddesi’ndeki evinde arama yapõldõ. Aramaya Oktay’õn avu- katõ da eşlik etti. Öğlen saatlerinde evinde arama işlemleri tamamlanan Oktay göz- altõna alõndõ. Oktay’õn Keçiö- ren’deki evindeki arama, yakla- şõk 3.5 saat sürdü. Evden dizüs- tü bilgisayar ve yazõcõ çõkarõldõ- ğõ görüldü. Aramanõn tamam- lanmasõnõn ardõndan Oktay, po- lis ekipleri eşliğinde evden çõka- rõldõ. Oktay, arama yapõlmasõ için Angora Evleri’nde bulunan diğer konutuna götürüldü. Oktay, eve girerken gazetecilere yaptõğõ açõklamada, “Yaşamım boyun- ca demokrasi için mücadele ettim. Geçmişim çok parlak. Bu mücadele devam edecek. Yar- gı olaya el koydu, ona saygılı olacağım” dedi. Gaziosmanpa- şa’daki bürosunda da arama ya- põlan Oktay daha sonra sağlõk kontrolü için Adli Tõp Kuru- mu’na götürüldü. Ankara Üni- versitesi Tõp Fakültesi İbni Sina Hastanesi’ne sevk edilen Oktay için, tansiyonunun düşürüleme- mesi nedeniyle yatarak tedavi yönünde karar verildi. İşçi Partisi Genel Merkezi’nde de arama yapõldõ. Antalya Em- niyet Müdürlüğü Kaçakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele Şu- be Müdürlüğü ekipleri, Cengiz’in Antalya’nõn Belek beldesindeki yazlõğõna gitti. Burada yapõlan aramanõn ardõndan Cengiz göz- altõna alõndõ. Cengiz, yapõlan sağlõk kontrolünün ardõndan uçakla İstanbul’a gönderildi. Evinde ve bürosunda arama yapõlan avukat Tülay Bekar’õn aralarõnda bulunduğu 4 avukatõn gözaltõna alõndõğõ bildirildi. Sorgu hemen başlatıldı İstanbul’da çeşitli semtlerde gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltõna alõnan 3 avukatõn sor- gularõna ise sağlõk muayeneleri- nin ardõndan hemen başlandõ. Aramalarda el konulan çok sayõ- da evrak ve dokümanlar ile bil- gisayarlar inceleme altõna alõndõ. İstanbul Haber Servisi - İkinci Ergenekon davasõnda bir yõlõ aşkõn bir süredir tutuklu yar- gõlanan gazetemiz yazarõ Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan, gazetecilerin tu- tuklanmasõ ve mesleki haklarõnõ kullandõğõ için yargõlanmasõnõn “meslek hastalığı”na dön- üştüğüne dikkat çekerek, “Başta medya mensupları olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşlarını, meslek örgütlerini, siyasi partileri, bu hastalığın kaldırılması için ga- zeteci örgütlerinin başlattığı kampanyaya omuz vermeye çağırıyoruz” dediler. Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, Türki- ye Gazeteciler Sendikasõ (TGS), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Avrupa Gaze- teciler Birliği’nin de (AEJ) aralarõnda bu- lunduğu G-9 Gazeteci Örgütleri Platformu temsilcilerinin önceki günkü destek ziyaret- lerinin ardõndan dün avukatlarõ aracõlõğõyla da- vayõ izleyen gazetecilere basõn açõklamasõ gön- derdiler. Balbay ve Özkan açõklamalarõnda “11 gazeteci örgütünün başlattığı, ‘tutuk- lu gazetecilere özgürlük’ kampanyası, ifade özgürlüğü mücadelesinin önemli bir par- çasıdır” dediler. “Gazetecinin tutukluluğu fiili sansürdür” diyen Balbay ve Özkan “Bu anlamda, baş- latılan kampanya sadece gazetecilik değil, toplumun haber alma özgürlüğü açısından da önem taşımaktadır” değerlendirmesin- de bulundular. TGS, TGC, AEJ, Çağdaş Ga- zeteciler Derneği (ÇGD), Parlamento Mu- habirleri Derneği (PMD), Ekonomi Muha- birleri Derneği (EMD), Diplomasi Muhabir- leri Derneği (DMD ), Profesyonel Haber Ka- meramanlarõ Derneği (PHKD), Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TURÇEV), Ba- sõn Yayõn ve İletişim Emekçileri Sendikasõ’nõn (HABER- SEN) bir araya gelerek oluşturduğu platformun Silivri’de tutuklu bulunan gaze- tecilere güç verdiğini ifade eden Balbay ve Özkan şöyle devam ettiler: “Hukuk önün- de herkes eşittir. Gazetecilerin de bir ay- rıcalığı yoktur. Haklarında dava açılabilir, gazeteciler yargılanabilir. Ancak yargıla- manın tutuklu yapılması fiili bir cezalan- dırma haline gelmiştir. Gazetecinin gör- evini yapamaz duruma düşmesi ile ceza- landırılan tüm toplumdur.” “Biz adil, hız- lı ve tutuksuz yargılanmak istiyoruz” şek- lindeki taleplerini bir kez daha yineleyen ga- zeteci Balbay ve Özkan “Adil yargılanma bir istemden öte, haktır. Türkiye’nin bu ko- nudaki karnesi ne yazık ki zayıftır” dedi ‘Gazetecinin tutukluluğu fiili sansürdür’ MUSTAFA BALBAY VE TUNCAY ÖZKAN: ‘KAMPANYA BİZE GÜÇ VERDİ’ CHP ANTALYA MİLLETVEKİLİ BAYKAL: ÜZÜLME GEÇER CHP Genel Başkanõ Kemal Kı- lıçdaroğlu, Oktay’õn gözaltõna alõn- masõyla ilgili olarak “AK Parti’nin yarattığı korku imparatorluğunun bir parçası bu. Sayın Oktay, Türk siyasetinde saygın bir isim. Böyle bir olaya maruz kalması gerçekten bizi de üzdü. Bu olayı yakından iz- lemeye devam edeceğiz” dedi. CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Ankara milletvekilleri Yıl- maz Ateş ve Zekeriya Akıncı ile ak- şam saatlerinde Oktay’õn Ango- ra’daki konutuna geçerek kendisini ziyaret etti. Aramanõn sürdürdüğü sõrada Oktay ile görüşen Baykal’õn, “Üzülme bu günler de geçer, sağlığına dikkat et, bak tansiyonun 24’e çıkmış. Moral çok önemli” dediği öğrenildi. CHP’ye geçen Tunceli Milletvekili Kamer Genç, CHP Genel Başkan Yardõmcõs Haluk Koç ile milletvekilleri Malik Ecder Özdemir ve Mevlüt Aslanoğlu, arama sõrasõnda Oktay’õ Keçiören’deki evinde ziyaret etti. Görüşmenin ardõndan açõklama ya- pan Koç, Türkiye’de artõk iktidarõn sanal senaryolara sõğõnarak, hukuku bir anayasa oldubittisiyle kendi em- rine alma gayreti içinde olduğunu söyledi. Koç, “Son hukuk darbe- siyle yargının bağımsızlığı tama- men ortadan kaldırıldığında Tür- kiye’de nasıl bir korku impara- torluğunun, bir karanlık devlet düzeninin, bir ‘tek kişi diktasõ’nın kurulac Bugün, bu siyasi yapıyla, anlayışla sahte demokratlık mas- kesi takarak kol kola yürüyenle- re de ibret olsun” ifadelerini kullandõ. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanõ Ali Balkız ile bazõ Alevi örgütleri tem- silcileri de Oktay’õ ziyaret etti. Balkõz, ziyare- tin ardõndan “Oktay, dedemiz ve inanç önde- rimizdir. Oktay’ın buradan Pir Sultanlar gi- bi ayrılacağından eminiz” diye konuştu. Seyfi Oktay Bu köşede daha önce İHH konvoyunun Gazze’ye gönderilmesine karşı çıkmamız, İsrail’in uluslararası sularda sivillerin ölümüne neden olan ölçüsüz askeri müdahalesini en sert şekilde lanetlememizi engellemez. İsrail bu tavrıyla sadece Türkiye’yi yitirmekle kalmadı, dünyanın gözünde de artık en ufak bir saygınlığı kalmadı. Yaşanan vahim olayın belki de yaratacağı tek olumlu sonuç, Gazze’de Filistin halkına yönelik, uluslararası insan hakları örgütlerince de eleştirilen ablukanın bundan sonra daha fazla devam ettirilebilmesini imkânsız kılması olacaktır. Ancak bu üzücü olay, Türk hükümetinin dış politikada ne kadar öngörüsüz ve hazırlıksız olduğu gerçeğini de gölgelememelidir. Ankara büromuzun elde ettiği bilgilere göre, daha gemiler yola çıkmadan önce İsrail’in uyarıları üzerine, Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan ve hükümete de aktarılan senaryoların hiçbirinde İsrail’in böyle bir baskın düzenleyebileceği ihtimaline yer verilmemiştir. Edinilen bilgilere göre, Türk Dışişleri’nin karar vericilerin önüne koyduğu en kötü durum senaryosu “İsrail’in, gemilerin kontrolünü ele geçirerek Aşdod Limanı’na götürmesi” üzerine inşa edilmişti ve onda da can kaybı öngörülmüyordu. İsrail’in özellikle de şu anda iktidarda olan radikal sağ hükümetinin daha önceki benzer durumlardaki sabıkası ortadayken Ankara’daki karar alıcıların önüne “silahlı baskın” senaryosu konmaması düşündürücüdür. Belki de böyle bir senaryo gerçekçi bulunmayarak önlerine konmadığı için, İsrail’in uyarılarına rağmen bu ülkenin Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay İkinci Başkanı, konvoyun Gazze’ye giriş yapacağı gün yurtdışında olmakta bir sakınca görmemiştir. BM Güvenlik Konseyi’nden dün çıkan başkanlık açıklamasının dili ise Türkiye’nin en önemli beklentilerini karşılamaktan uzaktır. Metnin genelinde Türkiye’nin İsrail için kullandığı suçlama teşkil edecek ‘devlet terörü’ ya da ‘korsanlık‘ ya da ‘uluslarası hukuk ihlali’ gibi ifadelerin temizlenmiş olduğu gözleniyor. Ama en önemlisi ise Türkiye’nin uluslararası bir soruşturma komisyonu talebinin belgeye yansıyış şeklidir. Türkiye’nin deneyimli diplomatlarından Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı emekli büyükelçi Nüzhet Kandemir bu metnin, Türkiye’nin istediği kapsamlı soruşturma talebini sadece not etmekle yetindiğini ve soruşturmanın kim tarafından yapılacağını da muallakta bıraktığına dikkat çekiyor. Konseyde saatler süren müzakerelerde ABD tarafının saldırıyı kınamaktan ya da soruşturma komisyonunun Türkiye’nin istediği şekilde oluşturulmasından kaçındığı anlaşılıyor. ABD Başkanı Obama’nın İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinden basına yansıyan mesaj da, Washington yönetiminin bu soruşturmanın İsrail tarafından yapılmasını beklediği yönünde oldu. Büyükelçi Kandemir, ABD yönetiminin baskın konusunda Türkiye’nin arzuladığı net tutumu takınmasından kaçınmasının ardında “yardım konvoyunun siyasi yönü”nden yani Hamas’a destek misyonu içermesinden duydukları kaygının etkili olduğu görüşünde. Başkanlık açıklamasının son paragrafında “tek taraflı ve tahrikkâr eylemlerden kaçınma” çağrısının sadece İsrail’e değil İHH konvoyunun desteğe gittiği Filistin tarafını da içerecek şekilde ‘taraflara’ yapılması da bu nedenle manidardır. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER ABD Neden Temkinli? utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr İlhan Cihaner davasõnda itiraza ret DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarba- kõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi, Erzincan Cum- huriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner ve 3. Ordu Komutanõ Orgeneral Saldıray Berk’in yargõ- landõğõ Erzincan’daki “silahlı terör örgütü” davasõnõn İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nde görülen ve sanõklarõ arasõnda Kurmay Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu “İrti- cayla Mücadele Eylem Planı” davasõyla bir- leştirilmesi kararõna yapõlan itirazõ reddetti. Diyarbakõr 6. Ağõr Ceza Mahkemesi, Erzurum 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce verilen birleştirme kararõna yapõlan itiraz üzerine Diyarbakõr’a gön- derilen dava dosyasõndaki incelemesini tamamla- dõ. Mahkeme, sanõk Cihaner’in avukatõ Turgut Kazan ve davanõn müştekisi Ahmet Demir’in, birleştirme kararõna itirazõyla ilgili bir hüküm bu- lunmadõğõ gerekçesiyle itirazõ reddettiğini açõkla- dõ. Mahkeme bazõ sanõk avukatlarõnõn, sanõklarõn tutukluluk halinin kaldõrõlmasõ yönündeki talebini de kabul etmedi. Dosya özel kuryeyle Erzurum’a gönderilecek. Kazan, bir süre önce dosyanõn Yar- gõtay’a gönderilmesini riske atmamak için tutuk- luluğun devamõna itiraz etmediklerini açõklamõştõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle