19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 16 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 ‘Demokrasi duvara toslayacak’ P arti liderlerini değerlendiren Cumhurbaşkanõ Fahri Korutürk, genel olarak partilerin tutumlarõ- na bakarak geleceği nasõl görüyordu? Ali Baransel, Cumhurbaşkanõ’nõn “Türkiye’nin her alanda yetişmiş çok değerli ve yetenekli insan potansiyeline sahip olduğuna inanırdı” dedikten son- ra, partilerin tutumuna bakarak geleceğe dönük görüşlerini anlattõ: “Ne yazık ki, siyasi partilerin genel başkanları ve yakın çevreleri bir hege- monya kurmuştur. Böyle insanları yanlarına yaklaştırmıyorlar. Parti içinde demokrasinin işlemesine imkân vermiyorlar. Türkiye’nin kaderini, her gün kavga eden, birbirilerine en ağır suçlamalar- da bulunan Demirel ve Ecevit’in belir- lemesi gerçekten hazin. Bunlar bu kafayla giderlerse, bir gün gelecek, demokrasiyi duvara tosla- tacaklar.” 19 75 yõlõnõn ilk ayla- rõnda Güneydo- ğu’da terör ve şid- det eylemleri tõrmanõşa geçti. MGK’de Siirt, Urfa, Hakkâri ve Diyarbakõr’da sõkõyönetim ilan edildi. “Ancak söz konusu illerde sıkıyönetim ilanına gidilebil- mesi için” dedi Baransel: “TBMM’nin onayõ gereki- yordu. Meclis’teki görüşmeler- de CHP ve AP sõkõyönetime karşõ çõktõ. İlk oylamada sõkõ- yönetim isteği reddedildi. İkin- ci oylamaya geçilmeden Mec- lis Başkanõ oturumu bir sonra- ki güne bõraktõ. Oylamaya geçileceği gün Korutürk, Genel Sekreter Fuat Bayramoğlu ile hukuk başda- nõşmanõ Çoker’i ve beni er- kenden odasõna çağõrdõ. Odada ayakta duruyordu. Bir şeye canõ sõkõldõğõnda genellik- le odanõn içinde bir elini cebi- ne sokarak bir aşağõ bir yukarõ dolaşõrdõ. Masasõna oturdu. Karşõsõndaki koltuklarda yeri- mizi aldõk. Korutürk, ileride Ortado- ğu’da bir Kürt devleti kurula- bileceğinden söz etti. Bu yer için Irak’õn kuzeyin- de Kerkük’ü de içine alan top- raklarõn düşünülebileceğini an- lattõ. ‘Kürt vatandaşlarımızı ayaklandıracaklar’ Burada kurulacak bir Kürt devletinin başta Amerika ol- mak üzere, yakõn müttefikleri İngiltere ve Fransa’nõn da des- teğini göreceğini söyledi. Eğer gerçekleşirse, bunun Türkiye için büyük bir tehlike doğuracağõnõ, bu gelişmelerin ileride Güneydoğu Anadolu Bölgemizden toprak isteme küstahlõğõna kadar gidebilece- ğini ifade etti. Ardõndan politi- kacõlara sitem etti: ‘Siyasi partilerin oy avcılığı uğruna bu hayati tehlikeyi bir türlü görmek istememelerine doğ- rusu akıl erdiremiyorum. Di- lerim Türkiye, geleceği gör- meyen muhteris politikacılar yüzünden ileride ağır bedel- ler ödemez. Beni asıl üzen, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün parti- sinin bu konularda gerekli hassasiyeti göstermemesidir.’ Korutürk, Ecevit’e olan gü- ven ve sempatisini giderek yi- tirdiğini belirtti ve sonra ‘Ol- maz efendim’ dedi: Bu kadar da anlayõşsõzlõk olmaz. Nere- deyse ‘Ne haliniz varsa gö- rün’ demek geliyor içimden. Dil bilen genç bir politikacõ. Ama maalesef tecrübesiz. Doğu’da bir Kürt devleti kurma düşüncelerinin ne ka- dar ciddi olduğunu ileride an- layacak. Belki önümüzdeki yõllarda. Güneydoğu’da yaşa- yan Kürt vatandaşlarõmõzõ kandõrarak ayaklandõracaklar. Ellerine silah verip çatõşmala- ra itecekler. İşte o zaman Ec- evit bölgede sõkõyönetim ilanõ- nõ kendisi isteyecek... Sonra iş işten geçmiş olacak.” İş işten -belki- geçmedi ama Korutürk’ün 1975’lerdeki - kuşku yok gelip geçen bütün hükümetlere uyarõlarõ- özellikle 2 binli yõllarda gerçekleşti. Dõşarõdan içeriden des- tek gören PKK terör ör- gütü 1980’lerde ortaya çõktõ. Ayrõlõkçõ Kürtler elde si- lah dağlardan kentlere in- di. Parlamentoda temsil edilmeye başlandõ. Kuzey Irak’ta bir devletin bütün altyapõlarõnõ tamamlayan Barzani’nin Kürt devleti- ni ilan etme hazõrlõğõ gün- lerce gündemde kaldõ. Hâlâ Türkiye Cumhu- riyeti oldubitti aşama- sõna gelen bu kuşkuyu bertaraf etmiş değil. Binlerce insanõ ve as- keri şehit etti. PKK hâlâ kan dökmeye devam ediyor. Kürt Devleti ise şimdilik uyku- da!.. ‘Demirel,Erbakan,Feyzioğlu ve Türkeş nasõl çalõşacaklar’ UZAK GÖRÜŞLÜ BİR CUMHURBAŞKANI UZAK GÖRÜŞLÜ BİR CUMHURBAŞKANI Bunalõmlardan bunalõmlara... 1 MAYIS 1977 F akat 1. MC döne- minde bunalõmlar bunalõmlarõ, olaylar olaylarõ izledi. 2384 kişinin öldüğü, 8149 binanõn yõkõldõ- ğõ Diyarbakõr depremi… ve 1 Mayõs 1977’de DİSK’in Tak- sim Meydanõ’nda düzenledi- ği işçi bayramõ mitinginin sonuna doğru açõlan ateş 34 kişiyi öldürdü. Yüzlerce kişi yaralandõ. Kim, hangi örgüt ateş aç- mõştõ, bir türlü saptanamadõ. Facia sol gruplarõn çatõşmasõ- na, kontrgerillaya bağlandõ. Olay Köşk’te büyük bir şok etkisi yaptõ. 2 Mayõs günü Korutürk, “son derece karamsar ve si- nirli idi” ’den olayõn nasõl ge- liştiğini dinledi. Gazetelerden derlediği ha- berleri sunarken Baransel, o günkü gazetelerde Ecevit’in “olayın bir tertip olabileceği kuşkusu taşıdığına” ilişkin değerlendimesini anõmsattõ. Biraz sert bir sesle bu görü- şe katõlmadõğõnõ ifade etti… ….1 Mayõs’tan birkaç gün önce Cumhurbaşkanõ bir soh- bet sõrasõnda 1 Mayõs’ta olay- lar çõkabileceğinden kuşku duyduğunu bildirmişti. O gün öğleden sonra Güvenlik Mü- şaviri Kemal Özçelik ile soh- bet ederken konu 1 Mayõs mi- tingine geldi. MİT raporlarõn- da olay çõkabileceği şeklinde değerlendirmeler olduğunu ve bunlarõ Cumhurbaşkanõ’na an- lattõğõnõ söyledi. 1 Mayõs olaylarõndan sonra (Cumhuriyet Senatosu’nun ta- bii üyesi, 27 Mayõs’õ gerçek- leştirenlerden oluşan) Milli Birlik Grubu, MİT raporlarõ- nõn açõklamasõnõ istedi, ama açõklanmadõ. 5 Haziran 1977 Genel Seçim- leri; hem sevindirici hem de dramatik kimi sonuçlara yol açtõ. O günün gecesi başkent Ankara o günlere dek yaşadõklarõna benze- meyen olaylar izledi. Türkiye genelinde esen rüzgâra bakarsak “Karaoğlan” Bülent Ecevit tek başõna iktidara geliyordu. Sandõklar açõldõkça dört bir yan- dan gelen haberler bu beklentiyi doğrulayacak içerikteydi. 5/6 Haziran sabahõ parti genel merkezinin balkonunda görünen Ecevit, sokağõ dolduran binlerce ki- şinin alkõşlarõ, çõğlõklar ve davul sesleriarasõndakalabalõğadoğrueli- ni uzattõ. Kalabalõk sustu. “Şimdiden” de- di: “222 milletvekili kazandığımız belli oldu. Tek başına iktidar olmak için sadece 4 milletvekili kazan- mamız gerekiyor. Sanıyorum öğle- ye doğru bu sonuç da alınacaktır.” Kalabalõk patladõ. Güneşin ilk õşõklarõyla birlikte başkentte yer yer “iktidar, iktidar” haykõrõşlarõ duyu- luyordu. Grup grup insanlar hangi aracõ bulurlarsa ona biniyor ve ken- tin diğer bölgelerine akõn ediyor ve 1950’den beri ilk kez CHP’nin tek başõna iktidara geldiğini duyuru- yorlardõ... Sabaha karşõ CHP’de illerden alõnan sonuçlara göre yapõlan he- saplar; CHP’nin 222, AP’nin 173, MSP’nin 28, MHP’nin 9, CGP’nin 1 milletvekili çõkardõğõnõ gösteri- yordu. 450 milletvekilliğinden 437’sinin partilere göre dağõlõmõ belli olmuş- tu, henüz 13 milletvekilliğinden ke- sin sonuç alõnamamõştõ. Ama Genel SekreterYardõmcõsõAliTopuz’unka- labalõğa açõkladõğõna göre, “CHP öndeydi”. AP lideri ne yapõyordu, nasõl de- ğerlendiriyordu sonuçlarõ? Parti genel merkezinden aldõğõ bilgilerleseçimiyitirdiğinielbettean- lamõştõ ama, renk vermiyor, “Köyleri bekleyelim. Asıl oy oralardan gele- cek” diyordu. Oysa AP yöneticileri gece yarõ- sõndan sonra parti genel merke- zinden ayrõlmaya başlamõşlardõ. 6 Haziran sabahõ sevinç, yerini düş kõrõklõğõna bõraktõ. 13 milletvekilliğinin hangi par- tiler arasõnda paylaşõldõğõ kesinlik kazandõ. Yüzde 41.39 oyla CHP 213, yüzde 36.89 oyla AP 189, yüzde 8.57 oyla MSP 24, yüzde 6.42 oy- la MHP 16, yüzde 1.87 oyla CGP 3, yüzde 1.85 oyla DP 1, yüzde 2.49 oyla bağõmsõzlar 4 milletvekilliği kazanmõşlardõ. CHP tek başõna iktidara 13 adõm yaklaşmõş ancak güvenoyu için gerekli olan 226 rakamõnõ tut- turamamõştõ. O GÜN VE SONRASI SEÇİME DOĞRU: 5 HAZİRAN 1977 Olaylõ, yer yer kanlõ seçim propagandasõ başladõ ve 1 Mayõs’tan sonra ikinci bir ola- yõn şoku ile Türkiye çalkalandõ. 29 Mayõs 1977 günü birlikte se- çim gezisine olduğumuz CHP li- deri Ecevit’e, İzmir, Çiğli Ha- vaalanõ’nda bir suikast girişi- mine tanõk olduk. Korutürk olay- larõ izliyor ve bu sõralarda kimi resimlere bakarak “Bu MSP ne yapmak istiyor? Şeriat kanu- nunu ve İslam hukukunu ülke- de geçerli kılmak istiyor. Atatürk devrimlerinin tam karşısında. Bu ne cüret! Ne yazık ki de- mokrasinin cilvesi bu” diyor ve sonra “ tarafsızlık beni kahre- diyor” diye devam ediyordu: “Bağrıma taş basıp bu konu- larda konuşamıyorum. Partile- rin samimiyetsiz durumların- dan nefret ediyorum. Hepsi iş- lerine geldiği gibi ve çıkarlarını ön plana alarak hareket ediyor- lar. Hele iki büyük parti CHP ve AP, birbirilerini kötülemekten başka hiçbir şey yapmıyorlar. Tabii iktidar olmak için gü- cendirmemek prensibi. Şu anda hükümet yok. Ben Meclis’in bana verdiği yetkiyle TSK’ nin başkomutanı olarak bu seçimin huzur ve güven orta- mında geçmesini sağlayaca- ğım. Ordu her zaman olduğu gi- bi benim ve demokrasinin ya- nındadır. Ordu tarafsızdır ve hiçbir partinin yanında değildir. Sandıktan ne çıkarsa ona itibar edecektir. İsterse komünistler çıksın…” E cevit, Erbakan ve arkadaşlarõnõn kimi sorunlar yaratan tutumundan yakõnarak CHP-MSP koalisyo- nunu dağõttõ, istifa etti. Hükümet bunalõmõ beş ay kadar sür- dü. Arada bağõmsõz Prof. Sadi Irmak başkanlõğõnda güvenoyu alamayan bir hükümet kuruldu. (17 Kasõm 1974-31 Mart 1975) Fakat bu süre içinde Ecevit yeni bir koalisyon hükümeti kurabileceği inan- cõnda idi. Yeni koalisyonu, Demirel’le anlaşmazlõğa düşerek AP’den ayrõlan- larõn kurduğu, son seçimlerde 45 mil- letvekili çõkaran Demokratik Parti ile ku- rabileceğini umut ediyordu. Böyle bir umuda kapõlmasõnõ bir tür- lü anlayamõyordum. Çankaya’daki Dõş- işleri konutunda görüştüğüm Ecevit’e, “eski AP’lilerle olası bir hükümet kurabilmenin olanaksızlığından” söz etmiştim. AP ile hükümet kurmayõ aklõnõn ucun- dan bile geçirmeyen Ecevit, parlamen- to matematiğinin zorladõğõ son olanağõ denemek istiyordu. DP ortaklõğõ ile ye- ni bir hükümet! Cumhurbaşkanõ, 26 Mart 1975’te hü- kümeti kurma görevini Adalet Partisi Ge- nel Başkanõ Süleyman Demirel’e verdi. Demirel, hükümet bunalõmõ sõrasõnda CHP dõşõndaki bütün partilerle görüşmüş, siyaset tarihimize 1. Milliyetçi Cephe di- ye adõnõ yazdõran bir hükümetin Mec- lis’te güvenoyu almasõnõ sağlayan ra- kama ulaşmõş, iki parti dõşõndaki parti- leri milletvekili sayõlarõna bakmadan hü- kümette bir araya getirmişti: Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuri- yetçi Güven Partisi!.. 1. MC’yi oluştu- ran partilerdi. “Hükümeti kurma görevini verdi- ği 26 Mart günü Korutürk çok sıkın- tılıydı” dedi Baransel, hemen sonra Cumhurbaşkanõ’nõn yeni hükümetle il- gili değerlendirmelerinden söz etti: “Bu işi istemeyerek yaptığı her ha- linden belliydi. O gün benim de bu- lunduğum bir ‘iç çalõşma’ toplantı- sında, ‘Başka alternatifim yoktu. De- mokratik teamül bunu gerektiriyordu’ sözleriyle konuya girdikten sonra sı- kıntısını dile getirdi: “Demirel, Erbakan, Feyzioğlu ve Türkeş bir arada nasıl çalışacaklar doğrusu çok merak ediyorum. Düşünebiliyor musunuz; Atatürk’ün arkasına sığınan ve o yüce insanın pa- zarlamasını yapan Feyzioğlu, Ata- türk’ü inkâr eden, örümcek kafalı Er- bakan, 27 Mayıs’ta DP iktidarına son veren askeri harekâtın önde gelen isimlerinden Türkeş ve DP’nin mi- rasına sahip çıkan ve bu harekâtı kı- nayan Demirel… Sonra ellerini havaya kaldırarak, gergin bir ifadeyle, ‘Demokrasiyi bu tür kaypak zihniyet sahiplerinin yõprataca- ğõndan endişe duyuyorum’ dedi.” Fakat 1. MC hükümeti 31 Mart’ta gü- venoyu aldõ ve 6 Haziran 1977 genel se- çimlerine kadar devam etti. Toplumda derin kaygõlara yol açan si- yasal, sosyal ve ekonomik politikalar ge- niş tartõşmalara yol açõyordu. Ecevit hükümeti zamanõnda başla- yan yaşam sõkõntõlarõ giderilemiyor, hü- kümet bir yandan ABD’nin hemen ala- na yaydõğõ ambargoyu kõrmaya çalõşõyor, bir yandan da hemen her gün dozu gi- derek artan muhalefetle boğuşmak zo- runda kalõyordu. Fakat 1. MC’yi parlamentoda düşür- mek olanağõ yoktu. CHP lideri Ecevit bütün hõzõyla se- çimlere hazõrlanõyordu. Fakat gidişattan ve gelişmelerden şi- kâyetçi olan kamuoyu suçluyu buldu: Bu hükümetin kurulmasõna olanak tanõyan Cumhurbaşkanõ Korutürk’ü! Baransel’in anlatõmlarõna göre Koru- türk, “kendisine yönetilen bu eleştiri- leri soğukkanlılıkla karşılamaya ça- lışıyor ya da öyle görünüyor ama iç- ten içe büyük bir üzüntü duyduğunu belli ediyordu” “Bir sabah” diye anlatmaya başladõ Baransel: “Eliyle oturmamı işaret etti. Merak ve heyecanla yeniden oturdum. Ko- rutürk, ‘Notlarõnda bulunsun’ dedi ve konuşmaya başladı: Bak Baransel, Korutürk bu hükü- metin kurulmasını onaylamakla, fe- nalığın en fenasını yapmak zorunda kalmıştır. Ama çaresizdim.. Demo- kratik kurallar içinde başka bir yol yoktu. İmzaladığım atama ve diğer ka- rarnameler yüzünden ağır töhmet altında bırakılmak isteniyorum. Cum- hurbaşkanı hükümet kararnamelerini en son imzalayan kişidir. Ancak bun- dan sonra kararnameler yürürlüğe gi- rebilmektedir. İşte bu işleyiş, cum- hurbaşkanlarını iktidarlarla birlik ve beraberlik içindeymiş gibi gösterir. Ecevit iktidarı sırasında beni öven ve göklere çıkaran gazeteler, şimdi ye- riyorlar. Halbuki benim düşüncelerimde ve davranışlarımda hiçbir değişiklik yok.” ‘Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulacak SÜRECEK Cumhurbaşkanlõğõ Genelsekreteri Baransel, birbirlerine ağõr suçlamalarda bulunan liderlerle bir yere varõlamayacağõnõ söylüyordu:
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle