11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 MAYIS 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 21 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Expo 2010 ya da dünya değişirken … [email protected] Şanghay’da Expo 2010’un açılışıyla Yunanistan’da ekonomik krizin tutuşturduğu ateş aynı günlere rast geldi. Biri yeryüzündeki teknik gelişmenin, yeni keşiflerin, ülkeler arası bilimsel yarışın sergilendiği dev bir vitrindi… Öteki ise acı ilacı hep ama hep belli sınıflara dayatan, yoksulla varlıklı arasındaki uçurumu büyüttükçe büyüten ve bunun sonucunda halkı ayaklandıran, sokağa döken bir sistemin yansımasıydı. Komşu Yunanistan’daki ateş, İspanya, Portekiz, hatta İtalya’ya sıçrar mı diye, Avro’nun geleceği var mı diye tartışılıyor bir yanda… Öte yanda ise Expo’nun ana teması olan “Daha iyi kent, daha iyi yaşam” üzerine yoğunlaşıyor tartışma. Geleceğin politikaları, çevreyle doğayla uyum, sürdürülebilir gelişme, temiz havanın, suyunun eşitçe paylaşılabileceği kentler yaratmak için yeni stratejiler sunuluyor. 1800’de dünya nüfusunun sadece yüzde 2’si kentlerde yaşıyordu. 1950 yılında bu sayı yüzde 29’a çıktı. 2000 yılında, dünya nüfusunun yarısı kentlerde yaşar oldu. Bugün 2010’da ise yüzde 55’i. (BM sayıları) 2050’de ise bu oran yüzde 75-80’e varacak… Karbondan arınmış kentler nasıl var edilir? Kentlerdeki birbirlerinden çok farklı etnik gruplar nasıl bir arada uyum içinde yaşayabilir? Kent nimetlerinden o kentte yaşayanların her biri nasıl eşit pay alabilir? Akıllı kentler? Çevre dostu yapılar? Enerji kaynakları? Su? Trafik, güvenlik gibi sorunlar? Teknik gelişmenin kent yaşamına yararları? Kent ile kırsal alan birbiriyle nasıl interaktif ilişkiye girebilir? İçim acıyor İşte bütün bunlar tartışılırken… Dünyanın her milletinden insanlar, çocuklarımıza, torunlarımıza nasıl daha iyi yaşanabilir kentler bırakabiliriz diye kafa patlatırken… Bir ağacı kesmemek için millet seksen bin yol ararken… Alay edermiş gibi! Gazetelerden fışkıran başlıklar yüzüme çarpıyor, mideme saplanıyor, ciğerimi deşiyor! “Boğaz’a üçüncü köprüyü yapmak için 573 bin ağaç kesilecek!” Köprü ve otoyol güzergâhı için bula bula su ve orman havzasından geçirmek ne biçim akıldır! THY Şanghay - İstanbul uçağında kucağımdaki gazetelere bakıyorum: Utanıyorum, kahroluyorum! Meclis’te küfür ve yumruklaşma… Ergenekon da yeni iddialar… Balyoz’da sahte belgeler… Başbakan çok çalıştı yedi yılda zengin oldu, çevresi ailesi, çoluk çocuğu da çalışıp didinip, alınteri döküp kazandı işte! Villa da alırlar gemi de! Ne var bunda kızacak yani! İsmet İnönü’ye Başbakan’ın faşist demesi yanlış elbet. Ama artık o kadar kusur kadı kızında bile olur. Hani 23 Nisan’da kendi koltuğuna oturttuğu çocuğa, “Başbakan oldun artık ister asarsın ister kesersin” demişti ya… Hani derler ya: İnsan herkesi kendi gibi bilirmiş… Ne diyorduk? Geleceğin kentleri, değişen dünya, EXPO 2010’da gördüklerim… İçim acıyor… 3 çocuğa bir gelinlik! Bir haber de Posta gazetesinden: Kırıkkale Valisi ilin gelişmesi için nüfusun artması gerektiğini söylemiş... Vali Hakan Yusuf Güner, Kırıkkale’de nüfus sorununu çözmek için buldukları yöntemi de açıklamış: Evleneceklere 3 çocuk yapmak şartıyla gelinlik hediye edecekmiş! Doğrusu 3 çocuk yapmaya söz verip gelinliği kapıp, sonra bir ya da iki çocuk doğurursa, ya hiç doğurmazsa ne olacak? Bunu haberden öğrenemiyoruz... En iyisi Vali Bey’i bir an önce Şanghay’daki Expo 2010’a yollayalım… Bugün anneler günü. Annenize ulaşabiliyorsanız ona sımsıkı sarılıp öpün… Uzaktaysa, sesini duymaya çalışın… Anneniz hayatta değilse, zarar yok, yine de yüzünüzde kocaman bir gülümseme onu düşünün, onunla geçirdiğiniz en güzel anları… Göreceksiniz içiniz ısınacak… [email protected] faks: 0212.2571650 Deja-Vu / Sinir Ötesi Operasyon / Parabol Productions 11 yõlõ geride bõrakmõş Deja-Vu. Yerli ve yabancõ kavõrlarla işe başlayan Ankaralõ topluluk, yõllarca bar tozu yutmuş, sonunda namõnõ şehir dõşõna kadar taşõmayõ başarmõştõ. 2005 yõlõnda çõkan ilk albümleri “Kendin Coş”, o zamana kadar tüm birikimlerini iyi yansõtmõş, sevimli bir çalõşmaydõ. Son beş yõl zor geçse de “Sinir Ötesi Operasyon” adõnõ taşõyan bir albüm daha yayõmlamayõ başardõlar. Albümün adõ, onlarõn dünyaya kinayeli bakõşõnõ iyi yansõtõyor; zor yaşam koşullarõnda kuyruğu dik tutan bir ruh hali sergiliyor. Bu çalõşmada ilkine göre daha olgun bir sound var. Davullar iyileşmiş, telli sazlarõn tõnõlarõ günümüze ayak uydurmuş, Doğu sazlarõ daha fazla söze karõşmõş. Albümde söz ve müzik yükü, solist Cenk Sönmez ile gitarcõ Barış Orhan ikilisince omuzlanmõş. Bu albümün çõkõşõnõn sevindirici taraflarõndan biri, topluluğun bir albümle gelip geçen isimler listesine girmekten kurtulmuş olmasõ. Amatör ruhunu koruyarak ayakta kalan az sayõdaki özgün topluluktan biri Deja- Vu. “Sinir Ötesi Operasyon”, topluluklarõmõzõn geldiği yer hakkõnda fikir edinmek ve eğlenmek için doğru tercih. muratbeser@ muratbeser.com The Nigel Kennedy Quintet / Shhh! / EMI Yetenekli keman sanatçõsõ Nigel Kennedy’nin yeni albümü, yõlõn güzel bir sürprizlerinden birisi oldu. Kennedy, bu son çalõşmasõnõ geçen aralõk ayõndaki İstanbul konserinde kendisine eşlik eden Polonyalõ beş müzisyenle kaydetmiş. Sanatçõnõn klasik müziğin yerleşik kalõplarõna karşõ çõkan tavrõ, bu albümde de öne çõkõyor. Yine türü tam olarak açõklanamayan ama “elektronik caz” denilen bir tarzõ var albümün. Kennedy’nin yeni albümünde şaşõrtõcõ iki özellik var. Birincisi, yapõmcõlõğõ heavy metal müziğin en büyük gruplarõndan Motörhead’in vokalisti Lemmy’nin oğlu Paul Inder ile paylaşmõş olmasõ. İkincisi de “River Man” adlõ parçada vokali ünlü pop şarkõcõsõ Boy George’un üstlenmesi. Diğer altõ parça ise Kennedy’nin kendi bestesi. Kimi zaman duygulu, kimi zaman neşeli ama genellikle albümün adõna da uyum sağlayacak şekilde sakin anlarõ yansõtan bir albüm “Shhh!”. Bunun tek istisnasõ, 10 dakikalõk kapanõş parçasõ “Oy!”. Nigel Kennedy Beşlisi, albümde bir türden diğerine geçerek, 52 dakikalõk bir müzikal yolculuğa çõkarõyor dinleyiciyi. İlginç ve heyecan verici bir yolculuk bu! www.zulalkalkandelen.com Küba sineması mercek altında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alanya Sinema Kül- tür ve Tanõtõm Derneği’nce düzenlenecek 9. Alanya Bel- gesel Film Festivali için geri sa- yõm başladõ. Yerli ve yabancõ toplam 42 filmin sinemase- verlerle buluşacağõ festival, 10-15 Mayõs tarihleri arasõnda gerçekleştirilecek. “9. Alanya Belgesel Film Festivali”ne, Alanya Ticaret Odasõ, Alanya Belediyesi ve Belgesel Sinemacõlar Birliği de destek veriyor. Bu yõl geç- miş yõllardan farklõ olarak fes- tival kapsamõnda, 14 Mayõs’ta, “Bir Kültür, Bir Ülke” başlõ- ğõ altõnda, Küba belgeselleri gösterilecek. Bu belgeseller arasõnda, Tür- kiye’de, “Buena Vista Social Club” üyesi olarak verdiği konserlerle tanõnan Kübalõ şar- kõcõ Omara Portuondo’nun yaşamõnõ konu edinen “Oma- ra Belgeseli”; 12 Ocak’taki depremle harabeye dönen Hai- ti’nin başkenti Port au Prince’in deprem öncesinde içinde bu- lunduğu kaotik durumu anlatan “Benim Port au Prince’im” ve Gloria Argüelles’in Küba sinemasõnõn köşe taşlarõna say- gõ niteliğindeki “Siyah-Beyaz Tarih” de bulunuyor. Festivalde ayrõca “Kır Çi- çeklerinin Öğretmeni”nin yö- netmeni Sezgin Türk, “Kale- mi Kırmasaydık”õn yönet- meni Yasin Ali Türkeri, “Ka- ra Altından Altın Mikrofo- na”nõn yönetmeni Metin Av- daç ve “Kâğıthane”nin yö- netmenlerinden Belgin Cengiz ile Bingöl Elmas, gösterimle- rin ardõndan izleyicilerle söy- leşecek. Film gösterimleri Alanya Ticaret Odasõ Konfe- rans Salonu’nda, ücretsiz ve Türkçe altyazõlõ olarak ger- çekleştirilecek. ‘9. Alanya Belgesel Film Festivali’ 10-15 Mayıs tarihleri arasında 42 filmi ağırlayacak. Sait Faik, Aslõ Erdoğan’õnKültür Servisi - Darüşşafaka Cemiyeti ve Yapõ Kredi Yayõnlarõ tarafõndan düzenlenen 56. Sait Faik Hikâye Armağanõ’na “Taş Bina ve Diğerleri” adlõ yapõtõyla Aslı Erdoğan değer görüldü. Doğan Hızlan başkanlõğõnda toplanan Hilmi Yavuz, Füsun Akatlı, Nursel Duruel, Jale Parla, Murat Gülsoy ve Beşir Özmen’den oluşan seçici kurulun gerekçeli kararõnda, “Seçici kurul, 56. Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, ‘çağõmõzõn dilsiz tanõklõğõnõ mekânõn, bedenin ve imgenin içinden dokuyarak evrensel insanlõk acõlarõnõ seslendirmekte gösterdiği ustalõk’ nedeniyle ‘Taş Bina ve Diğerleri’ adlı kitabıyla Aslı Erdoğan’a vermeyi uygun görmüştür” denildi. Aslõ Erdoğan ödülünü, 11 Mayõs Salõ günü saat 18.30’da Yapõ Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu’nda düzenlenecek törenle alacak. Öte yandan, Sait Faik, Türkiye Yazarlar Sendikasõ ve Ada Dostlarõ’nõn birlikte düzenledikleri bir etkinlikle 16 Mayõs Pazar günü Burgazada’da anõlacak. Saat 12.00’de Sait Faik Alanõ’ndaki büstü önünde başlayõp Adalar Su Sporlarõ Kulübü’nde devam edecek etkinliğe konuşmacõ olarak Tahsin Yücel (Onur Konuğu), Enver Ercan, Perihan Ergun, Ali Fuat Tolga, Ahmet Çakaloz, Mihriban Aslan Büyük, Levent Yapraklı, Salih Keser, Eray Canberk, Tülay Ferah, Fatma Gürel, Anais Martin, Nevra Bucak, Emine Erbaş ve Nurullah Can katõlõyor. Sait Faik Hikâye Armağanı… Sait Faik’in vasiyeti üzerine annesi Makbule Hanım Kasõm 1954’te hazõrladõğõ vasiyetinde malvarlõklarõ ve yazarõn yapõtlarõnõn telif haklarõnõ Darüşşafaka’ya bõrakõr. Bu vasiyetnamenin bir maddesinde, her yõl dönemin ileri gelen edebiyat ustalarõndan oluşacak seçici kurulun, o yõl içerisinde yazõlmõş en iyi hikâyeyi seçerek ona “Sait Faik ve Makbule Abasıyanık Hikâye Mükâfatı” vermesi istenir. Sait Faik Hikâye Armağanõ, Makbule Hanõm’õn 1964 yõlõndaki vefatõndan sonra Darüşşafaka Cemiyeti tarafõndan düzenli olarak verilmeye başlandõ. 2003’ten beri, Sait Faik’in tüm eserlerini yayõmlayan Yapõ Kredi Yayõnlarõ’nõn işbirliğiyle verilen Sait Faik Hikâye Armağanõ, ülkemizin en uzun soluklu hikâye armağanõ unvanõnõ taşõyor. Ödül, “çağõmõzõn dilsiz tanõklõğõnõ mekânõn, bedenin ve imgenin içinden dokuyarak evrensel insanlõk acõlarõnõ seslendirmekte gösterdiği ustalõk” nedeniyle, “Taş Bina ve Diğerleri” adlõ kitabõyla Aslõ Erdoğan’a verildi. 56. Sait Faik Hikâye Armağanõ sonuçlandõ Omara Portuondo
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle