Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 2010 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Gerçeğin Aynasında
İşçilerin, emekçilerin birlik, dayanışma ve
mücadele günü 1 Mayıs büyük bir kalabalıkla ve
artık kaybedilenin geri alınmasının simgesi
haline gelmiş olan Taksim alanında kutlandı.
Yaklaşık 300 bin genç, yaşlı, kadın, erkek
insanın katıldığı bayramda işçiler sayıca azdı,
coşku sınırlıydı. Kendilerini işçilerin davasına
adadıklarını söyleyen siyasi grupların çokluğu ve
renkliliği kuşkusuz önemlidir, ama bu gerçeği
değiştirmiyor. Sendika ve işçi siyaseti 12
Eylül'de generallerden yediği ve şimdi de AKP
iktidarından hem ekonomik, hem politik
anlamda yemekte olduğu darbeyi atlatmakta
zorlanıyor.
Bu nedenle de haklarını kazanma ve ötesi
konusunda ne yapabileceğini eli yüzü düzgün
bir değerlendirme ile masanın üzerine yatırsa iyi
olur.
Bu konuda kendilerini işçi sınıfı davasına, yani
sosyalizme adadıklarını söyleyen siyasi
hareketlerin de kendilerini göstermek yerine, işçi
hareketinin yeniden nasıl canlanabileceği ve 12
Eylül öncesi durumu aşabileceği konusuna kafa
yormalarında sayısız yarar vardır.
Parti ve grupların önemli bir kısmının Türkiye
dışında, üstünde ya da altında bir yerlerde,
devrimciye her zaman gerekli romantizmle
yetindiğini söylersek pek de gerçekdışı bir şey
söylemiş olmayız.
Geçmişten kalan en büyük ders, aydınların
işçi sınıfı adına bir şeyler yapamayacakları,
onunla birlikte bir işe yarayabilecekleridir.
Aydınlar bunu genel olarak siyasetin içinde işçi
sınıfının, halkın çıkarlarını savunarak yapabilirler.
Kendilerini siyasetin dışında, kapalı ve izole bir
alanda var ederek ulaşabilecekleri bir yer yoktur.
Bu yalnızca sosyalistler için değil, ilerici,
yurtsever, demokrat aydınlar için de böyledir.
Ama burada aydın tanımına yeniden dönüp, o
tanımla kendimizi sınamanın da yararı var
kuşkusuz.
Aydın kişi, yani okumanın yazmanın kendisini
aydın olarak tarif etmeye yetmeyeceğinin
bilincinde olan kişi, ilk iş olarak kendini, devlet
ve toplum karşısındaki konumunu iyi tarif etmek
durumundadır. Aydın, devletle ve toplumla
sorunu olan kişidir. Devlet ve toplumla uyum
içindeki kişiye değil, devleti ve toplumu her
anlamda eleştiren, değiştirmeye çalışan
muhalife aydın deniyor ve bu yüzyıllardır
böyledir.
Şimdi de böyledir.
Bunun yolu da genel olarak siyaset alanında
cesaretle yer almakla mümkündür. Kendinizi
siyasetin dışına, belki size pek temiz gelen teori
alanına hapseder, pek renkli bayraklarınızla
alana ya da kendinden hoşnut siyasete
koşarsanız kötü değil, ama yetersiz bir iş yapmış
olursunuz.
Burada sözünü ettiğimiz siyaset, dar anlamda
bir siyaset değildir. Onun ne kadar geniş bir
alanı kapsadığını, işçilerle bilinç alanında nasıl
kesiştiğini uzun uzun anlatmaya da gerek
yoktur.
Türkiye büyük bir çalkalanışın içindedir. Bütün
taşların yerinden oynadığı, kuzu kılığındaki
kurtların, kahraman pozundaki düzen
adamlarının taraflarını açıkça seçtikleri, ama aynı
zamanda hile ve desisenin tavan yaptığı
zamandayız. Böyle zamanların en belirgin
işareti, at izinin it izine karışmış olmasıdır.
77'yi hatırlayanlar, ABD'den gelenlerle
birleşerek alanı kana boyayan derin devleti
unutmuş olamazlar. Şimdi aydınlar ve işçiler, o
derin devletin kendisini derin devlet düşmanı
gibi göstermesine de fırsat vermemeli, gerçeği
görmek için sınıf pusulasına sık sık
bakmalıdırlar. Çok daha eskilere gitmek de
mümkündür, ama 12 Mart öncesi günlerden de
başlayabilirsiniz. İpin ucunu tutun, CIA ile ittifak
kurmuş derinlerin harekete geçtiği 77 1
Mayısı’ndan geçin, milliyetçi mukaddesatçı
militanlarla becerilmiş sıra sıra cinayetleri,
kıyımları görecek, sonunda kendinizi Susurluk'ta
bulacaksınız. Sonra büyük bir maharetle kendini
gizlemeyi ve izleri birbirine karıştırmayı başaran
Silivri davalarına geleceksiniz.
Tarihe gerçeğin aynasında bakmayı
başaranlar, Balbay ve diğer aydın kişilerin
neden ısrarla orada tutulduğunu da
anlayabilirler.
Türkiye'deki büyük kumpası, aydınlarla,
yurtseverlerle çetecilerin nasıl aynı kaba
konduğunu gördüğünüzde oradaki gerçeği de
görmüş olursunuz.
Aradığınız gerçekse kuşkusuz.
e-posta: [email protected]
Erzurum’da iki iddianame
İLHAN TAŞCI
ERZURUM - Erzincan Cumhuriyet Baş-
savcõsõ İlhan Cihaner ile 3. Ordu Komutanõ Or-
general Saldıray Berk’in de aralarõnda bu-
lunduğu sanõklarõn yargõlamasõna başlandõ,
ancak sanõk avukatlarõna verilen iddianame ile
savcõnõn okuduğu iddianamenin örtüşmediği or-
taya çõktõ. Bunun üzerine avukatlarla heyet ara-
sõnda tartõşma yaşandõ.
Cihaner’in yanõ sõra 10’u tutuklu, 14 kişinin
yargõlanmasõna, dün Erzurum 2. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde başlandõ. Heyete Mustafa Ka-
ratay başkanlõk ederken iddia makamõnda ise da-
vanõn iddianamesinde imzasõ bulunan ve HSYK
tarafõndan Osman Şanal’õn yerine görevlendi-
rilen Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõ Vekili
Taner Aksakal yer aldõ.
Salonda Ergenekon davasõndaki gibi biri sa-
bit, ikisi hareketli olmak üzere 3 kamera konu-
larak kayõt yapõlõrken, konuşmalar için de ses sis-
temi kuruldu. Kimlik tespiti sõrasõnda Cihaner ses
sistemi için uzatõlan mikrofonu eline almadõ, bu-
nun üzerine mikrofonu mübaşir tuttu. Kimlik tes-
pitlerinin ardõndan avukatlarõn istemlerine geçildi.
Cihaner’in avukatõ Turgut Kazan da ses kay-
dõ için mikrofonu tutamadõ.
Cihaner’in Yargõtay’da yargõlanacak kişiler-
den olduğunu vurgulayan Kazan, “Geceleyin
02.00 sıralarında sarhoş bir savcı adliyeye da-
yanıyor. Kapıyı açtırmaya çalışıyor. Açıl-
mayınca da Ağır Ceza Başkanı da dahil tüm
yargıç ve savcılara küfrediyor. Ardından da
küçük tuvaletini adliye önüne yapıyor. Şim-
di bu olay Cihaner’in yargılanmasına örnek
alınıyor. Şuncacık vicdanı olan, sarhoş bir sav-
cının yaptıkları ile İlhan Cihaner’in sorgu ey-
lemini nasıl bir tutar?” dedi. Mahkemenin gö-
reviyle ilgili olarak Erzurum 2. Ağõr Ceza Mah-
kemesi yargõçlarõ arasõnda da görüş ayrõlõğõ ya-
şandõğõna dikkat çeken Kazan, “2 hâkim ‘gö-
revsiziz’ diyor, 2 hâkim ise ‘görevliyiz’ diyor.
Bu durumda adalet kamu vicdanı için ne ya-
par? Müvekkilim Cihaner kimlik bildirimi dı-
şında konuşmayacak. Ne olur 3 ay içinde hü-
küm kurun. En azından incelemeli olarak
Yargıtay’a gidelim” diye konuştu.
Şanal’a değil teröriste gözdağı
Saldõray Berk’in avukatõ Zeynel Yüksel ise
müvekkilinin Genelkurmay Askeri Mahkeme-
si’nde yargõlanabileceğini belirterek, mahke-
menin görevsiz olduğunu söyledi. Recep Gen-
çoğlu’nun Erzurum’da gözaltõna alõndõğõ gün
“tank yürütülmesinin” iddianamede “gözda-
ğı” olarak nitelendirildiğini anõmsatan Yüksel,
“ Cumhuriyet savcısına niye gözdağı olsun.
Teröriste gözdağı olur” dedi. Yüksel, duruşma
çõkõşõnda sorularõmõz üzerine, Saldõray Berk’in
“Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bir top-
lantısı nedeniyle görevli olarak Anka-
ra’da bulunduğunu ve görevlendirme
yazısının da mahkemeye sunulduğunu”
söyledi. Yüksel, Berk’in kaç günlüğüne gö-
revlendirildiği sorusu üzerine bilgisi ol-
madõğõnõ kaydetti.
MİT: Biz görevlendirdik
MİT görevlileri Şinasi Demir, Barkın
İnce, Kıvılcım Üstel’in avukatõ Sadullah
Kara, müvekkillerinin görevli olduklarõ-
na ilişkin MİT Müsteşarlõğõ’nõn yazõsõnõ
mahkemeye sunduklarõnõ bildirdi. Kara,
MİT Müsteşarlõğõ’nõn yazõsõnda, müvek-
killeri için “Biz görevlendirdik. Muhbirle
yaptıkları görüşmelerin kaydı bizde.
Muhbire parayı ödedik, makbuzları
var. Yapılan iş bizim görevimiz” şeklinde
yanõt verdiğine işaret etti. Kara, müvek-
killerinin yargõlanmasõ için Başbakan’õn iz-
ninin alõnmasõ gerektiğine dikkat çekti.
Başkana gelen not
Avukatlarõn taleplerini aktardõklarõ sõ-
rada, heyetin arkasõndaki kapõdan bir gö-
revli içeri girerek, Mahkeme Başkanõ Ka-
ratay’a bir “not” iletti. Görevlinin duruş-
ma bitimini beklemeden heyetin bulunduğu
kürsüye çõkmasõna neden olan acil konu-
nun da ne olduğu öğrenilemedi. Eski Er-
zincan Alay Komutanõ Gençoğlu’nun
avukatõ Talat Saygılı ise esasa ilişkin söy-
leyecek bir şeylerinin olmadõğõnõ belirte-
rek “İftira amacıyla oluşan bir şebeke
var ve bu şebeke bu davayı açmıştır. Or-
tada hukuken bir dava da yok. Yıllar-
ca sürecek, kimse neticesini bile öğre-
nemeyecek. Amaç da bu zaten” dedi.
Avukat Erol Halka, Gençoğlu’nun sor-
gusu sõrasõnda Osman Şanal’õn parmağõ-
nõ sallayarak “İlhan’ı da, Saldıray’ı da
alacağım, Recep seni de alacağım” de-
diğini savundu. Başsavcõ Vekili Aksakal
ise sanõklarõn mahkemenin görevsiz ol-
duğuna ilişkin itirazlarõnõn reddine karar
verilmesini istedi. Mahkeme, verilen ara-
nõn ardõndan kararõnõ açõkladõ. Cihaner ve
bazõ asker sanõklarõn mahkemenin gö-
revsizlik kararõ vermesi yönündeki talebini
1’e karşõ 2 oyla reddetti. Mahkeme heye-
tinden Ali Kaya’nõn görevsizlik kararõ ve-
rilmesi yönünde oy kullandõğõ öğrenildi.
Duruşmada başsavcõ vekili Aksakal id-
dianameyi okurken avukatlar ellerindeki
iddianame ile savcõnõn okuduğu ifadenin
farklõ olduğu gerekçesiyle itiraz etti. Baş-
kan duruşmaya 10 dakika ara verdi. An-
cak yaklaşõk 45 dakika sonra duruşmaya
başlanabildi.
‘Gizli görüşelim’ iddiası
Söz alan Turgut Kazan, iddianamenin
24. sayfasõnda “3 CD delil bulunacak” ya-
zõlmadõğõnõ ancak savcõnõn okuduğu id-
dianamede “dosyada mevcut” denildiği-
ni vurgulayarak, kabul edilen iddianame-
deki ifadenin “o delil bulunacak” şeklinde
olduğunu söyledi. Kazan, “Savcı bey ay-
nen okuyacak mıyım, diyor. Evet aynen
okuyacaksınız. Ben iki kez başkan ta-
rafından müzakereye çağrıldım. Uz-
laşma görüşmesini reddettim. Heyet
toplanır konuşurum, dedim. Oysa heyet
toplanmadan, avukatlar, sanıklar yok-
ken beni özel çağırıyorlar. 10 dakika de-
diniz, 40 dakika sürdü, delili mi bulmaya
çalıştınız” sözleriyle tepki gösterdi.
‘İfadeleri düzelttim’
Başkan Karatay savcõya neden böyle ol-
duğunu sordu. İddianamede imzasõ bulu-
nan Aksakal, iddianameyi UYAP sistemine
yanlõş aktardõğõnõ, yanlõş flash diskte kay-
dettiğini savunurken, “İfadeler güzel de-
ğildi. Anlamını bozmadan düzelttim.
Dosyada vardı ama yerini bulamadım.
Klasör yerini yazacaktım” sözleriyle
kendisini savundu. Bu açõklama üzerine söz
alan Cihaner, “Buradaki insanlar ajan-
dalardaki tek bir sözcük için tutuklan-
dı. İddianame hukuki metindir değişti-
rilemez. Savcının dediği kadar basit de-
ğil; aldım oraya attım, değildir. Söz-
cüklere ilişkin iddia okunuyor, virgülün
bile yeri değiştirilemez” diye konuştu. Ci-
haner’in avukatõ Kazan, yapõlanõn sahte-
cilik olduğunu, savcõya da bunun hesabõ-
nõn sorulmasõ gerektiğini vurgulayarak
“İddianame savcıların hatıra defteri
değildir. İstediğimi ekledim, beğenme-
diğimi çıkarttım diyemez” dedi. Kazan
reddi hâkim talebinde bulundu. Eskişehir
Alay Komutanõ Recep Gençoğlu ise heyete
güvencenin tam olduğunu belirtip ret ta-
lebinde bulunmadõğõnõ açõkladõ. Aranõn ar-
dõndan kararõn bugünkü duruşmada veri-
leceği açõklanarak duruşma ertelendi.
NEW YORK (ANKA) - Er-
zincan Başsavcõsõ İlhan Ciha-
ner’in yargõlandõğõ dava dün baş-
larken ABD’nin büyük gazetele-
rinden Wall Street Journal, konu-
ya ağõrlõk verdiği geniş bir haber
yayõmladõ. “Türkiye’yi kansız
bir iç savaş bölüyor” yorumunu
yapan gazete, sorularõ üzerine ce-
zaevinden 14 sayfalõk bir mektup
yazan Cihaner’in, hakkõndaki suç-
lamalar için “delilik” ifadesini
kullandõğõna dikkat çekerken, sav-
cõlarõn mahkemede Cihaner’in “te-
rör örgütü üyeliği”ni kanõtlama-
da zorlanabileceğini de savundu.
Wall Street Journal gazetesi,
Türkiye muhabiri Marc Cham-
pion imzasõyla ve “Türkiye’nin,
Kansız İç Savaşında Entrika”
başlõğõyla ağõrlõğõ Erzincan dava-
sõna verilen geniş bir haber ya-
yõmladõ. WSJ, haberine başlarken
“Avrupa’nın kenarındaki bu ki-
lit Müslüman ülkesini, eski laik
kurumları ülkenin İslami eği-
limli hükümeti ve destekçileriy-
le karşı karşıya getiren kansız
bir iç savaş bölüyor” ifadesiyle
kullandõ.
‘Şaşkınlıkla izleniyor’
Gazete, bu kavganõn, “Türki-
ye’nin en güçlü başsavcılarından
biri” olarak nitelendirdiği Ciha-
ner’in kendisinden az kõdemli sav-
cõ Osman Şanal tarafõndan ‘terör’
suçlamasõyla gözaltõna alõnmasõna
ilişkin televizyon görüntülerini
halkõn “şaşkınlık” içinde izlediğini
kaydetti.
Gazete, TBMM’de anayasa re-
form paketini oylamakta olduğuna
dikkat çekerek paketteki bazõ de-
ğişikliklerin, “Ilımlı İslamcı hü-
kümet partisi AKP’ye muhale-
fetin bir kalesi olan yargıyı fren-
leyeceği” yorumunu yaptõ. Parla-
mentoda verilen kavganõn yanõ sõ-
ra diğer bir kavganõn da mahke-
melerde verildiği görüşünü de di-
le getiren gazete, Cihaner davasõ-
na da dikkat çekerek bu ‘müca-
deleleri’ kazanacak tarafõn kim
olacağõnõn önem taşõdõğõnõ kaydetti.
WSJ “Halen 42 yaşında olan
savcı, derin devlet komplocu
profiline pek uymuyor” yoru-
munu yaptõ.
Savcõlarõn Cihaner’in “terörist
bir örgüt üyesi” olduğunu ka-
nõtlamada zorlanabileceğini yazan
gazete şöyle dedi: “Cihaner, de-
rin devlet üyelerinin iktidarı
korumaya yönelik iddia edilmiş
yaygın komplonun bir parçası
olmakla suçlanıyor. Halbuki
komplocuların bir kısmı, 1999
soruşturmasında hedef aldığı
kişilerdir. Bu deliliktir diyor
Cihaner, cezaevinden gönder-
diği mektupta.”
Komutanlar ifade verdi
Orgeneral Berk’in mazeret bildirerek katõlmadõğõ ve Başsavcõ Cihaner’in konuşmadõğõ Erzurum’daki
davada sanõklara dağõtõlan iddianame ile savcõnõn okuduğu iddianamenin farklõ olduğu ortaya çõktõ
Duruşmayı izleyen CHP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Yıl-
maz Ateş, arada gazetecilere
açıklamalarda bulundu. Ateş, “Bu dava sıradan bir dava değildir. İçim burkularak, içim sızlayarak
demokratik, laik hukuk devleti adına içimiz burkularak duruşmayı izledik. Sanık avukatlarının yap-
tığı savunmayı izledikten sonra böyle bir davayı izlediğim için burukluk yaşadığımı ifade etmek is-
tiyorum. Bu kişiler, gizli tanıkların ifadelerinden yola çıkılarak açılan bir davada yargılanıyor” de-
di. Ateş, bir gazetecinin “Sizin burada şu anda yaptığınız açıklamalar yargı üzerinde bir baskı oluş-
turmayacak mı” sorusu üzerine, “Demokratik, laik hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Ana-
yasası’na yemin eden bir kişi olarak seyirci mi kalacağız?” cevabını verdi. (Fotoğraf: AA)
İstanbul Haber Servisi -
Balyoz Güvenlik Harekât Pla-
nõ soruşturmasõ kapsamõnda,
durdurulan operasyonda hak-
larõnda gözaltõ kararõ olan 25’i
general 78 muvazzaf subayõn
ifadelerinin alõnmasõna başlan-
dõ. Kara Harp Akademileri Ko-
mutanõ Tümgeneral Ahmet Ya-
vuz ve Kuzey Deniz Saha Ko-
mutanõ Koramiral Mehmet
Otuzbiroğlu ile 5 albay dün
şüpheli olarak ifade verdi.
Tümgeneral Ahmet Yavuz’un
da aralarõnda bulunduğu 6 subay
dün İstanbul Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nõn daveti üzerine ifa-
de vermeye geldi. Subaylar, Be-
şiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne
sabah saatlerinde Merkez Ko-
mutanlõğõ’na ait bir minibüsle ge-
tirildiler. Hâkim ve savcõlarõn
kullandõğõ kapõdan adliye bina-
sõna giren 6 subay, soruşturma-
yõ yürüten Cumhuriyet savcõla-
rõnca sorgulandõktan sonra adli-
yeden ayrõldõlar.
Koramiral Otuzbiroğlu da dün
sivil plakalõ bir otomobille adli-
yeye geldi. Avukatõ Köksal Bay-
raktar’õn eşlik ettiği Otuzbi-
roğlu’nun ifadesini İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõvekili Tu-
ran Çolakkadı ile soruşturma-
yõ yürüten savcõlardan Mehmet
Ergül aldõ. Adliyede yaklaşõk 1.5
saat kalan Koramiral Otuzbi-
roğlu, adliyeden ayrõldõ. İstanbul
dõşõnda olan subaylarõn görevli
olduklarõ yerde ifadelerinin alõn-
malarõ için ilgili Cumhuriyet
başsavcõlõklarõna talimat verildi.
Adliye çõkõşõnda gazetecile-
rin sorularõnõ yanõtlayan Çolak-
kadõ, “Operasyon durduruldu
diye bir şey yok, devam ediyor.
Yeni görevlendirilen savcılar
dosyayı inceledi, bunun üzeri-
ne ifadeler alınıyor” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsav-
cõsõ Aykut Cengiz Engin’in
müdahalesiyle durdurulan ope-
rasyonda 25’i general 78 mu-
vazzaf subay hakkõnda gözaltõ
kararõ alõnmõştõ. Gözaltõ kararõnõ
talep eden iki cumhuriyet savcõ-
sõ soruşturmadan alõnmõştõ.
HATİCE TUNCER
İkinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk
Kemal Aydın, iddianamenin yabancõ istihba-
rat örgütlerinin raporu olduğunu savundu.
Savunmasõnõ sürdüren tutuklu sanõk Kemal
Aydõn “Bu iddianame yabancı istihbarat
örgütleri tarafından yazılmıştır. Eğer bu
iddianame savcılar tarafından yazılmış
olsaydı Mustafa Kemal’in konuşmaları suç
belgesi olarak yer almazdı” dedi.
Atatürk’ün Antalya ziyaretine ilişkin hatõratõn
iddianamede suç belgesi olarak yer aldõğõna
işaret eden Aydõn, AKP Diyarbakõr Milletve-
kili İhsan Arslan’õn adõnõn iddianamede
İhsan Aydın diye yazõldõğõnõn altõnõ çizdi.
İddianamede kendisine yöneltilen darbeyi
teşvik ve ilgili suçlamalarõ reddeden Aydõn
“Bu iddianame darbenin ağababasıdır,
sivil bir darbedir. İnsana iftira atmak
savcıların işi olamaz. Düşman böyle bir
iddianame hazırlamaz” diye konuştu.
Balyoz soruşturmasõnda durdurulan operasyonda haklarõnda gözaltõ kararõ olan Tümgeneral
Yavuz, Koramiral Otuzbiroğlu ile 5 albay savcõlarca sorgulandõktan sonra serbest bõrakõldõ
İKİNCİ ERGENEKON DAVASI
‘Bu iddianameyi Türk
savcılar yazmış olamaz’
TARİH ÇELİŞKİSİNİ YAZDI
Doğan’õn
kõzõndan
savunma
İstanbul Haber Servisi -
Balyoz Darbe Planõ soruştur-
masõ kapsamõnda tutuklu bu-
lunan emekli Orgeneral Çe-
tin Doğan’õn kõzõ Pınar
Doğan ve damadõ Harvard
Üniversitesi’nde Ekonomi
Profesörü Dani Rodrik,
2002 yõlõnda yazõldõğõ öne
sürülen Balyoz Darbe Pla-
nõ’nda, “o tarihte henüz ol-
mayan kurumların
isimlerinin yer almasının”
darbe planõ iddialarõnõn şüp-
heye uğrattõğõnõ belirtti.
Põnar Doğan ve damadõ Dani
Rodrik’in “cdogangercek-
ler.wordpress.com” sitesinde-
ki yazõlarõnda, “2002 yılında
yazıldığı belirtilen Balyoz
Harekât Planı’nın en erken
2005 yılında yazılmış olabile-
ceğini, çünkü o tarihte Türk
Havacılık ve Uzay Sanayii
AŞ (TAİ) diye bir kurumu-
nun olmamasına karşın
planda TAİ adının geçtiğini,
TAİ’nin ise 2005 yılında ku-
rulduğuna” dikkat çektiler.
Yazõda Taraf gazetesi muhabi-
ri Mehmet Baransu’nun da
aynõ ayrõntõyõ fark etmesine
karşõn kitabõnda bu ayrõntõyõ
deşifre etmek yerine sakladõğõ
iddia edildi.
Doğan ve Rodrik sitelerinde
yayõmladõklarõ “Bir Tarih
Çelişkisi” başlõklõ yazõyla so-
ruşturmaya ilişkin yeni bir ay-
rõntõya dikkat çektiler. 2 Ara-
lõk 2002’de yazõldõğõ öne sürü-
len Balyoz Harekât Planõ’nda
yer alan “Dost Unsurlar” bö-
lümünde, “Belirlenecek
emekli TSK mensuplarının
başta OYAK, ASELSAN,
TAI olmak üzere TSK ile il-
tisaklı yerlerde görevlendi-
rilmelerinde kilit pozisyonla-
ra sahip olunacak şekilde
düzenlemeler yapılmasına”
ifadelerinin yer aldõğõ belirtil-
di. Ancak, 2002 yõlõnda böyle
bir kurumun olmadõğõ, bu ku-
rumun adõnõn o dönemde TU-
SAŞ olduğu belirtildi.
‘İçimiz sızlayarak duruşmayı izledik’
‘Kansız bir iç savaş’
Wall Street Journal: Cihaner, derin devlet komplocu profiline uymuyor
Koramiral Otuzbiroğlu dün sivil plakalı bir
otomobille adliyeye geldi. (Fotoğraf: AA)
Tümgeneral
Yavuz