11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2010 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN [email protected] DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ ‘Önce Bize Gelmelilerdi!..’ ABD’li yetkililer, Türkiye ve Brezilya’ya yönelik eleştiri dozunu yükselterek, Tahran’da imzalanan mutabakat metninin “Washigton’un bilgisi dışında” hazırlandığını açıkladı. Cumhuriyet’in pazar günkü sayısında dış haberlerde yer alan manşet haber, “Dünyayı kurtarmaya soyunan hevesli arabulucuların” büyük gürültülerle ilan ettikleri ‘diplomatik başarının’ aslında bir seraptan ibaret olduğunu ortaya koyarken, aynı zamanda. ‘arabuluculuk misyonunun’ evrensel ilkelerini bütünüyle unutup arabuluculuğun sınırlarını aşarak, BM, 5+1 ülkeleri yerine mutabakat metni imzalayarak, diplomasi tarihine tersinden girmeyi başarmışlardır. “Bizim adımıza anlaşmalarını isteseydik o zaman bizim için kabul edilebilecek unsurlara yer verirdik”, diyen Amerikalı yetkililer yerden göğe haklı. Zira İmzalanan mutabakat metni İran’ın yıllardır sürdürdüğü olayı sürüncemede bırakarak, hem uluslararası yaptırımlardan kurtulmak hem de el altından uranyum zenginleştirme çabaları geliştirerek nükleer silah yapımı için gerekli oranda zenginleştirilmiş uranyuma sahip olmak için zaman kazanmak amacına yönelik olduğu kimse için sır değildir. Nükleer silahlar konusunda uzman çevrelere bakılırsa Brezilya ve Türkiye’nin arabuluculuk girişimleriyle varıldığı söylenen mutabakat anlaşması ilk günlerin başarı çığlıklarına karşın gerçeklerin birer ikişer ortaya dökülmesiyle mutabakat anlaşmasının, neredeyse “çakma” olduğu anlaşılmaktadır. Fransız Stratejik Analizler Enstitüsü IFAS’ın kurucularından Paris III Üniversitesi araştırma direktörü François Gere’nin, İran,Türkiye ve Brezilya arasında varılan nükleer yakıt konusunda “değiş-tokuş” tasarısıyla ilgili anlaşma ne anlama gelmektedir sorusuna yanıtı şu: “Kısa erimde BM’nin yaptırımları tıpkı Tahran’ın nükleer araştırmalar reaktörüne bizzat zenginleştirilmiş uranyum sağlama hedefini terk etmediğini göstermektedir... Bu durumda varılan anlaşma metnine göre, İran’ın bu sevdadan vazgeçmesi anlamına gelmiyor, bununla sorun tıpkı eski anlaşmalarda olduğu gibi sadece öteleniyor. Söz konusu anlaşma metnine göre İran, Türkiye’ye 2009 Ekim ayında saptanan yüzde 3.5 oranında 1200 kg. zenginleştirilmiş uranyum gönderecektir. Ancak İran o günden bugüne geçen zamanda uranyum zenginleştirme çabalarını sürdürerek stoklarını 1200 kg’nin üstüne çıkartmıştır. Ayrıca varılan anlaşma metninde İran’ın söz konusu miktarı her ay Türkiye’ye göndermek gibi bir yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Daha da önemlisi mutabakat anlaşması İran’ı uranyum zenginleştirme çabalarından vazgeçmesi yükümlülüğü de getirmemektedir. Böylece İran altı ay sonra bugünkü durumunu yakalayarak zenginleştirilmiş uranyum stoklarını bir tona ulaştırabilecektir.” Arabulucuların imzaladıkları “mutabakat metni” her ne kadar geçersiz sayılsa da, en azından diyalog olasılığının hâlâ sürdüğünü ortaya koymaktadır. Dahası, ne denli çelişkili görünse de sorunun sağlıklı bir biçimde çözülmesine yönelik uygun zemini hazırlamış olduğu bile söylenebilir. Ancak bunun koşulları vardır. Sorun karmaşıktır ve tarafların kabul edecekleri ortak noktada buluşmak kolay görünmemektedir. Brezilya ve Türkiye’nin İran’a yaptırıma karşı çıkan Rusya ve Çin’in saflarında yer almalarıyla yaptırımlara karşı olanlarla olmayanlar arasında bir tür eşitlik sağlanmıştır. Bu durum İran’ın diplomatik pozisyonunu güçlendirmektedir. Ama nereye kadar? İran yönetimi bomba yapmak sevdasından vazgeçmez, yine eskisi gibi işi sürüncemede bırakarak el altından bombaya yönelik hazırlıklarına devam ederse, o zaman işlerin çok daha vahim boyutlara tırmanabileceğini kestirmek için kâhin olmaya gerek yok. BM, 5+1’ler diyaloğu sürdürülmeli. İran ise bombadan vazgeçtiğinin somut kanıtlarını ortaya koymalıdır. Arabuluculuğa soyunan Brezilya ve RTE’nin Türkiye’si ‘arabuluculukta taraf tutulmaz’ ilkesinden pek de haberli olmadıklarını göstermişlerdir. İran’ın nükleer çabalarına karşı çıkanların alayının bu silaha sahip olmaları çelişkisinden dem vurarak İran’ın neredeyse bu silaha sahip olma hakkının bulunduğunun savlanması, hele asıl sahiplerinin bilgisi dışında imzalanmış bir mutabakat metninin takipçisi olacağız, “Başarılarımızı kıskanıyorlar” gibi söylemler, ne denli içe dönük de olsalar dış politikada kolay yenilir yutulur tavırlar değildir. Tahran’da da tıpkı İsviçre’deki Ermeni açılımında olduğu gibi çeşitli işbirliği dosyaları havada uçuşmuş, katılımcılar bayram sevinci içinde birbirleriyle kucaklaşmışlardır. Ama görülen sadece seraptır. Gerçekler birer ikişer ortaya çıktığında saftaron Lula ile (bu niteleme dış basından) uluslararası sahnede boy gösterme heveslisi RTE ve onun olayları derinlemesine kavramakta yekta olduğu savlanan Dışişleri Bakanı, atalarımızın şu bilge sözlerini akıldan çıkarmamalıdırlar: “Ayağını yorganına göre uzat. Boyundan büyük işlere kalkışma.” İran’da geçen yõl kanla bastõrõlan gösterilerin yõldönümü öncesinde AP, İran Dõşişleri Bakanõ’nõ ağõrlayacak Nida’nõn anõsõnõ onurlandõrmak EMANUELE OTTOLENGHI 1Haziran’da İran Dõşişleri Bakanõ Manuçehr Muttaki, Avrupa Parlamentosu’nun görkemli binasõna girip parlamentonun dõşilişkiler komitesinin önünde boy gösterecek. Muttaki geldiği zaman parlamentonun onu Nida Sultan’õn dev bir fotoğrafõ ile karşõlamasõndan daha uygun ne olabilir? Nida Sultan, İran’daki hileli 2009 seçimlerinin ardõndan barõşçõ bir protesto eylemi sõrasõnda İran hükümetinin askerleri tarafõndan öldürülen genç protestocudur. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) cesur eylemlerde bulunduğu pek görülmez, ama cesur üyeleri vardõr. Onlardan biri olan İtalyan parlamenter Fiorella Provera geçen aralõk ayõnda Lüksemburg Meydanõ’ndaki parlamento binasõ girişinde asõlõ duran Burmalõ muhalif Aung Sang Sui Kyi’nin fotoğrafõnõn yanõna Nida Sultan’õnkinin de asõlmasõ için çağrõda bulundu. Provera arkadaşlarõndan bu isteğinin başkanlõğa götürülmesi için yeterli desteği sağladõ. Ama diyalog hatõrõna İran’õn yandaşlarõnõ misafir etmekte olan AP, Provera’nõn talebinin üstünde beş ay bekledikten sonra bu isteği reddetti. Şimdi parlamenterler Sultan’õn katilleri adõna konuşan ve onun ölümünde sorumluluğu olan Muttaki’yi memnuniyetle konuk etmeye hazõrlar. Ama belli ki İran’õn en ünlü özgürlük savaşçõsõnõ onore etmek için yapõlabilecek tümüyle simgesel küçük bir hareket bile gruba çok fazla geliyor. Bu talebe gelen resmi itiraz ise çok daha şaşõrtõcõ, çünkü yanõtõn altõnda komünist dönemin muhaliflerinden Polonyalõ Parlamento Başkanõ Jerz Buzek’in imzasõ var. Buzek bir zamanlar Sovyet totaliteryanizmi karşõsõnda ön saflarda mücadele vermiş biri olarak muhaliflerin özgürlük uğruna ödedikleri bedelin ne olduğunu biliyor olsa gerek. Bir poster asmaya cesaret edemiyor Küçücük bir baş işaretinin bile baskõcõ ve acõmasõz rejimler karşõsõnda tek başõna ayakta kalmaya çalõşanlarõ rahatlatabileceğini, özgürlük mücadelelerine direnen zorbalarõn taviz politikalarõyla kazanõlamayacağõnõ, zulümlerini bile hafifletmeye yetmeyeceğini bilir Buzek. Ama başkanlõğõnõ yürüttüğü bu kurum, İran’õn ileri gelenleri için kõrmõzõ halõlar sererken onlarõn kurbanlarõ için bir poster asmaya bile cesaret edemiyor. Buzek, Provera’ya gönderdiği mektubunda, bu girişimin Nida’nõn ailesine zarar vereceğinden korktuğunu yazõyor. Rejimin acõmasõzlõğõnõ göz önünde bulundurarak, Sultan’õn ailesinin zaten karşõ karşõya kaldõğõ devlet baskõsõnõ anlatan gazete haberlerinden alõntõlar yapõyor. Ailesinin Sultan’õn fotoğrafõnõn önerildiği şekilde kullanõlmasõnõ istemeyebileceğini, bir misilleme ile karşõ karşõya kalabileceklerini anlatarak “tedbir”den yana olduğunu ifade ediyor. Haklõ, İran rejimi gaddar; peki o zaman neden liderleri ile yüzleşileceğine bu rejimin sözcüleri davet ediliyor? Buzek, Tahran’õn Nida’yõ sevenleri susturmaya çalõştõğõnõ söylerken de haklõ. Öyleyse Provera’nõn teklifini hayata geçirmeden önce Nida’nõn ailesine sormak daha mantõklõ olmaz mõydõ? ‘Nida’nın şehadeti bir özgürlük sembolüdür’ Buzek bunu yapma zahmetine katlansaydõ ailenin bu tür girişimlere karşõ çõkmadõğõnõ hatta desteklediğini öğrenirdi. Provera’nõn bürosu Buzek’ten farklõ olarak, aracõlar kanalõyla Nida’nõn ailesi ile irtibata geçti. Yanõt anõnda geldi; “Gurur duyarız” dedi babasõ. Olasõ sonuçlara ilişkin bir korkusu, en ufak bir tereddütü yoktu. Üstelik bu meydan okuma karşõsõnda ödeyeceği bedel, parlamentonun İran Dõşişleri Bakanõ’nõn birazcõk canõnõ sõktõğõ için ödeyeceği bedelden çok daha ağõr olabilecekken... Kaldõ ki Sultan’õn ailesi Tahran’da Nida’nõn öldürüldüğü yerde yaşõyor, Lüksemburg Meydanõ’nõn çok daha kalleş topraklarõnda değil. Ama çok şükür ki onlar adõna ahlaki bir hesap yapan birileri var; bir kõz evlat kaybetmenin ne demek olduğunu bilmeyen ve bütün dünyanõn bunu unutuşunu seyreden birileri... Sultan’õn ölümü dõşardakileri İran rejiminin zorba tabiatõnõ anlamaya mecbur etti. Dünya liderlerini Tahran’la girdikleri sõcacõk ekonomik işbirliğini gözden geçirmeye ve aslõnda “güvenlik için en iyisinin” Hameney&AŞ. ile yapõlacak bir nükleer anlaşmasõ değil de rejime karşõ bir demokrasi zaferinin olabileceğini dikkate almaya zorladõ. Ama Avrupa’nõn, Avrupa çapõndaki tek gerçek demokratik kurumu olan parlamento, Sultan adõna bu küçücük adõmõ atmak yerine bir diktatörlüğü gücendirmekten kaçõnmayõ yeğledi. Sultan’õn annesinin Farsça bir dergi olan Rooz Online’da yazdõğõ gibi “Nida’nın şehadeti bir özgürlük sembolüdür”. AP kamuoyu ününde Nida’yõ açõkça hatõrlamayõ seçseydi Nida’nõn ailesi bundan onur duyacaktõ. Ama gerçek onur AP’nin olacaktõ. Bu kararõn tekrar gözden geçirilmesi umuduyla... İngilizceden çeviren: Çimen Turunç Baturalp (The Wall Street Journal Europe, 28-29 Mayıs 2010) Köhler meramõnõ anlatmak zorunda HOLGER SCHMALE Çoktan beri Cumhurbaşkanõ Horst Köhler’den, Alman ordusunun Afganistan’daki müdahalesi üzerine net bir açõklama isteniyordu. Bir konuşma olabilirdi bu örneğin; o konuşmada Cumhurbaşkanõ, askerlerin hayatõnõ tehlikeye atan ve sõradan yurttaşlara da son derece pahalõya patlayan bu girişimin anlam ve amacõnõ gerekçeleriyle anlatabilirdi. Şimdi, Cumhurbaşkanõ, iki arada bir derede yapõlan bir söyleşide neredeyse geçerken ifade ettiği bir belirlemeyle, tartõşmanõn içine kendini atmõş oldu. Böylece tabii Afganistan’daki savaşa yepyeni bir boyut kazandõrdõ: Köhler’e göre bu savaş, bir ihracat ulusu olan Almanya’nõn ticaret yollarõnõn güvenceye alõnmasõ hizmetinde de bulunmakta ve böylece yurtiçindeki işyerlerinin korunmasõnõ sağlamaktadõr. Horst Köhler, en azõndan böyle bir sonuç çõkarõlabileceğini ima etmiş sayõlabilir. Şimdi insan soruyor: Bu açõklama, federal hükümetin bizleri inandõrmak istediği gibi, gerçekten de sadece talihsizce ağõzdan çõkmõş bir ifade midir? Yoksa dünya ekonomisi uzmanõ Köhler, kendi gerçek düşüncesine ve Batõ’nõn siyasal seçkinlerinin en önemli kesitlerine egemen düşünceye hõzla bir göz atõlmasõnõ da mõ sağlamõş oldu? Yeni bir savaş tartışması Eski ABD Başkanõ Bush tarafõndan özgürlük seferi olarak açõklanan Irak’a askeri birliklerin girişine yönelik arka plan verileri üzerine, üstelik petrol kaynaklarõna el koyan bu silahlõ girişimin böyle gayet açõk bir motifi olmasõna rağmen, Irak savaşõ sõrasõnda pek nadir konuşulmuştu. Afganistan’da böyle hammadde kaynaklarõ yok, ancak ticaret yollarõnõn güvenceye alõnmasõ, bölgedeki askeri hegemonyaya elbette hizmette bulunabilir. Almanya Cumhurbaşkanõ, galiba pek de istemeden, yeni bir savaş tartõşmasõna neden oldu. Bu tartõşmayõ başarõyla yürütmek, Afganistan harekâtõnõn savunucularõnõ bayağõ zorlayacaktõr. Ama yine de Köhler’den bu konuda açõk ve açõklayõcõ sözler beklenmektedir. Almancadan çeviren: Osman Çutsay (Frankfurter Rundschau, Almanya, 28 Mayıs 2010) Geçen yılki seçimlerin ardından barışçı bir protesto eylemi sırasında İran askerleri tarafından öldürülen genç protestocudur Nida Sultan. AP’nin İtalyan üyesi Provera parlamento binası girişine Nida Sultan’ın fotoğrafının da asılması için çağrıda bulundu. Provera, isteğinin başkanlığa götürülmesi için yeterli desteği sağladı. Ama diyalog hatırına İran’ın yandaşlarını misafir etmekte olan Parlamento, talebini reddetti. Şimdi parlamenterler Sultan’ın katilleri adına konuşan Muttaki’yi memnuniyetle konuk etmeye hazırlar. Ama belli ki İran’ın en ünlü özgürlük savaşçısını onore etmek için yapılabilecek tümüyle simgesel küçük bir hareket bile gruba fazla geliyor. Almanya Cumhurbaşkanõ’na göre Afganistan savaşõ, bir ihracat ulusu olan ülkesinin ticaret yollarõnõn güvenceye alõnmasõ hizmetinde de bulunmakta ve böylece yurtiçindeki işyerlerinin korunmasõnõ sağlamaktadõr. T.C. ÇORLU 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2006-390 Tal. Bir borçtan dolayõ hacizli bulunan, Tapu Kaydõ : Tekirdağ ili, Çorlu ilçesi, Havuzlar mevkii, 635 ada, 63 parselde kayõtlõ, 378,99 m2 yüzölçümlü, avlulu ev vasõflõ taşõnmazdaki borçlunun 1/7 hissesi. Özellikleri : Satõşa konu taşõnmazõn tapu kaydõnda avlulu ev olarak gözüküyorsa da yerinde boş arsadõr. Arsa imar planlarõnda; ticaret ve konut alanõnda kalmakta olup, imarõ bitişik nizam, 6 kattõr. Elektrik ve suyu mevcut, etrafõ tamamen yapõlaşmõş olup, ulaşõm imkanõ vardõr. Taşõnmazdaki borçlunun 1/7 hissesi satõlacaktõr. Taşõnmaz; Şinasi kurşun cad. 1. sokak, Erbaş Apt. no: 16 Çorlu adresinin karşõsõnda kalmaktadõr. İmar Durumu : 1/1000 Ölçekli imar planlarõnda bitişik nizam, 6 katlõ ticaret ve konut alanõnda kalmaktadõr. Değeri: 35.000,00 TL Satõş Saati: 10.40-10.50 Açõk artõrma suretiyle satõlarak paraya çevrilecektir. Satõş Şartlarõ: 1- Satõş 06.07.2010 Salõ günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Çorlu 2. İcra Müdürlüğü’nde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetinin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mec- muunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şarti ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla 16.07.2010 Cuma günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Çorlu 2. İcra Müdürlü- ğü’nde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilememişse taşõnmaz en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (Türk Lirasõ veya devlet tahvili dõşõndaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubu- nu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satõm harcõ satõş bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masraflarõ ile KDV, tapu alõm harcõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133. Maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kal- maksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ. 7- İİK 127. maddesi gereğince adresi tapuda kayõtlõ olmayan ilgililer ile tebligat yapõlamayanlara ilanen tebliğ yerine kâim olacağõ ilan olunur. (*) ilgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 37170) T.C. KADIKÖY 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI TAVZİHİDİR. 2008/1285 TALİMAT Müdürlüğümüzce hazõrlanan 18.05.2010tarihli gayri- menkul satõş ilanõnda SATIŞ ŞARTLARI başlõğõnõn al- tõnda, 1) Birinci açõk arttõrma: 13.07.2010 günü, saat: 11:00- 11:10 saatleri arasõnda, Büyükçekmece 2. İcra Müdür- lüğü’nde yapõlacaktõr. Yazõlõdõr. İlanda hata yapõlmõş olup aşağõdaki şekilde tavzih edil- miştir. 1) Birinci açõk arttõrma: 13.07.2010 günü, saat: 11:00- 11:10 saatleri arasõnda, Kadõköy 2. İcra Müdürlüğü’nde yapõlacaktõr. Yazõlmalõdõr. Gayrimenkul satõş ilanõnõn tavzihi konusunda bilgileri- nizi rica ederim. (Basõn: 37002)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle