Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2010 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
‘Önce Bize
Gelmelilerdi!..’
ABD’li yetkililer, Türkiye ve Brezilya’ya yönelik
eleştiri dozunu yükselterek, Tahran’da imzalanan
mutabakat metninin “Washigton’un bilgisi dışında”
hazırlandığını açıkladı. Cumhuriyet’in pazar günkü
sayısında dış haberlerde yer alan manşet haber,
“Dünyayı kurtarmaya soyunan hevesli
arabulucuların” büyük gürültülerle ilan ettikleri
‘diplomatik başarının’ aslında bir seraptan ibaret
olduğunu ortaya koyarken, aynı zamanda.
‘arabuluculuk misyonunun’ evrensel ilkelerini
bütünüyle unutup arabuluculuğun sınırlarını aşarak,
BM, 5+1 ülkeleri yerine mutabakat metni
imzalayarak, diplomasi tarihine tersinden girmeyi
başarmışlardır. “Bizim adımıza anlaşmalarını
isteseydik o zaman bizim için kabul edilebilecek
unsurlara yer verirdik”, diyen Amerikalı yetkililer
yerden göğe haklı. Zira İmzalanan mutabakat
metni İran’ın yıllardır sürdürdüğü olayı
sürüncemede bırakarak, hem uluslararası
yaptırımlardan kurtulmak hem de el altından
uranyum zenginleştirme çabaları geliştirerek
nükleer silah yapımı için gerekli oranda
zenginleştirilmiş uranyuma sahip olmak için zaman
kazanmak amacına yönelik olduğu kimse için sır
değildir.
Nükleer silahlar konusunda uzman çevrelere
bakılırsa Brezilya ve Türkiye’nin arabuluculuk
girişimleriyle varıldığı söylenen mutabakat
anlaşması ilk günlerin başarı çığlıklarına karşın
gerçeklerin birer ikişer ortaya dökülmesiyle
mutabakat anlaşmasının, neredeyse “çakma”
olduğu anlaşılmaktadır. Fransız Stratejik Analizler
Enstitüsü IFAS’ın kurucularından Paris III
Üniversitesi araştırma direktörü François Gere’nin,
İran,Türkiye ve Brezilya arasında varılan nükleer
yakıt konusunda “değiş-tokuş” tasarısıyla
ilgili anlaşma ne anlama gelmektedir sorusuna
yanıtı şu:
“Kısa erimde BM’nin yaptırımları tıpkı Tahran’ın
nükleer araştırmalar reaktörüne bizzat
zenginleştirilmiş uranyum sağlama hedefini terk
etmediğini göstermektedir... Bu durumda varılan
anlaşma metnine göre, İran’ın bu sevdadan
vazgeçmesi anlamına gelmiyor, bununla sorun tıpkı
eski anlaşmalarda olduğu gibi sadece öteleniyor.
Söz konusu anlaşma metnine göre İran, Türkiye’ye
2009 Ekim ayında saptanan yüzde 3.5 oranında
1200 kg. zenginleştirilmiş uranyum gönderecektir.
Ancak İran o günden bugüne geçen zamanda
uranyum zenginleştirme çabalarını sürdürerek
stoklarını 1200 kg’nin üstüne çıkartmıştır. Ayrıca
varılan anlaşma metninde İran’ın söz konusu miktarı
her ay Türkiye’ye göndermek gibi bir yükümlülüğü
de bulunmamaktadır. Daha da önemlisi mutabakat
anlaşması İran’ı uranyum zenginleştirme
çabalarından vazgeçmesi yükümlülüğü de
getirmemektedir. Böylece İran altı ay sonra
bugünkü durumunu yakalayarak zenginleştirilmiş
uranyum stoklarını bir tona ulaştırabilecektir.”
Arabulucuların imzaladıkları “mutabakat metni”
her ne kadar geçersiz sayılsa da, en azından
diyalog olasılığının hâlâ sürdüğünü ortaya
koymaktadır. Dahası, ne denli çelişkili görünse de
sorunun sağlıklı bir biçimde çözülmesine yönelik
uygun zemini hazırlamış olduğu bile söylenebilir.
Ancak bunun koşulları vardır. Sorun karmaşıktır ve
tarafların kabul edecekleri ortak noktada buluşmak
kolay görünmemektedir. Brezilya ve Türkiye’nin
İran’a yaptırıma karşı çıkan Rusya ve Çin’in
saflarında yer almalarıyla yaptırımlara karşı
olanlarla olmayanlar arasında bir tür eşitlik
sağlanmıştır. Bu durum İran’ın diplomatik
pozisyonunu güçlendirmektedir. Ama nereye
kadar? İran yönetimi bomba yapmak sevdasından
vazgeçmez, yine eskisi gibi işi sürüncemede
bırakarak el altından bombaya yönelik hazırlıklarına
devam ederse, o zaman işlerin çok daha vahim
boyutlara tırmanabileceğini kestirmek için kâhin
olmaya gerek yok. BM, 5+1’ler diyaloğu
sürdürülmeli. İran ise bombadan vazgeçtiğinin
somut kanıtlarını ortaya koymalıdır.
Arabuluculuğa soyunan Brezilya ve RTE’nin
Türkiye’si ‘arabuluculukta taraf tutulmaz’ ilkesinden
pek de haberli olmadıklarını göstermişlerdir. İran’ın
nükleer çabalarına karşı çıkanların alayının bu
silaha sahip olmaları çelişkisinden dem vurarak
İran’ın neredeyse bu silaha sahip olma hakkının
bulunduğunun savlanması, hele asıl sahiplerinin
bilgisi dışında imzalanmış bir mutabakat metninin
takipçisi olacağız, “Başarılarımızı kıskanıyorlar” gibi
söylemler, ne denli içe dönük de olsalar dış
politikada kolay yenilir yutulur tavırlar değildir.
Tahran’da da tıpkı İsviçre’deki Ermeni açılımında
olduğu gibi çeşitli işbirliği dosyaları havada
uçuşmuş, katılımcılar bayram sevinci içinde
birbirleriyle kucaklaşmışlardır. Ama görülen sadece
seraptır. Gerçekler birer ikişer ortaya çıktığında
saftaron Lula ile (bu niteleme dış basından)
uluslararası sahnede boy gösterme heveslisi RTE
ve onun olayları derinlemesine kavramakta yekta
olduğu savlanan Dışişleri Bakanı, atalarımızın şu
bilge sözlerini akıldan çıkarmamalıdırlar:
“Ayağını yorganına göre uzat. Boyundan büyük
işlere kalkışma.”
İran’da geçen yõl kanla bastõrõlan gösterilerin yõldönümü öncesinde AP, İran Dõşişleri Bakanõ’nõ ağõrlayacak
Nida’nõn anõsõnõ onurlandõrmak
EMANUELE OTTOLENGHI
1Haziran’da İran Dõşişleri Bakanõ
Manuçehr Muttaki, Avrupa
Parlamentosu’nun görkemli binasõna
girip parlamentonun dõşilişkiler
komitesinin önünde boy gösterecek.
Muttaki geldiği zaman parlamentonun
onu Nida Sultan’õn dev bir fotoğrafõ
ile karşõlamasõndan daha uygun ne
olabilir?
Nida Sultan, İran’daki hileli 2009
seçimlerinin ardõndan barõşçõ bir
protesto eylemi sõrasõnda İran
hükümetinin askerleri tarafõndan
öldürülen genç protestocudur. Avrupa
Parlamentosu’nun (AP) cesur
eylemlerde bulunduğu pek görülmez,
ama cesur üyeleri vardõr. Onlardan biri
olan İtalyan parlamenter Fiorella Provera
geçen aralõk ayõnda Lüksemburg
Meydanõ’ndaki parlamento binasõ girişinde
asõlõ duran Burmalõ muhalif Aung Sang
Sui Kyi’nin fotoğrafõnõn yanõna Nida
Sultan’õnkinin de asõlmasõ için çağrõda
bulundu. Provera arkadaşlarõndan bu
isteğinin başkanlõğa götürülmesi için
yeterli desteği sağladõ. Ama diyalog
hatõrõna İran’õn yandaşlarõnõ misafir
etmekte olan AP, Provera’nõn talebinin
üstünde beş ay bekledikten sonra bu isteği
reddetti. Şimdi parlamenterler Sultan’õn
katilleri adõna konuşan ve onun ölümünde
sorumluluğu olan Muttaki’yi
memnuniyetle konuk etmeye hazõrlar. Ama
belli ki İran’õn en ünlü özgürlük savaşçõsõnõ
onore etmek için yapõlabilecek tümüyle
simgesel küçük bir hareket bile gruba çok
fazla geliyor. Bu talebe gelen resmi itiraz
ise çok daha şaşõrtõcõ, çünkü yanõtõn altõnda
komünist dönemin muhaliflerinden
Polonyalõ Parlamento Başkanõ Jerz
Buzek’in imzasõ var. Buzek bir zamanlar
Sovyet totaliteryanizmi karşõsõnda ön
saflarda mücadele vermiş biri olarak
muhaliflerin özgürlük uğruna ödedikleri
bedelin ne olduğunu biliyor olsa gerek.
Bir poster asmaya cesaret
edemiyor
Küçücük bir baş işaretinin bile baskõcõ ve
acõmasõz rejimler karşõsõnda tek başõna
ayakta kalmaya çalõşanlarõ
rahatlatabileceğini, özgürlük
mücadelelerine direnen zorbalarõn taviz
politikalarõyla kazanõlamayacağõnõ,
zulümlerini bile hafifletmeye yetmeyeceğini
bilir Buzek. Ama başkanlõğõnõ yürüttüğü bu
kurum, İran’õn ileri gelenleri için kõrmõzõ
halõlar sererken onlarõn kurbanlarõ için bir
poster asmaya bile cesaret edemiyor. Buzek,
Provera’ya gönderdiği mektubunda, bu
girişimin Nida’nõn ailesine zarar
vereceğinden korktuğunu yazõyor. Rejimin
acõmasõzlõğõnõ göz önünde bulundurarak,
Sultan’õn ailesinin zaten karşõ karşõya
kaldõğõ devlet baskõsõnõ anlatan gazete
haberlerinden alõntõlar yapõyor. Ailesinin
Sultan’õn fotoğrafõnõn önerildiği şekilde
kullanõlmasõnõ istemeyebileceğini, bir
misilleme ile karşõ karşõya
kalabileceklerini anlatarak “tedbir”den
yana olduğunu ifade ediyor. Haklõ, İran
rejimi gaddar; peki o zaman neden liderleri
ile yüzleşileceğine bu rejimin sözcüleri
davet ediliyor? Buzek, Tahran’õn Nida’yõ
sevenleri susturmaya çalõştõğõnõ söylerken
de haklõ. Öyleyse Provera’nõn teklifini
hayata geçirmeden önce Nida’nõn ailesine
sormak daha mantõklõ olmaz mõydõ?
‘Nida’nın şehadeti bir
özgürlük sembolüdür’
Buzek bunu yapma zahmetine katlansaydõ
ailenin bu tür girişimlere karşõ
çõkmadõğõnõ hatta desteklediğini
öğrenirdi. Provera’nõn bürosu Buzek’ten
farklõ olarak, aracõlar kanalõyla Nida’nõn
ailesi ile irtibata geçti. Yanõt anõnda geldi;
“Gurur duyarız” dedi babasõ. Olasõ
sonuçlara ilişkin bir korkusu, en ufak bir
tereddütü yoktu. Üstelik bu meydan
okuma karşõsõnda ödeyeceği bedel,
parlamentonun İran Dõşişleri Bakanõ’nõn
birazcõk canõnõ sõktõğõ için ödeyeceği
bedelden çok daha ağõr olabilecekken...
Kaldõ ki Sultan’õn ailesi Tahran’da
Nida’nõn öldürüldüğü yerde yaşõyor,
Lüksemburg Meydanõ’nõn çok daha kalleş
topraklarõnda değil. Ama çok şükür ki
onlar adõna ahlaki bir hesap yapan birileri
var; bir kõz evlat kaybetmenin ne demek
olduğunu bilmeyen ve bütün dünyanõn
bunu unutuşunu seyreden birileri...
Sultan’õn ölümü dõşardakileri İran
rejiminin zorba tabiatõnõ anlamaya
mecbur etti. Dünya liderlerini Tahran’la
girdikleri sõcacõk ekonomik işbirliğini
gözden geçirmeye ve aslõnda “güvenlik
için en iyisinin” Hameney&AŞ. ile
yapõlacak bir nükleer anlaşmasõ değil de
rejime karşõ bir demokrasi zaferinin
olabileceğini dikkate almaya zorladõ.
Ama Avrupa’nõn, Avrupa çapõndaki tek
gerçek demokratik kurumu olan
parlamento, Sultan adõna bu küçücük
adõmõ atmak yerine bir diktatörlüğü
gücendirmekten kaçõnmayõ yeğledi.
Sultan’õn annesinin Farsça bir dergi olan
Rooz Online’da yazdõğõ gibi “Nida’nın
şehadeti bir özgürlük sembolüdür”. AP
kamuoyu ününde Nida’yõ açõkça
hatõrlamayõ seçseydi Nida’nõn ailesi
bundan onur duyacaktõ. Ama gerçek onur
AP’nin olacaktõ. Bu kararõn tekrar gözden
geçirilmesi umuduyla...
İngilizceden çeviren: Çimen Turunç
Baturalp (The Wall Street Journal
Europe, 28-29 Mayıs 2010)
Köhler meramõnõ anlatmak zorunda
HOLGER SCHMALE
Çoktan beri Cumhurbaşkanõ Horst
Köhler’den, Alman ordusunun
Afganistan’daki müdahalesi üzerine net
bir açõklama isteniyordu. Bir konuşma
olabilirdi bu örneğin; o konuşmada
Cumhurbaşkanõ, askerlerin hayatõnõ
tehlikeye atan ve sõradan yurttaşlara da
son derece pahalõya patlayan bu
girişimin anlam ve amacõnõ
gerekçeleriyle anlatabilirdi. Şimdi,
Cumhurbaşkanõ, iki arada bir derede
yapõlan bir söyleşide neredeyse geçerken
ifade ettiği bir belirlemeyle, tartõşmanõn
içine kendini atmõş oldu. Böylece tabii
Afganistan’daki savaşa yepyeni bir
boyut kazandõrdõ: Köhler’e göre bu
savaş, bir ihracat ulusu olan
Almanya’nõn ticaret yollarõnõn
güvenceye alõnmasõ hizmetinde de
bulunmakta ve böylece yurtiçindeki
işyerlerinin korunmasõnõ sağlamaktadõr.
Horst Köhler, en azõndan böyle bir
sonuç çõkarõlabileceğini ima etmiş
sayõlabilir.
Şimdi insan soruyor: Bu açõklama,
federal hükümetin bizleri inandõrmak
istediği gibi, gerçekten de sadece
talihsizce ağõzdan çõkmõş bir ifade
midir? Yoksa dünya ekonomisi uzmanõ
Köhler, kendi gerçek düşüncesine ve
Batõ’nõn siyasal seçkinlerinin en önemli
kesitlerine egemen düşünceye hõzla bir
göz atõlmasõnõ da mõ sağlamõş oldu?
Yeni bir savaş tartışması
Eski ABD Başkanõ Bush tarafõndan
özgürlük seferi olarak açõklanan Irak’a
askeri birliklerin girişine yönelik arka
plan verileri üzerine, üstelik petrol
kaynaklarõna el koyan bu silahlõ girişimin
böyle gayet açõk bir motifi olmasõna
rağmen, Irak savaşõ sõrasõnda pek nadir
konuşulmuştu. Afganistan’da böyle
hammadde kaynaklarõ yok, ancak ticaret
yollarõnõn güvenceye alõnmasõ, bölgedeki
askeri hegemonyaya elbette hizmette
bulunabilir. Almanya Cumhurbaşkanõ,
galiba pek de istemeden, yeni bir savaş
tartõşmasõna neden oldu. Bu tartõşmayõ
başarõyla yürütmek, Afganistan
harekâtõnõn savunucularõnõ bayağõ
zorlayacaktõr. Ama yine de Köhler’den
bu konuda açõk ve açõklayõcõ sözler
beklenmektedir.
Almancadan çeviren: Osman Çutsay
(Frankfurter Rundschau, Almanya,
28 Mayıs 2010)
Geçen yılki seçimlerin ardından barışçı bir protesto
eylemi sırasında İran askerleri tarafından öldürülen
genç protestocudur Nida Sultan. AP’nin İtalyan üyesi
Provera parlamento binası girişine Nida Sultan’ın
fotoğrafının da asılması için çağrıda bulundu. Provera,
isteğinin başkanlığa götürülmesi için yeterli desteği sağladı.
Ama diyalog hatırına İran’ın yandaşlarını misafir etmekte
olan Parlamento, talebini reddetti. Şimdi parlamenterler
Sultan’ın katilleri adına konuşan Muttaki’yi memnuniyetle
konuk etmeye hazırlar. Ama belli ki İran’ın en ünlü
özgürlük savaşçısını onore etmek için yapılabilecek tümüyle
simgesel küçük bir hareket bile gruba fazla geliyor.
Almanya Cumhurbaşkanõ’na göre Afganistan savaşõ, bir ihracat ulusu
olan ülkesinin ticaret yollarõnõn güvenceye alõnmasõ hizmetinde de
bulunmakta ve böylece yurtiçindeki işyerlerinin korunmasõnõ sağlamaktadõr.
T.C. ÇORLU 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Dosya No: 2006-390 Tal.
Bir borçtan dolayõ hacizli bulunan,
Tapu Kaydõ : Tekirdağ ili, Çorlu ilçesi, Havuzlar mevkii, 635 ada, 63 parselde kayõtlõ, 378,99 m2 yüzölçümlü, avlulu ev vasõflõ taşõnmazdaki borçlunun 1/7 hissesi.
Özellikleri : Satõşa konu taşõnmazõn tapu kaydõnda avlulu ev olarak gözüküyorsa da yerinde boş arsadõr. Arsa imar planlarõnda; ticaret ve konut alanõnda kalmakta olup, imarõ bitişik nizam, 6 kattõr. Elektrik ve suyu
mevcut, etrafõ tamamen yapõlaşmõş olup, ulaşõm imkanõ vardõr. Taşõnmazdaki borçlunun 1/7 hissesi satõlacaktõr. Taşõnmaz; Şinasi kurşun cad. 1. sokak, Erbaş Apt. no: 16 Çorlu adresinin karşõsõnda kalmaktadõr.
İmar Durumu : 1/1000 Ölçekli imar planlarõnda bitişik nizam, 6 katlõ ticaret ve konut alanõnda kalmaktadõr.
Değeri: 35.000,00 TL
Satõş Saati: 10.40-10.50
Açõk artõrma suretiyle satõlarak paraya çevrilecektir.
Satõş Şartlarõ:
1- Satõş 06.07.2010 Salõ günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Çorlu 2. İcra Müdürlüğü’nde açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetinin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mec-
muunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şarti ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla 16.07.2010 Cuma günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Çorlu 2. İcra Müdürlü-
ğü’nde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilememişse taşõnmaz en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere artõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu
kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ
geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (Türk Lirasõ veya devlet tahvili dõşõndaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubu-
nu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satõm harcõ satõş bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masraflarõ ile KDV,
tapu alõm harcõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde
haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr.
4- Satõş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133. Maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan
tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kal-
maksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
6- Satõşa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ.
7- İİK 127. maddesi gereğince adresi tapuda kayõtlõ olmayan ilgililer ile tebligat yapõlamayanlara ilanen tebliğ yerine kâim olacağõ ilan olunur.
(*) ilgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 37170)
T.C. KADIKÖY 2. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI
TAVZİHİDİR.
2008/1285 TALİMAT
Müdürlüğümüzce hazõrlanan 18.05.2010tarihli gayri-
menkul satõş ilanõnda SATIŞ ŞARTLARI başlõğõnõn al-
tõnda,
1) Birinci açõk arttõrma: 13.07.2010 günü, saat: 11:00-
11:10 saatleri arasõnda, Büyükçekmece 2. İcra Müdür-
lüğü’nde yapõlacaktõr.
Yazõlõdõr.
İlanda hata yapõlmõş olup aşağõdaki şekilde tavzih edil-
miştir.
1) Birinci açõk arttõrma: 13.07.2010 günü, saat: 11:00-
11:10 saatleri arasõnda, Kadõköy 2. İcra Müdürlüğü’nde
yapõlacaktõr.
Yazõlmalõdõr.
Gayrimenkul satõş ilanõnõn tavzihi konusunda bilgileri-
nizi rica ederim.
(Basõn: 37002)