12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 30 MAYIS 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ‘GÖKÇEK YARGILANMALI’ ‘Korsan amblem’e suçduyurusu EMİN ARSLAN Dinlemeleri ‘bir grup’ yapıyor Önceki gece tahliye olan Arslan, “Hrant Dink cinayetini aydõnlatmak için çalõşõrken başõma bunlar geldi” dedi. İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da gerçekleştirilen uyuşturucu operasyo- nuna ilişkin tutuklu olarak yargõlanan ve önceki gece tahliye olan eski Emni- yet Genel Müdür Yardõmcõsõ Emin Arslan, çarpõcõ açõklamalarda bulundu. Arslan, “Hrant Dink cinayeti gibi ko- nuları çok rahat dile getirdiğim için bazı kişiler bundan çok rahatsız ol- du. Cinayeti aydınlatmak için çalışır- ken başıma bunlar geldi” dedi. İstanbul 9. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nde perşembe günü başlayan ve cu- ma günü de devam eden davanõn oturu- munda mahkeme heyeti, Emin Arslan, 4. sõnõf emniyet müdürleri Murat Ne- mutlu ve Mustafa Aral ile birlikte Settar Gürlek, Cengiz Zorlu ve Ya- kup Budak’õn, tutuklu kaldõklarõ süre göz önüne alõnarak tahliyesine karar verdi. Duruşmada yazõlõ savunmasõnõ okuyan Emin Arslan, Hrant Dink cina- yetine de değinerek “Dink cinayeti ko- nusunda bana gelen bilgilerle, cina- yeti zamanla aydınlatacaktım. Za- man içinde hiçbir şey gizli kalmaya- cak. Her şey ortaya çıkacak” diye ko- nuştu. İnsanlarõn telefonlarõndaki IMEI numaralarõ yüzünden sõkõntõ yaşayacak- larõnõ ve dinleneceklerini her yerde dile getirdiğini belirten Arslan, “Şu an eğer IMEI’den telefon dinlenmesi yapıl- mıyorsa, bunu dile getirmem amacı- na ulaşmış diyebilirim” dedi. Arslan, “Telefon dinlemek en son çaredir. Bu dinlemeler, sistemimizin yanlışlı- ğı. Biz, özellikle bıçak sırtı muhbir- lerle çalışan dairelerdeyiz. Maalesef bunun düzenlenmesi, yasal prosedü- rü de yoktur” ifadelerini kullandõ. Telefonlarõnõn yasadõşõ dinlendiğini ve hakkõnda savcõ kararõ olmadan takip edildiğini anlatan Arslan, yasadõşõ din- leme ve izleme faaliyetlerinin emniyet içindeki bir grup tarafõndan yapõldõğõnõ belirtti. Arslan şunlarõ kaydetti: “Ben başka bir operasyon için illegal ola- rak veya yargıçlar yanıltılarak tele- fonumun IMEI üzerinden izleniyor- dum.” Arslan, Dink cinayeti konusun- da araştõrma yapan Milliyet gazetesinin de dinlendiğine dikkat çekti. Hanefi Avcı tanık oldu Duruşmada tanõk olarak dinlenen Es- kişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Arslan’õn görevini namusuyla yaptõğõn- dan şüphesi olmadõğõnõ söyledi. Yürütülen tahkikatõn İstanbul Emni- yeti’yle koordine içinde olmasõ gere- kirken özellikle İstanbul Emniyeti’nin bilgilendirilmediğini gördüğünü anla- tan Avcõ, “Buradaki kişilerle Emin Arslan’ın ilişkileri, birçoğumuzun başından geçen olaylardır. Devlet adına bilgi alma faaliyeti neticesinde bazı kişilerle yakın ilişkilerimiz ge- lişmiştir” dedi. Hanefi Avcõ, tahkika- tõn başõnda olan KOM’un başkanõ Ah- met Pek’in kendisine “Emin Ars- lan’ın asla suçu yok. Ama daha son- ra farklı anlaşıldı” dediğini belirterek tahkikattan önce emniyet görevlileri- nin şüphelilerle ilgili araştõrma yapma- larõ gerektiğini söyledi. AYDIN: BASIN HEDEFTE ‘Ya yandaş ol ya da konuşma’ ŞULE KÖKTÜRK İstanbul Barosu Başkanõ Muam- mer Aydın, bir gazetenin santralõnõn dinlenmesinin kabul edilmez ve basõ- nõ susturmak amaçlõ olduğunu belirte- rek, “Ya yandaş basın olacaksınız ya da susacaksınız. Üzerinize baskı kurulması için her türlü şey yapıla- bilir. Baskı unsuru oluşturmak için, orada bir şeyler bulabilmek için ya- pılmıştır. Ama ne adına yapılırsa yapılsın bunun bir suç olduğu açık- ça ortadadır” dedi. Türkiye’de dinlemelerin haddini aş- tõğõnõ vurgulayan Aydõn, “Bugün Türkiye’de yasalarda olan hiçbir hüküm, gerçek anlamda hayata ge- çirilmiyor. Keyfilik ve hukuksuzluk almış başını gidiyor” diye konuştu. ‘Arama kararları hatalı’ Suç şüphesi olmadan böyle bir din- leme yapõlmõş olmasõnõn, dinlemenin yaşadõşõ olduğunu gösterdiğini vurgu- layan Aydõn, bir basõn kuruluşunun santralõnõn dinlenmesinin kabul edile- mez olduğunu söyledi. Arama kararlarõ alõnõrken kime ait olduğu, ne için olduğu, delillerin ve belirtilerin açõk olarak belirtilmesi ge- rektiğinin altõnõ çizen Aydõn, “Ama ne yazık ki mahkemelerden öyle arama kararları veriliyor ki, hiç bu özellikleri taşımadan, hatta bunun ironisi de yapılmıştı, bazı mahkeme hâkimlerinin, sadece telefon numa- raları belirtilerek, dinleme kararla- rı verildiği için, bazı mahkeme hâ- kimlerinin kendi telefonları ile ilgili bile dinleme kararı verebildikleri görülmüştür. Somut olarak bunlar ortaya çıktı” diye konuştu. Eski CHP Trabzon Milletvekili Rahmi Kumaş, Gökçek’in “görevini kötüye kullanmak”, “kamu malõna zarar vermek” ve “yalan bildirimde bulunmak” suçlarõndan yargõlanmasõnõ istedi. Kumaş, emekli olan vali Önal hakkõnda da suç duyurusunda bulunmak istediğini ancak vazgeçtiğini söyledi. ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Açtõğõ dava sonucu Atakuleli- camili amblemi iptal ettiren eski CHP Trab- zon Milletvekili Rahmi Kumaş, Anakent Be- lediye Başkanõ Melih Gökçek hakkõnda bele- diye meclisinden karar çõkarmadan yeni bir “korsan simge” kullandõğõ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Kumaş, Gökçek’in “görevini kötüye kullanmak”, “kamu malı- na zarar vermek” ve “yalan bildirimde bu- lunmak” suçlarõndan yargõlanmasõnõ istedi. Avukat Rahmi Kumaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na yaptõğõ suç duyurusunda Ana- kent Belediyesi’nin “korsan simge kullandı- ğını” vurguladõ. Kumaş, “5393 sayılı Beledi- ye Yasası’nda 81. maddesine göre ‘beledi- yenin tanõtõcõ simge, flama ve benzerlerinin saptanmasõnda’ Belediye Meclisi kararı ile Ankara Valiliği’nin onayı gerekmektedir” dedi. Dilekçesinde, 1995’te getirilen camili simgeyi iptal ettirmesinin sürecini anlatan Ku- maş, belediyenin şimdi eylemli olarak yeni bir simge belirlemekte olduğunu kaydetti. ‘Gökçek kamuya zarar veriyor’ “Anakent Belediyesi bu tutumuyla gör- evini kötüye kullanmaktadır, yalan bildi- rimde bulunmaktadır, kamuya zarar ver- mektedir” diyen Kumaş, bunun gerekçesini şöyle açõkladõ: “Mahkeme kararını uygulamadığından Başkan Melih Gökçek hakkında soruştur- ma açılma süreci sürmekte iken, yeni bir karar aldırmadan kendi kendine simge kullanmaktadır. Bu tutum eylemli olarak yeni bir simge çıkarmak demektir. Başkan Gökçek’in buna ‘rozet’ demesi ya da basın görevlisinin ‘logo’ demesi sonucu değiştir- mez. Çünkü Belediye Yasası’nın 81. mad- desinde ‘....amblem, flama ve benzerleri’ yaz- maktadır. Rozet ya da logo da ‘benzerleri’ içine girmektedir. Demek ki yasaları çiğne- yerek rozet ya da logo kullanmaktadır An- kara Bediyesi. Kaldı ki Belediye Meclis ka- rarı alınmış olsa bile, Ankara Valiliği’nce bunun onaylanması gerekmektedir.” ‘Önal’ı rahatsız etmek istemedim’ Ankara Valisi Kemal Önal hakkõnda da suç duyurusunda bulunmak istediğini belirten Ku- maş, “Ama emekli oldu. Onu rahatsız et- mek istemedim” dedi. Gökçek’in yargõlan- masõnõ istiyen Kumaş, savcõlõktan “Melih Gökçek’in, Ankara 3. İdare Mahkeme- si’nin iptal kararını dolaylı olarak eylemsel biçimde (de facto) ortadan kaldırdığından, Belediye Meclisi’nden karar almadan kor- san simge kullandığından, hakkında yalan bildirimde bulunmak, görevini kötüye kul- lanmak ve kamuya zarar vermek suçların- dan soruşturma açılmasını” talep etti. Fethin 557. yõlõ İstanbul’un fethinin 557. yıldönümü dün düzenlenen bir dizi etkinlikle kut- landı. Kutlama etkinlikleri, Fatih Sultan Mehmet’in türbesinde yapılan törenle baş- ladı. Belgratkapı’daki törende ise, top ses- leri eşliğinde temsili Fatih Sultan Mehmet ve Osmanlı askerleri, hücum marşı ile bir- likte surlara hücum edip İstanbul’un fethi- ni gerçekleştirdi. Canlandırma için bu yıl ilk defa 20 at ve Osmanlı askerini temsilen 20 binici görev yaptı. Törende, 557. yıldö- nümü nedeniyle İstanbul’da düzenlenen şi- ir, kompozisyon ve resim dalında birinci olanlar Muammer Güler’in elinden ödülle- rini aldı. Sorular üzerine değerlendirmede bulunan Güler, “7.5 yıldır severek yaptı- ğım görevim pazartesi bitiyor. Görevi dev- ralacak meslektaşıma başarı diliyorum” dedi. (Fotoğraf: BAŞAK ERDEM) Bahçelievler’dekatledilenöğrencilerinavukatõErşenŞansal,HalukKõrcõ’nõntahliyesinideğerlendirdi ‘Kamuvicdanõkanõyor’İLHAN TAŞCI ANKARA - Bahçelievler’de 1978’de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi 7 öğrenciyi telle boğarak katlet- mekten 7 kez idama mahkûm olan Haluk Kırcı’nõn tahliye edilmesini, katledilen öğrencilerin avukatõ Erşen Şansal, Cumhuriyet’e değerlendir- di. Şansal, TİP’in son genel başkanõ Behice Boran’õn sözüne gönderme yaparak, “Acılarını kalbimize, anı- larını beynimize gömdük” dedi. Şansal, Kõrcõ gibi “azılı katillerin” art arda çõkarõlan af niteliğindeki yasa- larla kurtarõldõğõnõ vurguladõ. 1978 yõlõndaki katliamõn ardõndan katledilen 7 öğrencinin ailesinin de avukatlõğõnõ üstlenen Erşen Şansal, so- rumuz üzerine, “Katillerin böyle tahliye edilmeleri, kamu vicdanını rahatsız eden bir şey” dedi. Kõrcõ’nõn 7 kez idama mahkûm edildiğini ve Yargõtay tarafõndan da bunun onan- dõğõnõ vurgulayan Şansal, “1990’dan itibaren arka arkaya yasalar çıka- rıldı. Terörle Mücadele Kanunu’nda af niteliğinde düzenlemeler yapıla- rak, ölüm cezası yerine ‘10 yõl hapis yatõlõr’ dendi. Mahkemeler dosyaları elden geçirip verilmiş ölüm cezala- rını ağırlaştırılmış müebbete çevir- di. Onun karşılığı da 8 sene idi. Böy- lece 7 kere idam 56 yıl etti. Bu da hu- kukun aritmetiğine göre 36 sene edi- yor. Onu da 30’a indirdiler. Sonra da 22 yıl oldu” değerlendirmesini yap- tõ. “Ceza suçlunun ıslahı için ve- rilir” düşüncesini anõmsatan avukat Erşen Şansal, “Umarız ki Haluk Kırcı ıslah olmuştur” dedi. Yõlla- rõn hukukçusu Erşen Şansal, yaşanan tuhaflõklar zincirine de “Peşi peşi- ne çıkarılan aflar... Nedense evirip çevirip Haluk Kırcı’yı hep yanlış tahliye ettiler. Kendisi de kaçtı. Bunların hepsi rahatsız edici” sözleriyle dikkat çekti. ‘32 yıl geçti’ Şansal, Haluk Kõrcõ’nõn tahliyesi- ni kendisinin de hesapladõğõnõ ve bu- nu beklediğini anlattõ. Katliamõn üzerinde 32 yõl geçtiğini anõmsatan avukat Şansal, öğrencilerin pek ço- ğunun anne ve babasõnõn bugün ha- yatta olmadõğõnõ bildirdi. Kõrcõ’nõn tahliyesi sonrasõnda his- settiklerini ise Şansal, şöyle anlattõ: “Bu çocuklar TİP’in üyeleriydi. Be- hice Boran’ın bir sözünü hatırlata- yım. Çünkü ben de aynen benimsi- yorum. Öğrencilerin katledilmele- rinin birinci yılında Behice Boran tel- evizyonda seçimler vesilesiyle bir konuşma yapmıştı. Söze başlarken ‘acõlarõnõ kalbimize, anõlarõnõ beynimize gömdük’ diye bir sözü vardı. Behice Boran’ın bu deyişinden de 30 yıl geç- ti. İnsan olarak duygularımız var bir de mantığa ‘sen böyle kabul edecek- sin’ diye bir durum var. Türki- ye’deki hukukun ta ne zamanlardan beri günümüze uzanan hukuk ada- mını yoran bir tablosu gözümüzün önündedir. Gerçi bugün de yargı kapkara bir tablodur. Çeşitli ör- neklerinden biri de bu...” Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 41. Dönem Olağan Genel Ku- rulu delegeleri, maden kazalarında yaşanan ölümleri protesto amacıyla, Kızılay’daki Madenciler Anıtı’na siyah çelenk bıraktı. Grup adına basın açıklaması yapan Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, Dinçer’i kınayarak “Bu son uyarımızdır. Bundan sonra yapacağımız eylemler daha kitlesel olacaktır” diye konuştu. (AA) Yaşamõnõyitirenmadencileriçin‘güzelöldüler’demişti Bakan’ı istifaya çağırdılar ZONGULDAK (Cum- huriyet) - Çalõşma ve Sos- yal Güvenlik Bakanõ Ömer Dinçer’in Zonguldak’taki grizu faciasõnda yaşamõnõ yitiren madenciler için “İlk 19 madencimizin bede- ninde herhangi bir yanık yoktu, güzel öldüler. Aile- ler huzur içinde” şeklinde sözleri tepki çekti. DSP’liler Bakan’õ istifaya davet eder- ken Maden Mühendisleri Odasõ da “Uyarıyoruz, ‘gü- zel’ olmayacak” dedi. Çalõşma ve Sosyal Gü- venlik Bakanõ Ömer Din- çer’in önceki gece yerel bir televizyon kanalõnda yaptõğõ açõklamalar tartõşma yarattõ. Dinçer, “İlk 19 madenci- mizin bedeninde herhangi bir yanık yoktu, güzel öl- düler. 8 madencimizde ise hafif yanıklar vardı, onla- rın kimlik tespitlerinde so- runlar yaşandı. Maden iş- çileri ailelerine teslim edil- di. Aileler huzur içinde. Sadece iki madencimize ulaşamadık. Onlara da ula- şabilmek için çaba harcı- yoruz” diye konuştu. Bakan Dinçer’in açõkla- malarõna ilk tepkiyi DSP Genel Sekreteri Hasan Er- çelebi gösterdi. Erçelebi, “güzel öldüler” şeklindeki açõklamanõn “vicdana ve Dinçer’in makamına ya- kışmadığını” vurgulayarak şunlarõ söyledi: “Kendilerini aklama- ya çalıştıkça batmakta olan hükümet üyelerini, hiç değilse emek şehitle- rine saygı için insaflı ol- maya ve susmaya çağırı- yorum. Bakan Ömer Dinçer’i de derhal istifa- ya davet ediyorum.” TMMOB’den siyah çelenk Azrak Milliyet’in dinlenilmesini basõnõn kuşatõlmasõ olarak değerlendirdi ‘Alenibirhukuksuzluk’İLHAN TAŞCI ANKARA - Prof. Dr. Ülkü Az- rak, gazetemizin ardõndan Milli- yet’in santralõnõn da dinlendiği- nin ortaya çõkmasõnõ, “Böyle bir dinlemeye mahkeme bile karar veremez. Çünkü bu bir genel dinleme anlamını taşır. Gazete- nin sansür altında tutulması, kuşatılması anlamını taşır” söz- leriyle değerlendirdi. Santral din- lemesiyle anayasanõn pek çok gü- vence altõna aldõğõ teminatõn yok edildiğine dikkat çeken Azrak, “En büyük mutsuzluk bir hu- kukçunun bu kadar hukuksuz- luğun yaşandığı bir ülkede ya- şamak zorunda olmasıdır” dedi. Emniyet Genel Müdür Yardõm- cõsõ Emin Arslan’õn Milliyet ga- zetesinin santralõnõn da dinlendi- ğini açõklamasõ tartõşma yarattõ. Çünkü daha önce de gazetemizin Ankara büro santralõnõn bütü- nüyle dinlendiği hatta bazõ mu- habirlerin görüşme kayõtlarõnõn da alõndõğõ ortaya çõkmõştõ. Santral dinlemesinin hukuk dõşõ olduğunu yorumlamak için “derin bir hukukçu olmaya gerek ol- madığına” işaret eden Azrak, “O kadar aleni bir hukuka aykırılık ki bu. Bir gazetenin tümüyle santralının izlenmesi bu olacak iş değildir. Çünkü bu bir genel iz- leme anlamı taşır” diye konuştu. Azrak, santral dinlemesinin bir gazetenin tüm çalõşanlarõnõn ve onlarõ arayanlarõn da suç zanõ al- tõnda tutulmasõ anlamõna geleceğini anlattõ. Azrak, “Böyle bir şeye mahkeme bile karar veremez. Çünkü bu bir genel dinleme an- lamı taşır. Gazetenin en alt dü- zeydeki görevlisini eşi arıyor onu da dinliyorsunuz. Bu kişilik haklarına tecavüzden başka bir şey değildir. Bir santralın din- lenmesi o müessesenin kuşatıl- ması anlamına gelir. Nereden baksanız kişilik haklarına teca- vüz, haberleşme özgürlüğüne tecavüz anayasanın birden faz- la maddesinin ihlalidir.” “Türkiye bu kadar duyarsız bir duruma mı düşürüldü” diye düşündüğünü söyleyen Azrak, sant- ral dinlemelerinin çok geniş bi- çimde sivil toplum örgütleri, ay- dõnlar ve hukukçular tarafõndan protesto edilmesi gerektiğini vur- guladõ. Azrak, şunlarõ söyledi: “Protestolar konusunda çok da geç kalındı. Daha önce Cumhu- riyet’e uygulandı şimdi de Mil- liyet’e. Tahmin edilir ki Taraf ga- zetesine uygulanmaz. ‘Gensoru önereceğim’ CHP MYK üyesi Şahin Mengü, bir gazete santralõnõn dinlenmesi- ni “tipik Watergate skandalı” olarak nitelendirdi. Mengü, “Ya- sadışı dinlemelere ilişkin genso- ru önergesi verilmesini önerece- ğim. Mahkemeden izin alınma- mış aynı eşkıya düzeni. Demek, Başbakan kızdığında o gazeteyi dinletiyor” diye konuştu. Avukat Şansal, TİP’in son genel başkanõ Behice Boran’õn sözüne gönderme yaparak, “Acõlarõnõ kalbimize, anõlarõnõ beynimize gömdük” dedi. “Katillerin bu şekilde tahliye edilmelerinin kamu vicdanõnõ rahatsõz ettiğini belirten Şansal, “Türkiye’deki hukukun hukuk adamlarõnõ dahi yorduğunu” söyledi. Santral dinlemesiyle anayasanõn pek çok güvence altõna aldõğõ teminatõn yok edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Azrak, “En büyük mutsuzluk bir hukukçunun bu kadar hukuksuzluğun yaşandõğõ bir ülkede yaşamak zorunda olmasõdõr” dedi. Haluk Kırcı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle