Katalog

CMYB C M Y B 30 MAYIS 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 KUPADA AMPiYONU BiL GETiR! BEDAVAYA LCD’Ni ÇEKiLi YOKKURA YOK! www.kupayihangivestelkazanacak.com Siirt, Şõrnak ve Hakkâri’de 2’si asker 3’ü korucu 5 güvenlik gücü şehit düştü Çatõşmalarda 5 asker de yaralandõ. Bölgede geniş çaplõ operasyonlar sürüyor Bir günde 5 şehit Yurt Haberleri Servisi - Şõrnak’ta çõ- kan çatõşmada 1 uzman çavuş, 1 er ve 1 köy korucusu şehit oldu, 2 asker yara- landõ. Siirt’te güvenlik güçlerinin nöbet tuttuğu noktaya teröristlerin silahla sal- dõrõsõ sonucu 2 geçici köy korucusu şe- hit oldu. Hakkâri’de de PKK’lilerin açtõ- ğõ taciz ateşiyle 3 asker yaralandõ. Şõrnak’a 30 kilometre uzaklõktaki Na- maz Dağõ’nda dün çatõşma çõktõ. Güney- çimen köyü yakõnlarõndaki çatõşmada te- röristlerin açtõğõ ilk ateşle 1 piyade uz- man çavuş, 1 er ve 1 korucu şehit düştü. Çatõşmada 2 asker de yaralandõ. Siirt’in Pervari ilçesinin Palamutlu köyü kõrsalõnda güvenlik güçlerinin nö- bet tuttuğu noktaya teröristlerin silahla saldõrõsõ sonucu 2 geçici köy korucusu şehit oldu. Saldõrõda, 4 kişinin de yara- landõğõ bildirildi. Kaçan teröristlerin ya- kalanmasõ için operasyon başlatõldõ. Hakkâri’nin Çukurca ilçesi dağlõk böl- gelerindeki operasyonlar sõrasõnda da bir grup PKK’li önceki gün 09.20 sõralarõn- da taciz ateşi açtõ, 3 asker yaralandõ. Antakya’nõn Kisecik köyü yakõnlarõn- daki bir maden ocağõna saldõrõ düzenlen- di. Çõkan çatõşmada bir özel güvenlik görevlisi yaşamõnõ yitirdi, bir görevli ya- ralandõ, bir terörist de öldürüldü. ‘İşin ciddiyetine varın’ CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda- roğlu başsağlõğõ mesajõ yayõmladõ. Kõ- lõçdaroğlu, “Şırnak’ta bir günde üç şehit verilmesi, her kesimde hâlâ işin ciddiyetinin farkında olmayanlara, terörle mücadelenin gerekliliği ile ciddiyetini anlatmalıdır” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Ergenekon”, “Balyoz”, “Kafes” gibi soruşturma ve kovuşturmalarda tutuklu bulunan askerlerin yakõnlarõ Anõtkabir’i zi- yaret etti. Ziyaretçilerce çõkõşta dağõtõlan açõklamada, askerlerin düzenlenen tertiple “Silivri ve Hasdal cezaevlerinde esir alındıkları” dile getirildi. Ziyarete Eski Milli Güvenlik Kurulu Ge- nel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sa- rıışık’õn annesi Mükerrem Sarıışık, emek- li Korgeneral Engin Alan’õn eşi Nevin Alan, eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orge- neral Çetin Doğan’õn eşi Nilgül Doğan’õn da aralarõnda bulunduğu asker-sivil tutuklu eşleri ve yakõnlarõ katõldõ. Çõkõşta dağõtõlan açõklamada Atatürk’e şöyle seslenildi: “Sana ve devrimlerine gönülden bağlı ay- dınlık güçleri sindirmek, korkutmak ve de susturmak çabasına girdiler. Bu amaçla düzenledikleri akıl almaz ve in- safsız bir tertip ile, eşlerimizi, evlatları- mızı, kardeşlerimizi aylardan beri Silivri ve Hasdal cezaevlerinde esir aldılar.” Atatürk’e şikâyet ettiler [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Katıksız bir sadeliktir yaşam... Hayal kurmaktır, sevgidir, aşktır, şiirdir, şarkıdır... Aydınlık bir su dünyasıdır... Ağaçlardır, kuşlardır, çiçeklerdir... O katıksız sadelikte, çevrenin yok olması, tarihin ve kültürün baraj sularına gömülmesi; Hasankeyf’in, Allionia’nın binlerce yıllık geçmişinin unutulması, içinizi acıtmıyor mu? Kendi kültüründen, tarihinden habersiz bir kuşak yetiştirildi. Bahçelerde açan beyaz ve pembe karanfiller, mor menekşeler, zeytinlikler, Kozak Yaylası’ndaki çam fıstıkları unutuldu. Doğa ölüme tutsak edildi... Akarsularımız, denizlerimiz kirlendi, ormanlarımız yakıldı, dağlarımızda yüzlerce bitki türü boynunu büktü. Madra ve Kazdağları Belediyeler Birliği, bugün Burhaniye Ören’de saat 13.00’te (Fiord Otel) EGEÇEP’in önderliğinde toplanıyor. “Çokuluslu Altın Avcıları”nın neler yaptıklarını, Turgutlu Çaldağı’nda sülfürikasitle Nikel çıkaranları anlatmak için. Talana, soyguna, vurguna “dur” demek yurtseverlerin, sosyalistlerin, sosyal demokratların, devrimcilerin “ben Türkiye’yim” diyen herkesin görevidir. 5 Mayıs 2010 tarihli Avrupa Parlamentosu’nun “siyanürlü madenlerin yasaklanması” konusunda yaptığı önemli açıklama, medyada nedense yer almadı... Parlamento’nun 488 oyla kabul edilen (48 ret, 57 çekimser) kararında, yasağın “su kaynaklarının ve eko sistemin siyanür zehirlenmesine karşı tek yol olduğu” ayrıca vurgulandı. Avrupa Parlamentosu üyeleri, komisyon ve üye ülkelerin “yasak yürürlüğe girinceye dek”, doğrudan ve dolaylı olarak AB ülkelerinde (başka ülkeler de kapsama giriyor) siyanür teknolojisi kullanan hiçbir madencilik projesini desteklememeleri isteniyor. Öteden beri bilinen bir konu bu, siyanürlü madencilik. Çevreyi nasıl kirlettiği, kum dağları oluşturduğunu anlamak için Bergama ve Eşme yöresine gidip görmeniz yeterli... Bu nedenle bugün Burhaniye Ören’de yapılacak toplantı büyük önem taşıyor... Eğer zehir solumak istemiyor, yenilebilir enerjiyi ve turizmi geliştirmek istiyorsanız hangi siyasal görüşten olursanız olun mutlaka bu toplantıya katılın. Kendi türkülerinden, şarkılarından, öykülerinden, şiirlerinden habersiz bir toplum ne kendi tarihi, ne de yaşağı coğrafyadaki binlerce yıllık kültürü bilir. Ah şimdi Kaçkarlar’da Fırtına Vadisi’nde, Toroslar’da, Madra Dağları’nda, Kozak Yaylası’nda olmak vardı... Munzur Vadisi’nde mor dağlarını yamaçlarından çiçekler toplamak, Gediz Ovası’ndan bir kuş uçuşuyla Bafra’ya gitmek, Meriç Ovası’dan kalkıp Ağrı’nın eteklerinde soluklanmak. Hayal kurmayan, ne insanı, ne hayvanı, ne doğayı sever! Günbatımında Ayvalık’ta Cunda Adası’nda bir meyhanede güneşin batışını seyrederken düşlerim çoğalır benim... Gençlik günlerime döner, sevdanın adresini arar, âşık kadınlar sokağında dolaşırım... Gün batar, yıldızlar doğar... Denizin sesini dinlerim Foça’da Siren kayalıklarında... Bir bakarım Silifke’de Taşucu’nda balıkçılarla sohbete dalmışımdır... Üç yanımız denizlerle çevrili ama deniz taşımacılığı sizlere ömür. Varsa yoksa TIR’lar, kamyonlar! Sahi günde kaç kişi can veriyor trafik kazalarında? Yine hareketli bir İstanbul sabahı... İçimde kimi zaman sakin, kimi zaman huysuz, haşarı bir çocuk. Beyaz peynir, kalamar, roka salatası, bir kadeh de beyaz şarap olmalı Ören’in eski ahşap iskelesindeki o salaş balıkçı lokantasında. Kemal Türkler, Abdullah Baştürk, Nuri Bozyel gelmeli, koyu bir sohbet başlamalı yıldızların altında. Ben hayallere dalmalıyım... Sonra Onat Kutlar’a “Cezayir Ağacı”nı oku benim için demeliyim: “Sevgilim Cezayir beyaz bir duvar/Bir yanı Akdeniz öbür yanı nar/Senin nar ağacın/benim denizim/ve duvar” Ben hayallerimle yaşarım... Hayallerim olmasa, içimdeki kimi zaman sakin, kimi zaman haşarı olan o çocuk yaşayamaz, ölür! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Siyanüre Hayır!.. Tutuklu askerlerin yakınları dün Anıtkabir’i ziyaret etti. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)