Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2010 PAZAR
16 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
İsrailli Prof. Dr. Efraim İnbar’dan AKP hükümetinin dõş politikasõna ağõr eleştiriler:
Türkiye Batõ kampõndan koptu
Prof. Dr. Efraim İnbar bölgemizi ve
Türkiye’yi çok iyi bilen İsrailli bir bilim insanõ.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da Bahçeşehir
Üniversitesi’nde bir konferansa katõldõktan
sonra benim sorularõmõ yanõtladõ.
Konuşmasõnõn tonundan Başbakan Erdoğan ve
AKP hükümetinin İsrail aleyhtarõ siyasetine
duyduğu kõzgõnlõk belli oluyordu. Kõzgõnlõğõnõn
esas hedefinde ise İran’a, Hamas’a ve BM’ce
soykõrõm suçlusu olan Sudan Devlet Başkanõ
Ömer El Beşir’e verilen destek vardõ. Prof.
İnbar ayrõca Erdoğan hükümetini Türkiye’yi
Batõ medeniyetinden uzaklaştõrmaya çalõşmakla
da suçluyordu.
- Türkiye’yle İsrail arasında, AKP
hükümetinin önce Gazze olaylarındaki
tutumu sonra da İran’ın nükleer enerji
politikasına destek vermesi nedeniyle kriz
dönemi yaşanıyor. Siz ikili ilişkilerde yakın
gelecekte nasıl gelişmeler bekliyorsunuz?
E.İ. - Bana göre sadece bu nedenlerle değil,
ilişkilerin gidişatõ Türkiye’nin dõş siyaset
yönünü değiştirmekte olmasõ nedeniyle
farklõlaştõ. AKP hükümetinin özellikle de ikinci
kez seçilmesinden sonra Türkiye’nin Batõ’dan
uzaklaşmakta olduğunu düşünüyorum. AKP
hükümeti ilk kez seçildiği zaman başlangõçta
ilişkilerimiz iyiydi. Ama sonradan, dediğim
gibi, değişti.
AKP hükümetinin dõş siyasetinde İslami
renkler var. Soykõrõm suçlusu Sudan Devlet
Başkanõ Ömer El Beşir, İran Devlet Başkanõ
Ahmedinejat’õ davet eden, Hamas’õ
destekleyen, İran’a yaptõrõmlar uygulanmasõna
karşõ çõktõğõnõ açõk açõk söyleyen tek Batõ
yanlõsõ ülke Türkiye. Türkiye bu tavrõyla
ABD’nin İran’a nükleer programõ nedeniyle
uluslararasõ alanda yaptõrõmlar uygulatma
çabalarõnõ da engelliyor. Ilõmlõ Arap ülkeleri
bile Hamas’a destek vermiyor.
Türkiye artõk Batõ’dan uzaklaşõyor, İsrail de
bu Batõ’nõn bir parçasõ. Mesele ikili ilişkiler
değil. Hatta İsrail’le Türkiye komşu bile
sayõlmaz. Mesele Türk dõş siyasetinin yeniden
tasarlanmasõnda yatmaktadõr. Bunun açõk bir
örneği İsrail’le ilişkilerin geldiği noktadõr.
İlişkilerin geleceği konusunda tahminimi
sordunuz. Bana göre ilişkiler soğuk olmaya
devam edecektir. Diplomatik ilişkilerde kesinti
olmasõnõ beklemiyorum. Çünkü Türkiye
Ortadoğu’da bir rol oynamayõ hedefliyor.
Dolayõsõyla da bölgede herkesle diyalog
kanallarõnõ açõk tutmak zorundadõr. Üstelik
işadamlarõnõn bölgede ticari çõkarlarõ vardõr.
İsrail artõk silah satmakta daha dikkatli ve
temkinli davranmaktadõr.
- Bir Yahudi dostum bana Türkiye ve İsrail
arasındaki ilişkilerde çeşitli katmanlar
olduğunu, siyasi ilişkiler yolunun kayalıklarla
dolu olduğunu, ancak askeri ve ticari düzeyde
ilişkilerin eskisi gibi normal seyrettiğini
söylemişti. Siz bu görüşe ne diyorsunuz?
- Stratejik katmanõn da normal seyrettiğini
düşünmüyorum. Çünkü artõk teknoloji transferi
konusunda ciddi kuşkularõmõz var. Günün
birinde bu teknolojinin İranlõlarõn eline
geçmeyeceğinden hiç de emin değiliz.
Yine de dediğiniz gibi Türk ve İsrail silahlõ
kuvvetleri arasõnda Colombia’da tanklarõn
modernizasyonu için bir anlaşma var. Evet,
haberalma işbirliğimiz devam ediyor ama bu
alanda da eskisine kõyasla İsrail’in daha dikkatli
ve temkinli davrandõğõnõ düşünüyorum. Artõk
Türkiye’yi güvenebileceğimiz bir dost olarak
görmüyoruz. Türkiye bizim için sadece başka
bir ülke. İkili ilişkilerdeki samimiyet ve
yakõnlõk bitti.
Bütün mesele İran uranyumu
- Peki, ilişkilerdeki samimiyet ve karşılıklı
güven yeniden nasıl oluşturulabilir sizce?
- Türkiye’nin bugünkü dõş siyasetinin
değişmesiyle mümkün olabilir. Bu tamamõyla
Türklere bağlõdõr. Evet, Türkiye’nin bölgesel
bir oyuncu olmasõnõ, Türkiye’deki Yahudi
toplumunun tarihini önemsiyoruz, bunlara
değer veriyoruz. Ama dediğim gibi İsrail’le
ilişkilerin düzelmesi tamamõyla Türklere
bağlõdõr. (Sözlerinin bu noktasõnda gülerek
Arapça şunu söylüyor) Ehlen ve sehlen.
- Peki, ilişkilerin bu noktaya gelmesinden
sadece Türkiye mi sorumlu? Dışişleri
Bakanınız Liebermann’ın hiç mi sorumluluğu
yok?
- Evet, Türk Büyükelçisi’ne yapõlan muamele
İsrail tarafõnõn hatasõydõ. Bunu kabul ediyorum.
O muamele yapõlmamalõydõ. Öte yandan
Erdoğan hükümetinin radikal İslamcõ bir örgüt
olan Hamas’õn yanõnda yer almasõnõ, İsrail’e
ciddi tehdit oluşturan, otoriter İran rejimine
destek vermesini İsrail eleştirmekte haklõdõr.
Erdoğan hükümetinin Ahmedinejat’õ
eleştirdiğini hiç duymadõk. Aksine, seçimlerden
sonra bir de onu kutladõlar. Biz demokratik bir
ülke olarak bize yöneltilen eleştirilere cevap
vermekte yerden göğe kadar haklõyõz. İslam
dünyasõndan pek çok kötü işler oluyor. Ama
Erdoğan sadece İsrail’e yükleniyor.
- Brezilya’nın da araya girmesiyle Türkiye
ve İran arasındaki zenginleştirilmiş uranyum
takası deklarasyonu sizce Ankara’nın sadece
İsrail’le değil Washington’la da ilişkilerini
nasıl etkiler?
- ABD yönetimi İran’a BM’de
sulandõrõlmamõş, ciddi yaptõrõmlar
uygulatmaya, bu yaptõrõmlara Rusya ve Çin’i
de ikna etmeye çalõşõyor. Geçen hafta olanlar
bu çabalarõ iyice zayõflatõyor. Bütün mesele
İran’daki zenginleştirilmiş uranyum. Ama bu
anlaşma İran’daki eski statükonun korunmasõnõ
sağlõyor. Bu durumdan da ne ABD, ne AB ne
de İsrail memnun.
Bunlar ılımlı Müslüman değil
- Hatta Türkiye’nin attığı bu adımın bir
oldubitti olarak değerlendirildiği de dış
basındaki haberlerde yer almıştı...
- Doğrusunu isterseniz ABD yönetimi bu
anlaşmanõn açõklanmasõyla ciddi olarak
şaşkõnlõğa uğradõğõnõ duyurdu. Bu bile
Türkiye’nin Batõ kampõnda artõk yer
almadõğõnõn, artõk ABD’yle koordinasyon
içinde adõm atmadõğõnõn bir örneğidir. Bu da
kõnanmasõ gereken bir tutumdur.
- Erdoğan’ın Medeniyetler İttifakı’nın
eşbaşkanı oluşunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Erdoğan tek bir medeniyeti, kendisininkini
seviyor ve anlayõş gösteriyor. Öbürlerine
tavrõndan emin değilim. Geri yanõna
girmeyeyim.
- Gazze’ye insani yardım gönderilmesine
neden İsrail o kadar sert tepki gösterdi?
- Bunun pek çok nedeni var. Bir kere Gazze,
İsrail’le savaş halinde. İsrail’e Gazze’den
intihar komandolarõ gönderiliyor. İsrail’e
binlerce füze atõlõyor. Ne yazõk ki Gazze’yle
süren bir savaşõn içindeyiz.
Dolayõsõyla Hamas’a yardõm İsrail’in
düşmanõna yardõm anlamõna gelir. İsrail’in
Gazze’yi kuşatma altõnda tuttuğu yolunda
yaratõlan imajõn somut gerçeklere dayanmadõğõ
düşüncesindeyim. Tekrar ediyorum. Hamas
bizim düşmanõmõz. ABD ya da İngiltere’nin
İkinci Dünya Savaşõ’nda Almanya’ya insani
yardõm konvoylarõ gönderdiğini hiç duymadõm.
Gazze’ye yardõmõ kendimiz yapõyoruz. Su,
elektrik, akaryakõt gönderiyoruz. Gazze’deki
durum kimilerinin iddia ettiği gibi o kadar da
kötü değil. Aslõnda Gazze’nin durumu
Mõsõr’dan daha iyi. Gazze’deki yaşam standardõ
Mõsõr’dan yüksek. Eğer Müslüman kardeşlerine
yardõm yapacaklarsa o zaman neden Gazze’yi
seçiyorlar. Gazze’dekinden çok daha kötü
şartlar altõnda başka yerlerde yaşayan
Müslüman kardeşleri var. Üstelik Gazze bizim
Yahudi devletimizle savaşõyor, onu yok etmek
istiyor. Dolayõsõyla bu yardõm bize karşõ
hasmane bir tavõrdõr. Açõkçasõ, İsrail’in dostu
olmasõ gereken bir ülkenin İsrail’in düşmanõna
fiilen yardõm ediyor olmasõ son derece
üzücüdür.
- İyi de, dediğiniz gibi Türkiye İsrail’e karşı
hasmane davranıyorsa bunun sebebi ne
olabilir?
- Ben Erdoğan ya da Abdullah Gül’ün
kafasõnõn içinde olmadõğõm için bilmiyorum.
Sadece tahminde bulunabilirim. Bu
davranõşlarda radikal İslam belirtileri var. Mõsõr
ya da Ürdün yerine Hamas, Sudan, İran’õn
dostluğunu tercih etmeleri tabii ki kuşkularõ
arttõrõyor.
- Ama AKP hükümeti kesinlikle radikal
olmadıklarını sadece ılımlı Müslüman
olduklarını söylüyor...
- Ben hiç de öyle düşünmüyorum. Böylesine
radikal oluşumlarla dostluk içinde olmalarõ
özür dilerim ama õlõmlõ İslam olamaz.
Türkiye’deki dostlarõma, Zaman gazetesindeki
tanõdõklarõma, “Bu ılımlı İslam olamaz. Her
şeyiyle radikal bir İslam örgütü olan
Hamas’ın tarafını tutanın ılımlı Müslüman
olduğunu bana söylemeyin” diyorum.
Kimileri bana hak veriyor. Kimileri da haksõz
olduğumu söylüyor. Ama herkes için Hamas’õn
ne olduğu somut olarak açõktõr.
İran’õn amacõ İsrail’i dünya haritasõndan silmek
- Bu söyledikleriniz doğruysa
Türkiye’deki Yahudiler ciddi bir
tehlike altında olmuyor mu?
- Bunu sanmõyorum. Öncelikle
Türkiye’de, Yahudilerin yüzyõllardõr
yaşamlarõna katkõda bulunan bir
hoşgörü geleneği vardõr. Bu da Yahudi
cemaatinin Türkiye’de yaşadõklarõ
topluma bir ölçüye kadar entegre
olmalarõnõ sağlamõştõr.
Şunu da unutmayalõm. AKP Türk
toplumunun büyük kõsmõnõ temsil
etmiyor. Hatta en güçlü olduklarõ
dönemde bile yüzde 40’lardan fazla oy
almadõlar. Bu oylar da AKP’ye İsrail’e
hasmane davrandõğõ ya da radikal
İslama destek olduğu için verilmedi.
Seçmen davranõşõ çok karmaşõktõr.
Seçmenin bir siyasi partiye oy
vermesinin çok çeşitli nedenleri vardõr.
Türk siyasetine ayrõntõlõ bir analiz
yapma niyetinde değilim. Benim
alanõm değil zaten. Seçmenin AKP’ye
oy vermesinin pek çok nedeni vardõ.
Şimdi bu oylarõn düşüşe geçtiğini
görüyoruz. Ama yine bunun nedeni
İsrail’e hasmane davrandõklarõ için
değil. İsrail, Türk siyasetinde o kadar
da önemli bir yer tutmuyor. Bunun pek
çok nedeni var. Yine de Türk
dostlarõmdan şunu duyuyorum: Aslõnda
İsrail için hoş olmasa da Erdoğan’õn
İsrail’e sert çõkõşlar yaptõğõ konuşmalarõ
Türk kamuoyunda bir hayli
tutuluyormuş. Bu demektir ki İsrail
aleyhtarlõğõnõ iç politika kazanõmlarõ
için yapõyor ki bu doğruysa ciddi bir
sorun demektir. Ama şunu da
söylemeliyim ki bu Türk toplumunun
sorunu değil. Toplumlarõ
değiştiremeyiz. Ama zaman içinde
Türk demokrasisinin kazanacağõnõ
umuyorum.
- Erdoğan, ABD’deki bir
konuşmasında mealen İsrail’in
nükleer silah edinme hakkı varsa
İran’ın da aynı hakka sahip olması
gerektiğini söyledi. Buna ne
diyorsunuz?
- Bunun iyi politik bir düşünce tarzõ
olduğundan emin değilim. Çünkü İran
ve İsrail arasõnda büyük farklar var.
İsrail’de demokrasi vardõr; İran’da ise
yoktur. İsrail hiçbir zaman nükleer
gücünü kullanarak ya da başka bir
şekilde Ortadoğu’daki hiçbir ülkeyi
yok etmekle tehdit etmemiştir. Ama
Ahmedinejat bunu yaptõ.
Uluslararasõ ilişkilerde iyi yanlar da
kötü yanlar da olduğunu kabul
etmeliyiz. Arada kötülükler olsa bile
herhangi bir ülkenin nükleer silah
bulundurmasõ öbürünü ilgilendirmez.
İspanyollarõn Fransõz, ya da
Kanadalõlarõn ABD’nin silahlarõndan
kaygõ duyduklarõnõ hiç sanmõyorum.
Çünkü o ülkelerin hükümetlerinin
sorumlu davranacaklarõnõ bilirler.
Öte yandan İran rejimi ihtilalcidir.
Koyu Şii İslam ihtilalini ihraç etmeye
çalõşõyor. İsrail ise buna karşõlõk
statüko devletidir. Ama
Ahmedinejat’õn herkesi Şiileştirme
çabalarõnõn aksine İsrail hiçbir zaman
herkesi Yahudileştirme çabasõnda
değildir. Ayrõca İsrail, düşman
komşular tarafõndan kuşatõlmõş ufak bir
devlettir. İran ise muazzam bir ülke ve
bizi tehdit ediyor. Dolayõsõyla, İsrail’in
nükleer seçeneğini haklõ kõlacak
aramõzda dağlar kadar farklar var.
Erdoğan hükümeti
dengeli değil
- İsrailli kimi yetkililer
bana, “PKK Türkiye için
neyse Hamas da İsrail
için odur” demişlerdi...
- Hamas PKK’den
daha beter. Çünkü PKK
Türkiye’nin bütününü
hedef almõyor. Sadece
kendine bir toprak
edinmeye ve Kürt devleti
kurmaya uğraşõyor. Öte
yandan Hamas bizim
Yahudi devletimizi yok
etmek, haritadan silmek
istiyor. İnsanlarõmõza
hayat hakkõ tanõmõyor.
Onlara göre Yahudilerin
İsrail’de yerleri yok.
Türkiye’nin Hamas’a
yardõm etmesi bizim için
çok rahatsõz edici bir
durum.
Gazze’nin kuşatõldõğõ
iddialarõna geri dönmek
istiyorum. Gazze sadece
İsrail’le değil, Mõsõr’la
da sõnõr komşusu. Mõsõr
İsrail’le işbirliği içinde
Hamas’õn etkisini
kontrol altõna almaya
çalõşõyor. Çünkü Hamas
ve Hizbullah, Mõsõr’õ
karõştõrmayõ hedefliyor.
Mõsõr’a bu amaçla
ajanlar gönderdiler. O
nedenle Mübarek
hükümeti Hamas’a karşõ
çok ciddi önlemler
alõyor. Erdoğan
hükümeti neden Mõsõr’a
bir şey söylemiyor da
sadece İsrail’e
yükleniyor?
Erdoğan hükümeti
dengeli olmalõ. Ama
değil. Bu da İsrail’e karşõ
özel bir husumetleri
olduğunu gösteriyor.
İsrail’deki kõzgõnlõğa
rağmen serinkanlõ
davranmalõyõz ve bütün
kanallarõ olabildiğince
açõk tutmalõyõz.
Erdoğan hükümetinin
İsrail konusunda
Türk kamuoyunu
temsil etmediğini
biliyoruz. Türkiye’nin
bölgesel güç olarak
önemini biliyoruz.
Türkiye’yle daha uzun
yõllar bu bölgede komşu
olarak yaşayacağõz.
Türkiye’de başka bir
hükümetin İsrail’le iyi
ilişkilerin önemini
kavrayacağõnõ umuyoruz.
İki tarafõn de demokrat
ve Batõ medeniyetinin
parçalarõ olarak kalmak
şartõyla tabii ki görüş
ayrõlõklarõnõ
anlayabiliriz. Ama
Türkiye Batõ
medeniyetinden
uzaklaşma kararõ alõrsa o
zaman ilişkiler ciddi
tehlikeye girer.
P
O
R
T
R
E
Prof. Dr. EFRAİM İNBAR
1947, Romanya doğumlu. Yükseköğrenimini Kudüs
İbrani Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve İngiliz
Edebiyatõ bölümlerinde yaptõ. ABD’de Şikago
Üniversitesi’nden siyasal bilgiler doktorasõnõ
aldõ. İsrail’de Bar-İlan Üniversitesi Siyasal
Araştõrmalar Merkezi Direktörü. Yitzak Rabin
İsrail Araştõrmalar Merkezi yönetim kurulu
üyesi. Rand Corporation, Council on Foreign
Relations, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT),
Harvard, Columbia ve Yale üniversitelerinde
konferanslar ve dersler veriyor.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- İngiliz The Guardian
gazetesinde geçen gün Güney
Afrika’daki eski apartheid rejimi
arşivlerine atfen bir haber
yayımlandı. Arşivlere
dayanılarak verilen haberde
İsrail’in bugünkü
Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in
1975’te Savunma Bakanı olduğu
dönemde Güney Afrika Savunma
Bakanı Botha’ya nükleer başlık
satmayı teklif ettiği ileri
sürülüyor. Siz buna ne
diyorsunuz?
- Bir kere Cumhurbaşkanõmõz
Şimon Peres bu haberi derhal
yalanladõ. The Guardian
gazetesinin İsrail aleyhinde sõk sõk
yayõn yapma gibi bir geçmişi var.
İsrail karşõtõ ve İsrail aleyhinde
sürekli haksõz yayõnlar yapar.
Sanõyorum o sözünü ettiğiniz
haber İsrail’i Güney Afrika’nõn o
õrkçõ rejimiyle bağlantõlõ olarak
göstermeye çalõşan radikal solun
da amaçlarõna hizmet ediyor.
Ayrõca Güney Afrika’ya silah
satmak İsrail’in çõkarõna değil.
Zaten Güney Afrika kendi nükleer
silahlarõnõ yapõyordu. Bizde daha
sonra kaldõrõlan nükleer silahlarõn
dökümüyle ilgili kesin belgeler
vardõ. Şuna da dikkat çekmek
istiyorum. O arşiv belgelerini
okudum. Orada nükleer silah
demiyor. Sadece savaş başlõğõ
diyor. Savaş başlõğõ deyimini
bence kendilerine göre
yorumladõlar. Yoksa herhangi bir
savaş başlõğõ olabilir. İlle de
nükleer olmasõ gerekmez. Bu da
The Guardian’õn kötü
gazeteciliğinin, gerçekleri nasõl
çarpõttõğõnõn bir başka örneği.
Mesele Türk dõş siyasetinin
yeniden tasarlanmasõnda
yatmaktadõr. Bunun açõk bir
örneği İsraille ilişkilerde gelinen
noktadõr.
Erdoğan’õn İsrail aleyhtarõ
konuşmalarõ Türk kamuoyunda çok
tutuluyormuş. Bu demektir ki İsrail
aleyhtarlõğõnõ iç politika kazanõmlarõ
için yapõyor.
İSRAİL GÜNEY AFRİKA’YA NÜKLEER BAŞLIK SATMADI