11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Umut Edelim mi? Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasında çıkan “Türkân Saylan Kitabı” “Güneş Umuttan Şimdi Doğar” başlığını taşıyor… “Umut” sözcüğü ancak bu kadar şairce ve umutla öne çıkarılabilir… Ankara’da, tam da CHP kurultayının toplandığı günün gecesinde Türkân Saylan anısına bir şiir-müzik dinletisi düzenledik. Orada yaptığım konuşmada ben de umut kavramını vurguladım… Umutla konuştum. CHP kurultayı yüreklerimizi çok uzun zamandır hasret kaldığımız umut duygusuyla doldurmuştu. Fakat aynı konuşmada bir kaygımı da dile getirdim. Bu kaygı, bugün kişiliğinde umutlarımızın odaklandığı Kılıçdaroğlu’nun güvenliğiyle ilgiliydi. (Orhan Bursalı perşembe günkü yazısında aynı kaygıyı dile getiriyor.) Bu siyasal iktidar döneminde, umutlarımızın her an, her biçimde karartılabileceği bir ortamda yaşıyoruz. Umutlu olacağız. Fakat yaşadığımız ortamın özelliklerini göz ardı etmeksizin. Başbakan salvo atışlarına henüz tam olarak başlamadı. Şimdilik, Baykal sonrası yeni üslup arayışlarında, “teneke”, “altın” karşılaştırması gibi sözcük oyunlarıyla idare ediyor ve hak ettiği yanıtları da alıyor…. Fakat tedirginliği duyumsanıyor ve onun da kılıcını çekmesi yakındır… Tayyip Bey, Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan, RTE , son olarak da Kılıçdaroğlu’nun buluşuyla Recep Bey, her kim ya da her ne ise, günümüz Türkiye Başbakan’ı hiçbir biçimde ve hiçbir anlamda rasgele biri değil. Bunu, İstanbul Belediye Başkanlığı seçim propagandaları sırasında yaptığı TV konuşmalarını izlerken hissetmiştim. Birçok kez de yazdım. Tayyip Erdoğan’ın rasgele biri olmadığını, herhangi bir başbakan olmadığını hâlâ anlamamış olanlar varsa, er geç anlayacaklardır. Umarım ulusun büyük çoğunluğunca bunun anlaşılmasında çok geç kalınmaz… Şimdi, Kılıçdaroğlu’nun tanımıyla söyleyeyim, Recep Bey benden yirmi milyar istiyor. On milyar kendisine, on milyar partisine. Sebep, bir TV programında, bu iktidar kolay kolay iktidarından vazgeçmez demiş olmam… Gerekirse yasadışı yollara da başvurabilirler demem… Geçen yerel seçimlerde, sandıklarda döndürüldüğü söylenen dalavereler, bazı bölgelerdeki ışık kesintileri, bu konulardaki iddialar açıklığa kavuştu mu? Genel seçimlerde oy vermeye içimiz rahat olarak mı hazırlanıyoruz? AKP yönetiminin demokrasi sevgisine ve inancına güvenimiz tam mı? Bu partinin ülke dışında destekçileri kimlerdir ve ülkemize biçtikleri rol nedir? Amaçlarının önüne engel çıktığında neler yapabilirler? “Spekülatif” de görülse bu gibi soruları yanıtlamadan ve olası yanıtların gereklerini yerine getirmeden fazlaca umuda kapılmak için henüz çok erken… Ya aydınlar? AKP’ye çalıştığını öğrendiğimiz bir araştırma kurumu temsilcisi, aydın görünümlü genç bir adam, katıldığı bir TV programında CHP’nin oy oranını aşağı çekmek için ıkınıyor. Profesör titri taşıyan bir başkası, CHP’deki ve bütün toplumdaki değişim isteğini bir çırpıda göz ardı ederek ve büyük bilim adamı pozlarında her şeyi bir “kaset” olayıyla açıklama çabasında. Bir başka toplumbilimci-yazar hanımefendiye göre, Türkiye Müslüman bir ülke olduğuna göre, burada Batı’daki gibi laiklik olamaz… Bu yargıdaki çürüklüğün neresinden tutacaksınız? Müslüman ülke ne demek? Ülkeleri dinlere göre tasnif etmeyi ne zamana kadar sürdüreceğiz? AKP ve dış destekçilerinin amacı da Türkiye’yi zaten böyle bir tanıma hapsetmek değil mi? Laiklik, Hıristiyanlığın bir türevi mi, yoksa insan hakları gibi, düşünce ve anlatım özgürlüğü gibi, hangi din ve ülke söz konusu olursa olsun, evrensel anlamda ve önemde geçerliliği olan bir olgu mudur? Bu son iki kişi, AKP’li olmayanlar… AKP’li yazar takımı, yandaş medya kalemşorları ise şu ara bir şaşkınlık yaşamaktalar. Fakat başbakanlarıyla birlikte onların da kalemlerinin ucunu sivrilterek yalan ve iftira kampanyalarını kaldıkları yerden sürdürmeye başlamaları yakındır… Yazımın başlığını oluşturan soruyu daha ilk paragrafın son cümleleriyle yanıtlamıştım. Farklı sözcüklerle olsa tekrar edeceğim. Elbette umutlu olacağız. Fakat yaşamakta olduğumuz ortamın nasıl tehlikelerle dolu olduğunu gözden kaçırırsak ve her birimiz üzerimize düşen görevleri ve sorumlulukları yerine getirmezsek çok büyük düş kırıklıkları da kapıdadır. Özetle, bütün yurtseverlerin, bütün toplumcuların, hem çok dikkatli, hem çok örgütlü ve güç birliği içinde olmaları gereken bir dönemden geçiyoruz… [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Kõlõçdaroğlu’nun CHP liderliği ile oluşan hava erken seçime gitme seçeneğinin rafa kalkmasõna neden oldu AKP’nin hesaplarõ değiştiERDEM GÜL ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanõ seçilmesi, AKP’de anayasa değişikliklerine ilişkin Ana- yasa Mahkemesi’nde ortaya çõkacak olasõ gelişmelere göre devreye soka- bileceği erken seçim hesaplarõnõ da bozdu. AKP’de, “Kemal Kılıçda- roğlu rüzgârının her geçen gün iv- me kaybederek düşüşe geçeceği” görüşüyle, seçimin zamanõnda yapõl- masõ eğilimi güç kazandõ. CHP’deki Kõlõçdaroğlu dönemi, AKP’deki etkilerini göstermeye baş- ladõ. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn, “Bizim kitabımızda erken seçim yok. Bu ülke zamanında seçim yapmaya alışacak, alışmak zorun- da” sözlerine karşõn, partide Anaya- sa Mahkemesi’nden bir iptal kararõ çõkmasõ durumunda erken seçim ka- rarõ almak üzerinde de hesaplar yü- rütüldü. Buna göre, AKP içinde “Anayasa Mahkemesi’nden özel- likle Anayasa Mahkemesi’nin ve HSYK’nin yapısına ilişkin tartış- malı maddelerde çıkabilecek bir kısmi iptal” durumunda, 12 Eylül’de diğer maddelerin referandumuyla bir- likte iki sandõk kurulmasõ görüşü öne çõktõ. Ancak, CHP’deki sürpriz ge- lişmelerle Kõlõçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesi erken seçim kozu- nun destek kaybetmesine neden oldu. Erken seçim formülünün gözden düşmesinde “Kılıçdaroğlu rüzgâ- rının” AKP tarafõndan da bir düzey- de olsa kabul edilmesi etkili oldu. Par- tide, “Kılıçdaroğlu rüzgârı kurul- tayda en yüksek noktasına çıktı, ku- rultayın ardından düşüşe geçti. Bu anlık bir yükseliş. Zaman geçtikçe rüzgâr ivme kaybedecek. Her geçen gün medya tarafından şişirilen yel- kenler inecek. Özellikle Kılıçda- roğlu’nun ülkenin hiçbir somut sorununa çözüm getirmemesi, bir rüzgârla CHP’ye yönelenlerin ye- ni bir umut, yeni bir dönüşüm ol- madığını görmelerini sağlayacak” değerlendirmesi yapõldõ. Bu değer- lendirme çerçevesinde de erken bir se- çimin CHP’nin işine yarayacağõ, an- cak 1 yõl sonra zamanõnda yapõlacak seçimlerde CHP’nin Deniz Baykal’õn bõraktõğõ noktaya gerileyeceği görü- şü ağõrlõk kazandõ. AKP’de, “geçecek sürede parti içi çekişmeler ve yapılacak hataların da CHP ve Kılıçdaroğlu’nu olum- suz etkileyeceği” belirtilerek zama- nõnda yapõlacak seçimlerin şu anda oluşan seçmen ilgisini ortadan kaldõ- racağõna vurgu yapõlõyor. AKP’de Baykal’õn nasõl bir tutum izleyeceği, Kõlõçdaroğlu yönetimine yönelik tu- tumunun belirlenmesi için de süreye ihtiyaç olduğunun altõ çiziliyor. AKP içinde halen Anayasa Mah- kemesi’nden kõsmi bir iptal çõkmasõ durumunda erken seçime gidilip gi- dilmeyeceğine ilişkin değerlendir- meler sürüyor. Ancak artõk bu konu- daki tezler Kõlõçdaroğlu’nun seçi- minden sonraki CHP’nin durumuna göre şekilleniyor. “Genel başkanını değiştirmiş CHP’yi hazırlıksız ya- kalamak için baskın bir seçime gi- dilmesi” tezi de seslendiriliyor. Bu tez, CHP’deki dağõnõklõktan yarar- lanmak için baskõn seçimin iyi bir im- kân olacağõ gerekçesine dayandõrõlõ- yor. Baskõn seçim tezi, Kõlõçdaroğ- lu’nun rüzgârõnõn kesilmesini bekle- mek için zamanõnda seçim yapõlma- sõ tezi kadar destek bulmuyor. Parti yönetimi, temmuz ayõnda Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõn belli ol- masõnõn ardõndan iptal çõkarsa, nasõl bir yöntem izleyeceğini, “Kılıçda- roğlu’nun 1 aylık performansına bakarak” karara bağlayacak. Türkiye’nin muhalefeti: Yeni bir Kemal LONDRA (ANKA) - The Economist dergisi, son sayõsõndaki “Yeni bir Kemal” başlõklõ anali- zinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefete yeni bir umut verdiğini belirtirken, Türkiye’de “Parti, liderini değiştirdi ancak lider, partiyi değiştire- bilecek mi?” sorusuna yanõt arandõğõnõ kaydetti. Dergi şöyle devam etti: “Sayın Kılıçdaroğ- lu’nun şaşırtıcı yükselişi, Türkiye’nin siyasi man- zarasını değiştirdi ve 2002’den bu yana ülkeyi tek başına yöneten, ılımlı İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) uzun bir süre- den beri inandırıcı bir alternatifi umarsuzca arayan milyonlarca laik seçmen için yeni bir umut yarattı. AK Parti’nin, görünürde meydan okunamaz, iktidarı sımsıkı elde tutması, dikta- törlüğe yöneldiği yönünde şişirilmiş iddialara bile yol açmıştı.” Kõlõçdaroğlu’nun Kürt ve Alevi olmasõna rağmen Kürt sorunu konusunda pek bir şey söylemediğini, Alevilere uygulanan ayrõmcõlõğa da değinmediğini kaydeden The Economist, dõş politikaya gelince ise, Kõlõçdaroğlu’nun bir tek Türkiye’nin Hindistan ve Çin ile daha çok ilgilenmesini önerdiğini yazdõ. Dergi şu görüşleri de dile getirdi: “Gelir eşitli- ği ve daha çok iş taahhütleriyle Kılıçdaroğlu, AKP’nin, büyük kentleri çeviren gecekondu bölgelerindeki geleneksel tabanından oy ola- rak mazlumların savunucusu rolünü AKP’nin elinden almaya kararlı görünüyor. Ayrıca olumlu bir nokta da, ilk başta Kürt partilerini parlamentodan uzak tutmayı amaçlayan yüz- de 10’luk seçim barajını düşürmeye söz ver- miş olmasıdır.” The Economist, “Kılıçdaroğ- lu’nun en güçlü kozu, tertemiz olmaktır” dedi- ği analizinde Kõlõçdaroğlu’nun, bazõ AKP’liler ile ilgili yolsuzluk skandallarõnõ ortaya çõkarttõğõna dikkat çekerken de CHP yetkililerinin, ellerinde Erdoğan’õn belediye başkanõ iken kendisi için ça- lõşan kişiler hakkõnda başka yolsuzluk dosyalarõ- nõn bulunduğunu iddia ettiklerini belirtti. Kemal Kõlõçdaroğlu’nun CHP liderliği, AKP’deki erken seçime ilişkin hesaplarõ da etkiledi. Anayasa Mahkemesi’nden çõkacak olasõ bir iptal kararõna karşõ erken seçime gitme seçeneğinden vazgeçen AKP’de, “Kõlõçdaroğlu rüzgârõnõn zaman içinde söneceği, her geçen gün aldõğõ puanlarõ yitireceği” tespitiyle, seçimin 1 yõl sonra, zamanõnda yapõlmasõ görüşü ağõr basõyor. ECONOMIST: MYKÜYELERİVEKILIÇDAROĞLU’NUNENYAKINÇALIŞMAARKADAŞLARIBELİRLENECEK CHP PM ilk toplantısını yapıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP kurultayõnda seçi- len yeni Parti Meclisi (PM) bu- gün toplanarak Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) belirleyecek. CHP’nin yeni vitrininde Hakkı Süha Okay, Prof. Dr. Süheyl Batum, Gülsün Bilgehan, Ga- ye Erbatur, Haluk Koç ve Gürsel Tekin gibi isimlerin yer almasõ bekleniyor. Genel Sek- reter Önder Sav’õn “güçlü ge- nel sekreter” modeliyle gör- evine devam etmesi, genel say- manlõk görevini de Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak’õn üst- lenmesi planlanõyor. CHP PM üyeleri bu sabah ön- ce Anõtkabir’i ziyaret edecekler, arkasõndan genel merkezde ilk toplantõyõ yapacaklar. PM top- lantõsõnda 20 kişilik MYK seçi- lecek. MYK’nin bugün hemen toplanmasõ ve görev bölümü- nün de yapõlmasõ bekleniyor. Örgütlere ve gruba dün gönde- rilen bir genelgeyle daha önce grup yönetimi ve örgütlerde gö- rev yapan 15 kişinin PM üyesi se- çilmesiyle “görevlerinin sona ermiş ve görev yerlerinin bo- şalmış olduğu” bildirildi. Ankara Milletvekili Hakkõ Süha Okay, eski İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin, Samsun Milletvekili Ha- luk Koç ve Adana Milletvekili Gaye Erbatur’un genel başkan yardõmcõsõ olmasõ bekleniyor. Genel Sekreterliğe devam et- mesi beklenen Önder Sav’õn lis- te kavgasõ sõrasõnda karşõ karşõ- ya geldiği Gürsel Tekin’in yö- netime girmesine sõcak bakma- dõğõ biliniyor. Tekin’in duru- muyla ilgili son sözü Genel Baş- kan Kemal Kılıçdaroğlu söyle- yecek. Prof. Dr. Süheyl Batum, eski milletvekillerinden Gülsün Bilgehan ile İzzet Çetin, Anka- ra Milletvekili Tekin Bingöl, İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, işadamõ Umut Oran, Mersin Milletvekili İsa Gök’ün de MYK üyesi olmasõ bekleniyor. Sosyolog Prof. Dr. Sencer Ayata Bilim Yönetim Kültür Platformu Başkanõ oluyor. Ön- ceki MYK’de de görev alan Fa- ik Öztrak’õn genel sayman olmasõ beklenirken; partinin medyada- ki yeni yüzü Hakkõ Süha Okay oluyor. Mustafa Özyürek’in yürüttüğü “parti sözcülüğü” görevini Okay’õn üstlenmesi planlanõyor. Kemal Kõlõçdaroğlu’nun genel başkan seçilmesi ve Hakkõ Süha Okay’õn da PM üyesi olmasõyla boşalan 2 grup başkanvekilliği için 1 Haziran Salõ günü grup toplantõsõnda seçim yapõlacak. Genel Sekreter Önder Sav’õn bu görevler için Trabzon Milletve- kili Akif Hamzaçebi ile Yalova Milletvekili Muharrem İnce’yi istediği biliniyor. Sav’õn sõcak bakmadõğõ Konya Milletvekili Atilla Kart ile Adana Milletve- kili Tacidar Seyhan da yarõşa girmeye hazõrlanõyor. Atilla Kart, “Kılıçdaroğ- lu’nun grup başkanvekilliği için hiçbir ismi işaret etmedi- ğini” bildirdi. Kart, “Genel baş- kanımızla görüştüm. ‘Yeni bir dönem başlõyor, grup iradesinin ortaya çõkmasõnõ istiyorum, taraf olmak istemiyorum’ dedi. ‘Hiç- bir adayõn yanõnda arkasõnda de- ğilim, hepsine eşit mesafede- yim’. Sizin adınıza bu mesajı verebilir miyim, dedim. Vere- bilirsin, dedi. Bu mesajı arka- daşlarıma iletiyorum” dedi. ÜYELİK TARTIŞMASI YARGIYA TAŞINDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP üyesi Özcan Er, son kurultayda Parti Meclisi (PM) üyesi seçilen Sencer Ayata, Nihat Matkap ve Enver Aysever’in partiye üye olmadõklarõ gerekçesiyle PM üyeliklerinin iptali için Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na ve Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlõğõ’na başvurdu. CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu katõldõğõ bir toplantõda konuya ilişkin bir soru üzerine “Bazı küçük in- sanlar, küçük işlerle uğraşmayı kendileri için gerekli gö- rürler. Sanıyorum bu da onlardan birisi” yanõtõnõ verdi. CHP İzmir’de Bulgun rahatladı SDP-ÖDP GERİLİMİ Pompalı tüfeklikavga: 2 yaralı İstanbul Haber Servisi- Tak- sim’de SDP üyesi bir grup ile ÖDP’li- ler arasõnda bilinmeyen bir nedenle çõ- kan kavgada, 2’si silahla olmak üze- re 7 kişi yaralandõ. Polis 3 kişiyi göz- altõna aldõ. İddiaya göre dün akşam saat 19.00 sõralarõnda Taksim Yoğurtçu Faik So- kak’ta bulunan Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) İstanbul İl Binasõ’na ge- len Özgürlük ve Dayanõşma Partisi (ÖDP) üyesi 2 kişi içeri girerek SDP’lilerle konuşmaya başladõ. Da- ha sonra binadan ayrõlan ÖDP üyesi 2 kişi beraberinde bir başka grupla gelerek yeniden görüşmek istedi. Bu sõrada kalabalõk bir grubun geldiğini gören SDP’liler camdan kalabalõğõn üzerine pompalõ tüfekle ateş etti. Açõlan ateş sonucu Mustafa Dizkan kalçasõndan, Arif Akbaş ise baca- ğõndan yaralandõ. Daha sonra aşağõ- ya inen SDP’liler ile ÖDP’liler ara- sõnda başlayan kavgada ÖDP’li ol- duğu öğrenilen Mustafa Cüstan, Turan Gülkız, Yalçın Köse, Ali Cennet ve Akif Kara darp edildi. Yaralõlar Taksim İlkyardõm Hasta- nesi’ne kaldõrõldõ. Bu sõrada olay ye- rine sevk edilen polis ekipleri, gü- venlik şeridi çekerek bölgeye kimseyi sokmadõ; SDP’liler de kapõyõ arka- dan kilitleyerek polisin içeri girme- sine izin vermedi. SDP binasõnda bu- lunan 3 kişi olay yerine gelen avu- katlarõyla yaptõğõ görüşme sonucun- da polislere teslim oldu. Gözaltõna alõ- nan 3 kişi sağlõk kontrolünün ardõn- dan emniyete götürüldü. Polis, daha sonra savcõlõktan aldõğõ arama izni ile binada arama yaptõ. Fotoğraf:NECATİSAVAŞ ‘Ecevit’infikirlerindeipotek yok’ DSP Genel Başkanı Masum Türker, Bülent Ecevit’in vasiyeti gereği parti olarak varlıklarını sürdüreceklerini be- lirterek, “Biz, koşulların, bazı kasetlerin sürüklediği demokratik solcu değiliz. Biz ideoloji sahibiyiz” dedi. Türker ve beraberindeki DSP yöneticileri, Ecevit’i, 85. doğum yıldönümünde Devlet Mezar- lığı’ndaki mezarı başında andı. Kuran okunan anma töreninde “Ecevit’in ru- huna hitaben” konuşan Türker, “Bize emanet ettiğiniz görüşleri ve DSP’yi, bi- ze vasiyet ettiğiniz gibi ebediyete kadar her türlü baskıya rağmen yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Daha sonra ga- zetecilerin sorularını da yanıtlayan Tür- ker, “Herkesin Ecevit’in fikirlerinden istifade etme hakkı vardır. Bu konuda bizde bir ipotek yok” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu da Ecevit’in doğum yıldö- nümü nedeniyle Rahşan Ecevit’i tele- fonla aradı. Kılıçdaroğlu, telefon görüş- mesinde Rahşan Ecevit’e şunları söyle- di: “Türkiye’nin Karaoğlan’ı Bülent Ecevit, örnek alınan kişiliği, siyasi ön- derliği ve tarihi sorumluluklar karşısın- daki kararlı duruşu ile her zaman say- gıyla anılacaktır. Bu duygularla genel başkanımızın 85. yaşını kutluyor, size de saygı ve sevgilerimi sunuyorum.” İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - CHP İzmir İl Baş- kanõ Ekrem Bulgun, CHP Genel Başkan Kemal Kılıçda- roğlu’nun kendisini arayarak “Görevine devam et” dedi- ğini açõkladõ. Kurultay sürecinde İzmir delegasyonunun eğilimini yansõtamamakla eleştirilen ve bazõ partililer tara- fõndan istifasõ istenen Bulgun, böyle bir durumun söz ko- nusu olmadõğõnõ kaydetti. Kõlõçdaroğlu’nun kendisini ara- dõğõnõ belirten Bulgun, Kõlõçdaroğlu’nun, “Bundan sonra partimizin İzmir’deki başarısı için çalışmalıyız. Herkes görevinin başındadır” dediğini aktardõ. Bulgun’un duru- munun MYK’nin oluşumundan sonra ele alõnacağõ kayde- dilirken, bazõ partililerin de il kongresinin toplanabilmesi için imza arayaşõnda olduğu ileri sürülüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle