22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2010 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER PENCERE 27 Mayıs... Bir emekçi dostumdan uzun bir mektup aldım; Cumhuriyet gazetesini okurken rastladığı kimi kavram, terim ve sözcükleri anlamadığından yakınıyor ve soruyor: “Tümdengelim, tümevarım gibi sözcükler kullanıyorsun, ne demek bunlar?” Günlük yaşamda çoğu kişi bilgiç geçinmekten kendini alamaz; bir şeyler bildiklerini sananlar, bilmeyenlere tepeden bakarlar. Oysa evrenin sonsuzluğu ve bilimin bugünkü boyutlarına oranla bir kişinin bilgisi o kadar sınırlıdır ki, kendini bilen insan alçak gönüllü olmak zorunluğunu duyumsar. Tümdengelim ya da tümevarım gibi kavramlar ilk bakışta “basit” okul bilgisi gibi görünürse de, yalnız okurumun değil, kimi zaman Türkiye’yi yönetenlerin de bu mantık mekanizmalarına yabancı oldukları görülüyor. İnsanoğlu düşünürken bazı kurallara uyar. Sözgelimi “bütün memeliler doğurur -keçi memelidir- keçi doğurur” önermesi tümdengelimdir; yukarıdan aşağıya doğru bir mantığın mekanizması söz konusudur. Ne var ki, tümdengelimde ilk tümce gerçeği yansıtmıyorsa, sonuç yanlış çıkar. Bir örnek: “Bütün balıklar yumurtlar. Balina bir balıktır. Balina da yumurtlar.” Oysa inceleme ve araştırma sonucunda balinanın memeli olduğu anlaşılmıştır. Eski çağlarda insanlık deneysel bilim alanından uzakta yaşar, biçimsel mantıkla yetinirdi. Kilise (ya da medrese) ne söylerse tartışmasız gerçek sayılırdı. Diyelim ki kutsal kitaba göre dünya evrenin merkeziydi ve bütün yıldızlar dünyanın çevresinde dönüyordu. Tümdengelim yöntemiyle düşünülünce: “Bütün yıldızlar dünyanın çevresinde döner -güneş de bir yıldızdır- güneş dünyanın çevresinde döner.” Galile buna karşı çıktığı için kilisenin hışmına uğradı, engizisyon mahkemesinde yargılandı. İnsanoğlu inceleme, araştırma, deneylerle geliştirilen tümevarım yöntemini kilise ve medreseye karşı savunmuş, bu yüzden nice acı çekmiştir. Peki, bu gelişmenin 27 Mayıs’la ne bağlantısı var? 27 Mayıs konusunda aklı başında görünen çoğu kişi bile medrese mantığını toplumda geçerli kılmaya çalışıyor: “Bütün askeri müdahaleler kötüdür -27 Mayıs bir askeri müdahaledir- 27 Mayıs kötüdür.” Tek bakışta doğru gibi görünen bu tepeden inme tümdengelimin birinci tümcesinin doğru olup olmadığı araştırılmalıdır. Çünkü yaşamdaki bir “istisna” bile biçimsel mantığı ve saltçı düşünceyi yıkabilir. Soru: - Portekiz’de kırk yıllık Salazar faşizmini yıkan askeri müdahale kötü müdür? Abdülhamit istibdadına son veren Hareket Ordusu’nun eylemini nasıl değerlendireceğiz? Tarihteki her olayı toplumbilimin yansız ve duygusuz terazisinde tartmak zorundayız. “İyi” ya da “kötü” gibi alacalı sözcükleri bir yana bırakarak “askeri” ya da “sivil” her olayın ne getirip ne götürdüğüne bakmak gerekiyor. 27 Mayıs’ın klasik ve sıradan bir askeri darbe olmadığı söylenebilir. Kurgusu aşağıdan yukarıya doğru düzenlenmiş, gençlik ve halk hareketleriyle bütünleşip kaynaşmış, ordu içinde devrimci-tutucu hesaplaşmasıyla yönünü saptamış, 1961 Anayasası’yla sosyal devlet kavramını toplum yaşamına geçirmiş, sendikal hakları anayasalaştırmış, yargıç bağımsızlığını sağlamış, sola örülen duvarları büyük ölçüde yıkmış olan 27 Mayıs’ın anlamı 12 Eylül’den sonra büsbütün ortaya çıkmıştır. (27 Mayıs 1987 tarihli yazısı) Devrim ve Darbe... Sönmez TARGAN 12000 BTU Duvar Tipi Klima Zass 549,90 TL 749,90 TL Tavan Vantilatörü Princess VGI1500 > 19,99 TL 74,99 TL 499,90 TL Regal 1002 > 499,90 TL PIRELLI CEAT.SPID 3+1 > 279,90 TL > 319,90 TL 219,99 TL 54,99 TL 8,99 TL/m2 Seramik 119,90 TL > 449,90 TL 84,99 TL Hortum 99,99 TL Wedding Okaliptus Set 189TL Elektrikli Çim Biçme Makinesi Rotak 320 TL 499,90 TL > 229,90 TL > 129 TL 399,90 TL 3 ALANA 1 BEDAVA Lastik Regal Bora 1005 149,90 TL 8mm Dahil! 16,99 TL/m2 “ > 229,90 TL TL TL ,90 749 B00021 Princess VGI1500 Tavan Vantilatörü > 129 TL ssaZamilKipiTravuDUTB TL ,90 499 Rega Reg 1 al 1002 1005 al Bora 2 TL/m ,99 6 Wedding Okaliptus Set > TL ,99 99 > 19,99 TL TL ,99 74 Seramik TL ,90 549 4 > 49 TL 9,90 TL ,90 499 TL ,99 54 Hortum 2 TL/m ,99 8 Makinesi Rotak 320 Elektrikli Çim Biçme TL ,90 149 3 TL ,90 399 TL ,99 84 TL L0 T9,94> 4 ,90 119 TL189 Makinesi Rotak 320 > 319,90 TL > 279,90 TL PIRELLI CEAT.SPID 3+1 2 TL ,99 219TL84 TL119 TL189 “ 2 TL219 YÜZELLİNCİ yaşı kutlanıyor şu günlerde. Fenerlerimizin en yaşlısı, galiba da en güzeli. Fransız yapısı. Kırım Savaşı boyunca Boğazlar’dan geçerek Güney Rusya kıyılarına gidip gelen müttefik gemileri karayel fırtınalarında rota dışına sürüklenip o tehlikeli kayalıklara sürüklenmiş olmalılar ki, savaş biter bitmez böyle bir fenerin yapımı zorunlu görülmüş. O tarihten beri, kasabanın küçük bir burun gibi denize uzanan tepelerinden birini süsler ve gündüzleri bembeyaz güzelliğiyle, geceleri de karanlık ufukları tarayan huzmeleriyle Karadeniz’i gözler. Suskun ve metin. Dalgalarla boğuşan gemilerin imdat düdüklerine ve kıyıya tutunmaya çalışan kazazede gemicilerin feryatlarına kulak tıkayıp kılını kıpırdatmadan facialar seyreden bir deryalar kraliçesi gibi taş yürekli. Kutlama şenlikleri bir süre önce başlamış ama söylendiğine göre asıl yaş gününe rastlayan 23 Temmuz’da fener bembeyaz Şile bezlerine büründürülüp süslenerek eteklerindeki maviliklere öyle bakacakmış. Denize alışık olan o bezi zaten çok iyi tanır. Dokunuşun ardından kireçkaymağına batırılıp denizde yıkanan şilebezi tam da o fenerin dibindeki kayalıklara serilerek kurutulur. Hayli büyüdükten sonra sonra Robensonculuk oynamak isteyen yaşlanmış çocuklar için de unutulmaz bir kamp yeridir o kayalar. Zor ve sarp patikayla fenerin dibine indikten sonra dar bir berzaha bağlanan küçük uzantının üç yanı yıllardır dalgalarla oyulmuş, denizden çıkarken kolay tutunulmaz ve yürünmez, oturulmaz duruma gelmiş durumdadır. Bir tek yer dışında: Tam ortada, en sert fırtınada bile köpüklü suların erişimediği birkaç metrekarelik taşlı bir toprak parçası var ki, oraya iki-üç kişilik küçük çadırınızı kurabilirsiniz. Denizle birlikte yaşamak, geceleri denizin şıpırtılarını ve kayalarda gezinen yengeçlerin ayak seslerini duyarak ya da dalga gürültülerine ve martı çığlıklarına kulak tıkayarak uyumak için. Çok eski bir denizci halk olmadığımız şuradan belli ki, gemilerin gece seyrini belirleyen kıyı fenerleri için özel bir isim imal etmemiş bizim dilimiz. Bu nedenle onlardan söz ederken ister istemez “deniz feneri” demek zorunda kalırız. Cep feneriyle, madenci feneriyle, araba feneriyle, sokak feneriyle, kulüp adıyla karıştırılmasın diye. Yine de içlerinde en ilginç ve ünlü olanları, kıyı fenerleridir. Kendilerinden daha çok, önlerinde yaşanan ama anlatmadıkları, anlatmak istemedikleri olaylar sayesinde. Olaylar, pek yakında denizlerin ve gemilerin yazarı Oktay Sönmez’in eylülde çıkacak olan “Fenerler” kitabıyla hikâye edilecek. O halde, ardından yayımlanacak olan “antik limanlar”a bu fenerler bordalanarak girilecek demektir. Okurumlarımdan bir müddet izin istiyorum. mumtazsoysal@gmail.com AÇI MÜMTAZ SOYSAL Şile Feneri D oğada ve evrendeki tüm varlõklar sürekli bir devinim içindedir. Bu devingenlik be- lirli bir düzenlilik içinde sürüp gidiyor ve salt niceliksel bir birikimle yetiniyorsa bu süre- ce evrim diyoruz. Ama bu süreç gerek iç dina- mikler, gerekse dõş dinamikler ya da her ikisinin birden baskõ ve etkisi sonucunda niteliksel bir dö- nüşüme yol açõyorsa buna da devrim diyoruz. Bu genel ve bilimsel doğruyu toplumsal yaşa- ma uyguladõğõmõzda neyin nasõl devrim olduğu gerçeğini daha somut olarak göreceğiz. İşte Marksizmi toplum bilimlerinin baş tacõ yapan da bu konulara yaklaşmada kullandõğõ tarihsel ma- teryalizm yöntemi olmuştur ve 19. yüzyõldan bu yana dünyanõn her yerinde bilim insanlarõ ve aka- demisyenler bu yönteme sarõlarak toplumsal olaylarõ tahlil etmeye çalõşmõşlardõr. Marx bilinen o ünlü betimlemesinde; “Tarih sınıf savaşımları tarihidir” der. Biz de bu bilimsel saptamadan yola çõkarak bu yõl 50. yõlõnõ doldu- ran 27 Mayõs Devinmesinin niteliğini belirleme- ye çalõşacağõz. Türkiye’de özellikle 12 Eylül Askersel Devir- mesinden sonra, türedi bir aydõn kesimi, askerlerin gerçekleştirdiği tüm askersel devirmeleri darbe ola- rak niteleyip bir karalama ve küçümseme söyle- mi geliştirdiler. Aslõnda hedef tahtasõna oturtul- mak istenen 27 Mayõs’tõ ve bunu yaparken di- ğerlerinin arkasõna saklanarak savlarõnõ haklõ göstermeye çalõştõlar. Burada öncelikle belirtmek gerekirse, toplumu bir bütün olarak derinden etkileyen köklü deği- şimlerin ve dönüşümlerin hazõrlayõcõsõ olan tarihsel olgular toplumsal ilerlemeyi sağlayan bir niteli- ğe sahipse, başka bir anlatõmla üretim güçlerinin gelişmesinin önündeki engelleri kaldõrmaya yö- nelikse, bunu gerçekleştiren kadrolarõn üzerine ge- çirdikleri giysilerin rengi ve biçimi ne olursa ol- sun, yapõlanlar devrim niteliği taşõrlar. Bu bağ- lamda 27 Mayõs’õ yapmõş olanlarõn asker giysili olmalarõ da bu gerçeği değiştirmez. Yine bu belirlemeden yola çõkarak, ister askerler, isterse siviller tarafõndan yapõlõyor olsa bile tüm devrimler zor kullanõlarak ancak gerçekleşmiştir. Çünkü bu uygulama temelde bir sõnõf savaşõmõ olan devrimlerin doğasõnda vardõr. Nitekim En- gels, “Tarihte Zorun Rolü” adlõ ünlü yapõtõnda, ”Zor tarihin ebesidir” diyerek bu sosyal gerçeği özetler. Büyük Fransõz Demokratik Devriminden tutun da Sovyet, Amerikan, Çin devrimleri gibi “Anadolu İhtilali”nde de hep zora başvurul- muştur. Bu nedenlerle, annenin çocuğunu do- ğurmasõ gibi devrimler hep sancõlõ olmuştur, ama sonuçta yeni ve taze bir yaşam başlamõştõr. 27 Mayõs’ta verili üretim biçimi değişmemiş- tir (Kapitalist üretim ilişkileri) ama toplumsal iler- lemenin önünü açan önemli düzenlemelere imza atõlmõştõr. Örneğin bunlarõn en başõnda, içinde iş- çi ve emekçilerin yer aldõğõ en geniş halk kesim- lerinin ekonomik, demokratik hak ve özgürlük- lerinin güvence altõna alõndõğõ bir hukuk abidesi, 61 Anayasasõ yaratõlmõştõr. Toplusözleşmeli grev hakkõnõn sendikal yaşama kazandõrõlmasõ bu anayasanõn bir ürünüdür. Sõnõf ve kitle sendikacõlõğõnõn yanõ sõra Türki- ye’de solun ilk legal ve yõğõnsal bir parti örgüt- lenmesi olan ve parlamentoya 15 üye sokan Türkiye İşçi Partisi (TİP) de bu sürecin bir ürü- nüdür. Yine bu bağlamda geniş halk kitlelerinin sol düşüncelerle tanõşmasõ, bu konularda çok sa- yõda kitap ve yayõnõn basõlarak ekin ve siyaset dün- yamõza kazandõrõlmasõ yaratõlan bu ortamõn olum- lu sonuçlarõdõr. Öte yandan basõn özgür- lüğü, üniversite özerkliği, eğitimde fõrsat eşitliği, kuv- vetler ayrõlõğõ ilkesi ve Ana- yasa Mahkemesi gibi çağdaş yapõlanmalar hep 27 Ma- yõs’la getirilen olanak ve kazanõmlardõr. Bunlar den- li önemli bir diğer oluşum da ekonomi alanõnda olmuş- tur ki, 27 Mayõs’a siyasal ni- teliğini veren de bizce asõl budur. O da sosyalist ülke- ler ve birkaç üçüncü dünya ülkesi dõşõnda kapitalist dün- yada planlõ kalkõnmayõ ilk öngören, üretimi ve yatõrõmõ toplum yararõnõn öncelik- lerine göre planlamak ama- cõyla Devlet Planlama Teş- kilatõ’nõ kuran tek ülkedir. Başka bir anlatõmla, kapita- lizmin serbest piyasa eko- nomisi olan liberalizme kar- şõ, sosyalizmin temel eko- nomi politikasõ olan planlõ kalkõnmayõ üretim anlayõşõ- nõn başõna koyan, 61 Ana- yasasõ’nõn giriş bölümünde yer alan “Türkiye Cum- huriyeti sosyal hukuk dev- letidir” ilkesini kâğõt üze- rinden alõp nesnel yaşamla buluşturan böylesi bir de- vinmeye devrim denmez de ne denir Allah aşkõna?.. Usumuza gelen ve yuka- rõda sõralamaya çalõştõğõmõz bunca olumlu değişim ve dönüşümleri toplum yararõ- na yapmayõ başaran 27 Ma- yõs kadrolarõnõn giriştikleri ama başaramadõklarõ son derece önemli olan bir sorun ise toprak reformu konu- sunda olmuştur. Bin dö- nümden fazla toprağõ olan- larõn valiliklere yazõlar ya- zõlarak listesi çõkarõlmõş, 51 toprak ağasõ bölgelerinden uzaklaştõrõlmõş ama sonuç alõnamamõştõr. Özellikle Do- ğu’ya ve Güneydoğu’ya ka- mu yatõrõmlarõ ile özel sek- tör yatõrõmlarõ yönlendiri- lerek, zayõf da olsa sürmek- te olan yarõfeodal ilişkilerin tasfiye edilip kõr emekçile- rinin özgürleşmesinin önü açõlmaya çalõşõlmõştõr. Biz- ce, 27 Mayõs’a ve 61 Ana- yasasõ’na yõllarca koro du- rumunda saldõran egemen güçlerin gerekçelerinde de bunlar yatmaktadõr. Yukarõda belirtmeye ça- lõştõğõmõz özellikleri, nite- likleriyle 27 Mayõs, hem sosyal, hem de tarihsel bo- yutuyla ileri bir devinmedir. 60’lõ yõllarda gerek Türkiye İşçi Partisi, gerekse 68 dev- rimci gençlik kuşağõ, 27 Mayõs’õn adeta hukuksal bir beraatõ olan 61 Anayasa- sõ’nõ korumak için eylem ve etkinlikler düzenlemişler- dir. Oysa 12 Mart ve 12 Ey- lül karşõdevrimlerini bugün kaç kişi savunabiliyor?.. Darbeleri eleştirelim, mahkûm edelim ama bunu yaparken 27 Mayõs’õ da ay- nõ kefeye koyarak gericile- rin ve emperyalist uzantõla- rõnõn tuzaklarõna düşmeye- lim. Bugün hazõrlanan ve Meclis’ten geçen anayasa değişikliği taslağõ da böyle- si tuzaklarõn bir parçasõdõr. Gerçekten bu konuda iç- tenlikliyseler 61 Anayasa- sõ’nõ yapõldõğõ ilk durumuy- la getirip halkõn onayõna sunsunlar!..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle