23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 MAYIS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 11 27 Mayõs gününü anlatan, de- ğerlendirip yorumlayan çok kitap yayõmlandõ. Abdi İpekçi’nin Sami Coşar’la ha- zõrlayõp yayõmladõğõ kitap ilktir. 27 Mayõs kimine göre darbedir. Ki- mileri ise 27 Mayõs’õ bir devrim ola- rak tanõmlar. Şu veya bu; gerçek olan ise 1960’ta yönetime el koyan askerlerin çağdaş bir anayasa, yeni bir seçim ve parti- ler yasalarõyla seçime giderek yöne- timi sivillere devretmeleridir. Tarihsel diye nitelenebilecek hata- larõ ise Demokrat Parti’yi kapatõrken CHP’ye dokunmamõş olmalarõdõr. Bir de bir başbakanla iki bakanõn asõlmasõ! 27 Mayõs öylesi bir olaydõr ki 1980’lere kadar kimi zaman ağõrlõk- lõ biçimde siyasal gelişmeleri etkile- di... 27 Mayõs 10 yõl geride kalmõş. 1970’lerde 27 Mayõs’õ bizzat yaşayan bir numaralõ tanõğõndan dinleyip yaz- mak istedim. Bir anlaşmazlõk nedeniyle Hürri- yet’ten uzaklaşmõş, Abdi İpekçi’nin yönetimindeki Milliyet’te çalõşõyor- dum. 27 Mayõs’ta yaşadõklarõnõ acaba Celal Bayar bana anlatõr mõydõ? Kõzõ Nilüfer Gürsoy aracõlõğõyla 3. Cumhurbaşkanõ’na önerimi ilettim: “27 Mayıs günü Çankaya’da ya- şadıklarınızı anlatır mısınız?” Yanõt: “Anlatırım”. Genel yayõn müdürümüz rahmetli Abdi İpekçi’ye, Celal Bayar’la 27 Ma- yõs gününü konuşacağõmõ ve yazaca- ğõmõ söylediğimde pek yanlõ, hevesli olmadõğõnõ duyumsattõ ama… ….saptanan gün ve saatte İstanbul Çiftehavuzlar-Papatya Sokak’taki evinde saatlerce konuştum Bayar’la. Bu arada 27 Mayõs’tan önceki gün- lerde yaşanan siyasal gelişmeleri DP ileri gelenlerinden öğrendim. “Celal Bayar 27 Mayıs’ı Anlatı- yor” başlõğõyla yazõ dizisini hazõrla- dõm ve İpekçi’ye verdim. Bir gece bir telefon! Sonraki bir gün Hürriyet’e döndüm ve belki de Türk basõn tarihinde ilk ve son kez görülecek bir olayla karşõ- laştõm... Milliyet’te iken İpekçi’ye birkaç kez yazõ dizisini ne zaman yayõmlayaca- ğõnõ sordum ama hiçbirinde olumlu bir yanõt, bir tarih alamadõm. Davranõşlarõ bende, İpekçi’nin Ba- yar’õ konuşturan bu yazõ dizisini ya- yõmlamak istemediği izlenimi bõra- kõyordu... Oysa amacõm Bayar’õ savunmak fa- lan da değildi. O güne kadar yapõl- mayanõ yapmaktõ; gazetecilikti! Milliyet Bayar yazõ dizisini ya- yõmlamadõ. Bir kopyasõ bendeydi dizinin. Hürriyet diziyi yayõmlamaya karar verdi ve günlerce birinci sayfadan Ce- lal Bayar’õn 27 Mayõs’õ anlattõğõnõ, bü- yük başlõklarla şu gün yayõmlayaca- ğõnõ ilan etti. O gün geldi. Geldi ama nasõl geldi? O zamanlar geceleri her gazete di- ğer gazetenin ilk baskõsõnõ elde eder ve çoğu zaman hangi haberde atladõ- ğõnõ görmeye, çoğu kez de o haberi araklamaya girişirdi. Hürriyet’e gelen, Milliyet’te büyük puntolarla şu anons vardõ: Celal Ba- yar 27 Mayõs’õ Anlatõyor. Yazan Cü- neyt Arcayürek! Milliyet -Abdi İpekçi’ye verdiğim yazõ dizisini- sözcüğünü değiştirme- den Hürriyet’le aynõ gün yayõmla- maya başladõ. (13 Ocak 1970) Tabii durum gazetenin sahibi Erol Simavi’ye bildirilmişti. 12 Ocak gece yarõsõ gelen telefon beni İstanbul’a çağõrdõ. Sabah erken saatte gazetedeydim; her gün erken saatte gazetede olan Erol Simavi odasõndaydõ. “Milliyet, Celal Bayar’ın yazı dizisini Milliyet’e verdiğini ileri sürüyor. Bizi onlara ait bir diziyi yayımlamakla suçluyor” dedi. “ Patron” dedim, “Bayar’a gazete adına başvurmadım. Randevu al- dım. Bana 27 Mayıs günü başınız- dan geçenleri anlatır mısınız, de- dim. Olur, dedi. Uzun konuştuk. Fakat Bayar’la 27 Mayıs’ı konuş- mama, yazı dizisi yapmama gönlü, aklı pek razı olmadı Abdi’nin. Günlerce diziyi yayımlamadı. Şim- di Bayar Milliyet’e konuştu, dizi bi- ze ait diye nasıl söyler?.” “Yapılacak tek şey vardı” dedi Erol Bey: “Celal Bayar’ın gazeteye değil, sana konuştuğunu söyleme- si… Randevu alıp gidersin Ba- yar’a, kime konuştunuz, bana mı Milliyet’e mi diye sorarsın. Sana derse mesele yok, demezse?..” Bir tanık! Ötesini sen düşün, demek istiyor- du. Yapõlacak “şeyi” biliyordum: Tereddüt etmeden istifa ederdim ga- zeteden! İstanbul haber müdürü Erol Dallı da benimle gelecekti. Bir tanõk! Görüşmek istediğimi söyledim. “Gelin” dedi Bayar. Gittik Çifteha- vuzlar’a. Bayar elbette gazeteleri görmüştü. Yine de anlattõm: “Milliyet’te de yayımlanıyor dizi. Benimle Milliyet için konuştuğunuzu, anlattıkları- nızın Milliyet’te yayımlanması için konuşmayı kabul ettiğinizi iddia ediyor ve yazı dizisini bu nedenle yayımlama hakkının Milliyet’te ol- duğunu iddia ediyor. Lütfen söyler misiniz; Bu görüş- meyi benimle, benim için mi yoksa Milliyet için mi yaptınız?” Celal Bayar dinledi söylediklerimi. Bir süre geçti. Ağõr ağõr konuştu: “Bu konuşmaları şahsınız için yaptım, gazete mevzu bahis değil- di” dedi. Bir ricada bulundu: “Be- ni gazeteler arasındaki rekabete sokmayınız.” Zaten amaç bu değildi. Bayar’õn bu net açõklamasõ içimde õlõk bir şeylerin akmasõna neden oldu. Erol Dallõ’ya baktõm. Sevecenlikle gü- lümsüyordu. Yõllar sonra,1983 yõlõnõn Mayõs ayõnda Celal Bayar’a bir başka ko- nuyu konuşmak için başvurdum. On üç yõl önce Ocak 1970’teki ko- nuşmamõzõ aynen yineledi. Basõnda ilk ve son kez yaşanan bir olay Dizinin böyle bir serüveni var. Beni Bayar’la o günü konuşmaya zorlayan neden, 27 Mayõs’õ ve Bayar’daki derin etkile- rini birinci elden öğrenmekti. Üzerinden on yõl geçtikten sonra askeri mü- dahale her yanõyla yazõlmalõydõ.. Köşk’te olup bitenleri askerler anlatmõş, hatta sivil kimi yetkililer de açõklamalar yap- mõştõ. Ama Bayar o günü hiç konuşmamõştõ. Bayar’õn o günle ilgili anlattõklarõ birkaç açõ- dan hâlâ ilginçliğini muhafaza ediyor. 27 Mayõs öncesi DP iktidarõ içindeki geliş- meler Bayar’õn anlatõmlarõyla özdeşleşerek müdahaleyi bir bütün halinde değerlendirme- ye olanak sağlanõyor. Bayar’õn Köşk’e çõkõş öyküsünü anlattõk. Şimdi öykü sõrasõ nasõl ayrõldõğõna geldi... Hürriyet’le Milliyet’te yayõmladõktan yõllar sonra -kimi kitaplarõmõzda yer almasõna kar- şõn- Bayar’õn Köşk’ten ayrõlõşõnõn dramatik öy- küsünü yeniden yayõmlõyorum. 27 Mayõs 1960 günü, sabah saat 03.30’a doğru, Reşide Ba- yar, Çankaya Köşkü’nün ikin- ci katõndaki odasõnda uyumak- ta olan eşi Cumhurbaşkanõ Ce- lal Bayar’õn omzuna dokundu: “Celal Bey, Celal Bey, kal- kınız” dedi. “Uyanınız, kalkı- nız...” Uyandõm ve eşimin anlattõk- larõn dinledim: Yaver Mustafa Tayyar, ha- nõma telefon etmiş. Hanõm ba- na geldi, aşağõda -kentte- bazõ hareketler oluyormuş, silah ses- leri işitiliyormuş, dedi. Hemen kalktõm, giyindim... Giyinirken sakindim. Yazõ masasõnõn gözünü açtõm. Ta- bancamõ çõkardõm. Ceketimin sol dõş cebine koydum. Köşkün birinci katõna merdi- venlerden yavaşça indim. Yal- nõzdõm. Aşağõda, salonlarõn, yaver odalarõnõn olduğu kattaki yazõ odasõna geçtim. Yaveri çağõrdõm. Durumu an- lattõ: “Asker alarm halindedir, aşağıdan da silah sesleri geli- yor” diye tekrarladõ. Mustafa Tayyar’õ dinledik- ten sonra, kararõmõ verdim: “Ne duruyoruz, çıkalım, gi- delim dışarıya” dedim kendi- sine... “Sokağa mı çıkalım dediniz yaver Mustafa Tayyar’a?..” “Tabii.. Vaziyet ortada idi. Bir askeri hareket bize karşı değil miydi?.. O halde, ne du- ruyoruz” diye tekrarladõm. Başyaver Tayyar, “Bilmiyo- ruz kuvvetlerini...” dedi. “Kuvvetlerini bilmek veya bilmemek meselesi yok ve şu anda önemli de değil. Biz va- zifemizi yapalım” dedim. O sõrada Köşk’e gelen asfal- tõn nizamiyesi önünde tanklarõn sõralandõğõnõ gördük. Köşkün Muhafõz Alayõ Ku- mandanõ’nõ çağõrdõm. Osman (Köksal) geldi. Ona “Vazifeni yap” dedim. Sarsõldõ... (Albay Köksal’õn görevi, Bayar’õ ya tes- lim almaya ya da kaçmaya zor- lamaktõ. Bayar yakalanacak, ihtilalin dilediği yere götürüle- cekti. Bayar, teslim olmamaya kararlõ idi. Köksal ikinci yolu denedi.) Bayar anlatõyor: Tekrarladõm: “Hadi, ne du- ruyorsunuz, çıkıp tenkil ede- lim...” Durmaksõzõn, “Kaçsanız daha iyi olacak. Size bağlı kuvvetlerin yanında emni- yette olabilirsiniz” diyordu. Osman’a dedim ki: “Bir ye- re adım atacak değilim. Şid- detle reddederim kaçmayı...” - “Osman Köksal kitapla- ra geçtiği gibi, sizi tankla mı kaçıracaktı?” “Yok, hayır, tankla değil... Sadece ‘kaçõnõz’ diyordu, evet, kaçınız diyordu.” - “Siz ne yapmayı düşünü- yordunuz dışarı çıkınca, sa- vaşacak mıydınız?” “Müsademeyi kabul edece- ğim... Meşru Cumhurbaşka- nı olarak, sonucu ne olursa ol- sun...” “Tabii... Hareketi tenkil et- mek taraftarıydım ben..” Osman Köksal’õn “kaçma- ya teşvik” çabasõnõ Bayar bir gülüşle nitelendirdi: “Nasıl ka- badayılık yapmış değil mi?..” dedi. “İçeride ve dışarıda du- rum” değişikti. Bayar, silahlõ direnme taraflõsõ olduğunu söy- lüyor, dõşarõda ihtilalci gruplar, Cumhurbaşkanõ’nõ bir an önce teslim almak için plan düzenli- yor... Z O R U N L U B İ R N O T SÜRECEK Kılıçdaroğlu malvarlığını açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu, eşi Selvi Kõlõçdaroğlu ve oğlu Kerem Kõlõçdaroğlu’nun üzerine kayõtlõ 4 konut, 1 arsa, 3 kooperatif hissesi ve 2004 model bir otomobil bulunduğu bildirildi. CHP’nin internet sitesinde yayõmla- nan Kõlõçdaroğlu ve ailesine ilişkin mal bildiri- minde Fikret Otyam’õn 2, Nuri Abaç’õn 2, Hü- seyin Yüre’nin 2, Güler Çakõr’õn 1 ve Ayatul- lah Sümer’in 1 tablosu da bulunuyor. Fazıl Say’dan ‘Nâzım’ daveti HAMBURG (AA) - “Fazõl Say-Türk Geceleri” adlõ konserler dizisi kapsamõnda Al- manya’nõn Hamburg kentinde bulunan ünlü besteci ve piyanist Fazõl Say, Antalya’da ses- lendireceği Nâzõm Hikmet Oratoryosu’na CHP lideri Kemal Kõlõçdaroğlu’nu davet etti. CHP Parti Meclisi Üyesi Enver Aysever Kõlõçda- roğlu’nun daveti olumlu karşõladõğõnõ söyledi. Oratoryo Nâzõm Hikmet’in 47. ölüm yõlõ nede- niyle 3 Haziran’da Antalya Konyaaltõ Açõk Ha- va Tiyatrosu’nda sanatseverlerle buluşacak. Kamer Genç CHP’ye katılıyor TUNCELİ (Cumhuriyet) - Seçim bölge- si Tunceli’de bulunan bağõmsõz milletvekili Kamer Genç, CHP’ye geçeceğini açõkladõ. CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu ile görüştüğünü söyleyen Genç, salõ günü yapõla- cak grup toplantõsõnda CHP’ye katõlacağõnõ be- lirtti.Genç, Tunceli’de bir hafta önce halkla buluştuğunu ve yurttaşlarõn kendisini CHP’de görmek istediğini söylediğini aktardõ. TÜMOD’den anayasa paneli İstanbul Haber Servisi - Tüm Öğretim Elemanlarõ Derneği (TÜMOD) tarafõndan dü- zenlenen “Bölgede Enerji Savaşlarõ, Türki- ye’de Anayasa Değişikliği” konulu panel bu- gün saat 15.00’te İTÜ Maçka Sosyal Tesisle- ri’nde gerçekleştirilecek. Prof. Dr. Zerrin Bay- rakdar’õn yönettiği ilk oturumda, Doç. Dr. Cü- neyt Akalõn, Yrd. Doç. Dr. Emrah Kõrõt ve es- ki İstanbul Barosu Başkanõ Kazõm Kolcuoğlu, Prof. Dr. Ahmet Ercan’õn yönettiği 2. oturum- da Kimya Yük. Müh. Haluk Dural, Prof. Dr. Tolga Yarman konuşmacõ olarak katõlacak. Göç-Der kapatıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan yo- ğun göç dalgasõnõn ardõndan kurulan Diyar- Göç-Der binasõna 13 Mart 2006’da yapõlan baskõnda, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’õn “siyasi irade” olarak kabul edildiği yönündeki kampanya kapsamõnda toplanan di- lekçeler ele geçirildi. Diyarbakõr 1. Asliye Hu- kuk Mahkemesi, Yargõtay’õn istemi doğrultu- sunda derneğin kapatõlmasõna karar verdi. Emlak vergisi zamlarına tepki İstanbul Haber Servisi- Beyoğlu’nda emlak vergilerine yapõlan zamlar dün CHP, DSP, MHP, İP Beyoğlu ilçe başkanlõklarõ ve çeşitli sivil toplum örgütleri tarafõndan protesto edildi. Taksim Meydanõ’nda toplanan grup Beyoğlu Belediyesi önüne dek yürüdü. CHP Beyoğlu İlçe Belediyesi Üyesi Deniz Çağlar, yüzde 450’ye varan oranlarda zamlarõn geri alõnmasõ için önerge vereceklerini söyledi. Çelebi: Mücadele edeceğiz İstanbul Haber Servisi - 26 Mayõs’ta yurt genelinde yapõlan iş bõrakma eylemine katõldõğõ için işten çõkarõlan işçilere destek ver- mek amacõyla DİSK üyesi bir grup Kartal Ko- şuyolu Hastanesi önünde eylem yaptõ. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, “DİSK ola- rak işten atõlan işçilerin geri alõnmasõ için mü- cadele gücünü yükselteceğiz” dedi. Üniversitede gerginlik İstanbul Haber Servisi - Marmara Üni- versitesi Haydarpaşa Kampusu’nda, Hukuk Fakültesi’ndeki amfinin girişine bir grup öğ- renci tarafõndan asõlan “Ana dilde eğitim isti- yoruz” yazõlõ pankart gerginliğe yol açtõ. Pan- kartõ asan öğrenciler ile karşõt görüşlü grup arasõnda çõkan tartõşma, kõsa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. 6 öğrenci gözaltõna alõndõ. 2 yaşındaki çocuk 7. kattan düştü KONYA (Cumhuriyet) - Konya’da D.A. (2) merkez Karatay ilçesi Fetih Mahallesi Kar- şehir Siteleri’nde 7. kattaki evlerinde çamaşõr sepetinin üzerine çõkarak pencereden aşağõ bakmak istedi. Bu sõrada dengesini kaybeden küçük çocuk, 7. kattan beton zemine düşerek yaşamõnõ yitirdi. Sinir krizi geçiren anne Gül- han A. (33), “Tek çocuğumdu” diye ağladõ. 26 Mayõs 2010 tarihli Cumhuriyet’te, Deniz Kavukçuoğlu’nun köşesinde, eski bakanlar- dan Talat Halman’õn CHP üyesi olduğuna iliş- kin bilginin gerçek olmadõğõ bildirildi. Hal- man yaptõğõ açõklamada şu görüşlere yer ver- di: “Kavukçuoğlu’nun söz konusu tarihte ya- yõmlanan yazõsõnda 1971 Temmuz’unda Kül- tür Bakanõ olmak üzere CHP’den istifa ettiği- me ilişkin verilen bilgi doğru değildir. Ömrüm boyunca hiçbir siyasi partiye üye olmadõğõm gibi üye olmayõ da düşünmedim.” ‘Sokağa çıkalım, savaşalım’ CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle