Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Baştarafı Arka Sayfada
Bütün gün sözüm ona adı sosyal mekânlara
çıkmış lokallerde okey oynuyorsunuz, poker bi-
le oynayanınız çok az, Allah aşkına yaşınız
kaç? Bu yaşta insanlar ülke yönetiyorlar, neden
bir derneğe ya da bir partiye üye değilsiniz? Ne-
den bu matematik bilginizi yoksul çocukların em-
rine vermiyorsunuz? Neden torunların oyun-
cakları sizin elinizden çıkmıyor? Şimdi Çin
oyuncakları var deyip işin kolayına kaçmayın, ba-
kın alışkanlıklar da değişir, hele de küçük yaş-
larda süper bir hızla yeni tahta oyuncaklar Çin
oyuncaklarının yerini alır.
Biraz da gençlerden söz edelim, bu aralar ha-
yata atılmayı geciktirmek gençler arasında çok
yaygın, haklılar da; çünkü pek iş yok ama hayat
boyu okunmaz ki, öyleyse bir yerlerden başla-
mak gerek, sizi alıştırdılar değil mi, okul biter bit-
mez müdür olacaksınız, arabanız olacak, eviniz
olacak. Yok öyle şey, babadan kalma varlığınız
yoksa, her şeyi çalışarak kendiniz başarmak zo-
rundasınız. Sabırla, öğrenerek, iki günde bir, bir
üstünüz size sert bir söz söyledi diye istifa ede-
rek değil!
Bu işlerin böyle olmasında biz anne babala-
rın da kusurları var. Sizleri rahata alıştırdık, aman
biz çektik onlar çekmesin diye her istediğiniz ya-
pıldı, deha muamelesi gördünüz ama ne yazık
ki, dâhi değilsiniz ve hayat çok acımasız, alış-
malısınız, onun sert dalgalarına çarpıp ayakta
durmaya alışmalısınız.
Sol bir iktidar en çok burada gereklidir, size
ayakta durma şansı verdiği için, ayakta durabi-
leni gerekli yerlere taşıyabildiği için.
İnternete girip tık kız ya da erkek bir arkadaş
bulmaya alıştınız, sonra da ne kadar mutsuzum
diye ağlayıp duruyorsunuz, her şey için, en çok
da aşk için, sevgi için emek vermeye alışacak-
sınız, yeniden öğreneceksiniz bunu, bu neden-
den sol iktidarı sevin, çünkü insani olan her de-
ğeri içinde barındıran tek ideoloji sol ideolojidir.
Bir zamanlar bir genç kız tanımıştım, babası
ayakkabı tamircisiydi ve o babasının mesleğini
arkadaşlarına söylemeye utanıyordu. Sürekli ya-
lan söylemeye alışmıştı, bu alışkanlık da deği-
şecek, her meslek hakkıyla yapıldığında kut-
saldır...
Baba parasıyla araba sefası sürenlere özen-
memeye de alışacaksınız, kitap okumaya da ve
kendinize değer vermeye de! Çünkü bu ülkenin
yaşlısı ve genci her yurttaşı solu hak ediyor, is-
tisnalar dışında!..
isilozgenturk gmail.com
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
“Pazartesi görev yerim Şırnak’taki birliğime
teslim olurum. Göreve başlarım. İlk fırsatta izin
alıp sizi ziyarete geleceğim.”
Terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla
aylardır tutuklu olan teğmen, şimdi terörle
mücadele etmek için Şırnak’a gidiyordu!
Hepimizin kafasında bu yaman çelişki vardı.
Daha önceki aylarda tahliye edilen asker ve
polisler de soluğu görev yerlerinde almışlar,
terörle mücadele görevlerine kaldıkları yerden
devam etmişlerdi.
Askerler-polisler duruşma aralarında bu konu
açılınca birbirlerine şunu soruyorlar:
“Diyelim ki tahliye edildik, görev yerimize gittik,
dava tutuksuz devam edecek. Şehit olursak ne
olacak? Bize terör örgütü davası sanığı mı
diyecekler, şehit mi?”
Duruşmaların bir başka tartışma konusu da
sanıklardan 11’inin avukatı Yusuf Erikel’in
tutuklanması. Erikel, ikinci müvekkilinin
savunması bitmeden Ergenekon soruşturması
kapsamında gözaltına alındı ve tutuklandı.
Avukatsız kalan sanıklardan bazıları apar topar
yeni avukat tuttular. Sanıklardan Durmuş Ali
Özoğlu ise 3 avukatından biri olan Erikel’in
tutuklanmasının ardından mahkeme heyetine
şunu söyledi:
“Kalan 2 avukatımın da başına aynı şeyin
gelmesinden endişe ediyorum. O yüzden ikisini
de azlediyorum. Bugünden itibaren avukatsızım.”
Erikel, çok farklı bir savunma yapmıştı. Dini
söylemleri de yoğun kullanmıştı. Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç ve Adalet Bakanı
Sadullah Ergin’le dostluğundan uzun uzun söz
etmişti.
Tutukluluk sonrasında Erikel, mahkeme
zabıtlarına da geçen bu söylemi anımsatıldığında,
“Bu davada avukat olunca, dostluklar dahil hiçbir
şeyin kıymeti olmuyor” demiş!
Hukuk tarihi olağanüstü dönemlerin
yargılamalarını anlatırken şu tür kararlardan söz
eder:
“Sanığın avukatıyla birlikte infazına...”
Silivri mahkemelerinin kuruluşunun olağanüstü
özel yanına daha önce de değinmiştik. Davaların
seyri de aynı olağanüstü havada devam ediyor.
Roma’dan beri kabul gören bir gerçek var:
Suç kişiseldir!
Yüzlerce, hatta binlerce yıl önce hukuk bilimine
yerleşmiş olan bu kavramın tersine Silivri’de
şöyle bir yöntem uygulanıyor:
“Birbirlerinde telefon numaraları bulunduğuna
göre, aralarında örgüt bağlantısı vardır.”
Bu mantıkla telefon bağlantısı olanlardan biri
“kuvvetli şüphe” içeren bir harekette bulunmuşsa
mahkeme heyeti ötekine soruyor:
“Bundan haberdar mısınız? Bu konuda
bildiklerinizi anlatınız.”
Özellikle savcıların sorularıyla birlikte Silivri’de
yepyeni bir suç türünün daha çıkmakta olduğunu
görüyoruz:
Düşünceye hazırlık suçu!
Daha düşünce suçlarıyla baş edemedik, bu da
nereden çıktı demeyin...
Şu yönde bir sorunun yorumunu siz yapın:
“Not defterinizin falanca sayfasında Türk ırkının
ayrıcalıklarından söz etmişsiniz ama, devamında
farklı konulara girmişsiniz. Irk derken neyi
kastettiniz? Ayrıcalıkla ne demek istediniz? Bu
ayrıcalığın ortaya çıkması için bir çabada mı
bulundunuz? Bunu ayrıcalık olarak yorumlarken
ne tür ayrımları düşündünüz?”
Abarttığım düşünülebileceği için başka soru
örneği vermiyorum.
Soruyorum:
Bir kişinin hiçbir yerde yayımlanmamış,
gazetecilik ya da yazarlık işlevi taşımayan,
sadece kendisi için aldığı notlardan oluşan
defteri böylesine sorgulanırsa; bu, düşünme
hazırlığı yapmak da suç oluyor yorumunu
beraberinde getirmez mi?
Savcılar bu mantıkla giderse düşünceye
hazırlık suçlarının ardından yeni bir suç daha
üretebilirler:
Niyet suçu!
Bu durumda o tekerlemeyi maniye çevirmek
gerek:
Olur böyle vakalar
Türk polisi yakalar
Savcılar suç uydurur
Mahkemeler yargılar!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
dakikalarca anlattı. Türkiye artık dünya çapında
izleniyordu ama…
…Şu medya var ya, şu “Türkiye’nin medyası”…
24 saat içinde uranyum takası uğruna o ülkeden
bu ülkeye gitmiş. “Bu kadar önemli bir olayı,
önemli trafiği kendi manşetlerine çekmediler,
çekemiyorlar.”
“İnsafsız” medya; “dünyayı yerinden oynatıyor.
Dünyanın dört bir tarafından Amerika’dan, Çin’den,
Rusya’dan tebrikler alıyor. Bizimkiler kış uykusuna
yatmış” diye yakınıyor.
“Dünya liderleri arasında bir başbakandan” söz
etmiyor medya.
“Son iki gün içinde neye baktıkları da ortada”
diyor.
Medyanın neye baktığını anlamak istemiyor.
Oysa medya RTE iktidarını başımızdan alıp
götürecek umudun peşinde.
Umudun adı da Kemal Kılıçdaroğlu
başkanlığındaki CHP!
Son günlere kadar RTE’yi iktidardan alaşağı
edecek bir heyecan, bir dalgalanma, bir rüzgâr
göremediği için olayları izlemekle, gerektiğinde
eleştirmekle yetinen medya; ama bu kez sessiz
çoğunluğun değiştiğini gördü ve.. günlerdir
TV’lerde, gazetelerde meslek gereği zorunlu olarak
konuşmalarını izlediğimiz, hemen her gün yüzünü
görmekten usandığımız RTE’nin kalın dudaklı,
geniş burun delikli yüzü yok sayfalarda,
ekranlarda.
Oh be! Hiç değilse üç dört gündür ekranda da
gazete sayfalarında da değişik bir yüz, değişik
içerikte konuşmalar izliyoruz.
Kılıçdaroğlu’nun ilk başarısıdır bu!
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını Bakû’da öğrendi.
“Rakibimiz değil” diye küçümsedi.
Dünya kurtaran 24 saatlik turdan döndükten
sonra çevresi CHP’nin yeni genel başkan adayının
estirdiği rüzgârı, toplumdaki ana muhalefet lehine
değişen havayı dinleyince kulağına kar suyu kaçtı.
Şu “insafsız” dediği, her sözünü, her hareketini
uzun uzadıya yansıtan medya var ya; RTE’yi silmiş,
Kılıçdaroğlu sayfalarda, ekranlarda.
Üstelik bu yeni yüz, elinden bir bir silahlarını
alıyor. Yurdu yılda dört beş kez turlamakla övünen
RTE şaşakaldı: Ankara’dan çıkmaz, ne köy bilir ne
kasaba, halkla kucaklaşmaz diye küçümsediği ana
muhalefetin yeni genel başkanı… İl il, ilçe ilçe,
kasaba kasaba ve köy köy gezeceğini ilan ediyor.
Yıllarca yoksulları, açları, emeklileri, işçileri
sahiplenen RTE; bir de baktı ki, bir başkası, üstelik
Türkiye’nin örgütsel en büyük partisi yoksulun,
açın, emeklinin, işçinin sorunlarını çözmeyi vaat
ediyor.
Devri iktidarında açlık ve yoksulluğun
alabildiğine tırmandığı.. işsizliğin yüzde 14’lere
vurduğu bilinciyle ilk hedef, bu sorunlara çare
bulacağını söyleyeni karşısında görünce, oyuncağı
elinden alınmış gibi; “Birileri çıkıyor kurusıkı atıyor”
diyor.
Kurusıkı atmadın da ne oldu? 8 yıldır oy uğruna
yoksulluğu, yolsuzluğu sömürmedin mi?
2002’de iktidara gelirken halka temel sorunları
çözümleyecek reçetelerle seslenmiş gibi…
Kılıçdaroğlu’nun, örneğin işsizliğe çare olacağını
söylemesini sindirememiş;
“Sen nasıl çözeceksin. Onu söyle” diye
sorabiliyor.
Partisinin kongrelerinde yukarıdan aşağı emirle
listeler kabul ediliyor. Genel başkanın gözüne giren
listede baş sırada en çok oyu alıyor.
Son kurultayda blok listeye karşın, biri daha
önceden, diğeri on ikiye beş kala Kılıçdaroğlu
saflarında ön plana çıkan iki kişi, Parti Meclisi’ne
“en düşük” oyla seçilebildiler.
Biri İstanbul İl Başkanı, Baykal’ın istifasını
işitince hüngür hüngür ağlayan Gürsel Tekin..
diğeri aklını duygularının önüne alarak partideki
konumunu muhafaza eden, tak o ekipte, şak bu
ekipte Önder Sav!
Çatışma mı, kapışma mı olayın özü; ya da
partide ikinci adam kavgası mı, değişim
konusunda kutuplaşma mı, zaman gösterecek.
Kurultayda ilk gün Kılıçdaroğlu’na alkışları, sevgi
saygı gösterilerini paylaşan Önder Sav’ın ikinci
adam duruşu… Kılıçdaroğlu’nun arabasıyla gelip
kurultaya girmemenin ezikliğinden kurtulmak için
genel başkan adayının yanı başındaki Sav’ın
yanında oturarak ben de varım görüntüsü veren
Gürsel Tekin şovu!
Görülmeye değer manzaralardı!
Dün bir, bugün iki; kim bilir daha neler
göreceğiz?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 25 MAYIS 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Mayıs
Oslo Y 15
Helsinki Y 16
Stockholm Y 16
Londra Y 21
AmsterdamPB 19
Brüksel Y 22
Paris Y 26
Bonn B 17
Münih Y 16
Berlin Y 16
Budapeşte Y 25
Madrid PB 27
Viyana Y 22
Belgrad PB 27
Sofya B 23
Roma PB 20
Atina Y 22
Zürih Y 26
Moskova Y 21
Aşkabat B 29
Taşkent Y 34
Bakû Y 20
Bişkek B 28
Tiflis PB 27
Kahire B 29
Şam B 30
İstanbul PB 24
Edirne PB 25
Kocaeli PB 25
Çanakkale PB 23
İzmir PB 27
Manisa PB 28
Denizli PB 27
Zonguldak B 23
Sinop B 21
Samsun B 24
Trabzon B 20
Giresun B 20
Ankara PB 23
Eskişehir PB 23
Konya PB 24
Sıvas PB 20
Antalya B 26
Adana PB 28
Mersin PB 27
Diyarbakır PB 28
Şanlıurfa PB 30
Mardin PB 25
Siirt PB 26
Hakkâri PB 20
Van PB 18
Kars Y 16
Ülkemizin kuzey,
iç ve batı kesimleri
parçalı çok bulutlu,
öğle saatlerinden
sonra Bolu, Kara-
bük, Kastamonu,
Gümüşhane, Bay-
burt ve Erzurum,
Kars, Ağrı, Ardahan
ve Iğdır ile gece sa-
atlerinde Antalya’nın
batı ilçeleri ve De-
nizli çevreleri kısa
süreli sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler az
bulutlu geçecek.
Hava sıcaklığı 2-4
derecec artacak.
CICAzirvesiİstanbul’datoplanacak,Ankaraüstdüzeykatõlõmiçinkollarõsõvadõ
İran ve İsrail aynõ masada
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Türkiye, haziran
ayõ başõnda İstanbul çok sayõda
devlet başkanõ ağõrlamaya ha-
zõrlanõyor. Asya’da İşbirliği ve
Güven Arttõrõcõ Önlemler Kon-
feransõ’nõn (CICA) Dönem Baş-
kanlõğõ, İstanbul zirvesi ile Ka-
zakistan’dan Türkiye’ye geçe-
cek. Ankara, üst düzey katõlõm
için kollarõ sõvarken zirveye
geleceğini ilk açõklayan Irak
Cumhurbaşkanõ Celal Talaba-
ni oldu. İran en üst düzeyde
temsil edilmesi beklenen İsra-
il’in zirvede hangi düzeyde yer
alacağõ ise henüz netleşmedi.
Alt düzeyde katõlsa bile İsrail,
zirve sõrasõnda İran ile aynõ
masaya oturmuş olacak.
Rusya, İsrail ve Çin’in de
aralarõnda bulunduğu 20 üyeli
CICA zirvesine katõlõmõn üst
düzeyde olmasõ için hem Tür-
kiye hem de Kazakistan yoğun
bir mesai harcarken, Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül ve Ka-
zakistan Cumhurbaşkanõ Nur
Sultan Nazarbayev’in özel
temsilciler aracõlõğõ ile üye ül-
kelerin liderlerine gönderdikleri
davet mektuplarõna da yanõtlar
gelmeye başladõ.
Buna göre bir son dakika de-
ğişikliği olmamasõ durumunda
CICA’ya üye olan 20 ülkenin
de İstanbul’daki zirvede temsil
edilmesi öngörülüyor. Zirve-
ye, Talabani’nin yanõ sõra Af-
ganistan, Azerbaycan, İran, Ka-
zakistan, Hindistan ve Pakis-
tan’dan da devlet başkanõ sevi-
yesinde katõlõm bekleniyor.
Özellikle İran ve Pakistan li-
derlerinin zirveye katõlacak ol-
masõ dikkatlerin İsrail’e çevril-
mesine neden oldu. Bugüne
kadar İsrail’in zirveye hangi
seviyede katõlacağõ henüz net-
leşmedi. İsrail Büyükelçiliği
yetkilileri, “Zirveye katılaca-
ğız ama hangi düzeyde ve ki-
min katılacağı belli değil” bil-
gisini verdiler. İran’õn yanõ sõ-
ra Pakistan ile de ciddi siyasal
sorunlarõ olan İsrail’in, Türkiye
ile son dönemdeki sõkõntõlõ iliş-
kileri de dikkate alõndõğõnda, zir-
veye üst düzeyde katõlmayaca-
ğõ görüşü ağõrlõk kazanõyor. İs-
rail, CICA’da alt düzeyde tem-
sil edilse bile İranlõ yetkililer ile
aynõ masaya oturmuş olacaklar.
CICA, Türkiye’nin Asya böl-
gesinde tam üyesi olduğu tek
çok taraflõ güvenlik yapõlan-
masõ özelliği de taşõyor.
Son dakika değişikliği olmamasõ durumunda
CICA’ya üye olan 20 ülkenin de İstanbul’daki zirvede
temsil edilmesi öngörülüyor. Zirveye, Talabani’nin
yanõ sõra Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan,
Hindistan ve Pakistan’dan da devlet başkanõ
seviyesinde katõlõm bekleniyor.
Dış Haberler Servisi - Res-
mi ziyaret için Kazakistan’da
bulunan Cumhurbaşkanõ Ab-
dullah Gül, Türkiye’nin en
önemli sorununun “Kürt me-
selesi” olduğunu söyledi.
Hükümetin geçen yõl baş-
lattõğõ ancak somut öneriler
içermediği için yoğun eleşti-
ri çeken “Kürt açılımı” ön-
cesi “Kürt sorununda iyi
şeyler olacak, bu fırsat ka-
çırılmamalı” yönünde açõk-
lama yapan Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, dün de Kaza-
kistan’da gazetecilere aynõ
süreci anõmsatan açõklama-
larda bulundu.
Gazetecilerin sorularõnõ ya-
nõtlayan Gül, Türkiye’nin en
önemli sorununun “Kürt me-
selesi” olduğunu anlattõ. So-
runun “olgun şekilde çözül-
mesi ve terörün bitmesi ge-
rektiğini” belirten Gül, “De-
mokratik standartlara ula-
şılması önemli. Kıbrıs, Er-
meni meseleleri de önemli.
Ama evin düzenli olması
çok önemli” dedi.
Ermenistan ile ilişkilerde
mevcut durumun herkesin
aleyhine olduğunu anlatan
Gül, “Bir süre sessiz ve ka-
rarlı diplomasiye ihtiyaç
var” diye konuştu. Gül İran’la
uranyum takas anlaşmasõyla il-
gili “Komşumuzda bir ateş
varsa, yakmasa bile sizi ısı-
tıyor. Türkiye kendini gös-
termek mi istiyor diyenler
var. Bu doğru değil. Türki-
ye milli çıkarlarını gözeti-
yor” diye konuştu.
Gül, AB konusunda da re-
formlarõn partiler üstü anla-
yõşla elbirliğiyle gerçekleşti-
rilmesi gerektiğini söyledi.
Kazakistan’da temaslarõ kap-
samõnda Ahmet Yesevi Ulus-
lararasõ Kazak-Türk Üniver-
sitesi’ni ziyaret etti. Üniver-
sitenin tõp fakültesi hastanesi
binasõnõn açõlõşõnõ Nursultan
Nazarbayev ile yapan Gül
bir monitörden de plastik cer-
rahi ameliyatõnõ izledi.
Üniversitedeki Türk Dün-
yasõ Müzesi’nde incelemeler-
de bulunmasõnõn ardõndan,
Gül e fahri profesörlük unva-
nõ verildi. Üniversite rektörü
tarafõndan cübbesi giydirilen
ve kepi takõlan Cumhurbaş-
kanõ Gül, konuşmasõna,
“Türklerin kutsal yurdu
Türkistan’da ve bu üniver-
sitede bulunmaktan büyük
heyecan ve mutluluk duyu-
yorum” diyerek başladõ.
Gül: En önemli sorun Kürt meselesi
IŞIL ÖZGENTÜRK
Sol Bir İktidar
Neden İyidir?
V U R U L A N Ö Ğ R E N C İ Y A Ş A M I N I Y İ T İ R D İ
Acılı anne: Olayõn üstüne gidilsin
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Muğla’da üniversite öğrencileri arasõnda
çõkan silahla vurularak ağõr yaralanan ve
geçen günlerde beyin ölümü gerçekleşen
Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bi-
limler Fakültesi 2. sõnõf öğrencisi Şerzan
Kurt yaşamõnõ yitirdi. Kurt’un polis ta-
rafõndan vurulduğu belirtilmiş, inceleme-
nin ardõndan bir polis tutuklanmõştõ.
Şerzan Kurt’un babasõ Ömer ile an-
nesi Necla Kurt, İzmir Adli Tõp Kuru-
mu’nun önünde açõklama yaptõ. Acõlõ
anne, “Oğlumuzda kin, nefret, öfke,
intikam yoktu. Onun canını koruması
gereken kişiler, silah sıktı. Siz bu
olayın arkasında durmadığınız süre-
ce unutmayın ki siz de bir gün sabah
uyandığınızda çocuğunuzun ölüm ha-
berini alabilirsiniz” dedi.
Batman’da öğretmen olan baba Kurt ise
“İmdat diyorum” diye bağõrarak başla-
dõğõ konuşmasõnda, “Çocuğumun elinde
yalnız ve yalnız defter, kitap, kalem var-
dı. Oğluma arkadaşlarının kim oldu-
ğunu sorduğumda, ‘Benim arkadaşlarõm
sosyalistler, demokratlar, dindarlar. Hat-
ta ülkücü arkadaşlarõm bile var’ diyordu.
Biri hedef seçmiş kısa mesafeden” dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ODTÜ
Radyo Topluluğu’nun ilk kez düzenlediği
“Medya Ödülleri” kapsamõnda Cumhuriyet
en iyi gazete seçildi. Ödülü, gazetemiz Anka-
ra Temsilcisi Utku Çakırözer aldõ.
KKM Kemal Kurdaş Kongre ve Kültür
Merkezi’nde dün akşam yapõlan törende top-
lam 17 alanda verilen “ODTÜ Medya Ödül-
leri” sahiplerini buldu. Törende, en iyi
televizyon kanalõ NTV, en iyi köşe yazarõ ise
Bekir Çoşkun seçildi. Cumhuriyet de tören-
de en iyi gazete ödülüne değer görüldü. Ödü-
lü, Ankara Temsilcimiz Utku Çakõrözer aldõ.
PEN Türkiye’den destek ziyareti
Haber Merkezi - Uluslararasõ Yazarlar
Merkezi (PEN) Türkiye Merkezi’nin ‘Hapiste-
ki Yazarlar Komitesi’ gazetemiz yazarõ Musta-
fa Balbay ve PEN Türkiye Merkezi üyesi Mu-
harrem Erbey’i cezaevinde ziyaret etti. Musta-
fa Balbay ziyareti sonrasõ açõklama yapan ya-
zar-avukat Sabri Kuşkonmaz, “Balbay’õn ki-
taplarõndan, muhalif düşüncelerinden, yazõla-
rõndan dolayõ kovuşturmaya uğratõlmasõ ve
özellikle tutuklanmasõ kabul edilemez” dedi.
Başsavcı vekili emekli oldu
İstanbul Haber Servisi - Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafõndan
27 Temmuz 2009’da yaşanan atama krizinin
ardõndan Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne
özel yetkili Turan Çolakkadõ’nõn yanõna eşit
yetkilerle başsavcõ vekili olarak atanan Olcay
Seçkin emekli oldu. Burada yaklaşõk bir yõldõr
görev yapan Seçkin dün adliyede hâkim, savcõ
ve adliye personellerinin de aralarõnda bulun-
duğu kalabalõk bir grup tarafõndan uğurlandõ.
Göksel’in cenazesi getirildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
New Jersey’de, Edge Water kentindeki
“Comfort Inn” adlõ oteldeki odasõnda 4 gün
önce ölü bulunan “Verso” adlõ siyasi araştõr-
malar şirketinin sahibi Erhan Göksel’in (51)
cenazesi, Esenboğa Havalimanõ’nda ailesine
teslim edildi. Göksel’in aralarõnda 8. Cumhur-
başkanõ Turgut Özal, eski başbakanlar Tansu
Çiller ve Mesut Yõlmaz’õn da bulunduğu bir-
çok siyasetçiye danõşmanlõk yaptõğõ belirtildi.
ODTÜ’den
Cumhuriyet’e ödül