10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 MAYIS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kurultayın Getirdiği Değişim Rüzgârı CHP’nin 33. olağan kurultayının olağanüstü gelişmelerle sonuçlanmasına yol açan ortam, yeni bir genel başkan ve yenilenmiş bir parti meclisinin seçilmesini sağladı. Öylece, bir umut rüzgârı, cumhuriyeti kuran partinin yelkenlerini doldurmuş oldu. Bu rüzgârın kalıcı olmasının yanı sıra, geminin sağlam bir rotayla yola devam etmesi, Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin, kurultay seçimlerinin sağlayamadığı bütünlüğü oluşturacak bir strateji izlemesi ile gerçekleştirilebilir. Genel başkanın 70 dakikalık konuşmasının altının gerçekçi verilerle doldurulmasıyla, kulağa hoş gelen vaatler somut çözüm reçetelerine dönüşür. Bunun belirli bir zamana gereksinme göstermesi doğaldır. Ancak unutulmaması gereken eski köyün yeni yöneticileri, gökten inen “kurtarıcılar” değildir. Üstelik hemen tümü, parti kadrolarının en ağır sorumluluklarını yıllardır üstlenmiş kimselerdir. Bu yüzden öncelikle parti içi demokrasinin gelecek kurultaya, yani en azından iki yıl sonraya ertelenmesinden söz edilmesini, bir havuç gösterisi olarak algılayanlar da eleştirilmemelidirler. Eski tüzük eski hamam... Sayın Kılıçdaroğlu, tek aday olarak yarışa katıldığı andan kurultay çalışmalarına başlanacağı cumartesi gününe kadar, sadece eski genel başkanı “tek adam”laştırmayı amaçlayan yeni tüzüğü askıya almayı oylatmakla kalmamalı; yürürlükteki tüzüğe geçici ek maddelerle, parti içi seçimlerde aday olabilme ve seçilmeyi işbaşındaki iktidara rakip çıkartmayacak yöntemlerle engelleyen antidemokratik hükümleri de kaldırmayı önermeliydi. Bunun için bir gündem değişikliği yapmak, ilk gün, sadece kürsüde ısınma turları yapmak isteyen delegelerin söylevleri yerine, bir komisyonun o önerileri maddeleştirip genel oya sunulmasını sağlamak yeterdi. Çarşaf liste olsaydı... Parti içi demokrasiyi CHP’ye yeniden yerleştirmek isteyenlerin başvurması gereken bir başka araç da seçimlerde çoğunluk sistemi demek olan blok liste ile yarışmak yerine çarşaf listeye olanak tanımak değil midir? 33’üncü kurultayda bunun tam aksine davranılmış, öylece kapalı kapılar arkasında, otel lobilerindeki pazarlıkların ağır bastığı tek liste ile seçilen parti meclisi “dikensiz gül bahçesi”nin yeni çiçeklerini parti içi iktidara taşımıştır. Sonuçlar, sadece Baykal ekibinin düne kadar yaptığı hizmetlerin toptan inkârı tasfiyeye uğradığını ortaya koymamıştır. Değişimin düğmesine basan eski politikacı Önder Sav ile ona rakip olarak ilk günden gözünü en üst kademelere diken Gürsel Tekin’i destekleyen yandaş delegelerin bu iki ismi karşılıklı çizme girişimleri şu gerçeği ortaya koymuştur: Çarşaf liste olsaydı, yeni parti meclisi öncelikle bu iki ismin yedekte kalması ile sonuçlanacaktı. Oysa eski İstanbul İl Başkanı, parti meclisine, en azından Yerel Yönetimler, Seçimler ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı kimliği ile adım atmak istediğini gizlemeyen hırslı adımlar atarak girmiştir. Kendisini, yeni genel başkanın İstanbul Büyükşehir başkan adaylığı sırasında ulaştığı oy yüzdesinin de mimarı olarak görmesi, Tekin aleyhinde daha ilk günden kulislerde başlayan söylentileri de harekete geçirmiştir. Kadıköy Belediyesi Başkan Yardımcılığı yaptığı sırada çok katlı bir sinema binasına meclis kararı olmaksızın ruhsat verdiği iddiasıyla açılan davanın, halen Yargıtay aşamasında ve ağır ceza mahkemesinde, Tekin’in iki buçuk yıllık mahkûmiyeti ile sonuçlandığından başlayan, Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi olarak devam etmediği oturumlar için hakkı huzur bedeli aldığına kadar uzanan iddialar sadece Tekin’i değil, Dengir Mir Mehmet Fırat dosyasını açan genel başkanı da uğraştıracak boyutlara ulaşmamalıdır. Ama görünen, kurultayın hemen ertesi gününde CHP’de tam bütünlük sağlamanın bir başka bahara kalmış olduğudur.Yakın çevresinin sakin güç olarak tanıdığı ve tanımladığı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarılı olduğunu görmek, sadece Cumhuriyet Halk Partili olanların değil; ülkenin geleceğinin sadece özgür seçimlerle ve sandık yöntemi ile sağlanacağına gönül vermiş her yurttaşın hakkı ve beklentisi olmalıdır. Bir anı... Politikaya atılmak istediği 1999 yılında DSP’den milletvekili adayı olmak istemiş ancak Sayın Rahşan Ecevit’in vetosu nedeni ile bu isteğini, 2002’de İstanbul listelerinde yer alarak, bugün genel başkanı olduğu CHP’de gerçekleştirmişti. Rahşan Hanım, bu eski hatasının bir tür özrü için mi CHP kurultayına katıldı ve öylece Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini göstermek mi istedi?Kılıçdaroğlu’nun kaderi, 1999’da DSP milletvekili olmasını sağlamış olsaydı.. bugün siyasetteki yeri ne olurdu? Önceki gün, televizyon ekranlarında ona Ecevit kasketi giydirilmiş olduğunu görünce, bu soruyu kendi belleğimde yanıtlamak istedim. Ve elbette başaramadım. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] YÖK Başkanõ Prof. Dr. Özcan’õn Danõştay 8. Dairesi başkan ve üyelerine hediyesi tartõşma yarattõ Hediye kol saatine tepki MAHMUT LICALI ANKARA - YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’õn daha önce 2 kez yürütmesini durdurmasõna karşõn 0.12 - 0.15 katsayõ oranlarõ onaylayan Da- nõştay 8. Dairesi başkanõ ve üyelerine kol saati hediye etmesi tartõşma yarattõ. Dairenin yalnõzca katsayõ kararõyla de- ğil, YÖK’ün aldõğõ her türlü idari kararõ denetleyen yüksek yargõ organõ olma- sõ hediyenin verilme niyetinin etik ol- madõğõ görüşlerini beraberinde getirdi. Prof. Dr. Özcan’õn başta imam ha- tipliler olmak üzere meslek liselerine üniversiteye girişte avantaj sağlayan kat- sayõ düzenlemelerini 2 kez yürütmesi- ni durduran, son olarak 0.12-0.15 kat- sayõ oranlarõna onay veren Danõştay 8. Daire’nin Başkanõ Ayla Akkıvılcım ile daire üyelerine kol saati hediye etmesi tartõşmalarõ beraberinde getirdi. Özcan, katsayõ kararõnõn ardõndan kendi cebinden ödeyerek aldõğõ kol sa- atlerini kararõn ardõndan dostluk elini uzatmak adõna hediye ettiğini belirtir- ken YÖK’ün aldõğõ her türlü kararõn yar- gõsal anlamda denetleyen organõn Da- nõştay 8. Dairesi’nin olmasõ rüşvet tar- tõşmalarõna neden oldu. Eğitim-Sen Genel Başkanõ Zübeyde Kılıç, toplumun YÖK Başkanõ Öz- can’õn garip ve pervasõz ifadelerine yabancõ ve hediye ile rüşvet arasõnda- ki farkõ ayõrt etmeyecek kadar da saf ol- madõğõnõ ifade etti. Kõlõç, Özcan’õn katsayõ konusunda Danõştay’õn kendi- sini daha fazla yoracağõnõ ve zor bir ka- rar alacağõnõ düşünerek B,C,D diye devam eden bir dizi plan kurduğunu anõmsattõ. ‘Davranış etik değil’ Eğitim-İş Genel Başkanõ Yüksel Adıbelli, YÖK Başkanõ Özcan’õn neyin etik olup olmadõğõnõ bilmesi gerektiği- ni belirterek, “Katsayı ile ilgili kara- rı veren dairenin başkanı ve üyeleri- ne kol saati hediye etmek YÖK Baş- kanı’na mı düşer?” diye konuştu. Adõbelli, hediye göndermenin zamanõ- nõn da hediyelerin gönderildiği kurumun da uygun olmadõğõnõ ifade etti. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanõ İs- mail Koncuk, YÖK’ün kendi görevi- ni, Danõştay’õn da kendi görevini yap- tõğõnõ belirterek, “Bu rüşvet değil de he- diye anlamında değerlendirilebilir ama bence gereksiz bir davranış ol- muştur” dedi. Danõştay’õn katsayõ ko- nusundaki son kararõnõn bir kaosun önüne geçtiğini ifade eden Koncuk, bu- na karşõn Danõştay üyelerine hediye ver- menin uygun olmadõğõnõ kaydetti. Kon- cuk, “YÖK Başkanı’nın yaptığını etik bir davranış olarak görmüyorum. Görevlerini yapanlara ayrıca bir he- diye vermeye gerek yoktur” dedi. Danõştay 8. Dairesi’nin yalnõzca katsayõ kararõnõ değil, YÖK’ün aldõğõ her idari kararõ denetleyen yüksek yargõ organõ olmasõ hediyenin verilme niyetinin etik olmadõğõ görüşünü beraberinde getirdi. Eğitim sendikalarõ başkanlarõ hediye gönderme zamanõnõn da gönderilen kurumun da uygun olmadõğõnõ belirtti. ‘Hedefimiz tamgün iş bırakma’ DİSK ve KESK, genel grev kararõ doğrultusunda yarõn tüm gün basõn açõklamalarõ ve kitlesel yürüyüşler yapacak. İstanbul Haber Servisi - DİSK ve KESK, “emek karşıtı politi- kalara karşı” alõnan genel grev kararõnõ örgütlü olduklarõ tüm iş- yerlerinde tamgüne yaymak iste- diklerini söyledi. DİSK Örgütlenme Dairesi dün genel merkez binasõnda KESK yö- neticileriyle eyleme ilişkin toplantõ düzenledi. DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, DİSK’in genel greve ilişkin olarak hedeflerinin tüm zamanlõ iş bõrakma olduğunu be- lirterek “Biz, tam gün iş bırakma- da esnek davranıyoruz. Amacımız örgütlü olduğumuz tüm işyerle- rinde tamgün iş bırakma. Ama sendikalı işçi sayısı yüzde 5. Sen- dikasız olan işçilerin katılım gös- termesini istiyoruz” dedi. DİSK’in kararõna göre, Zeytin- burnu Nakliyeciler Sitesi’ndeki am- barlarda saat 11.00’de DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi’nin ka- tõlõmõyla basõn açõklamasõ yapõlacak. Şişli Okmeydanõ Hastanesi önünde saat 10.00’da DİSK’e bağlõ Dev Sağlõk-İş Genel Başkanõ Arzu Çer- kezoğlu basõn açõklamasõ yapacak. DİSK’liler, saat 12.30’da Kartal Koşuyolu Hastanesi, 13.00’te de Ka- dõköy Belediyesi önünde açõklama yapacak. KESK’e bağlõ Eğitim- Sen 3 No’lu Şube Başkanõ Nebat Bukrek ise yarõn sabah saat 11.00’de Çapa ve Eminönü’nde sendika üyelerinin toplanõp iki ay- rõ koldan Beyazõt’a yürüyecekleri- ni ve kitlesel basõn açõklamasõ ya- pacaklarõnõ söyledi. Bukrek, KESK’in greve tüm gün iş bõraka- rak destek vereceklerini söyledi. TEKEL işçileri İstanbul şube yöneticilerinin toplantısı sırasında sendikayı bastı. (VEDAT ARIK) Türk-İş’e işçi baskını İstanbul Haber Servisi - TE- KEL işçileri, Türk-İş Başkanlar Kurulu ve 3 konfederasyonun 26 Mayõs’taki genel grev kararõnõ değiştirip, 1 saatlik iş bõrakma ka- rarõ almasõnõ protesto ederek Türk- İş İstanbul 1. Bölge Temsilciliği’ni işgal etti. İşçiler 2 günlük açlõk grevine başladõklarõnõ söyledi. Taksim Gümüşsuyu’ndaki tem- silcilikte dün 12.00 sõralarõnda sendikanõn İstanbul şube yöneti- cileri toplantõsõ sõrasõnda, yaklaşõk 40 TEKEL işçisi sendikanõn bi- nasõnõ işgal etti. Sendikanõn bal- konundan, “İşçiler ölüyor. Sen- dikalar susuyor. 26 Mayıs’ı sa- tan Türk-İş’ten hesap soraca- ğız” pankartõ asan grup, bina için- de ve balkonda, “Kahrolsun sen- dika ağaları”, “Kahrolsun AKP, Kumlu istifa” sloganlarõ attõ. Kõsa sürede Gümüşsuyu’nda de toplanan işçilere çeşitli parti- lerin üyeleri de destek verdi. ‘İtirazları var’ Sendikaya gelen işçilerin “Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun ve DİSK, KESK ve Kamu- Sen’in aldığı kararı protesto için süresiz açlık grevi başlat- tıklarını” söylediklerini dile ge- tiren Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak “İtirazları var. ‘Neden tamgün iş bõrakõlmõ- yor, genel eylem yapõlmõyor’ di- ye. Yaklaşık 200 kişiler. 700-800 kişinin daha geleceğini söylü- yorlar. Sakin olmamız gerekti- ğine inanıyorum” diye konuştu. Yaşananlarõ işgal olarak de- ğerlendirmenin yanlõş olduğunu anlatan Büyükkucak, “Burası iş- çilerin evidir. Polis çağırmak ak- lımızdan geçmiyor” dedi. Tek-Gõda İş Sendikasõ Cevizli Şube Başkanõ Yunus Durdu ise Tekel işçilerinin Ankara’da 78 gün boyunca direndiğini anlatarak, “22 Şubat tarihinde 4 konfede- rasyon, 26 Mayıs tarihinde ge- nel greve gidileceği yönünde karar almıştı. Konfederasyon- lar bu kararın içini boşalttı. Biz bu kararı alanlardan biri olan Mustafa Kumlu’nun istifa etmesini istiyoruz. 2 günlük iş- gal ve açlık grevini başlatıyoruz” dedi. Türk-İş’e bağlõ 15 sendika- nõn şube başkanlarõ, eylemini des- teklemek amacõyla bölge temsil- ciliği önüne siyah çelenk bõraktõ. ‘GazetecilereÖzgürlük’ MESLEK ÖRGÜTLERİNDEN KAMPANYA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazeteci meslek örgütleri, cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerin serbest bõrakõlmasõ ve Türk Ceza Yasasõ ile Terörle Mücadele Yasasõ’nõn basõn ve ifade özgürlüğünü kõsõtlayan hükümlerinin kaldõrõlmasõ istemiyle “Gazetecilere Özgürlük” kampanyasõnõ başlattõ. Türkiye Gazeteciler Sendikasõ (TGS) Başkanõ Ercan İpekçi, Türk-İş Genel Merkezi’nde düzenlediği basõn toplantõsõnda, 11 gazeteci meslek örgütünün ortak bildirisini okudu. Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun Türkiye’de yaptõğõ toplantõda, Türkiye’deki basõn ve ifade özgürlüğünün durumunun ele alõndõğõnõ ve gazetecilerin serbest bõrakõlmasõ çağrõsõ yapõldõğõnõ anõmsatan İpekçi, Uluslararasõ Gazeteciler Federasyonu’nun önümüzdeki günlerde yapacağõ toplantõda da benzer bir çağrõnõn tekrarlanacağõnõ, Türkiye’deki gazetecilerin serbest bõrakõlmasõ için uluslararasõ bir kampanya gerçekleştirileceğini ifade etti. İpekçi, kampanyayla konuyu hem kamuoyunun, hem parlamentonun hem de hükümetin gündemine taşõmak istediklerini ifade ederek, cezaevlerinde 46 gazeteci ve basõn çalõşanõnõn bulunduğunu, bunlarõn çoğunun henüz hüküm giymeden tutuklu olarak yargõlandõğõnõ anõmsattõ. İpekçi, 15 gazeteci ve basõn çalõşanõnõn da ortalama 6 ay cezaevinde tutuklu kaldõktan sonra tahliye edildiklerini ve haklarõnda hapis cezasõ istemiyle açõlmõş davalarda tutuksuz yargõlanmalarõnõn sürdüğünü bildirdi. Karikatüre ceza AP’de BRÜKSEL (ANKA) - İngiliz karikatürist Michael Dickinson’õn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn kafasõnõ bir köpek figürünün üzerine çizerek oluşturduğu karikatür nedeniyle 3 bin Avro cezaya çarptõrõlmasõ Avrupa Parlamentosu (AP) gündemine taşõndõ. Cezaya ilişkin soru öngergesini yanõtlayan AB Komisyonu’nun genişleme ve komşuluk politikasõndan sorumlu üyesi Stefan Füle, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi içtihatlarõyla uyumlu bir ifade özgürlüğü ortamõ sağlamak için daha ileri yasal düzenlemeleri kabul etmesi gerektiğini bildirdi. İngiliz karikatürist Michael Dickinson, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn kafasõnõ bir köpek figürünün üzerine çizmiş, bu karikatür dolayõsõyla Türkiye’de 3 bin Auro cezaya çarptõrõlmõştõ. İstanbul Kadõköy’de görülen davada yargõç, Dickinson’õn çalõşmasõnõn Erdoğan’õn “gururunu ve saygınlığını” ayaklar altõna aldõğõna hükmetmiş ve karikatüriste, İstanbul’da önce 425 gün hapis cezasõ vermiş, ceza daha sonra para cezasõna çevrilmişti. Dickinson ise verilen ilk para cezasõnõ ödemeyi de reddetmişti. Süreç Avrupa Parlamentosu’nda soru önergesi oldu. Sağ kanat üyelerden Philip Claeys, cezayõ “önleyici sansür” olarak nitelediği soru önergesinde karikatürü ve cezayõ özetlerken Dickinson’un da “Bu, belli düşüncelerin ifade edilmesi konusunda cesaret kırmayı amaçlayan önleyici bir sansür” açõklamasõna yer verdi. Füle, komisyonun raporlarõnda önemli yer tutan basõn özgürlüğü konularõnõ sürekli olarak izlediğini bildirdi. MICHAEL DICKINSON DAVASI DHKP-C üyeleri tutuklandı İstanbul Haber Servisi - Yunanistan’da silah ve bomba eğitimi alarak Türkiye’ye giriş yap- mak istediği öne sürülen DHKP-C üyesi 2 şüpheli ile bu kişilerin ülkeye girişine yardõm ettiği iddiasõyla bir kişi dün adliyeye çõkarõldõ. İstanbul Adliyesi’ne sevk edilen Murat Kaç- maz ve Elif Akkurt ile bu kişilerin yurtdõşõna çõkõşlarõnda ve girişlerinde kendilerine yardõm- cõ olduğu öne sürülen Hasan Dere, cumhuriyet savcõsõ Hikmet Usta’ya ifade verdi. Tutuklan- malarõ istemiyle adliyeye sevk edilen şüpheli- ler tutuklanak cezaevine gönderildi. Şüpheli- lerle birlikte 2 oyuncak bebek, el bombasõ, pat- layõcõ madde ve sahte basõn kartlarõ ile çeşitli kurumlara ait kimlik kartlarõ ele geçirildi. Yusuf Ziya Özcan. CUMHURİYET’E MOLOTOF ‘Ünlü olmak için yaptım, pişmanım’ HİLAL KÖSE Cumhuriyet gazetesine molotof kokteyli atõlmasõ davasõnda sanõk Oğuzhan A., ün- lü olmak için eyleme katõlmayõ kabul et- tiğini, pişman olduğunu söyledi. İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki 7’si tutuklu 8 sanõğõn yargõlandõğõ davaya devam edildi. Tutuklu sanõklarõn getirildiği dünkü oturum, tutuksuz sanõk Oğuzhan A.’nõn 18 yaşõndan küçük olmasõ nedeniyle basõna ve izleyicilere kapalõ yapõldõ. Oğuz- han A.’nõn ifadesi alõndõktan sonra izle- yiciler salona alõndõ. Oğuzhan A., olay gü- nü Eyüp’te gördüğü tutuklu sanõk Bedir- han Şinal’õn kõz arkadaşõyla tartõşõrken “Yarın beni gazetelerde göreceksin” dediğini söyledi. Şinal’õn internetten İb- rahim Tatlıses gibi ünlü kişilere baktõğõ- nõ söyleyen Oğuzhan A., “Bir şirkete mo- lotof atacağımızı, sonra ünlü olacağımızı söyledi. Televizyonculardan da para kazanacağımızı söyledi” diye konuştu. Tutuklu sanõklar Umut Erdoğan ve Be- dirhan Şinal ile yolda giderken üç küçük kola şişesindeki benzini bir bira şisesine koyduklarõnõ belirten Oğuzhan A., şunla- rõ anlattõ: “Taksiden Şişli’de indik. Cum- huriyet gazetesi önünde bir tur attıktan sonra Bedirhan cebinden mololof şişe- sini çıkardı. Ben de molotofu yaktım. Şi- nal güvenlik kulübesinin yanına molo- tofu fırlattı. Sonra da kaçmaya başladık” dedi. Pişman olduğunu belirten A., ken- disine “İlk önce 500 TL, sonra 10 bin TL” verileceğinin söylendiğini anlattõ. ‘Bazı şahıslardan para aldı’ Şinal’õn paralõ kişilerle dolaştõğõnõ, yapmadõğõ olaylarõ üstlendiğini belirten Oğuzhan A., “Bazı şahıslar haftada ya da ayda bir gelip Bedirhan’a para verirdi. Molotof eyleminden iki ay önce bu şa- hısların Bedirhan’a para verdiğini bi- liyorum” dedi. Mahkeme heyeti, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden Ergene- kon iddianamelerinin istenmesine karar verdi. Ergenekon ile ilgili MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay’dan mahkemeye gönderilen belgelerin de gön- derilmesinin istenmesi kararlaştõrõldõ. DİSK VE KESK Konfederasyonun 26 Mayõs’taki eylem ile ilgili tutumunu protesto eden TEKEL işçileri, 2 günlük açlõk grevi başlattõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle