23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 NİSAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT 331 Oyun Anlamı 542 milletvekilinin bulunduğu TBMM’de 336 sandalyenin sahibi AKP’nin illa ki yasalaştırmak istediği anayasa teklifinin “Anayasa Mahkemesi’nin yeni yapısını biçimlendiren” 17. maddesi 331 oyla kabul edilmiş. O biçimlendirmenin, bugün 11 olan üye sayısını 17’ye çıkartırken, bunlardan 14’ünü Cumhurbaşkanı’nın seçecek olmasının neden olduğu kafa karışıklığının bir tepkisi mi bu 331 oy? Yoksa iktidar partisinde bazı vicdan sahiplerinin harekete geçmeye başlamasının ön habercisi mi?Görüşmeleri, özellikle oylamalar sırasında başkanvekillerine emanet etmeme talimatı aldığı anlaşılan Sayın Meclis Başkanı, Tanrı korusun hastalanmış olsa da nöbetini, partisinden Nevzat Pakdil’e ya da Sadık Yakut’a bırakmak zorunda kalsa, AKP sıralarında en çok 335 milletvekili olacak. Yok, görev Güldal Mumcu ya da Meral Akşener’e emanet edilse? O zaman, muhalefet milletvekillerini azarlama, sözlerini kısıtlama yoluna gitmek türünden mubassırlık olmayacağı için, muhalefet partilerinin görüşmeleri engelleme amaçlı manevraları gündeme gelecek. Ergin planı mı? Yüz kızartıcı teklif mi? Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yaptığı açıklamanın, kabul oylarının 330’un altına düşme korkusunu giderme amaçlı olduğunu düşünenler bu nedenle haksız görülmemelidir. CHP’nin, yeni anayasayı iptal isteği ile Yüksek Mahkeme’ye götürmeyeceğini kabul etmesi halinde, muhalefet ve yüksek yargının karşı çıktığı o üç maddenin ötekilerden ayrılarak halkoylamasına sunulabileceğini söyleyen Ergin, öylelikle tasarının anayasaya aykırı olduğunu savunanlara hak vermiş olmuyor muydu? Öylelikle kendi aptesinden kuşku duyan hoca gibi davranan Adalet Bakanı’nın önerisi, yayımlandıktan sonra gündemde sadece üç saat kalabildi. Zira yasanın iptalini istemek için Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak 110 imzalı başvurunun birinci sırasında yer alacak olan Deniz Baykal, kapıyı “Bizim bu yüz kızartıcı teklifi kabul etmemiz söz konusu olamaz” sözleri ile kapattı. 97 milletvekiline sahip olan ana muhalefet partisinin 110 imzayı tamamlaması için DSP’nin 6 üyesi dışında parlamentonun bağımsızlar sıralarında oturan 12 bağımsızdan Kamer Genç, Tayfun İçli, Ahmet Tan, Harun Öztürk, Hüseyin Pazarcı, Erdoğan Yetenç ve Mesut Yılmaz’ın katılmaları yeterli oluyor. Önceki gece değişiklik teklifinin 17. maddesinin oylanmasında Erdoğan’ın karşısına çıkan o sayı, Başbakan için ciddi anlamda düşündürücü olmalıdır. Teklifin geri kalan maddelerinin birinci görüşmesi sırasındaki oylamalarının sonuçları 331’in üstüne çıksa bile, Meclis Grubu içindeki bu “küçük” ama anlamlı kıpırdanış, sınır tanımaz ihtiraslarını ortaya koymaya başlayan AKP Genel Başkanı’na, “Hızlı koşma, yavaşla; hatta durabilirsen hemen dur” demek isteyen yol arkadaşları ya da dostlarının uyarıları olarak değerlendirilmelidir. Bilinçaltında asma kesme var Bugün işgal ettiği makamın yetkilerini, Milli Egemenlik Günü’nde sembolik olarak başbakanlık görevini alan ilkokul öğrencisi Elgin Koçibay’a, yetki sınırını “Yetki senin; ister as, ister kes” diyebilen bir düşünce sahibinin, bu görüşlerini Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına yerleştirmenin peşinde olmadığını kim söyleyebilir? Hatta bu kadarı ile de yetinmeyerek, Çankaya’ya taşınmak istemesini de söyledikten sonra, bırakınız müzmin muhaliflerini, ilk anayasa paketinin hazırlanmasını üstlenen Ergun Özbudun bile “Latin Amerika gibi oluruz. Bu sistem Latin Amerika’da hep darbeleri davet etti” sözleri ile bir anlamda başkaldırmış oluyor. (26 Nisan 2010, Vatan) Haydi muhalif diye bellediği kimseleri dinlemiyor. Ya yabancı bilim adamlarının ve buradaki dostlarının uyarılarına kulak tıkayıp gözlerini yummak niye? Ve de nereye kadar? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA - BM Güvenlik Konseyi’nden İran’a ekonomik yaptõrõmlar uygulanmasõ ka- rarõ çõkartõlmasõ için diplomatik çabalarõnõ art- tõran ABD, BM Güvenlik Konseyi üyesi de olan Türkiye üzerinde baskõlarõnõ arttõrõyor. BM Güvenlik Konseyi oylamasõnda Ankara’dan İran’a yeni yaptõrõmlar için “evet” demesini beklediklerini ifade eden ABD’nin Ankara Bü- yükelçisi James Jeffrey, AKP’nin “çekimser” kalma stratejisi için “Çekimser oy kullanmak ‘Hayõr’ demekle aynıdır” yorumunu yaptõ. Washington’da yapõlan Uluslararasõ Nükleer Güvenlik Zirvesi sõrasõnda ABD yönetimi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dõşiş- leri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’na “İran’ın nükleer programının denetim altına alın- ması meselesinin kendileri için en yüksek ön- celikte olduğu” mesajõnõ vererek Türkiye’nin desteğini talep etmişti. ABD’nin mesajõndaki “en yüksek öncelik” vurgusunun önemine dik- kat çeken Türk diplomatik kaynaklarõ, “ABD’nin Türkiye’yi İran konusunda mut- laka yanlarında görmek istediği anlamını ta- şıyor ve Ankara’nın İran konusunda takı- nacağı tutum, ABD tarafından çok yakın- dan takip ediliyor” değerlendirmesini yaptõlar. ABD yönetiminin Washington’daki görüş- me sõrasõnda AKP hükümetini yaptõrõmlara ik- na için ‘İsrail’ kozunu kullanarak “İsrail’in İran’ın nükleer programını durdurma yö- nünde beklenmedik bir harekette bulun- masını önlemenin tek yolu hepimizin ortak hareket etmesidir” mesajõ verdiği kaydedil- di. Obama ve Dõşişleri Bakanõ Hillary Clin- ton’õn görüşmelerde ‘bölgedeki Sünni Arap yönetimlerinin İran’ın nükleer silah sahi- bi olması olasılığından büyük kaygı duy- duğunu’ da Türk heyetinin dikkatine getir- dikleri bildirildi. Jeffrey TBMM’de düzenlenen 23 Nisan Resepsiyonu sõrasõnda Cumhuriyet’e yaptõğõ değerlendirmede Türkiye’den beklentilerini dile getirdi. İran’a kar- şõ yeni yaptõrõmlar uygulanmasõ yö- nünde BM Güvenlik Konseyi’nden kõ- sa süre içinde karar çõkarmayõ hedef- lediklerini kaydeden Jeffrey, “Karar nisan sonuna kadar çıkabilir. Uza- sa dahi, bu aylar değil ancak haf- talarla sınırlı bir gecikme olacak- tır” dedi. Güvenlik Konseyi’nde yapõlacak oylamada Türkiye’den destek bek- lentilerini ifade eden Jeffrey, “Di- ğer tüm Güvenlik Konseyi üyeleri gibi Türkiye’nin de ‘evet’ oyu kul- lanmasına ihtiyacımız var” diye konuştu. Uluslararasõ Atom Enerji- si Ajansõ’nda kasõm ayõnda yine İran konulu benzer bir karar tasarõsõnda ABD ve uluslararasõ toplumun tutu- muna rağmen Ankara’nõn “çekimser” oy kullandõğõnõn hatõrlatõlmasõ üzerine ise Jeff- rey şu değerlendirmeyi yaptõ: “Güvenlik Konseyi’ndeki karar mekanizmasının iş- leyişine göre ‘çekimser’ oy ‘hayõr’ demek- le aynı anlamı taşır. Bir tasarının karar olabilmesi için 15 üyenin 9’unun desteği- ni alması gerekir. Bu nedenle ‘evet’ ol- mayan her oy ‘hayõr’ ile aynı manayı taşır.” AKP hükümetinin İslam dünyasõna yönelmesiyle, Obama yönetimi Türkiye’ye tereddütle bakmaya başladõ Washington’da kuşkular artıyor LEYLA TAVŞANOĞLU WASHINGTON - İzlanda’da volkan patladõ. Ben Washing- ton’da mahsur kalõyorum. Tek bir uçak Avrupa’ya uçamõyor. Zaten Türkiye dõşõnda bütün Av- rupa ülkeleri hava sahalarõnõ ka- patmõşlar. Bu krizi fõrsata dönüş- türmek gerekiyor. O zaman dün- yanõn başkentinde daha çok in- sanla konuşmak, Türk-Amerikan ilişkilerinin girdiği yolun nasõl olduğunu daha iyi anlamak gere- kiyor. Obama yönetiminin Türkiye konusunda tereddütleri olduğu kesin. Özellikle 2007’den sonra AKP hükümetinin daha fazla İs- lam dünyasõna yönelmesi, Başba- kan Erdoğan’õn Davos’ta “One minute” çõkõşõ, Hamas’õn Ba- tõ’da terörist kabul edilen lideri Halit Meşal’in Ankara’ya davet edilmesi, yine Başbakan Erdo- ğan’õn, nükleer silah üretmekle suçlanan İran’õn Cumhurbaşkanõ Ahmedinejad’dan “yakın arka- daşım, dostum” olarak söz et- mesi kafalarõ iyice karõştõrmõş du- rumda. Türkiye gözlemcileri, Was- hington’da Türkiye’yle ilgili cid- di arayõşlar olduğunu anlatõyor- lar. Hele de Uluslararasõ Nükleer Enerji Zirvesi’ne katõlan Başba- kan Erdoğan başkanlõğõndaki Türk heyetine pek de sõcak kabul gösterilmemesi kafalardaki soru işaretlerini derinleştiriyor. Ancak buradaki Türkiye göz- lemcileri, her ay bir grup AKP milletvekili ya da parti yönetici- sinin Washington’a geldiği ve AKP hükümetinin ne kadar başa- rõlõ olduğunu ABD’li yetkililere anlatmaya çalõştõklarõna dikkat çekiyorlar. “Onlar bunu başa- rıyla yapıyor. Ama ne CHP ne de MHP’den Washington’a böyle bir ilgi yok. Türkiye mu- halefeti neden ABD’ye bu ka- dar ilgisiz” sorusunu sormadan da edemiyorlar. Altõnõ çizdikleri konu, AKP’nin bunca çabasõna karşõn Washington’da Türk hü- kümetine karşõ kuşkularõn gide- rek derinleşmiş olmasõ. Yahudi lobisi sırtını dönüyor Burada konuşulan bir başka konu, ABD Dõşişleri çevrelerinde de AKP hükümetiyle ilgili karar- sõzlõklarõn olduğu. Daha da öte ABD’deki Yahudi lobisinin Er- doğan’õn İsrail’e karşõ söylemle- rini sertleştirmesi üzerine Türki- ye’ye yaklaşõmõnõ soğuttuğu sõk- lõkla konuşuluyor. Hatta ABD Temsilciler Meclisi Dõşişleri Ko- mitesi’nde Ermeni soykõrõm tasa- rõsõnõn kabul edilmesi öncesi, Ya- hudi lobisinin geçmiş yõllarõn ak- sine Türkiye lehinde parmağõnõ kõpõrdatmadõğõ biliniyor. Hatta etkili Yahudi kuruluşu ADL’nin Başkanõ Abe Foxman benimle konuşurken “Erdoğan’ın İsra- il’e sürekli olarak yaptığı sert çıkışlar antisemitizmi ve İsra- il’in gayrimeşruluğu iddiasının meşrulaşmasını cesaretlendire- cektir” diyerek kaygõlarõnõn de- rinliğini dile getiriyor. Öte yandan ABD’deki etkili düşünce kuruluşlarõ da Türk- ABD ilişkilerinin ne yöne kaydõ- ğõnõ yakõndan izliyorlar. Ergene- kon davasõnda tutukluluk sürele- rinin yõllarõ bulmasõ, iddianame- lerin somut delillere dayanmadan hazõrlanmõş olduğu kuşkularõ da yaygõn bir biçimde dile getirili- yor. Ergenekon iddianamesinin 5 bin küsur sayfalõk tamamõnõ oku- yup geçen kasõm ayõnda Was- hington’da bunu açõk açõk açõk anlattõktan sonra davayla ilgili ilk soru işaretlerinin kafalarda oluş- masõnõ sağlayan İngiliz gazeteci Gareth Jenkins de Brookings Institute adlõ etkili düşünce kuru- luşunun konuğu olarak bir konfe- ransa katõlõyor. Konferansõn öbür konuşmacõsõ, İstanbul’daki Er- meni toplumunun gazetelerinden Agos’un genel yayõn yönetmeni ve Taraf gazetesi yazarõ Etyen Mahçupyan. Mahçupyan New York’ta başka bir toplantõda da konuşma yapmak üzere TESEV isimli vakfõn başkanõ Can Paker eşliğinde buraya gelmiş. Jenkins’in uyarısı Gareth Jenkins konuşmasõnda somut biçimde Ergenekon dava- sõnõn ne olduğunu anlatõrken ön- ce iddianamenin dikkatle okun- masõ gerektiğini, bundan sonra kesin bir yargõya varõlmasõnõn doğru olacağõnõ söylüyor. Sürekli Ergenekon davasõnõ savunan Mahçupyan’a da “Önce iddiana- meyi okuyun, ondan sonra ko- nuşun” diyor. Mahçupyan hõzõnõ alamayõp süren davada yargõsõz infaz yapmaya çalõşõnca da “Dik- kat edin. Kendi ayağınıza kur- şun sıkıyorsunuz” diye uyarõ- yor. Mahçupyan konuşmasõ sõrasõn- da bir aralõk Türkiye’deki yerle- şik düzenin Atatürk ve Latife Hanım’õn birbirlerine gönderdik- leri mektuplarõ Türk kamuoyuna yasakladõğõnõ iddia ediyor. Bu- nun doğru olmadõğõnõ, Latife Ha- nõm’õn ailesinin mektuplarõn özel hayatõn gizliliği çerçevesinde ka- muoyuna açõklanmamasõ için da- va açtõğõnõ ve davayõ kazandõğõnõ kendisine hatõrlatõyoruz. Toplantõ sonrasõ Amerika Atatürk Cemi- yeti Başkanõ Hüdai Yavalar, Mahçupyan’õ sert bir dille eleşti- riyor. “Biz Hrant Dink öldürül- düğünde ‘Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant’õz’ diye gösteri yaptık ama siz burada doğrula- rı söylemiyorsunuz” diyor. İyad Allavi dün ilk olarak Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. AKP TBMM Gru- bu’ndaki Erdo- ğan’ın makamında basına kapalı ola- rak gerçekleşen görüşme sonrası herhangi bir açık- lama yapılmadı. Daha sonra Çan- kaya Köşkü’ne ge- çen Allavi ve bera- berindeki heyet Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tara- fından kabul edil- di. (Fotoğraf: AA) Türkiye’ye saldõrõya izin vermeyiz BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Irak’ta 7 Mart’ta yapõ- lan seçimlerden birinci olarak çõkan El Irakiye koalisyonunun lideri İyad Al- lavi, Bağdat’taki “Başbakanlık” tar- tõşmalarõ konusunda, “Bizim anaya- samıza göre, başbakanlığın başımda bulunduğum koalisyona verilmesi gerekiyor. Başbakanlık benim hak- kım” dedi. Allavi, BM Güvenlik Kon- seyi ve AB’nin seçim sonuçlarõna say- gõ gösterilmesi gerektiği yönündeki açõklamalarõna atõfta bulunarak “Irak halkının kararına herkes saygı gös- termelidir” dedi. Allavi, hükümet kurma çalõşmalarõ çerçevesinde destek aramak için geldi- ği Ankara’da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile yaptõğõ görüşme sonrasõnda Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ: - Türkiye’den beklentileriniz neler? Gül ve Erdoğan ile görüşmelerinizin gündemi nasıldı? Son derece olumlu ve yapõcõydõ. Son derece dostçaydõ. Türkiye, Irak’õn is- tikrarõ ve Irak’õn birliğiyle yakõndan il- gili. Irak’õn istikrarõnõ ve Irak’taki siyasal süreci de güçlü bir şekilde destekliyor. - Erdoğan ve Gül nasıl bir mesaj verdi, sizin yanıtınız ne oldu? Irak’õn bütünlüğünü desteklediğini di- le getirdiler ve aynõ şeklide siyasal sü- recin başarõsõna vurgu yaptõlar. Benim mesajõm ise Tükiye’nin yapõcõ rolünü devam ettirmek zonrunda olduğu yö- nündeydi. Türkiye, bölgenin istikrarõ için Irak’ta siyasal süreci desteklemeli. - Seçimlerden birinci çıktınız ama Hukuk Devleti koalisyonu ve Irak Ulusal Listesi koalisyonu hükümeti kendi içlerinden çıkacak bir ismin kurmasını istiyorlar. Anayasamõza göre, Irak’taki başba- kanlõğõn benim başõmda bulunduğum koalisyona verilmesi gerekiyor. Baş- bakanlõk benim hakkõm. Irak halkõnõn kararõna saygõ gösterilmeli. Bunun önü- nü yüksek mahkeme açtõ. Şimdi bu mahkeme oylarõn yeniden sayõlmasõnõn zorunlu olduğunu açõkladõ. Bu mahke- me politize olmuştur ve Irak halkõnõn çõ- karlarõ aleyhine faaliyet göstermektedir. Biz şimdi seçim sonrasõ sonuçlara say- gõ gösterilmesini isteyen BM’nin bu ko- nuda sorumluluk almasõ için çalõşõyoruz. Seçimlerden sonraki siyasal sürecin kesintiye uğramamasõnõ istiyoruz. - Başbakan olursanız nasıl bir hü- kümet oluşturacaksınız? Hemen herkesi, her grubu içine alan, kapsayõcõ bir hükümet olacak. Operas- yonel yanõ olan işlevsel bir hükümet ol- masõ gerektiğini düşünüyorum. ‘Türkiye’nin iç işi’ - AKP’nin Kürt açılımına nasıl ba- kıyorsunuz? - Türkiye’nin kararõna ve Türki- ye’nin egemenliğine saygõ gösteriyoruz. Bu nedenle de Irak topraklarõnõn Tür- kiye’ye karşõ saldõrõlarda bir merkez, bir üs olarak kullanõlmasõna izin verme- yeceğiz. Bunun Türkiye’nin bir iç işi ol- duğunu ve Türkiye’nin konusu oldu- ğunu düşünüyoruz. Biz Türkiye’deki sistemi ve Türk halkõnõ elimizden gel- diğince desteklemek zorundayõz. - Kürt gruplarla ilişkileriniz nasıl? Mesud Barzani ve KDP ile çok iyi ilişkilerimiz var ve çok yakõn çalõşõyo- ruz. Onlarla işbirliği yapmayõ sürdüre- ceğiz. Uzun zamandan beri arkadaşõz ve müttefikiz. Şunu söylemekten gurur duyuyorum ki, ben Türkiye ile Iraklõ Kürtler arasõndaki yakõnlaşma süre- cinde önemli bir rol oynadõm. - Türkmenler bugüne kadar hak- larını yeterince alamadılar. Siz şim- di söz veriyor musunuz? - Onlar, Irak halkõnõn bir parçasõdõr. - Siz Türkiye’de hem laik hem Şii bir lider olarak biliniyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi? Irak, inanca saygõ duyar. Irak halkõ- nõn büyük çoğunluğu laiktir, sekter de- ğildir. Ben de sekter değilim. Irak’õn Şii ya da Sünni olmasõna bakmõyoruz. Halk, Irak şemsiyesi altõnda hayatõn ta- dõnõ çõkarmalõ. Bu noktada sorun yok. - Ama Irak anayasasına göre Irak bir İslam devleti. Söyledikleriniz bu- nunla bir çelişki oluşturmuyor mu? - Irak bir İslam ülkesi. Biz sekülerizmi sizin gibi algõlamõyoruz. Irak’ta insan- lar din işlerini ve devlet işlerini ayrõ tu- tabiliyorlar. Din ve siyaseti birbirinden ayõrõyoruz. Bu nedenle seküleriz. - Koalisyonunuz içinde özellikle Kürtlerle ilişkiler konusunda sıkıntı vardı. Bunu aştınız mı? Nuceyfi kardeşlerle Kürtler arasõndaki görüşmeler olumlu bir şekilde açõldõ. İki tarafõn da beklentileri doğrultusunda çö- zülmesini umuyorum. - Peki, Kerkük’e bakışınız nasıl? Musul sorununu nasõl çözdüysek Kerkük sorununu da öyle çözeceğiz. - Ama Barzani, “Kerkük Kürdis- tan’õn bir parçasõdõr” diyor. Merak etmeyin biz o sorunu barõşçõl yollarla çözeceğiz. - Nasıl bir formülünüz var? Biz buna Musul formulü diyoruz. Bu formül Musul’da işliyor. Irak’taki seçimleri kazanan Allavi, ülkesinin topraklarının Türkiye’ye saldırı üssü olarak kullanılmasına izin vermeyeceklerini söyledi DİCLE ÜNİVERSİTESİ’NDE ARBEDE Şenlik gerginliği: 98 kişi gözaltında DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Dicle Üni- versitesi’nin (DÜ) SODES projeleri kapsa- mõnda yapõlacak olan bahar şenliğinde üni- versitede öğrenim gören yaklaşõk 150 öğren- ci, görüşleri alõnmadõğõ gerekçesiyle etkinlik alanõnda 6 saatlik oturma eylemi yaptõ. Çok sayõda çevik kuvvet polisinin güvenlik önle- mi aldõğõ eylemde, BDP’li ve İHD yetkilileri alana gelerek öğrencileri ikna etmeye çalõştõ. BTP ve İHD’li yetkilerin ardõndan, İl Emni- yet Müdür Yardõmcõsõ İlyas Burunak da öğ- rencilerle konuştu. Konuşmanõn ardõndan et- kinlik alanõ dõşõnda halaylar çeken eylemci öğrenciler, DÜ Rektör Prof. Dr. Ayşegül Ja- le Saraç’õn gelmesi üzerine alana yürümek istedi. Bunun üzerine öğrencilerle polisler arasõnda arbede yaşandõ. Polise taş atan öğ- renciler biber gazõ sõkõlarak püskürtülerek gözaltõna alõndõ. Öğrenciler bunun üzerine Fen Edebiyat Fakültesi önünde oturma eyle- mi yaptõ. Fakülte önünde oturan tüm öğren- ciler sõrayla polis tarafõndan kelepçelenerek 9’u kõz toplam 98 öğrenci gözaltõna alõndõ. Ankara ise ABD’nin baskõlarõna ‘am- bargoların soruna çözüm sağla- mayacağı ve bunlardan en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olacağı’ gerek- çesiyle karşõ çõkmaya de- vam ediyor. BM Güven- lik Konseyi’nde Türkiye henüz tek başõna kalmõş değil. BM Güvenlik Konseyi’nin bir diğer ge- çici üyesi Brezilya da Ankara gibi yaptõrõmla- rõn sonuç vermeyeceği- ne inanõyor ve sorunun diplomatik yollardan çö- zümü için devreye gir- miş durumda. Nitekim geçen hafta Tahran’da 14 saat müzakere yapan Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun ardõn- dan Brezilya Dõşişleri Ba- kanõ Celso Amorim de hafta sonu İran’a gitti. Ancak İran yönetiminin Türkiye ve Brezilya’nõn girişimlerini is- tismar etmesini engellemek için iki Dõşişleri bakanõ cumartesi günü İstanbul’da bir araya gele- rek ortak tutum belirledi. Amorim’in ardõndan Brezilya Devlet Başkanõ Lula da Silva da kõsa sü- re içinde Tahran’õ ziyaret edecek. Anka- ra Davutoğlu-Amorim görüşmesine ben- zer bir koordinasyon için Da Silva’ya da “Uygun görürseniz Tahran ziyaretiniz öncesi ya da sonrasında Türkiye’ye de bekleriz” mesajõnõ iletti. Türkiye ile Brezilya’nõn arabuluculuk gi- rişimlerini eleştirmekten kaçõnan Jeffrey, Tahran’õn dünyayõ oyalayarak zaman ka- zanmaya çalõştõğõnõ ifade eti. Uluslarara- sõ toplumun İran’a yaptõğõ teklifin geçer- li olduğunu kaydeden Jeffrey, “Eğer o öne- riyi aynı şartlarla kabul ediyorlarsa gi- dip bunu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na bildirmeleri yeterli” dedi. ABD’nin de aralarõnda yer aldõğõ BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ile Almanya (P5+1) tarafõndan hazõrlanan uz- laşma önerisi, İran’õn elinde bulunan 1200 kg. işlenmemiş uranyumun ülke dõşõna çõ- karõlmasõ karşõlõğõnda bu ülkeye Tahran nükleer reaktörünün ihtiyacõ olan ve nük- leer silah yapõmõnda kullanõlamayacak zenginleştirilmiş uranyum temin edilme- sini öngörüyor. ABD’nin başõnõ çektiği P5+1 Grubu, anlaşma için ‘İran’ın elin- deki uranyumun tamamının hemen ül- ke dışına çıkarılmasını’ ve ‘değişikliğin tek seferde gerçekleştirilmesini’ vazge- çilmez koşul sayarak İran’õn bu koşullarõ delmesine kesinlikle karşõ çõkõyor. ANKARA DİPLOMATİK ÇÖZÜM İSTİYOR ABD İran için baskõyõ arttõrõrken Büyükelçi Jeffrey Washington’õn yeni yaptõrõmlara ‘evet’ beklediğini söyledi: Çekimseroy‘hayõr’demektir James Jeffrey. 10 NUMARA ÇEKİLDİ 1, 2, 3, 6, 9, 10, 15, 24, 25, 31, 35, 36, 41, 43, 44, 47, 51, 57, 62, 66, 68, 75
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle