Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
27 NİSAN 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
331 Oyun Anlamı
542 milletvekilinin bulunduğu TBMM’de 336
sandalyenin sahibi AKP’nin illa ki yasalaştırmak
istediği anayasa teklifinin “Anayasa
Mahkemesi’nin yeni yapısını biçimlendiren” 17.
maddesi 331 oyla kabul edilmiş.
O biçimlendirmenin, bugün 11 olan üye sayısını
17’ye çıkartırken, bunlardan 14’ünü
Cumhurbaşkanı’nın seçecek olmasının neden
olduğu kafa karışıklığının bir tepkisi mi bu 331 oy?
Yoksa iktidar partisinde bazı vicdan sahiplerinin
harekete geçmeye başlamasının ön habercisi
mi?Görüşmeleri, özellikle oylamalar sırasında
başkanvekillerine emanet etmeme talimatı aldığı
anlaşılan Sayın Meclis Başkanı, Tanrı korusun
hastalanmış olsa da nöbetini, partisinden Nevzat
Pakdil’e ya da Sadık Yakut’a bırakmak zorunda
kalsa, AKP sıralarında en çok 335 milletvekili
olacak.
Yok, görev Güldal Mumcu ya da Meral
Akşener’e emanet edilse? O zaman, muhalefet
milletvekillerini azarlama, sözlerini kısıtlama yoluna
gitmek türünden mubassırlık olmayacağı için,
muhalefet partilerinin görüşmeleri engelleme
amaçlı manevraları gündeme gelecek.
Ergin planı mı? Yüz kızartıcı
teklif mi?
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yaptığı
açıklamanın, kabul oylarının 330’un altına düşme
korkusunu giderme amaçlı olduğunu düşünenler
bu nedenle haksız görülmemelidir.
CHP’nin, yeni anayasayı iptal isteği ile Yüksek
Mahkeme’ye götürmeyeceğini kabul etmesi
halinde, muhalefet ve yüksek yargının karşı çıktığı
o üç maddenin ötekilerden ayrılarak
halkoylamasına sunulabileceğini söyleyen Ergin,
öylelikle tasarının anayasaya aykırı olduğunu
savunanlara hak vermiş olmuyor muydu?
Öylelikle kendi aptesinden kuşku duyan hoca
gibi davranan Adalet Bakanı’nın önerisi,
yayımlandıktan sonra gündemde sadece üç saat
kalabildi. Zira yasanın iptalini istemek için Anayasa
Mahkemesi’ne yapılacak 110 imzalı başvurunun
birinci sırasında yer alacak olan Deniz Baykal,
kapıyı “Bizim bu yüz kızartıcı teklifi kabul
etmemiz söz konusu olamaz” sözleri ile kapattı.
97 milletvekiline sahip olan ana muhalefet
partisinin 110 imzayı tamamlaması için DSP’nin 6
üyesi dışında parlamentonun bağımsızlar
sıralarında oturan 12 bağımsızdan Kamer Genç,
Tayfun İçli, Ahmet Tan, Harun Öztürk, Hüseyin
Pazarcı, Erdoğan Yetenç ve Mesut Yılmaz’ın
katılmaları yeterli oluyor.
Önceki gece değişiklik teklifinin 17. maddesinin
oylanmasında Erdoğan’ın karşısına çıkan o sayı,
Başbakan için ciddi anlamda düşündürücü
olmalıdır.
Teklifin geri kalan maddelerinin birinci
görüşmesi sırasındaki oylamalarının sonuçları
331’in üstüne çıksa bile, Meclis Grubu içindeki bu
“küçük” ama anlamlı kıpırdanış, sınır tanımaz
ihtiraslarını ortaya koymaya başlayan AKP Genel
Başkanı’na, “Hızlı koşma, yavaşla; hatta
durabilirsen hemen dur” demek isteyen yol
arkadaşları ya da dostlarının uyarıları olarak
değerlendirilmelidir.
Bilinçaltında asma kesme var
Bugün işgal ettiği makamın yetkilerini, Milli
Egemenlik Günü’nde sembolik olarak başbakanlık
görevini alan ilkokul öğrencisi Elgin Koçibay’a,
yetki sınırını “Yetki senin; ister as, ister kes”
diyebilen bir düşünce sahibinin, bu görüşlerini
Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasasına
yerleştirmenin peşinde olmadığını kim
söyleyebilir?
Hatta bu kadarı ile de yetinmeyerek,
Çankaya’ya taşınmak istemesini de söyledikten
sonra, bırakınız müzmin muhaliflerini, ilk anayasa
paketinin hazırlanmasını üstlenen Ergun Özbudun
bile “Latin Amerika gibi oluruz. Bu sistem Latin
Amerika’da hep darbeleri davet etti” sözleri ile
bir anlamda başkaldırmış oluyor. (26 Nisan 2010,
Vatan)
Haydi muhalif diye bellediği kimseleri
dinlemiyor. Ya yabancı bilim adamlarının ve
buradaki dostlarının uyarılarına kulak tıkayıp
gözlerini yummak niye?
Ve de nereye kadar?
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
UTKU ÇAKIRÖZER
ANKARA - BM Güvenlik Konseyi’nden
İran’a ekonomik yaptõrõmlar uygulanmasõ ka-
rarõ çõkartõlmasõ için diplomatik çabalarõnõ art-
tõran ABD, BM Güvenlik Konseyi üyesi de
olan Türkiye üzerinde baskõlarõnõ arttõrõyor. BM
Güvenlik Konseyi oylamasõnda Ankara’dan
İran’a yeni yaptõrõmlar için “evet” demesini
beklediklerini ifade eden ABD’nin Ankara Bü-
yükelçisi James Jeffrey, AKP’nin “çekimser”
kalma stratejisi için “Çekimser oy kullanmak
‘Hayõr’ demekle aynıdır” yorumunu yaptõ.
Washington’da yapõlan Uluslararasõ Nükleer
Güvenlik Zirvesi sõrasõnda ABD yönetimi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dõşiş-
leri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’na “İran’ın
nükleer programının denetim altına alın-
ması meselesinin kendileri için en yüksek ön-
celikte olduğu” mesajõnõ vererek Türkiye’nin
desteğini talep etmişti. ABD’nin mesajõndaki
“en yüksek öncelik” vurgusunun önemine dik-
kat çeken Türk diplomatik kaynaklarõ,
“ABD’nin Türkiye’yi İran konusunda mut-
laka yanlarında görmek istediği anlamını ta-
şıyor ve Ankara’nın İran konusunda takı-
nacağı tutum, ABD tarafından çok yakın-
dan takip ediliyor” değerlendirmesini yaptõlar.
ABD yönetiminin Washington’daki görüş-
me sõrasõnda AKP hükümetini yaptõrõmlara ik-
na için ‘İsrail’ kozunu kullanarak “İsrail’in
İran’ın nükleer programını durdurma yö-
nünde beklenmedik bir harekette bulun-
masını önlemenin tek yolu hepimizin ortak
hareket etmesidir” mesajõ verdiği kaydedil-
di. Obama ve Dõşişleri Bakanõ Hillary Clin-
ton’õn görüşmelerde ‘bölgedeki Sünni Arap
yönetimlerinin İran’ın nükleer silah sahi-
bi olması olasılığından büyük kaygı duy-
duğunu’ da Türk heyetinin dikkatine getir-
dikleri bildirildi.
Jeffrey TBMM’de düzenlenen 23 Nisan
Resepsiyonu sõrasõnda Cumhuriyet’e
yaptõğõ değerlendirmede Türkiye’den
beklentilerini dile getirdi. İran’a kar-
şõ yeni yaptõrõmlar uygulanmasõ yö-
nünde BM Güvenlik Konseyi’nden kõ-
sa süre içinde karar çõkarmayõ hedef-
lediklerini kaydeden Jeffrey, “Karar
nisan sonuna kadar çıkabilir. Uza-
sa dahi, bu aylar değil ancak haf-
talarla sınırlı bir gecikme olacak-
tır” dedi.
Güvenlik Konseyi’nde yapõlacak
oylamada Türkiye’den destek bek-
lentilerini ifade eden Jeffrey, “Di-
ğer tüm Güvenlik Konseyi üyeleri
gibi Türkiye’nin de ‘evet’ oyu kul-
lanmasına ihtiyacımız var” diye
konuştu. Uluslararasõ Atom Enerji-
si Ajansõ’nda kasõm ayõnda yine İran
konulu benzer bir karar tasarõsõnda
ABD ve uluslararasõ toplumun tutu-
muna rağmen Ankara’nõn “çekimser” oy
kullandõğõnõn hatõrlatõlmasõ üzerine ise Jeff-
rey şu değerlendirmeyi yaptõ: “Güvenlik
Konseyi’ndeki karar mekanizmasının iş-
leyişine göre ‘çekimser’ oy ‘hayõr’ demek-
le aynı anlamı taşır. Bir tasarının karar
olabilmesi için 15 üyenin 9’unun desteği-
ni alması gerekir. Bu nedenle ‘evet’ ol-
mayan her oy ‘hayõr’ ile aynı manayı taşır.”
AKP hükümetinin İslam dünyasõna yönelmesiyle, Obama yönetimi Türkiye’ye tereddütle bakmaya başladõ
Washington’da kuşkular artıyor
LEYLA TAVŞANOĞLU
WASHINGTON - İzlanda’da
volkan patladõ. Ben Washing-
ton’da mahsur kalõyorum. Tek
bir uçak Avrupa’ya uçamõyor.
Zaten Türkiye dõşõnda bütün Av-
rupa ülkeleri hava sahalarõnõ ka-
patmõşlar. Bu krizi fõrsata dönüş-
türmek gerekiyor. O zaman dün-
yanõn başkentinde daha çok in-
sanla konuşmak, Türk-Amerikan
ilişkilerinin girdiği yolun nasõl
olduğunu daha iyi anlamak gere-
kiyor.
Obama yönetiminin Türkiye
konusunda tereddütleri olduğu
kesin. Özellikle 2007’den sonra
AKP hükümetinin daha fazla İs-
lam dünyasõna yönelmesi, Başba-
kan Erdoğan’õn Davos’ta “One
minute” çõkõşõ, Hamas’õn Ba-
tõ’da terörist kabul edilen lideri
Halit Meşal’in Ankara’ya davet
edilmesi, yine Başbakan Erdo-
ğan’õn, nükleer silah üretmekle
suçlanan İran’õn Cumhurbaşkanõ
Ahmedinejad’dan “yakın arka-
daşım, dostum” olarak söz et-
mesi kafalarõ iyice karõştõrmõş du-
rumda.
Türkiye gözlemcileri, Was-
hington’da Türkiye’yle ilgili cid-
di arayõşlar olduğunu anlatõyor-
lar. Hele de Uluslararasõ Nükleer
Enerji Zirvesi’ne katõlan Başba-
kan Erdoğan başkanlõğõndaki
Türk heyetine pek de sõcak kabul
gösterilmemesi kafalardaki soru
işaretlerini derinleştiriyor.
Ancak buradaki Türkiye göz-
lemcileri, her ay bir grup AKP
milletvekili ya da parti yönetici-
sinin Washington’a geldiği ve
AKP hükümetinin ne kadar başa-
rõlõ olduğunu ABD’li yetkililere
anlatmaya çalõştõklarõna dikkat
çekiyorlar. “Onlar bunu başa-
rıyla yapıyor. Ama ne CHP ne
de MHP’den Washington’a
böyle bir ilgi yok. Türkiye mu-
halefeti neden ABD’ye bu ka-
dar ilgisiz” sorusunu sormadan
da edemiyorlar. Altõnõ çizdikleri
konu, AKP’nin bunca çabasõna
karşõn Washington’da Türk hü-
kümetine karşõ kuşkularõn gide-
rek derinleşmiş olmasõ.
Yahudi lobisi
sırtını dönüyor
Burada konuşulan bir başka
konu, ABD Dõşişleri çevrelerinde
de AKP hükümetiyle ilgili karar-
sõzlõklarõn olduğu. Daha da öte
ABD’deki Yahudi lobisinin Er-
doğan’õn İsrail’e karşõ söylemle-
rini sertleştirmesi üzerine Türki-
ye’ye yaklaşõmõnõ soğuttuğu sõk-
lõkla konuşuluyor. Hatta ABD
Temsilciler Meclisi Dõşişleri Ko-
mitesi’nde Ermeni soykõrõm tasa-
rõsõnõn kabul edilmesi öncesi, Ya-
hudi lobisinin geçmiş yõllarõn ak-
sine Türkiye lehinde parmağõnõ
kõpõrdatmadõğõ biliniyor. Hatta
etkili Yahudi kuruluşu ADL’nin
Başkanõ Abe Foxman benimle
konuşurken “Erdoğan’ın İsra-
il’e sürekli olarak yaptığı sert
çıkışlar antisemitizmi ve İsra-
il’in gayrimeşruluğu iddiasının
meşrulaşmasını cesaretlendire-
cektir” diyerek kaygõlarõnõn de-
rinliğini dile getiriyor.
Öte yandan ABD’deki etkili
düşünce kuruluşlarõ da Türk-
ABD ilişkilerinin ne yöne kaydõ-
ğõnõ yakõndan izliyorlar. Ergene-
kon davasõnda tutukluluk sürele-
rinin yõllarõ bulmasõ, iddianame-
lerin somut delillere dayanmadan
hazõrlanmõş olduğu kuşkularõ da
yaygõn bir biçimde dile getirili-
yor. Ergenekon iddianamesinin 5
bin küsur sayfalõk tamamõnõ oku-
yup geçen kasõm ayõnda Was-
hington’da bunu açõk açõk açõk
anlattõktan sonra davayla ilgili ilk
soru işaretlerinin kafalarda oluş-
masõnõ sağlayan İngiliz gazeteci
Gareth Jenkins de Brookings
Institute adlõ etkili düşünce kuru-
luşunun konuğu olarak bir konfe-
ransa katõlõyor. Konferansõn öbür
konuşmacõsõ, İstanbul’daki Er-
meni toplumunun gazetelerinden
Agos’un genel yayõn yönetmeni
ve Taraf gazetesi yazarõ Etyen
Mahçupyan. Mahçupyan New
York’ta başka bir toplantõda da
konuşma yapmak üzere TESEV
isimli vakfõn başkanõ Can Paker
eşliğinde buraya gelmiş.
Jenkins’in uyarısı
Gareth Jenkins konuşmasõnda
somut biçimde Ergenekon dava-
sõnõn ne olduğunu anlatõrken ön-
ce iddianamenin dikkatle okun-
masõ gerektiğini, bundan sonra
kesin bir yargõya varõlmasõnõn
doğru olacağõnõ söylüyor. Sürekli
Ergenekon davasõnõ savunan
Mahçupyan’a da “Önce iddiana-
meyi okuyun, ondan sonra ko-
nuşun” diyor. Mahçupyan hõzõnõ
alamayõp süren davada yargõsõz
infaz yapmaya çalõşõnca da “Dik-
kat edin. Kendi ayağınıza kur-
şun sıkıyorsunuz” diye uyarõ-
yor.
Mahçupyan konuşmasõ sõrasõn-
da bir aralõk Türkiye’deki yerle-
şik düzenin Atatürk ve Latife
Hanım’õn birbirlerine gönderdik-
leri mektuplarõ Türk kamuoyuna
yasakladõğõnõ iddia ediyor. Bu-
nun doğru olmadõğõnõ, Latife Ha-
nõm’õn ailesinin mektuplarõn özel
hayatõn gizliliği çerçevesinde ka-
muoyuna açõklanmamasõ için da-
va açtõğõnõ ve davayõ kazandõğõnõ
kendisine hatõrlatõyoruz. Toplantõ
sonrasõ Amerika Atatürk Cemi-
yeti Başkanõ Hüdai Yavalar,
Mahçupyan’õ sert bir dille eleşti-
riyor. “Biz Hrant Dink öldürül-
düğünde ‘Hepimiz Ermeniyiz,
hepimiz Hrant’õz’ diye gösteri
yaptık ama siz burada doğrula-
rı söylemiyorsunuz” diyor.
İyad Allavi dün
ilk olarak Başba-
kan Recep Tayyip
Erdoğan ile bir
araya geldi. AKP
TBMM Gru-
bu’ndaki Erdo-
ğan’ın makamında
basına kapalı ola-
rak gerçekleşen
görüşme sonrası
herhangi bir açık-
lama yapılmadı.
Daha sonra Çan-
kaya Köşkü’ne ge-
çen Allavi ve bera-
berindeki heyet
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tara-
fından kabul edil-
di. (Fotoğraf: AA)
Türkiye’ye
saldõrõya izin vermeyiz
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Irak’ta 7 Mart’ta yapõ-
lan seçimlerden birinci olarak çõkan El
Irakiye koalisyonunun lideri İyad Al-
lavi, Bağdat’taki “Başbakanlık” tar-
tõşmalarõ konusunda, “Bizim anaya-
samıza göre, başbakanlığın başımda
bulunduğum koalisyona verilmesi
gerekiyor. Başbakanlık benim hak-
kım” dedi. Allavi, BM Güvenlik Kon-
seyi ve AB’nin seçim sonuçlarõna say-
gõ gösterilmesi gerektiği yönündeki
açõklamalarõna atõfta bulunarak “Irak
halkının kararına herkes saygı gös-
termelidir” dedi.
Allavi, hükümet kurma çalõşmalarõ
çerçevesinde destek aramak için geldi-
ği Ankara’da, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan ve Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül ile yaptõğõ görüşme sonrasõnda
Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtladõ:
- Türkiye’den beklentileriniz neler?
Gül ve Erdoğan ile görüşmelerinizin
gündemi nasıldı?
Son derece olumlu ve yapõcõydõ. Son
derece dostçaydõ. Türkiye, Irak’õn is-
tikrarõ ve Irak’õn birliğiyle yakõndan il-
gili. Irak’õn istikrarõnõ ve Irak’taki siyasal
süreci de güçlü bir şekilde destekliyor.
- Erdoğan ve Gül nasıl bir mesaj
verdi, sizin yanıtınız ne oldu?
Irak’õn bütünlüğünü desteklediğini di-
le getirdiler ve aynõ şeklide siyasal sü-
recin başarõsõna vurgu yaptõlar. Benim
mesajõm ise Tükiye’nin yapõcõ rolünü
devam ettirmek zonrunda olduğu yö-
nündeydi. Türkiye, bölgenin istikrarõ için
Irak’ta siyasal süreci desteklemeli.
- Seçimlerden birinci çıktınız ama
Hukuk Devleti koalisyonu ve Irak
Ulusal Listesi koalisyonu hükümeti
kendi içlerinden çıkacak bir ismin
kurmasını istiyorlar.
Anayasamõza göre, Irak’taki başba-
kanlõğõn benim başõmda bulunduğum
koalisyona verilmesi gerekiyor. Baş-
bakanlõk benim hakkõm. Irak halkõnõn
kararõna saygõ gösterilmeli. Bunun önü-
nü yüksek mahkeme açtõ. Şimdi bu
mahkeme oylarõn yeniden sayõlmasõnõn
zorunlu olduğunu açõkladõ. Bu mahke-
me politize olmuştur ve Irak halkõnõn çõ-
karlarõ aleyhine faaliyet göstermektedir.
Biz şimdi seçim sonrasõ sonuçlara say-
gõ gösterilmesini isteyen BM’nin bu ko-
nuda sorumluluk almasõ için çalõşõyoruz.
Seçimlerden sonraki siyasal sürecin
kesintiye uğramamasõnõ istiyoruz.
- Başbakan olursanız nasıl bir hü-
kümet oluşturacaksınız?
Hemen herkesi, her grubu içine alan,
kapsayõcõ bir hükümet olacak. Operas-
yonel yanõ olan işlevsel bir hükümet ol-
masõ gerektiğini düşünüyorum.
‘Türkiye’nin iç işi’
- AKP’nin Kürt açılımına nasıl ba-
kıyorsunuz?
- Türkiye’nin kararõna ve Türki-
ye’nin egemenliğine saygõ gösteriyoruz.
Bu nedenle de Irak topraklarõnõn Tür-
kiye’ye karşõ saldõrõlarda bir merkez, bir
üs olarak kullanõlmasõna izin verme-
yeceğiz. Bunun Türkiye’nin bir iç işi ol-
duğunu ve Türkiye’nin konusu oldu-
ğunu düşünüyoruz. Biz Türkiye’deki
sistemi ve Türk halkõnõ elimizden gel-
diğince desteklemek zorundayõz.
- Kürt gruplarla ilişkileriniz nasıl?
Mesud Barzani ve KDP ile çok iyi
ilişkilerimiz var ve çok yakõn çalõşõyo-
ruz. Onlarla işbirliği yapmayõ sürdüre-
ceğiz. Uzun zamandan beri arkadaşõz ve
müttefikiz. Şunu söylemekten gurur
duyuyorum ki, ben Türkiye ile Iraklõ
Kürtler arasõndaki yakõnlaşma süre-
cinde önemli bir rol oynadõm.
- Türkmenler bugüne kadar hak-
larını yeterince alamadılar. Siz şim-
di söz veriyor musunuz?
- Onlar, Irak halkõnõn bir parçasõdõr.
- Siz Türkiye’de hem laik hem Şii
bir lider olarak biliniyorsunuz. Bu bir
çelişki değil mi?
Irak, inanca saygõ duyar. Irak halkõ-
nõn büyük çoğunluğu laiktir, sekter de-
ğildir. Ben de sekter değilim. Irak’õn Şii
ya da Sünni olmasõna bakmõyoruz.
Halk, Irak şemsiyesi altõnda hayatõn ta-
dõnõ çõkarmalõ. Bu noktada sorun yok.
- Ama Irak anayasasına göre Irak
bir İslam devleti. Söyledikleriniz bu-
nunla bir çelişki oluşturmuyor mu?
- Irak bir İslam ülkesi. Biz sekülerizmi
sizin gibi algõlamõyoruz. Irak’ta insan-
lar din işlerini ve devlet işlerini ayrõ tu-
tabiliyorlar. Din ve siyaseti birbirinden
ayõrõyoruz. Bu nedenle seküleriz.
- Koalisyonunuz içinde özellikle
Kürtlerle ilişkiler konusunda sıkıntı
vardı. Bunu aştınız mı?
Nuceyfi kardeşlerle Kürtler arasõndaki
görüşmeler olumlu bir şekilde açõldõ. İki
tarafõn da beklentileri doğrultusunda çö-
zülmesini umuyorum.
- Peki, Kerkük’e bakışınız nasıl?
Musul sorununu nasõl çözdüysek
Kerkük sorununu da öyle çözeceğiz.
- Ama Barzani, “Kerkük Kürdis-
tan’õn bir parçasõdõr” diyor.
Merak etmeyin biz o sorunu barõşçõl
yollarla çözeceğiz.
- Nasıl bir formülünüz var?
Biz buna Musul formulü diyoruz. Bu
formül Musul’da işliyor.
Irak’taki seçimleri kazanan Allavi, ülkesinin
topraklarının Türkiye’ye saldırı üssü olarak
kullanılmasına izin vermeyeceklerini söyledi
DİCLE ÜNİVERSİTESİ’NDE ARBEDE
Şenlik gerginliği:
98 kişi gözaltında
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Dicle Üni-
versitesi’nin (DÜ) SODES projeleri kapsa-
mõnda yapõlacak olan bahar şenliğinde üni-
versitede öğrenim gören yaklaşõk 150 öğren-
ci, görüşleri alõnmadõğõ gerekçesiyle etkinlik
alanõnda 6 saatlik oturma eylemi yaptõ. Çok
sayõda çevik kuvvet polisinin güvenlik önle-
mi aldõğõ eylemde, BDP’li ve İHD yetkilileri
alana gelerek öğrencileri ikna etmeye çalõştõ.
BTP ve İHD’li yetkilerin ardõndan, İl Emni-
yet Müdür Yardõmcõsõ İlyas Burunak da öğ-
rencilerle konuştu. Konuşmanõn ardõndan et-
kinlik alanõ dõşõnda halaylar çeken eylemci
öğrenciler, DÜ Rektör Prof. Dr. Ayşegül Ja-
le Saraç’õn gelmesi üzerine alana yürümek
istedi. Bunun üzerine öğrencilerle polisler
arasõnda arbede yaşandõ. Polise taş atan öğ-
renciler biber gazõ sõkõlarak püskürtülerek
gözaltõna alõndõ. Öğrenciler bunun üzerine
Fen Edebiyat Fakültesi önünde oturma eyle-
mi yaptõ. Fakülte önünde oturan tüm öğren-
ciler sõrayla polis tarafõndan kelepçelenerek
9’u kõz toplam 98 öğrenci gözaltõna alõndõ.
Ankara ise ABD’nin baskõlarõna ‘am-
bargoların soruna çözüm sağla-
mayacağı ve bunlardan en
fazla etkilenen ülkenin
Türkiye olacağı’ gerek-
çesiyle karşõ çõkmaya de-
vam ediyor. BM Güven-
lik Konseyi’nde Türkiye
henüz tek başõna kalmõş
değil. BM Güvenlik
Konseyi’nin bir diğer ge-
çici üyesi Brezilya da
Ankara gibi yaptõrõmla-
rõn sonuç vermeyeceği-
ne inanõyor ve sorunun
diplomatik yollardan çö-
zümü için devreye gir-
miş durumda. Nitekim
geçen hafta Tahran’da
14 saat müzakere yapan
Dõşişleri Bakanõ Ahmet
Davutoğlu’nun ardõn-
dan Brezilya Dõşişleri Ba-
kanõ Celso Amorim de
hafta sonu İran’a gitti. Ancak
İran yönetiminin Türkiye ve
Brezilya’nõn girişimlerini is-
tismar etmesini engellemek için
iki Dõşişleri bakanõ cumartesi
günü İstanbul’da bir araya gele-
rek ortak tutum belirledi.
Amorim’in ardõndan Brezilya
Devlet Başkanõ Lula da Silva da kõsa sü-
re içinde Tahran’õ ziyaret edecek. Anka-
ra Davutoğlu-Amorim görüşmesine ben-
zer bir koordinasyon için Da Silva’ya da
“Uygun görürseniz Tahran ziyaretiniz
öncesi ya da sonrasında Türkiye’ye de
bekleriz” mesajõnõ iletti.
Türkiye ile Brezilya’nõn arabuluculuk gi-
rişimlerini eleştirmekten kaçõnan Jeffrey,
Tahran’õn dünyayõ oyalayarak zaman ka-
zanmaya çalõştõğõnõ ifade eti. Uluslarara-
sõ toplumun İran’a yaptõğõ teklifin geçer-
li olduğunu kaydeden Jeffrey, “Eğer o öne-
riyi aynı şartlarla kabul ediyorlarsa gi-
dip bunu Uluslararası Atom Enerjisi
Ajansı’na bildirmeleri yeterli” dedi.
ABD’nin de aralarõnda yer aldõğõ BM
Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi ile
Almanya (P5+1) tarafõndan hazõrlanan uz-
laşma önerisi, İran’õn elinde bulunan 1200
kg. işlenmemiş uranyumun ülke dõşõna çõ-
karõlmasõ karşõlõğõnda bu ülkeye Tahran
nükleer reaktörünün ihtiyacõ olan ve nük-
leer silah yapõmõnda kullanõlamayacak
zenginleştirilmiş uranyum temin edilme-
sini öngörüyor. ABD’nin başõnõ çektiği
P5+1 Grubu, anlaşma için ‘İran’ın elin-
deki uranyumun tamamının hemen ül-
ke dışına çıkarılmasını’ ve ‘değişikliğin
tek seferde gerçekleştirilmesini’ vazge-
çilmez koşul sayarak İran’õn bu koşullarõ
delmesine kesinlikle karşõ çõkõyor.
ANKARA DİPLOMATİK ÇÖZÜM İSTİYOR
ABD İran için baskõyõ arttõrõrken Büyükelçi Jeffrey Washington’õn yeni yaptõrõmlara ‘evet’ beklediğini söyledi:
Çekimseroy‘hayõr’demektir
James
Jeffrey.
10 NUMARA ÇEKİLDİ
1, 2, 3, 6, 9, 10, 15, 24, 25, 31, 35, 36,
41, 43, 44, 47, 51, 57, 62, 66, 68, 75