Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
anlayamıyorum. Demokrasiyle, hukukun
üstünlüğüyle hiç bağdaşmayan bir biçimde...
Güven duygum yok oluyor, canım acıyor,
korkuyorum. Utanıyorum.
Bu durumda pek çok insan var. Balbay’ın
kişiliğinde onları da anıyorum.
Hep saydım günleri çıkar diye ama 365 gün
dolunca bir şey kabardı içimde... Neden tutuklu
olduklarını anlayamadığımız insanların neden
tutuklu olduklarını anlamamız lazım.
Anlayamıyorsak, o işte bir bit yeniği var
demektir.”
Yıldız Kenter’in sahneye koyduğu bu sözler,
öyle hissediyorum ki, pek çok duyarlı
yurttaşımızın içinden geçenler.
Sanatçı ilk hissedendir.
Bulunduğu sahneden ülkesine, toplumuna
bakar ve gerçeği görür. Bunu dile getirme, göz
önüne serme, ortaya koyma sorumluluğu
sanatçının kişiliğini oluşturur.
Olumsuzluklar bir yana; ülkesi iyiye giderken
bile sorar:
- Daha iyi olamaz mı?
Ülkeler, toplumlar böyle gelişir, böyle daha iyiyi
yakalarlar. Olumsuzlukları ortaya koymaları da
çözüm içindir.
Yazı aramızda ürettiğim kimi sözler hoşuma
gider, “Hiç de fena olmamış” derim. Yıllar önce
Tamer Levent’ler “Sanata evet” kampanyası
başlattığında, “Benim de tuzum olmalı” diye
düşündüm. Şu satırları kaleme aldım:
“Bir Çin sözü vardır; bir yıl sonrasını
düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını
düşünüyorsan ağaç dik, yüz yıl sonrasını
düşünüyorsan toplumu eğit.
Bu söze şunu eklemek gerek:
Bin yıl sonrasını düşünüyorsan sanatçı yetiştir.”
Tarihe baktığımızda sanatçıların hem ülkelerini
hem de doğal olarak insanlığı daha ileriye
taşıdıklarını görüyoruz. Bu anlamda Yıldız Kenter
hem “Ben Anadolu” diyen hem “Ben dünya
yurttaşı” diyen bir sanatçımız.
Yıldız Kenter, “365 gün dolunca bir şey kabardı
içimde” diyor...
Tutukluluğun birinci yılı doldu, ikinci yıldan gün
almaya başladım. Gazetenin sağ alt köşesindeki
“günmetre” yükselmeye devam ediyor.
Yıldönümü sürecinde Cumhuriyetim,
yazarlarımız, okurlarımız, pek çok meslektaşımız,
siyasetçilerden toplum önderlerine kadar geniş
bir yelpaze, yalnız olmadığımı bir kez daha
hissettirdi.
Bir yıldır her fırsatta bana omuz veren
yazarlarımızı selamlamak için nasıl bir sıralama
yapsam diye düşündüm; gazetemizin sayfa
düzenine bağlı kalmak en uygunu dedim.
Cüneyt Arcayürek, Oktay Akbal, Emre
Kongar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Erdal
Atabek, Orhan Bursalı, Güray Öz, Ataol
Behramoğlu, Server Tanilli, Orhan Erinç,
Orhan Birgit, Mehmet Faraç, Özgen Acar,
Şükran Soner, Nilgün Cerrahoğlu, Deniz Som,
Işık Kansu, Deniz Kavukçuoğlu, Ümit Zileli,
Ahmet Tan, Yakup Kepenek, Oktay Ekinci,
Zeynep Oral, Adnan Binyazar, Meriç
Velidedeoğlu, Ali Abalı, Işıl Özgentürk’e güzel
günlerin özlemiyle selam...
Yıldönümünde Nail Güreli, Tufan Türenç,
Mustafa Mutlu, Balçiçek Pamir, Serdar
Akinan beni ayrıca duygulandırdı. Hasan
Cemal’in yazısını çok dikkatli okudum.
Dünyalarımız yakın-ayrı pek çok köşe yazarı
yargılamanın tutuksuz sürmesi görüşünü dile
getirdi. Benim de başlıca dileğim adil, hızlı,
tutuksuz yargılanmak.
En başta Yıldız Kenter olmak üzere bana omuz
veren herkese karşı kendimi sorumlu
hissediyorum. Bugünler geçtiğinde bile bu
sorumluluğu taşımaya devam edeceğim.
Meslek yaşamımdan aydın kişiliğime benim
anayasam bir cümleden oluşuyor:
Laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti ilkeleri
tümüyle yerleşmiş bir Türkiye için çaba
harcamak.
Başka bir anayasam yok.
Anayasa değişikliği de düşünmüyorum!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
yazmasını umut ediyorum” demek zorunda kaldı.
CHP ile MHP taslağa olumlu oy vermeyecekleri-
ni açıkladılar.
AKP’nin tek umudu Barış ve Demokrasi (Kürt)
Partisi. Anayasal zorunluk olan 367’yi bulmasına
yardımcı olması.
BDP de bu fırsattan yararlanmak istiyor.
Geçen seçimler ve sonraki kamuoyu araştırma-
ları BDP’nin yurt düzeyinde ancak yüzde 6 oy top-
layabildiğini gösterdi. Bu durumda partinin ilk ge-
nel seçimde yüzde 10 barajının altında kalacağını
biliyor ve bu nedenle barajın düşürülmesini, örne-
ğin yüzde 5’e çekilmesini istiyorlar.
Daha önceki açıklamalarına bakılırsa, AKP bu
dayatmaya evet demeyecek.
BDP’nin bir diğer dayatması anayasa değişikli-
ğinde “demokratik paketin” de gerçekleştirilmesi.
Örneğin devletin Türk ve Kürt halklarından oluştu-
ğunun anayasada yer alması.
AKP bu dayatmayı da kabul edemez.
Baykal’ın haklı olarak ifade ettiği gibi, “bu ana-
yasa değişikliğiyle ‘sivil darbe’ sonuçlanmış”, 12
Eylül Anayasası gitmiş, yerine AKP Anayasası gel-
miş olacak!
Bu saptamayı doğrulayan bütün öğelerin deği-
şiklik paketinde yer almasına karşın… RTE, deği-
şikliği -Cemil Çiçek gibi- AB’nin hukuksal ölçekle-
rine uymak ve ülkeyi çağdaşlığa eriştirmek için
önerdiklerini savunuyor.
RTE baktı ki savunularını yutan yok; döndü do-
laştı -her zaman her vesile kullandığı- son silaha
başvurdu.
Muhalefet partilerinin değişikliğe karşı çıkmaları,
ulusal iradeye karşı çıkmakmış!
TBMM’deki AKP çoğunluğunu ulusal iradenin
tek temsilcisi sayan ve grup çoğunluğuna dayana-
rak istediğini yapmakta kendisini yetkili ve etkin
gören birisi için bu mantık elbette doğru.
Değişikliği çileli bir yol bekliyor. TV’lerdeki ko-
nuşmalarıyla, konuşanlara karşı gösterdiği sabır-
sız, partizan tutumuyla dikkati çeken Burhan Ku-
zu’nun başkanlığını yaptığı Anayasa Komisyo-
nu’nda müzakereye açılacak ve sonra paket...
…sert tartışmaların yapılacağı genel kurula ine-
cek.
Değişikliğin sondan bir önceki durağı yargı re-
formu isteyen Çankaya’daki AKP’li. Her vesile hü-
kümet koşutunda davranan, hükümet başkanının
ters tepkilerle karşılanan girişimlerini, açıklamaları-
nı savunan Çankaya’dan umut yok!
330-367 aralığında kabul edilecek olursa paket,
Çankaya’daki kabul edilen metni doğrudan refe-
randuma götürmek zorunda.
İşte bu arada değişikliğin uğrayacağı bir başka
durak daha var.
Deniz Baykal, birkaç kez açıkladı: CHP, ola ki
MHP’nin de katılımıyla paketi Anayasa Mahkeme-
si’ne götürebilir. Yüksek Mahkeme’den yürütme-
nin durdurulmasını isteyebilir.
Anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi’ne gö-
türülebilir mi? Başkan Haşim Kılıç, 3 Mart
2010’da Hürriyet gazetesine verdiği demeçte so-
ruyu yanıtladı:
“…Türkiye’de son dönemlerde anayasa değişik-
lik girişimleri birçok gerginliğe yol açtı. Ülkenin cid-
di anayasal reformuna ihtiyacı yok mu, var…
…Ama bunun tam uzlaşma ile sağlanması gere-
kir. Yoksa tüm değişiklik girişimleri ve zorlamalar
sonunda bize geliyor. Korkum bu yargı reformu ve
anayasa değişikliğinin de bize geleceği yönünde.
Öyle de olur zaten…
…O nedenle, bu değişiklik yapılacaksa tüm has-
sasiyetleri dikkate alan bir geniş uzlaşma ortamı
gerekiyor…”
Haşim Kılıç’ın 21 gün önce sakıncalı bulduğu
bütün koşullar bugün gerçekleşti.
AKP sözde uzlaşma arayışları yaptığını ve yapa-
cağını söyleyip duruyor.
Oysa değişiklikleri zorlama ile zorba bir dayatma
ile kabul ettirmeye çalışıyor.
Beri yandan Yüksek Mahkeme’den olumsuz ka-
rar çıkacağı korkusu sardı AKP’yi.
Anayasa Mahkemesi usul açısından sakıncalı
bularak değişikliği görüşmeyebilir.
Bu nedenle anayasanın hükümetlere anayasa
önerme yetkisini vermediğini bilen RTE de, paketi
açıklamaya giden Yardımcısı Cemil Çiçek baş-
kanlığındaki bakanlar heyeti de taslağın hükümetin
değil, milletvekillerinin olduğunu durmadan yineli-
yorlar.
Tabii başka bir olasılığı dikkate almak gerek:
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, yetkisini
kullanarak iptal başvurusunu iş işten geçtikten
sonra gündeme almazsa...
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 25 MART 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Mart
Oslo B 9
Helsinki B 3
Stockholm B 6
Londra Y 14
AmsterdamY 16
Brüksel B 16
Paris Y 16
Bonn Y 16
Münih P 19
Berlin PB 19
BudapeştePB 20
Madrid Y 18
Viyana PB 18
Belgrad Y 16
Sofya B 16
Roma PB 15
Atina PB 18
Zürih PB 20
Moskova PB 2
Aşkabat PB 19
Taşkent PB 23
Bakû B 13
Bişkek PB 18
Tiflis B 23
Kahire Y 24
Şam Y 22
İstanbul B 13
Edirne B 15
Kocaeli Y 15
Çanakkale B 15
İzmir Y 20
Manisa Y 20
Denizli Y 21
Zonguldak B 9
Sinop B 12
Samsun Y 14
Trabzon B 12
Giresun Y 9
Ankara Y 17
Eskişehir Y 13
Konya Y 18
Sıvas Y 17
Antalya B 19
Adana Y 22
Mersin B 21
Diyarbakır PB 21
Şanlıurfa PB 24
Mardin PB 20
Siirt PB 23
Hakkâri Y 12
Van Y 12
Kars Y 14
Ülkemiz geneli par-
çalı ve çok bulutlu,
Marmara’nın doğusu,
Denizli ve Kuzey Ege
kıyıları dışında Ege
bölgesinin tamamı, İç
Anadolu, Batı ve Do-
ğu Karadeniz’in iç ke-
simleri, Orta Karade-
niz, Doğu Anado-
lu’nun kuzey ve do-
ğusu ile Balıkesir, Is-
parta, Adana, Osma-
niye ve K.Maraş çev-
releri yağmurlu geçe-
cek. Denizlerde fırtına
beklenmiyor.
AYKUT KÜÇÜKKAYA
BERLİN/FRANKFURT -
Almanya’daki büyük vurgunu
itiraflarõyla ortaya çõkaran Deniz
Feneri e.V, Euro 7 ve derneğe
yapõlan bağõşlarõn aktarõldõğõ şir-
ketlerin muhasebecisi Firdevsi
Ermiş, Türkiye’deki savcõlar
tarafõndan “36 saat” sorgulandõ.
“6-7 Kasım 2009” tarihinde
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na ifade veren Ermiş, “18
milyon Avro’luk” vurgunu tüm
detaylarõyla anlattõ. Almanya’nõn
Türkiye’deki asõl failler diye
gösterdiği Kanal 7’nin tepe yö-
neticilerinin “iftiracı” suçla-
masõ yönelttiği Ermiş’in, “gizli
muhasebe kaydı, kara para
aklama, kuryelik ve yapılan
bağışların şirketlere nasıl ak-
tarıldığı”yla ilgili önemli de-
taylarõ içeren bilgileri savcõlõk-
la paylaştõğõ öğrenildi.
Kasım 2009’da geldi
Ermiş’in “tutuklanmayacağı
garantisi” verilmesinin ardõn-
dan geçen ay Türkiye’ye geldiği
ve Türk savcõlara ifade verdiği ba-
sõna yansõmõştõ. Cumhuriyet’in
Almanya’daki üst düzey bir yet-
kiliden edindiği bilgiye göre De-
niz Feneri e.V. davasõnda 1 yõl 10
ay hapis cezasõna çarptõrõlan Er-
miş, Türkiye’ye 2010 yõlõnda de-
ğil 2009 yõlõnda geldi. Eylül
2009’da Türkiye’ye giriş yapan
Ermiş, bu gelişinde savcõlara ifa-
de vermedi. Kasõm ayõnda ikin-
ci kez Türkiye’ye giriş yapan
Ermiş, 6-7 Kasõm 2009 tarihle-
rinde Ankara’da Türk savcõlarõ-
na giderek ifade verdi. Türk sav-
cõlara iki gün boyunca “36 saat
süreyle” ifade veren Ermiş, De-
niz Feneri e.V’ye akan bağõş pa-
ralarõndan 18 milyon Avro’nun
Türkiye’de nasõl yönlendirildiğini
tüm detaylarõyla anlattõ.
Satranç oyunu mu
oynanıyor?
Bu arada ulaştõğõmõz bir bilgi
ise Deniz Feneri e.V soruştur-
masõnõn ikinci ayağõnõ yürüten
Frankfurt Savcõlõğõ ile Deniz
Feneri e.V. bağlantõlõ soruştur-
mayõ yürüten Ankara Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ arasõnda “sat-
ranç oyunu mu oynanıyor”
sorusunu akõllara getirdi. Şöyle
ki; Firdevsi Ermiş’in Frank-
furt’taki yetkililere, Türkiye’den
döndükten sonra, “Türkiye’ye
gittim, bildiğim her şeyi an-
lattım” bilgisini verdiği belirti-
liyor. Kanal 7 Yönetim Kurulu
Başkanõ Zekeriya Karaman ve
eski RTÜK Başkanõ Zahid Ak-
man’õ Türkiye’de sorgulamak is-
teyen Almanya, ilk önce kendi-
si “adli yardım talebinde” bu-
lunduğu için ve Türk hüküme-
tinden beklediği desteği göre-
mediği için Ermiş’in Türkiye’ye
giderek ifade vermesine sõcak
bakmõyor.
Türk savcõlar ise AKP hükü-
metinin tutumunun aksine bu
süreçte başta tutuklu sanõk Meh-
met Gürhan olmak üzere bazõ
isimleri Almanya’da sorgula-
mak istiyor. Frankfurt, Anka-
ra’ya “Bize soruları gönderin”
yanõtõ verince Türk savcõlar so-
ruşturmanõn en önemli ayağõnõ
oluşturan Ermiş’i ikna ederek
Kasõm 2009’da Ankara’da ifa-
desini alõyor. Bu ifadeden yak-
laşõk iki ay sonra Ocak 2009’da
Ankara’dan Almanya’ya ulaşan
belgeye göre Türk savcõlarõn
soru yönelttiği isimler arasõnda
“Firdevsi Ermiş” de yer alõyor.
Söz konusu bu durum Alman-
ya’da, “Ermiş’in ifade vermek
için Türkiye’ye geldiğinde
Türk savcılara ‘Buraya geldi-
ğimden Frankfurt’un haberi yok’
ifadesini verdiği” olarak yo-
rumlanõyor.
Deniz Feneri e.V.’nin muhasebecisi Ermiş 18 milyon Avro’luk vurgunu anlattõ
Kanal 7’nin Avrupa’daki muhasebecisi Firdevsi Ermiş, toplanan bağõş
paralarõnõn amaç dõşõ kullanõldõğõnõn belgelenmesine yardõmcõ olmuştu.
Ermiş gözaltõndayken Kanal 7’nin tuttuğu Türk avukatõ reddederek, Al-
man avukat Dr. Hanno Durth ile anlaşmõş, Alman sorgu makamlarõna ge-
reken bütün bilgi ve belgeleri vermişti. Almanya’da 17 Eylül 2008’de 3 ki-
şinin suçlu bulunmasõyla sonuçlanan Deniz Feneri e.V. yargõlamasõnda
Ermiş de suçlu bulunmuş, 1 yõl 10 ay tecilli hapisle cezalandõrõlmõştõ. Mah-
kemede, Deniz Feneri e.V. ve bağõş paralarõ ile kurulan şirketler arasõnda
tutulan biri resmi, diğeri gayriresmi iki ayrõ muhasebe tutulduğu konusunda
bilgiler veren Ermiş, Deniz Feneri e.V.’nin 5 yõl içinde topladõğõ 42
milyon Avro’dan fazla bağõş parasõnõn kuryelerle Türkiye’ye nasõl
taşõndõğõnõ, hangi şirketlere aktarõldõğõnõ ve hangi şirketlerin ku-
rulmasõnda kullanõldõğõnõ anlatmõştõ. Ermiş ayrõca, kuryelerle ta-
şõnan paralarõn kimler tarafõndan alõnõp kimlere verildiğine da-
ir gayriresmi muhasebe konusunda da önemli bilgiler vermişti.
Sağlık çalışanları becayiş için
bir yıl beklemeyecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlõk
Bakanlõğõ yaptõğõ değişiklikle sözleşmeli sağ-
lõk çalõşanlarõnõn her yõl ekim ayõ içinde kabul
edilen karşõlõklõ yer değiştirme (becayiş) baş-
vurularõnõn artõk yõl içinde herhangi bir dö-
nemde de gerçekleştirilmesini sağladõ. Sağlõk
Bakanlõğõ, “4/B Sözleşmeli Personelinin Yeni-
den Hizmete Alõnmasõ ve Kurum İçi Yer Deği-
şikliğine Dair Yönerge”de değişiklik yaptõ.
Değişikliğe göre, becayişte dönem şartõ kalktõ.
Daha önce her yõl ekim ayõ içinde kabul edilen
karşõlõklõ yer değiştirme başvurularõ, artõk yõl
içinde herhangi bir dönemde yapõlabilecek.
Düzenlemeyle 4/B’li sözleşmeli sağlõk çalõşan-
larõnõn, iller arasõ ve il içinde istedikleri zaman
karşõlõklõ olarak yer değiştirebilmelerine imkân
sağlanmõş oldu. Ancak, il içinde bir kez yer
değiştiren bir yõl bekleyecek. Ayrõca, 4/B’li
personelin eş durumu tayinleri il emrine göre
yapõlacak. Sağlõk Bakanlõğõ’nda kadrolu çalõ-
şan personel, başka kurumlarda çalõşan 4/B’li
eşinin yanõna tayin de isteyebilecek.
FİRDEVSİ ERMİŞ’İN İFADESİ NEDEN ÖNEMLİ
?
36 saat sorgulandõ
Heron Batman’da uçtu
BATMAN(Cumhuriyet) - Batman’da
TÜSK’e ait Heron tipi insansõz hava aracõ eğitim
ve keşif uçuşu yaptõ. Yetkililerden araçla ilgili
bilgi almaya çalõşan Batmanlõlar Heron’u ilgiyle
izledi. Mart ayõ başõnda İsrail’den 6 adet alõnan
‘Heron’lar yurtiçi ve yurtdõşõ operasyonlarda is-
tihbarat bilgileri toplamak amacõyla kullanõlõyor.
ODTÜ’de ‘ulaşım’ protestosu
ANKARA (AA) - ODTÜ içerisinde topla-
nan bir grup öğrenci, “Ulaşõm haktõr, satõlamaz”,
“Gökçek, elini cebimizden çek” yazõlõ pankartlar
taşõyarak ve slogan atarak ulaşõm ücretlerini pro-
testo etti. Ana giriş kapõsõna yürüyen ve belediye
tarafõndan ODTÜ’ye arõzalõ ve eski otobüslerin
gönderildiğini iddia eden öğrencilerin açõklama-
sõnda, “Yõllardõr ulaşõma yaptõğõnõz zamlar artõk
insanlarõ isyan noktasõna getirmiştir. Toplu ey-
lemler son dönemde artmõştõr” denildi.
Ekonomi Servisi - Liba-
nanco şirketinin, el konulan
Çukurova Elektrik (ÇEAŞ)
ve Kepez Elektrik hissele-
rinde zarara uğradõğõ ge-
rekçesiyle Türkiye Cum-
huriyeti hakkõnda açtõğõ 10
milyar dolar tutarõndaki tah-
kim davasõnda dün ikinci
gün duruşmalarõ yapõldõ.
Paris’te önceki gün 10 saat
süren duruşmada Hakan
Uzan ortalama 8 saat sor-
gulanmõştõ. Hakan Uzan,
ÇEAŞ ve KEPEZ’e el ko-
nulmasõnõ siyasi linç olarak
değerlendirmesine karşõn
Enerji Bakanlõğõ avukatla-
rõ, Libananco’nun hisse
alõm tarihinin el koyma iş-
lemlerinden sonra olduğu-
nu savundu.
Duruşmalara katõlan ta-
raflar Hakan Uzan ve Ener-
ji Bakanlõğõ temsilcileri ile
avukatlõk bürosu, dün ya-
põlan duruşma öncesi gaze-
tecilerin sorularõnõ yanõtla-
madõ. Libananco şirketi-
nin, devlet tarafõndan el ko-
nulan Çukurova Elektrik
(ÇEAŞ) ve Kepez Elektrik
hisselerinde zarara uğradõ-
ğõ gerekçesiyle Türkiye
Cumhuriyeti hakkõnda aç-
tõğõ 10 milyar dolar tuta-
rõndaki (faizi ile birlikte 20
milyar dolar) tahkim da-
vasõnõn duruşmalarõ bugün
de devam edecek.
Dünya Bankasõ binasõn-
daki duruşmada, Uluslar-
arasõ Yatõrõm Anlaşmazlõk-
larõ Çözüm Merkezi, taraf-
larõ dinledikten sonra da-
vanõn “esastan görüşülüp
görüşülmeyeceğini’’ ka-
rara bağlayacak.
Kırmızı bültenle
aranıyor
Duruşmaya uzun zaman-
dan beri Interpol tarafõndan
aranan Hakan Uzan’õn ka-
tõlabilmesi için, tutuklama
kararõ 8 gün için askõya
alõndõ. Uzan’õn elinde bir-
takõm belgeler olduğu ve
hakem heyetine bunlarõ sun-
duğu dile getirildi. Türk
hükümetini savunan Coşar
Avukatlõk Bürosu temsilci-
si Aydın Coşar, “Strateji-
mizi şimdi açıklamak is-
temiyoruz. Çalışmalar iyi
gidiyor. Önümüzdeki
günlerde her şey açıklığa
kavuşacak” değerlendir-
mesinde bulundu.
Cem Uzan ve Libananco
şirketinin yüzde 60 hissesi-
ne sahip olan ancak Uzan-
lar adõna hareket ettiği bili-
nen Ali Türkkan’õn din-
lenmesinin ardõndan tah-
kim heyeti, iddialarõn bel-
gelere dayanõp dayanma-
dõğõna bakacak ve davanõn
açõlõp açõlmayacağõna karar
verecek. ÇEAŞ ve Kepez’e
el konulmasõndan sonra ön-
ce siyasi arenada boy gös-
teren Hakan Uzan’õn ağa-
beyi Cem Uzan, Ekim
2009’dan bu yana Paris’te
bulunuyor.
Libananco’nun Türkiye hakkõnda açtõğõ tahkim davasõna devam edildi
Paris’te kılıçlar çekildi
Libananco’nun ÇEAŞ ve Kepez Elektrik hissele-
rinde zarara uğradõğõ gerekçesiyle Türkiye hakkõnda
açtõğõ 20 milyar dolar tutarõndaki tahkim davasõnda
dün duruşma devam etti. Bugün sona ermesi bekle-
nen duruşma sonucunda tahkim heyeti, davanõn
esastan görüşülüp görüşülmeyeceğine karar verecek.
PELİN GEL AĞAN
ANTALYA - Enerji, gayri-
menkul, turizm ve su ürünleri gi-
bi birçok alanda önemli yatõ-
rõmlarda bulunan Alarko Şir-
ketler Topluluğu, Antalya’daki
Hillside Su Otel’in ardõndan
kente yeni bir turizm yatõrõmõ ka-
zandõrmaya hazõrlanõyor.
Antalya Sanayici ve İş Adam-
larõ Derneği’nin (ANSİAD) ola-
ğan toplantõsõna katõlan Alarko
Şirketler Topluluğu Yönetim
Kurulu Üyesi Leyla Alaton,
Antalya’nõn Kepez ve Topallõ
bölgelerinden 2 bin 500 dö-
nüm arazi satõn aldõklarõnõ, bu
bölgede turizme bağlõ küçük
bir İsveç ya da küçük bir Dani-
marka köyü kurmayõ planla-
dõklarõnõ açõkladõ.
Turizm kompleksi kurmak
amacõyla aldõklarõ bölgelerin şu
anda Kültür ve Turizm Bakan-
lõğõ’na bağlõ turizm yatõrõm sa-
hasõ olarak geçtiğini, bu neden-
le de yatõrõm yapmak için bek-
lediklerini anlatan Alaton, “Ya-
tırımın boyutunu şirket kendi
bünyesinde tayin edecektir.
Bu alana gerek golf alanlarının
gerekse konutun olacağı yaşam
kompleksi kurmayı düşünü-
yoruz. Küçük Danimarka ev-
leri kurma gibi düşüncemiz
var. Eğlence merkezleri de
kurabiliriz” diye konuştu.
Alarko’dan Antalya’ya
küçük Danimarka
ANSİAD Başkanı Mehmet Hacıarifoğlu, Alarko Şirketler Top-
luluğu Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton’a bir plaket verdi.