23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 25 MART 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15ekonomi@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Rejim Değişikliği Anayasası Kimse kimseyi kandırmasın, maddeler üzerinden ortaya çıkan görüntülerin üzerinden kısır tartışmada işin özünü, genel amaç-sonuç ilişkilerini atlamasın... AKP’nin anayasa değişikliği paketi, Türkiye’nin rejimini değiştirme hedefinde iç ve dış ittifakların önlerine çıkan engelleri ayıklamaya yönelik anlamlı bir adım. İş referanduma kadar uzanırsa oylarla bilerek ya da bilmeyerek işte bu adıma destek sağlanmış olacak... Yine bir askeri darbenin ürünü de olsa, Türkiye’nin gerçek demokratik, insan hakları, sosyal devletten yana, çağdaşlığı yakalamada önünü açmış 1961 Anayasası, başta sendikal haklar, sosyal devlet, siyasal bilinç, örgütlenmede müthiş bir toplumsal sıçramanın aracı olmuştu... İşte Cumhuriyet rejimi, Atatürk devrimleri, laikliğin temeli üzerinde yükselen, dünya ve ülke düzenini masaya yatıran sorgulayan bu toplumsal örgütlülük, bilinç, direnme, ülke gidişatından korkmuş, çıkarları için tehdit görmüş iç ve dış çıkar odakları, Türkiye’nin toplumsal dinamikleri ile yaşamakta olduğu gelişmeyi durdurma seferberliğine geçtiler... Türkiye için “lüks anayasa” kavramı böylece gündeme geldi. 12 Mart’taki tırpanlama yetmedi; küreselleşme, yeni dünya sömürü düzeninde Türkiye’ye biçilen rollerin dikte ettirilebilmesi için 12 Eylül yaşatıldı. Türkiye’nin örgütlülük, toplumsal bilinç birikiminde, sivil iktidarlar eliyle kabul ettirilemeyen model, yoksunlaşma, yoksullaşma, 24 Ocak kararları türünden dar çember 12 Eylül sayesinde kolayca gerçekleştirildi. Özalizm, 12 Eylül’ün güle oynaya yüzde 92 verilen halkoyuyla, yasaklı anayasasıyla topluma yedirildi. Yetmedi, AKP’nin ilk icraatı budanmış iş yasası hükümlerinin bile işlemediği, kural dışı, yasadışı çalıştırmanın iktidar eliyle gerçekleştirildiği, özel sektörde kayıt dışı ile işsizliğin patlatıldığı kölelik düzeninde çalıştırmanın egemen olduğu bir sürece de, bu yasaklı anayasa sayesinde kolayca geçildi... Türkiye’ye biçilen yeni rollere küreselleşmenin ekonomik ayağında ulaşılmış olsa da... Besbelli rejim, Cumhuriyet kazanımları, Atatürk devrimleri en çok da laiklik ilkesi ayağına askeri darbe ile fazlaca dokunulamadığından, günümüz koşullarında bu anlamda bir rejim değişikliği, savaşları gündemde... Nasıl ki 12 Eylül askeri darbe yönetimi “Biz kazanılmış sendikal, örgütlülük, özgürlük, sosyal devlet haklarını budama vizyonunu üstlendik... Başta ABD, içerde sermaye çıkar odaklarınca desteklendik..” gerçeğini asla açık etmediyse... En büyük işlev olarak Özalizmin önünü açtıysa... AKP çoğunluk iktidarı yine parti kuruluşunun gökten zembille indirilmesi sürecinden başlayarak büyük bir ABD, dış destek rüzgârlarını da arkasına almış olarak Erdoğanizm, iktidar icraatları ile sivil darbe içeriğinde rejim değişikliğini, iktidarı ele geçirme adımlarını atarken her şeyi söylüyor, asla gerçek amacını ağzına almıyor... İktidarın modelinin adı bile kendisini destekleyen dış odaklar tarafından “ılımlı İslam” olarak konuldu. Anayasa Mahkemesi kararı ile çoğunluk iktidarının “Cumhuriyet rejimi, Atatürk devrimleri, laiklik ilkesi.. için tehdit, odak oluşturduğu” kabul edildi. Sivil darbenin adını, rejim değişikliğine dönük amaçlarını ağzına almadan, AKP iktidarının gerçekleştirdiği devlet kurumlarını ele geçirme operasyonlarında gelinmiş noktaya cesaretle bir baksanıza; demokrasinin olmazsa olmazları yasama, yürütme bağımsızlığının bırakınız özünü, gölgesi, vitrini kalmadı. Başbakan’ın iki dudağından çıkan buyruklara göre karar verebilen Meclis gücünün üstüne, Cumhurbaşkanlığı, YÖK’ün, özerk olması gereken tüm kurumların, dahası Meclis dışı muhalefet işlevini yapabilecek örgütlenmelerin büyük çoğunlukla ele geçirilmeleri ile rejimin demokratik işleyiş olanağı ortadan kalktı. Besbelli Cumhuriyet değerleri, kazanımları, Atatürk devrimleri, laiklik algılaması, bilincinde bu ülkenin vatandaşı çok ileri bir yerlere gelmiş, rejimin çimentosu çok sağlam, şiddetli depremlere dayanıklı olmalı ki.. “ılımlı İslam” çoğunluk iktidarı ile alınmış yollar, atılmış adımlar yetmiyor. Yargının zaten kör topal bağımsızlık özü kırılmış kötü işleyişi, gerçek adaletin işlemeyişi; sivil darbe hukuku uygulaması içeriği kazanmış, insan haklarının, hukukun işleyişinin sayısız ihlalleri yaşanan, Ergenekon davası simge, iktidarlarının özel yargısı üzerine.. rejimi savunmakta direnen üst yargı kurumlarının işinin bitirilmesi gündemde. AKP’nin anayasa taslağında ilerde Yüce Divan’a düşmeleri, yeni kapatma davalarının gelmemesi halleri için bile önlemler düşünülmüş... Tabii ki AKP de rejimin güvenliğine ilişkin maddelere dokunmadığına yemin billah ediyor... 40 yıl sonra yüz yüze geldiğimiz 12 Mart’ın gizli MİT üst görevlisi, Prof. Mahir Kaynak, engin deneyimiyle açık açık söyledi: “80 yıllık rejim yaşandı bitti. Şimdi yeni bir rejim gündemde” dedi. Demokrasinin olmazları, laiklik ayağı üzerine soruyu yanıtlarken de “katı laiklik olmaz, dinle barışık bir rejim olacak” sözleri ile noktayı koydu... soner@cumhuriyet.com.tr TAV EN İYİ HAVALİMANI TAV İstanbul tarafõndan işletilen Atatürk Havalimanõ, İngiltere merkezli araştõrma grubu Skytrax tarafõndan Güney Avru- pa’nõn “En İyi Havalimanõ” ödülüne değer görüldü. İkinci ve üçüncülüğü ise İspanya’nõn Barselona ve Madrid hava- limanlarõ kazandõ. Brüksel’de düzenlenen törende ödülü alan TAV İstanbul Genel Müdürü Kemal Ünlü,“Her gün yakla- şõk 80 bin yolcuya hizmet veren Atatürk Havalimanõ’nda yol- cularõmõzõn konforunu arttõrmanõn yanõ sõra sunduğumuz hiz- met kalitesinde ve havayollarõna sağladõğõmõz hizmette de fark yaratõyoruz. Portekiz, İspanya, Fransa, İtalya ve Balkan- lar’daki tüm havalimanlarõnõn önünde yer alõyor” dedi. DOĞALTAŞ’TA HEDEF LİDERLİK Marble 2010 İzmir Uluslararasõ Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarõ, 16. kez kapõlarõnõ açtõ. 35 ülkeden temsilcinin katõlõ- mõyla düzenlenen törende konuşan Dõş Ticaret Müsteşar Yar- dõmcõsõ Ziya Altunyaldõz Türkiye’nin 2000’li yõllarda 300 mil- yon dolar olan doğaltaş ihracatõnõ 2008 sonunda 1.5 milyar dolara taşõdõğõnõ belirtti. Türkiye Mermer, Doğaltaş ve Ma- kinacõlarõ Üreticileri Birliği Başkanõ Selahattin Onur da Ener- ji Bakanlõğõ’nõn daha çok enerjiye odaklandõğõnõ ve ma- denciliği geri plana bõraktõğõnõ söyleyerek ülke şartlarõnõ göz önüne alarak madencilik politikasõnõ belirleyebilecek bir ma- dencilik bakanlõğõnõn kurulmasõ gerektiğini kaydetti. İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçõlarõ Birliği (İTHİB), 2009’da en fazla ihracat gerçekleştiren firmalarõ ödüllendirdi. İTHİB Başkanõ İsma- il Gülle, krizde ihracat yapma cesareti gösteren firmalarõn isimlerinin so- kaklara, caddelere yazõlmasõ gerektiğini ifade etti. AK-Pa Tekstil İhracat Pazarlama AŞ sektörün birincisi oldu. Ödül alan 22 firma sõrasõyla şöy- le: AK-PA Tekstil, AKSA Akrilik, Kordsa Global Endüstri, Zorluteks Tekstil, Zorlu Dõş Ticaret, Sunjüt AŞ, Kadifeteks Mensucat, GAP Gü- neydoğu Tekstil, Kets Tekstil, Yünsa, Orta Anadolu Ticaret, Bay- demirler Tekstil, Ormo Yün, Ünsa Ambalaj, GSD Dõş Ticaret, Flok- ser Tekstil, Flokser Dõş Ticaret, Ertek Tekstil, Kasar ve Dual Tekstil, Cihan Tekstil, Bahariye Tekstil ve Trakya Tekstil. EnerjisektörüiçinTürkiye’nin20yõlda350milyardolarlõkfinansmanbulmasõgerekiyor Ekonomi Servisi - Enerji Piyasasõ Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) projeksiyonlarõna göre, Tür- kiye’de 2030 yõlõna kadar, enerji sektörünün or- talama 300-350 milyar dolarlõk bir finansmana ge- reksinimi bulunuyor. Reuters’õn haberine göre, EPDK, Türkiye Ban- kalar Birliği’nin bir süre önce yaptõğõ toplantõda 2030 yõlõna kadar sektördeki yatõrõm ve finansman ihtiyacõna yönelik çalõşmalarõnõ sundu. Nisan ayõnda ise sektörün finansman ihtiyacõnõn nasõl kar- şõlanacağõna dair yatõrõmcõlarla kamu kesimi ön- celikli olarak proje finansmanõnõ ele almak üzere bir araya gelecek. Verilen bilgiye göre son 4-5 yõlda bankacõlõk ke- simi, enerji sektörüne 10 milyar dolarlõk kaynak sağ- ladõ. Daha önce 300-500 milyon dolar olan kredi tu- tarlarõ 50-100 milyon dolara kadar geriledi. Önü- müzdeki dönemde söz konusu tutarlarõn yeniden yük- selmesi hedefleniyor. Bankalar, Sermaye Piyasasõ Kurulu’nun da kaynak bulunmasõ konusunda devreye girmesini ve enerji şir- ketlerinin borsaya açõlmasõna yönelik düzenlemele- rin hayata geçirilmesini talep ediyor. Enerji mev- zuatõnõn değiştirilerek, sektördeki şirketlerin finans- man ihtiyacõnõn karşõlanmasõnda ne tür kolaylõklarõn sağlanabileceği üzerinde de duruluyor. Bu arada Dünya Bankasõ, ekonomik büyümenin desteklenmesi ve istihdam yaratõlmasõ amacõyla Türkiye’ye 931 milyon Avro (1.3 milyar dolar) kre- di verilmesini onayladõ. Dünya Bankasõ tarafõndan ya- põlan açõklamaya göre kredi, küçük ve orta ölçekli iş- letmelerin desteklenmesi, kredilerin arttõrõlmasõ ve iş- sizliğin azaltõlmasõ için kullanõlacak. Bankalar SPK’nin kaynak bulunmasõ konusunda devreye girmesini ve enerji şirketlerinin borsaya açõlmasõna yönelik düzenlemelerin hayata geçirilmesini talep ediyor. ‘Merkel Türkiye’yi rencide etti’ Ekonomi Servisi - İk- tisadi Kalkõnma Vakfõ (İKV) Başkanõ Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, “Sa- yın Merkel’in her ko- nuşmasında imtiyazlı or- taklıktan söz etmesi fev- kalade rencide edici. İm- tiyazlı ortaklık kabul edilemez” dedi. Kabaalioğlu, yaptõğõ ya- zõlõ açõklamada, Almanya Başbakanõ Angela Mer- kel’in Türkiye ziyareti öncesinde Türkiye için imtiyazlõ ortaklõk önerisi- ni yinelediğinin anlaşõl- dõğõnõ belirterek şunlarõ şöyledi: “Türkiye 1959 yılın- dan başlayarak AB üye- liğini bir devlet politikası olarak benimseyen bir ülkedir. Ortaklık anlaş- mamız tam anlamıyla ‘katõlma öncesi’ anlaş- madır ve tam üyelik ön- görülmüştür. O tarih- ten bu yana tam üyelik hedefi vurgulanmıştır. Sayın Merkel ken- dinden önce gelen Al- man hükümetinin de şu cümleye imzasını koy- duğunu unutmamalı- dır: Türkiye diğer aday- larla eşit koşullarda bir- liğe katılmaya yazgılı bir aday ülkedir.” Çağlayan: ABD ile adımlar durduruldu Ekonomi Servisi - Dõş Ticaret’ten sorumlu Dev- let Bakanõ Zafer Çağla- yan, Financial Times’e verdiği demeçte “soykı- rım” tasarõsõnõn Kon- gre’nin bir komitesince onaylanmasõ üzerine ABD ile ekonomik alan- larda ilişkileri güçlendir- mek amacõyla şimdiye kadar atõlan tüm adõmla- rõn durdurulduğunu açõk- larken Financial Times, “Türkiye, ABD ile sa- vunma, enerji ve ticaret bağlarını güçlendirme çabalarını dondurdu” yorumunu yaptõ. Financial Times, “Tür- kiye’nin Dış Ticaret’ten Sorumlu Bakanı’na gö- re, Kongre’nin bir ko- mitesinin Osmanlı dö- neminde Ermenilerin öldürülmesini ‘soykõrõm’ olarak nitelemesinin ar- dından savunma, ener- ji ve ticaret alanların- daki bağları güçlendir- me çabalarını dondur- du” diye yazdõ. Su, sektöre yabancõ ilgisinin bir süre daha devam edeceğini dile getirerek yabancõ bir ortaklõk planlamadõklarõnõ, şirkete yatõrõm yapacaklarõnõ belirtti. Ekonomi Servisi - Kuruluşunun 85. yõlõnõ kutlayan Anadolu Sigorta’nõn Genel Müdürü Mustafa Su, konsoli- dasyonun her dönem olabileceğini, bu nedenle sadece 2010 için değil, önü- müzdeki dönemler için de sektörde bir- leşmeler ve satõn almalar olabileceği- ni belirterek, “Yabancılar pazarda- ki potansiyeli görüyorsa biz de gö- rüyoruz. Kısa vadeli beklentiler ve kazanımlar uğruna neden bu po- tansiyeli başkalarına devredelim. Satın almalar yoluyla inorganik bir büyüme hedeflemiyoruz. Şu an ve önümüzdeki dönem için şirket satın alma yoluyla bir büyüme politika- mız yok. Anadolu Sigorta’nın ya- bancı sermayeye açılması da söz ko- nusu değil” dedi. Şirketin 85. kuruluş yõldönümü ne- deniyle yapõlan toplantõda konuşan Su’nun verdiği bilgiye göre, 100. yõl- da her evde bir Anadolu Sigorta poli- çesi olmasõ hedefleniyor.  Şirket, bu yõl şirket olarak yüzde 9, sektörde de reel büyüme bekliyor.  Daha önce gelen ancak yeterli kârlõlõğa ve pazar payõna ulaşamayan yabancõlardan çõkõşlar da gözlenebilir.  Anadolu Sigorta 2009 yõlõ toplam prim üretimi yüzde 7.07 artõşla 1.243 milyar TL olarak gerçekleşti.  Kriz nedeniyle 2009’da toplam prim üretimi 2008’e oranla yüzde 5.5 artarak 12 milyar 435 milyon TL oldu. Prim üretiminin 10 milyar 614 milyon hayat dõşõ branşlardan 1 mil- yar 821 milyonu da hayat branşõndan elde edildi  Şirket, geçen yõlõ kârlõ kapatan iki halka açõk şirketten biri olurken, kâr- lõlõkta da birinci sõrada yer aldõ. Ekonomi Servisi - Lübnan Ulusal Mec- lis Başkanõ Nebih Berri, ‘büyük bir İslami piyasa’ olarak da adlandõrõlabilecek İran, Endonezya, Mõsõr, Suriye gibi ülkelerin yer aldõğõ ve Türkiye’nin liderliğini üstlendiği bir yapõ ile bölge ülkelerinin Batõ piyasa- larõna ortak girmesi gerektiğini kaydetti. Berri, Dõş Ekonomik İlişkiler Kurulu Türk-Lübnan İş Konseyi tarafõndan dü- zenlenen toplantõda yaptõğõ konuşmada şunlarõ söyledi: “Türkiye’nin kulağına şu- nu fısıldamak istiyorum. Batı piyasala- rına ortak olarak girmemiz gerekiyor. Vakit kaybetmeyelim. Buna büyük bir İs- lami piyasa da diyebilirsiniz. Bu etnik bir yapı değil. Büyük ve ortak bir İslami pi- yasa oluşturulabilir; İran, Endonezya, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan gibi ül- keler burada yer alabilir ve Türkiye bu- nun liderliğini üstlenebilir. İslam Kon- feransı Teşkilatı’na üye ülkeler de katı- labilir. Hem üretim hem ihracat İslam dünyasında gelişecektir. Bu ülkelerin parlamento başkanlarına ileteceğim.” Berri, ayrõca Lübnan’da ilaç tekelinin kõ- rõlmasõ için Türkiye’de üretilen ilaçlarõn Lübnan’da satõlmasõnõ istediklerini, gõda ve tarõm sektörüne özel önem verdiklerini, enerji alanõnda işbirliği için görüşmeler ya- põlmasõ gerektiğini söyledi ve serbest tica- ret anlaşmasõnõn imzalanmasõnõ istedi. Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanõ Meh- met Habbab da iki ülke arasõnda 2009 iti- barõyla 900 milyon dolar olan dõş ticaretin 3 senede 2 milyar dolara yaklaşacağõna inandõklarõnõ bildirdi. Büyük islam pazarına öncülük edin Kurulacak ‘ortak İslam pazarõyla’ AB ve ABD ülkelerine daha rahat ve güçlü bir şekilde ticaret yapõlabileceğini anlatan Lübnan Ulusal Meclis Başkanõ, bu işbirliğine Türkiye’nin öncülük etmesi gerektiğini söyledi. Messe, Türkiye ile çevreye açılacak Ekonomi Servisi - Alman fu- arcõlõk şirketi München Interna- tional (MMI) Yönetim Kurulu Başkanõ Klaus Dittrich, Türk fir- malarõnõ sadece fuarlarda katõlõm- cõ ve ziyaretçi olarak görmek iste- mediklerini belirterek “Amacı- mız Türk firmalarıyla bölgede temsil edemediğimiz ülkelere de ulaşarak dünyaya açılmak. Fu- arcılık işimizin çıkış noktası Tür- kiye olacak” dedi. Türkiye’de geçen yazdan beri Agora Turizm ile çalõştõklarõnõ di- le getiren Dittrich, yeni temsilci- liklerine hõz verdiklerini, Eko Fu- arcõlõk ile önümüzdeki yõl İstan- bul’da Logitrans Transport Lojis- tik Fuarõnõ gerçekleştireceklerini belirtti. Yõlda 260 milyon Avro ci- ro yapan şirket, Türkiye’den bu yõl 2-2.5 milyon Avro gelir bekliyor. Ekonomi Servisi - Beymen Genel Müdürü Elif Çapçı, krizle birlikte rafa kaldõrõlan uluslararasõ projelerinin, pi- yasalarõn canlanmaya başlamasõyla birlikte tekrar masaya geldiğini belir- terek, “Yurtdışında 2-3 projeyi in- celiyoruz, Bakû ve Tahran ile de ya- kından ilgileniyoruz. Bu yıl içinde bir sonraki uygulamaya karar verilir- se, 2010 sonu, 2011 başı gibi açılış noktasına gelinir” dedi. Çapçõ, Beymen’in 2009’u değerlen- dirdiği ve 2010 hedeflerini paylaştõğõ top- lantõda, 2010 için yüzde 20 büyüme ön- gördüklerini, ancak yõlõn ilk 3 ayõndaki büyümenin beklentilerinin üstünde gel- mesiyle bunu yukarõ yönlü revize ede- rek yõlõ yüzde 30’luk büyümeyle kapat- mayõ umut ettiklerini söyledi. 2010 yaz sezonu satõşlarõnõn bir önceki yõlõn aynõ dönemine göre yüzde 58 art- tõğõnõ ifade eden Çapçõ, bu yõl eylül ayõn- da Gaziantep mağazasõnõ açacaklarõnõ, bunun dõşõnda 5-6 yeni mağaza daha aç- mayõ, Beymen Club ve Blender mağa- zalarõnõn sayõsõnõ da arttõrmayõ planla- dõklarõnõ söyledi. 2009 Nisan ayõyla birlikte krizin et- kisinin azalmaya başladõğõna işaret eden Çapçõ, 2009’un ikinci yarõsõnda yakala- nan ivmeyle toplamda 2009’un 2008’i yakaladõğõnõ belirtti. Geçen yõl marka portföylerini genişletmeye devam ettik- lerini ve bugün Beymen çatõsõ altõnda 300 markanõn yer aldõğõnõ dile getiren Çap- çõ, krizde ulaşõlabilir lüksün ön plana çõk- tõğõnõ ve buna kapsamda bazõ markala- rõ bünyelerine aldõklarõnõ ifade etti. Ata’nõn talimatõyla kurulan Anadolu sigorta yerli kalmakta õsrarlõ EN FAZLA İHRACAT YAPAN TEKSTİLCİ ÖDÜL ALDI Mustafa Su’nun ‘bi- raz duygusal bir film’ olarak nitele- diği reklam filminde Anadolu Sigorta’nın hangi koşullarda ve misyonla kurulduğu anlatılıyor. 1924 yılında Erzurum Pasinler’de meydana gelen depremin ardından bölgeyi do- laşan Mustafa Kemal, kayanın üzerinde oturmuş bir ih- tiyarla konuşuyor. Neredeyse her şeyini kaybetmiş bu ada- mın, mağrur ve devletten hiçbir şey istemeyen hali Ata’yı çok etkiliyor. Ata’nın “Gururlu Türk insanı başkalarına muhtaç ol- masın” fikriyle verdiği talimat üzerine 6 ay sonra Anadolu Sigorta kuruluyor. Reklam, bu öyküyü oldukça etkileyi- ci bir dil ve görsellikle anlatıyor. Yine Erzurum’da dep- remin yaşandığı köylerden biri olan Altıkonak köyünde, 168 kişilik bir ekiple çekilen filmin yönetmenliğini Baha- dır Karakaş üstleniyor. 1924 Pasinler depremi, kuruluş nedeni oldu Beymen’de uluslararası projeler gündemde Elif Çapçı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle