22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada AKP hükümeti bu işe girişti; 2005 yılı boyunca TCY ile uğraşıldı. Yeni yasanın uygulamaya kon- ması defalarca ertelendi. Kimi maddeler defalarca değiştirildi. Devamı uygulamaya bırakıldı! Yasa yürürlüğe girdiğinde görüldü ki saymakla bitmeyecek sakıncalar var. Bu sakıncalar iki temel başlıkta özetlenebilir: - Yasanın kendisinden kaynaklanan durumlar. - Uygulamadan kaynaklanan sorunlar. Hukuksal analizler yapmak ne hakkımız ne had- dimiz. Ancak Silivri’de sürmekte olan davalar ve soruşturmalarda dikkati çeken uygulamalar, ka- muoyunun gözü önünde yaşanan gerçekler. Örneğin gizli tanık uygulaması... Hem yasada yer alış şekline ters olaylar yaşanıyor hem de “Türkiye tipi” diye özetleyebileceğimiz garip ha- berler okuyoruz. Adam gizli tanık, Ankara’da resmi ve siyasi te- maslarda bulunmaya gelmiş! Adam gizli tanık, aynı zamanda sanık! Adam gizli tanık, sülalesinden 2 kişiyi daha ge- tirmiş, onları da tanık yapmış! Adam gizli tanık, iddianamenin içindeki tarifler- den kim olduğu hemen ortaya çıkıyor. Olacak şey mi? “Gizli” sözcüğünün “G”si düş- müş “izli” mi olmuş yoksa ek gelmiş “gizemli” mi olmuş! Örneğin tutuklamalara gerekçe gösterilen “kuv- vetli şüphe” durumu... Bu tanımın önceki yasada daha net ve “sınırlı” olduğu görüşü öne çıkıyor. Hukukçuların genel bakışı böyle. Hukuktaki bilinen tanımlardan biri şu: Şüpheden sanık yararlanır! Yorumcu gerektirmeyecek kadar açık bir cümle. Evrensel olarak da kabul görmüş ilke. Ancak Siliv- ri’de, son davalarda görüyoruz ki şüpheden artık sanık yararlanmıyor, hâkim ve savcılar yararlanı- yor. Elbette hukuksal anlatım olarak “şüpheden sa- nık yararlanır” ile “kuvvetli şüphe durumunda kişi tutuklanır” arasında farklılıklar var. Ancak şüphe sözcüğünün sanıktan çok yargılama makamların- dan yana anlam kazandığı da bir gerçek. Orta yaşın üzerindekiler, Devlet Güvenlik Mah- kemeleri’ni (DGM) bilirler. Bu mahkemelerin baktı- ğı davalar, aldığı kararlar çok tartışıldı. Türkiye 2000’li yıllara DGM’siz girdi. Yeni düzenlemeler yapıldı. Özel yetkili savcılar ve mahkemeler bir ba- kıma onların yerini aldı. Burada da netleştirilmeye muhtaç bir tablo ile karşı karşıyayız. Duruşmalarda gerek bana gerek- se öteki sanıklara yöneltilen pek çok sorudan anlı- yoruz ki “hükümete yönelik suçlar” geniş bir yel- paze içinde algılanıyor. Bu yelpazenin devamı özel yetkili mahkemeler için şöyle bir tanımı da berabe- rinde getirebilir. Hükümet güvenlik mahkemeleri! Bu yorumu biraz daha ileri götürdüğümüzde es- ki DGM’lerle ilgili olumsuzluklar bugünkü özel yet- kili mahkemeler için gündeme gelebilir. Hatta gel- di desek de abartmış olmayız. Yıllar önce Türk Ceza Yasası taslakları tartışılır- ken kimi suçlardaki ve cezalardaki belirsizliklere dikkat çeken bir yazımda sormadan edememiş- tim: Türk Ceza Yasası’nın en başındaki harf düşüyor mu yoksa? GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada iktidara gelen Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel de; sık sık “Orduya ve camiye siyaset sokmayalım” derdi ama.. kışlada da, camilerde de siyasetin arkası alınamadı. 1965 ile 1970 arasında TSK içindeki kaynaşmalar siyaseti, kimi siyasetçileri besledi. Hatta önemli bir siyasetçinin olagelen olayları eleştirenlere “Bu girişimleri kimin istediğini söylesem alkışlamaktan avuçlarınız patlar” diye Meclis kürsüsünden konuşmalar yaptığı dönemlerden geçti Türkiye. 12 Mart… 12 Eylül öncesi asker dolaylı dolaysız siyasetin içindeydi. Bugün de askeri vesayetten kurtulduk diye eteklerinde zil çalanlar askeri siyaset içine çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İki önemli gazetemiz -Milliyet ile Hürriyet- iki gündür yarışıyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bir gün Milliyet’i bir gün Hürriyet’i veya bir gün her iki gazetenin temsilcilerini kabul ediyor… …ve güncel olan hemen her konuda uzun açıklamalar içeren bu kabulü yayımlayan her iki gazetede de Org. Başbuğ’la Fikret Bila (Milliyet) ile Enis Berberoğlu’nun (Hürriyet) birlikte boy fotoğrafları yer alıyor. İki gazete büyük ölçekteki bu fotoğrafları özenle yayımlamayı neden gerekli gördü? Arkadaşlarımızı okurlarına tanıtmak, tanıştırmak içinse gerek yok. Her ikisi de mesleğimize yıllardır hizmet veriyor. Yapıtlarıyla, yazı ve haberleriyle ve TV’lerdeki programlarıyla veya açık oturumlarda zaten sık sık görünüyor ve yüzleriyle, görüşleriyle biliniyorlar kamuoyunda. Org. İlker Başbuğ bu iki gazeteyi yeğlemesinin bir nedeni olmalı. Tiraj hesabı mı? Tirajsa sorun, çok daha geniş tiraj önünde! Orgeneral Başbuğ nerede konuşsa zaten hemen bütün TV’lerde, ertesi günler gazete manşetlerinde. Düzenleyeceği bir basın toplantısında dinci, yandaş medyanın amaçlı sorularından mı çekiniyor acaba? Ama Vatan gibi, Akşam gibi.. hatta haksız saldırılar karşısında TSK’yi savunduğu için askerci diye karalanmaya çalışılan Cumhuriyet gibi gazeteleri de bir günde veya bir gün ara ile kabul buyuramaz mıydı? Demek ki; Orgeneral Başbuğ’un -RTE gibi- konuşmayı yeğlediği gazeteler ve gazeteciler var! Deniz Baykal’ınki boşuna gayret! Her iki konuda da olanlar oldu. Bugün de; caminin de, kışlanın da siyaset dışı konumda olduğu söylenebilir mi? Yargı zaten yer yer siyaset içinde ve iktidar yargıyı tamamen teslim alma aşamasında. Dinci çabalar sadece Türkiye’yi değil, artık dünyayı sardı. Örneğin ABD’nin son “İnsan Hakları” konusunda hazırladığı rapor din konusuna değiniyor. “…Tarikat ve tekkelerle zaviyelerin resmi olarak yasaklandığı, ancak aktif ve yaygın bulunduklarını..” özenle belirten raporda şu saptama yer alıyor: “…Birçok önde gelen siyasi ve toplumsal lider, bu dini toplumsal tarikatlar, tekkeler ve diğer İslami topluluklarla ilişki kurmaya devam etti…” Yazıldığı sırada yaşanmamış olacak ki rapor; yerel seçimlerden önce AKP iktidarının Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Erzincan savcısına telefon ederek, tutukladığı İsmailağa tarikatı mensuplarını salıvermesini isteyerek yaptığı baskıyı siyasetçi-tarikatlar ilişkisine bir örnek diye göstermiyor. Kimilerine şaşırtıcı gelecek bir rakam var raporda: Türkiye’de 77 bin 777 kayıtlı cami bulunduğu yazılı. 81 ile bölerseniz bu rakamı, her ilde 960 adet “kayıtlı” cami olduğu ortaya çıkar. Dinci iktidarın başbakanı bir süre önce her gün cami yapıldığını anımsatan eleştirel bir soruyu yanıtlarken “az bile” diye yanıtlamamış mıydı? Baykal yargıya da siyaset sokulmasın istiyor. Oysa ABD raporunda bu konu şöyle işlenmiş: “...Kanun bağımsız bir yargı öngörmektedir. Bununla birlikte yargı zaman zaman dış etkilere maruz kalmaktadır… Hükümet, zaman zaman hükümeti eleştiren yargıçlara karşı resmi soruşturma başlatmıştır…” İçimizden dışarıya taşan gerçeklerden sonra: “…Kışlaya.. camiye.. yargıya siyaset sokulmasın” demek, bu kubbede hoş bir ses gibi yankılanıyor! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 16 MART 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Mart Oslo B 3 Helsinki B -4 Stockholm B 1 Londra B 11 AmsterdamB 9 Brüksel Y 10 Paris B 11 Bonn Y 6 Münih K 3 Berlin Y 7 Budapeşte Y 9 Madrid PB 18 Viyana Y 6 Belgrad Y 12 Sofya Y 8 Roma Y 15 Atina B 15 Zürih Y 10 Moskova B -4 Aşkabat PB 31 Taşkent B 28 Bakû Y 7 Bişkek PB 25 Tiflis Y 13 Kahire PB 21 Şam PB 19 İstanbul B 10 Edirne PB 10 Kocaeli Y 8 Çanakkale PB 10 İzmir PB 14 Manisa PB 12 Denizli B 12 Zonguldak Y 5 Sinop Y 7 Samsun Y 7 Trabzon Y 8 Giresun Y 9 Ankara B 6 Eskişehir B 5 Konya B 8 Sıvas Y 5 Antalya PB 17 Adana PB 20 Mersin B 21 Diyarbakır Y 14 Şanlıurfa Y 17 Mardin Y 12 Siirt Y 14 Hakkâri Y 9 Van Y 11 Kars K 4 Yurt geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Doğu Akdeniz’in doğusu, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Karade- niz ile Doğu ve Güney- doğu Anadolu bölgeleri yağışlı geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sa- ğanak, Karadeniz’in iç kesimlerinin yüksekleri, Doğu Anadolu’nun ku- zeydoğusu ile Bilecik, Si- vas, Yozgat ve Çankırı çevrelerinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı iç kesimlerde 2-5, güney ve doğu kesimlerde 6-8 derece azalacak. Baştarafı Arka Sayfada Evinde bir tas sıcak çorba olsun diye, kocasını kahveye gönderdikten sonra seks işçiliği yapan bir kadının hikâyesini anlatmak istiyorum. Kocayı kahveye, çocuklarını okula yollayan 35 yaşında bir kadın, evinde seks yapmak isteyen erkekleri kabul ediyor. Evinde! Çünkü otel parasıyla uğraşmak istemiyor. Ve vizitesi elli lira! Ve iş bittiğinde, çarşafları hemen yeni aldığı çamaşır makinesine atıyor, evi silip süpürüyor ve aptes alıp namaz kılıyor, tanrı onu affetsin diye. Bu durum koca tarafından da biliniyor, ama para geldiği sürece kimse bunu duymuyor, görmüyor… Şimdi başka bir hikâyeye geçiyorum, bu anlatacaklarım, benim hep yüreğimi sıkıştırır, kötü olurum. O İstanbul’un en ünlü caddesi Bağdat Caddesi’ne yakın bir apartmanın kapıcısının kızı. Olağanüstü güzel ama annesinin bütün çabalarına rağmen, liseyi bitirdikten sonra okumadı. Ünlü bir markanın caddedeki dükkânında tezgâhtar olarak işe başladı. Ama ne yapalım ki, çok güzel ve caddenin parıltılı hayatını fazlasıyla seviyor. Sonra ne oldu, şimdi zengin bir adamın metresi, başka şansı yoktu, o artık o parıltılı hayatı gördükten sonra köyünden bir delikanlıyla evlenemez ve onun beğendikleri de ona nikâh kıyamaz. Peki aile ne yaptı, hiç ses çıkarmadılar, çünkü zengin bir adamın metresi olan kızları her ay eve bin lira gönderiyor, ardındaki kız kardeşleri okusun, aile parasal açıdan daralmasın diye. Devam edelim; anlattıklarım canınızı mı sıktı? Sıkılsın ve hep birlikte şunu düşünelim, bu ülke nereye gidiyor? Size bir hikâye daha, ben onu tanıdığımda o on dokuz yaşındaydı. Bir bilgisayar uzmanıydı; zaten beş yaşından beri eline her geçen bilgisayarı açıp yeniden kurgulamak onun için sıradan bir işti. Hikâyenin sonunu mu merak ediyorsunuz, o intihar etti. Bu dünyadan sıkılmıştı, öylesine duyarlı ve öylesine zekiydi ki, herkesin maskelerle dolaştığı gerçek hayatı hiç sevmedi. Sessizce gidiverdi. Vay canına, acayip umutsuz hikâyeler yazmışım, ne yapalım ki, hayat bilgisi dersinde sınıfta kalan çocuklar benim derdim. Türker: Baraj düşürülmeli ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Ge- nel Başkanõ Masum Türker, CHP lideri Deniz Baykal’õn ardõndan dün de eski Adalet Bakanõ Hikmet Sami Türk ile birlikte BDP Genel Baş- kanõ Demirtaş’õ ziyaret etti. Türker, “Seçim ba- rajõ düşürülmedikçe yapõlacak değişikliklerle de demokratik bir anayasa oluşturulamaz” dedi. ESP’ye kadın başkan İstanbul Haber Servisi - Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nde (ESP), genel başkanlõk görevine Fi- gen Yüksekdağ seçildi. Basõn toplantõsõ düzen- leyen Yüksekdağ, “Eksenimiz, sosyalist dünya görüşünün iyimserliği olacaktõr” diye konuştu. On Numara çekildi 1, 4, 9, 11, 13, 15, 16, 21, 27, 30, 34, 36, 41, 44, 48, 54, 61, 70, 73, 74, 75, 80. / IŞIL ÖZGENTÜRK Kabullenilmiş Çaresizlik İstanbul Haber Servisi - 128 yõl önce diplomat, yönetici ve işadamlarõndan oluşan 30 üyenin sosyal amaçlarla kurduğu, bugün yaklaşõk 6 bin üyeye sahip Büyük Kulüp’ün önceki gün yapõlan seçimlerinde emekli pa- şalar da bulundu. Emekli Orgeneral Çevik Bir ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ emekli Oramiral Salim Dervişoğlu’nun da katõldõğõ seçimlerde, Çevik Bir’in listesinde yer aldõğõ 14 yõldõr başkan olan Duran Ak- bulut seçimleri kazandõ. Seçimlerde Dervi- şoğlu da çeşitli operasyonlar kapsamõnda tu- tuklanan muvazzaf askerlerin yakõnlarõ için para topladõklarõnõ açõkladõ. Seçimler Büyük Kulüp’ün Caddebos- tan’daki tarihi binasõnda önceki gün yapõldõ. Büyük Kulüp’te 21 sandõkta 100’ün üzerin- de görevli yer aldõ. Seçimlere eski genelkur- may başkanlarõ emekli orgeneraller Yaşar Büyükanıt ve Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun yanõ sõra, Dervişoğlu, ve Bir de katõldõ. Se- çimlerde Çevik Bir’in desteklediği Sanayici Duran Akbulut 1344 oy, emekli Oramiral Salim Dervişoğlu’nun desteklediği Kapta- noğlu Holding Başkanõ M. Gündüz Kapta- noğlu 1269, ekonomist-sanayici Mehmet Nuri Kuriş ise 395 oy aldõ. Yardımlar aileler için Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Dervi- şoğlu, tutuklanan muvazzaf subaylarõn aile- leri için para topladõklarõnõ açõkladõ. Dervi- şoğlu şöyle konuştu: “Öncelikle işin insani boyutundan başlamak lazım. tutuklanan- ların maaşları yarıya indi. Aileleri zor durumda. Biz emekli deniz kuvvetleri üyeleri aramızda para toplayıp ailelerine yardım ediyoruz.” Dervişoğlu tutuklama- larla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptõ: “Bahsedilen ve birçok askerin tutuk- lanmasına neden olan planlar, yazılmış birer senaryo, silahlı kuvvetler bazen as- kerleri eğitmek için bu tarz senaryolar yazarlar.” Son dönemde yaşanan gözaltõlar karşõsõnda şaşkõnlõk yaşadõğõnõ dile getiren Dervişoğlu, “Ergenekon’u ben gazeteler- den öğrendim. Bir sepet var içini doldu- ruyorlar” diye konuştu. Tutuklu askerler için para toplandı Uzman Onbaşõ Özbulut Malatya’da toprağa verildi 15 gün önce kalp ameliyatı olan Mahmut Özbulut, şehit oğlunun cenaze törenine doktor gözetiminde katıldı. SELAHATTİN GÖKATALAY MALATYA - Hakkâri’nin Yükseko- va ilçesinde teröristlerin açtõğõ ateş so- nucu şehit olan Piyade Komando Uz- man Onbaşõ Ahmet Özbulut, memle- keti Malatya’da toprağa verildi Şehit Özbulut için şehir mezarlõğõnda ikindi namazõnõn ardõndan cenaze töreni düzenlendi. 15 gün önce kalp ameliyatõ geçiren ve oğlunun şehit haberiyle fena- laşarak hastaneye kaldõrõlan baba Mah- mut Özbulut ise bir doktor ve sağlõk görevlisinin gözetiminde cenaze töreni- ne katõlabildi. Ayakta durmakta güçlük çeken acõlõ baba askeri yetkililerce te- selli edildi. Şehit askerin cenazesi do- ğum yeri olan Battalgazi ilçesine bağlõ Kemerköprü köyünde toprağa verildi. Şehidin amcasõnõn oğlu İbrahim Özbu- lut, Ahmet Özbulut’la en son 15 gün önce görüştüğünü belirterek “İki gün önce de görüşmek istedim. Aradım, ancak kendisine ulaşamadım” dedi. BÜYÜK KULÜP’TE SEÇİM Başbakan Erdoğan, kurumlar arasõnda çatõşma yaşanmadõğõnõ belirtti Görev alanõ vurgusuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de kurumlar arasõ bir çatõş- manõn olmadõğõnõ belirterek “Ku- rumları temsil edenlerin gönül dün- yalarında bir çatışma varsa onu bi- lemem. Her kurum anayasa içeri- sinde, yasalar içerisinde kendisine ta- nımlanmış olan görev alanı içerisin- de hareket ederse zaten hiçbir prob- lem kalmayacaktır” dedi. Başbakan Erdoğan, İngiltere’ye ha- reketinden önce Esenboğa Havalima- nõ’nda düzenlediği basõn toplantõsõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Er- doğan, bir gazetecinin nisan ayõnda Amerika’ya yapõlacak ziyaretin iptal edilip edilmeyeceğinin sorulmasõ üze- rine, “Bizim öngörülen bir ziyareti- miz yoktu. ABD’nin bir daveti var- dı. Bunlar zaten rutin davetlerdir. Bu davete Türkiye’yi temsilen bir ar- kadaşımız katılır ama kimdir şu an bunun tespitini yapmış değiliz” dedi. Başbuğ’un değerlendirmeleri Bir gazetecinin Genelkurmay Baş- kanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un dün gazetelere değerlendirmeler yaptõğõnõ anõmsatõp “Özellikle askeri sevkıyat işlemiyle ilgili rahatsızlığını dile ge- tirdi ve kurumlar arası bir iletişim- sizlikten rahatsız olduğunu dile ge- tirdi. Sizce Türkiye’de kurumlar arası bir çatışma mı var” sorusu üzerine Erdoğan, şunlarõ söyledi: “Bugüne kadar bu konuyla ilgili çok açıklamalarım oldu. Ben ku- rumlar arası bir çatışmanın olduğu kanaatinde değilim. Kurumları tem- sil edenlerin gönül dünyalarında bir çatışma varsa onu bilemem. Ama ku- rumlar arasında bir çatışma asla söz konusu değildir. Her kurum anayasa içerisinde yasalar içerisinde kendisine tanımlanmış olan görev alanı içerisinde hareket ederse zaten hiçbir problem kalmayacaktır.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, mil- letvekillerinden, illerinde müftülerle yakõn temas içinde olmalarõnõ istedi. CHP lideri Baykal’õn yerel seçimler ön- cesi çarşaflõ bazõ kadõnlara parti rozeti takmasõyla gündeme gelen “çarşaf açılı- mı”, Mersin’de bir grup partili kadõnõn kara çarşaf yõrtmasõyla farklõ bir boyut ka- zanmõştõ. NTV’nin haberine göre, Baykal dahil genel merkez yönetimin tepkisini çeken Mersin’deki eylemin ardõndan, Baykal’dan milletvekillerine bir talimat gitti. “Müftü açılımı” olarak yorumlanan talimatta milletvekillerinden, illerinde müftülerle yakõn temas içinde olmalarõ is- tendi. Müftülerin de il idaresinin bir par- çasõ olduğuna dikkat çeken Baykal, mil- letvekillerinden onlarla görüşmeyi ihmal etmemelerini istedi. Bu talimat doğrultu- sunda müftülerle ilk temasa geçecek is- min CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Yıl- maz Ateş olacağõ, Ateş’in Ankara Müftü- sü’nü ziyaret edeceği belirtildi. CHP’den ‘müftü’ açõlõmõ BAYKAL’DAN MİLLETVEKİLLERİNE ‘YAKIN TEMAS KURUN’ TALİMATI Şehide hazin tören KAFES İDDİANAMESİ MAHKEMEDE Tahliye istemleri ikinci kez reddedildi İstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Hare- kât Planõ soruşturmasõnda tutuklanan emekli Albay Bülent Tunçay’õn avukatõ Ali Rıza Dizdar, İstanbul Nöbetçi 9. Ağõr Ceza Mahke- mesi’ne başvurarak tahliye talebinde bulundu. Avukat Dizdar, dilekçesinde “Müvekkili- min 1. Ordu’daki bu Harp Oyunları ve Seminer Planı’nda imzası yoktur. Bu se- miner ve Harp Oyunları’nda hiçbir su- num yapmamıştır” dedi. Dizdar, harp oyunlarõ ve plan seminerlerinin, askeri termi- noloji dõşõndaki hukukçularõn anlayabilmesi- nin zamanla mümkün olabileceğini söyledi. Albay Tunçay, avukatõna gönderdiği mek- tupta savcõnõn kendisine gösterdiği “Balyoz Planı”nõn düzmece olduğunu söyledi. Tun- çay, “O dönemde ordu karargâhında 70- 80 Albay içerisinde kıdem sırasında 60-65 arasında olan, planlarda imza yetkisi ol- mayan şahsım nasıl olun da düzmece pla- na nüfuz edecek 5. şahıs olabilirim” dedi. Balyoz soruşturmasõ kapsamõnda tutukla- nan eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü ve Tümamiral Semih Çetin’in de aralarõnda bulunduğu 7 askerin tahliye istem- leri ikinci kez reddedildi. ‘Kafes’ mahkemede “Kafes Eylem Planı” soruşturmasõnõn iddianamesi İstanbul 12. Ağõr Ceza Mah- kemesi’ne gönderildi. Mahkeme, iddiana- meyi kabul ettiğini açõklarsa dava açõlmõş olacak. İddianamenin, Poyrazköy davasõy- la birleştirilmesi de talep edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle