Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
AKP hükümeti bu işe girişti; 2005 yılı boyunca
TCY ile uğraşıldı. Yeni yasanın uygulamaya kon-
ması defalarca ertelendi. Kimi maddeler defalarca
değiştirildi.
Devamı uygulamaya bırakıldı!
Yasa yürürlüğe girdiğinde görüldü ki saymakla
bitmeyecek sakıncalar var. Bu sakıncalar iki temel
başlıkta özetlenebilir:
- Yasanın kendisinden kaynaklanan durumlar.
- Uygulamadan kaynaklanan sorunlar.
Hukuksal analizler yapmak ne hakkımız ne had-
dimiz. Ancak Silivri’de sürmekte olan davalar ve
soruşturmalarda dikkati çeken uygulamalar, ka-
muoyunun gözü önünde yaşanan gerçekler.
Örneğin gizli tanık uygulaması... Hem yasada
yer alış şekline ters olaylar yaşanıyor hem de
“Türkiye tipi” diye özetleyebileceğimiz garip ha-
berler okuyoruz.
Adam gizli tanık, Ankara’da resmi ve siyasi te-
maslarda bulunmaya gelmiş!
Adam gizli tanık, aynı zamanda sanık!
Adam gizli tanık, sülalesinden 2 kişiyi daha ge-
tirmiş, onları da tanık yapmış!
Adam gizli tanık, iddianamenin içindeki tarifler-
den kim olduğu hemen ortaya çıkıyor.
Olacak şey mi? “Gizli” sözcüğünün “G”si düş-
müş “izli” mi olmuş yoksa ek gelmiş “gizemli” mi
olmuş!
Örneğin tutuklamalara gerekçe gösterilen “kuv-
vetli şüphe” durumu... Bu tanımın önceki yasada
daha net ve “sınırlı” olduğu görüşü öne çıkıyor.
Hukukçuların genel bakışı böyle.
Hukuktaki bilinen tanımlardan biri şu:
Şüpheden sanık yararlanır!
Yorumcu gerektirmeyecek kadar açık bir cümle.
Evrensel olarak da kabul görmüş ilke. Ancak Siliv-
ri’de, son davalarda görüyoruz ki şüpheden artık
sanık yararlanmıyor, hâkim ve savcılar yararlanı-
yor.
Elbette hukuksal anlatım olarak “şüpheden sa-
nık yararlanır” ile “kuvvetli şüphe durumunda kişi
tutuklanır” arasında farklılıklar var. Ancak şüphe
sözcüğünün sanıktan çok yargılama makamların-
dan yana anlam kazandığı da bir gerçek.
Orta yaşın üzerindekiler, Devlet Güvenlik Mah-
kemeleri’ni (DGM) bilirler. Bu mahkemelerin baktı-
ğı davalar, aldığı kararlar çok tartışıldı. Türkiye
2000’li yıllara DGM’siz girdi. Yeni düzenlemeler
yapıldı. Özel yetkili savcılar ve mahkemeler bir ba-
kıma onların yerini aldı.
Burada da netleştirilmeye muhtaç bir tablo ile
karşı karşıyayız. Duruşmalarda gerek bana gerek-
se öteki sanıklara yöneltilen pek çok sorudan anlı-
yoruz ki “hükümete yönelik suçlar” geniş bir yel-
paze içinde algılanıyor. Bu yelpazenin devamı özel
yetkili mahkemeler için şöyle bir tanımı da berabe-
rinde getirebilir.
Hükümet güvenlik mahkemeleri!
Bu yorumu biraz daha ileri götürdüğümüzde es-
ki DGM’lerle ilgili olumsuzluklar bugünkü özel yet-
kili mahkemeler için gündeme gelebilir. Hatta gel-
di desek de abartmış olmayız.
Yıllar önce Türk Ceza Yasası taslakları tartışılır-
ken kimi suçlardaki ve cezalardaki belirsizliklere
dikkat çeken bir yazımda sormadan edememiş-
tim:
Türk Ceza Yasası’nın en başındaki harf düşüyor
mu yoksa?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
iktidara gelen Adalet Partisi Genel Başkanı
Süleyman Demirel de; sık sık “Orduya ve camiye
siyaset sokmayalım” derdi ama.. kışlada da,
camilerde de siyasetin arkası alınamadı.
1965 ile 1970 arasında TSK içindeki
kaynaşmalar siyaseti, kimi siyasetçileri besledi.
Hatta önemli bir siyasetçinin olagelen olayları
eleştirenlere “Bu girişimleri kimin istediğini
söylesem alkışlamaktan avuçlarınız patlar” diye
Meclis kürsüsünden konuşmalar yaptığı
dönemlerden geçti Türkiye.
12 Mart… 12 Eylül öncesi asker dolaylı dolaysız
siyasetin içindeydi.
Bugün de askeri vesayetten kurtulduk diye
eteklerinde zil çalanlar askeri siyaset içine çekmek
için ellerinden geleni yapıyorlar.
İki önemli gazetemiz -Milliyet ile Hürriyet- iki
gündür yarışıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ,
bir gün Milliyet’i bir gün Hürriyet’i veya bir gün her
iki gazetenin temsilcilerini kabul ediyor…
…ve güncel olan hemen her konuda uzun
açıklamalar içeren bu kabulü yayımlayan her iki
gazetede de Org. Başbuğ’la Fikret Bila (Milliyet)
ile Enis Berberoğlu’nun (Hürriyet) birlikte boy
fotoğrafları yer alıyor.
İki gazete büyük ölçekteki bu fotoğrafları özenle
yayımlamayı neden gerekli gördü? Arkadaşlarımızı
okurlarına tanıtmak, tanıştırmak içinse gerek yok.
Her ikisi de mesleğimize yıllardır hizmet veriyor.
Yapıtlarıyla, yazı ve haberleriyle ve TV’lerdeki
programlarıyla veya açık oturumlarda zaten sık sık
görünüyor ve yüzleriyle, görüşleriyle biliniyorlar
kamuoyunda.
Org. İlker Başbuğ bu iki gazeteyi yeğlemesinin
bir nedeni olmalı.
Tiraj hesabı mı? Tirajsa sorun, çok daha geniş
tiraj önünde! Orgeneral Başbuğ nerede konuşsa
zaten hemen bütün TV’lerde, ertesi günler gazete
manşetlerinde.
Düzenleyeceği bir basın toplantısında dinci,
yandaş medyanın amaçlı sorularından mı
çekiniyor acaba?
Ama Vatan gibi, Akşam gibi.. hatta haksız
saldırılar karşısında TSK’yi savunduğu için askerci
diye karalanmaya çalışılan Cumhuriyet gibi
gazeteleri de bir günde veya bir gün ara ile kabul
buyuramaz mıydı?
Demek ki; Orgeneral Başbuğ’un -RTE gibi-
konuşmayı yeğlediği gazeteler ve gazeteciler var!
Deniz Baykal’ınki boşuna gayret! Her iki konuda
da olanlar oldu.
Bugün de; caminin de, kışlanın da siyaset dışı
konumda olduğu söylenebilir mi? Yargı zaten yer
yer siyaset içinde ve iktidar yargıyı tamamen
teslim alma aşamasında.
Dinci çabalar sadece Türkiye’yi değil, artık
dünyayı sardı. Örneğin ABD’nin son “İnsan
Hakları” konusunda hazırladığı rapor din
konusuna değiniyor.
“…Tarikat ve tekkelerle zaviyelerin resmi olarak
yasaklandığı, ancak aktif ve yaygın
bulunduklarını..” özenle belirten raporda şu
saptama yer alıyor: “…Birçok önde gelen siyasi ve
toplumsal lider, bu dini toplumsal tarikatlar,
tekkeler ve diğer İslami topluluklarla ilişki kurmaya
devam etti…”
Yazıldığı sırada yaşanmamış olacak ki rapor;
yerel seçimlerden önce AKP iktidarının Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçek’in Erzincan savcısına
telefon ederek, tutukladığı İsmailağa tarikatı
mensuplarını salıvermesini isteyerek yaptığı
baskıyı siyasetçi-tarikatlar ilişkisine bir örnek diye
göstermiyor.
Kimilerine şaşırtıcı gelecek bir rakam var
raporda: Türkiye’de 77 bin 777 kayıtlı cami
bulunduğu yazılı.
81 ile bölerseniz bu rakamı, her ilde 960 adet
“kayıtlı” cami olduğu ortaya çıkar.
Dinci iktidarın başbakanı bir süre önce her gün
cami yapıldığını anımsatan eleştirel bir soruyu
yanıtlarken “az bile” diye yanıtlamamış mıydı?
Baykal yargıya da siyaset sokulmasın istiyor.
Oysa ABD raporunda bu konu şöyle işlenmiş:
“...Kanun bağımsız bir yargı öngörmektedir.
Bununla birlikte yargı zaman zaman dış etkilere
maruz kalmaktadır…
Hükümet, zaman zaman hükümeti eleştiren
yargıçlara karşı resmi soruşturma başlatmıştır…”
İçimizden dışarıya taşan gerçeklerden sonra:
“…Kışlaya.. camiye.. yargıya siyaset
sokulmasın” demek, bu kubbede hoş bir ses gibi
yankılanıyor!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 16 MART 2010 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Mart
Oslo B 3
Helsinki B -4
Stockholm B 1
Londra B 11
AmsterdamB 9
Brüksel Y 10
Paris B 11
Bonn Y 6
Münih K 3
Berlin Y 7
Budapeşte Y 9
Madrid PB 18
Viyana Y 6
Belgrad Y 12
Sofya Y 8
Roma Y 15
Atina B 15
Zürih Y 10
Moskova B -4
Aşkabat PB 31
Taşkent B 28
Bakû Y 7
Bişkek PB 25
Tiflis Y 13
Kahire PB 21
Şam PB 19
İstanbul B 10
Edirne PB 10
Kocaeli Y 8
Çanakkale PB 10
İzmir PB 14
Manisa PB 12
Denizli B 12
Zonguldak Y 5
Sinop Y 7
Samsun Y 7
Trabzon Y 8
Giresun Y 9
Ankara B 6
Eskişehir B 5
Konya B 8
Sıvas Y 5
Antalya PB 17
Adana PB 20
Mersin B 21
Diyarbakır Y 14
Şanlıurfa Y 17
Mardin Y 12
Siirt Y 14
Hakkâri Y 9
Van Y 11
Kars K 4
Yurt geneli parçalı ve
çok bulutlu, Marmara’nın
doğusu, Doğu Akdeniz’in
doğusu, İç Anadolu’nun
kuzeydoğusu, Karade-
niz ile Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölgeleri
yağışlı geçecek. Yağışlar
genellikle yağmur ve sa-
ğanak, Karadeniz’in iç
kesimlerinin yüksekleri,
Doğu Anadolu’nun ku-
zeydoğusu ile Bilecik, Si-
vas, Yozgat ve Çankırı
çevrelerinde karla karışık
yağmur ve kar şeklinde
olacak. Hava sıcaklığı iç
kesimlerde 2-5, güney
ve doğu kesimlerde 6-8
derece azalacak.
Baştarafı Arka Sayfada
Evinde bir tas sıcak çorba
olsun diye, kocasını
kahveye gönderdikten
sonra seks işçiliği yapan bir
kadının hikâyesini anlatmak
istiyorum. Kocayı kahveye,
çocuklarını okula yollayan 35
yaşında bir kadın, evinde seks
yapmak isteyen erkekleri kabul
ediyor. Evinde! Çünkü otel
parasıyla uğraşmak istemiyor.
Ve vizitesi elli lira!
Ve iş bittiğinde, çarşafları
hemen yeni aldığı çamaşır
makinesine atıyor, evi silip
süpürüyor ve aptes alıp namaz
kılıyor, tanrı onu affetsin diye.
Bu durum koca tarafından da
biliniyor, ama para geldiği
sürece kimse bunu duymuyor,
görmüyor…
Şimdi başka bir hikâyeye
geçiyorum, bu anlatacaklarım,
benim hep yüreğimi sıkıştırır,
kötü olurum.
O İstanbul’un en ünlü caddesi
Bağdat Caddesi’ne yakın bir
apartmanın kapıcısının kızı.
Olağanüstü güzel ama
annesinin bütün çabalarına
rağmen, liseyi bitirdikten sonra
okumadı. Ünlü bir markanın
caddedeki dükkânında
tezgâhtar olarak işe başladı.
Ama ne yapalım ki, çok güzel ve
caddenin parıltılı hayatını
fazlasıyla seviyor.
Sonra ne oldu, şimdi zengin
bir adamın metresi, başka şansı
yoktu, o artık o parıltılı hayatı
gördükten sonra köyünden bir
delikanlıyla evlenemez ve onun
beğendikleri de ona nikâh
kıyamaz.
Peki aile ne yaptı, hiç ses
çıkarmadılar, çünkü zengin bir
adamın metresi olan kızları her
ay eve bin lira gönderiyor,
ardındaki kız kardeşleri okusun,
aile parasal açıdan daralmasın
diye.
Devam edelim; anlattıklarım
canınızı mı sıktı? Sıkılsın ve
hep birlikte şunu
düşünelim, bu ülke nereye
gidiyor?
Size bir hikâye daha, ben
onu tanıdığımda o on
dokuz yaşındaydı. Bir
bilgisayar uzmanıydı; zaten beş
yaşından beri eline her geçen
bilgisayarı açıp yeniden
kurgulamak onun için sıradan
bir işti. Hikâyenin sonunu mu
merak ediyorsunuz, o intihar
etti. Bu dünyadan sıkılmıştı,
öylesine duyarlı ve öylesine
zekiydi ki, herkesin maskelerle
dolaştığı gerçek hayatı hiç
sevmedi. Sessizce gidiverdi.
Vay canına, acayip umutsuz
hikâyeler yazmışım, ne yapalım
ki, hayat bilgisi dersinde sınıfta
kalan çocuklar benim derdim.
Türker: Baraj düşürülmeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Ge-
nel Başkanõ Masum Türker, CHP lideri Deniz
Baykal’õn ardõndan dün de eski Adalet Bakanõ
Hikmet Sami Türk ile birlikte BDP Genel Baş-
kanõ Demirtaş’õ ziyaret etti. Türker, “Seçim ba-
rajõ düşürülmedikçe yapõlacak değişikliklerle de
demokratik bir anayasa oluşturulamaz” dedi.
ESP’ye kadın başkan
İstanbul Haber Servisi - Ezilenlerin Sosyalist
Partisi’nde (ESP), genel başkanlõk görevine Fi-
gen Yüksekdağ seçildi. Basõn toplantõsõ düzen-
leyen Yüksekdağ, “Eksenimiz, sosyalist dünya
görüşünün iyimserliği olacaktõr” diye konuştu.
On Numara çekildi
1, 4, 9, 11, 13, 15, 16, 21, 27, 30, 34,
36, 41, 44, 48, 54, 61, 70, 73, 74, 75, 80.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Kabullenilmiş Çaresizlik
İstanbul Haber Servisi - 128 yõl önce
diplomat, yönetici ve işadamlarõndan oluşan
30 üyenin sosyal amaçlarla kurduğu, bugün
yaklaşõk 6 bin üyeye sahip Büyük Kulüp’ün
önceki gün yapõlan seçimlerinde emekli pa-
şalar da bulundu. Emekli Orgeneral Çevik
Bir ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ
emekli Oramiral Salim Dervişoğlu’nun da
katõldõğõ seçimlerde, Çevik Bir’in listesinde
yer aldõğõ 14 yõldõr başkan olan Duran Ak-
bulut seçimleri kazandõ. Seçimlerde Dervi-
şoğlu da çeşitli operasyonlar kapsamõnda tu-
tuklanan muvazzaf askerlerin yakõnlarõ için
para topladõklarõnõ açõkladõ.
Seçimler Büyük Kulüp’ün Caddebos-
tan’daki tarihi binasõnda önceki gün yapõldõ.
Büyük Kulüp’te 21 sandõkta 100’ün üzerin-
de görevli yer aldõ. Seçimlere eski genelkur-
may başkanlarõ emekli orgeneraller Yaşar
Büyükanıt ve Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun
yanõ sõra, Dervişoğlu, ve Bir de katõldõ. Se-
çimlerde Çevik Bir’in desteklediği Sanayici
Duran Akbulut 1344 oy, emekli Oramiral
Salim Dervişoğlu’nun desteklediği Kapta-
noğlu Holding Başkanõ M. Gündüz Kapta-
noğlu 1269, ekonomist-sanayici Mehmet
Nuri Kuriş ise 395 oy aldõ.
Yardımlar aileler için
Gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Dervi-
şoğlu, tutuklanan muvazzaf subaylarõn aile-
leri için para topladõklarõnõ açõkladõ. Dervi-
şoğlu şöyle konuştu: “Öncelikle işin insani
boyutundan başlamak lazım. tutuklanan-
ların maaşları yarıya indi. Aileleri zor
durumda. Biz emekli deniz kuvvetleri
üyeleri aramızda para toplayıp ailelerine
yardım ediyoruz.” Dervişoğlu tutuklama-
larla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptõ:
“Bahsedilen ve birçok askerin tutuk-
lanmasına neden olan planlar, yazılmış
birer senaryo, silahlı kuvvetler bazen as-
kerleri eğitmek için bu tarz senaryolar
yazarlar.” Son dönemde yaşanan gözaltõlar
karşõsõnda şaşkõnlõk yaşadõğõnõ dile getiren
Dervişoğlu, “Ergenekon’u ben gazeteler-
den öğrendim. Bir sepet var içini doldu-
ruyorlar” diye konuştu.
Tutuklu
askerler için
para toplandı
Uzman Onbaşõ Özbulut Malatya’da toprağa verildi
15 gün önce kalp ameliyatı olan Mahmut Özbulut, şehit
oğlunun cenaze törenine doktor gözetiminde katıldı.
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA - Hakkâri’nin Yükseko-
va ilçesinde teröristlerin açtõğõ ateş so-
nucu şehit olan Piyade Komando Uz-
man Onbaşõ Ahmet Özbulut, memle-
keti Malatya’da toprağa verildi
Şehit Özbulut için şehir mezarlõğõnda
ikindi namazõnõn ardõndan cenaze töreni
düzenlendi. 15 gün önce kalp ameliyatõ
geçiren ve oğlunun şehit haberiyle fena-
laşarak hastaneye kaldõrõlan baba Mah-
mut Özbulut ise bir doktor ve sağlõk
görevlisinin gözetiminde cenaze töreni-
ne katõlabildi. Ayakta durmakta güçlük
çeken acõlõ baba askeri yetkililerce te-
selli edildi. Şehit askerin cenazesi do-
ğum yeri olan Battalgazi ilçesine bağlõ
Kemerköprü köyünde toprağa verildi.
Şehidin amcasõnõn oğlu İbrahim Özbu-
lut, Ahmet Özbulut’la en son 15 gün
önce görüştüğünü belirterek “İki gün
önce de görüşmek istedim. Aradım,
ancak kendisine ulaşamadım” dedi.
BÜYÜK KULÜP’TE SEÇİM
Başbakan Erdoğan, kurumlar arasõnda çatõşma yaşanmadõğõnõ belirtti
Görev alanõ vurgusuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Türkiye’de kurumlar arasõ bir çatõş-
manõn olmadõğõnõ belirterek “Ku-
rumları temsil edenlerin gönül dün-
yalarında bir çatışma varsa onu bi-
lemem. Her kurum anayasa içeri-
sinde, yasalar içerisinde kendisine ta-
nımlanmış olan görev alanı içerisin-
de hareket ederse zaten hiçbir prob-
lem kalmayacaktır” dedi.
Başbakan Erdoğan, İngiltere’ye ha-
reketinden önce Esenboğa Havalima-
nõ’nda düzenlediği basõn toplantõsõnda
gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Er-
doğan, bir gazetecinin nisan ayõnda
Amerika’ya yapõlacak ziyaretin iptal
edilip edilmeyeceğinin sorulmasõ üze-
rine, “Bizim öngörülen bir ziyareti-
miz yoktu. ABD’nin bir daveti var-
dı. Bunlar zaten rutin davetlerdir. Bu
davete Türkiye’yi temsilen bir ar-
kadaşımız katılır ama kimdir şu an
bunun tespitini yapmış değiliz” dedi.
Başbuğ’un değerlendirmeleri
Bir gazetecinin Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un dün
gazetelere değerlendirmeler yaptõğõnõ
anõmsatõp “Özellikle askeri sevkıyat
işlemiyle ilgili rahatsızlığını dile ge-
tirdi ve kurumlar arası bir iletişim-
sizlikten rahatsız olduğunu dile ge-
tirdi. Sizce Türkiye’de kurumlar
arası bir çatışma mı var” sorusu
üzerine Erdoğan, şunlarõ söyledi:
“Bugüne kadar bu konuyla ilgili
çok açıklamalarım oldu. Ben ku-
rumlar arası bir çatışmanın olduğu
kanaatinde değilim. Kurumları tem-
sil edenlerin gönül dünyalarında bir
çatışma varsa onu bilemem. Ama ku-
rumlar arasında bir çatışma asla
söz konusu değildir. Her kurum
anayasa içerisinde yasalar içerisinde
kendisine tanımlanmış olan görev
alanı içerisinde hareket ederse zaten
hiçbir problem kalmayacaktır.”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, mil-
letvekillerinden, illerinde müftülerle yakõn
temas içinde olmalarõnõ istedi.
CHP lideri Baykal’õn yerel seçimler ön-
cesi çarşaflõ bazõ kadõnlara parti rozeti
takmasõyla gündeme gelen “çarşaf açılı-
mı”, Mersin’de bir grup partili kadõnõn
kara çarşaf yõrtmasõyla farklõ bir boyut ka-
zanmõştõ. NTV’nin haberine göre, Baykal
dahil genel merkez yönetimin tepkisini
çeken Mersin’deki eylemin ardõndan,
Baykal’dan milletvekillerine bir talimat
gitti. “Müftü açılımı” olarak yorumlanan
talimatta milletvekillerinden, illerinde
müftülerle yakõn temas içinde olmalarõ is-
tendi. Müftülerin de il idaresinin bir par-
çasõ olduğuna dikkat çeken Baykal, mil-
letvekillerinden onlarla görüşmeyi ihmal
etmemelerini istedi. Bu talimat doğrultu-
sunda müftülerle ilk temasa geçecek is-
min CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Yıl-
maz Ateş olacağõ, Ateş’in Ankara Müftü-
sü’nü ziyaret edeceği belirtildi.
CHP’den ‘müftü’ açõlõmõ
BAYKAL’DAN MİLLETVEKİLLERİNE ‘YAKIN TEMAS KURUN’ TALİMATI
Şehide hazin tören
KAFES İDDİANAMESİ MAHKEMEDE
Tahliye istemleri
ikinci kez reddedildi
İstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Hare-
kât Planõ soruşturmasõnda tutuklanan emekli
Albay Bülent Tunçay’õn avukatõ Ali Rıza
Dizdar, İstanbul Nöbetçi 9. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ne başvurarak tahliye talebinde bulundu.
Avukat Dizdar, dilekçesinde “Müvekkili-
min 1. Ordu’daki bu Harp Oyunları ve
Seminer Planı’nda imzası yoktur. Bu se-
miner ve Harp Oyunları’nda hiçbir su-
num yapmamıştır” dedi. Dizdar, harp
oyunlarõ ve plan seminerlerinin, askeri termi-
noloji dõşõndaki hukukçularõn anlayabilmesi-
nin zamanla mümkün olabileceğini söyledi.
Albay Tunçay, avukatõna gönderdiği mek-
tupta savcõnõn kendisine gösterdiği “Balyoz
Planı”nõn düzmece olduğunu söyledi. Tun-
çay, “O dönemde ordu karargâhında 70-
80 Albay içerisinde kıdem sırasında 60-65
arasında olan, planlarda imza yetkisi ol-
mayan şahsım nasıl olun da düzmece pla-
na nüfuz edecek 5. şahıs olabilirim” dedi.
Balyoz soruşturmasõ kapsamõnda tutukla-
nan eski 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral
Çetin Doğan, emekli Korgeneral Engin
Alan, emekli Koramiral Ahmet Feyyaz
Öğütçü ve Tümamiral Semih Çetin’in de
aralarõnda bulunduğu 7 askerin tahliye istem-
leri ikinci kez reddedildi.
‘Kafes’ mahkemede
“Kafes Eylem Planı” soruşturmasõnõn
iddianamesi İstanbul 12. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’ne gönderildi. Mahkeme, iddiana-
meyi kabul ettiğini açõklarsa dava açõlmõş
olacak. İddianamenin, Poyrazköy davasõy-
la birleştirilmesi de talep edildi.