15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 16 MART 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B Geçen hafta enerjide dışa bağımlılığımızı rakamlarla açıklamıştık. Bu rakamlara bazı katkı ve itirazlar geldi. Okuyucumuz Muammer Argun, “Üretim kapasitemiz tüketim kapasitemizin neredeyse bir katıdır” şeklindeki görüşümüze “Santral kurulu güç toplamı rakamınız kabaca doğru, ama hiçbir santral tam kapasite ile çalışamaz. Hidrolik santrallarımız su varsa üretim yapar. Bir bölümü üç beş ay devrededir. Kömür santrallarımız yaşlanmış ve verimden düşmüştür. İyileştirme yatırımları yapılmadığından bazıları yarı güçte çalışmaktadır. Rüzgâr santralları senenin 1/3’ünde üretim yapar, bunun da bir bölümü tam kapasite ile değildir. EPDK Yasası ile santral yatırımı sadece özel sektör tekeline bırakılmış, kamu yatırım yapmamıştır. Beklenen özel sektör yatırımları da yeterli olmadığından ekonomik kriz yaşanmasa idi arz yetmezliği yaşanabilecekti. Bugünkü trendle 2012 sonrası konuşuluyor. (Siz 7200:8760= yüzde 82 emre amadelik öngörmüşünüz, ama hayal)” diyor. “Mevcut kapasite kullanılmamaktadır” şeklindeki görüşümüze de “Bu doğru, ama neden? AKP’nin ‘al’ ya da ‘öde’ doğalgaz alım sözleşmeleri ile ‘yap işlet (Yİ)’ santrallarından alım zorunluluğudur. Geçen yıl barajlarda su varken hidrolikten üretim yerine Yİ santrallarından ithal doğalgazla üretilen enerji alınmıştır” şeklinde bizim de kabul ettiğimiz katkıda bulunmuş. Doğalgaz santrallarının toplam kapasitenin yüzde 30’unu oluşturması zaten bunu ortaya koyuyor. Bir de okuyucumuzun dediği gibi alım garantisi olunca gelecek nesillerin bile kişi başına gelirlerine ipotek koymuş oluyoruz. “Enerji ülkemizde çok pahalıdır” tespitimize de “Bu da doğru. Ama bunun nedeni de enerji’ enerji yoğunluğu -birim enerjiden maksimum GSMH elde etme-’ değildir. Birincil enerji kaynaklarının dışa bağımlı seçilmesindendir. Bu yetmezmiş gibi bir de çimento sanayisi ve ark ocakları gibi yoğun elektrik enerjisi tüketen sektörlerin özendirilmesi, çok kıymetli enerjimizin katma değeri düşük alanlarda çarçur edilmesidir. Kıta Avrupası’ndan dışlanan bu sektörler ayrıca aşırı bir çevre kirliliğine neden olmaktadır” şeklinde kesinlikle mutabık olduğumuz bir görüş beyan etmiş. Siz sanayinizi, enerji kaynaklarınızı verimli kullanacak şekilde ve ülkenizin gereklerine göre planlamazsanız, enerjinin verimsiz kullanıldığı sanayi işletmeleri kurarsınız ki bu da okuyucumuzun da söylediği gibi dışa bağlı olan enerji kaynaklarınızı verimsiz de kullanmış olursunuz. Azmi Güngör adlı okuyucumuz da Almanya ve Türkiye enerji fiyatlarındaki farklılığa dikkat çekiyor ve Almanya’daki fiyatın 30 dolar yerine orantı yaparsak 100 dolar olması gerekmez mi diye soruyor. Türkiye 1000 dolarlık ürün için 903 kilovat saat (300 dolar) enerji için para harcarken Almanya 1000 dolarlık ürün için 300 kilovat saat (30 dolar) harcamaktadır. Burada Almanya hem 1000 birim ürün için daha az enerji harcıyor hem de enerji fiyatları daha ucuz olduğu için 30 dolar maliyeti var. Bu aradaki miktar ve maliyet farkı bizim ülkemizdeki enerjideki verimsizliği ve fiyatların ne kadar pahalı olduğunu gösteriyor. Diğer okuyucumuz Kadri Kanpak ise aşağıdaki tespitleri yapıyor ve soruyor: “1- Hesaplarınızda Türkiye’de kullanılan kaçak elektrik var mıdır? Çünkü kırsal kesimde ve bazı şehirlerde kaçak elektrik çok revaçta. 2- Örneğin Bozcaada’daki 5 tane rüzgâr enerji pervanesi adanın tamamının ve Çanakkale’nin bir kısmının elektriğini karşılarken ve Anadolu’da çokça bulunan rüzgârın kullanımı neden projelendirilmiyor? 3- Türkiye’deki yeraltı enerji kaynakları tam araştırılmış mıdır?” Enerjide dışa bağımlılığımızın ekonomimiz ve Türkiye’nin geleceğinde ne denli önemli olduğunun farkına varanların, bunun bilincinde olanların fazlalaşması ile dışa bağımlı olmayan enerji politikasına ulaşmak mümkün olabilecektir. Bu nedenle katkıda bulunan okuyucularımıza teşekkür ediyorum. Bir başka yazımızda çözümler ve önerileri tartışacağız. Enerjide Farkında Olmadığımız Gerçekler (2) M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Roman Açılımı (!) Medyamızda genel değerlendirme “en renkli, en şenlikli, en kolay açılım”dı. İşe biraz daha ciddi eleştirel yaklaşanlar, devlet kesesinden, yoksullara yardım fonundan, AKP’nin çok vitrin, çok propa- ganda kokan toplantısına Türkiye’nin her yerinden Romanların getirtilmesinin kimi rakamsal maliyet- lerini, yasal suç oluşturmasını da masaya yatırdı- lar. AKP, Erdoğan hükümetlerinin, yıllardır kamu kaynaklarını keyfi, yasadışı, siyasal rant elde etme harcamalarının dudak uçuklatan, suç oluşturan boyutlarından bir gün gelip de hesap vermek zo- runda kalacağı kuşkusuz... Öncelikle “en renkli, en şenlikli, en kolay açılım” pazarlaması, algılaması üzerinde düşünmekte ya- rar var; Sulukuleli Romanlarla 1980 yılından bu ya- na komşu olan, gelişmeleri yakından izleyen biri olarak Başbakan Erdoğan’ın çok cilalı müjdeleri- nin, altın yaldızını biraz olsun kazımak istiyorum.. O tarihten bu yana, her gün işe gelip giderken ara- larından geçtiğim komşularımın şimdilerde pek sevdikleri “Yaktın bizi TOKİ” türküsüne karşılık, Başbakan Erdoğan’ın Romanları sokaktan kurtar- ma adına verdiği “ev sahibi yapma, evlere sokma” müjdesini, Sulukule deneyiminden yola çıkarak, masaya yatırmakta, “Roman açılımı” gerçeğine bakmakta sayısız yarar var... Aslını ararsak benim oturduğum Oleyis Sendikası Kooperatifi de dahil, Emlak Blokları inşaatları ile başlayan Sulukuleli Romanları Osmanlı’dan önce yerleştikleri sur dibindeki mahallelerinden atma pro- jeleri içinde, AKP’nin Romanları toptan taşıma, Su- lukule’yi var olan kimliği ile tarihe gömme, en acı- masız uygulama olarak gündemde. Sulukule filmleri, fotoğraf kareleri, kültüründe merkez evler şimdilerde enkaz yığını, sokakları ise bölge mahallelerinin sur dışına çıkış bağlantılarını tümden kaldıracak biçim- de, TOKİ şantiye inşaatlarının işgali altında. Yeni AKP burjuvazisine lüks inşaatlar olarak de- dikodusu çıkan TOKİ inşaatlarının henüz temelleri atılmadı. Projeleri de görmüş değilim. Gördüğüm, çok yüksek metal paravanlarla birçok eski yolun yok edildiği, çok dar geçiş alanları ile ayrılmış inşaat alanlarının içlerinde olup bitenlerin izlene- mez olduğu. Yöre sakinlerini, işlevsel sur dışı du- raklar, ana yollarla, metrolar, İstanbul’un Anadolu yakası, Şişli-Levent-Boğaz dahil, her yönüne ge- çişte kullanmaktan alıkoyduğu. Sulukuleli Romanları kurtarma projesine gelince; Başbakan Erdoğan’ın pazar günü bir kez daha bü- yük şovunda kullandığı Romanları sokaktan kur- tarma projesinin, akla sığmaz ilk uygulamasında hani evleri yıkılanlara çok ucuza TOKİ’nin kent dışı evlerinde yer verilmişti ya... Bu ucuz taksitli satışta ev verilen 300 aileden orada kalabilenler 20’ye düşmüş. Dün canlı yayında Sulukule’ye geri dö- nenler öykülerini çıplak anlatıyorlardı... Birisi “6 ay dayandım, ne ben ne ailem oralarda bir iş bulama- dık. Apartman giderlerini, taksitleri ödeyecek hali- miz kalmamıştı, daha fazla batmamak için 20 bin li- raya devrettim..” diyordu. Bir diğeri aç kaldıklarında bir kap yemek alabile- cekleri, doğup büyüdükleri komşularından, asla iş bulamayacakları, yol parasını ödeyemeyecekleri uzaklara gitmekten, kopmaktan korkarak en baştan verilen evi 12.5 bine sattığını, yıkık evler arasında, harabelerin içinde kalan evlerden birinde kirada oturmakta olduğunu anlatıyordu... Benim taşınıp komşu olduğum 1980’li yıllarda, “Ayşe’nin Yeri..” yazılı evlerin önünde kalabalıkla- rın yaşadığı şenlikli sokaklarda, her gün gürültü patırdı, eğlence vardı. Bakkal fiyatına rakı vaadi ile çekiştirilen arabalı müşterilerin park ettiği evlerin içinden birbirine karışan müzik sesleri taşardı. Görkemli sokak düğünlerinin keman, klarnet ses- leri evlerimizin davetsiz konuklarıydılar. Doğrusu parlak düğün giysileri ile kadınları renkli görüntü- ler oluşturur, evlerimize geliş yollarının düğünler için işgal edilmesine çok da gönül koyamazdık... Sonra sık sık tanık olduğumuz zarflarla para alan resmi elbiselilerin güvencesi yetmedi, yerel yönetimlerin siyasal kimlik değiştirmesi ile “ahlak- sızlık, suç odağı” olarak kabul edilen eğlence mer- kezleri kapatıldılar... Roman sakinlerin yaşamların- da akıl almaz hızlı bir yoksullaşma gündeme geldi. Geçerken “hela bekçiliği” için iş arabuluculuğu ri- ca eden kadınların, affı soran erkeklerin sayıları arttı. Artık sokak fuhuşunda çalıştırılan genç kızla- rın oluşturdukları sıralar artıyor, kimi evlere de Ro- manları imana getirecek inançlılar taşınıyor, namaz tespihi, seccadesi elinde, müşteri bekleyen kızla camdan sohbet eden, imana davet eden hocaların görüntüleri ilginç bir tabloyu oluşturuyordu... Ölen- lerin arkasından sokakta okunan mikrofonlu Ku- ran, mevlitlerin sesi kısıldığında, klarnet sesi yük- seliyor, garip bir çelişkili yaşam gelişiyordu. Ma- hallede yaşayanların göçle yer değişimi ile yoksul- luk patlaması en belirgin gelişmeydi... AKP’nin Sulukule projesinde, Roman açılımında gelinen son tablo işte böyle bir şey... [email protected] Phillips-Van Heusen Tommy’yi alõyor Ekonomi Servisi - Moda dünyasõ- nõn çok sayõda tanõnmõş markasõnõ bün- yesinde barõndõran ABD’li, Phillips- Van Heusen, Tommy Hilfiger’i 3 mil- yar dolar karşõlõğõnda satõn alacağõnõ açõkladõ. Phillips-Van Heusen, halen giri- şim sermayesi şirketi Apax Part- ners’in kontrolünde bulunan Tommy Hilfiger’õn satõn alõnmasõyla 30 Ocak 2011’de sona eren mali yõlda bazõ ka- lemler çõkarõldõğõnda hisse başõna kâ- rõnõn 20 sent ile 25 sent civarõnda art- masõnõ bekliyor. Anlaşma sonrasõnda Fred Geh- ring’in Tommy Hilfiger üst yönetici- si olarak görev yapmaya devam ede- ceği, ayrõca Phillips-Van Heusen’in uluslararasõ faaliyetlerinden de so- rumlu olacağõ belirtildi. Tommy Hil- figer de baş tasarõmcõ olarak görev yapmaya devam edecek. Ran Lojistik 2009’da kâr etti Ekonomi Servisi - Ran Lo- jistik Hizmetleri AŞ, 2009’da 8.2 milyon lira kâr sağladõ. Şirketten yapõlan açõklamada, geçen yõlõn ekiminde halka ar- zõnõ yapan Ran Lojistik’in glo- bal krize rağmen geçen yõlõ kârla kapattõğõ belirtildi. Ran Lojistik’in UMS/UFRS’ye gö- re hazõrlanan bağõmsõz dene- timden geçmiş 2009 yõlõ 12 aylõk konsolide mali tablolarõ- na göre, 2008’de 5.5 milyon lira zarar açõklayan Ran Lojis- tik’in, geçen yõl 8.2 milyon li- ra kâra geçmeyi başardõğõ be- lirtildi. Açõklamaya göre, şirketin aktif büyüklüğü 39 milyon li- radan 41.2 milyon liraya, öz- kaynaklarõ 10.3 milyon liradan 27.9 milyon liraya yükseldi. Türkiye genelinde işsiz sayõsõ geçen yõlõn aynõ dönemine göre 29 bin kişi artarak 3 milyon 361 bin kişiye çõktõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İşsizlik yeniden yükselişe geçti ve Aralõk 2009 dönemi için yüzde 13.5 olarak hesaplandõ. Aralõk 2008 döne- mi işsizlik oranõ yüzde 13.6’dan yüz- de 14’e revize edildi. Bu durumda, iş- sizlik oranõ bir önceki yõlõn aynõ dö- nemine göre 0.5 puan düşüş gösterdi. Ancak kasõma göre ise işsizlik oranõ 0.4 puan arttõ. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üçer aylõk dönemler itibarõyla her ay kamuoyuna duyurduğu Hanehalkõ İş- gücü Araştõrmasõ’nõn “Kasım, Aralık 2009, Ocak 2010” dönemini kapsayan “Aralık” sonuçlarõnõ açõkladõ. Buna göre, “iş aramayıp çalışmaya hazır olan” 2 milyon 67 bin kişi ile beraber işsiz sayõsõ 5 milyon 428 bin kişiye, iş- sizlik oranõ ise yüzde 20.2’ye yükseldi. Söz konusu dönemde istihdam edi- lenlerin sayõsõ, geçen yõlõn aynõ döne- mine göre 985 bin kişi artarak 21 mil- yon 451 bin kişiye yükseldi. Bu dö- nemde tarõm sektöründe çalõşan sayõ- sõ 637 bin kişi, tarõm dõşõ sektörlerde çalõşan sayõsõ 348 bin kişi arttõ. Genç nüfusta yüzde 24.1 Türkiye genelinde işsiz sayõsõ geçen yõlõn aynõ dönemine göre 29 bin kişi artarak 3 milyon 361 bin kişiye yük- seldi. Söz konusu dönemde kentsel yerlerde işsizlik oranõ değişmeyerek yüzde 15.6, kõrsal yerlerde ise 1.5 pu- an azalõşla yüzde 9.2 oldu. Türkiye’de tarõm dõşõ işsizlik oranõ geçen yõlõn aynõ dönemine göre 0.2 pu- anlõk azalõşla yüzde 16.6 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta işsizlik oranõ yüzde 24.1 olarak açõklandõ. Aralõk 2008 dö- neminde söz konusu oran yüzde 26 dü- zeyindeydi. Herhangi bir sosyal gü- venlik kuruluşuna kayõtlõ olmadan çalõşanlarõn oranõ, önceki yõlõn aynõ dö- nemine göre 1.2 puanlõk artõşla yüzde 43’e yükseldi. Tarõmda sosyal güvenlikten yoksun çalõ- şanlarõn oranõ yüzde 86.3’ten yüz- de 85.3’e düştü, tarõm dõşõ sektör- lerde yüzde 29.2’den yüzde 29.7’ye yükseldi. 2009 aralõk döneminde, Tür- kiye genelinde işgücüne katõlma oranõ, geçen yõlõn aynõ dönemine göre 1.1 puanlõk artõşla yüzde 47.6 olarak gerçekleşti. ANTALYA’YA 400 BİN TURİST GELDİ Antalya’ya bu yõlõn 2.5 aylõk döne- minde havayoluyla gelen turist sayõ- sõ 400 bini aştõ. Antalya Kültür ve Tu- rizm İl Müdürlüğü’nden edinilen bil- giye göre, 12-14 Mart tarihlerinde Antalya Havalimanõ Dõş Hatlar Ter- minali’nden 33 bin 293 turist giriş yaptõ. Antalya’ya 1-14 Mart tarihle- rinde gelen turist sayõsõ 114 bin 145 olurken, yõlbaşõndan bu yana kente gelen turist sayõsõ 426 bin 140’a ulaştõ. Yetkililer geçen yõlõn aynõ dö- neminde havayoluyla Antalya’ya 343 bin 655 turist geldiğini belirtti. AYRAN MUHABBETİ SARMADI İstanbul Lokantacõlar Odasõ’nõn başkanlõk seçiminin galibi 520 oyla Sait İstender’in sa- hibi Sait Karabağlõ oldu. İçkili-içkisiz res- toranlarõn rekabetine sahne olan seçimler- de muhafazakâr restoranlarõn desteklediği Abdullah Korun ise aldõğõ 178 oyla yarõşõ açõk ara farkla kaybetti. 3 bin 500 üyesi bu- lunan odanõn başkan adaylarõndan Ko- run’u muhafazakâr restoranlarõn üye oldu- ğu Tüm Restoranlar, Lokantalar ve Teda- rikçiler Derneği (TÜRES), Karabağlõ’yõ ise Beyoğlu’ndaki restoran ve eğlence me- kânlarõnõn üye olduğu Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği (BEYDER) destekledi. Barcelona’dan memnun kalan THY, Manchester’a sponsor oldu Topçu, Barcelona ve Manchester’dan sonra Avrupa’dan ve Rusya’dan en az 10 takõmdan sponsorluk teklifi aldõklarõnõ, ancak çõtayõ düşürmemek için şimdilik nokta koyduklarõnõ söyledi. HASAN ERİŞ MANCHESTER - THY Yönetim Kurulu Başkanõ Hamdi Topçu, geçen yõl 30 milyon do- lar olan tanõtõm bütçe- lerini 2010’da 70 mil- yon dolara yükselttik- lerini belirterek pazar- lama ve tanõtõm faali- yetlerine odaklanacak- larõnõ söyledi. Ünlü İngiliz kulübü Manchester United ile dün 3.5 yõllõk anlaşma- ya imza atan THY’nin yönetim kurulu başkanõ Topçu, Manchester United’a sponsorluk be- delinin yüzde 60’õnõ na- kit ödeyeceklerini be- lirterek “Yüzde 40’ı da taşıma gibi barter şek- linde” dedi. Topçu, Barcelona ile yaptõklarõ sponsorluk anlaşmasõ sonrasõnda teklifin Manchester United’dan geldiğini ifade ederek “İspan- ya’nın Barcelona ku- lübüyle yaptığımız an- laşmanın etkisi bizi çok mutlu etti. Tam bu sırada Manchester United’dan, ‘Gelin ta- şõyõcõ sponsorumuz olun’ teklifi aldık. De- ğerlendirdik, görüş- meler yaptık, sonunda çok güzel bir anlaş- ma yaptık.” Yapõlan anlaşmaya göre THY, gerek Manchester United’õ, gerekse yõldõz futbol- cularõnõ reklamlarõnda kullanabilecek. Old Trafford Stadõ’nda THY reklamlarõ 3.5 yõl boyunca yer alacak. THY, İngiliz kulübü Manchester United ile dün 3.5 yõllõk anlaşmaya imza attõ. İmza töreni Manchester’daki Old Trafford Stadõ’nda ger- çekleşti. Hamdi Topçu ile Manchester United CEO’su David Gill’in imza attõğõ törende, THY Yönetim Kurulu Başkanvekili Prof. Ce- mal Şanlõ, THY Yönetim Kurulu üyeleri Meh- met Büyükekşi ile Genel Müdür Yardõmcõsõ Kazõm Çalõşkan da hazõr bulundu. Topçu, pa- zar günkü Fulham maçõnõ Manchester Uni- ted’õn 3-0 galip bitirdiğini anõmsatarak, “THY’nin ayağõ uğurlu geldi” mesajõ verdi. 2010 HEDEFİ BMD 40 bin kişilik istihdam yaratacak Ekonomi Servisi - Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Yönetim Kurulu Başkanõ Yılmaz Yılmaz, BMD markalarõnõn 2010 hedefini “4-5 milyar dolarlık ciro artışı, 30- 40 bin kişilik yeni istihdam, 2.8 milyon metrekare alanda faaliyet göstermek, 250 milyon dolarlık yatırım” olarak açõkladõ. Yõlmaz, BMD’nin yeni yönetim kurulunun basõnla bir araya geldi- ği toplantõda yaptõğõ konuşmada, 400 markadan oluşan derneğin top- lam cirosunun 24 milyar dolar ol- duğunu, 70 bin çalõşanõ ve yurti- çinde 40 bin, yurtdõşõnda 69 ülke- de 1.175 mağazasõ bulunduğunu kaydetti. Sektör için önem taşõyan İstanbul ve çevresinin organize olmuş bir ekosisteme ve potansiyele sahip olduğuna işaret eden Yõlmaz, bu po- tansiyelin harekete geçirilebilmesi için dõş ticareti kõsõtlayõcõ faktörle- rin ayõklanmasõ ve İstanbul Alõşveriş Festivali’nin hayata geçirilmesi ge- rektiğini söyledi. Sektörün 10-15 yõlda bu tip bir yönlendirme ile markalõ ihracat başta olmak üzere 50 milyar dolar- lõk ihracata ulaşabileceğini kayde- den Yõlmaz, “Cumhuriyetin 100. yılında 500 milyar dolarlık ihra- cat hedefinin 50 milyar dolarını sahiplenerek Türk markalarının gücünü ortaya koyuyoruz” dedi. İşsizlik aralõkta bir önceki aya göre 0.4 puanlõk artõş olurken işsiz sayõsõ 3 milyon 361 bin kişiye ulaştõ. Aralõk ayõnda 509 bin kişi işsiz kaldõ. ÜÇ MİLYAR DOLAR 8.2 MİLYON LİRA ‘Ayağõmõz uğurlu geldi’ THY bir uçağını, bugün sponsorluk anlaşması imzala- dığı İngiltere Pre- mier Ligi’nin dün- yaca ünlü Manc- hester United futbol takımının renkleri- ne boyattı. Boeing 337-800 tipi “Tun- celi” isimli yolcu uçağının gövdesin- de, “Kırmızı Şey- tanlar” olarak bili- nen Manchester United’ın forma renkleri olan kırmı- zı-siyah-beyazla ve arması yer aldı. İşsizlik yeniden yükselişte
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle