09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 1 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ‘Değişmeyen tek şey değişimdir ‘ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay, 28 Şubat süreciyle ilgili sorular üzerine, “Dünyada değişmeyen tek bir kural var, o da her şeyin değişebileceği. Bir şeyin bin yõl süreceğini iddia edenler evrenin en temel kuralõnõ, bu değişme ve gelişme kuralõnõ bilmiyorlar demektir. Birtakõm gereksiz bedeller öder gideriz, ama sonuçta hayat ileriye doğru okuyor” dedi. Günay, Kürtçe eserlerin yayõmlanmasõ konusundaki çalõşmalarõn sürdüğünü söyledi. DSP kimseyle birleşmeyecek GİRESUN (Cumhuriyet) - DSP Genel Başkanõ Masum Türker, DSP’nin hiç kimseyle birleşmeden, seçim için işbirliği yapmadan, çareyi kendilerinde görenleri de kendi saflarõna alarak seçime gireceğini belirterek “Bilinsin ki DSP’nin yeni vizyonunda kimse bize ‘Oylar bölünmesin, aman ülke elden gidiyor, AKP’ye oylarõ kaptõrmayalõm’ diyemeyecek. Böyle düşünen varsa kapõsõna kilit vurup gelsin” dedi. Limter-İş Başkanı Saygılı İstanbul Haber Servisi - DİSK’e bağlõ Limter-İş Sendikasõ’nõn 12. Olağan Genel Kurulu dün gerçekleştirildi. Sendika başkanlõğõna Kamber Saygõlõ seçildi. Saygõlõ’nõn yönetim kurulu şu isimlerden oluşuyor: “Hakkõ Demiral, Hasan Albayrak, Nesrin Macar, Cem Dinç.” ‘Fiyat artışına gerek yok’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tarõm ve Köyişleri Bakanõ Mehdi Eker, Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Ankara Şubesi tarafõndan düzenlenen, “Tarõm alanõnda güncel sorunlar, temel yaklaşõmlar ve uygulanan projeler” konulu toplantõya katõldõ. Et fiyatlarõnda yaşanan artõşa değinen Eker, “Biz bakanlõk olarak üretim ve tedarikten sorumluyuz. Yeteri kadar hayvan popülasyonu var, besi materyali var, dolayõsõyla ortada kõtlõk, fiyat artõşõ gerektiren bir durum yok” dedi. Balbay 361 Gündür ‘İçerde’... Mustafa Balbay’ın tutukluluk süresini “Gündem” köşesindeki rakamlarla izliyoruz. Bu hafta Balbay’ın köşesinde “365 gündür tutuklu” yazısını göreceğiz ve bu “bir yıl” anlamına geliyor. Sadece 1’den 365’e kadar sayın... Ve bir de o sayıların “hayat” olarak karşılığını düşünün. Sadece Balbay mı? Değil... Vatan gazetesi internet editörü Aylin Duruoğlu, üniversiteden bir arkadaşıyla yemek yedi diye 10 ay cezaevinde kalmadı mı? 10 ay sonra hâkim karşısında çıktı ve serbest kaldı. Duruoğlu, cezaevinden çıktıktan sonra Hürriyet’te Ayşe Arman’ın sorularını yanıtlarken son derece sağlam bir duruş sergiliyordu. On ayın arkasından “Bu kişisel bir felaket değil... Bireysel bir talihsizlik öyküsü de değil... Böyle yansıtılmasını istemiyorum. Biz gazetecilerin sorumluluğu, bu konuda neden bu kadar çok sıkıntı yaşandığını, neden bu kadar çok tutuklama kararı verildiği düşünmek, araştırmak, yazıp çizmek olmalı... ” diyebilmesi takdirle karşılanmalı... Dönem dönem siyasi hesaplaşmalar gazetecilere de çarpıyor. Altan Öymen Radikal’de dün yayımlanan yazısında 1972’de kendisi ile Erdal Öz, Emil Galip Sandalcı ve Zülfü Livaneli’nin uçak kaçırma sanığı, 1980’lerde Ali Sirmen-Orhan Apaydın-Mahmut Dikerdem’in Barış Derneği davası sanıkları olduklarını anımsatırken “bugünün sanıkları” olarak da “Mustafa Balbay-Aylin Duruoğlu- Ufuk Akkaya”yı anıyor... Öymen, uçak kaçırma suçlamasıyla içerdeyken bu suçu işlemediği kanıtlanmasına karşın sorgucusunun, “Tahliyeniz biraz gecikecek... Çünkü biz sizin uçak kaçırdığınızı ilan etmiştik... Biraz daha vakit geçsin ki, bu iş unutulsun...” dediğini ve bu “unutulma süresi”nin de iki aydan fazla sürdüğünü anlatıyor... Aylin Duruoğlu, meslektaşlarını “niye bu kadar tutuklama kararı verildiğini araştırmaya” çağırıyor. Avukat Fikret İlkiz de, “tutuklamaların tedbir olmaktan çıkarılıp cezaya dönüştürülmesine” tepki gösteriyor. “Yaşadığımız en önemli sorunlardan birisi ‘tutuklama enflasyonudur’” derken, çarpıcı rakamlar veriyor: “Kasım 2009 tarihi itibarıyla cezaevi nüfusu 117 bin 61 kişidir ve bu nüfusun 60 bin 175 kişisi ‘tutuklu’dur. Hükümlü sayısı ise 56 bin 885’tir. Cezaevindeki tutuklu sayısı, hükümlü sayısından çoktur...” Müjdat Gezen’den ‘GDM’ Geçen hafta “Balyoz gözaltıları” bir anda gündemi değiştirdi, ortalığı altüst etti. Bu gergin ortamda, CHP lideri Deniz Baykal, Müjdat Gezen’in 50. sanat yılını kutlamak üzere İstanbul’a gitti. Baykal, her ne kadar Müjdat Gezen’in sanatı ile ilgili söz söylemek istiyor idiyse de, gazeteciler “Balyoz gözaltıları” ile ilgili değerlendirmelerinin peşindeydi. CHP lideri de, Müjdat Gezen Sanat Merkezi (MSM) öğrencileri ve dostlarının hazırladığı etkinlik öncesinde sanatçıya takıldı: “Sen de amma gününü bulmuşsun. Ortalık karmakarışık, gündem çok yoğun.” Müjdat Gezen, “Eee, ben GDM’yim” karşılığını verdi. “GDM nedir ki?” sorusu üzerine de “Gündem Değiştirme Merkezi” karşılığını verdi... ‘1 metre’nin anlamı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında MHP’nin verdiği gensoru önergesinin görüşmelerine, Meclis’teki kavga damgasını vurmuştu. Anımsanacağı üzere MHP’li Osman Durmuş’un, Emine Erdoğan’ın GATA’ya alınmamasıyla ilgili olarak “Peygamber olarak kabul edilen bir adamın eşini nasıl içeri almazsınız!” sözleri üzerine kıyamet kopmuş, AKP’liler MHP sıralarına yürümüş, yumruklar havada uçuşmuştu. Bu olaya çok sinirlenen MHP lideri Devlet Bahçeli de partisinin Meclis grup toplantısında “MHP grubuna 1 metre yaklaşan bundan sonra ne olacağını görür!” diyerek tehdit savunmuştu. Bu sözler Meclis kulislerinde atışma ve espri konusu oldu. Bazı AKP’liler “Elimizde metreyle mi dolaşacağız?” esprileri yaparken, bazıları da “Acaba ne olur?” diyerek MHP grubu önünde turlar attı... MHP lideri Bahçeli fazlaca “polemik konusu” yapıldığını belirttiği “1 metre”nin anlamını partisinin geçen haftaki merkez yönetim kurulu toplantısında, bu kez daha yumuşak bir üslupla açıkladı: “Elbette burada söz ettiğimiz fiziki mesafe değil. ‘Herkes haddini bilsin, bizim de bir yere kadar sabrımız var’ demek istedim.” BDP’li Hasip Kaplan ise Meclis kulisinde bir sohbet sırasında, “1 metre” konusunda farklı bir bilgi aktardı: “Aslında 1 metre, İngiltere’de Lordlar Kamarası ile Avam Kamarası arasındaki uzaklığı ifade eder. Gerçekten de iki kamara arasındaki mesafe 1 metredir. Ve bu, bir kılıç mesafesidir...” ‘İleri demokrasi’nin ayak sesleri! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın AKP il başkanları toplantısındaki sözleri tartışma yarattı. Erdoğan, gazete patronlarına “...Ben de şimdi o gazetelerin patronlarına sesleniyorum. ‘Ne yapayım köşe yazarı, hâkim olamıyorum’ diyemezsin. Sen bunun sorumlususun arkadaş, diyeceksin. Niye? Çünkü bu ülkeyi germeye, bu ülkede ekonomiyi altüst etmeye kimsenin hakkı yok. Buna biz de müsaade edemeyiz. Çünkü bir anda dengelerin ekonomik olarak ne hale geldiği ortaya çıktı. O zaman köşende yazı yazanın maaşını sen veriyorsun... ” diye akıl verdi. Erdoğan, bir süre önce, “Sabah-ATV grubunun sahibi Ahmet Çalık, Bugün gazetesi ve Kanaltürk’ün sahibi Akın İpek, Habertürk grubunun sahibi Turgay Ciner ve NTV-Doğuş Grubu’nun sahibi Ferit Şahenk’in medya gücünü MHP’yi karalamak için kullandığını” belirten MHP lideri Devlet Bahçeli’ye sert tepki göstermişti: “İsim vererek medya sahiplerini nasıl suçluyor ve nasıl tehdit ediyor. Faşizm diye bir şey varsa bugün temsilcisi bu zihniyettir, bunlar faşizmi iyi bilirler.” Medya patronlarından hükümet aleyhine yazı yazan köşe yazarlarını, “Bizim dükkânda sana yer yok” deyip kapıya koymasını isteyen Erdoğan, aynı konuşmasında Türkiye’deki demokrasinin geldiği noktaya da vurgu yaptı: “Yaşananlar, ileri demokrasinin ayak sesleridir. Yaşananlar, standartları yüksek bir demokrasinin işaretleridir...” İşte AKP tipi demokrasi: Başkası söyleyince “faşizm” , Erdoğan söyleyince “ileri demokrasi”!.. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com Baykal, hükümetin askeri dövmek için anayasa değişikliği istediğini söyledi ‘Umudumuz milletimizdir’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, ik- tidarõn “kendine göre mahkeme kur- mak ve askeri dövmek için anayasa de- ğişikliği” istediğini ifade ederken “Ha- bur’da hukuka tecavüz edenlere mi anayasayı emanet edeceğiz? Gider- ayak bir parlamentonun yapacağı iş değildir anayasa değişikliği” dedi. Bay- kal, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “Par- ti kapatma müsaadesini parlamento versin” önerisiyle ilgili olarak da, “Ci- ğeri kediye emanet edin, diyor. Peki on- lar suçlu ise onlar yargılanma ihtiya- cı içinde ise... Hem sanık, hem de hâ- kim olacaksınız” görüşünü dile getirdi. Baykal, dün Ankara il kongresinde ko- nuştu. “Umudumuz sende”, “Başba- kan Baykal” sloganlarõ arasõnda kür- süye çõkan Baykal, “Hepimizin umu- du milletimizdir. Güç, yetki, söz hak- kı milletimizdedir. Önümüzdeki se- çimde milletimiz bunu yeni bir baş- langıç için kullanacaktır. Önümüz- deki seçimler Türkiye için sıradan bir seçim değildir. Türkiye’nin tarihi, ge- leceği açısından geçmiş seçimlerin belki de tümünden önemli sonuçlar doğuracaktır ” mesajõ verdi. ‘Zulüm unutulacak mı?’ TEKEL işçilerinin direnişine tüm hal- kõn sahip çõktõğõnõ, ancak son günlerde “Çadırları dağıtacağız” açõklamalarõ yapõldõğõnõ vurgulayan Baykal, “Dağı- tacaksınız o çadırları da ne olacak? Vicdanlarda yarattığınız tahribatı or- tadan kaldırabilecek misiniz, sergile- diğiniz zulüm unutulacak mı” diye sordu. Baykal, Başbakan Erdoğan’õn “siyasetçinin yargılanmasına, parti- lerin kapatılıp kapatılmayacağına par- lamento müsaade etsin” sözleriyle ilgili olarak da şu görüşleri dile getirdi: “550 milletvekili için 608 kez yargı- lanma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu yar- gılamaların yapılıp yapılmayacağına Meclis karar veriyor. TBMM o kara- rı almadığı için o 608 dosyadan yar- gılama yapılamıyor. Parlamento ken- di dönemlerinde hiç karar almadığı için, Başbakan herhalde parlamento- ya böyle bir yetki verilmediğini zan- nediyor. Niye yargının önü açılmı- yor? Parlamento kapattı. Onun için ev- rakta sahtecilik, kalpazanlık, ihaleye fe- sat karıştırma suçları sorgulanamıyor. Parti kapatma konusunda da izin ver- me yetkisi Meclis’te olsun, diyor... Di- yor ki; siz ciğeri kediye emanet edin. Bize bırakın... Peki onlar suçlu ise onların yargılanması ihtiyacı varsa... Hem sanık, hem hâkim olacaksınız... Kürt açılımı işi Yeşilçam açılımı ile noktalandı. Ermeni açılımı fiyasko ol- du. Başbakan’ın yeni açılımı, şu anki derdi anayasa açılımı. Bu parlamento yıpranmış, süresini tüketmiş, inişe geçmiş, halk desteğini kaybetmiş bir parlamento. Türkiye anayasa deği- şikliğini yeni, taze bir iktidarda, yıp- ranmamış bir parlamento ile günde- mine alacaktır. Giderayak, gitmesi gereken bir parlamentonun yapacağı iş değildir anayasa deği- şikliği. Haklarında 608 fezleke olan bir heyete, yargıyı tanzim et, diye- bilir misiniz? Hem ar- kanızda böyle suç dos- yaları olacak, hem de, hâkim tayin etme yetki- sini bize verin, diyecek- siniz!... Sen önce hesabı- nı ver. Parlamentoda 2 parti var Anayasa Mah- kemesi tarafından mah- kûm edilmiş.” Baykal, referandumun gündeme gelebileceğine dikkat çekerken “Millete istediğiniz soruyu sora- bilirsiniz ancak millet o sandıktan size istediği cevabı vererek çıkar. Re- ferandum bu iktidar için kal-git referandumu ola- caktır. Referandumu o korktuğu seçim haline dönüştüreceğiz. Milletin meselesi, AKP’nin key- fine göre mahkeme ayar- lamak için anayasa de- ğişikliği değildir” dedi. Baykal, iktidarõn referan- dumda iki konuda yetki is- teyeceğini vurgularken “Birincisi, kendine göre mahkeme kurmak isti- yor. Hukuku tamamen teslim alma anlayışı için- de. İkincisi, askeri döv- mek için anayasayı de- ğiştirmek istiyor” diye konuştu. Baykal, “iktida- rın ahlaki, manevi açı- dan da iflas ettiği” görü- şünü yinelerken “Bu ikti- dar gidicidir. Abbas yol- cu. Zaten son dönemde sergilenen tutumlar da bunun sonucu, çöküşün belirtileri” açõklamasõnõ yaptõ. CHP Ankara il kongresinde konuşan Baykal, “Habur’da hukuka tecavüz edenlere mi anayasayõ emanet edeceğiz? Giderayak bir parlamentonun yapacağõ iş değildir anayasa değişikliği” dedi. CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu, siyasi ahlak yasasõ çõkaracaklarõnõ söyledi ‘Temiz siyaset istiyoruz’ KAYSERİ (Cumhuriyet) - CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasasõ çõkaracaklarõnõ, dokunulmazlõğõ kaldõracaklarõnõ belirterek “CHP olarak biz, ‘Temiz siyaset, temiz toplum’ diyoruz” dedi. Partisinin Kayseri il kongresin- de konuşan Kõlõçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn daha önce tüm dokunulmazlõklarõ kaldõ- racağõnõ belirttiğini, ancak siyasilere dokunulamadõğõnõ ifade etti. Kemal Kõlõçdaroğlu, “Bu süreç bize gös- terdi ki siyasiler hariç herkesin dokunulmazlığına dokunuldu. Asker, hâkim, savcı ve birçok ka- mu görevlisi mahkemelere gön- derildi, yargılandı ve yargılanı- yor. Ancak bunlar arasında sa- dece siyasiler yok. Siyasi doku- nulmazlıkları da biz kaldıracağız. Biz CHP olarak ‘Temiz siyaset, te- miz toplum’ diyoruz. Aydınlığa kavuşması için partilere düzgün insanlar girmeli” diye konuştu. Halkõn akõl tutulmasõndan kur- tulmasõ gerektiğini ifade eden Kõ- lõçdaroğlu, “Ülkede 9 milyon emekli var. Eşleri, çocukları ve yakınlarıyla 15 milyon oy eder. ‘Durumumuz kötü’ diyen emekli- ler, yine de AKP’ye oy verdi. Akıl tutulması işte bu” dedi. ‘Yargı bağımsız olacak’ CHP’nin iktidara geldiğinde HSYK’de siyasi üye bulunmaya- cağõnõ belirten Kemal Kõlõçdaroğ- lu, “HSYK’nin kendi bütçesi ola- cak ve parlamentoda oylanıp ka- bul edilecek. Hâkim ve savcılar için teftiş yapanlar, iktidara bağ- lı olmayacak. Yani yargı tam ba- ğımsız olacak” diye konuştu.Kemal Kılıçdaroğlu. İsrailHeron’larõgönderdi KUDÜS (AA) - İsrail, Türkiye için ya- põmõ sürdürülen Heron’lardan (insansõz hava araçlarõ) 6’sõnõ Türkiye’ye sevk etti. Heron’lar ve iki yer kontrol istasyonu ge- çen cuma günü ulaşõrken kesin kabullerinin de önümüzdeki bir iki hafta içinde yapõlmasõ ve silahlõ kuvvetlere teslimi bekleniyor. Son 1 yõlõ aşkõn süredir devam eden test- lerin tamamlanmasõ üzerine sözleşme ge- reği, İsrail tarafõnõn Türkiye’ye verilecek toplam 10 Heron’dan 6’sõnõn geçici ka- bulleriyle ilgili çalõşmalar ocak ayõnõn ikin- ci haftasõ içinde başladõ ve şubat ayõ orta- larõnda tamamlandõ. Kalan diğer 4 Heron’un sevkõyatõnõn da mayõs veya haziran ayõ için- de yapõlmasõ öngörülüyor. Kullanım için her şey hazır Böylece; 10 uçak, yer kontrol istasyon- larõ ile veri terminali teslimatlarõ tamam- lanmõş olacak. Bu teslimata, yedek parça- lar da dahil bulunuyor. İnsansõz hava araç- larõnõn kullanõmõ için gerekli pilot eğitimi de dahil işletme bakõm eğitimleri daha önce İsrail’de tamamlanmõştõ. Yetkililerden alõnan bilgiye göre bu eği- timler, söz konusu uçaklarõn işletme ve ida- mesinin Türkiye’de sürdürülmesi ve bu iş- lerin Türk teknik ekipleri tarafõndan yapõl- masõnõ sağlayacak şekilde gerçekleştirildi. Bu eğitimlerde Hava Kuvvetleri’nden yaklaşõk 45 kişi gerekli eğitimi aldõ. Pilotlardan bazõlarõnõn “eğitmen” olarak yetiştirileceği ve bundan sonra pilot ihti- yacõnõn Türkiye’nin kendi imkânlarõyla karşõlanacağõ da belirtiliyor. Türkiye’ye verilecek toplam 10 insansõz hava aracõndan 6’sõ sevk edildi. Kalan 4 aracõn sevkõyatõnõn ise mayõs-haziran ayõnda yapõlmasõ bekleniyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle