Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
1 MART 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
‘Değişmeyen tek
şey değişimdir ‘
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kültür ve Turizm
Bakanõ Ertuğrul Günay,
28 Şubat süreciyle ilgili
sorular üzerine,
“Dünyada değişmeyen
tek bir kural var, o da
her şeyin değişebileceği.
Bir şeyin bin yõl
süreceğini iddia edenler
evrenin en temel
kuralõnõ, bu değişme ve
gelişme kuralõnõ
bilmiyorlar demektir.
Birtakõm gereksiz
bedeller öder gideriz,
ama sonuçta hayat
ileriye doğru okuyor”
dedi. Günay, Kürtçe
eserlerin yayõmlanmasõ
konusundaki
çalõşmalarõn
sürdüğünü söyledi.
DSP kimseyle
birleşmeyecek
GİRESUN
(Cumhuriyet) - DSP
Genel Başkanõ Masum
Türker, DSP’nin hiç
kimseyle birleşmeden,
seçim için işbirliği
yapmadan, çareyi
kendilerinde
görenleri de kendi
saflarõna alarak seçime
gireceğini belirterek
“Bilinsin ki DSP’nin
yeni vizyonunda kimse
bize ‘Oylar bölünmesin,
aman ülke elden gidiyor,
AKP’ye oylarõ
kaptõrmayalõm’
diyemeyecek. Böyle
düşünen varsa kapõsõna
kilit vurup gelsin” dedi.
Limter-İş
Başkanı Saygılı
İstanbul Haber
Servisi - DİSK’e bağlõ
Limter-İş
Sendikasõ’nõn 12.
Olağan Genel Kurulu
dün gerçekleştirildi.
Sendika başkanlõğõna
Kamber Saygõlõ seçildi.
Saygõlõ’nõn yönetim
kurulu şu isimlerden
oluşuyor: “Hakkõ
Demiral, Hasan
Albayrak, Nesrin
Macar, Cem Dinç.”
‘Fiyat artışına
gerek yok’
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Tarõm ve Köyişleri
Bakanõ Mehdi Eker,
Mimar ve Mühendisler
Grubu (MMG) Ankara
Şubesi tarafõndan
düzenlenen, “Tarõm
alanõnda güncel
sorunlar, temel
yaklaşõmlar ve
uygulanan projeler”
konulu toplantõya
katõldõ. Et fiyatlarõnda
yaşanan artõşa değinen
Eker, “Biz bakanlõk
olarak üretim ve
tedarikten sorumluyuz.
Yeteri kadar hayvan
popülasyonu var, besi
materyali var,
dolayõsõyla ortada kõtlõk,
fiyat artõşõ gerektiren bir
durum yok” dedi.
Balbay 361 Gündür
‘İçerde’...
Mustafa Balbay’ın tutukluluk
süresini “Gündem” köşesindeki
rakamlarla izliyoruz. Bu hafta
Balbay’ın köşesinde “365 gündür
tutuklu” yazısını göreceğiz ve bu “bir
yıl” anlamına geliyor. Sadece 1’den
365’e kadar sayın... Ve bir de o
sayıların “hayat” olarak karşılığını
düşünün. Sadece Balbay mı? Değil...
Vatan gazetesi internet editörü Aylin
Duruoğlu, üniversiteden bir
arkadaşıyla yemek yedi diye 10 ay
cezaevinde kalmadı mı? 10 ay sonra
hâkim karşısında çıktı ve serbest
kaldı. Duruoğlu, cezaevinden
çıktıktan sonra Hürriyet’te Ayşe
Arman’ın sorularını yanıtlarken son
derece sağlam bir duruş sergiliyordu.
On ayın arkasından “Bu kişisel bir
felaket değil... Bireysel bir talihsizlik
öyküsü de değil... Böyle
yansıtılmasını istemiyorum. Biz
gazetecilerin sorumluluğu, bu konuda
neden bu kadar çok sıkıntı
yaşandığını, neden bu kadar çok
tutuklama kararı verildiği düşünmek,
araştırmak, yazıp çizmek olmalı... ”
diyebilmesi takdirle karşılanmalı...
Dönem dönem siyasi
hesaplaşmalar gazetecilere de
çarpıyor. Altan Öymen Radikal’de
dün yayımlanan yazısında 1972’de
kendisi ile Erdal Öz, Emil Galip
Sandalcı ve Zülfü Livaneli’nin uçak
kaçırma sanığı, 1980’lerde Ali
Sirmen-Orhan Apaydın-Mahmut
Dikerdem’in Barış Derneği davası
sanıkları olduklarını anımsatırken
“bugünün sanıkları” olarak da
“Mustafa Balbay-Aylin Duruoğlu-
Ufuk Akkaya”yı anıyor... Öymen,
uçak kaçırma suçlamasıyla
içerdeyken bu suçu işlemediği
kanıtlanmasına karşın sorgucusunun,
“Tahliyeniz biraz gecikecek... Çünkü
biz sizin uçak kaçırdığınızı ilan
etmiştik... Biraz daha vakit geçsin ki,
bu iş unutulsun...” dediğini ve bu
“unutulma süresi”nin de iki aydan
fazla sürdüğünü anlatıyor...
Aylin Duruoğlu, meslektaşlarını
“niye bu kadar tutuklama kararı
verildiğini araştırmaya” çağırıyor.
Avukat Fikret İlkiz de,
“tutuklamaların tedbir olmaktan
çıkarılıp cezaya dönüştürülmesine”
tepki gösteriyor. “Yaşadığımız en
önemli sorunlardan birisi ‘tutuklama
enflasyonudur’” derken, çarpıcı
rakamlar veriyor: “Kasım 2009 tarihi
itibarıyla cezaevi nüfusu 117 bin 61
kişidir ve bu nüfusun 60 bin 175
kişisi ‘tutuklu’dur. Hükümlü sayısı
ise 56 bin 885’tir. Cezaevindeki
tutuklu sayısı, hükümlü sayısından
çoktur...”
Müjdat Gezen’den ‘GDM’
Geçen hafta “Balyoz gözaltıları” bir
anda gündemi değiştirdi, ortalığı
altüst etti. Bu gergin ortamda, CHP
lideri Deniz Baykal, Müjdat
Gezen’in 50. sanat yılını kutlamak
üzere İstanbul’a gitti. Baykal, her ne
kadar Müjdat Gezen’in sanatı ile ilgili
söz söylemek istiyor idiyse de,
gazeteciler “Balyoz gözaltıları” ile ilgili
değerlendirmelerinin peşindeydi.
CHP lideri de, Müjdat Gezen Sanat
Merkezi (MSM) öğrencileri ve
dostlarının hazırladığı etkinlik
öncesinde sanatçıya takıldı: “Sen de
amma gününü bulmuşsun. Ortalık
karmakarışık, gündem çok yoğun.”
Müjdat Gezen, “Eee, ben GDM’yim”
karşılığını verdi. “GDM nedir ki?”
sorusu üzerine de “Gündem
Değiştirme Merkezi” karşılığını verdi...
‘1 metre’nin anlamı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçer hakkında
MHP’nin verdiği gensoru
önergesinin görüşmelerine,
Meclis’teki kavga damgasını
vurmuştu. Anımsanacağı üzere
MHP’li Osman Durmuş’un,
Emine Erdoğan’ın GATA’ya
alınmamasıyla ilgili olarak
“Peygamber olarak kabul edilen
bir adamın eşini nasıl içeri
almazsınız!” sözleri üzerine
kıyamet kopmuş, AKP’liler MHP
sıralarına yürümüş, yumruklar
havada uçuşmuştu. Bu olaya çok
sinirlenen MHP lideri Devlet
Bahçeli de partisinin Meclis grup
toplantısında “MHP grubuna 1
metre yaklaşan bundan sonra ne
olacağını görür!” diyerek tehdit
savunmuştu.
Bu sözler Meclis kulislerinde
atışma ve espri konusu oldu. Bazı
AKP’liler “Elimizde metreyle mi
dolaşacağız?” esprileri yaparken,
bazıları da “Acaba ne olur?”
diyerek MHP grubu önünde turlar
attı... MHP lideri Bahçeli fazlaca
“polemik konusu” yapıldığını
belirttiği “1 metre”nin anlamını
partisinin geçen haftaki merkez
yönetim kurulu toplantısında, bu
kez daha yumuşak bir üslupla
açıkladı: “Elbette burada söz
ettiğimiz fiziki mesafe değil.
‘Herkes haddini bilsin, bizim de bir
yere kadar sabrımız var’ demek
istedim.”
BDP’li Hasip Kaplan ise Meclis
kulisinde bir sohbet sırasında, “1
metre” konusunda farklı bir bilgi
aktardı:
“Aslında 1 metre, İngiltere’de
Lordlar Kamarası ile Avam
Kamarası arasındaki uzaklığı ifade
eder. Gerçekten de iki kamara
arasındaki mesafe 1 metredir. Ve
bu, bir kılıç mesafesidir...”
‘İleri demokrasi’nin
ayak sesleri!
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın
AKP il başkanları toplantısındaki
sözleri tartışma yarattı. Erdoğan,
gazete patronlarına “...Ben de
şimdi o gazetelerin patronlarına
sesleniyorum. ‘Ne yapayım köşe
yazarı, hâkim olamıyorum’
diyemezsin. Sen bunun
sorumlususun arkadaş, diyeceksin.
Niye? Çünkü bu ülkeyi germeye,
bu ülkede ekonomiyi altüst etmeye
kimsenin hakkı yok. Buna biz de
müsaade edemeyiz. Çünkü bir
anda dengelerin ekonomik olarak
ne hale geldiği ortaya çıktı. O
zaman köşende yazı yazanın
maaşını sen veriyorsun... ” diye akıl
verdi.
Erdoğan, bir süre önce,
“Sabah-ATV grubunun sahibi
Ahmet Çalık, Bugün gazetesi ve
Kanaltürk’ün sahibi Akın İpek,
Habertürk grubunun sahibi Turgay
Ciner ve NTV-Doğuş Grubu’nun
sahibi Ferit Şahenk’in medya
gücünü MHP’yi karalamak için
kullandığını” belirten MHP lideri
Devlet Bahçeli’ye sert tepki
göstermişti: “İsim vererek medya
sahiplerini nasıl suçluyor ve nasıl
tehdit ediyor. Faşizm diye bir şey
varsa bugün temsilcisi bu
zihniyettir, bunlar faşizmi iyi
bilirler.”
Medya patronlarından hükümet
aleyhine yazı yazan köşe
yazarlarını, “Bizim dükkânda sana
yer yok” deyip kapıya koymasını
isteyen Erdoğan, aynı
konuşmasında Türkiye’deki
demokrasinin geldiği noktaya da
vurgu yaptı: “Yaşananlar, ileri
demokrasinin ayak sesleridir.
Yaşananlar, standartları yüksek bir
demokrasinin işaretleridir...”
İşte AKP tipi demokrasi: Başkası
söyleyince “faşizm” , Erdoğan
söyleyince “ileri demokrasi”!..
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
Baykal, hükümetin askeri dövmek için anayasa değişikliği istediğini söyledi
‘Umudumuz milletimizdir’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, ik-
tidarõn “kendine göre mahkeme kur-
mak ve askeri dövmek için anayasa de-
ğişikliği” istediğini ifade ederken “Ha-
bur’da hukuka tecavüz edenlere mi
anayasayı emanet edeceğiz? Gider-
ayak bir parlamentonun yapacağı iş
değildir anayasa değişikliği” dedi. Bay-
kal, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn “Par-
ti kapatma müsaadesini parlamento
versin” önerisiyle ilgili olarak da, “Ci-
ğeri kediye emanet edin, diyor. Peki on-
lar suçlu ise onlar yargılanma ihtiya-
cı içinde ise... Hem sanık, hem de hâ-
kim olacaksınız” görüşünü dile getirdi.
Baykal, dün Ankara il kongresinde ko-
nuştu. “Umudumuz sende”, “Başba-
kan Baykal” sloganlarõ arasõnda kür-
süye çõkan Baykal, “Hepimizin umu-
du milletimizdir. Güç, yetki, söz hak-
kı milletimizdedir. Önümüzdeki se-
çimde milletimiz bunu yeni bir baş-
langıç için kullanacaktır. Önümüz-
deki seçimler Türkiye için sıradan bir
seçim değildir. Türkiye’nin tarihi, ge-
leceği açısından geçmiş seçimlerin
belki de tümünden önemli sonuçlar
doğuracaktır ” mesajõ verdi.
‘Zulüm unutulacak mı?’
TEKEL işçilerinin direnişine tüm hal-
kõn sahip çõktõğõnõ, ancak son günlerde
“Çadırları dağıtacağız” açõklamalarõ
yapõldõğõnõ vurgulayan Baykal, “Dağı-
tacaksınız o çadırları da ne olacak?
Vicdanlarda yarattığınız tahribatı or-
tadan kaldırabilecek misiniz, sergile-
diğiniz zulüm unutulacak mı” diye
sordu. Baykal, Başbakan Erdoğan’õn
“siyasetçinin yargılanmasına, parti-
lerin kapatılıp kapatılmayacağına par-
lamento müsaade etsin” sözleriyle ilgili
olarak da şu görüşleri dile getirdi:
“550 milletvekili için 608 kez yargı-
lanma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu yar-
gılamaların yapılıp yapılmayacağına
Meclis karar veriyor. TBMM o kara-
rı almadığı için o 608 dosyadan yar-
gılama yapılamıyor. Parlamento ken-
di dönemlerinde hiç karar almadığı
için, Başbakan herhalde parlamento-
ya böyle bir yetki verilmediğini zan-
nediyor. Niye yargının önü açılmı-
yor? Parlamento kapattı. Onun için ev-
rakta sahtecilik, kalpazanlık, ihaleye fe-
sat karıştırma suçları sorgulanamıyor.
Parti kapatma konusunda da izin ver-
me yetkisi Meclis’te olsun, diyor... Di-
yor ki; siz ciğeri kediye emanet edin.
Bize bırakın... Peki onlar suçlu ise
onların yargılanması ihtiyacı varsa...
Hem sanık, hem hâkim olacaksınız...
Kürt açılımı işi Yeşilçam açılımı ile
noktalandı. Ermeni açılımı fiyasko ol-
du. Başbakan’ın yeni açılımı, şu anki
derdi anayasa açılımı. Bu parlamento
yıpranmış, süresini tüketmiş, inişe
geçmiş, halk desteğini kaybetmiş bir
parlamento. Türkiye anayasa deği-
şikliğini yeni, taze bir iktidarda, yıp-
ranmamış bir parlamento ile günde-
mine alacaktır. Giderayak, gitmesi
gereken bir parlamentonun yapacağı
iş değildir anayasa deği-
şikliği. Haklarında 608
fezleke olan bir heyete,
yargıyı tanzim et, diye-
bilir misiniz? Hem ar-
kanızda böyle suç dos-
yaları olacak, hem de,
hâkim tayin etme yetki-
sini bize verin, diyecek-
siniz!... Sen önce hesabı-
nı ver. Parlamentoda 2
parti var Anayasa Mah-
kemesi tarafından mah-
kûm edilmiş.”
Baykal, referandumun
gündeme gelebileceğine
dikkat çekerken “Millete
istediğiniz soruyu sora-
bilirsiniz ancak millet o
sandıktan size istediği
cevabı vererek çıkar. Re-
ferandum bu iktidar için
kal-git referandumu ola-
caktır. Referandumu o
korktuğu seçim haline
dönüştüreceğiz. Milletin
meselesi, AKP’nin key-
fine göre mahkeme ayar-
lamak için anayasa de-
ğişikliği değildir” dedi.
Baykal, iktidarõn referan-
dumda iki konuda yetki is-
teyeceğini vurgularken
“Birincisi, kendine göre
mahkeme kurmak isti-
yor. Hukuku tamamen
teslim alma anlayışı için-
de. İkincisi, askeri döv-
mek için anayasayı de-
ğiştirmek istiyor” diye
konuştu. Baykal, “iktida-
rın ahlaki, manevi açı-
dan da iflas ettiği” görü-
şünü yinelerken “Bu ikti-
dar gidicidir. Abbas yol-
cu. Zaten son dönemde
sergilenen tutumlar da
bunun sonucu, çöküşün
belirtileri” açõklamasõnõ
yaptõ.
CHP Ankara il kongresinde konuşan Baykal, “Habur’da hukuka
tecavüz edenlere mi anayasayõ emanet edeceğiz? Giderayak bir
parlamentonun yapacağõ iş değildir anayasa değişikliği” dedi.
CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu, siyasi ahlak yasasõ çõkaracaklarõnõ söyledi
‘Temiz siyaset istiyoruz’
KAYSERİ (Cumhuriyet) -
CHP Grup Başkanvekili Kemal
Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasasõ
çõkaracaklarõnõ, dokunulmazlõğõ
kaldõracaklarõnõ belirterek “CHP
olarak biz, ‘Temiz siyaset, temiz
toplum’ diyoruz” dedi.
Partisinin Kayseri il kongresin-
de konuşan Kõlõçdaroğlu, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’õn daha
önce tüm dokunulmazlõklarõ kaldõ-
racağõnõ belirttiğini, ancak siyasilere
dokunulamadõğõnõ ifade etti. Kemal
Kõlõçdaroğlu, “Bu süreç bize gös-
terdi ki siyasiler hariç herkesin
dokunulmazlığına dokunuldu.
Asker, hâkim, savcı ve birçok ka-
mu görevlisi mahkemelere gön-
derildi, yargılandı ve yargılanı-
yor. Ancak bunlar arasında sa-
dece siyasiler yok. Siyasi doku-
nulmazlıkları da biz kaldıracağız.
Biz CHP olarak ‘Temiz siyaset, te-
miz toplum’ diyoruz. Aydınlığa
kavuşması için partilere düzgün
insanlar girmeli” diye konuştu.
Halkõn akõl tutulmasõndan kur-
tulmasõ gerektiğini ifade eden Kõ-
lõçdaroğlu, “Ülkede 9 milyon
emekli var. Eşleri, çocukları ve
yakınlarıyla 15 milyon oy eder.
‘Durumumuz kötü’ diyen emekli-
ler, yine de AKP’ye oy verdi.
Akıl tutulması işte bu” dedi.
‘Yargı bağımsız olacak’
CHP’nin iktidara geldiğinde
HSYK’de siyasi üye bulunmaya-
cağõnõ belirten Kemal Kõlõçdaroğ-
lu, “HSYK’nin kendi bütçesi ola-
cak ve parlamentoda oylanıp ka-
bul edilecek. Hâkim ve savcılar
için teftiş yapanlar, iktidara bağ-
lı olmayacak. Yani yargı tam ba-
ğımsız olacak” diye konuştu.Kemal Kılıçdaroğlu.
İsrailHeron’larõgönderdi
KUDÜS (AA) - İsrail, Türkiye için ya-
põmõ sürdürülen Heron’lardan (insansõz
hava araçlarõ) 6’sõnõ Türkiye’ye sevk etti.
Heron’lar ve iki yer kontrol istasyonu ge-
çen cuma günü ulaşõrken kesin kabullerinin
de önümüzdeki bir iki hafta içinde yapõlmasõ
ve silahlõ kuvvetlere teslimi bekleniyor.
Son 1 yõlõ aşkõn süredir devam eden test-
lerin tamamlanmasõ üzerine sözleşme ge-
reği, İsrail tarafõnõn Türkiye’ye verilecek
toplam 10 Heron’dan 6’sõnõn geçici ka-
bulleriyle ilgili çalõşmalar ocak ayõnõn ikin-
ci haftasõ içinde başladõ ve şubat ayõ orta-
larõnda tamamlandõ. Kalan diğer 4 Heron’un
sevkõyatõnõn da mayõs veya haziran ayõ için-
de yapõlmasõ öngörülüyor.
Kullanım için her şey hazır
Böylece; 10 uçak, yer kontrol istasyon-
larõ ile veri terminali teslimatlarõ tamam-
lanmõş olacak. Bu teslimata, yedek parça-
lar da dahil bulunuyor. İnsansõz hava araç-
larõnõn kullanõmõ için gerekli pilot eğitimi
de dahil işletme bakõm eğitimleri daha
önce İsrail’de tamamlanmõştõ.
Yetkililerden alõnan bilgiye göre bu eği-
timler, söz konusu uçaklarõn işletme ve ida-
mesinin Türkiye’de sürdürülmesi ve bu iş-
lerin Türk teknik ekipleri tarafõndan yapõl-
masõnõ sağlayacak şekilde gerçekleştirildi.
Bu eğitimlerde Hava Kuvvetleri’nden
yaklaşõk 45 kişi gerekli eğitimi aldõ.
Pilotlardan bazõlarõnõn “eğitmen” olarak
yetiştirileceği ve bundan sonra pilot ihti-
yacõnõn Türkiye’nin kendi imkânlarõyla
karşõlanacağõ da belirtiliyor.
Türkiye’ye verilecek toplam 10 insansõz hava aracõndan 6’sõ sevk edildi.
Kalan 4 aracõn sevkõyatõnõn ise mayõs-haziran ayõnda yapõlmasõ bekleniyor