25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada okudunuz ise… Ortaylı hesabına, içinizden yandı gülüm keten helvam diye geçirmişsinizdir herhalde. Ortaylı’nın öncelikli kabahati güncel olaylara, toplumsal sorunlara gerçekçi yorumlar getirmesi. RTE’ye ters düşen bu türden değerlendirmeler, kabul gören demokratik bir hak değildir. Değildir zira Ortaylı, “son yıllarda Türkiye’de milliyetinden utanma duygusunun, asker düşmanlığını körüklediğini” söyler ve asker düşmanlığını Avrupa’nın kışkırttığını öne sürürken, “Bizde resim, heykel sanatı yok. Musiki ile uğraşılmaz. Filozof yoktur. Fakat ölmeyen sanatımız, vasfımız askerliktir” diyor. Asker düşmanlığına pek karşı çıkmaz RTE ama, resim sanatı yok diyen görüşü kabul edemez. Var, diyebilir. Örneğin Burhan Doğançay’ın bir resmi içeride bilmem kaç liraya müşteri buldu der. Doğançay’ın dışarıda kendinden menkul ününden söz ederek Ortaylı’yı resim sanatı konusunda bal gibi tersleyebilir. Musiki yok mu? Ne gerek var Mozart’lara, Beethoven’lara? İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Hülya Avşar gibi TV bülbülü sesler varken musikiden yoksun olduğumuzu söylemek... musiki dünyamıza bir çeşit hakaret! Filozof yok mu? Demokrasiyi kendi anlayışlarına göre yorumlayan AKP patentli filozof, sürüsüne bereket! Ha, bir başka suç daha işliyor ki Ortaylı, söyledikleri RTE indinde asla kabul göremez. Her alanda böyyük işler yapan RTE’ye karşı değerlendirmelerinde, “fakat ölmeyen sanatımız, vasfımız askerlik” diyerek, halkın güven duygusunun törpülendiği şu sırada asker gerçeğini ortaya koyması… İşte bu olmaz! Sonra?.. “Bütün kentlerde üniversite açılması ahlaksızlıktır” demek, ne demek? RTE eğitim düzeyimiz dedi mi mangalda kül bırakmıyor. 80 il bir yana, neredeyse her ilçede bir üniversite açacağını söyleyecek kıvamda, övünen başbakan var karşımızda. Onun üniversite çabalarını aşağılamak ha? İşte bu da olmaz! Ortaylı’nın sayılan suçlarını sollayan, ne ki RTE’nin affedemeyeceği asıl suçuna gelince: “Demokratik açılım boş laftır… Kimse kimseye kitle dalkavukluğu yapmak için, sempatik görünmek için konuşmasın... Bunlar tehlikeli işler, belediyeciliğe benzemez…” demesi… İşte bu son sözler var ya, bunlar hiç ama hiç olmaz! Biliriz ki bu saptamalar Ortaylı’nın hedef tahtası olmasına yeter de artar bile. Demokratik açılım mucidine, “Bu işler tehlikeli işlerdir, belediyeciliğe benzemez” diye seslenmek ha? Ne haddine! Ortaylı’nın açıklamalarının özetini gazetelerde okuduğum zaman eyvah dedim. İlmine irfanına saygı duyduğum, yıllardır tanıdığım İlber Ortaylı’nın ipini çekmeye yeter bu son saptama… Bilirsiniz doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar! Başka bir örnek daha verelim. RTE, fol yok yumurta yokken, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni (MGSB) okuduğu zaman tüylerinin ürperdiğini söyledi. Birçok öğesini değiştireceklerini açıkladı. MGSB’ler her beş yılda bir değişen ve gelişen koşullara göre yeniden yazılıyor. RTE’nin tüylerini ürperten son MGSB ne zaman yazılmış? 2005’te! Yazan kim? Günümüzün Çankaya’daki AKP’lisi, dünün AKP Dışişleri Bakanı! Çankaya’daki AKP’li, RTE’nin bugün tüylerini ürperten iç tehlike, irtica, gericilik gibi saptamalarla ilgili “bölümlerin değişmesi gerektiğini bilerek yazdığını” söylüyor. Başbakan kim o sırada? RTE!.. Tek parti iktidarının Dışişleri Bakanı’nın değişmesi gerektiğini bilerek yazdıklarını onaylıyor ve MGSB’yi yürürlüğe koyuyor! Bugün ise beş yıl önce onayladığı MGSB’ye karşı! Beş yıl önce kendi bakanının yazdıklarını onaylayan, ama bugün onayladığı MGSB’deki saptamaları okuyunca tüyleri ürperen bir başbakan! RTE’nin bu davranışı nasıl özetlenebilir diye uzun uzadıya düşünmeye gerek yok: Bu ne perhiz ne lahana turşusu özdeyişi galiba cuk oturuyor! SAYFA 9 ŞUBAT 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Şubat Oslo K -4 Helsinki K -6 Stockholm K -1 Londra B 6 AmsterdamB 2 Brüksel B 0 Paris B 1 Bonn PB 0 Münih K -6 Berlin PB -2 BudapeştePB -4 Madrid Y 13 Viyana PB 0 Belgrad B 5 Sofya PB 2 Roma Y 13 Atina Y 14 Zürih K 5 Moskova K -7 Aşkabat B 2 Taşkent K 0 Bakû B 6 Bişkek B -5 Tiflis B 4 Kahire PB 21 Şam Y 15 İstanbul Y 6 Edirne B 4 Kocaeli Y 8 Çanakkale B 9 İzmir B 13 Manisa B 14 Denizli Y 12 Zonguldak Y 8 Sinop Y 11 Samsun Y 13 Trabzon B 17 Giresun Y 14 Ankara Y 6 Eskişehir K 4 Konya Y 6 Sıvas K 2 Antalya Y 14 Adana Y 12 Mersin Y 13 Diyarbakır Y 5 Şanlıurfa Y 8 Mardin Y 8 Siirt Y 6 Hakkâri K -3 Van K 1 Kars K 1 Ülkemiz geneli çok bulutlu, Marmara’nın doğusu Güney ve İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz, Doğu Ana- dolu’nun güney ve ba- tısı ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri ya- ğışlı geçecek. Yağışlar, Antalya çevrelerinde kuvvetli olmak üzere kıyılar ile Güney Ana- dolu’da yağmur ve sa- ğanak diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Ahmet Altan askeri savcılıkta İstanbul Haber Servisi - Taraf Gazetesi Ge- nel Yayõn Yönetmeni Ahmet Altan, “Balyoz Darbe Planı” ile ilgili soruşturma kapsamõnda tanõk sõfatõyla ifade vermek üzere askeri savcõlõ- ğa çağrõldõ. Altan savcõlõkta ifade verdi. Taraf gazetesi, AKP’nin iktidara gelmesinden rahatsõz olan bazõ üst rütbeli askerlerin 2003 yõ- lõnda “Balyoz Güvenlik Harekâtı” isimli bir darbe planõ hazõrladõğõnõ iddia etmiş, konu ile ilgili haber ilk kez 20 Ocak 2010 tarihinde ga- zetede yayõmlanmõştõ. Belgenin yayõmlanmasõ- nõn ardõndan İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, iddialarõ araştõrmak üzere 3 savcõ görevlendirdi- ğini açõklamõştõ. Taraf gazetesi muhabiri Meh- met Baransu da plana ilişkin bilgilerin yer al- dõğõ 4 CD’yi İstanbul Cumhuriyet Başsavcõ Ve- kili Turan Çolakkadı’ya teslim etmişti. Planõn altõnda imzasõ olduğu iddia edilen dönemin 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin Doğan, darbe iddialarõnõn, askerlerin sivil mah- kemelerce yargõlanmasõnõn önünü açan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafõndan esastan görüşüldüğü zamanda gündeme getiril- mesinin dikkat çekici olduğunu belirtmişti. İFADEYE ÇAĞRILDI İstanbul Haber Servisi - Adli Tõp Kurumu (ATK), İrticayla Mücadele Eylem Planõ’nda õs- lak imzasõ olduğu ileri sürülen Albay Dursun Çiçek ile ilgili ikinci incelemesinin sonucunda 4’e karşõ 7 oyla “İmza Dursun Çiçek’e ait” sonucuna vardõ. Yapõsõ değiştirilen ATK’nin açõklamasõnõ değerlendiren CHP Genel Sayma- nõ İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, ku- rumun güvenilirliğini kaybettiğini, bu nedenle verdiği kararõn inandõrõcõ olmadõğõnõ söyledi. Taraf gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli sa- yõsõnda, “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” baş- lõklõ haberde İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nca yürütülen soruşturma kapsamõnda bir şüphelinin ofisinde yapõlan aramada ele geçiril- diği iddia edilen bir belgeye istinaden Genel- kurmay Harekât Başkanlõğõ Bilgi Destek Daire- si 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü’nde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” adõ altõnda bir ça- lõşma yapõldõğõ, çalõşmayõ içeren belgenin altõn- da 3. Bilgi Destek Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in paraf ve imzasõnõn bu- lunduğu iddia edilmiş ve belgeye ait fotokopiler yer almõştõ. Taraf gazetesinde yayõmlanan haber üzerine Genelkurmay Başkanlõğõ’nca soruştur- ma emri verilmiş ve aynõ gün Askeri Savcõlõk tarafõndan olayla ilgili soruşturma başlatõlmõştõ. Çiçek’e yönelik ATK kararõyla, ilgili gazete- mize değerlendirme yapan CHP Genel Saymanõ Özyürek, ATK’nin yapõsõyla sürekli oynandõğõ- nõ ve değiştirildiğini anõmsatarak özetle şunlarõ kaydetti: “ATK artık sürekli değişen yapısı nedeniyle güvenilirliğini kaybetti. Grafolog olmayan, uzman kişilerden oluşmayan yanlı bir yapıya kavuşan ATK’nin kararları inan- dırıcı değildir. Askeri savcılık, belgenin oriji- nalini kaç kez istemesine karşın bir türlü gönderilmemiştir. Belgede, Çiçek’e ait par- mak izinin bulunup bulunmadığının da açık- lanması gereklidir. Ayrıca Anadolu’da Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in cinsel istis- marına uğrayan B.Ç ve Münevver Karabulut cinayetine ilişkin kararları da kurumun gü- venilirliğini tartışmaya açmıştı. Bu nedenle ıslak imzanın Dursun Çiçek’e ait olduğu yö- nündeki karar gerçekçi olmaktan uzaktır. Bu imza, uluslararası bir kuruma gönderile- rek incelenmelidir.” İlk karar 2009’da Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şu- besi’nde görevli biri profesör, ikisi uzman dok- tor olmak üzere 3 Adli Tõp Uzmanõ tarafõndan hazõrlanan 16 Ekim 2009 tarihli, 205 numaralõ ve 57814-9760 / 8014 sayõlõ ilk raporda, “İnce- leme konusu belge dördüncü sayfasında Dursun Çiçek’e atfen atılı basit tersimli imza ile Dursun Çiçek’in basit tersimli, polimorf mukayese imzaları arasında tersim tarzı, iş- leklik derecesi, istif, eğim, doğrultu, hız, se- yir, alışkanlıklar ve baskı derecesi bakımın- dan uygunluk ve benzerlik saptandığından, inceleme konusu belgelerdeki söz konusu im- zanın Dursun Çiçek’in el ürünü olduğunun kabulü gerektiği” ifadesi yer aldõ. ‘Yeşil ile 1997’de tanıştım’ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnõn 36. duruşmasõ gerçekleştirildi. Tu- tuklu sanõk Osman Gürbüz, 1995’teki Gazi Mahallesi olayla- rõnda kahve tarama eyleminde bulunduğu iddialarõnõn yalan ol- duğunu belirterek gizli tanõk Kıs- kaç’õn eski eşinin şimdiki eşi ol- duğunu öne sürdü. Davanõn dünkü oturumunu açan Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün, sorgu ve savunmasõ için Gürbüz’ü sanõk kürsüsüne ça- ğõrdõ. İddianamede gizli tanõk Kõskaç olarak ifade veren kişinin kendisini eski JİTEM’ci, komiser Ali İhsan diye tanõtan Mümin Geleş olduğunu iddia eden Gür- büz, “Mümin Geleş, açık tanık olarak ifade vermiş. Geleş’in ifadeleriyle gizli tanık Kıskaç’ın ifadeleri aynı. Benim 15 yıl ön- ce evlendiğim 10 yıl sonra bo- şandığım eski eşim Aysel Geleş de Mümin Geleş’in eşi” dedi. Danõştay’a ve Cumhuriyet’e saldõrõdan 1. davada yargõlanan Osman Yıldırım’õn ifadelerinin uydurma olduğunu söyleyen Gür- büz, “Yeşil’in Antalya’daki evi basıldığında benim de o evde ol- duğumu söylüyor. Baskın 1998’de olmuş ben 1997’de ce- zaevine girdim. 2001’e kadar cezaevindeydim” diye konuştu. Gürbüz savunmasõnõ tamamla- masõnõn ardõndan çapraz sorguda savcõlar Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’õn sorularõnõ ya- nõtladõ. Gürbüz, Muzaffer Te- kin’i, Veli Küçük’ü, Korkut Eken’i, Semih Tufan Gülal- tay’õ tanõmadõğõnõ söyledi. Gür- büz, “Yeşil’i tanıyor musunuz” sorusunu ise “1997’de Anka- ra’da bir güvenlik şirketini zi- yaret ettiğimde gösterdiler. ‘Ye- şil bu’ dediler. Mehmet Eymür daha iyi tanır” diye yanõtladõ. Üye Hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin “Gazi olaylarıyla il- gili yargılandınız mı” sorusu üzerine Gürbüz, “Hayır. Ben Bayrampaşa Cezaevi Hastane- si’ndeyken o zamanki DGM Savcısı Aykut Cengiz Engin, Su- surluk olayıyla ilgili ifademi aldı” dedi. Gürbüz, Gazi olaylarõnõn ar- dõndan gözaltõna alõndõğõ iddia edilen ve cesedi Beykoz orman- larõnda bulunan Hasan Ocak’õ ta- nõyõp tanõmadõğõ sorusu üzerine “Bana DHKPC’li dediler. Öl- dürsünler diye beni Ümraniye Cezaevi’e gönderdiler” diye ko- nuştu. Gürbüz’ün “Antalya’da iş- lettiğim çay bahçesine sık sık MİT’çiler gelir. İyi ki de gelir- ler. Bizim gibiler görülmediği- miz zaman sıkıntı yaşıyoruz” sözleri üzerine Başkan Köksal Şengün, “Sizin özelliğiniz ne? MİT, Jandarma İstiharat, Em- niyet İstihbarat geliyor. Size neden bu kadar şey ithaf edi- liyor? Yeşil oluyorsunuz, mavi oluyorsunuz. Nedir sizin özel- liğiniz?” diye çõkõştõ. ‘Sanık değil kurbanım’ Daha sonra JİTEM kurucusu olduğu iddia edilen Emekli Albay Arif Doğan’a ait arşiv ve silah- larõn bulunduğu Beykoz Çavuş- başõ’ndaki depoyu kiralayan em- lakçõ tutuklu sanõk Muzaffer Öz- türk kürsüye alõndõ. “Ben bu da- vada sanık değil, kurbanım” di- yen Muzaffer Öztürk “Arif Do- ğan’ı tanıdığım için burada- yım” diye konuştu. Öztürk, 2007’nin başõnda ağabeyiyle ki- ra nedeniyle anlaşmazlõğa düş- tüklerini, Arif Doğan’õn da An- kara’ya gittiğini söyledi. Depoda uyuşturucu bulunmasõ nedeniy- le uyuşturucu koğuşuna atõldõğõ- nõ belirten Öztürk “Ben uyuştu- rucuyu görsem tanımam” dedi. Çapraz sorgusunda Savcõ Meh- met Ali Pekgüzel ve üye hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin soru- larõnõ yanõtlayan Muzaffer Öztürk, “Eşyalar ağabeyinin deposun- daydı. Sonra 1500 lira veren ki- racı gelince kaçırmamak için Arif Doğan’ın eşyalarını be- nim dükkânıma taşıdık. Ben za- ten 2007’nin başından beri Arif Doğan’ı görmedim. Ama çok kırgınız ona” dedi. Hastalõğõ nedeniyle daha önce tahliye edilen emekli Albay Do- ğan, depoda bulunan eşyalarõn kendisine ve Jandarma İstihbarat Grubu’nda kendisi ile beraber görev yapan Cem Ersever gibi bazõ rütbelilere ait olduğunu be- lirtmişti. JİTEM’in etkin komu- tanlarõndan olduğu iddia edilen Cem Ersever’in bazõ açõklama- larda bulunduktan sonra 4 Kasõm 1993’te Ankara’da kõrsal alanda ölü olarak bulundu. Albay Gençoğlu karara itiraz edecek ESKİŞEHİR (Cumhuri- yet) - Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda tutuklanan Eskişehir Jandarma Alay Ko- mutanõ Kõdemli Albay Re- cep Gençoğlu’nun avukatõ Erol Halka, karara itiraz edeceklerini belirtti. Halka, Kõdemli Albay Gen- çoğlu’nun 3 Şubat’ta verilen tutuklama kararõnõn vicahiye çevrilmesi sonucu Erzurum Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunduğunu anõmsattõ. Hal- ka, “Mahkemeye bugün ya da yarın yapacağımız iti- razla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir hukuk- çu grubuyla çalışıyoruz” dedi. Halka, itiraz dilekçesi- ni Eskişehir Adliyesi’ne tes- lim edeceklerini ifade etti. Jandarma Genel Komu- tanlõğõ da Gençoğlu’nun Es- kişehir’deki makamõna ve- kâlet etmesi için Ankara Jandarma Alay Komutan Yardõmcõsõ Kõdemli Albay Erdal Eren’i gönderdi. Kõ- demli Albay Eren, Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar’õn başkanlõğõnda düzenlenen haftalõk asayiş toplantõsõnda yerini aldõ. ERGENEKON SORUŞTURMASI Deniz Kurmay Albay Erdem’in kuşkulu intiharı Haber Merkezi - İzmir Güney Saha Deniz Komu- tanlõğõ’da görevli Kõdemli Kurmay Albay Berk Erdem dün öğle saatlerinde beylik tabancasõyla intihar etti. Albayõn özel yaşamõnda- ki sorunlar nedeniyle inti- har ettiği öne sürüldü. As- keri savcõlõğõn olayla ilgili soruşturma başlattõğõ öğre- nildi. Son dönemlerde De- niz Kuvvetleri’nde görevli ve emekli subaylarõn art ar- da intihar etmesi üzerine, TBMM’de araştõrma ko- misyonu kurulmasõ tartõşõl- mõştõ. İntihar eden subayla- rõn çoğunluğunun Ergene- kon soruşturmasõnda isim- lerinin geçmesi dikkat çek- mişti. Son dönemde intihar eden subaylar şöyle: Emekli Jandarma Albay Abdülkerim Kırca, Deniz Kõdemli Yüzbaşõ Olgun Ural, Güney Deniz Saha Komutanlõğõ’nda görevli Deniz Askeri Hâkim Tan- ju Ünal, emekli Deniz Al- bay Belgütay Varımlı, De- niz Yarbay Ali Tatar ve emekli Deniz Piyade Albay Süleyman Yıldız. ‘ÖZEL YAŞAMINDA SORUN VARDI’ İDDİASI KKTC Meclisi’ne sert tartışma LEFKOŞE (Cumhuriyet) - TBMM’de geçen günlerde yaşanan kavganõn ardõndan, dün Ku- zey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti parlamentosu ge- nel kurulu oturumunda, Maliye Bakanõ Ersin Tatar’õn konuşmasõ sõrasõnda sert tartõşmalar yaşandõ. Tatar’õn konuşmasõnõ sõk sõk kesen muhalefetteki CTP milletvekilleri, Tatar’õn üzerine yürüdü. UBP milletvekillerinin de ola- ya karõşmasõ sonucu tartõşma bir anda büyür- ken oturum meclis başkanõ tarafõndan ertelendi. Rum Kesimi’nde hükümet krizi LEFKOŞE (Cumhuriyet) - Kõbrõs Rum yöneti- mi lideri Dimitris Hristofyas’õn, KKTC Cumhur- başkanõ Mehmet Ali Talat’la birlikte ocak ayõnda yaptõğõ yoğunlaştõrõlmõş Kõbrõs müzakerelerinin ardõndan, Rum koalisyon ortaklarõ arasõndaki kriz daha da büyüdü. Koalisyon ortağõ sosyalist EDEK Partisi hükümetten çekildiğini açõkladõ. Diğer koalisyon ortağõ DİKO’nun ise bugün yapõ- lacak toplantõda hükümetten ayrõlõp ayrõlmama konusunda kesin kararõnõ vereceği öğrenildi. ADLİ TIP’TA 2. İNCELEME 4’ekarşı7oyla imza Çiçek’in Ergenekon’da tutuklu sanõk Gürbüz, Gazi olaylarõyla ilgili iddialarõ reddetti İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen ikinci Ergenekon Davası’nda dün 36. oturum gerçekleştirildi. Dün- kü duruşmada tutuklu sanık Osman Gürbüz ve Muzaffer Öztürk savunmalarını yaptı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a yönelik suikast iddiasõnõn ardõndan Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda ara- malar gerçekleştiren Ankara 11. Ağõr Ceza hâkimi Kadir Kayan, bu kapsam- da hazõrladõğõ raporu soruşturmayõ yürü- ten savcõ Mustafa Bilgili’ye teslim etti. NTV’nin haberine göre, aramalarda elde edilen bilgiler “devlet sırrı” olduğu gerek- çesiyle raporda yer almadõ. Mevzuat gereği detay verilmeyen dosyanõn mahkemeye ka- dar gizli olacağõ kaydedildi. Bu gerekçeyle, bilgiler soruşturmanõn taraflarõyla da payla- şõlmayacak. Raporda, sadece “hükümete yö- nelik darbe iddialarına” ilişkin başlatõlan soruşturmaya ilişkin “delil var ya da yok” değerlendirmesinin yapõldõğõ ifade edildi. Bil- gili, rapor doğrultusunda iddianame hazõr- layarak Özel Yetkili Mahkeme’de dava aça- bilecek. Bilgili ayrõca, Anayasa Mahkeme- si’nin askere sivil yargõ yolunu açan düzen- lemeyi iptal etmesinin gerekçesini açõkla- masõnõn ardõndan soruşturmayla ilgili ta- kipsizlik kararõ da verebilecek. Genelkurmay Başkanlõğõ Adli Müşavi- ri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu, 22 Ocak’ta basõn bilgilendirme toplantõsõnda “kozmik oda”da yapõlan aramayla ilgili olarak “Arama tutanağındaki bilgiler doğrul- tusunda Ankara Seferberlik Bölge Baş- kanlığı’nın görev ve yetki alanı dışında bir faaliyetinin tespit edilemediğini ifa- de etmemiz mümkündür” demişti. Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda arama yapan hâkim, raporunu tamamladõ ‘Kozmik’ rapor savcõda GENELKURMAY ÖNLEMLERİ ARTTIRDI ANKARA (ANKA) - Arka arkaya sı- zan belgelerin ardından TSK’de konuya ilişkin önemli tedbirler alındı. Karargâh- taki bilgisayarlardan çıktığı düşünülen bilgiler için özel güvenlik tedbirleri uygu- lamaya sokuldu. Geliştirilen arama şartı- na göre herhangi bir kışlaya giren kişinin hem girişte hem de çıkışta üst araması yapılacak. Yeni başlatılan uygulamada aynı şey x-ray cihazlarını da kapsıyor. Yani bundan böyle kışladan çıkan kişile- rin çantaları da aranacak. Kışla ve askeri birimlere cep telefonu ile giriş kesinlikle yasaklanırken aramalar da sıklaştırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle