18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] 9 ŞUBAT 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B 5253 sayılı Dernekler Kanunu dernekleri “Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzelkişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzelkişiliğe sahip kişi topluluklar” olarak tanımlamıştır. Derneklerin gelirleri esas itibarıyla üye giriş ödentileri, yıllık ödentiler, bağış ve yardımlar, varsa iktisadi işletmelerden sağlanan gelirler, sahip olunan menkul ve gayrimenkul mallardan elde edilen gelirlerden oluşur. İktisadi işletme gelirleri (dernek hizmetlerinin ticari esaslara göre belli bir fiyatla satılması iktisadi işletme faaliyetini oluşturur) dışındaki gelirler kurumlar vergisine tabi tutulmaz. İktisadi işletmeler kurumlar vergisi mükellefidir; beyanname verirler ve vergi öderler. İktisadi işletmelerin kurumlar vergisi mükellefi olmaları mutlaka kâr etmeleri gerektiği sonucunu doğurmaz. Çünkü dernekler üyelerine belli fiyattan belli kaliteyi sunmayı amaçlarlar. Dolayısıyla kâr elde etmek zorunlulukları yoktur. Ancak dernekleri denetleyen İçişleri Bakanlığı denetçileri ve vergi inceleme elemanları “Bu işletmenin mutlaka kâr elde etmesi gerekirdi, iktisadi işletme söz konusu ise bu böyle olmalıdır” deyip çeşitli varsayımlara dayanan hesaplamalar yaparak kesin yargıya ulaşmakta ve bu sonuçlara da bazen suç unsuru atfetmektedirler. Bu yanlıştır. Dernek iktisadi işletmeleri mutlaka kâr elde etmeyi amaçlamaz. Tabii bu, kâr etmek isteyen varsa onu engelleyen bir durum da değildir. Kâr eder veya etmez. Gerçekten etmemişse “mutlaka kâr elde etmeliydin” diye zorlanamaz. Bunun yanında bir derneğin faaliyetleri içinde iktisadi işletme faaliyetleri nispi olarak önemli yer tutuyorsa ve bu faaliyetler devamlı zarar ediyorsa, bu durumda da bu zararların finansman meselesi dernek yöneticilerinin önüne büyük sorun olarak gelir. Bir dernek iktisadi işletmelerden devamlı zarar ediyorsa ya fiyatlamada bir yanlışlık vardır, ya maliyetler yüksektir (maliyetler bazen mal ve hizmet alımlarında yapılan yolsuzluklar nedeniyle de yükselir) ya da dernek üyelerinin yararını gözeterek bilinçli olarak bu zarara katlanılmaktadır. Ancak bu zararın finansmanı dernek faaliyetlerini gelecekte zor duruma düşürmeyecek sağlam kaynaklarla yapılmalıdır. Bazı derneklerde bu zarar yeni üyelerin giriş ödentileri ile finanse edilmekte ve bu da üye sayısının çığ gibi büyümesine, bir noktadan sonra üye girişinin azalmasına yol açmaktadır ki işte o zaman dernek teknik iflas durumuna girer. Bunu karşılayacak varlık satışı söz konusu olmazsa durum daha da ciddileşir. Gerçi zararların varlık satışı ile de finansmanı istenen bir şey değildir. Dolayısıyla maliyetlerin kontrolü çok önem arz eder. Ancak dernekler kronik zararlar nedeniyle maliyetlerini hantallaştırdıkları için verimli maliyete dönme esnekliği de gösteremezler. Derneklerin dikkat etmedikleri bir hususta iktisadi işletme faaliyetlerine tahsis ettikleri yatırımların yapılmasında da belli bir rantabilite, yatırımın geriye dönüşü, finansmanı gibi ekonomik gerçekleri göz önüne almamalarıdır. Bu da finansman açığını iyice büyütür. Bu yanlışlıklar sağlam maliyet bütçeleri, faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, çeşitli projeler özellikle sosyal sorumluluk projelerinin yapılması, yolsuzlukların veya hatır işlemlerinin ortadan kaldırılması ile giderilebilir. Diğer yandan derneklerin dış denetim yanında iç denetime çok önem vermeleri, dernek denetçilerinin usulen denetleme değil, sıkı bir denetim yapmaları; denetçilerin yönetim kurulu listesinden değil bağımsız olarak seçilmelerinin temini, denetçilerin gerek gördükçe yönetim kurulu toplantılarına katılmaları sağlanmalıdır. Derneklerde Yapılan Yanlışlıklar M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Çuvallama... Biz, Başbakan Erdoğan, yandaş medya ağırlıklı yaratılan gündemin peşinden tıknefes koştururken, halkımızın gündemine ülkemizi teğet(!) geçen krizin sonuçları oturdukça oturuyor... Meclis’teki büyük kavga, siyasetin yükselen tansiyonu, TSK’yi hedef alan yeni operasyonlar, yeni tutuklamalar, üç yıl öncesinin Emine Hanım’ın türban mağduriyetinden bir kez daha sakız yapılan türban tartışması... Başbakan Erdoğan’ın hafta sonu o haftanın yaratılmış gündemine göre en sert çıkışları... Tabii ki hem haberlerin hem de tartışma programlarının dışına çıkılamaz ana gündemleri... Başbakanımız süpermarketlerin bakkalların yerini almasını öngörüyor ya, zaten sabit ücretli, kredi kartı bağımlılarının ay başında kredi kartları borçlarını olabildiğince kapatmaya çalıştıktan sonra, bu kartlarını kullanarak alışveriş yapmanın dışında hiç şansları yok. Üşenmedim çetele tutum; babamın evi ve benim evim için haftalık olmazsa olmaz gıda ağırlıklı alışverişimde, aynı ürünler üzerinden bir karşılaştırmayı denedim. Aralık ayının 250 liralık ortalaması bu pazar 350 liranın üstüne çıktı. Yemin ederim, ortalama kilosu 30 lirayı bulan zamlanmada rekor kıran et ağırlıklı değil, sebze, süt-yoğurt-peynir, meyve suyu ağırlıklı. Hem de sınırlı gelip gideni olan birer kişilik iki mutfak eksenli miktarlarda... Şimdi sıkı durun, kadrolu, sözleşmeli, geçici sözleşmeli, tayini çıkmamış, yıllarca iş bulamamış öğretmenlerimiz saat ücreti anlaşmalı olarak aylık ortalama 350 lira maaş alıyorlar. İş bulamamış öğretmenlerimiz yüzbinlerle sayılırken, öğretmen açığı da onbinlerle sayılıyor... Erdoğanizmin kamu- özel bütün Türkiye’ye yaygınlaştırmakta rekor kırdığı milyonlarca çalışanın aylık ortalama fiks geliri bin liranın altında. Tabii ki babamla benim emekli maaşlarımızla ikimizin aylık lüksten uzak mutfak giderlerinin karşılanması olanaksız... Sokaklar çaresiz, yaşam kavgasında yorgun düşen insanların önlenemez günlük yaşama ilişkin patlamaları nedeniyle homur homur... Elimde yiyecek torbaları babamın evine girerken, iki yılı aşkın işsiz kaldığını bildiğim, evine kapanmış, çaresizlikten gözleri artık deli deli bakan oğlumun çocukluk arkadaşı ile kapıda karşılaşınca, utancımdan başımı kaldıramıyor, torbalarımı taşıma önerisini sert bir dille engelliyorum. Aylardır apartman giderlerini ödeyemediğini biliyor, son bir umutla benden iş beklentisine yanıt verememenin suçluluğunu atamıyorum... Başbakan Erdoğan ve sorumlu bakanları, bir tek güvenli bir iş için direnen, akıl almaz zorlu kış ayazında taburelerde oturarak dünya emek tarihinde görülmemiş bir pasif direnişi gerçekleştiren, şimdilerde soğukla kırılmış bedenlerinin açlık grevine dayanamaması nedeniyle bir bir hastaneye kaldırılan Tekel işçilerini ideolojik kavga yapmakla suçluyorlar. Hiç utanmadan kimseye en küçük zararı dokunmamış bu direnişe, insanın beyin gücü ile dayanma gücünü aşmasına duyulan saygı, sessiz kalmaktan utanç, haklılığına selam verme güdüleri ile.. her kesimden gelen, aslında çok da etkin, örgütlü olmayan desteği, “muhalefet odağı, PKK uzantısı..” olmakla suçlamak türünden densizlikler yapılıyor... Önümde Başbakan Erdoğan ve bakanlarının Tekel işçilerini kabul etmeye zorladıkları 4C’nin en iyileştirilmiş hali, son metin; daha Bakanlar Kurulu imzalarının üstünde yer alan metin, girişinde meymenet yok; özelleştirme sonucunda işsiz kalanların geçici personel olarak istihdamlarını öngörüyor. Sözde iyileştirilmiş madde koşullarının bütününden, ilk sözleşme süresi dolacak işte bir daha iş verilme güvencesi çıkmıyor. Angarya çalıştırma anayasal suç olsa da 4C’de öngörülüyor. İşçi-memur yasaları, hukuka aykırı kölelik düzeni çalıştırma maddeleri ile bu köşeyi doldurmanın anlamı yok... Erdoğanizm; “Yerseniz, yemezseniz sizleri doğduğunuza pişman ederiz” diyor... CHP sözünde ne kadar durabilecek bilemiyorum, ancak muhalefet partisi olarak, iktidar cephesinin yarattığı gündemin esiri olmak yerine, dikkatini ekonomiye, halkın geçim derdine yönlendirme kararı almış. Geçen hafta işverenlerden gelen, gündemin kurbanı olan, iktidarın kriz sınavı tablosundan bir iki rakamı sizlerle paylaşmak istiyorum; piyasalarından gelen büyük krizden ağır vurgun yiyen gelişmiş ülkeler 2009’u yüzde 3.3 küçülerek atlatmışlar. Bizim gibi ülkeler daha şanslı olunca, küçülme ortalaması yüzde 1.2 olmuş. Gelin görün ki, Başbakan Erdoğan’a göre krizi teğet atlatan Türkiye’nin 2009 küçülmesi Dünya Bankası verileriyle yüzde 5.8, IMF verileriyle yüzde 6 küçülme ile rekora koşmuş. İşsizlikten bize düşen pay daha da ağır; yüzde 13 ile hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan ülkelerden büyük bir patlama ile dünyada en kötü duruma düşen ülkeler listesinde 5. sırayı kapmışız. Ve biz şok şok.. yapay gündemlerle, dünya gündeminin dışına düşerken, geçen hafta AB ülkelerinden gelen, Türkiye’yi ileriye doğru çok ağır bağlayacak yeni kriz dalgasını da görmezlikten geldik... Başbakan Erdoğan’ın bağırıp çağırmaları işte bundan... [email protected] ‘Tüketici Ürünleri Endüstrisinin Küresel Güçleri 2010’ raporunda ilk 250’de Arçelik, Vestel ve Anadolu Efes yer aldõ Devler liginde 3 Türk şirketiArçelik 136, Vestel 195, Anadolu Efes 245. sõrada yer aldõ. 3 şirket, gelirlerini en fazla arttõran ilk 4 arasõnda yer alõrken Anadolu Efes, “En Hõzlõ Büyüyen 50 Şirket” listesine de 30. sõradan girdi. Ekonomi Servisi - Deloit- te’un sektörel araştõrmalarõ ara- sõnda önemli bir yere sahip olan “Tüketici Ürünleri Endüstri- sinin Küresel Güçleri 2010” ra- poru yayõmlandõ. 2008 mali yõ- lõ konsolide halka açõk şirket bilgilerine dayanõlan rapor, dün- yanõn en büyük 250 markasõnõn pazar performansõndan hareket- le pazardaki gelişmeleri ve tü- ketici eğilimlerini yansõtõyor. 2007’de 3 trilyon dolar toplam geliri olan 250 marka, 2008’de toplam 3.2 trilyon dolar ciroya ulaştõ. Sektörün büyümesi har- camalarda õlõmlõ bir artõşa işaret ederken bunda zayõf düşen do- larõn etkisi olduğu da belirtiliyor. Ortalama satõş cirolarõ 12.7 milyar dolarõ bulan şirketler ara- sõnda üç büyük Türk markasõ da yer alõyor. Listeye 136. sõradan giren Arçelik, 195. sõradan giren Vestel ve 245. sõradan giren Anadolu Efes, dünya markalarõ arasõnda performanslarõyla ken- disinden söz ettirmeyi başardõ. Raporda, 118.3 milyar dolar ciroyla liste başõna yerleşen Hewlett-Packard, satõşlarõnõ bir önceki yõla göre yüzde 13.5 art- tõrõrken, onu 112.8 milyar dolar ciro ile Samsung izliyor. Üçün- cü sõradan giren Nestle’yi Proc- ter&Gamble izliyor. VESTEL ZORU BAŞARIYOR EFES SINIR TANIMIYOR Zirvedeki 250 tüketici ürünü şirketi lis- tesinde yer alan Türk markalarõndan Arçelik 2008 yõlõ satõşlarõnõ bir önceki yõla göre yüzde 2.3 arttõrdõ. 2008 yõ- lõnda 5 milyar 265 milyon dolar sa- tõş yakalayan Arçelik, EMEA (Avru- pa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi) için yapõlan sõrala- mada gelirleri- ni en hõzlõ arttõ- ran dört şirket arasõnda yer aldõ. Çok sayõda kate- goride, birden çok ödülü aynõ anda alan yenilikçi ve çevreci ürünleriyle adõndan söz ettiren Arçelik, 2007’de Patent Şampiyonlarõ Ligi’nde devle- rin arasõna giren tek Türk şirketi ol- muştu. Arçelik, Avrupa Komisyonu Raporu’na göre Ar-Ge’ye en fazla kaynak ayõran 1000 dünya şirketi arasõndaki yerini sağlamlaştõrmõştõ. Listeye giren ve yine Avrupa, Orta- doğu ve Afrika Bölgesi’nde gelirle- rini en hõzlõ arttõran dört şirket ara- sõnda yer alan Vestel, yüzde 1.4 ar- tõşla 3 milyar 647 milyon dolar ciroya ulaştõ. Elektronik, beyaz eşya ve bil- gi teknolojisi alanlarõnda, Türki- ye’nin ve uluslararasõ pazarlarõn güçlü oyuncula- rõ arasõnda yer alan Vestel, dün- ya şirketi olma vizyonuyla ihracat odaklõ büyüme stratejisini sürdürüyor. Vestel, küresel arenada 11 Ar-Ge merkezi ile dün- yaya teknolojisini sunuyor; ürünlerini 119 ülkede tüketicilerle buluşturuyor. Vestel, bugün 12 bin çalõşanõ, 1200 satõş noktasõ, 600 servis noktasõ ve binlerce yan sanayi çalõşanõyla, 60 bin kişiye gelir kaynağõ yaratõyor. listeye 2245. sõradan giren Anadolu Efes Biracõlõk ve Malt Sanayi AŞ, yüz- de 21.1 artõşla 2 milyar 851 milyon dolar ciroya ulaştõ. Anadolu Efes de Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölge- si’nde gelirini en hõzlõ arttõran dört şirket arasõnda yer alõrken gösterdi- ği yüksek performans ile ‘En Hõzlõ Bü- yüyen 50 Şirket’ listesine de 30. sõra yer aldõ. Anadolu Efes, yurtiçindeki 5 bira fabrikasõ, 2 malt fabrikasõ ve 1 şerbetçiotu işleme te- sisi ve Türkiye’de yüzde 83 pazar payõ ile sektörün lideri. Dün- ya markasõ olma yolunda sağlam adõmlarla ilerleyen Efes Pilsen’in , 5 ülkede toplam 17 bira, 6 malt fabri- kasõ ve 1 adet şerbetçiotu işleme te- sisi bulunuyor. Avrupa’da en çok tü- ketilen 10 bira markasõ arasõnda. Tüketicinin 11 yıllık kart zaferi Ekonomi Servisi - Yõllardõr banka- larla tüketici dernekleri arasõnda tar- tõşma konusu olan aidat konusu tüke- ticiler lehine sonuçlandõ. Kredi kartõ ai- datõnõ geri alan Tüketiciyi Destekleme Derneği Eskişehir Çözüm Merkezi Başkanõ Osman Çağatay, süreci bir yazõlõ açõklamayla duyurdu. Bankalarõn hiçbir yasal dayanağõ ol- madõğõ halde “kart aidat ücreti” adõ al- tõnda müşteriden tahsilat yapõp suç işle- diğini savunan Çağatay, “Bu olumsuz- luklara karşın hakkını arayan tüketi- ci yasal dayanaktan yoksun uygula- mayı sonlandırmaktadır” dedi. Çağatay kredi kartõ aidatõnõ nasõl al- dõğõnõ anlattõ: “Bireysel olarak bankaların şah- sımla yapmış olduğu kredi kartı söz- leşmenin bir örneğini ve geçmiş yılla- ra ait hesap özetlerinin tamamını ban- kaların genel merkezinden istedim. Ödemiş olduğum kart ücretlerinin tamamını çıkartarak sözleşmenin su- reti ile Eskişehir Odunpazarı Kay- makamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’na başvurdum. He- yet 11 yıllık kredi kartı aidatının ta- rafıma iadesine karar verdi. Bu kararı ilgili bankanın genel merkezine ilettim. Tüm kredi kartı aidatları iade edildi.” Bankalarõn yõlda yaklaşõk 1 milyon 300 bin lira haksõz gelir elde ettiğini belirten Çağatay, bankalarõn insanlarõ bugüne kadar soyduklarõnõ ve bu işin bir an ön- ce sonlanmasõ gerektiğini savundu. Eskişehir’de bir tüketici 11 yõllõk kredi kartõ aidatõnõ geri almayõ başardõ. İlgili banka, yasal süreç sonunda, tüketiciye geçmiş dönemlerde hesabõndan kestiği tüm aidatlarõ iade etti. Funika ‘babasının yolunda’ yeniden ayaklanacak Denizli’de uyguladõğõ Japon üretim modeli ve ‘icat ettiği’ patentli ürünleri ile tanõnan Funika Grubu’nun kurucu- su Osman Nuri Sözkesen’in ekimdeki intiharõ sonrasõ, aile ve çalõşanlar, şir- keti eski haline getirmek için mücadele veriyor. Babasõndan sonra grubun ba- şõna geçen Kemal Sözkesen, tesisleri kapatma ya da satmayõ hiç düşünme- diklerini belirtti. Mevcut varlõklarõ, üretimi, elindeki patentleri ve potansi- yeli göz önüne alõndõğõnda ödenmeye- cek bir borcu bulunmadõğõnõ dile getir- di. Babasõnõn son 2 yõlõnõ şirketin ‘icat ettiği’ patentli ürünlerin değerlendiril- mesi projelerine harcadõğõnõ bildiren Sözkesen, ürünlerin büyük yatõrõm hac- minin bulunduğunu anlattõ. -30 -20 -10 0 10 20 30 Sanayi üretimi 2009’da yüzde 9.6 daraldõ Ekonomi Servisi - Türkiye İstatistik Ku- rumu (TÜİK) verilerine göre, toplam sanayi üretimi 2009 yõlõ Aralõk ayõnda, bir önceki yõ- lõn aynõ ayõna göre yüzde 18 olan beklentinin de üzerinde yüzde 25.2 arttõ. Ancak TÜİK ve- rilerine göre, 2009 yõlõ Aralõk ayõnda takvim etkisinden arõndõrõlmõş endeksteki artõş, bir ön- ceki yõlõn aynõ ayõna göre yüzde 8.3’te kaldõ. Sanayi üretiminde yapõlan revizyonlardan son- ra TÜİK sanayi üretiminde 2009 yõlõna ilişkin yõl- lõk ortalama daralmayõ ise yüzde 9.6 olarak açõkladõ. Verilere göre sanayi üretiminde bir ön- ceki ay olan kasõma göre ise artõş yüzde 8.7 olur- ken, mevsim ve takvim etkilerinden arõndõrõlmõş endeks bir önceki aya göre yüzde 0.7 arttõ. Ana sanayi gruplarõ sõnõflamasõna göre, aralõkta bir ön- ceki yõlõn aynõ ayõna göre en yüksek artõş yüzde 33.2 ile ara malõ imalatõnda görüldü. Dayanõklõ tü- ketim malõ imalatõ yüzde 30.1, sermaye malõ ima- latõ yüzde 28.5, dayanõksõz tüketim malõ imalatõ yüzde 22.5, enerji ise yüzde 10.1 oranõnda arttõ. İstanbul Sanayi Odasõ Yönetim Kurulu Başkanõ Tanıl Küçük, üretim artõşõnõn beklentilerin üze- rinde gerçekleşmesini ‘memnuniyet verici’ ola- rak nitelendirirken ‘aşırı iyimserliğe yol açma- malı’ uyarõsõnda da bulundu. 22.5 milyarlõk teşvikle 65 bin kişi iş bulacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Krizde Türkiye’deki özel sektör yatõrõmlarõnõn yüzde 27.7 daraldõğõnõ ifade eden Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõ- sõ Ali Babacan, 2009’un ikinci yarõsõnda verilen 22.5 milyar TL’lik teşvik belgesi ile özel sektörün 65 bin 673 kişilik is- tihdam yaratõlacağõnõ söyledi. Başbakanlõk’ta dü- zenlediği basõn toplan- tõsõnda, iyileşme işa- retlerine rağmen küre- sel risklerin önemini koruduğuna dikkat çe- ken Babacan, özetle şunlarõ vurguladõ:  Küresel krizden en fazla özel sektör yatõrõm harcamalarõ etkilendi. 2009’un ilk 9 ayõnda 2008’in ilk 9 ayõna göre özel ya- tõrõm harcamalarõ yüzde 27.7 oranõnda daraldõ.  Geçen yõl uygulamaya ko- nan yeni sistem kapsamõnda 2009 Temmuz ayõndan aralõk ayõna kadar 1523 teşvik belgesi düzenlendi. Bu kapsamda 22.5 milyar TL’lik sabit yatõrõm, 65 bin 673 kişilik istihdam öngö- rülüyor.  Teşviklerin sektörel dağõlõ- mõnda 10.3 milyar TL ile imalat sanayi ilk sõrada. Bunu 7.1 mil- yar TL ile enerji, 4.5 milyar TL ile hizmetler ve yaklaşõk 600 mil- yon TL ile madencilik izledi.  Büyük proje kapsamõnda verilen belgelerin sabit sermaye yatõrõm tutarõ 4.5 milyar TL. Çelebi’den Hindistan’a 100 milyon dolar yatırım Ekonomi Servisi - Havalimanõ yer hizmetleri alanõnda faaliyet gösteren Çelebi Hava Servisi Hin- distan’daki sivil havacõlõk sektörü- ne yapacağõ yatõrõmõ bu yõl 100 mil- yon dolara kadar çõkaracak. Hindistan’õn başkenti Yeni Del- hi ile Mumbai havalimanlarõnõn yer hizmeti verme ihalelerini kõsa bir süre önce 10’ar yõllõk süreler için kazanan şirket yaptõğõ açõklamada, Delhi’de yer hizmeti sunumuna altyapõnõn tamamlanmasõnõn ardõn- dan başlayacağõnõ duyurdu. Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Canan Çelebioğlu Tokgöz, 2009 ve 2010 yõllarõnda ya- põlan ve yapõlacak Çelebi yatõrõm- larõnõn tutarõnõn yaklaşõk 100 milyon dolara ulaşacağõnõ ifade etti. Açõk- lamada ayrõca, “Çelebi Holding Hindistan’a ve Hindistan’dan gerçekleşen uluslararası uçuş tra- fiğinden oluşan serbest pazarın yaklaşık yarısına hizmet verme- yi planlıyor” denildi. Koza’nın hisseleri halka arz edildi Ekonomi Servisi - Koza Altõn İşletmeleri AŞ’nin halka arzõ sonuçlandõ. Piyasa değeri 2.2 milyar li- raya yaklaşan Koza Altõn hisseleri, 36.80 lira arz fi- yatõyla İstanbul Menkul Kõymetler Borsasõ’nda (İMKB) işlem görmeye başlayacak. Koza Altõn İşletmeleri AŞ’den yapõlan açõklamaya göre, 3-4-5 Şubat günlerinde yurtiçi ve yurtdõşõ pi- yasalarda yoğun düşüşlerin görüldüğü olağanüstü bir dönemde gerçekleştirilen talep toplama sonu- cunda Koza Altõn hisseleri için yurtiçi ve yurtdõ- şõndan toplam 689.784.315 lira talep toplandõ. Koza Altõn İşletmeleri AŞ’nin halka arzõnda toplam 13.757 yatõrõmcõdan 18.744.139 lot talep gel- di. Pay başõna nihai satõş fiyatõnõn 36.80 lira olarak belirlendiği arz sonunda, Koza Altõn İşletmeleri AŞ, yaklaşõk 2.2 milyar lira piyasa değeriyle borsaya ge- liyor. Şirketin halka açõklõk oranõ yüzde 30 oldu. ARÇELİK ZİRVEYE TIRMANIYOR Elektromanyetik dalgaları geçir- meyen ve özellikle cep telefonlarındaki kumaşla ilgili pazarlama yürüttükleri bilgisini veren Sözkesen, bu ürünün telefon dinlemeye karşı en ucuz ve kolay mücadele yönte- mi olduğunu ileri sürdü. Ali Babacan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle