18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2010 SALI 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Gençlik Yaşlılık Derken... PENCERE Zamanenin Zulmü... Yavuz Sultan Selim şairdi.. Mahlası ’Selimi’ idi.. Osmanlı Padişahı, 1514’te Şah İsmail’i Çaldıran’da ağır bir yenilgiye uğratmıştı.. Şah İsmail de şairdi.. Mahlası ‘Hatayi’ idi.. İkisi de şair, ikisi de sultan, ikisi de zalim idiler... Prenses ve profesör Irene Melikof zalimliklerinin gerekçesini iki ’Z’ ile vurgulamıştı: “- Zaman zalimdi.’‘ Gaddarlığın devlet yönetiminde doğal sayıldığı dönemlerden kurtulup ‘Aydınlanma Devrimi’ ile ‘İnsan Hakları Bildirisi’ne ulaşmak kolay olmadı; ‘hukuk devleti’ kavramının çiçeği burnundadır. Ne var ki 20’nci yüzyılda bile yalnız ‘İkinci Dünya Savaşı’nda 50 milyon insan yok edildi... Gezegenimiz mezbahaya dönüşmüştü; ama, bunun suçunu tümüyle yalnız bir kişiye Hitler’e- yüklemek ne Batı’yı bağışlatır, ne de gerçekçi olur... Ya bugünkü zalime ne demeli?.. Günün zalimi kim?.. Saddam mı?.. Bush mu?.. Yoksa ikisi birden mi?.. İkisi birden ‘zalim’ kimliğini hak ediyorlarsa, hangisi daha beter?.. Kim Yavuz Selim?.. Kim Hatayi?.. Peki, yaşadığımız çağı da ‘zaman zalim’ diye suçlayabilir miyiz?.. Çaldıran 1514 yılındaydı.. 2003’teyiz.. 1514’te ‘Birleşmiş Milletler’den söz açmak bile olanaksız, çılgınlık faslına girerdi... Saddam kof bir diktatör, Şark yöntemlerine göre yoğrulmuş, kurnaz, gaddar... Bush, çıkarcı, açıkgöz, tutucu, acımasız, doymak bilmez petrol patronu... İkisi dünyanın başına bela oldular; hırstan gözleri körleşmiş... İkisi de şair değil.. Dünün iki zalimi zamanın zulmüne karşın hiç olmazsa şiirin güzelliğine varmışlardı; yazdıkları dizeler bugün bile Ortadoğu halklarının dilindedir... Günümüzün iki zalimi zamanın uygarlığına karşın şiirden anlamıyorlar... Yoksa şu kavanoz dipli dünya, günden güne daha beter mi oluyor?.. (16 Mart 2003 tarihli yazısı) S on günlerde, kapalõ me- kânlarda uygulanmakta olan sigara yasağõnõn es- netilmesi için istek ve bas- kõlar artmaya başladõ. Si- yasi parti temsilcilerinden ve gaze- te yazarlarõndan da yasanõn çok kes- kin olduğuna dair görüş ileri süren- ler oldu. Yasağõn bugünkü haline karşõ çõ- kanlar, sigaranõn en çok içildiği bar, lokanta ve kahvehane gibi yerleri iş- leterek geçimini sağlayan esnafõn zor durumda olduğunu, kazançlarõnõn azaldõğõnõ söylüyorlar. Tütün üretimini ortadan kaldõr- madan tüketimin bu denli yasaklan- masõnõn doğru olmadõğõ da iddialar arasõnda. Yasağa özgürlükler açõ- sõndan bakanlar, sigara içenlere hak- sõzlõk yapõldõğõnõ ve bu uygulamanõn antidemokratik olduğunu ileri sürü- yorlar. Hatta daha ileri giderek kişinin kendisine zarar verme özgürlüğünün bulunduğunu, birlikte sigara içmek isteyen gruplarõ engellemenin in- san haklarõna aykõrõ olduğunu iddia edenler bile var. Özel mekânlar Bu kişiler, dumanõn geçişini önle- yecek tedbirler almak koşuluyla ka- palõ yerlerde sigara içenler için özel mekânlar oluşturulabileceğini ya da yalnõzca sigara içenlerin gidebileceği bar, lokanta ve kahvehanelere izin verilmesiyle sorunun çözülebilece- ğini ifade ediyorlar. Gerçekten öyle mi? Yalnõzca sigara içenler için ayrõ yerler oluşturulma- sõ sorunu çözmeye yeter mi? Tabii ki yetmez. Bu işletmelerde sürekli ça- lõşan ve sigara içmeyen insanlarõn du- mana maruz kalmasõ nasõl önlene- cek? Etik ve insani değil Araştõrmalardan biliyoruz ki siga- ra içmeyenlerde görülen akciğer kanserlerinin yüzde 25’inden aynõ or- tamda başkalarõ tarafõndan içilen si- gara sorumlu. Bu durumda sigara ser- bestisinin olduğu işletmelerde yal- nõzca sigara içen kişilerin çalõştõrõ- labileceği söylenebilir. Bu da etik ve insani değildir. Çün- kü ekonomik nedenlerle bu işi kabul edecek sigara içen ya da içmediği halde içtiğini söyleyecek çok sayõda kişi bulabilirsiniz. İşletmede çalõşan kişi sigara içiyor bile olsa hizmet ederken müşteriler tarafõndan içilen her bir sigaranõn ay- rõ ayrõ pasif içicisi olacaktõr. Bu gi- bi kişilerin hastalõklara yakalanma riski tek başõna sigara içilen du- rumdan daha yüksektir. Daha uzun süre ve yoğun olarak si- gara dumanõna maruz kalacaklarõ için kansere yakalanma riskleri diğer pasif içicilere göre daha fazla olacak, kronik akciğer hastalõğõ ve kalp has- talõğõ olma ihtimalleri de artacaktõr. Dolayõsõyla işletmede çalõşmak is- teyen kişi zarar göreceğini gönüllü olarak kabulleniyor olsa bile buna izin vermek doğru değildir. Olaya insan haklarõ açõsõndan ba- kacak olursak, kişinin yalnõzca ken- disine zarar veriyor olsa bile bu za- rarõn önlenmesi için yasaklar geti- rilmesinin hukukta yeri vardõr. Bilimsel olarak zararlõ olduğu ke- sin olarak bilinen maddelerin ya da durumlarõn yasaklanabildiğini en ileri demokrasilerde bile görebili- yoruz. Örneğin uyuşturucu kullanõmõ, ti- cari amaç taşõmasa, başkalarõnõ kul- lanmaya zorlamasa bile suçtur. Ki- şinin kendi organõnõ bir başka kişi- ye satmasõ yasaktõr. ‘Bundan kime ne! Organ benim değil mi, istedi- ğimi yapar, istediğime satarım’ di- yemezsiniz. Son dönemine gelmiş bir hastanõn intiharõna hastanõn isteğiyle bile ol- sa yardõmcõ olmak birçok toplumda cezai yaptõrõmõ gerektirir. Şu an uygulanmakta olan sigara yasağõnda kişinin kendisine zarar ver- mesi, bu örneklerdeki gibi engel- lenmemekte. Hatta bir arada içilen si- garanõn tek başõna sigara içmeye gö- re daha zararlõ olduğu bilindiğine gö- re, kişi sigara içiyor bile olsa evler- de kalabalõk ortamda başkalarõ tara- fõndan verilen ilave zarar görmezden bile geliniyor. Tüketim kısıtlanmalı Keşke yeryüzünde tütün üretimi or- tadan kaldõrõlabilseydi de insanlõk en zararlõ maddelerin birinden kurtul- muş olsaydõ. Tütün üreticileri de başka üretim alanlarõna yönlendiri- lir ve dünyadaki açlõğõn azaltõlmasõna katkõda bulunabilirlerdi. Bu şimdilik hayal olduğuna göre en doğru olan, tüketimi mümkün olduğunca kõsõt- lamaktõr. Sigara içenler için ayrõ işletmeler açõlmasõnõ savunanlarõn unuttuklarõ bir husus daha var. Sigara yasağõnõn amaçlarõndan biri de ülkemizde özel- likle genç erkek nüfusta neredeyse Sigara Yasağõ Antidemokratik mi? Coşkun TECİMER Konulan kurallara uyumun kolaylõkla bozulabildiği toplumumuzda yasanõn yozlaştõrõlmadan uygulanmasõ için siyaset ve medya mensuplarõnõn söylemlerinde daha dikkatli olmasõ ve sigara yasağõnõ bu haliyle savunmasõ en akõlcõ yoldur. Bugünkü olaylar yarına kalmaz. Yirmi otuz yıl önceki yazılarımı okudum geçen gün... Çekmeceleri, dosyaları arada bir karıştırmak iyi oluyor. İçinde yaşadığın günü unutup geçmişteki kendini buluyorsun! Ne boş şeylermiş! Yazılmasa da olurmuş! Bir yığın gazete parçası! İçlerinden kimini ayırmışım, bir gün gerekir diye! Baktım onları da saklamak gereksizmiş, yırtıp attım, bir yakınımı öldürüyormuşum gibi... Kendime kızdım. Bir türlü kendimi gündelik kavgaların, tartışmaların kargaşasından ayırmadığım için. Dün de öyle, daha önceki günlerde de öyle! Artık yeter, dedim. Bir daha bugün, dün, önceki gün gazetelere düşmüş politika olaylarından söz etmemeliyim, dedim. Kaç kez dedim ama uymadım. Şimdi bu yaştan sonra bu işi genç arkadaşlara bırakmak en iyisi. Varsın onlar iktidardakilerin, muhalefettekilerin, onun bunun işleriyle, konuşmalarıyla, doğrularıyla, yanlışlarıyla uğraşıp dursunlar! Yaşam yalnız politika mı? Bunu yazdım ama, sonra dalıp gittim. Politikasız yaşam olur mu diye! Doğrusu benim için politika molitika olmadı. Varsa yoksa sanattı, kültürdü, düşünceydi, yaratmaktı, güzellikti, iyilikti, dostluktu, kardeşlikti... Politikada bunların hiçbiri yok! Biliyordum ama yine de gündelik bir gazete yazarı olarak bunlardan kopamıyordum. Köşe yazarı olmak buydu, sanıyordum. Ta, ilk köşe yazımın çıktığı 1956’dan 2010’a kadar, yani bu yazıyı yazana kadar... Haftada üç gün kendime de, sizlere de biraz soluk aldırsam mı? Sabah karanlığında bilgisayarın başında gazete başlıklarını görmeye, ünlü ünsüz yazarların ne dediklerini anlamaya, sabahın ilk gazetelerini masaya serip bir bir incelemeye, son versem mi? Kitaplar bekliyor. Yüzlercesi, binlercesi... Kitaplıklara verdiklerim bir yana, ufacık odamın kitaplığı da yetmiyor. Bu yaşa geldim, artık uslan demek geliyor kendime. Hani o eski şarkıdaki gibi ‘uslan artık uslan, ihtiyar olmaktasın’... Yaşlılık, ihtiyarlık mıdır? Rahmetli Fethi Naci yazmıştı ‘Oktay yaşlanmaz, yaş alır’ diye! Aylardır İstanbul’dan uzaktaydım. Sağlık sorunu de, geç! Büyük kent bıkkınlığı de, en iyisi! Nerde o eski İstanbul, nerde o gençlik arkadaşları? O eski günleri özlemenin unutulmaz tadını şimdiki günlerde ara da bul bulabilirsen!.. yüzde 60’a varan siga- ra tüketimini azaltmak, sigara içmemeyi özen- dirmek, gençlere doğ- ru davranõş modelleri kazandõrmaktõr. Nite- kim sigara yasağõnõn çok sõkõ uygulandõğõ birçok gelişmiş de- mokratik ülkede top- lumdaki sigara kulla- nõm oranõ yüzde 20’le- re kadar düşmüş, akci- ğer kanseri vakalarõn- da belirgin azalma gö- rülmüştür. Sigara içilen kuruluşlara izin verir- seniz hem toplumdaki zararlõ alõşkanlõğõn sür- dürülmesine katkõda bulunur, hem de işlet- meler arasõnda haksõz rekabete yol açarsõnõz. Belki zaman içinde si- gara içilmeyen yer bul- makta bile zorluk çe- kilebilir. İçinde yasak gibi se- vimsiz görünen bir ifa- denin bulunmasõ bir uygulamayõ antide- mokratik yapmaz. Ya- salar aslõnda birçok ya- sağõn ortaya konduğu metinlerdir. Düzenleme ile ya- sak arasõndaki ince çiz- giyi her zaman yaka- lamak mümkün mü- dür? Sigara yasağõnõ antidemokratik bulan- lar diğer insanlara ver- dikleri fazladan zarar için ne diyecekler? As- lõnda olaya etik teori açõsõndan bakacak olursanõz bencil ve an- tidemokratik olan, bir- likte olunan kişi sigara içsin ya da içmesin, başkasõnõn yanõnda si- gara içme davranõşõ- dõr. Yaşam biçimimizi oluşturmak için yasalar yaparken bilimin bize hep rehber olmasõ ge- rektiğini söyleyen ay- dõnlarõn, riskleri defa- larca kanõtlanmõş böy- lesine zararlõ bir mad- denin bõrakõn savun- masõnõ yapmak, yayõl- masõna imkân verecek imalarda bulunmasõ bi- le bir çelişki değil mi- dir? Konulan kurallara uyumun kolaylõkla bo- zulabildiği toplumu- muzda yasanõn yoz- laştõrõlmadan uygulan- masõ için siyaset ve medya mensuplarõnõn söylemlerinde daha dikkatli olmasõ ve si- gara yasağõnõ bu ha- liyle savunmasõ en akõlcõ yoldur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle