Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
Avrupa’ya
‘Çindistan’ Ayarı
“Çindistan”... ya da “China+India” makamından
“Chindia!”
Çin ve Hindistan’ın yükselen gücünü ifade etmek
için kullanılan yeni jargon bu.
İş, finans, medya dünyasını buluşturan Davos’a
gözünüzü çeviriyorsunuz, “Çindistan” konuşuluyor.
Her yılın şubat ayında, uluslararası güvenlik
uzmanları ile savunma bakanlarını bir araya getiren
Münih Güvenlik Konferansı’na bakıyorsunuz; gene
“Çindistan” gündem belirliyor...
Bu ülkeler yalnız “ekonomik güçler” olarak
sivrilmekle kalmıyor, bir yandan giderek “askeri
ağırlıklarıyla” artan biçimde hesaba katılıyorlar.
“Business Week”in bir süre önce yazdığı gibi
“Korku, oportünizm, hayranlık karışımı duygularla”
izlenen “Çindistan” fenomeni böyle artık her yerde
karşımıza çıkar oldu.
“II. Dünya Savaşı sonrası dönemde, Japonya ve
Güney Kore mucizelerine gerçi tanık olmuştuk” diyor
sözünü ettiğim “Business Week” yazısı: “Ama bu
ülkelerden hiçbiri, oyunun kurallarını dayatacak
büyüklükte değildi ve dünyanın ekonomik
büyümesine önderlik edecek nüfusları yoktu.”
(L’impero di Cindia/Çindistan İmparatorluğu;
Federico Rampini)
‘Post-Batı’ şekilleniyor
“Çindistan”ın ayırt edici farkı burada.
“Çindistan”ın bu ayırt edici farkı; “Atlantik (İttifakı)
sonrası” ya da “Batı sonrası” şeklinde ifade edilen bir
“post-Batı dünyasını” şekillendiriyor.
ABD; “post-Batı” parametrelerine, uyum
sağlamaya çalışırken AB sürekli kontrpiyede kalıyor.
AB başkentlerinde irili ufaklı “şok dalgaları yaratan”
bu kontrpiyede kalma halinin son tezahürü;
Obama’nın, hazırlanmakta olan bir ABD-AB zirvesini
snobe etmesiyle kendini gösterdi....
AB dönem başkanı İspanya yönetiminde nisan
ayında gerçekleşmesi beklenen AB-ABD Madrid
zirvesine; ABD Başkanı, icabet etmeyeceğini söyledi.
AB’nin önemli başka davetlerini de daha önce
çeşitli vesilelerle geri çevirdiği için; Obama’nın aldığı
bu “mesafe”; AB kançilaryalarında giderek artık kaygı
yaratmaya başladı.
ABD Başkanı hatırlarsanız; Berlin’de bu yıl “Doğu-
Batı Almanya’nın birleşmesinin 20. yıl kutlamalarına”
da; bir “Asya seyahatini” (!) gerekçe göstererek
katılmamıştı.
27 ülkeye genişleyen “yeni Avrupa”nın miladı kabul
edilen bir büyük kutlamanın, ABD Başkanı tarafından
böyle hiç önemsenmemesi; gözlemciler tarafından,
küresel dengelerde başka coğrafyalara kayışın kanıtı
gösterilmişti.
“Başkan”ın, Avrupa yakın tarihinin “en baba tarih
randevusunu”; “randevudan” saymayıp; dünyanın
başka yerlerindeki, başka randevuları, bu
“buluşmanın” üstünde tutması... küresel dünya
ekseninin; “büyüyen, genişleyen, tek paraya geçen”,
“Batı uygarlığının kalbi Avrupa”dan; “yükselen
ekonomiler”, “yükselen güçlerin” kıtası Asya’ya
kayması olarak nitelendirilmişti.
Fransa’dan Almanya’ya: ‘Ortak
bakanlık kuralım!’
İşte henüz geçtiğimiz güz aylarında yaşanan bu
taze travma üzerine, önümüzdeki “bahar zirvesinin”
de Obama tarafından pas geçileceğinin öğrenilmesi
üzerine; Merkel ve Sarkozy başta olmak üzere, AB
liderlerini -“Bu yaşananlar gerçek olabilir mi? Yoksa
önemimizi mi yitiriyoruz?” gibisine- bir telaş aldı.
İki lider “Elysee” Sarayı’nda, geçtiğimiz hafta apar
topar bir araya geldi. Ve “Eski Kıta’nın siyasi güç
kaybını” dengelemek; 27’ler gidişatına “çeki düzen”
vermek adına yeniden “ikili” bir “güç ekseni”
oluşturma kararı aldı.
İkili zirveyi Sarkozy; “Fransa ve Almanya’nın
Avrupa’ya hizmeti” olarak nitelerken, Merkel lafı -
Alman usulü-dolandırmadan; “Biz-Berlin ve Paris-
olmadan, hiçbir iş yürümüyor!” diye yakındı: “Ama
birlikte hareket edersek; sadece Avrupa’ da değil, tüm
dünyada dağları yerinden oynatabiliriz!”
“Dağları yerinden oynatmak” maksadıyla,
Avrupa’nın “ikili eksen ülkeleri” 80 konu başlığı altında
“birlikte hareket etmek” kararı aldı. Alınan kararlar
arasında, “G-20”de ortak tavır benimsemekten, BM
güvenlik konseyinde Almanya’nın daimi üyeliği için
birlikte lobi yapmaya dek her şey vardı.
Hatta Sarkozy işi hem Fransız, hem Alman
hükümetinde yer alacak “bir ortak bakanlık kurma”
önerisine dek vardırdı.
Ancak Sarko’nun bu önerisi; Merkel’in ilgisine
mazhar olmadı.
Acaba şimdi küllerinden dirilen bu Paris-Berlin
ekseni; “ABD-Çindistan” yakınlaşmasını
dengeleyebilir mi?
Almanya-Fransa birlikteliği; Avrupa’yı jeopolitik
dengelerdeki yerine yeniden yerleştirebilir mi?
Eski Kıta’da çok sayıda gözlemcinin tutkuyla
tartıştığı bu soruların yanıtları, gelecek yazıya.
9 ŞUBAT 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ’NDEN
DUYURU DOÇENT, DOKTORA, YÜKSEK LİSANS
ADAYLARI İLE SANATTA YETERLİK ÇALIŞMASINA
BAŞVURACAK ADAYLARIN DİKKATİNE
Doçentlik Sõnav Yönetmeliği uyarõnca, doçent adaylarõnõn Üniversitelerarasõ Kurul Yabancõ Dil Sõnavõ’na (ÜDS)
girmeleri gerekmektedir. Bu sõnav ile ilgili bazõ bilgiler aşağõdadõr:
1. ÜDS Alman, Fransõz ve İngiliz dillerinde fen bilimleri, sağlõk bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere üç ayrõ
alanda, yõlda iki kez Mart ve Ekim aylarõnda; Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli Diyar-
bakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Isparta, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Mersin,
Samsun, Sivas, Trabzon ve Van illeri ile Lefkoşa ve Bişkek’te (Kırgızistan) merkezi olarak Öğrenci Seçme
ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafõndan yapõlacaktõr.
2. 2010-ÜDS’nin birinci uygulanma tarihi 21 Mart 2010’dur. Başvurular 1-10 Şubat 2010 tarihleri arasõnda ya-
põlacaktõr. Sõnava katõlmak isteyen adaylar, 2010-ÜDS İlkbahar Dönemi Kõlavuzu ile Aday Bilgi Formu’na
başvuru süresi içinde ÖSYM’nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden ulaşabilirler. Kılavuz dağıtımı ve
satışı yapılmayacaktır.
3. ÜDS’de 100 üzerinden 65 veya daha fazla puan alan doçent adaylarõ başarõlõ olacaklardõr. Yabancõ dil koşulu-
nu karşõlamak için, doktora adaylarõ ve sanatta yeterlik çalõşmasõna başvuracak adaylarõn da ÜDS’ye girmele-
ri ve 100 üzerinden 55 veya daha fazla puan almalarõ gerekmektedir.
4. 18 Temmuz 2009 tarih ve 27292 sayõlõ Resmi Gazete’de yayõmlanan “Tõpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlõk
Eğitimi Yönetmeliği” uyarõnca, Tõpta Uzmanlõk Sõnavõnda (TUS) ve Diş Hekimliği Uzmanlõk Eğitimi Giriş Sõ-
navõnda (DUS) mesleki bilgi sõnavõna girebilmek için mesleki yabancõ dil sõnavõnda 100 üzerinden en az 50 pu-
an almak şarttõr. Kamu Personeli Yabancõ Dil Bilgisi Seviye Tespit Sõnavõnda (KPDS) ve ÜDS’den 100 üze-
rinden en az 50 ve üzeri puan alanlar da başarõlõ kabul edilecektir. TUS ve DUS için yabancõ dil sõnavõ başa-
rõ belgeleri, bu belgenin verilmesine esas olan yabancõ dil sõnavõnõn yapõldõğõ tarihten itibaren üç yõl süre ile ge-
çerlidir.
5. 28 Nisan 2007 tarih ve 26506 sayõlõ Resmi Gazete’de yayõmlanan “Yan Dal Uzmanlõk Eğitimi Giriş Sõnavõ Yö-
netmeliği” Tõpta Uzmanlõk Tüzüğü hükümlerine göre uzman tabip olanlarõn daha ileri seviyede yapacaklarõ yan
dal uzmanlõk eğitimi giriş sõnavõna (YDUS) ilişkin esaslarõ düzenlemektedir. Bu yönetmeliğin İkinci Bölümünün
10. maddesinde “ÖSYM tarafõndan yapõlacak bilim sõnavõna (YDUS), KPDS veya ÜDS’den 100 üzerinden en
az 50 ve üzeri puan alanlar katõlabilir.” hükmü yer almaktadõr. Yabancõ dil sõnavõ başarõ belgeleri, bu belge-
nin verilmesine esas olan yabancõ dil sõnavõnõn yapõldõğõ tarihten itibaren üç yõl süre ile geçerlidir.
6. 31.07.2008 tarih ve 26953 sayõlõ Resmi Gazetede yayõmlanan Öğretim Üyesi Dõşõndaki Öğretim Elemanõ Kad-
rolarõna Naklen veya Açõktan Yapõlacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sõnav İle Giriş Sõnavlarõna İlişkin
Usul ve Esaslar Hakkõnda Yönetmeliğin “Merkezi Sõnav ve Giriş Sõnavlarõna İlan ve Başvurma Şartlarõ” adlõ
İkinci Bölümün 6. Maddesinde: “Öğretim üyesi dõşõndaki öğretim elemanõ kadrolarõna naklen veya açõktan ya-
põlan her türlü atamada Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sõnavõndan (ALES) en az 70, ÖSYM
tarafõndan yapõlan KPDS veya ÜDS’den en az 50 puan veya eşdeğerliliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edi-
len bir sõnavdan bu puan muadili bir puan almõş olmak.” ve “Yabancõ dille eğitim-öğretim yapõlan program-
larda bu Yönetmeliğe tabi öğretim elemanõ kadrolarõna naklen veya açõktan yapõlacak atamalarda aranacak
dil puanõnda Yükseköğretim Kurumlarõnda Yabancõ Dil Eğitim-Öğretimi ve Yabancõ Dille Eğitim-Öğretim Ya-
põlmasõnda Uyulacak Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümleri uygulanõr.” hükümleri yer almaktadõr. Aynõ Bö-
lümün 7. Maddesinde ise: “Yabancõ dil okutmanõ başvurularõnda ÖSYM tarafõndan yapõlan KPDS veya
ÜDS’den en az 80 puan veya eşdeğerliliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen bir sõnavdan bu puan mua-
dili bir puana sahip olmak.” hükmü yer almaktadõr.
7. ÜDS sonuçlarõ yüksek lisans programlarõna giriş için de kullanõlabileceğinden, lisans programõ mezunu ile li-
sans programlarõnõn son sõnõfõnda veya son sõnõftan bir önceki sõnõfta okuyan öğrenciler de bu sõnava girebile-
ceklerdir. Ancak bu öğrencilerin ilgili üniversiteden yüksek lisans programlarõ için ÜDS sõnav sonuçlarõnõn
kullanõlõp kullanõlamayacağõnõ öğrenmeleri gerekmektedir.
ÖSYM BAŞKANLIĞI
Basın İlan No: A-988
Afganistan’da
büyük saldırı
hazırlığı
Dış Haberler
Servisi -
Afganistan’daki İngiliz
ve Amerikan
kuvvetlerinin,
güneydeki Helmand
eyaletinde Taliban’õn
elindeki son bölge olan
Marjah’õ ele geçirmek
üzere büyük bir saldõrõ
başlatmaya
hazõrlandõğõ
bildiriliyor. NATO
komutanlarõ Taliban
militanlarõna teslim
olma çağrõsõ yaparken,
binlerce sivil bölgeden
kaçõyor.
Taliban sözcüsü Yusuf
Ahmedi, telefonla
Fransõz haber ajansõ
AFP’ye yaptõğõ
açõklamada, Taliban
militanlarõnõn bölgede
kalõp savaşmayõ tercih
ettiklerini söyledi.
Operasyonun, 2001’de
Afganistan’õn
işgalinden ve ABD
Başkanõ Barack
Obama’nõn
Afganistan’a takviye
birlikler
gönderileceğini
açõkladõğõndan beri en
büyük harekât olacağõ
bildiriliyor.
Ramallah’a ilk
kadın vali
Dış Haberler
Servisi - Batõ Şeria’nõn
Ramallah kentinde ilk
kez bir kadõn vali
olarak atandõ. İngiliz
Times gazetesinin
haberine göre, Filistin
Ulusal Yönetimi’nin
idari merkezine eski
bir üst düzey gizli
servis görevlisi olan
Leyla Gannam (35),
Hamas’õn, Gazze
Şeridi’nde olduğu gibi
Batõ Şeria’da da
kontrolü eline
almasõnõn önüne
geçmek için her şeyi
yapacağõnõ ifade
ediyor. Gannam,
“Hamas tarafõndan
düzenlenen en ufak bir
ayaklanma, yasadõşõ
hareket demir
yumrukla
karşõlanacak” diyor.
Psikoloji doktorasõ da
bulunan Gannam, yeni
görevi nedeniyle
bölgedeki tüm askeri
birliklerin komutasõnõ
da elinde tutuyor.
Turuncudevriminintikamõ
DENİZ BERKTAY
KİEV - Ukrayna’da önceki
gün düzenlenen ikinci tur devlet
başkanlõğõ seçiminin oy sayma iş-
lemi sürerken, sandõklarõn yüzde
98.7’si açõldõğõnda, Rusya’ya ya-
kõn tutumuyla bilinen ana muha-
lefet lideri Viktor Yanukoviç’in
oylarõn yüzde 48.59’unu, Başba-
kan Yulya Timoşenko’nun ise
yüzde 45.82’sini aldõğõ kaydedil-
di. Timoşenko’nun ikinci bir “tu-
runcu devrime” girişmeyeceği
belirtiliyor. Resmi sonuçlarõn açõk-
lanmasõnõn 17 Şubat’õ bulacağõ bil-
dirildi. Seçimde büyük ihlallerin
görüleceğine, hatta Gürcistan’dan
gözlemci adõ altõnda istihbaratçõ-
larõn gelerek seçimi provoke ede-
ceğine ilişkin olarak geçtiğimiz
haftalarda yayõlan söylentilere
rağmen, seçim günü genel olarak
sakin geçti. Seçim öncesin-
de, 2004 sonundaki se-
çimlerde olduğu gibi hal-
kõ sokağa döküp, Yanu-
koviç’e karşõ ikinci bir
“turuncu devrim” dü-
zenleyeceğini söyleyen
Timoşenko, dün yap-
tõğõ açõklamada
resmi sonuçla-
rõn açõklanma-
sõnõ bekleye-
ceklerini söyle-
di. 2004 seçimlerinden galibiyet-
le ayrõldõğõ açõklanan Yanuko-
viç, protestolarõn ardõndan tek-
rarlanan ikinci tur seçiminde kol-
tuğu, yüzde 52 oy alan Avrupa
destekli aday Viktor Yuşçen-
ko’ya kaptõrmõştõ.
Sonuca etkisi yok
Ukrayna İçişleri Bakanlõğõ,
muhalefetin seçimlere hile ka-
rõştõrdõğõnõ doğrulamakla birlik-
te, usulsüzlük iddialarõnõn bu-
lunduğu bölgeler ve ihlal ha-
berlerinin sayõsõ dikkate alõndõ-
ğõnda, bunlarõn seçimlerin genel
sonucuna etki edecek düzeyde
olmadõğõnõ bildirdi.
Timoşenko’nun seçim karar-
gâhõnda bulunan çeşitli siyasi
eğilimlerdeki uzmanlar sorula-
rõmõzõ yanõtlarken, Timoşen-
ko’nun kitle gösterileri düzen-
lemesi halinde bunlarõn iktida-
rõ ele geçirmeyi değil, iktidarla
en uygun şartlarda uzlaşmayõ
amaçlayacağõnõ belirtti. Uz-
manlar, erken parlamento se-
çimlerinin düzenlenmesinin ola-
sõ gözükmediği konusunda da
görüş birliği içindeler.
Geniş bir işadamı ve bakan heyetiyle birlikte
Hindistan’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Ab-
dullah Gül, Türkiye’nin, Hindistan ve gezisi-
nin sonraki durağı Bangladeş ile ilişkilerinin,
tarihine yakışır biçimde yeniden planlanma-
sından büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.
Özellikle Hindistan ile ilişkilerin son yıllarda
“donuk” bir nitelik kazandığını ifade eden
Gül, Hindistan’ın ekonomik açıdan büyük fır-
satlar sunduğunu, ülkede 40 milyon bilgisayar
mühendisi olduğunu belirtti. Gül eşi Hayrün-
nisa Gül ile birlikte başkent Yeni Delhi’deki,
Müslüman Türk Babür Devleti hükümdarla-
rından 1508-1556 yılları arasında yaşamış Hü-
mayun Şah’ın türbesini ve Kutup Minaresi ta-
rihi kalıntılarını ziyaret etti. (Fotoğraf: AA)
Tahran’ın nükleer ‘blöfü’
Dış Haberler Servisi - Elindeki
uranyumu yüzde 20 oranõnda zengin-
leştirmeye başlayacağõnõ açõklayan
İran yönetiminin, nükleer programõ ko-
nusunda BM Güvenlik Konseyi’nin 5
üyesi ve Almanya’dan oluşan ülkeler
grubuyla yürüttüğü pazarlõkta koz el-
de etmeye çalõştõğõ yorumlarõ yapõldõ.
İran’õn Uluslararasõ Atom Enerjisi
Kurumu’ndaki (UAEK) daimi tem-
silcisi Ali Asgar Sultani, bugünden iti-
baren yüksek oranda uranyum zen-
ginleştirmeye başlayacaklarõnõ BM
kurumuna resmen bildirdiklerini açõk-
ladõ. İran Cumhurbaşkanõ Mahmud
Ahmedinejad önceki gün İran Atom
Enerjisi Kurumu Başkanõ Ali Ekber
Salihi’ye bu yönde emir vermişti.
Washington merkezli Bilim ve Ulus-
lararasõ Güvenlik Enstitüsü ISIS Baş-
kanõ David Albright, Natanz nükleer
tesisinde yüzde 20 oranõnda uranyum
zenginleştirilmesi için en az birkaç
aya ihtiyaç olduğunu belirterek
“İran bu üretimi yapmak
içinönemliteknikengellerle
karşılaşacak” dedi ve ekle-
di: “Daha önemli teknik
mesele ise İran’ın sadece
araştırmareaktörüiçinkü-
çük miktarda zenginleşti-
rilmiş uranyum elde etmeyi
mi, yoksa yüzde 3.5 oranında
zenginleştirilmişuranyumsto-
kunun büyük kısmını mı
zenginleştirilmiş
malzemeye
dönüştür-
meyiistedi-
ği. Bunu yaparsa, nükleer silah de-
recesinde uranyuma giden yolun
çoğunu geçmiş olur.” Atom bomba-
sõ yapõmõ için yüzde 80 oranõnda zen-
ginleştirilmiş uranyum gerekiyor.
Uluslararasõ Stratejik Çalõşmalar
Enstitüsü IISS uzmanõ Mark Fitz-
patrick de, Salihi’nin, 21 Mart’ta
başlayacak İran yõlõnda 10 yeni nükleer
tesis yapõlacağõ açõklamasõnõ “gülünç
bir blöf” diye tanõmladõ. İran’õn bu ka-
dar nükleer tesisi donatamayacağõnõ be-
lirten uzman, Güvenlik Konseyi tara-
fõndan uygulanan 3 ayrõ yaptõrõm pa-
keti nedeniyle Natanz’õn güçlükle
ayakta durduğunu belirtti.
Bu görüşleri aktaran Reuters, Tah-
ran’õn amacõnõn, 5+1 ülkeleriyle yü-
rüttüğü pazarlõğõ kendi lehine çevir-
mek için baskõ uygulamak olduğunu
belirtti. Ancak bunun ters tepebile-
ceğine işaret edilen haberde, Batõlõ ül-
kelerin uranyum zenginleştirmeyi
durdurmamasõ halinde İran’a yeni
bir yaptõrõm paketi uygulamaya ha-
zõrlandõğõ hatõrlatõldõ. Yaptõrõm pa-
ketinin devreye girmesi durumunda
ise İran’õn yüksek oranda uranyum
zenginleştirmeye başlayacağõna kesin
gözüyle bakõlõyor.
Yanukoviç’in
az bir farkla
kazandõğõ
seçimlerin
ardõndan
Timoşenko’nun
yeni bir
turuncu
devrime
kalkõşmasõ
beklenmiyor.
(Fotoğraflar:
AFP/ EPA)
Yanukoviç.
İRAN KENDİ S-300’LERİNİ YAPACAK
Hindistan’a ‘tarihi’ ziyaret
Dış Haberler Servisi - İran yakõnda, Rus S-300 füzelerine eşdeğer bir
hava savunma sistemi üretmeye başlayacaklarõnõ açõkladõ. Ayrõca iki
insansõz uçak üretim tesisinin açõlõşõ yapõlõrken radardan kaçabilen bir
uçağõn denemesinin de başarõyla gerçekleştirildiği bildirildi.
İran, Rusya’nõn taahhütte bulunmasõna rağmen S-300
füzelerini teslim etmemesinden yakõnõyor. İran hava
kuvvetlerinin üst düzey yetkililerinden General
Heşmatullah Kassiri Rusya’nõn S-300 füzelerini “kabul
edilemez sebeplerle” henüz teslim etmediğini söyledi.
Kassiri, dõşardan almalarõ gereken tek silahõn bu füzeler
olduğunu, ancak yakõnda İranlõ uzman ve bilim
adamlarõnõn geliştirdiği bir füze üreteceklerini, bu füzenin
S-300’lere eşdeğer ya da daha güçlü olabileceğini de
belirtti. Savaş uçaklarõ ve Cruise füzelerini vurabilen S-
300’ler, 150 km. menzilli ve saniyede 2 km.’den fazla
yol alabiliyor. İsrail, nükleer silah üretmesi
durumunda İran’õ vurmakla tehdit ederken
Tahran da İsrail’e füze saldõrõsõyla karşõlõk
vereceği uyarõsõnda bulunmuştu.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
2004’te devlet başkanlõğõnõ alamayan Yanukoviç, bu kez lider koltuğuna oturuyor
Ahmedinejad.
Emrecan Taşõmacõlõk
Gõda İnş.Turz.
Paz.San.Tic.Ltd Şti.
adõna kayõtlõ araç
ruhsatõnõ ve adõma
kayõtlõ ehliyetimi kay-
bettim. Hükümsüzdür.
MUTLU DURSUN