25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 8 ŞUBAT 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ‘İktidar sivil darbe ürünü’ ÇANAKKALE (AN- KA) - DSP Genel Baş- kanõ Masum Türker, DSP Çanakkale İl Baş- kanlõğõ’nda düzenlediği basõn toplantõsõnda darbe söylentilerine inanmadõ- ğõnõ, AKP’nin gerginlik politikasõ yürüterek ba- şarõsõzlõğõnõ örtmeye ça- lõştõğõnõ ifade etti. Tür- ker, “Mesela son çõkarõ- lan Balyoz darbesi, DSP’ye karşõ 2002 yõlõn- da yapõlmõş bir darbedir. Bu Balyoz darbesinde tabii evdeki hesap çarşõ- ya uymadõ. Balyozu kal- dõrdõlar, bize vurdular. Biz düşerken AKP çõktõ. Şimdiki mevcut iktidar zaten bir sivil darbenin ürünüdür. Bir sivil darbe gerçekleşmeseydi, AKP diye bir parti iktidara gelmezdi” diye konuştu. AKP’den Türker’e dava ANKARA (ANKA) - DSP Genel Başkanõ Ma- sum Türker’in DSP Ko- caeli İl Başkanlõğõ’nda partililere hitaben yaptõ- ğõ konuşmada anayasa değişikliğinden bahse- derken sarf ettiği, “Fakat bu değişiklik talebinin böyle bir iktidar döne- minde gelmesi talihsiz- liktir. Düşünün ki, ülke- nin en önemli ilaçlarõnõn olduğu bir kutunun önünde kuduz köpek var. Biz bu kuduz köpe- ği ihraç edip, ilacõ halka dağõtacağõz. Uzaktan taş atmakla kuduz köpek õs- lah olmaz. Yoksa her gün kuduranlarõn sayõsõ artar” sözleri dava konu- su oldu. AKP Genel Merkezi, bu sözlerinden dolayõ Türker aleyhinde, partinin kişilik haklarõnõ ihlal ettiği gerekçesiyle 25 bin TL’lik manevi tazminat davasõ açtõ. AKP binasına bombalı saldırı İstanbul Haber Ser- visi - Zeytinburnu 58. Bulvar 56 Sokak’ta bu- lunan AKP ilçe başkan- lõğõ önüne dün akşam saatlerinde bõrakõlan ses bombasõ büyük bir gü- rültüyle patladõ. Patla- manõn etkisiyle kõsa sü- reli panik yaşanõrken olay yerine çok sayõda polis ve sağlõk ekibi sevk edildi. Polis ekiple- ri, olay yerinde yaptõkla- rõ ilk incelemede patla- manõn ses bombasõndan kaynaklandõğõnõ bildirdi. Ölen ya da yaralananõn olmadõğõ patlamaya iliş- kin soruşturmanõn sür- düğü belirtildi. ‘Soruşturma jüri hakkında’ Haber Merkezi - YÖK Başkanõ Yusuf Zi- ya Özcan, Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Hayri Coşkun hakkõnda konuştu. Özcan, Coşkun hakkõnda açõlan soruş- turmanõn kendisine de- ğil, ona profesörlük ve- ren jüri hakkõnda açõldõ- ğõnõ söyledi. Özcan, jüri üyelerinin Coşkun’un makale özetlerini deği- şiklik yapmadan kendi raporlarõ olarak sunduk- larõnõ vurguladõ. Yine yağmurlu, soğuk ve hüzünlü bir İstanbul sabahı... Son aylarda en çok tartışılan konu demokrasi ve özgürlük. Kimilerine göre, demokrasi ve özgürlükler genişliyor Türkiye’de. Oysa her şey yerli yerinde, değişen bir şey yok. İlhan Selçuk’la birlikteyiz Koç Vakfı Hastanesi’ndeki odasında... Kız kardeşi Ülfet Ertel, İbrahim Yıldız ve Alev Coşkun da var yanımızda... Önce Cumhuriyet gazetesini konuşuyoruz... İlhan Ağabey, “Geçen hafta gelecektim gazeteye, olmadı ama yakında gelip arkadaşlarımla sohbet edeceğim” diyor. İlhan Ağabey’le demokrasiyi ve özgürlükleri konuşuyoruz. Diyor ki: “Türkiye’de demokrasinin önündeki engel ne MGK’dir, ne Genelkurmay’dır; ülkemizde demokrasinin önündeki engel, Meclis’i oluşturan ‘seçilmişler’dir. Hem yalnız bu Meclis değil, 12 Eylül’den bu yana seçilen Meclislerdir. Hepsi de 12 Eylül hukukuna titizlikle sahip çıktılar. 1982 Anayasası’nı tümden değiştirmeye hiçbiri yanaşmadı. İnsan hakları ve özgürlükler yolunda yeterli siyasal değişikliklerin hiçbiri yapılmadı. Sadece bazı maddeleri değiştirildi, o kadar.” İlhan Ağabey, kimi örnekler verdi dünkü sohbetimiz sırasında... Dedi ki: “Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu sayılan genel seçimlerin toplum yapısında demokrasi getirmediği, dünyanın çoğu ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de yaşanarak kanıtlandı.” İlhan Ağabey sözü TEKEL işçilerinin direnişine getiriyor: “TEKEL işçileri neredeyse iki aya yakın süredir, Ankara’nın kışına soğuğuna karşın eylemlerini sürdürüyor. Siyasal iktidara bakıyorum umurunda değil. Türkiye’de işçi sınıfı 20 yıldır ilk kez gündeme geliyor TEKEL işçilerinin direnişiyle. Halk destek veriyor. Ama medyamız bu olayı bile pek görmüyor. İşin acı yanı bu.” İlhan Selçuk on yıl önceye gidiyor, yazdığı yazılardan örnekler veriyor. 2000 yılında ekonomide yapısal uyum yasalarının hızla çıktığına değinip bir örnek veriyor: “O tarihte Başbakan, Bülent Ecevit’ti... Demokratikleşme ve özgürlüklerin geliştirilmesi konusunda Ecevit’in elini kolunu bağlayan mı vardı? Daha açık söyleyeyim asker baskı mı yapıyordu? Hayır! Başbakan yardımcıları Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz’dı. Bahçeli ve Yılmaz demokrasi istediler de karşılarına asker çıkıp ‘olmaz’ mı dedi? Çok partili rejimin yasal yapısını Avrupa ölçütlerine göre düzenlemek isteyen Meclis’in önüne topla tüfekle çıkan bir güç mü vardı? Hayır! Bugün 2010 Türkiyesi’ni yaşıyoruz. Meclis’te tek parti iktidarda. Demokrasiyi geliştirmek için ne yaptı söyler misiniz. Hiçbir şey! Önünde top, tüfek yok! Engel yok! Engel Meclis’te! Kimse kimseyi aldatmasın...” İlhan Selçuk, liderlerin, seçilmiş milletvekillerinin demokrasiyle başlarının hoş olmadığını söylüyor. Ardından sözü yaşadığımız coğrafyaya getirip ekliyor: “Türkiye’de seçim coğrafyasıyla demokrasi coğrafyası birbiriyle örtüşmüyor. Bütün sorun burada. Bir ülkede toplumsal yapı ve ekonomik yapı geriyse, seçim sandığına olduğu gibi yansıyor. Halkın oylarıyla iktidara gelen partilerin parlamentodaki çoğunluğu, Avrupa’da oluşmuş evrensel demokrasi hukukuna karşı çıkıyor. Azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki bu çelişki Türkiye’de en çarpıcı biçimde yaşanıyor. Bugün 12 Eylül’ün getirdiği Partiler ve Seçim Yasası’nın değişmesini, yüzde 10’luk seçim barajının kaldırılmasını ne AKP istiyor, ne CHP, ne de MHP. Bunu sorgulamak gerekmez mi? 1999 seçimlerinde CHP barajın altında kaldı. 2002 seçimlerinde DSP, MHP, ANAP ve DYP. Yarın AKP de aynı durumla karşı karşıya kalmaz mı?” Sohbetimiz uzayıp gidiyor... Saatime bakıyorum... Neredeyse 40 dakikadır konuşuyoruz... Azgelişmiş ya da gelişmiş ülkelerdeki çelişki... Türkiye’de tarikat-cemaat örgütlenmesi... İlhan Ağabey’in sık sık değindiği, “kul” ve “yurttaş” kavramları... Tarikat-cemaat örgütlenmesinin ağır bastığı bir toplumda demokrasi ve özgürlükler neden olanaksızdır? Çünkü demokrasi, yurttaş adı verilen özgür istençli (iradeli) kişilerin toplumunda geçerli olabilir! Bir devlet içinde “medeni ve siyasal haklara sahip kişidir” yurttaş! Türkiye’de Yurttaşlar Yasası 1926’da çıktı... Az gittik uz gittik, bunca yıl ne kadar yol gittik? Sanırım bir arpa boyu kadar! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İlhan Selçuk: Anayasanın Önündeki Engel Meclis... Cumhurbaşkanı Gül, 14 üniversitede seçim kazanan adayları değil, kaybedenleri rektör atadı. ‘Yanlış uygulamalar ülkeyi derinden sarstı’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Genel Sekreter Yar- dõmcõsõ ve İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu, “Ergenekon davasında, Susurluk bağlantılı oluşumların üzerine gidilmesini anlayışla kar- şılıyoruz. Ama sırf Cumhuriyetin değerleriyle hesaplaşmaksa bunu kabul etmeyiz” dedi. Hacaloğlu, Riva Konfe- rans Salonu’nda yapõlan CHP Diyarbakõr il kon- gresinde yaptõğõ konuş- mada, hükümetin yanlõş uygulamalarõ sonucun- da ülkenin derinden sarsõldõğõnõ belirtti. Türkiye’nin ve dev- let organlarõnõn nor- mal işleyişine kavuş- masõ, toplumda, ku- rumlar arasõ ilişkilerde, insanlar ve partiler ara- sõndaki güvenin tesis edil- mesi gerektiğini ifade eden Algan Hacaloğlu, “Ancak ne yazık ki bugünkü iktida- rın stratejisi, kurumlar arası çatışmadan çıkar sağlama şeklin- de” diye konuştu. Hacaloğlu, bazõ aydõnlarõn hedef haline getirilerek savunma mekaniz- malarõ oluşturulmadan Ergenekon sürecine dahil edildiğini ifade ederek “Ergenekon davasında, Susurluk bağlantılı oluşumların ortaya çık- tığı bir derin devlet yapılanmasının, faili meçhul cinayetlerin, çeteleş- melerin, varsa darbe girişimlerinin üzerine gidilmesini anlayışla kar- şılıyoruz. Ama sırf Cumhuriyetin değerleriyle hesaplaşmaksa bunu kabul etmeyiz” dedi. Hacaloğlu, halkõn iradesine her koşulda saygõ gösterilmesi ve TBMM’de temsil edilen tüm partilere eşit muamelede bulunulmasõ gerek- tiğini ifade ederek “Halkın oylarıyla seçilen bazı bele- diye başkanlarının ke- lepçeli şekilde gözaltına alınmalarını anlaya- mıyoruz. Halkımız huzur ve barış istiyor. Akmakta olan kar- deş kanının artık dinmesini istiyor” dedi. Algan Hacaloğ- lu, etnik kimlikler ve haklar konusundaki ta- leplere 30 yõl önce par- ti programõnda yer ver- diklerini belirterek şun- larõ söyledi: “Herkesin kimliğini özgürce yaşa- ması gerektiğini, daha hiç kimsenin bu konuda görüşünü sergilemediği 30 yıl önce savunduk. Etnik duyarlıklara demokratik çö- zümü ilk kez biz programımıza ta- şıdık. Herkes kendi anadilini öz- gürce kullanabilmeli, herkes özel radyo ve televizyonla kendi ana- dillerinde özgürce yayın yapabil- melidir. Üniversitelerde Kürt dili enstitüleri kurulmalıdır. Oysa ik- tidar partisinin programında böy- le bir şey gören var mı?” CHP GENEL SEKRETER YARDIMCISI HACALOĞLU Parti meclisi toplantõsõna sunulan MYK raporunda, ‘AKP tükenişte’ denildi CHP’den iktidar hazõrlõğõANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP’nin son parti mec- lisi toplantõsõna sunulan merkez yönetim kurulu (MYK) rapo- runda, “AKP iktidarı Türki- ye’yi derinden çok ciddi bir toplumsal depreme maruz bı- rakmıştır. Şimdi Türkiye’yi toparlama zamanı. Biz Türki- ye’yi toparlayacağız, yeni bir başlangıç için hazırız” mesajõ verildi. Raporda, CHP’nin “yok- sulluk haritasının çıkarılması, aile yardımı, 4-C’nin kaldırıl- ması, emekliye, öğretmene sa- hip çıkılması” gibi iktidar he- deflerine yer verildi. CHP’nin 5 Şubat günü yapõlan PM toplantõsõna sunulan MYK raporunda, “AKP tükenişte” denilirken “Kürt açılımının Türkiye’yi daha şimdiden teh- likeli bir kardeş çatışması or- tamına sürüklediği” kaydedil- di. Raporda, darbe tartõşmala- rõyla ilgili olarak “Ne TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. mad- desi, ne de hukukumuzun hiç- bir maddesi, koşullar ne olur- sa olsun, hiçbir kişi veya ku- ruma, demokrasimize hukuk dışı müdahalede bulunma yet- kisi vermemektedir. CHP olarak TSK’nin demokratik rejime olan bağlı- lığından hiçbir kuşku duymu- yoruz. Geçmişte darbelere kar- şı en kararlı karşı duruşu ser- gilemiş olan CHP, bugün de, yarın da her her türlü hukuk ve yasadışı kalkışmalara karşı de- mokrasimizin güvencesidir” görüşüne yer verildi. MYK ra- porunda “Eğer iktidar bu yolda yürümeye devam ederse, yani virajı alamazsa çok daha vahim gelişmelerin yaşanılması kaçı- nılmaz olacaktır. Şimdi Türkiye’yi toparlama zamanı. Türkiye’yi toparlaya- cağız. En geç 1.5 yıl sonra, ama bilinmez belki daha önce bu gidişe bir son vereceğiz. Türkiye artık mutlaka yeni bir başlangıç yapmalıdır. Bu başlangıç Türkiye’nin bu tab- losunu derleyip toparlayacak, Türkiye’nin bünyesini güçlen- direcek, sağlığa kavuşturacak, rehabilite edecek tedbirleri bir an önce devreye koymalıdır” denilirken CHP’nin iktidar prog- ramõyla ilgili olarak da şu gö- rüşler dile getirildi: ? Türkiye’nin parametrelerini değiştireceğiz, Türkiye’nin yö- netim önceliklerini değiştireceğiz, Türkiye’nin temel siyasetinin eksenlerini değiştireceğiz. Bi- rinci temel nokta, yeni bir eko- nomi, yeni bir sanayileşme ve is- tihdamõ arttõracak yeni bir poli- tikadõr. Yoksulluk haritası ? Yoksullukla mücadele için bir yoksulluk haritasõ çõkarõla- caktõr. Türkiye’nin yerleşme ha- ritasõ esas alõnarak devletin özel ilgi göstermesi gereken yoksul- luğun kendisini gösterdiği alan- lar, yerleşme yerleri devlet tara- fõndan tespit edilecektir. ? Aileye her koşulda sahip çõ- kacağõz. Her ailede mutlaka bir kişinin iş sahibi olmasõnõ gerçekleştirmek için devlet ve yerel yönetimler ellerin- deki bütün imkânlarõ kullan- maya yönledirilecektir. ?Emekliye sahip çõkacağõz. Hiçbir emekli insan parasõnõ sadece kendisi için harca- maz. Aileye ulaşmanõn yolu emekliye sahip çõkmaktõr. O nedenle sosyal demokrat bir iktidar döneminde emeklile- rin yüzü gülecektir ki emek- liler işsiz kalmõş oğlunun da yüzünü güldürsün, tayini çõk- mamõş öğretmen kõzõnõn da yüzünü güldürsün, boynu bü- kük torununun da yüzünü güldürsün. ? 200 bin kadar öğretmen yetiştirilmiş, diplomasõnõ al- mõş; görev almaya hazõr ama hâlâ atanamamõş durumda boynu büyük durmaktadõr. Türkiye’de yine 200 bine ya- kõn öğretmen açõğõ ortada durmaktadõr. Bunun bir an önce ortadan kaldõrõlmasõ lazõmdõr. Öğret- menlerin derhal Türkiye’nin eğitimine, çocuklarõmõzõn ge- leceğe hazõrlanmasõ görevine dönüştürülmesi, devreye so- kulmasõ mutlak bir ihtiyaçtõr. ? 4/C uygulamasõna CHP iktidarõnda son verilecektir. Çalõşma yaşamõna hâkim olan çağdõşõ yapõ çok köklü şekil- de değiştirilecektir. ? Yolsuzluklarla mücade- lenin en temel adõmõ olarak milletvekili dokunulmazlõklarõ kaldõrõlacaktõr. Merkez yönetim kurulu raporunda, “Şimdi Türkiye’yi toparlama zamanõ. Biz Türkiye’yi toparlayacağõz, yeni bir başlangõç için hazõrõz” mesajõ verildi. Mustafa Sarõgül, ülkede iktidarõ teslim alacak bir muhalefetin olmadõğõnõ söyledi TDH’den miting gibi açılış İstanbul Haber Servisi - Partileşme ça- lõşmalarõnda sona yaklaşan Türkiye Değişim Hareketi (TDH) lideri Mustafa Sarıgül, “AKP iktidarı yıprandı, enerjisi ve heye- canı bitti. İktidarı teslim alacak bir mu- halefet yok ama. Tek çare, Türkiye Deği- şim Hareketi’dir” dedi. Sarõgül’ün konuş- masõnõ yaptõğõ sõrada arkasõndaki binada CHP lideri Baykal’õn posteri açõldõ. Şişli Belediye Başkanõ Sarõgül’ün önderli- ğinde partileşme çalõşmalarõnõ sürdüren TDH, il ve ilçe merkezlerinin açõlõşlarõna devam edi- yor. TDH lideri Mustafa Sarõgül, dün TDH Maltepe İlçe Merkezi’nin açõlõşõnda yüzlerce yurttaşa seslendi. Maltepe Meydanõ’nda yurttaşlara sesle- nen Sarõgül, Maltepe’de iktidara hazõrlõk merkezinin açõlõşõnõ yaptõklarõnõ belirterek “TDH artık tünelin ucundaki ışıktır. 6 mil- yon insanımız işsiz. 15 milyon yurttaşımız asgari ücret sınırı ile karşı karşıya. Türkiye 40 derece ateş ile yanıyor. Biz buna çare bulmak için meydanlardayız” dedi. Sarõgül, TBMM’de başkanvekili Güldal Mumcu ile eski TBMM Başkanõ Bülent Arınç arasõndaki tartõşmaya da atõfta bulunarak, iktidar ve muhalefet partilerini eleştirdi. Mumcu ile Arõnç arasõndaki polemik için “Meclis’in ha- lini görüyorsunuz. Bu kavganın sonu ko- lay kolay gelmez” değerlendirmesini yapan Sarõgül, “İktidar yıprandı. İktidarı teslim alacak bir muhalefet yok ama. İktidarı siz teslim alacaksınız. Benim rütbe heyecanım yok. Benim ülkeme hizmet heyecanım var” diye konuştu. TEKEL işçilerinin mücadele- sine iktidar ve muhalefetin kulak vermesi ge- rektiğini vurgulayan Sarõgül, AKP ve CHP’ye “Maltepe Meydanı’ndan TEKEL işçileri- ne selam olsun. TEKEL işçilerimizin şan- lı direnişini sonuna kadar destekliyoruz. Buradan iktidara sesleniyorum: Devlet yönetiminde kavga olmaz. Muhalefete ses- leniyorum; TEKEL işçileri üzerinden prim yapmayın. Gidin Başbakan’la oturun ve TEKEL işçilerinin sorunlarını çözün” söz- leriyle seslendi. Maltepe ilçe başkanlõğõ açõ- lõşõnda eski Adalet Bakanõ Mehmet Moğul- tay ve eski DİSK Genel Sekreterliği’nin ya- nõ sõra 18 ve 19. dönem milletvekilliği yapan Ahmet Fehmi Işıklar da TDH’ye katõldõ. Baykal’a gönderme TDH’yi yurttaşlara anlatan Sarõgül, CHP li- deri Baykal’a da yükledi. CHP’yi parti içi de- mokrasiyi sağlayamamakla eleştiren Sarõ- gül, TDH’nin en önemli özelliğinin sağlam bir demokrasiyi yaşatma isteği olduğunu vurgu- ladõ. Baykal’a “Kendi delegenle genel baş- kan olabilirsin ama iktidar olamazsın” di- ye seslenen Sarõgül, TDH’de partide genel baş- kanõnõ delegelerin seçmeyeceğini, üyelerin se- çeceğini söyledi. Sarõgül konuşmasõnõ yaptõ- ğõ sõrada kalabalõğõn arasõnda gördüğü men- dil satan yaşlõ bir kadõnõ da otobüsün üzerine çõkararak söz verdi. Yaşlõ kadõnõn elini öpen Sarõgül, sattõğõ tüm mendilleri de satõn aldõ. CHP’lilerden tepki Sarõgül’ün konuşmasõnõ yaptõğõ sõrada ar- kasõndaki binada CHP lideri Baykal’õn pos- teri açõldõ. Sarõgül, Baykal posteri açan CHP’lilere, “Bunlara karşı 40 yıldır uşak- lık yapanları görüyorum. Onlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar da bizimle bera- ber olacaklar. Ankara’ya iktidarı teslim al- maya gittiğimizde arkadaşlarımızı davet edin, gelsinler” dedi. CHP’liler, Sarõgül’ün sözlerine sloganlar atarak tepki gösterdi. Maltepe ilçe başkanlõğõ açõlõşõnda eski Adalet Bakanõ Mehmet Moğultay ve eski milletvekilli Ahmet Fehmi Işõklar TDH’ye katõldõ. Mustafa Sarıgül, Maltepe’de iktidara hazırlık merkezinin açılışını yaptıklarını belirtti. İnsanlar ve partiler arasõndaki güvenin tesis edilmesi gerektiğini ifade eden Hacaloğlu, “Ancak ne yazõk ki bugünkü iktidarõn stratejisi, kurumlar arasõ çatõşmadan çõkar sağlama şeklinde” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle