18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CARLO PETRİNİ 2009 Ağustosu’nda Suudi Arabistan Kralõ Abdullah, Etiyopya’da ilk princin üretilmesini kutladõ. Princi, arpa ve buğday izleyecek. Körfez’deki başka devletler gibi çölün ortasõnda gelişen Suudi Arabistan, gõda sorununu Kõzõl Deniz’in öte yakasõndaki, Fildişi Cumhuriyeti, 10 milyon insanõn açlõkla mücadele ettiği Etiyopya ya da Darfur trajedisinin etkisinden bir türlü çõkamayan Sudan’da tarõm yapõlabilir arazilerin tekelini eline geçirerek çözmeye karar verdi. Bu, yaklaşõk 15 ay önce başlayan yeni bir olgu ve henüz üzerinde yeterince araştõrma yapõlmadõ, (çünkü ülkeler arasõndaki birçok anlaşma gizli tutuluyor). Dünyanõn en yoksul ve aç kõtasõnda toprak ve gõda şeytanca bir yöntemle çalõnõyor. Hırsızlığın kahramanı hükümetler Etiyopya, Mali, Sudan, Gana ve Madagaskar’da milyonlarca hektar toprak yirmi, otuz hatta doksan yõllõğõna Çin, Hindistan ve Güney Kore’ye devasa yatõrõm sözleri karşõlõğõnda verildi. Seul, şimdiden Afrika’da 2.3 milyon hektar toprağa sahip, Pekin’in 2.1, Suudi Arabistan’õn 1.6 ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ise 1.3 milyon hektar toprağa sahip olduğu biliniyor. Bir başka yenilik de bu şeytanca projenin kahramanlarõ olan hükümetler. Bir yanda varlõklõ ama toprağa gereksinim duyan ülkeler var, genelde her türden yolsuzluğun döndüğü hükümetler. Bir miktar para, teknoloji ve altyapõ yatõrõmõ karşõlõğõnda henüz bütünüyle tarõm toplumlarõ olan bir kõtanõn toprağõna göz dikiyorlar. Öte yandan hiçbir Afrikalõ çiftçinin toprak sahibi olmasõ mümkün görünmüyor. Afrika kõtasõnda toprak sahibi olma ya da kiralama hakkõ mevcut topraklarõn yüzde 2 ila 10’u için tanõnõyor. Genelde uluslararasõ anlaşmalarõn öngördüğü koşullar değil, yerel ölçekte tanõnan geleneksel kurallar dikkate alõnõyor. Böylece birkaç kuşaktõr tarõm arazisi şeklinde yõllardõr oturulan, ekilen ve kullanõlan nice toprak, yeterince yararlanõlmayan arazi olarak görülüyor. Çin gibi kendi evinden yerli işgücünü getirenler de var Afrika’ya. 2000 yõlõndan bu yana Afrika’ya göçü teşvik eden Çin, bu yöntemle kendi iç nüfus sorununa çözüm getireceği inancõnda. Çin’in yeni keşfi Uzak Batõ’da 800 bin Çinli şirket bulunuyor, demiryolu, yol, baraj inşa ediyor, petrol, maden ve ahşap gibi maddeleri kullanõlabilir hale dönüştürüyor, ekonomik ürünleri pazara sunuyor. İflas eden ‘yeşil devrim’ ısıtılıyor Hükümetlerin yanõnda özel yatõrõmcõlar var: Ekonomik kriz sonrasõ birçoğu somut yatõrõm yapõlabilecek mala mülke göz dikti. Toprak, gõda ve enerji kaynaklarõ listenin ilk sõrasõnda. Bu yönde “Ekilebilir Alanların Uluslararası Ticareti” başlõklõ ilk konferansõn 2009 Ağustosu’nda New York’ta düzenlenmesi rastlantõ değildi… Yabancõ yatõrõmcõlar geldiği zaman Afrika kõtasõndaki arazilerde ne oluyor? Bölgesel çeşitliliği temel alan geleneksel tarõmdan bir tek ürünün (pirinç, soya, hurma yağõ) üretilmesini ve ihracõnõ hedef alan endüstriyel tarõma geçiliyor. Bu süreçte gübre ve tarõm ilacõ gibi kimyasal ürünlerin kullanõmõ da katlanarak artõyor. Söz konusu topraklar bütünüyle yoksullaştõğõ zaman yabancõ yatõrõmcõlar başka bir alana yönelmekte zorlanmõyor. 1960’lõ yõllarda Ford ve Rockefeller vakõflarõ ve Dünya Bankasõ’nõn parasal kaynağõ ile ortaya atõlan Afrika kõtasõndaki açlõk ve yoksulluk sorununa teknolojik yatõrõm ve endüstriyel tarõmla çözüm arayõşõ getiren “yeşil devrim”, her şeyi 50 yõl geriye götüren eski bir formül gerçekte. Bu stratejinin tümüyle iflas ettiği ve işlemediğinin kanõtlarõ ortada, örneğin 1970 yõlõnda Afrika’da yeterince beslenemeyenlerin sayõsõ 80 milyon dolayõnda iken, on yõl sonra bu rakamõn iki kat arttõğõ gözleniyor. 2009 yõlõnda ise Afrika’da 250 milyon kişinin açlõkla mücadele ettiği bilinen bir gerçek. Bununla beraber gõda güvenliği adõna AGRA (Alliance for a Green Revolution in Africa) ya da Afrika’da “Yeşil Bir Devrim için İşbirliği” adlõ bir proje hayata geçirilmeye çalõşõlõyor. Bu projenin simgesel ürünlerinden biri, “Afrika için Yeni Pirinç” adõyla sunulan Nerica pirinci. Bu pirinç, ancak endüstriyel tarõm ve kimyasal katkõ maddeleri kullanõldõğõ zaman verimli bir üretim sağlõyor. Bu pirincin tohumlarõnõ elinde bulunduran ve satõşõnõ yapan çok az sayõda şirket ciddi anlamda para vurgunu yapõyor, çünkü Nerica’nin üretilmesi için her yõl satõn alõnmasõ gerekiyor. Yõllardõr yerli geleneksel yöntemlerle pirinç tarõmõ yapan Mali ve Liberya gibi ülkelerin çiftçilerinin uygulamasõ mümkün görünmeyen bir sistem. Bu stratejinin ardõnda kim var? Bilinen isimler: Rockefeller Vakfõ, Dünya Bankasõ, USAID (ABD Uluslararasõ Kalkõnma Ajansõ) ve Afrika ile dayanõşmaya karar veren Bill Gates. Geleneksel ürünler yok oluyor Pirinç, bir örnek: AGRA patenti alõnmõş çok sayõda yeni ürünü piyasaya sunmayõ hedefliyor. Bu sektöre girmeye çalõşan firmalarõn sayõsõ mantar gibi çoğalõyor. Afrikalõ çiftçilere ilk bir yõl boyunca ücretsiz tohum ve gübre verilirken (sonraki üç, dört yõlda indirim yapõlõyor) Afrikalõ köylüleri birkaç kuşak beslemiş olan geleneksel ürünler özetle yok oluyor. Sömürgeciliğin ortadan kalkmaya başladõğõ 1960’lõ yõllarõn başõnda Afrika ülkeleri günlük gereksinimlerini karşõlayabilecek düzeyde ürün üretebiliyor ve ihraç dahi edebiliyorlardõ. Oysa bugün hemen hepsi gõda maddelerini ithal etmek zorunda. Dakar’õn merkezinde Batõ Afrika’nõn en büyük gõda pazarõ Sandaga’da Portekiz, İspanya, İtalya ve Yunanistan’dan gelen meyve sebzeyi yerli ürünlerin yarõ fiyatõna satõn almak mümkün. Bu Avrupa’daki tavuk çiftliklerinden gelen tavuk kanadõndan Amerikan pamuğuna ve Tayland pirincine kadar pek çok ürün için geçerli. Batõ, endüstriyel tarõmõn ürünlerini elde ettiği kamu desteğinin yardõmõyla yerli çiftçilerin yok olmasõna neden olarak yoksul ülkelerin pazarlarõnda çok ucuz fiyatlara satõyor. Afrika kıyılarında talan Denizde de durum pek parlak sayõlmaz. Avrupa ülkeleri, Çin, Japonya ve Rusya’nõn donanmalarõ yerel ülke yönetimlerinin balõk avlama lisanslarõnõ satõn alarak Afrika kõyõlarõnõ talan ediyor. Afrika sahillerinde 9 milyon kişinin küçük balõk avcõlõğõndan geçimini sağladõğõ dikkate alõndõğõnda, kõyõlardaki yerli balõk avcõlarõ da darmadağõn ediliyor. Bir anlamda Afrikalõ balõkçõlar, yabancõ şirketler tarafõndan işletilen balõk fabrikalarõna hizmet eden işçilere dönüşüyor. Ne yazõk ki çoğu zaman teknelerini göçmen ticareti yapan kişilere gülünç fiyatlara satmak zorunda kalõyorlar. Açõk denizde seyretmeleri mümkün olamayan bu teknelerde yeni bir yaşam umudu için Akdeniz’i aşmaya çalõşan binlerce göçmen yaşamõnõ yitiriyor. Sosyolog Jean Ziegler’õn şu sözüne yer vermeden geçemeyiz: “Bir yandan Afrika’da açlığa zemin hazırlanıyor, öte yandan açlığın sığınmacılarını suçlu görüyoruz.” 1987’de öldürülmesinden birkaç yõl önce önce Burkina Faso’nun yöneticisi, devrimci Thomas Sankara’nõn dile getirdiği şu sözleri de anmamõz gerekir: “Afrika’yı Afrikadakilere geri vermek gerekiyor.” İtalyancadan çeviren: Aslı Kayabal (La Repubblica Gazetesi, 26 Ocak 2010) CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 8 ŞUBAT 2010 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN [email protected] DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Başkan Obama’nın İşi Kolay Görünmüyor... Dünyanõn en yoksul ve aç kõtasõnda toprak ve gõda şeytanca bir yöntemle çalõnõyor... Afrika’dan yiyecek çalan kim? Etiyopya, Mali, Sudan, Gana ve Madagaskar’da milyonlarca hektar toprak yirmi, otuz hatta doksan yõllõğõna Çin, Hindistan ve Güney Kore’ye devasa yatõrõm sözleri karşõlõğõnda verildi. Seul, şimdiden Afrika’da 2.3 milyon hektar toprağa sahip, Pekin’in 2.1, Suudi Arabistan’õn 1.6 ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin ise 1.3 milyon hektar toprağa sahip olduğu biliniyor. ABD Başkanı Barack Obama’nın, iktidarının birinci yılında W.Bush yönetiminin sekiz yıllık icraatı ve ardından gelen finansal krizin ekonomide ve dış ilişkilerde yarattığı enkazın kaldırılmasında bir hayli zorlanacağı anlaşılmaktadır. Aşağıda özetlemeye çalıştığımız 2011 bütçe tasarısı ve “açığı”, ana hatlarına bakıldığında önümüzdeki günlerin Başkan için hiç de kolay olmayacağını ortaya koymaktadır. Başkan’ın 1 Şubat’ta Kongre’ye gönderdiği 2011 bütçe tasarısı, bir yandan harcamaları kısarken öbür yandan istihdamın yaratılmasına yönelik önlemler içermektedir. 3.830 milyar dolara ulaşan 2011 bütçesinin açığı da yine rekor düzeylerde görünmektedir. Ancak yeni olan, zenginlere yönelik vergi arttırımları ve hükümetin çok sayıda harcamalarının dondurulmasıdır. Şu sözler Başkan’ın: “Savaştayız, ekonomimizin iki yıllık istihdam kaybı yedi milyona ulaşmıştır. Açık bu yıl 1.560 milyar dolarla rekor düzeylerdedir.” Biraz da bu yüzden Kongre’ye sunulan bütçe tasarısı hükümetin, savunma ve ulusal güvenlik dışındaki harcamalarının üç yıl süreyle dondurulmasını, enerji üreticilerinin ve gelirleri yılda 250 bin doları aşanların vergilerinin arttırılmasını kapsamaktadır. “Eğer her şey normal seyrinde gitmiş olsaydı, o zaman bütçe açığının aşağı çekilmesi mümkün olabilirdi. Ancak ekonominin desteklenmesi için önlemler alınmasının yanında krizi yaratan sorumsuzlukların yinelenmesinin önünü kesecek önlemlerin alınması da gerekiyordu.” Başkan’a göre; söz konusu açığın akşamdan sabaha aşağı çekilmesinin olanağı yoktur. Ekonomi canlanma aşamasınadır. Ailelerin yardıma olan ihtiyaçları devam etmektedir. Ayrıca, kalkınmaya yeniden dönmek için Başkan 2011’de vergilerin yüzde 19 arttırılarak 2.567 milyar dolara ulaşılmasını hedeflemektedir. Bununla 2010’da yüzde 2.7, 2011’de yüzde 3.8’lik bir kalkınma hızı öngörülmektdir. Ancak Cumhuriyetçiler aynı kanıda değillerdir. Onlara göre bütçe açığı Başkan’ın hükümetin harcamalarını gerektiği şekilde denetleyememesinden kaynaklanmaktadır. Buna karşılık Başkan Obama, iktidara geldiğinde 1000 milyar dolar açığın varlığından söz etmekte, eski yönetimin sorumlusu olduğu finansal krizin önünü kesmek, ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için milyarlarca dolar harcamak zorunda kaldığını öne sürmektedir. Ancak Başkan Obama’nın sıkıntıları salt bunlarla sınırlı değil. İç politikada istediği gibi gerçekleşmesini sağlayamadığı “sağlık sigortası”, Senato seçimlerinde yenilgiye uğraması bir yana bırakılırsa küresel planda bir biçimde çözüme ulaştırması gereken düzineyle dış sorun mevcut bulunmaktadır. Ardında sorun bırakmadan -ki bu neredeyse olanaksız görünmektedir- Irak’tan askerlerini çekmesi, Afganistan’da NATO’lu müttefikleriyle birlikte 40 bini aşan asker gücüne ulaşmasına karşın hâlâ Taliban’ı, savaşla mı, yoksa rüşvetle mi dize getirileceği bilinmeyen yeni strateji ve taktiklerin uçuştuğu bir ortamda çözüm Kafdağı’nın ardında görünmektedir. Ne var ki daha da vahim olan Başkan Obama’nın, savaşçı olarak nitelenen selefi W.Bush’tan çok daha savaşçı olduğuyla ilgili savlardır. Buna inanmak zor. Ne ki gerçekler bu iddiaları doğrular görünmektedir. Nitekim Başkan Obama’nın 2010 bütçe tasarısında 1983’ten bu yana ilk kez yüzde 10 sınırını aşan işsizlikle savaşın öncelikler arasında yer almasına karşın 2009 Nobel Barış Ödülü’ne sahip bir Başkan’ın bütçesinde savaşa ve silahlanmaya önemli kaynaklar ayırması, adı gözü kara savaşçıya çıkan W.Bush’un yolunu izlediği, dahası bu konuda selefini geride bıraktığı görülmektedir. Başkan Obama savaş harcamalarına, Kongre tarafından daha önce onaylanan 130 milyar dolara yeni bütçede Afgan savaşının devamı için 33 milyar dolar daha eklemiştir. Pakistan’ın radikal unsurlarla savaşı için 1.2 milyar dolar, ekonomisine destek için ise 1.3 milyar dolar ayrılmıştır. 28 Ocak 2010’da Londra’da gerçekleşen Uluslararası Afganistan konferansından iki hafta önce müttefik kurmay başkanlıklarına sunulan bir NATO raporu Obama’nın sözü edilen savaşçı eğilimini doğrulamaktadır. Obama beklenenin aksine Afganistan, Pakistan ve Yemen’i W.Bush’a oranla çok daha fazla bombalamaktadır. Sözü geçen rapora göre Afganistan savaşı 2009’dan bu yana ivme kazanmıştır. Bu gelişmeler, ne yazık ki Başkan Obama’nın barışçı imajını gölgelemektedir. Bir Fransız yorumcusu Başkan’daki bu değişimin onun “sistemin tutsağı” olmasından kaynaklandığını ileri sürmektedir. W.Bush’un savaşçı ekibinde yer alan, aralarında Pentagon’un patronu, ordular kumandanı, özel operasyonlar bakan yardımcısı, Ulusal Güvenlik Konseyi direktörü ve CIA direktör yardımcısından oluşan beş üst düzey yöneticinin Obama’nın ekibinde de yer alması bu savı, ne yazık ki, yeteri açıklıkla doğrulamaktadır! B A Ş S A Ğ L I Ğ I Gazetemiz çalışanı Mahmut GÜNDÜZ’ün annesi YAŞAR GÜNDÜZ vefat etmiştir. Merhume Allah’tan rahmet, arkadaşımıza ve yakınlarına başsağlığı dileriz. cÇalışanları T.C. KEMER İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 2009/1869 ESAS Menkulün Açõk Arttõrma İlanõ Bir borçtan dolayõ hacizli bulunan ve aşağõda cins, mik- tar ve kõymetleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõştõr. Birinci artõrma 03/03/2010 günü saat 10:00-10:10 arasõnda hükümet binasõ l.kat icra müdürlüğü yanõ Kemer adresinde yapõlacak ve o günü kõymetinin % 60’ õna istekli bu- lunmadõğõ takdirde 08/03/2010 günü aynõ yer ve saatler arasõnda 2. artõrma yapõlacağõ, şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bundan baş- ka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satõş bedeli üzerinden alõnacak KDV’nin ve damga resminin ve tellaliye harcõnõn alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõndan görülebileceği, masrafõ verildiği takdir- de şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. Teslim masraflarõ alõcõya aittir 28/01/2010 Lira: 150.000,00 Malın cinsi (Önemli nitelik ve özellikleri): ANTALYA İLİ KEMER İLÇESİ - KUZ- DERE ARSA VE KONUT YAPI KOOPERATİFİNDE BORÇLUNUN 1/40 HİSSESİ MEVCUT OLUP, 7 NOLU HİSSE BORÇLU ADINA KAYITLIDIR. BORÇLUNUN HİSESİNİN BEDELİ 150.000,00 TL’DİR. (Basõn:7629) T.C. ANTALYA 7.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 4901-2007 Bir borçtan dolayõ hacizli bulunan,Tapu Kaydõ: Antalya ili Muratpaşa ilçesi Alan Mah.7956 ada 15 parsel C Blok kat 5 14 Nolu bağõmsõz bölüm 4/292 arsa paylõ mesken taşõnmaz. Özellikleri: Taşõnmaz Meydankavağõ Mah. 12. Cadde 1610 Sokak adresindeki Turunç Sitesi C Blok Apartmanõ’nõn olduğu yerdir. 1610 Nolu Sokak üzerinde doğusunda yer almaktadõr. 12. Cadde’nin kuzeyinde yer almaktadõr. Turunç Sitesi C blok 14 Nolu bağõmsõz bölümdür. Belediye ve altyapõ hizmetleri gelmiştir. Yapõ betonerme karkas yapõdõr. Zemin kat +9 normal kat olarak inşa edilmiş, Turunç Sitesi C Blok Apartmanõ’nõn 6. katõnda kuzey-güney-doğu cep- heli bir dairedir. Meskendir. 140 m2 alana sahiptir. İçinde 1 salon, 3 oda mutfak, hol, koridor, banyo, WC bölümleri ile 2 balkonu vardõr. İç ve dõş duvarlarõ sõvalõ ve boyalõdõr. Salon ve oda tabanlarõ laminant kaplõ, duvarlarõ saten bo- ya, tavan köşelerinde kartonpiyer vardõr. Holde alçõ kemer vardõr. İç kapõlar Amerikan panel kapõdõr. Pencereler ve bal- kon kapõlan PVC doğramadõr. Mutfak tezgâhõ, mermerit olup tezgâh altõnda ve üstünde MDF dolaplarõ vardõr. Islak zeminler seramik kaplõdõr. Daire giriş kapõsõ çelik kapõdõr. Yer aldõğõ apartmanda asansör vardõr. Elektrik ve su tesi- satlõdõr. Daire içinde kiracõ bulunmaktadõr. İmar Durumu: Taşõnmaz ayrõk nizam, E=0,80 emsalli, kat adedi 4, saçak seviyesi kat adedine göre belirlenecektir. Yollardan çekme mesafesi 5 mt’dir. Değeri: 140.000,00 TL Satõş Saati: 14.30 - 14.40 Açõk artõrma suretiyle satõlarak paraya çevrilecektir. Satõş Şartlarõ: 1- Satõş 16.03.2010 Salõ günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nde açõk artõrma suretiy- le yapõlacaktõr. Bu artõrmada tahmin edilen kõymetinin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklõlar varsa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şarti ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en çok artõranõn taahhüdü baki kal- mak şartõyla 26.03.2010 Cuma günü yukarõda yazõlõ saatler arasõnda Antalya 7. İcra Müdürlüğü’nde ikinci artõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu artõrmada da bu miktar elde edilememişse taşõnmaz en çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere ar- tõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok artõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artõrma bedelinin malõn tah- min edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geçmesi lazõmdõr. Böyle fazla bedelle alõcõ çõkmazsa sa- tõş talebi düşecektir. 2- Artõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetinin % 20’si nispetinde pey akçesi (Türk Lirasõ veya devlet tahvili dõşõndaki döviz kabul edilmeyecektir.) veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu sa- tõm harcõ satõş bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masraflarõ ile KDV, tapu alõm harcõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa da- ir olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr; aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefil- leri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden mü- teselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve temerrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak iste- yenlerin yukarõda yazõlõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ ile satõş ilanõn tebliğ edilemeyen alakadar- lara tebliğ yerine kâim olacağõ ilan olunur. 19.01.2010 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. (Basõn: 7628)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle