Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
24 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Neler Oluyor?
Karayoluyla İstanbul’dan Ankara’ya geldim
dün öğle saatlerinde. İstanbul’dan sabah çıktık,
iki saat sonra Bolu’yu geçince mola verdik.
Bulunduğumuz yerde insanları gözledim. Ne
televizyon izliyorlardı ne de gazete okuyorlardı.
Belki de dün olup bitenlerden haberleri
yoktu ya da ilgilenmiyorlardı.
Oysa ortalık toz duman içindeydi...
Aralarında emekli general, muvazzaf amiral
ve subayların da bulunduğu 49 asker gözaltına
alınmıştı.
Toplum yine ikiye ayrılmıştı...
“Askeri vesayete darbe indi” diyenler,
hukukun üstünlüğünü, adalette eşitliği unutmuş
görünüyorlardı.
Kimileri Balyoz’un Ergenekon sürecinin
“ayağı” olduğunu savunuyor, kimileri tam tersini
düşünüyorlardı. Kimileri askerin içinde bir
hesaplaşmadan söz ediyordu.
Elimizde bir dosya yoktu, özel yetkili savcılar
bakıyordu olaya...
Bizler de olup bitenleri ya televizyonlardan
ya da gazetelerin haber merkezlerinden
izliyorduk.
Yol boyunca gazeteleri okurken, yandaş
medya yine yapacağını yapmış, gözaltılarla
ilgili kararını çoktan vermişti.
Haber ve yorumlarda bir hesaplaşma ve öç
alma duygusu öne çıkıyordu...
Öteden beri hem askeri vesayete hem de sivil
vesayete karşı çıkıyorum... Ne yeni devlet ne
eski devlet diyorum...
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının
kanlarıyla canlarıyla 1923’te kurduğu laik
demokratik cumhuriyeti savunuyorum.
Meslek yaşamımda 12 Mart ve 12 Eylül’ü
yaşadım...
12 Eylül darbesi solcuların, sosyalistlerin ve
devrimcilerin üzerinden silindir gibi ezip geçti;
dincileri, tarikatçıları korudu.
Benim kuşağım hem 12 Mart’ta hem de 12
Eylül’de acılar yaşadı, işkencelerden geçip
zindanlarda yattı.
Demokrasiden, özgürlüklerden ve hukuk
devletinden yana tavrım bu yüzden!
Yol boyunca gazeteleri okurken aklıma bir
soru geldi:
“Türkiye 12 Eylül’le hesaplaşsaydı bugün bu
değerli komutanlar acaba gözaltına alınır
mıydı?”
Ne o komutanlar gözaltına alınırdı ne de AKP
üst üste iktidar olurdu...
Önceki gün gazetede arkadaşlarla
konuşurken, söz dönüp dolaşıp 28 Şubat
sürecine takıldı...
Eğer Erbakan Hoca’nın “Milli Görüş”ü
Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmasaydı,
bugün siyaset sahnesinde AKP olur muydu?
Siyasi partileri kapatarak laik demokratik
rejimin korunamayacağını bazı kafalar hâlâ
anlamış değil.
Kimileri “Asker darbe yapsa da bizi AKP’nin
elinden kurtarsa” diyerek sızlanıyor.
Türk halkı kolaycı bir toplum!
Bu yüzden demokrasi mücadelesinden
kaçıyor...
Ankara’da TEKEL işçilerinin eylemi sürerken,
gözüm televizyon ekranlarında...
Tam bu sırada yine aklıma takılan bir başka
soru:
“Dinci, tarikatçı ve yandaş medya askeri
vesayete balyoz indiğini söylerken neden
ağızlarına sivil vesayeti almıyor?”
AKP, iktidar olduğu 2002-2005 yılları arasında
yaşananların hesaplaşmasını mı yapıyor yoksa
demokrasi ve özgürlükleri genişletmek için
çaba mı harcıyor?
Demokrasi ve özgürlük kavramları AKP için
maske... AKP’nin işi yargı ve askerlerle...
İşlerine geldiğinde yargıyı savunuyorlar, işlerine
gelmediğinde “Yargı bağımsız ve tarafsız olmalı”
diyorlar.
1 Mayıs’ta, işçi eylemlerinde yaşananları
anımsayın bir kez...
AKP iktidarı kendi medyasını yarattı, kendi
sermayesini kurdu... Şimdi sırada yargı ve TSK
var!
Elbet TSK sütten çıkmış ak kaşık değil... Ama
bizim siyaset sahnemizde askerlere taş çıkartan
öyle sivil generaller var ki, “demokrasi diye
diye” sivil vesayete alkış tutuyor, her yapılanı
doğru sayıyor.
Türkiye’de adalet herkese eşit mi?
Başbakan Erdoğan’ın gizli dinleme kayıtlarını
“Aydınlık dergisi”nde yayımlayan Ufuk
Akkaya ve Deniz Yıldırım 9 Kasım 2009’dan
beri tutuklular.
Ya Orgeneral İlker Başbuğ’un gizli dinleme
kayıtlarını internet sitesinde yayımlayanlar?
Onlar Başbakan’ın uçağında VIP konuğu
gazeteciler!..
Demokrasi ve özgürlükler... Hukuk ve
adalette eşitlik...
Herkese gereklidir gün geldiğinde...
Erzincan-Erzurum hattında yaşananlar,
Başsavcı İlhan Cihaner’in tutuklanması...
ABD güdümünde neoliberal İslamcı ve
tarikatların sarmalında bir siyasal iktidar
Türkiye’ye demokrasi ve özgürlük mü
getirecek, yoksa böyle gözaltıları sürdürerek
bir baskın seçim mi yapacak?
Hep söylüyorum:
“Sandıkla gelen sandıkla gider!”
Bu tümce İlhan Selçuk’un!
“Asker darbe yapsın ve bizi kurtarsın” diyen
kesime bir kez daha duyurulur!
Ve Ankara’da akşam saatleri...
Genelkurmay Karargâhı’nda “Generaller
Zirvesi” yapılıyor.
Ankara’da sıkıntılı ve gergin bir hava var!..
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Angela Merkel
gelecek
BERLİN (AA) -
Almanya Federal
Meclisi’nin eski Başkanõ
Rita Süssmuth, başkent
Berlin’deki Kreuzberg
Eğitim Merkezi’ni
(BWK) ziyaret etti.
Süssmuth, BWK’yõ
ziyareti sõrasõnda,
Almanya Başbakanõ
Angela Merkel’in 29-30
Mart’ta Türkiye’yi
ziyaret edeceğini söyledi.
Başbakanlõk tarafõndan
ise henüz bu konuda bir
açõklama yapõlmadõ.
‘Suçları tezkere
çıkmaması’
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Genel Başkanõ
Masum Türker katõldõğõ
bir konferansta, “Balyoz
Planõ” iddialarõna ilişkin
soruşturma kapsamõnda
yapõlan operasyonlarda
eski komutanlarõn
gözaltõna alõnmasõna
ilişkin olarak, “Bu
generallerin tamamõnõn
suçu nedir biliyor
musunuz? Irak tezkeresi
oylamasõndan bir gün
önce yapõlan Milli
Güvenlik Kurulu’nda
(MGK) ‘hayõr’ çõkmasõnõ
sağlayanlardõr” dedi. O
tarihte AKP’ye mensup
‘hayõr’ oyu veren hiçbir
milletvekilinin 2007’de
seçilemediğini
vurgulayarak, “O
darbeler, küresel
dayatmada gelişmekte
olan ülkelere karşõ
kullanõlan güçlü bir
silahtõr” şeklinde konuştu.
BDP İl Başkanı
tutuklandı
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Barõş ve
Demokrasi Partisi (BDP)
Diyarbakõr İl Başkanõ
Mehmet Ali Aydõn, terör
örgütü PKK’nin
propagandasõnõ
yapmaktan tutuklandõ.
Diyarbakõr’da 15 Ocak
2010 tarihinde yaptõğõ
açõklama nedeniyle
savcõlõğa çağrõlan Aydõn,
ifadesi alõndõktan sonra
tutuklanma talebiyle
nöbetçi mahkemeye sevk
edildi. Aydõn, “Terör
örgütü propagandasõnõ
yapmak” ve “Terör
örgütü üyesi olmamakla
birlikte örgüt adõna suç
işlemek” suçlarõndan
tutuklandõ.
Dinler arası
diyalog
Haber Merkezi -
Dinler arasõ diyaloğ 27
Şubat günü İstanbul’da
düzenlenen toplantõda
masaya yatõrõlacak.
Cağaloğlu Halk Eğitim
Merkezi’nde yapõlacak
toplantõya Marmara
İlahiyat Fakültesi’nden
Prof. Yümni Sezen, Hitit
Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi’nden Prof.
Nadim Macit, Ankara
Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi’nden Prof.
Mehmet Bayraktar ile
araştõrmacõ-yazar Ahmet
Tekin konuşmacõ olarak
katõlacak.
‘TSK kurumsal
olarak hedef’
İstanbul Haber
Servisi - İşçi Partisi (İP)
Genel Başkan Yardõmcõsõ
Erkan Önsel, yaptõğõ
yazalõ açõklamada,
Balyoz Operasyonu’na
ilişkin “Türk Silahlõ
Kuvvetleri kurumsal
olarak hedef alõndõ.
Saldõrõ, Ortadoğu’daki
ABD Ordusu’na sõrt
dayayarak ve
Türkiye’deki Süper
NATO yapõlanmasõ eliyle
yürütülüyor” dedi.
CHP lideri Deniz Baykal, son gözaltõlarõ ‘Malta sürgünleri’ olayõna benzetti
‘Siyasi hesaplaşma’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Başka-
nõ Deniz Baykal, son gözaltõ
dalgasõyla ilgili olarak “Ka-
falarının arkasında darbe
düşüncesi vardı diye 7 yıl
sonra emekliler gözaltına alı-
nıyor, darbeyi yapmış olan-
lar hakkında ne yapıyor-
sun?” değerlendirmesini yap-
tõ. Baykal, gözaltõlarõ “Malta
sürgünleri” olayõna benzetti.
Baykal, grup konuşmasõnõn
başõnda Berlin’de altõn ayõ ödü-
lünü alan Semih Kaplanoğ-
lu’nu kutladõ. Toplantõya katõ-
lan TEKEL işçileri “Ölmek
var, dönmek yok”, “AKP
halka hesap verecek” slogan-
larõ atarken Baykal, “İnşallah,
bu dayatmacı, zorba, despo-
tik tutumu önümüzdeki gün-
lerde hep beraber etkisiz kı-
lacağız” mesajõ verdi.
Baykal, son gelişmeleri de-
ğerlendirirken “Türkiye Cum-
huriyeti tarihi boyunca is-
yanlar, darbeler, askeri mü-
dahaleler, ihtilal girişimleri
yapılmıştır. Ama bu 80 yılı aş-
kın tarihi süreç içinde bir
gün bile dün, evvelsi gün ya-
şanan olaylar gibi olaylarla
karşı karşıya kalınmamıştır.
Bu kadar büyük, çarpıcı bir
operasyon bildiğim kadarıy-
la hiçbir demokratik ülkede
olmamıştır. Faşizmden de-
mokrasiye geçen ülkelerde
böyle bir tablo yaşanmamış-
tır. Bu çapta bir tasfiye, sin-
dirme operasyonu gerçekleş-
tirilmemiştir” dedi.
Baykal, sözlerini şöyle sür-
dürdü: “Sabaha karşı 04.00’te
kapınız çaldığı zaman, süt-
çüdür, diyebiliyorsanız de-
mokrasidir. Eyvah, geldiler,
demek durumunda kalıyor-
sanız o ülke demokratik bir
ülke olmaktan çıkmış de-
mektir. 48 kişi gözaltına alın-
dı, aklı başında hiç kimse bu
insanların darbe gerçekleş-
tirme çabası içinde oldukları
kanaatinde değil. Peki bu in-
sanlar -şimdi değil- geçmişte
güç ellerindeyken darbe yap-
maya fiilen giriştiler ve ya-
pamadılar, bu anlaşıldı ondan
dolayı mı şimdi bu hesabı
sormak üzere gözaltına alın-
dılar? 2003’te bir askeri tat-
bikat vesilesiyle aslında bir as-
keri darbeye yönelik proje or-
taya koymuşlar... Niye 7 yıl
boyunca beklediniz? Resmi
bir tatbikat, gizli bir olay
yok. O açık olay darbe ha-
zırlığıymış. O hazırlığı sade-
ce bu 48 kişi mi yapmış, onlar
yaparken onların kuman-
danları, amirleri, bakanları,
başbakanları neredeymiş? O
zamanki komutanlar şimdi
emekli olmuş, pijamasını giy-
miş, ayağına terliğini geçirmiş
TV seyrediyor, şimdi mi he-
sabını soruyorsun? 7 yıl geç-
miş aradan, şimdi birileri
hangi ihtiyaçlaysa bu konuda
bir dava açma ihtiyacı his-
setmişler. Muhtemel bir par-
ti kapatma davasına karşı
gözdağı deniyor... İnsanların
hayatıyla kendi siyasi hesap-
larınız için uğraşmayı nasıl
kabul edebilirsiniz? Sen dar-
be düşüncesiyle tatbikat yap-
tılar diye 7 yıl sonra hesap so-
ruyorsun, fiilen askeri mü-
dahale gerçekleştirmiş olan-
lar hakkında niçin harekete
geçmiyorsun? Kafalarının ar-
kasında darbe düşüncesi var-
dı diye 7 yıl sonra emekliler
gözaltına alınıyor, darbeyi
yapmış olanlar hakkında ne
yapıyorsun? 12 Eylül’ü hi-
maye edip gerçekleşmemiş
bir muhtemel darbe hevesi,
hazırlığıdır diye -ne görev-
deyken gerçekleştirmişler, ne
ayrıldıktan sonra- kafanın
arkasında var diye hesap
sormaya kalkıyorsun. Bu bir
hukuk süreci değildir, siyasal
hesaplaşma sürecidir.”
Baykal, “Yaşananlara ba-
karsanız, sanki Türkiye’de
darbe yapıldı ya da Türkiye
işgal edildi, yabancı güçler el
koydu, kendi çıkarları doğ-
rultusunda bu memleketi
allak bullak etmek üzere
her yere elini uzatmaya baş-
ladı. Malta sürgünleri, ye-
niden Türkiye’nin günde-
mine geliyor. Türkiye’yi
dönüştürmek için uydurma
suçlamalar dolayısıyla he-
sap sorabilmek için yargıla-
yacağız, diye geçmişte bu
memleketin evlatları top-
lanmış Malta’ya sürgüne
gönderilmişti. Daha sonra
yargılamalardan bir şey çık-
madı. Türkiye tekrar böyle
bir tabloya sürüklenmek is-
teniyor” açõklamasõnõ yaptõ.
CHP’Lİ KART:
Yolsuzluk
kurumsal
hale geldi
KONYA (Cumhuriyet) -
CHP Konya Milletvekili Atil-
la Kart, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’õn yazõlõ olarak
yanõtlamasõ istemiyle verdiği
soru önergesinde Erzincan’da-
ki İsmailağa cemaati soruştur-
masõnda cemaat üyeleri ve
AKP yöneticilerinin özel iliş-
kiler içinde olduğunun ortaya
çõktõğõnõ belirterek “yolsuz-
lukların kurumsal hale gel-
diğini” vurguladõ.
Siyasi ve ideolojik ilişkilerin,
aslõnda ekonomik çõkar te-
melli olarak şekillendiğine
işaret eden Kart, İsmailağa ce-
maati soruşturmasõnõn kilit
isimlerinden Mehmet Çe-
lik’in hükümet kadrolarõ ve
AKP yönetimiyle yakõn-özel
ilişkiler içinde olduğunu, ay-
rõca bakanlarla iş ve nüfuz ti-
careti ilişkisi içine girdikleri-
ni gösteren yasal dinleme ka-
yõtlarõ ve delillerin ortaya çõk-
tõğõnõ anõmsattõ.
Kart, Başbakan Erdoğan’a
şu sorularõ yöneltti: “Adalet
Bakanlığı’nın, İstanbul Ba-
şakşehir’de satın aldığı ve
Misstanbul Evleri adıyla bi-
linen Adliye Lojmanları kim-
den satın alınmıştır? Sözü
edilen kişinin başka bakan-
lık ya da kamu kurumlarına
sattığı lojmanlar var mıdır?
Varsa ne zaman, hangi bedel
ve hangi yöntemle bu alım
satımlar yapılmıştır? Sözü
edilen kişi ya da sahibi ol-
duğu firmalarla, diğer ba-
kanlıklar ve kamu kurum-
ları arasında son 5 yıldan bu
yana mevcut olan kamu iliş-
kileri ve ekonomik ilişkiler
nelerden ibarettir? Gazios-
manpaşa Adliyesi için kira-
lanan apartman dairesi kim-
den, ne zaman, hangi bedel-
le ve hangi yöntemle kira-
lanmıştır.”
Sayõştay Genel Kurulu, AKP’nin Sayõştay yasa önerisiyle ilgili görüş ve önerilerini TBMM’ye sundu
Sayıştay’dan TSK itirazı
EMİNE KAPLAN
ANKARA - AKP’nin
TSK de dahil olmak üzere
tüm kamu kurum ve kuru-
luşlarõnõn hesap ve işlemle-
rinin Sayõştay tarafõndan de-
netlenmesini öngören Sa-
yõştay yasa önerisi, bugün
TBMM Plan ve Bütçe Ko-
misyonu’nda görüşülecek.
Sayõştay Genel Kurulu,
TBMM’ye yasa önerisiyle il-
gili görüş ve önerilerini sun-
du. Sayõştay’õn yasa öneri-
siyle ilgili görüşleri şöyle:
? AKP’nin yasa önerisin-
deki Sayõştay’õn “genel yö-
netim kapsamındaki ka-
mu idareleri”ni denetleme-
sine ilişkin hükümlerin “Sa-
yıştay denetimine tabi ku-
rumlar” olarak değiştiril-
mesi istendi.
? Sayõştay’õn bağõmsõzlõ-
ğõnõ düzenleyen önerinin
3’üncü maddesindeki, “Sa-
yıştay, işlevsel ve kurumsal
bağımsızlığı olan, bu ka-
nun ve diğer kanunlarla
verilen inceleme, denetle-
me ve kesin hükme bağla-
ma işlerini yapmakla gö-
revli ve yetkili bir kurum-
dur” ifadesi, anayasanõn
160’õncõ maddesiyle uygun-
luğunu sağlamak bakõmõn-
dan “Sayıştay, kamu ida-
relerinin gelir ve giderleri
ile mallarını TBMM adına
denetlemek ve sorumlula-
rın hesap ve işlemlerini
yargılama yolu ile kesin
hükme bağlamak ve yasa-
larla verilen inceleme, de-
netleme ve kesin hükme
bağlama işlerini yapmak-
la görevli işlevsel, kurum-
sal ve mali bağımsızlığı
olan anayasal bir kurum-
dur” biçiminde değiştiril-
mesi gerektiği bildirildi.
? AKP’nin önerisinde Sa-
yõşta üyelerinin beşte üçünün
Sayõştay meslek gruplarõndan
seçilmesi öngörülürken; Sa-
yõştay Genel Kurulu oranõn
dörtte üçe çõkarõlmasõ ge-
rektiğini bildirdi.
? AKP’nin yasa önerisin-
de, “Sayıştay tarafından
yerindelik denetimi yapı-
lamaz, idarenin takdir yet-
kisini sınırlayacak ve orta-
dan kaldıracak karar alı-
namaz” hükmü yer alõyor.
Sayõştay Genel Kurulu, bu
hükmün öneri metninden çõ-
karõlmasõnõ istedi.
Sayõştay Genel Kurulu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün
görüşülecek olan Sayõştay yasa önerisiyle ilgili olarak sunduğu görüşte,
Sayõştay’õn ‘genel yönetim’ kapsamõndaki idareleri denetlemesi hükmüne itiraz
etti. ‘Sayõştay denetimi kapsamõndaki kuruluşlarõn’ denetlenmesi hükmü
önerilirken mevcut sistemin korunmasõ istendi.
AKP iktidarõnõn darbeyi yapanlarla hesaplaşmak yerine aklõndan darbe geçtiğini
düşündüğü insanlara operasyon yaptõğõnõ belirten Baykal, “O zamanki komutanlar
şimdi emekli olmuş, pijamasõnõ giymiş, ayağõna terliğini geçirmiş TV seyrediyor,
şimdi mi hesabõnõ soruyorsun? 7 yõl geçmiş aradan, şimdi birileri hangi ihtiyaçlaysa
bu konuda bir dava açma ihtiyacõ hissetmişler” dedi.
İstanbul’daki İngiliz işgal yönetimi
(1919) Sevr Antlaşması’na
dayanarak Ermeni olaylarını
kovuşturmak amacıyla Osmanlı’da
hükümette bulunan İttihat ve Terakki
Partisi’nin rakibi Hürriyet ve İtilaf
Parti’sine mahkemeler kurdurdu.
Tutuklama ve sürgünler, Mart 1919’da,
Irak cephesinden çekilişi yürütmüş Ali
İhsan Sabis Paşa ile başlamış ve Ekim
1920’ye kadar sürdü. Bunların en
ünlüsü Nemrut Mustafa Mahkemesi
oldu. İngilizler, mahkemenin adil yargı
yapmayacağı kanısına varınca, Ermeni
patrikhanesinin raporlarına dayanarak
tutuklamış oldukları, Ermeni
katliamından sorumlu tuttukları 144
Türk’ü İngiliz mahkemesinde
yargılama kararını aldı. Daha sonra
aralarında sadrazam, meclis başkanı,
genelkurmay başkanı, şeyhülislam,
bakanlar, bazı mebuslar, valiler ve ordu
komutanları bulunan bu 144 sanığı,
aleyhlerinde hukuksal kanıtların
oluşturulmasına kadar, İngiliz kolonisi
olan Malta Adası’na sürdü. İngiliz
Kraliyet Başsavcısı, 29 Temmuz 1921
tarihli kararıyla, Malta’da sürgünde
olan sanıkları Ermeni katliamıyla
suçlayacak nitelikte bir kanıt
bulunamadığını açıkladı. Böylece,
Malta sürgünleri temize çıktı ve 1922
yılı içinde serbest bırakıldı. Sürgünler
arasında, Ali Fethi Okyar, İsmail
Canbulat, Şükrü Kaya, Ziya Gökalp,
Hüseyin Rauf Orbay ve Yunus Nadi
gibi isimlerde buluyordu.
Malta Sürgünleri
olayõ nedir
Deniz Baykal, grup toplantısında ağırlıklı olarak son gözaltı dalgasını değerlendirdi. (AA)
Geçici güvenlik bölgeleri
ANKARA (AA) - Genelkurmay Başkanlõğõ
internet sitesinde Diyarbakõr ve Tunceli’de bazõ
bölgelerin “geçici güvenlik bölgesi” olarak belir-
lendiğini duyurdu. Bilgi notunda giriş yasağõ uy-
gulanacak bölgelere ait koordinatlara yer verildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - BDP eşbaşkanõ Gültan
Kışanak, AKP’nin “yargı re-
formu” girişimine destek vere-
ceklerini açõkladõ.
BDP Meclis grubunda, resmi
sõfatõ “genel başkan yardımcı-
sı” olan “eşbaşkan” Kõşanak
güncel siyasi gelişmeleri değer-
lendirdi. Kendisini değişimin
temsilcisi olarak sunmaya çalõşan
ve 8 yõldõr tek başõna iktidar
olan AKP’nin demokratik çö-
zümler üretmek yerine, çatõşma
ve kutuplaşma yaratarak, siste-
min yaşadõğõ krizden yararlanma
yolunu seçtiğini belirten Kõşanak,
“Bu hükümetin derdi sorun
çözmek değil, kendisini sü-
rekli mağdurmuş gibi gösterip,
krizi oya çevirmek, kendi ikti-
darını korumak ve mevcut
devletçi sistemin sahibi ol-
maktır” dedi. Bugün yaşanan
“yargı krizi”nin odağõnda, mev-
cut “darbe anayasası”nõn bu-
lunduğunu kaydeden Kõşanak,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer
şimdi samimi olarak yargının
siyasallaşmasından şikâyet
eden varsa; bunu değiştirmek
isteyen varsa biz her zaman
destek vermeye hazırız. Ancak
şunu çok açık olarak ifade edi-
yoruz ki, bu darbe anayasası-
nı tamamen değiştirmeyi, sivil,
demokratik, özgürlükçü ve ço-
ğulcu bir anayasa yapmayı
hedeflemeyen bir yargı refor-
mu olmaz. AKP her şeyden ön-
ce 2003 Katılım Ortaklığı Bel-
gesi’nde yer alan yargı refor-
munu 7 yıldır neden hayata ge-
çirmediğinin bir özeleştirisini
vermesi gerekir.”
BDP’den ‘yargõ reformu’ desteği