23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 24 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN İstihdamsız Büyüme, Esnek İşgücü Geçtiğimiz hafta TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Türk işgücü piyasasının önemli bir yapısal sorununa değindi: İstihdamsız büyüme. Sayın Boyner’e göre, “Türkiye, işgücü piyasasında esneklik sağlayacak gerekli reformları gerçekleştiremezse, kriz sonrasında yeniden istihdamsız büyüme tehdidi ile karşı karşıya kalacaktır”. Dolayısıyla, işgücü piyasasında “katılık” unsuru içeren yasalar hızla değiştirilmeli ve çalışma hayatı esnekleştirilmelidir. TÜSİAD’ın “esnekleştirilmiş işgücü”nden kastettiği şeyin aslında küresel kriz koşullarını bahane ederek, sendikal hakları ve sosyal güvencesi elinden alınmış, örgütsüzleştirilmiş ve enformalleşmeye sürüklenmiş bir emek cenneti yaratmak olduğu Cumhuriyet’in ekonomi sayfalarında ayrıntılı olarak incelendi. Değerli dostum Mustafa Sönmez köşe yazılarında, Türkiye’nin 2001 sonrasında hızlı büyüme eğilimi içerisinde olmasına karşın, istihdamda yeterli artış sağlayamamış olduğunu TÜİK verilerine dayanarak belgeledi. Türkiye’nin milli geliri 2002 başından 2008 sonuna değin yirmi sekiz çeyrek dönemin (2002.I – 2008.IV) sonuncusu hariç, her birinde pozitif artış sergilemiş; bunların üçünde artış hızı yüzde 10’u aşmış; geri kalanın dokuzunda da büyüme yüzde 5’in üzerinde gerçekleşmiştir. Oysa aynı dönemde istihdamdaki yıllık değişimlerin sadece on ikisi pozitif yönlü olmuş; on üç çeyrek dönemde ise istihdamdaki değişimler bir önceki yılın eş dönemine görece negatif olmuş, yani istihdam daralma içine girmiştir. Üç çeyrek dönemde ise istihdamdaki yıllık değişme sıfır düzeyinde gerçekleşmiştir. Türkiye ekonomisi 2002 sonundan küresel krizin etkisi altına girdiği 2008’e değin yüksek hızlı büyüme konjonktürü içinde olmasına rağmen yeterli tempoda istihdam yaratamamıştır. Yani, “istihdamsız büyüme” sergilemiştir. Türkiye’nin hızlı büyüme konjonktürü içinde olmasına karşın, istihdamda yeterli derecede artış sağlayamaması gerçeğini kimi araştırmacılar, “Türkiye’de hızlı yapısal dönüşüm olduğu” savıyla açıklamaya çalışmaktadır. Bu sava göre, ekonomik büyümeyle beraber tarım sektörünün milli gelir içindeki payı küçüldükçe tarımdan kopan işgücü fazlası tarım-dışı sektörlere aktarılmakta; ancak yüksek işgücü arzı nedeniyle toplam işsizlik azaltılamamaktadır. Türkiye’nin işgücü piyasalarında yapısal bir dönüşüm olduğu kuşkusuz doğrudur. Ancak, azgelişmiş bir çevre (peripheral) kapitalist ekonomi olarak Türkiye’de yaşanan dönüşüm, tarımdan daha üretken tarım-dışı sektörlere istihdam aktarılması şeklinde değil, ithalata bağımlılığı hızla derinleşen, taşeronlaştırılmış bir sanayi sektörünün gerekli istihdam artışlarını sağlayamaması nedeniyle işsizliğin giderek kronik (yapısal) bir duruma sürüklenmesi gerçeğini yansıtmaktadır. Bazı iktisatçıların “kalitesiz büyüme” diye de niteledikleri bu yapısal çarpıklığın özünde Türkiye’nin küresel ekonomiyle olan bağlantılarının dayanmakta olduğu spekülatif büyüme olgusu vardır. Söz konusu “yapısal dönüşüm” aslında sanayi sektörünün ucuz ithalata dayalı ve spekülatif rantiye kazançların özendirildiği bir birikim sürecine sürüklenmesini ifade etmektedir. Düşük katma değerli ve dışa bağımlı teknoloji yapısıyla Türk sanayi, uluslararası işbölümü içerisinde giderek ithal ara mallarının montaj hattında üretimine ve ihracatına dayalı bir taşeron sektör haline dönüşmektedir. Türk sanayi ulusal ekonomide “çözülen” tarım sektörüne istihdam yaratan ve girdi-çıktı bağlantılarıyla diğer sektörleri sürükleyen bir sektör olmak yerine, dışa bağımlı ve küresel piyasaların konjonktürel hareketlerine duyarlı bir yapısal bozulma içindedir. Türkiye’nin aslında sanayisizleşme içinde olduğunu ifade eden bu süreç, söz konusu dönem boyunca düşük istihdam, artan ithalat ve cari işlemler açıkları, ve gerileyen reel ücretler olarak kendini göstermiştir. Sözü reel ücretlere getirmişken uzun dönemli bir zaman perspektifi içerisinde özel imalat sanayiinde reel ücretlerin TL ve dolar bazında seyrini, emek üretkenliği ile karşılaştıran aşağıdaki şekle bir göz atalım. Türk özel imalat sanayiinde reel ücretlerin gerek TL, gerekse de dolar cinsinden göstergeleri, ücret maliyetlerinin üretkenlik kazanımlarının gerisinde seyrederek, aslında ne kadar hareketli ve esnek olduğunu göstermektedir. Örneğin, 1994 ve 2001 krizlerinde yaşanan daralmanın emeğin ücretlerindeki gerilemeyle aşılması çok net olarak izlenmektedir. Sanayi sermayesi, krizin faturasını her fırsatta sanayi emekçisine çıkartmanın yollarını bulmuş ve işgücü piyasasındaki esnekliği kendi kârlılığını korumak amacıyla kullanabilmiştir. Sendikasızlaştırılmış, parçalanmış, sosyal güvencesiz olarak enformalleştirilmiş ve esnekleştirilmiş bir işgücü piyasası, Türk sanayi emekçisinin son 20 yılını özetlemeye yetmektedir. İstihdamsız büyüme sorununun çözümü daha fazla esneklikten değil, ulusal sanayinin yatay ve dikey bağlantılarının güçlendirildiği ve bölgesel kalkınma hedeflerinin gözetildiği stratejik bir planlama atılımından geçmektedir. 1998’den bu yana tek siyaset, farklı hükümetler anlayışıyla izlenen IMF programının güdülediği spekülatif rant oyunları, işsizlik sorununu sadece daha kalıcı hale getirmektedir. Türkiye’ye 10 yõllõk perspektif sunmasõ ve seçim yõlõnda yasalaşmasõ beklenen kurala ne kadar uyulacağõ merak konusu Malikural,kuralolacakmõ?Ekonomi Servisi - Başbakan Yardõm- cõsõ ve ekonomiden sorumlu Devlet Ba- kanõ Ali Babacan, şimdi para politikala- rõ konusunda Merkez Bankasõ’nõn elini ra- hatlatacak mali kural ile ilgili çalõşmala- ra hõz verdiklerini söyledi. Babacan, ma- li kuralla ilgili parametreleri belirledik- lerini ve piyasanõn görüşüne açtõklarõnõ an- lattõ. Mali kural için zamanlamanõn doğ- ru olduğunu kaydeden Babacan, “Eğer Türkiye farklılaştıracak politikalar uygularsa kendini toz-dumandan ay- rıştırır” diye konuştu. Mali kural,merkezi hükümet ile belediyelerin yer aldõğõ KİT’lerin olmadõğõ bütçede işleyecek. Yasal bir zemine oturtulacak ve hükü- metlerin bütçelerini yaparken kullanacağõ kuralõ, olasõ hükümetleri oluşturabilecek muhalefet partileri henüz bilmiyor. Önceki akşam gazetecilerle bir araya gelen Babacan’õn değerlendirmelerini şöyle özetlemek mümkün: Hâlâ dünyada işler yoluna girdi, problemler düzeldi diyecek noktada de- ğiliz. Hasta yoğun bakõmda, iyileşmeye başladõ ama normal serviste de ne olaca- ğõ bilinmiyor. Muhalefet bilmiyor Parametreler çalõşõlarak dar aralõklara indirildikten sonra akademisyenler, araş- tõrma birimi olan yerel ya da uluslararasõ finansal kuru- luşlara farklõ senaryolar al- tõnda Türkiye’nin uygula- masõ gereken mali kuralõn 4 parametresi ne olmalõ diye soruldu. Muhalefet partilerine bu parametreler bire bir açõklanmadõ. Mali kural uzun vadeli perspektif ge- tiriyor. Bugünkü sistemin en büyük so- runlarõndan biri vadelerin kõsalõğõ. Uzun vadede kamunun ne yapõp yapmayacağõnõ açõklamasõ Türkiye’nin genel risk primi- ni düşürecek. OVP’de ne yapõlacağõ 2012’ye kadar belli. Şimdi orta uzun va- deli bir perspektif oluşturulacak. Mali kural MB’nin para politikalarõ- nõ kolaylaştõracak, kamunun risklerini azaltmak ve düşük risk ortamõ daha dü- şük faiz ve daha iyi büyüme oranlarõnõ ya- kalama hedefi kolaylaşacak. Yasal zemine oturacak AKP, anayasayõ tek başõna değiştire- miyor. Bunun yasal düzenleme olarak ya- põlmasõ şimdilik yeterli. MB’nin bağõm- sõzlõğõ kilittir. O da yasadõr. MB’nin ba- ğõmsõzlõğõ ile ilgili yasayõ değiştirebilir- siniz. Ama bunun sonuçlarõna hangi siyasi iktidar nasõl katlanõr, bilmem. Yasa çõktõktan sonra herhangi bir hü- kümet mali kuralla uyumlu olmayan bir bütçeyi Meclis’e gönderir ve onaylarsa- yaptõrõmõ piyasa ve kamuoyu tepkisi kre- dibilite kaybõ olacak. 2008-2009 döneminde ekonomi IMF’siz, stand-by’sõz çok ciddi bir test- ten geçti. Onlarla aramõzda görüşmeler- de programõn adõna da ‘büyümeyi des- tekleyen program’ adõnõ koyduk. Tekel normal bir işçi hareketi ol- maktan farklõ bir noktaya gitti. Şartlarõ iyi- leştirilmiş bir 4/C kapõsõ açõk. İstismar ze- mini gördüler ve bu zemini kullanmala- rõna izin vermeyiz. Balyoz harekâtõ ile bir temizlik ope- rasyonu yapõlõyor. Dõşarõdan algõsõ da da- ha fazla şeffaflaşma olduğu yönünde. MALİ KURAL HEM AVANTAJ HEM DE RİSK ANKARA (AA) - Merkez Bankasõ Danõşmanõ Zafer Yük- seler, mali kurala geçişe ilişkin bazõ riskleri ve avantajlarõ bera- berinde getirdiğini belirtti. Yükseler’in dikkat çektiği nok- talar şöyle: Mali kuralõn uygulanmaya baş- lanacağõ 2011, genel seçimlerin yapõlacağõ ve küresel krizin olum- suz etkilerinin halen sürmekte ol- duğu bir yõl olacak. Böyle bir dö- nemde, maliye politikasõ konu- sunda güçlü bir taahhütte bulu- nulmasõ, beklentileri ve genel ekonomik performansõ olumlu etkileyecek bir unsur olabilir. Ancak pek çok ülkede olduğu gi- bi Türkiye’de de seçim dönemleri mali disiplinin gevşetildiği bir dö- nem oluyor. Ayrõca büyüme ve is- tihdam sorununun ağõrlaşmasõ da önümüzdeki dönemde maliye politikasõnõn sõkõlaştõrõlmasõ im- kânõnõ azalttõğõndan kuralõn uy- gulanmasõ riskli görünüyor. Kriz sürecinde yapõlan bir an- kete göre, kural uygulayan 72 ül- keden 40’õ kuralõ ya askõya aldõ ya da çelişkiler yaşadõ. Borç stokunu ve bütçe açõğõnõ disiplin altõna almasõ beklenen mali kuralõn seçim döneminde ne kadar işleyeceği sorgulanõrken yatõrõm bankalarõna görüş için anlatõlan mali kuralõ muhalefetin ekonomistleri henüz bilmiyor. 4 PARAMETRESİ VAR Babacan, mali kuralõn ne olduğunu da şöyle açõkladõ: Mali kural bir ülkenin maliye politikalarõ ile alakalõ. Bütçe dengesi, borç stoku ile alakalõ. Kendine hedefler koyup bu hedeflere ulaşmak konusunda ne tür bir mekanizma çalõştõracağõnõ açõklamasõ. Bir yõllõk bütçe yapõyorduk eskiden, şimdi kamu mali kontrol yasasõ ile beraber 3 yõla çõktõ. Üç yõl değil de daha uzun vadeye çõkarabilmek. Uzun vadede Türkiye Cumhuriyeti nasõl bir bütçe dengesi hedefliyor. Nasõl bir borç stoku hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak içinde her yõl neler yapõlõyor? Uzun vadede konjonktür değişebilir. Ekonominin iyi olduğu dönemler olabilir, işlerin yavaşladõğõ dönemler olabilir. Dünyanõn kötü olduğu dönemler olabilir. Bütün o farklõ ekonomik konjonktür senaryolarõnda da mali kural bize ne yapõp yapmayacağõmõzõ da söyleyebilmeli. Kiler bin kişiyi işe alacak Ekonomi Servisi - Kiler Hol- ding Perakende Grubu Yönetim Ku- rulu Başkanõ Ümit Kiler, 2010’da yüzde 33 büyüme ile 1.1 milyar li- ra ciroya ulaşmayõ hedeflediklerini söyledi. Kiler Holding Perakende Grubu’nun 2009 finansal sonuçlarõ ve 2010 hedeflerinin paylaşõldõğõ toplantõda konuşan Kiler, 2009’da ci- rosunu yüzde dokuz oranõnda arttõ- rarak toplamda 824 milyon TL satõş rakamõna ulaştõklarõnõ ifade etti. Şu anda 4 bin 650 çalõşan bulunduğunu, yeni açõlacak mağazalarla bin kişi- lik yeni istihdam yaratõlacağõnõ be- lirten Kiler, “Mart sonuna kadar 11 yeni mağazaya ulaşmış olacağız. 30 mağaza hedefimize 4. çeyrek ba- şında ulaşmayı arzuluyoruz. 2010’da hedefimiz suni büyüme yerine verimlilik odaklı büyüme. Sadece mağaza sayısını değil, met- rekare verimliliğini de arttırdığı- mız bir yıl planlıyoruz” dedi. Kurşunsuz benzine zam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Akaryakõt ürünlerinden 95 oktan kurşunsuz benzinin satõş fiyatõ litre- de 8-9 kuruş zamlandõ. Edinilen bilgiye göre, zam sonra- sõ 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatõ Ankara’da 3.68-3.69 lira, İs- tanbul’da 3.67-3.69 lira, İzmir’de de 3.67-3.68 lira arasõnda değişen fi- yatlarla satõlmaya başlandõ. 95 oktan kurşunsuz benzinin fiyatõ zam önce- sinde litrede Ankara’da 3.59-3.61 lira, İstanbul’da 3.58-3.61 lira, İz- mir’de ise 3.58-3.60 lira arasõnda değişen fiyatlarla satõlõyordu. Ekonomi Servisi - İstanbul Men- kul Kõymetler Borsasõ (İMKB), içe- ride, bir haftadõr devam eden siyasi ge- rilim ve “Balyoz Planı” çerçevesin- de gözaltõlarõn yarattõğõ endişe ve belirsizlik, dõşarõda ise bozulan eko- nomik görünüme bağlõ olarak yüzde 2.24 düşüşle 51 bin 417 puandan ka- pandõ. Serbest piyasada dolar son 7 ayõn en yükseği olan 1.54 TL’yi aş- tõ. Önceki gün İstanbul borsasõ günü yüzde 1.3’lük kayõpla 52 bin 592 pu- andan tamamlamõş, dolar ise 1.5310 TL’ye yükselmişti. Buna göre borsa iki günde 1901 puan düştü. Liranõn dolar karşõsõndaki kaybõ da iki günde yüzde 2.5’i aştõ. Anadolu Yatõrõm Araştõrma Mü- dürü Gülizar Özdemir Türk, son bir-bir buçuk haftadõr ilk kez İMKB’den para çõkõşõ olduğuna dikkat çekerek “İki gündür siya- sette gelişen olaylar piyasayı olumsuz etkiledi. Yükselen dolar da siyasi tansiyonun etkisini gös- teriyor” dedi. Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, banka olarak re- el kesimi krizde bile kredilendirdiklerini ve risk iştahından hiçbir şey kaybetmediklerini söyledi. Çağlar ve ekibine yeni suç işleyene kadar ceza yok LEVENT GENCELLİ BURSA - Paravan şirketler kura- rak İnterbank’õn içini boşalttõklarõ id- dia edilen ve aralarõnda eski Devlet Bakanõ Cavit Çağlar’õn da bulun- duğu 36 kişi, AKP’nin Türk Ceza Yasasõ’nda yaptõğõ düzenlemeler sonucu “dolandırıcılık”tan aldõklarõ cezalar, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” hükmü gereği ra- fa kaldõrõldõ. Çağlar ve arkadaşlarõ ka- rarõn onanmasõnõn ardõndan 5 yõl için- de suç işlemezlerse dolandõrõcõlõktan hüküm giymeyecekler, para cezala- rõnõ da ödemeyecekler. Yargõtay’õn iki kez bozduğu da- vayla ilgili karar duruşmasõ dün Bursa 3. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde yapõldõ. “Sahtecilik ve nitelikli do- landırıcılık” suçlarõndan yargõla- nan sanõklarõn avukatlarõyla TMSF’nin avukatõnõn katõldõğõ dün- kü duruşmada, bir önceki celsede sa- vunma yapmayan Ergün Evcil’in avukatõ Mücahit Erdal, esas hak- kõndaki savunmasõnõ, 5 sayfalõk di- lekçeden bölümler aktararak yaptõ. Cavit Çağlar oğlu Mustafa Çağlar ve kuzeni Şenol Şankaya’nõn avu- katõ Erdener Yurtcan ile diğer sa- nõklarõn avukatlarõ savunma yaptõ. Karar için kõsa bir ara veren mah- keme, tutuksuz sanõklar Cavit Çağ- lar, Mustafa Çağlar, Şenol Şankaya ve Ergun Evcil’i önce suç işleme ka- sõtlarõnõn yoğunluğu ve zarar miktarõ ile, sosyal ve ekonomik durumlarõ gözetilerek 3’er yõl 6’şar ay hapis ve 4 bin gün adli para cezasõ ile ceza- landõrõlmalarõna karar verdi. Sanõk- larõn suçu birdan fazla ihlal ettikle- ri gerekçesiyle cezalarõ, ayrõ ayrõ 3’er yõl 16’şar ay 15’er gün hapis ve 5 bin gün adli para cezasõna çõkarõldõ. Ar- dõndan sanõklarõn lehlerine olan ya- sal indirimleri yapan mahkeme so- nuç olarak 4 sanõğõ, ayrõ ayrõ 1 yõl 9 ay 25 gün hapis ve günlüğü 100 TL’den 208 bin 300 lira adli para ce- zasõna çarptõrdõ. Mahkeme, “sanıkların sabıkasız oluşları, ve zararın tanzim edilmiş olması ve ileride bir daha suç iş- lemekten çekinecekleri hususunda mahkemece olumlu kanaat oluş- tuğu”ndan CMK’nin 231/5 madde- si gereğince hükmün açõklanmasõnõn geri bõrakõlmasõna karar verdi. TMSF dünkü kararõ temyiz etti. Ekonomi Servisi - Halkbank 2009 so- nundaki net kârõ bir önceki yõla göre yüz- de 60.2 artarak 1 milyar 631 milyon li- raya ulaştõ. Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Ay- dın yaptõğõ açõklamada, bankacõlõk sektö- rünün 2009’da kullandõrdõğõ nakdi kre- dilerin yüzde 6.9 arttõğõnõ, Halkbank’õn, sektör performansõnõn yüzde 26.3’ünü gerçekleştirdiğini kaydetti. Aydõn, zaman zaman bankalarõn edimleri nedeniyle ciddi eleştirilerle karşõ karşõya kaldõkla- rõnõ belirterek “Biz onlardan biri ol- madığımızı göstermek istiyoruz. Kriz- lerden ürkmedik, bunu söylemek isti- yoruz. Sektörün geneline yönelik eleş- tirilerde Halkbank olarak biz onları hak etmedik diyoruz” dedi. Halkbank, KOBİ kredilerini de içeren ticari kredileri ise 2009’da yüzde 23.6 arttõrdõ. Bu artõşla KOBİ kredilerinin ban- kanõn toplam kredileri içindeki payõ yüzde 38’e yükseldi. İki bin kişiyi işe alacak Halkbank, 46 yeni şube açarak şube sa- yõsõnõ 2009 sonunda 668’e yükseltti. 2010 sonuna kadar 30’u İstanbul’da ol- mak üzere 60 yeni şube açmayõ hedefli- yor. 1115 kişiye istihdam sağlayarak 2009 yõl sonunda çalõşan sayõsõnõ 12 bin 505’e yükselten banka, 2010’da 2 bin ki- şiyi daha istihdam etmeyi hedefliyor. Banka, 2010’da kredilerde yüzde 20’nin üzerinde büyüme öngörürken sahip olduğu gayrimenkulleri de değer- lendirerek gayrimenkul yatõrõm ortaklõ- ğõ şirketi kurmayõ planlõyor. Bankanõn 2010 hedefleri arasõnda, başta Balkan- lar olmak üzere, yakõn coğrafyalarda çok etkili oyuncu haline gelmek de var. Halkbankkrizdekrediverdi, kârını yüzde 60 arttırdı TEMSA, ABD pazarında Ekonomi Servisi - Temsa, Ada- na’da üretimi gerçekleştirilen “TS 35” model otobüsünü ABD otobüs pa- zarõna sunmaya hazõrlanõyor. Temsa Global tarafõndan yapõlan açõklamada, otobüs ve midibüs ala- nõnda faaliyet gösteren Temsa’nõn Amerika pazarõna girmeye hazõr- landõğõ belirtildi. Temsa Ar-Ge merkezindeki mühendisler tarafõn- dan yaklaşõk 5 yõldõr sürdürülen ça- lõşmalar sonucunda, TS 35 model otobüsün ABD otobüs pazarõna su- nulduğu dile getirildi. Açõklamada, “İlk somut adımı Amerika pazarı için yeni atadı- ğımız distribütörümüz CH Tra- ding ile birlikte, Las Vegas’ta başlayan UMAMotorcoach Expo 2010 Fuarı’nda atacağız. Fuarda 2 adet TS 35 model otobüsümüz sergilenecek” denildi. Halkbank’ın, sektör performansının yüzde 26.3’ünü gerçekleştirdiğini kaydeden genel müdür, bankaların kârları nedeniyle ciddi eleştirilerle karşı karşıya kaldıklarını belirterek “Biz onlardan biri olmadığımızı göstermek istiyoruz. Krizlerden ürkmedik. Hiç işten çıkarmadık” dedi. Siyasi gerilimin yarattõğõ belirsizlik borsayõ vurdu, lira dolar karşõsõnda eridi Piyasalara balyoz indi İnterbank davasõnda 36 kişi ceza aldõ. Ancak hükmün açõklanmasõ geri bõrakõldõ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle