18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Ülke Sallanırken 2002 seçimleri olduğunda, katı düşünceli, tek yanlı, demokratik yaşam biçimini dünya görüşleri gereği içlerine sindirememiş, sindirmeleri de müm- kün olmayanların ülke yönetiminde başarılı olama- yacaklarını düşünmüştüm. Ancak elverişli iç ve dış koşullar, beş yıllık yüksek büyüme oranlı, görece bir rahatlık dönemi yaşattı. Bu dönemde, katı düşünceli yaklaşımların doğur- duğu kimi krizler de yine iç ve dış dengeler sonucu atlatıldı. 2002 seçim sonuçlarına bakıp yakın gelecek için düşündüğüm şeyler, bugün tüm çıplaklığıyla orta- da. Tek yanlı düşünmeye alışmış, demokratik kültür geleneklerinden habersiz kafalar ülkeyi her alanda silkeliyor: “Her şey benim olacak!” tutkusuyla yanıp tutuşuyor. Başka türlü düşünmesi olanaksız. Öyle yetişmiş, kişiliği öyle biçimlenmiş. Demokrasiden anladığı kendisinin seçilmesi ve her konuda kendi dediğinin olması. 1923’ten beri “bizim” dediğimiz bir yurdumuz var. Osmanlı’nın yüzyıllar süren çöküşü boyunca bitmek bilmez savaşlardan, göçlerden, kırımlardan yılmış insanların huzur içinde, her köşesinde kendi- lerinden bir şeyler bularak yaşamaya çalıştıkları bir yurt. Karakollarındaki yabancı askerlerin, ordularının başındaki yabancı generallerin, yabancı şirketlerin çekip gittiği, kendi ulusal devletini adım adım kur- muş bir ülke. Yaz geceleri çay bahçelerinde çekirdek çitlenen, ağaç altlarında karpuz peynir yenen, parklarda bira içilen, bütün benzersizlikleriyle bizim yurdumuz. Toprağını işleyen, fabrikalarda, sağlıksız atölye- lerde alın teri döken, emeğiyle hayatını sürdürmeye çalışan milyonlar. Çoğunluğu insanca yaşam olanaklarından bile yoksunken ülkesini, doğasını, insanını sevmeyi, kendince yaşamayı bilen insanlar. Şimdi bu ülke ve insanları silkeleniyor. Yontulup biçimlendirilip yeni toplum yaratılmak isteniyor. Bunun için olabilecek bütün yollar deneniyor. Demokratikleşiyoruz savı da bunların en ilginci. Ben seçilirsem demokrasi. Ben seçersem demokrasi. Ben denetlersem demokrasi. Ben yargılarsam demokrasi. Benim öğrettiklerim demokrasi. Benim her dediğim olursa demokrasi. Sen? Sen ağzını açarsan darbecisin, demokrasi düş- manısın. Bütün toplum dört bir yandan, birbiri üstüne ge- len yaylım ateşi altında. Yalan bombardımanı altında doğru bildiği her şe- yin tersine inandırılmaya çalışılıyor. Uzun yıllardır ülke olmanın, bir arada yaşamanın tadını bilen insanlarımızın, bakalım bu toplu saldırı- ya karşı, kendilerince demokratik bir cevapları ola- bilecek mi? [email protected] Sansürsüz Casanova 4 milyon Avro Kültür Servisi - On sekizinci yüzyõlda yaşamõş Venedikli bir maceracõ, ünlü bir çapkõn ve yazar olan Giacomo Giralomo Casanova’nõn günlüklerinin eksiksiz ve sansürsüz hali Fransõz Ulusal Kütüphanesi tarafõndan 4 milyon Avro’ya satõn alõndõ. Kütüphane, yaklaşõk 4000 el yazmasõ kâğõttan oluşan ve on sekizinci yüzyõlõn en güvenilir sosyal kaynaklarõndan biri olarak görülen mektuplarõ, önümüzdeki sene içerisinde önce bir sergiyle, ardõndan da bir e- kitap halinde meraklõlarõyla buluşturmayõ planlõyor. Mektuplar, bugüne dek az sayõda uzmanõn korumasõnda, kilit altõnda saklanmõştõ. !f’te ‘Keşif’ ödülleri Kültür Servisi- !f İstanbul’un uluslararasõ yarõşmasõ ‘Keşif’ jürisi bu yõl “En İlham Veren Yönetmen” ödülünü iki ayrõ yönetmene birden verdi. Uruguay’dan Koca Adam/Gigante filminin yönetmeni Adrian Biniez ve Tarõmsal Ütopya/Agrarian Utopia (Sawan Baan Na) filmiyle Tayland’lõ Uruphong Raksasad ödülün sahipleri oldu. 15.000 dolarlõk para ödülü Biniez ve Raksasad arasõnda bölüştürülecek. Jüri bu yõl, İzlandalõ yönetmen Dagur Kari, Sundance Film Festivali Dünya Sinemasõ bölümü direktörü Caroline Libresco, yönetmen Ümit Ünal, film eleştirmeni Matthieu Darras ve Meksikalõ prodüktör Daniel Birman Ripstein gibi isimleri bir araya getirdi. Yarõşmada ayrõca SİYAD jürisi “SİYAD Özel Ödülü”nü “El Yordamõyla/Easier with Practise” filmine verdi. PROF. DR. SEMRA GERMANER 19. yüzyõlõn 2. yarõsõnda Os- manlõ İmparatorluğu’nda izlenen kültürel yapõ de- ğişimlerinin gerçekleşmesinde çağõn ay- dõnlarõnõn büyük payõ olduğu bir gerçek- tir. Sanatçõ duyarlõğõ, Doğu ve Batõ kül- türlerine vâkõf kişiliği, kültür mirasõna sa- hip çõkma bilinci ile çok yönlü bir Osmanlõ aydõnõ olan Osman Hamdi Bey bu deği- şim ortamõnda ön planda rol oynamõş, Sa- nayi-i Nefise Mektebi ve Arkeoloji Mü- zesi gibi kalõcõ kurumlarõ bu ortama kazan- dõrmõştõr. Onun kurucu ve yönetici nite- likleri yanõnda kuşkusuz sanatçõlõğõnõn da Türk sanat tarihinde yadsõnmayacak bir yeri vardõr. Osman Hamdi’nin Paris’te bulunduğu yõllar Ingres, Delacroix, Rousseau, Mil- let, Corot, Courbet, Daumier, Gerome, Manet, Degas, Renoir, Monet gibi pek çok ünlü büyük ustanõn yaşadõğõ, sanatsal tartõşmalarõn yoğunlaştõğõ, farklõ görüşle- rin, akõmlarõn birbirini izlediği, uluslararasõ sergilerin düzenlendiği, kõsacasõ Paris’in sanat merkezi olarak en canlõ olduğu dö- nemdir. Osman Hamdi Bey kültürün po- litik bir güç olduğunun bilincine bu ortam- da varmõş olsa gerektir. GEROME ETKİSİNDE Öte yandan, yüzyõlõn II. yarõsõnda, II. İm- paratorluk Fransa’sõnda, devlet destekli “resmi sanat“la “bağımsız sanat“ arasõndaki uçurumun derinleştiği gö- rülmektedir. Resmi sanatõ temsil eden, figüre dayalõ akademik sanat anlayõşõnõn Osman Hamdi Bey tara- fõndan önce kendi resminde -özellikle oryantalist konulu yapõtlarõnda- son- ra da kuracağõ Sanayi-i Nefise Mek- tebi’nin eğitim programõ içinde be- nimsendiği görülür. 1863 yõlõnda re- form geçiren, Paris Güzel Sanatlar Okulu’nun iki atölye hocasõ, Caba- nel ve Gerome, Osman Hamdi Bey’in yeğlediği ustalar olmuşlardõr. Gerome kuşkusuz Osman Ham- di’nin Fransa’da en çok etkilendiği sanatçõ olmuştur. Bu gerçekçi, aka- demik ve oryantalist konularda usta ressam, 19. yüzyõlõn 2. yarõsõ boyunca Fransa’da olduğu kadar Avrupa ve Amerika’da da oryantalizmin en ön- de gelen temsilcisi olarak ta- nõnmõştõr. Osman Hamdi Bey’in gerek Doğu konularõ- nõ işlemesi, gerekse dönemin resmi sanatõnõn en önde gelen temsilcisi olmasõ nedeniyle Gerome’un sanatõna ilgi duy- muş olmasõ doğaldõr. OSMANLI YAŞANTISI Türk resim sanatõnda figü- rün önemine ilk kez değinen ve yapõtlarõyla bunu ortaya koyan Osman Hamdi Bey, geçmişimizin tarihsel mirasõna sahip çõkma bilinci ile ol- duğu kadar, Batõlõ oryantalistlerin etnik ve tarihsel yanõlgõlarõna ve önyargõlõ tavõrla- rõna da yanõt olabilecek nitelikte resimler üretmiştir. Onun çalõşmalarõnda Osman- lõ yaşantõsõna ait sahneler, Osmanlõ mi- marisi ve bezeme sanatlarõndan örnekler vardõr. Osman Hamdi Bey’in resimlerinde Ba- tõlõ ressamlarca gerçekleştirilmiş -Do- ğu’yu ve İslam dünyasõnõ konu alan- tab- lolarda görüldüğü gibi hamam, harem, vahşet sahneleri ya da ibadet eden müte- vekkil tipler değil ama okuyan, tartõşan Os- manlõ aydõnlarõ betimlenmiştir. Pek çok resminde fotoğraftan yararlanmõş olan sanatçõ, yapõtlarõnda kullandõğõ figürler ara- sõnda kendine de yer vermiştir. Resimler- de yer alan kitap imgesi bu tür mekânlar- da genellikle alõşõldõğõ gibi yalnõzca din ki- taplarõnõ değil bilimsel kitaplarõ da içer- mekte, dolayõsõyla bir aydõnlanma simgesi olarak kullanõlmaktadõr. “Okuyan Genç Emir”, “Rahle Önünde Kız”, “Okuyan Kız”, “Cami Kapısı Önünde Konuşan Hocalar” ve “Mihrap” bu anlamdaki resimlere örnek oluşturabilir. Sanatçõnõn “Mihrap” adlõ resmi verdiği mesajla Türk Resim Sanatõ’nõn en cesur yapõtla- rõndan birini oluşturur. Bu resminde hem kadõn figürü hem de kitaplar alegorik bir anlam içermektedir. KADININ ÖZEL YAŞAMI Bu alegorik örneğin dõşõnda Adolphe Thalasso’nun “L’Art Ottoman” adlõ ya- põtõnda da belirttiği gibi, Osman Hamdi Bey Osmanlõ kadõnõnõ resme konu alan, ka- dõnõn sokakta ya da evindeki özel yaşa- mõnõ yansõtan, dõşa açan, ilk sanatçõ ol- ma özelliğini de ta- şõr. “Türbede Ka- dınlar“, “Okuyan Kadın“, “Cami Ka- pısı Önünde Kadın- lar“, “At Meyda- nında Gezinti”, “Leylak Toplayan Kadın“ adlõ tablolarõ örnek olarak sayõlabi- lir. Resimlerinde fo- toğraftan, etnografik öğelerden ve belli bir anlatõma yönelik kul- landõğõ figürlerden ya- rarlanan Osman Ham- di Bey, Doğu’yu anla- tan tek Doğulu oryan- talist ressam olma özel- liğinin yanõ sõra Türk sanatõnda bir düşünce resminin de öncüsü ol- muştur. Sanatçõnõn oryantalist konulu resimleri sanat- sal kaliteleri açõsõndan kuşkusuz döneminin ay- nõ tür yapõtlarõ arasõnda ön sõralarda yer alacak niteliktedir. Resimlerin- de her zaman Paris eko- lüne bağlõ kalmõş olan sa- natçõ Türkiye’ye döndükten sonra oryan- talist konulara olan ilgisini yaşamõnõn sonuna değin sürdürmüş ve bu alandaki en ünlü tablolarõnõ her yõl Paris’te Salons des Artistes Français’de sergilemiştir. “Şeh- zade Türbesinde Derviş”, “Ab-ı Hayat Çeşmesi”, “Kaplumbağa Terbiyecisi“, “Silah Taciri“ bunlar arasõnda yer al- maktadõr. Osman Hamdi’yi oryantalizme yönelten önemli nedenlerden biri de onun yalnõz- ca romantik bir 19. yüzyõl sanatçõsõ ol- mayõşõdõr. Osman Hamdi yaşamõnõn diğer evrelerinde de görüleceği gibi bir eylem adamõdõr. Az sayõda manzara resmi yapmõş olan Osman Hamdi Bey, oryantalist konulu re- simlerinin yanõ sõra bir dizi aile portresi gerçekleştirmiştir. Üslup açõsõndan sa- natçõnõn oryantalist yapõtlarõndan olduk- ça farklõ olan bu resimlerinde -izlenimci akõmõn da etkisiyle- daha serbest ve na- türalist yorumlarõn ön plana çõktõğõ dikkati çeker. “Mimozalı Kadın”, “Sanatçının Oğlu Edhem” , “Naile Hanımın Port- resi” bunlar arasõnda sayõlabilir. (Bu yazõ, 15 Aralõk 1992 tarihli Cum- huriyet’ten kõsaltõlarak alõnmõştõr.) SÜRECEK ÖLÜM ÜNÜN 100. YILDÖNÜMÜNDE MÜZECİ, ARKEOLOG VE RESSAM OSMAN HAMDİ BEY (1) Türksanatõndaöncübirressam Kültür Servisi- Osman Hamdi Bey, bugün İstanbul Arkeoloji Müzeleri Yõldõz Konferans Salonu’nda düzenlenecek bir etkinlikle anõlõyor. Saat 14.00’te başlayacak “Ölümünün 100. Yılında Osman Hamdi Bey” anma etkinliğinin açõlõş konuşmalarõ, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdür Vekili Rahmi Asal ve Kültür ve Turizm İl Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili tarafõndan yapõlacak. Etkinlikte “Osman Hamdi Bey ve Kazıları Sunumu” arkeolog ve yayõncõ Nezih Başgelen tarafõndan gerçekleştirilecek. Prof. Dr. Edhem Eldem ise, “Ölümünün 100. Yılında Osman Hamdi Bey’i Anlamak” başlõklõ bir konuşma yapacak. Kurduğumüzedeanılıyor 19. yüzyõlda Batõ akademileri ve resmi sanatçõlarõ dönemin yenilikçi hareketlerine karşõ bir tutum içinde olmalarõna rağmen, Osman Hamdi ve Sanayi-i Nefise Mektebi her zaman Türk toplumunda tutucu bir davranõşõn değil, yeniliğe ve ileriye atõlan bir adõmõn simgesi olmuştur. Osman Hamdi, “Kaplumbağa Terbiyecisi”, 1906, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu.  İstanbul Hanımefendisi / 8.000.000 TL / Sotheby’s müzayedesi Kaplumbağa Terbiyecisi / 5.000.000 TL / Antik AŞ müzayedesi Han İçi / 2.200.000 TL / Portakal Sanat ve Kültür Evi müzayedesi Mihrap / 1.800.000 TL / Antik AŞ danõşmanlõğõnda Rüstem Efendi Camii / 850.000 TL / Antik AŞ müzayedesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle