22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ 18 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B CEREN ÇIPLAK Hendrik Höfgen’in en büyük haya- li ünlü bir oyuncu olmaktõr. Naziler Al- manya’da iktidara geldiğinde, sõrf ti- yatroda yükselebilmek için komünist geçmişini reddeder, karõsõ ve sevgilisi- ni terk eder. “Faust” oyunundaki Me- fisto rolüyle, Nazi liderlerinden Gö- ring’in hayranlõğõnõ kazanõnca, Devlet Tiyatrosu’nun başõna getirilir. Artõk halkõn saygõsõnõ kazanmõştõr, şato gibi bir evde oturmaktadõr ve Berlin sosye- tesine girmiştir. Ancak ihanetinin ahlaki baskõlarõndan da kurtulamayacak, kõsa sürede gerçek olan hayalleri giderek bir karabasana dönüşecektir. Alman yazar Thomas Mann’õn oğ- lu Klaus Mann’õn 1936’da yayõmlanan “Mefisto” romanõ, bugüne dek hem ti- yatroya hem de beyazperdeye uyarlan- mõştõr. Macar yönetmen Istvan Sza- bo’nun 1981’de çektiği filmde Klaus Maria Brandauer en parlak oyunla- rõndan birini çõkarmõştõr. Ünlü Fransõz tiyatrocu Ariane Mnouchkine’in “Mefisto”su ise romanõn en ünlü sahne uyarlamasõdõr. İstanbul Büyük- şehir Beledi- yesi Şehir Tiyatro- larõ şu sõralar Mnouchkine uyarlamasõnõ Ragıp Yavuz‘un sahnelemesiyle Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde oynu- yor. Özdemir İnce’nin çevirisiyle oy- nanan oyunda Hendrik Höfgen karak- terini Yiğit Sertdemir canlandõrõyor. “Mefisto”nun çevirmeni Özdemir İnce, oyunun konusundan söz eder- ken, “İlk bakışta sıradan, diktatörlük dönemlerinde sık sık yaşanan bir olay” diyor. “Ama soru şu: Bir devlet görevlisi diktatörlük döneminde görevini sürdürmeli midir? Örneğin, bir muhasebeciyi kimse- nin ayıplamaması ge- rekir. Çünkü başka bir seçeneği yoktur. Ama söz konusu kişi bir romancı, ti- yatro yö- netme- ni, ga- zeteci, filozof ise durum değişir. İşte o zaman ikilem ve çelişki başlar.” İnce’ye göre, Hitler döneminde ro- man yazmak, tiyatro yönetmek, gaze- tecilik yapmak başka; yaratõcõ emeğiy- le, yönetici kimliğiyle rejime hizmet et- mek başka. Bir sanatçõnõn kendi özüne ihanetinin nedeni mesleki sapõnç mõ, yoksa para ve ün tutkusu mu? İnce, “Ay- nı trajik ihanet ve çelişkilere 1980’den bu yana ülkemizde de rastlamıyor muyuz?” diye soruyor: “Konu, günümüz Türkiye’sinde kimi eski solcu, yeni liberallerimize eldiven gibi uyuyor.” Klaus Mann, “Mefisto” romanõndaki Hendrik Höf- gen karakterini, 1925’te ta- nõştõğõ Güstaf Gründgens’ten esinlenerek oluşturmuştu. İkisi faşizme karşõ birlikte mü- cadele etmişler, ama sonra- d a n yollarõ ayrõlmõştõ. Oyunu sahneye koyan Ragõp Yavuz, “Gründgens de, Mann da, sanat ve iktidar kavramlarıyla iç içe yaşamış, sanatsal yaratıcılıkları- nı iktidar karşısındaki seçimleriyle belirlemiş kişilikler” diyor: “Nazizmin yükselişi karşısında seçim yapmala- rı gerektiğinde, Mann mücadeleyi seçip sürgüne giderken, Gründgens ülkede kalıp faşizme boyun eğer. Bi- ri iktidarla çatışırken, öteki Nazizmin sanatçısı olmayı seçer ve yükselir.” Yavuz’a göre, “Mefisto”, işte bu yükselişin öyküsü. Ruhunu faşist bir ik- tidara satan bir Alman sanatçõnõn öy- küsü... Oyunun hemen başõnda, 1923’ün bir Kasõm akşamõ. Hitler darbe girişimin- de bulunmuş ve tutuklanmõştõr. Komü- nist bir tiyatro oyuncusu olan Höf- gen’in sağ yumruğu havadadõr o gece. Oyunun sonunda, yõl 1934’tür ve Na- ziler iktidardadõr artõk. Höfgen, sağ kolu yine havada, seyirciyi selamla- maktadõr. Ama yumruğu sõkõlõ değildir bu kez. O artõk Prusya Devlet Tiyatro- larõ Genel Müdürüdür ve sağ elini “Heil Hitler!” diye kaldõr- mõştõr. (Oyun bugün 15.00 ve 20.30’da, yarın 15.00’te Muhsin Ertuğrul Sahne- si’nde.) 17ülkeden 20 filmin yarõştõğõ Berlin Film Festivali’nde Türkiye’yi temsil eden Semih Kaplanoğlu’nun “Bal”õ da ödüle yakõn adaylar arasõnda gösteriliyor. “Yusuf Üçlemesi”nin son filmi olan “Bal”, Alman basõnõndan genel olarak olumlu eleştiriler aldõ ve özellikle filmin 7 yaşõndaki minik oyuncusu Bora Altaş, hazõr cevaplarõ ve sevimli halleriyle büyük sempati topladõ. 60. Uluslararasõ Berlin Film Festivali’nde ödüller bu akşam dağõtõlõyor Altõn Ayõ ‘Bal’a uzanacak yakõnlõkta GÜNER YÜREKLİK BERLİN - Berlin Film Festivali bu ak- şam Berlinale Palast sinemasõnda, Alman yönetmen Werner Herzog başkanlõğõn- daki Büyük Jüri’nin ödüllü filmleri açõk- lamalarõnõn ardõndan Japon yönetmen Yoji Yamada’nõn “Otouto” adlõ filmi- nin gösterimi ile sona erecek. 17 ülkeden 20 filmin katõldõğõ Berli- nale’nin ‘Yarışma’ bölümünde Türki- ye’yi temsil eden Semih Kaplanoğ- lu’nun “Bal”õ da ödüle yakõn adaylar ara- sõnda gösteriliyor. “Yusuf Üçlemesi”nin son filmi olan “Bal”, Alman basõnõndan genel olarak olumlu eleştiriler aldõ ve özel- likle filmin 7 yaşõndaki minik oyuncusu Bora Altaş, gerek gala günü giydiği smokiniyle, gerekse kendinden emin ha- zõr cevaplarõ ve sevimli halleriyle büyük sempati topladõ. Ancak sempati toplayan yalnõzca Bora Altaş değildi. Focus dergisinin Online sayfasõnda film için “Türkiye’deki bir ailenin ya- şamını sakin bir dille ve şiirsel resim- lerle yansıtıyor. Oldukça etkileyici bir film” denildi. Stuttgarter Zeitung gazetesi de şöyle yazdõ: “Semih Kaplanoğlu’nun ‘Bal’ında oynayan 7 yaşındaki Bora Al- taş, korku dolu koyu renkte gözleri, me- raklı bakışlarıyla hepimizi nasıl da et- kiledi. Kaplanoğlu Berlin’e sadece gör- selliği mükemmel olan bir film değil, se- vimli minik oyuncusu Bora’yı da be- raberinde getirmiş”. “Semih Kaplanoğlu şiirsel filmiyle hepimizi büyüledi” başlõğõ atan Müns- terlandische Volkszeitung da, “Üçleme- nin ilk iki filmiyle dünyanın çeşitli festivallerinde ödüller alan Kaplanoğ- lu ‘Bal’da küçük bir çocuğun kozmo- suna giriyor ve onun umutlarını, öz- lemlerini, korkularını anlatıyor. Böy- lece Kaplanoğlu, insanı büyüleyen ve derinden etkileyen şiirsel bir film çı- karmış ortaya” sözleriyle filmi övüyor. Bu yõl yarõşmada Roman Polanski’nin “The Ghost Writer”õ, Rop Epstein/Jeff- rey Friedman’õn “Howl”õ, Çinli usta yö- netmen Zhang Yimou’nun “A Woman, A Gun And A Noodle Shop”u, Afgan kökenli genç Alman yönetmen Burhan Kurbani’nin “Shahada”sõ ve dört yõl ön- ce “Esma’nın Sırrı” ile Altõn Ayõ’yõ ka- pan Boşnak yönetmen Jasmila Zba- nic’in “Na Putu”su gibi güçlü filmler var. Zülfü Livaneli 26 yõl aradan sonra yeniden Théâtre de la Ville Châtelet’de konser veriyor Paris’te ‘Ey Özgürlük’ diyecek UĞUR HÜKÜM PARİS - Zülfü Livaneli, 26 yõl aradan sonra, bugün bir kez daha Paris’in en ün- lü sahnelerinden Théâtre de la Ville Châ- telet’de. Livaneli’nin, Fransa’da Türkiye Mevsimi kapsamõnda, 6 kişilik toplulu- ğuyla vereceği konserin biletleri gişele- rin açõldõğõ gün tükendi. Livaneli’nin, 12 Eylül 1980 darbesini izleyen günlerde, 21-25 Şubat 1984 ta- rihlerinde ünlü Yunan şarkõcõ Maria Fa- randuri’yle birlikte Châtelet Tiyatro- su’nun görkemli salonunda verdiği kon- serler hâlâ belleklerde. O gün olduğu gi- bi bugün de Châtelet’nin sanat yönetme- ni olan Jacques Erwan bu konserlerin meslek hayatõnõn unutulmaz anlarõ ara- sõnda olduğunu vurguluyor: “Kapalı gişe her konserde aynı ol- guyu yaşıyorduk. Fransız, Yunan ve Türk seyircilerin doldurduğu 1000 ki- şilik salonda daima hem ağır, hem de sevinçli bir hava hâkimdi. Her taraftan, her şarkıdan, her sözden olağanüstü duygusallık taşıyordu. Bu yeni konser önerisi için İstanbul’a gittiğimde as- lında çok umutsuzdum. Zülfü, o eşşiz günlerin anısına, hiç düşünmeden, tar- tışmadan davetimizi kabul etti. Onu bu kadar yıl aradan sonra yeniden ağır- layabildiğimiz için çok mutluyum.” Fransa’da iki romanõ yayõmlanmõş olan yazar, besteci-yorumcu, gazeteci, sinema yönetmeni, siyaset adamõ Zülfü Livane- li’nin konseri sõrasõnda yeni filminin mü- ziklerinin yanõ sõra eski albümlerinden ve çalõşmalarõndan da örnekler sunacağõnõ be- lirten Erwan, özellikle Paul Eluard’õn şii- rinden yola çõkarak bestelenmiş olan “Ey Özgürlük” parçasõnõ heyecanla bek- lediğini eklemeden edemiyor. Livane- li’nin, 11 Nisan’da da Doğu Fransa’da Türk göçünün yoğun olduğu Metz ken- tinde de bir konser vermesi bekleniyor. Müzikleri, filmleri ve romanlarõyla bugüne kadar ulusal ve uluslararasõ pek çok ödüle değer görülmüş olan Livane- li, “Son Ada” adlõ yapõtõyla da 2009 Or- han Kemal Roman Armağanõ’nõ kazan- mõş, kõsa bir süre önce de Atatürk’ün ya- veri Salih Bozok’un anõlarõndan beyaz- perdeye uyarladõğõ “Veda” adlõ filmin çe- kimlerini tamamlamõştõ. Livaneli’nin Fransa’da Türkiye Mevsimi kapsamında vereceği konserin biletleri gişelerin açıldığı gün tükendi. Ruhunu satan sanatçının öyküsü İstanbul Şehir Tiyatrolarõ’nõn yeni mevsim oyunu ‘Mefisto’ bu hafta sonu Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde KKlaus Mann’õnlaus Mann’õn romanõndan Arianeromanõndan Ariane Mnouchkine’inMnouchkine’in uyarladõğõ oyunuuyarladõğõ oyunu Özdemir İnceÖzdemir İnce çevirdi, Ragõpçevirdi, Ragõp Yavuz sahneledi.Yavuz sahneledi. “Mefisto”da“Mefisto”da Hendrik HöfgenHendrik Höfgen karakterini Yiğitkarakterini Yiğit SertdemirSertdemir canlandõrõyor.canlandõrõyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle