Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 20 ŞUBAT 2010 CUMARTESİ
14 HABERLER
Özellikle nitelikli genç işsiz sayõ-
sõnõn ürkütücü boyutlarda olduğu
Türkiye’de, bilgi ve iletişim tekno-
lojilerinin (ICT) hem yüksek katma
değerli hizmet ve üretim hem de is-
tihdam sağlamasõ açõsõndan önemli
bir avantaj olduğu ancak bugüne
kadar arzu edilen sõçramanõn ger-
çekleşemediği belirtildi.
Günümüzde kalkõnmanõn en önem-
li itici güçlerinden biri olan bilgi ve
bilişim teknolojilerinde küresel are-
nada gelinen nokta ve Türkiye’nin
konumu önceki gün Türkiye Bilişim
Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD)
tarafõndan düzenlenen Uluslararasõ
Bilişim Zirvesi’nde masaya yatõrõldõ.
Amerika Birleşik Devletleri Baş-
kanõ Barack Obama’nõn Bilişim
Danõşmanõ Dr. Robert Atkinson,
ABD’de de ekonomik krizle müca-
dele için bilişim alanõnda gerçekleş-
tirilen çalõşmalarõ anlattõ. Her yarõm
yüzyõlda yeni bir teknoloji dalgasõnõn
geldiğini ve her şeyi temelden de-
ğiştirdiğini vurgulayan Atkinson,
bilgi ve iletişim teknolojilerinin ino-
vasyon ve ekonomik rekabeti ve do-
layõsõyla istihdamõ beraberinde ge-
tirdiğini belirtti.
Atkinson IT’ye yapõlan yatõrõmõn
geri dönüşünün bina ya da makine-
ye yapõlan yatõrõmõn geri dönüşünden
7 misli fazla olduğunu, ICT’nin
ABD’de verimliliği yüzde 80 ora-
nõnda arttõrdõğõnõ kaydetti.
Yıllık ciro 30 milyar dolar
Türkiye ise başta mobil iletişim
hizmetleri olmak üzere IT
pazarõnõn önemli
alõcõlarõndan biri ol-
masõna karşõn hem
sektörün gerçekleş-
tirdiği ihracat söz
konusu edilemeye-
cek kadar az hem de
ICT sektörünün yõllõk
toplam cirosu 30 mil-
yar dolar.
Zirvenin açõlõşõnda
konuşan Ulaştõrma Ba-
kanõ Binali Yıldırım
“Artık alın terinin ye-
rini akıl teri alıyor.
Türkiye’yi geleceğe taşımak için
akla, araştırmaya, bilişime yatırım
yapmamız gerek. Türkiye’yi gele-
ceğe taşımak için akla, araştır-
maya, bilişime yatırım yapmamız
gerek. 2023 yılında Gayri Safi Mil-
li Hasıla’dan Ar-Ge’ye yüzde 2.5
pay ayırmayı, bilgi ve iletişim tek-
nolojilerinin payını
arttırmayı, sektö-
rün cirosunu 160
milyon dolara çı-
karmayı ve bu ci-
roda yazılımın pa-
yını arttırmayı he-
defliyoruz” der-
ken sektörde in-
ternetle başlayan
vergi indirimleri-
ni sürdürecekle-
rini, beş adet teş-
vik kanunu üze-
rinde yoğun bi-
çimde çalõştõklarõnõ ve yeni
Medya Kanunu’nun da Bakanlõkta
görüşüldüğünü ifade etti. BTK Baş-
kanõ Tayfun Acarer ise bilişim tek-
nolojileri ve iletişim sektöründe ül-
kelerin son 50 yõllõk süreci ele alõn-
dõğõnda, bilişim sektöründeki geliş-
me ABD’de yüzde 50, İngiltere’de
yüzde 73, Almanya’da ise yüzde 78
ile en çok yatõrõm yapan ülke oldu-
ğunu hatõrlattõ.
Ağõr sanayi sektöründe bir kişiyi is-
tihdam etmenin maliyetinin 100 bin
dolar olduğunu söyleyen Acarer, bu
rakamõn bilişim sektöründe ise 3-4
bin dolar olduğunu söyledi. Acarer,
Elektronik Haberleşme Kanunu’nun
önemine de dikkat çekerek, bu alan-
daki düzenleme, denetleme ve özel-
likle siber güvenlik konusunun üze-
rinde durulmasõnõ istedi.
TÜBİSAD Başkanõ Turgut Gür-
soy, uygulanabilecek çok fazla bili-
şim teknolojisi projesi bulunduğunu
belirterek, Türkiye’de bilişim sektö-
rü için büyük fõrsatlar olduğunu be-
lirtirken, İnter Türkiye Genel Müdürü
Çiğdem Erten de bugün bilişim
sektöründe 130 bin kişilik bir istih-
dam bulunduğunu, bilişim sektörü-
nün Gayri Safi Milli Hasõla içindeki
payõnõn yüzde 1 olduğunu bildirdi.
Erten, 2023 yõlõnda Türk bilişim
sektörünün 10 milyar dolarlõk ihra-
cat ve 1 milyon istihdama sahip ol-
masõnõ beklediklerini sözlerine ekledi.
İngiltere’de 150 mağazasõ bu-
lunan ve 2500 kişiye istihdam
sağlayan Türk işadamõ Cafer Ma-
hiroğlu, Türk tekstilciler için Ba-
tõ’nõn markalaşmak ve yatõrõm
yapmak için bir fõrsat olduğunu
söyleyerek, “Markayı satın al-
mak, marka olmaktan çok daha
kısa ve doğru bir yol” dedi.
Mahiroğlu, iki yõl önce batmak
üzereyken satõn aldõğõ ‘Select’ ad-
lõ İngiliz kadõn giyim mağaza gru-
bu için üretim yapõlan şirketin
Londra’daki merkezinde, AA mu-
habirine yaptõğõ açõklamada, söz
konusu mağaza grubunu satõn al-
dõktan sonra yeni bir yapõlanmay-
la şu anda aralarõnda yaklaşõk 40
Türk’ün de bulunduğu 2500 kişi-
yi istihdam ettiğini ve İngiltere’nin
birçok şehrinde toplam 150 ma-
ğazasõnõn bulunduğunu kaydetti.
“Her hafta bir mağaza açıyo-
ruz. İngiltere benim için çok
önemli. Hedefimiz 350 mağaza
açmak” diyen Mahiroğlu, bu dö-
nemde marka yaratmanõn, marka-
laşmanõn zor olduğuna, o neden-
le markayõ satõn almanõn, marka ol-
maktan çok daha kõsa ve doğru bir
yol olduğuna dikkat çekti.
2009’daki küresel ekonomik
krizin tekstil ve perakende sektö-
rüne etkisini de değerlendiren Ma-
hiroğlu, ekonomik krizi 2009 yõ-
lõndan önce de hissettiklerini söy-
leyerek “Kriz yaşanmamış ol-
saydı, şu anda sahip olduğu-
muz şirketi almamız mümkün
değildi. 2008’in başında Select’i
aldık. Select o dönemde ekono-
mik krizin ilk darbelerini yiyen
şirketlerden biriydi. Biz krizden
dolayı bu şirketi aldık. Krizden
olumlu etkilenenlerdenim” dedi.
Türkiye 2002-2006 yılları
arasındaki ekonomisinde rekor
olarak tanımlanan büyümesine
rağmen istihdam artışı bir başka
ifade ile işsizlikteki azalış aynı
oranda olamadı..
2004 yılında 9.9 ile Cumhuriyet
tarihinin en yüksek büyüme
oranlarından biri yakalandı. GSYH
yüzde 8.9 arttı ve kapasite
kullanımı yüzde 80’lere çıktı. Ancak
gerçekleşen ekonomik büyüme ile
birlikte büyüme istihdama bir türlü
yansıyamamıştır. Keza ülkemizde
ekonomiyi yönetenler tarafından,
ekonomideki büyümenin önemli
ölçüde verimlilik ve kapasite
kullanımı artışından kaynaklandığı
tespiti bir türlü yapılamamıştır.
TOBB, TÜSİAD gibi Sivil Toplum
Kuruluşları, meslek odaları ve
bizler gibi düşünen ekonomistlerin
sürekli gündeme getirdiği
“Büyüme süreci istihdam dostu
büyümeye dönüştürülemediği
sürece bırakın işsizlikte azalmayı
işsizlik oranlarında artış kaçınılmaz
olarak büyüyecektir” tespiti ve
gerekli önlemler alınmalı uyarıları
ekonomiyi yönetenlerce hep
eleştiri olarak algılandı..
2007 yılının üçüncü çeyreğinde
piyasalarda başlayan daralma,
yine ekonomiyi yönetenlerce
büyümenin durması ve küçülmenin
başlangıcı olarak okunamadı.
Yıllarca uygulanan ithalata dayalı
büyüme anlayışı, düşük kur yüksek
faiz ve enflasyona dayalı para
politikaları uygulamaları sonucu
“Sanayi üretiminde istikrarsızlık,
ithalattaki olağandışı artış, giderek
artan cari açık, büyüyen kayıt dışı
sektör ve yarattığı haksız rekabet,
başta enerji ve işgücü olmak üzere
yüksek girdi maliyetleri nedeniyle
hızla azalan rekabet gücü, döviz
cinsinden özel sektör borçlanması
gibi yapısal sorunlar yaşayan Türk
ekonomisi”ni doğurdu.. Bu
sorunlarla boğuşan Türkiye
ekonomisi bu kez 2008 yılında
başlayan ABD odaklı küresel mali
kriz etkisi altında deyim
yerindeyse ezilmeye başladı..
2010 yılının ilk işsizlik verilerine
bakıldığında sonuçlar 3 milyon
900 bin işsizin varlığını
gösterirken her yıl 750 bin yeni
istihdam ihtiyacı doğuyor. Resmi
rakamlara göre işsizlik yıllık yüzde
14’e dayandı, ancak eksik
istihdamla birlikte bu oran yüzde
22’lere varıyor. TÜRK-İŞ ve
DİSK’e göre oran bunun da
üzerinde.
Türkiye’de istihdam ve işsizliğe
bir başka açıdan da bakmakta
yarar olduğunu düşünüyorum
Türkiye’nin işsizleri çok, genç
işsizleri ise daha çok. 4 gençten
1’i işsiz, Eğitimli ama işsiz
gençlerin oranı yüzde 30
civarında. Bunların da çoğu
mesleksiz lise mezunları..
İşsizliğin giderek arttığı bir
ortamda bir başka önemli sorun
da KOBİ’lerin, reel sektörün en
önemli sorunlarından biri de,
kalifiye işgücü.. Bir yandan
işsizlik diğer yandan kalifiye ara
eleman bulamaması.
Büyümenin istihdama
yansıyabilmesi için mutlaka
istihdam dostu büyüme stratejileri
benimsenerek uygulamaya
geçirilmelidir.
İstihdam dostu büyüme için,
istihdam vergilerinin düşürülmesi
gerekmektedir.
Kayıt dışılığın en önemli nedeni
yüksek vergilerdir. Kayıt dışı
ekonomiyle mücadelede vergi
oranlarının düşürülmesi, vergilerin
ödenebilir seviyeye çekilmesi ve
bu yolla vergi tabanının
genişletilmesi sağlanmalıdır.
Dünyanın en pahalı işçilik
vergisi ve SSK primi ödeyen
işverenlerimiz, Çin’den önce
kendi ülkesindeki kayıt dışı işçi
çalıştıranlarla rekabet etmek
zorunda kalmaktadır.
Sonuç olarak ekonomide son
on yılda adından çok söz edilen
istihdam dostu büyümenin
önündeki engeller kaldırılamadığı
sürece işsizlik ve istihdam
sorununa çözüm bulmak lafta
kalmaya mahkum kalacaktır.
S A T I R A R A S I HİLMİ DEVELİ hilmideveli@hotmail.com.
İngiltere’de 150
mağazaya ulaştõk YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr
YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM
Hangisi Doğru?
‘A
kıl akıldan üstündür / Aklın yolu
birdir.’ ‘Kervan yolda düzelir /
Balık baştan kokar’... Vergi
mükellefleri, Maliye Bakanlığı’nın KDV
konusunda tutarsız uygulamaları
nedeniyle bu atasözleri arasındaki çelişki
gibi bir tablo ile karşı karşıya. 5 Aralık
2009 tarihinde Resmi Gazete’yle
yayımlanan KDV Kanunu Genel Tebliği’nin
“Kullanım Süresi Geçen veya
Kullanılamayacak Hale Gelen Mallara
İlişkin Yüklenilen KDV Hakkında Yapılacak
İşlem” başlıklı bölümünde yapılan
açıklamalar, vergi mükellefini adeta ters
köşeye yatırdı.
Maliye Bakanlığı kendi yerleşik görüş ve
yargı kararlarının aksine bir genel tebliğ
yayımladı ve; “... Kullanım süresi geçen
veya bir başka biçimde kullanılamayacak
hale gelen ve imha edilen mallar, zayi olan
mal mahiyetinde olduğundan
mükelleflerce bu malların iktisabı
dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim
konusu yapılması da mümkün
bulunmamaktadır” değerlendirmesinde
bulundu.
Bununla kalınsa iyi, hemen ardından;
“Zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha
önce indirim konusu yapılan KDV’nin,
imha tarihini kapsayan vergilendirme
dönemine ait 1 No.’lu KDV
Beyannamesi’nin ‘İlave edilecek KDV’
satırına dahil edilmek suretiyle indirim
hesaplarından çıkarılması gerekmektedir”
denildi.
Özellikle başta “gıda ve ilaç” olmak
üzere birçok sektörü derinden etkileyecek
olan bu tebliğe göre; “market rafında
bozulan süt, eczanenin dolabında günü
geçen ilaç” için “sağlamken” yüklenilen
KDV artık indirime konu olamayacak.
KDV’nin indirilebileceğine ilişkin
düzenlemeler ve kararlar var
Oysa Maliye Bakanlığı, son 7-8 yıldır
takdir komisyonu tarafından imha
edilmesine karar verilen malların KDV’de
indirim konusu yapılabileceğine ilişkin çok
sayıda mukteza verdi.
Örneğin Vergi Usul Kanunu’nda “zayi”
olan malların tanımı var. Buna göre, takdir
komisyonlarının görevlerinden yola
çıkılarak ve verilen muktezalar da
kullanılarak, tarihi geçmiş mallar indirime
konu yapılıyordu.
Kıymeti düşen malların “zayi olan mal”
olarak değerlendirilemeyeceğine ilişkin
emsal mukteza ve Danıştay kararları vergi
uygulamalarında mevcuttur.
Yargı kararlarında ve Vergi İdaresi
görüşlerinde, kullanım süresi geçmesi
ya da teknik nedenlerle
kullanılamayacak
olan ve değeri
düşen
malların zayi mal olarak
nitelendirilemeyeceği ve söz konusu
mallar için yüklenilen katma değer
vergilerinin indirim konusu yapılabileceği
de açıkça vurgulanmıştır.
Örneğin, bu konuda 2002 yılı tarihli
Danıştay kararı özetle şöyledir: “...
Kullanım süresi dolan ilaçlar için takdir
komisyonuna başvurarak değer belirttiği (0
TL) ve yine idarenin bilgisi ve gözetimi
dahilinde söz konusu ilaçları imha
ettirdiğinin tartışmasız olduğu, ilaçların
ekonomik değerinin kalmadığı ve
imhasının zorunluluk arz ettiği, idarenin
huzurunda imha ettirildiği anlaşılan ilaç
girdileri için ödenen katma değer
vergisinin anılan yasanın 30/c
maddesindeki zayi olan mal kavramı içinde
değerlendirilemeyeceğinden indirilmesinin
yerinde olduğu gerekçesiyle kabul eden 6.
Vergi Mahkemesi’nin 4.03.2002 tarih ve
2002/526 sayılı kararının onanmasına…”
Ya Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığı’nın 28.01.2002 tarihli
özelgesine ne demeli? “… Dolayısıyla,
imha edilen söz konusu ilaçların alış
faturalarında gösterilen katma değer
vergisinin indirim konusu yapılabileceği
tabiidir.”
Yetmedi ise aynı İdare’nin 18.06.2007
tarihli muktezasının da bu yönde
olduğunu hatırlatmakta fayda var. Burada
da özetle denilen şu: “… Hasarlı olmaları
nedeniyle takdir komisyonlarınca hurda
bedeli belirlenen ve bu değer üzerinden
satışa konu edilebilen kıymeti düşen
malların indirim konusu yapılabileceği
tabiidir…”
Ve yine; Büyük Mükellefler Vergi Dairesi
Başkanlığı’nın kısa sayılabilecek bir süre
önce; 05.05.2009 tarihli muktezasında
da; “... İmha edilen ilaçların alış
faturalarında gösterilen KDV tutarı indirim
konusu yapılabilecektir” cümlesi vardır.
Neye göre işlem yapılacak?
Şimdi sormak lazım; Vergi mükellefleri
yargı kararlarına mı, vergi idaresinin
yayımladığı muktezalarına mı yoksa
son KDV Genel Tebliği’ne göre mi işlem
yapacak?
Bu durumda Maliye Bakanlığı’nın 113
No’lu KDV Tebliği’ni tekrar
değerlendirmesinde yarar var. Aksi
durumda; işletmelerin ilave KDV’yi
beyan ettikten sonra konuyu yargıya
taşıyıp sonucunu
beklemesinden
başka seçenekleri
kalmıyor.
Bir buzağı bir bebeğin beş katından bile
daha değerli olabilir mi? Söz konusu yer
Türkiye ise durum tam da böyle.
Bakanlar Kurulu’nun, hayvancılığın
desteklenmesi kapsamında uyguladığı
karara göre halen, “kültür ırkı ve kültür ırkı
melezi sığır yetiştiren üreticilere, saf ırklar
için 350 TL, melez ırklar için 300 TL ve
hastalıklardan ari işletmelerdekiler
için 400 TL” ödeme yapılıyor.
Peki, kamuoyunda “süt
parası” olarak bilinen ve
yaşaması şartıyla her çocuk
için doğum tarihinde geçerli
olan ve SGK Yönetim
Kurulu’nca belirlenip bakan
tarafından onaylanan tarife üzerinden
emzirme ödeneği kaç lira, tahmin edebilir
misiniz?
Biz söyleyelim. Ne yazık ki, emzirme
ödeneği 25/12/2008 tarih ve 2009/406
sayılı SGK yönetim kurulu kararı ile
1/1/2010 tarihinden itibaren doğum
yapan sigortalılar için 75 TL olarak
belirlendi. Sosyal güvenlik reformu
ile önce altı ay boyunca asgari
ücretin üçte biri olarak süt parası
verilmesi öngörülmüşken daha
sonra yapılan değişikliklerle
oran günümüzde bu rakama
kadar düştü.
Nasıl, kim daha değerli imiş?
Cafer Mahiroğlu: Markayõ satõn almak, marka olmaktan
çok daha kõsa ve doğru bir yol diyen tekstilci
“Doğumdan dolayı SSK borçlanması yapabilir miyim?” Ekin Kardelen
4-1/a bendi (SSK) kapsamındaki kadın sigortalıların, ilk defa sigortalı olarak
çalışmaya başladıkları tarihten sonra iki defaya mahsus olmak üzere, doğum
yaptıkları tarihten itibaren geçen en fazla iki yıllık süreleri, bu sürede adlarına
prim ödenmemiş olması kaydıyla ve çocuklarının yaşaması şartıyla
borçlandırılmaktadır.
Bu düzenleme ile doğum nedeniyle çalıştığı işinden ayrılmak zorunda kalan
kadın sigortalılara doğumdan sonra sigortasız geçirdikleri belli süreleri
borçlanarak hizmet olarak değerlenme imkânı sağlanmıştır. Sigortalı kadının
doğum nedeniyle çalışamadığı iki yıllık süreyi borçlanabilmesi için;
- Doğumdan önce çalışmaya başlayarak sigortalılık şartını yerine getirmesi,
- Doğumun çalıştığı işinden ayrıldıktan sonra 300 gün
içinde gerçekleşmesi,
- Doğumdan sonra adına prim ödenmemesi ve
borçlanacağı sürede çocuğunun yaşaması gerekmektedir.
Kadın sigortalı, doğumdan sonra iki yıldan daha az bir
süreyi çalışmadan geçirmiş ise bu süreleri de
borçlanabilecektir. Dolayısıyla ya çalışırken doğum
yapılması ya da işten ayrıldıktan sonra 300 gün içinde
doğum yapılması halinde borçlanabilirsiniz.
Sorularınız için
malicozum ism
mmo.org.tr ad-
resine mail ata-
bilirsiniz. Tüm
sorular e-posta
ile tek tek ce-
vaplanacaktır.
T
ürkiye’de tekstilin çok geliştiğini
söyleyen Mahiroğlu, ancak Tür-
kiye’deki tekstilcilerin Ortadoğu
ve Doğu Bloku ülkelerine yönelerek, “ha-
yati bir tehlikeye girdiklerini” ifade etti.
Mahiroğlu, “Batıda olmazsanız oradaki
cephelerinizi pek koruyamıyorsunuz.
Çünkü genelde markalaşma batıdan do-
ğuya doğru gidiyor” dedi.
İngiltere’deki orta kesime hitap eden birçok
markanõn, “Türkiye’de Nişantaşı’nda, sos-
yeteye pazarlanmaya çalışıldığını” da söy-
leyen Mahiroğlu, bunun çok yanlõş bir strate-
ji olduğunu, çünkü doğru alõcõnõn tespit edi-
lemediğini belirtti. Markalaşmada küresel-
leşmenin önemine dikkat çeken Mahiroğlu,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de satılan bir ürünü İngiltere’de
satamazsınız. Türklerin kalıp ölçüleriyle bu-
radakilerin ölçüsü farklı. Türkiye’de mar-
ka bir kurumun Avrupa’ya açılımı da bu
kadar kolay olmayacak. Bu anlamda bak-
tığınızda kendi ağını kurmuş bir markanın
içini boşaltıp kendi kültürünüzü içine yük-
lemeniz çok daha doğru mu, evet çok daha
doğru. Biz Select’te onu yaptık. 35 yıllık
markayı aldık, Türkleştirdik. Türkiye’de
mağazamızı açtık. Ama ben Türk halkının
benim oradaki mağazalarıma Mango’dan
daha çok ilgi göstermesini isterdim.”
Cafer Mahiroğlu ayrõca İngiltere’de River
Island ve New Look gibi tekstil markalarõ ile
rekabet içinde olduklarõnõ söyledi.
ki yõl önce batmak
üzereyken ‘Select’ adlõ İngiliz
kadõn giyim markasõnõ satõn
alan Mahiroğlu, aralarõnda
yaklaşõk 40 Türk’ün de
bulunduğu 2500 kişiyi istihdam
ettiğini ve mağaza sayõsõnõn
150’ye ulaştõğõnõ söyledi.
Bir buzağı bir bebekten 5 kat daha değerli!
DOĞUM NEDENİYLE NASIL BORÇLANILIR?İstihdam dostu büyü(ye)me …
B A T I M A R K A L A Ş M A İ Ç İ N F I R S A T
TÜBİSAD’õn düzenlediği Uluslarasõ Bilişim Zirvesi’nde
bilişimin kalkõnma ve istihdamda oynadõğõ itici rol masaya
yatõrõldõ. Türkiye ise IT pazarõnõn önemli bir alõcõsõ olmasõna
karşõn ne bilişimde ihracatõnõ arttõrabildi ne de arzu edilen
sõçramayõ yapabildi.
Bilişimde mehter adımı