Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
SAĞLIK 9
‘Kapalõ alanlarda
sigara içme yasağõ
esnetilmemelidir’
İstanbul Haber Servisi - Sigara yasağõnõn es-
netilmemesi gerektiğini vurgulayan sağlõk meslek
odalarõ ile hekimler, sigara yasağõnõn en köklü sağ-
lõk önlemi olduğunu belirttiler. Hekimler, kapalõ
alanlarda sigara
içilmesine izin
vermenin, içme-
yenlerde kanser
riskini yüzde 25-
30, kalp krizi ris-
kini de yüzde 30
arttõrdõğõna dik-
kat çekti.
H e k i m l e r ,
“Araştırmalar,
yurttaşların ka-
palı alanlarda si-
gara içilmemesi
gerektiğini gös-
terirken işletme
kârlılığının da
arttığını gösteri-
yor. Kanundan
geri adım atmak,
kanseri ve kalp
krizini destekle-
mektedir” dedi.
Kapalõ alanlar-
da sigara içilme-
sini yasaklayan
4207 sayõlõ “Tü-
tün Ürünlerinin
Zararlarının
Önlenmesi ve
Kontrolü Hak-
kında Kanun”un
yumuşatõlmasõna
yönelik girişim-
lerin yanlõş oldu-
ğu vurgulandõ.
SSUK Dönem
Başkanõ Prof. Dr.
Elif Dağlı, ana-
yasanõn 56. mad-
desinde “Herkes,
sağlıklı ve den-
geli bir çevrede
yaşama hakkına
sahiptir. Çevreyi
geliştirmek, çev-
re sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini ön-
lemek devletin ve yurttaşların görevidir” de-
nildiğini ifade ederek “Kapalı alanlarda siga-
ra dumanı sağlıklı çevre kavramı ile bağdaş-
mamaktadır” dedi.
HEKİMLER VE SAĞLIK ODALARI
MELTEM YILMAZ
Okmeydanõ’nda Da-
rülaceze’de görev ya-
pan 400 personelin giriş
çõkõşlarõnõ kontrol et-
mek için “parmak izi
takip sistemi” cihazla-
rõ kullanõldõğõ belirlendi.
Uzmanlar, iç hukuk dü-
zenlemelerinde belli
şartlarõn varlõğõ halinde,
sõnõrlõ olarak yalnõzca
kolluk kuvvetlerine ve-
rilen parmak izi alma
yetkisinin kamu ku-
rumlarõ ile özel kuru-
luşlarca uygulanmasõ-
nõn, özel yaşamõn gizli-
liği ile bireyin temel
haklarõnõn korunmasõnõ
güvenceye alan ilgili
anayasa maddeleri ile
Avrupa İnsan Haklarõ
Sözleşmesi’ne (AİHS)
aykõrõ olduğunu belirtti.
Vücut bütünlüğünün
ayrõlmaz bir parçasõ olan
ve bireyi belirleme özel-
liği nedeniyle kişisel
bilgi olma özelliği taşõ-
yan parmak izi, çeşitli
kurum ve kuruluşlarda
“parmak izi takip ci-
hazları” aracõlõğõyla bir
tür “kontrol ve süz-
geçleme” yöntemi ola-
rak alõnmaya devam
ediyor.
İstanbul Tabip Oda-
sõ’nca bireyin izni ol-
madan alõnan parmak
izinin, herhangi bir ya-
sal dayanağõnõn bu-
lunmadõğõ, uygulama-
nõn idare ajanlarõ yeri-
ne bu işi yüklenen fir-
ma çalõşanlarõnca ya-
põlmasõ nedeniyle top-
lanan verilerin başka
bir amaçla kullanõlma-
yacağõna yönelik bir
güvencenin olmadõğõ
belirtiliyor.
Bilirkişilerle yapõlan
görüşmeler sonucunda,
“Bu sistemi kullanan
kurum ve kuruluşla-
rın, özel yaşamın giz-
liliği ile bireyin temel
haklarının korunma-
sını güvenceye alan il-
gili anayasa maddele-
ri ile AİHS’nin 8. mad-
desini ihlal ettiği”ne
dikkat çekiliyor.
İstanbul Barosu avu-
katlarõndan Hilmiye
Arslan, kişinin rõzasõ
dõşõnda bu tür kişisel
bilgilerin toplanmasõ-
nõn hukuka aykõrõ ol-
duğuna dikkat çeke-
rek, “Eğer kişi bu par-
mak izini vermek is-
temiyor ve vermeye
zorlanıyorsa o zaman
hukuka aykırı bir bi-
çimde kişisel verinin
elde edilmesi duru-
mu söz konusu oluyor
ki bu durum Türk
Ceza Kanunu’nun
(TCK) 135. madde-
sine göre hukuka ay-
kırı” diye konuştu.
Darülaceze yetkilile-
ri konuyla ilgili sorula-
rõmõza, aramalarõmõza
yanõt vermedi.
OKMEYDANI DARÜLACEZEProstat cerrahisinde uzman olan çok sayõda hekim bir araya gelerek ‘Uluslararasõ Prostat Araştõrma Grubu’nu oluşturdu
SİBEL BAHÇETEPE
Türkiye ve dünyanõn çeşitli ül-
kelerinde prostat cerrahisinde
uzman olan çok sayõda hekim bir
araya gelerek prostat ile ilgili
dünyada yaşanan gelişmeleri
yakõndan takip etmek, bu alan-
da çalõşmalar yapmak, teknolo-
jik gelişmelere öncülük etmek,
araştõrmalarõ bilimsel platform-
da paylaşmak ve halkõ gelişme-
lerden haberdar etmek amacõy-
la “Uluslararası Prostat Araş-
tırma Grubu”nu oluşturdu.
Türkiye’de adõmõ atõlan grubun
ilk çalõşmasõnõn prostat büyü-
mesinde kullanõlan “İnfrared
light lazer” (kõrmõzõ ötesi õşõk la-
zer) denilen tedavi sõrasõnda,
lazer õşõnlarõnõn yalnõzca tedavi
edilen noktaya verilmesi ve en
az oranda diğer organlara yan-
sõmasõnõ, organlara verilen za-
rarõn en aza indirilmesinin yat-
tõğõ belirtildi.
Yeni kuşak lazerle
tedavi konusunda yurt-
dõşõndaki meslektaşla-
rõna da eğitim veren
Medical Park Göztepe
Hastanesi’nden Ürolo-
ji Uzmanõ Prof. Dr. Ali
Erol, özellikle son 10
yõlda iyi huylu prostat
büyümelerinde lazer te-
davisinin önem kazandõğõnõ, te-
davide birkaç farklõ lazer yön-
teminin kullanõldõğõnõ belirtti.
Erol şunlarõ söyledi: “Prostat
büyümesinde idrara başla-
mada güçlük, idrar akımının
zayıf ve kesik kesik olması, id-
rar yaptıktan sonra mesanenin
boşalmadığı hissi, gece sık id-
rara kalkma, idrar kaçırma gi-
bi belirtiler gözükebilir. Özel-
likle birinci derece yakınla-
rında prostat kanseri olanlar
40 yaşından sonra, diğerleri de
45 yaşından sonra
yılda bir kez hekime
gitmeli, kontrolleri-
ni yaptırmalıdır. Te-
davide halk arasın-
da buharlaştırma di-
ye bilinen yöntem
yaygın olarak kulla-
nılmaktadır. En sık
kullanılan lazer yön-
temleri buharlaştır-
ma amacı ile kullanılmakta-
dır.” Erol, geçen hafta İstan-
bul’da prostat cerrahisinde ül-
kemizden ve dünyadan çok sa-
yõda uzman hekimlerin katõldõ-
ğõ uluslararasõ bir toplantõnõn
düzenlendiğini, bu toplantõda
“Uluslararası Prostat Araş-
tırma Grubu” denilen yeni
oluşumun oluşturulduğunu
anõmsattõ.
Erol, grubun ilk çalõşmalarõnõn
2005 yõlõndan bu yana uygu-
lanmakta olan infrared light la-
zer tedavisinde yapõlan bir ça-
lõşma olduğunu belirterek özet-
le şunlarõ söyledi:
“Lazer tedavisi tamamıyla
masum bir tedavi değildir.
Hastada idrar kaçırma prob-
lemi, mesane boynu darlığı
gibi sorunlara neden olabilir.
Bu tedavilerde asıl sorun, esa-
sında lazer ışınının kullandı-
ğınız fiberden çıktıktan sonra
yansımalara uğrayarak başka
yerlere de ulaşması ve ulaştı-
ğı organlara zarar vermesidir.
Yapılan çalışma noktasal ışın-
lama yapılması ve çevre organ,
dokulara hasarının daha az
oluşmasıdır. İnfrared light la-
zer tedavisinde kullandığımız
fiber yalnız tedavi edeceği böl-
geye ışın verecek ve noktasal
tedavi olacak. Bu konuda kli-
nik çalışmalar yapılıyor, bir yıl
içinde bu çalışmanın sonlan-
masını hedefliyoruz.”
Prof. Dr. COŞKUN
ÖZDEMİR
Bu yazıda gündemdeki ko-
nuların her birine kısaca değineceğim.
Tam Gün Yasası kabul edildi. Yazık ki iyi
bir sonuç vermesi beklenemez. Hasta-
neler bir işletme gibi düşünülüyor. Hekim
kendi çabası ile sağladığı kazançtan pay
alacak. Bu onu çok hasta bakmaya zor-
layacak. Ek kazanç emekliliğe yansıma-
yacak. Eğitim araştırma arka planda ka-
lacak. Doktorlar sözleşmeli hale getirile-
cek. Üniversitelerde kargaşa yaşana-
cak. Çok kazanan hekimler ayrılacak. Ora-
da da eğitim ve araştırma değil, çok has-
ta bakarak gelir sağlama öncelik kaza-
nacak. Türkiye’de bugünkü Sağlıkta Dö-
nüşüm anlayışı içinde Tam Gün hiçbir şe-
kilde yararlı sonuç vermeyecektir. Bunu
göreceğiz. Marketlerde ilaç satışı yanlış
bir uygulamadır. Amerika’da yapılıyor
oluşu bu gerçeği elbette değiştirmez.
Amerika’da saymakla tükenmez yanlış uy-
gulamalar yapılıyor. 60 milyon insan sağ-
lık hakkından yoksun.
Her yazımda yineliyorum. Bizim ülkemi-
ze yakışan en iyi sağlık sistemi sosyali-
zasyon modelidir. Sağlık ocakları aracılığı
ile yürütülecek koruyucu hekimliğe önce-
lik veren ilk basamak hekimliği en verimli en
yararlı sistem olacaktı. Hastanecilik, doğ-
rudan hastane başvurularına öncelik ver-
mek yanlıştır. Fakülte hastaneleri bile has-
ta ve bürokrasi yükü altında bulunuyor. Uz-
man gerçekten uzmanlığını yapamıyor,
profesör de profesörlüğünü. Özel hasta-
nelerin bir bölümü zenginlere hizmet veri-
yor. SGK ile anlaşma yapmıyor. Anlaşma
yapanların bir bölümü sıkıntı da katkı pay-
larına dayanıyor. Şimdi hastaneler A, B, C,
D diye sınıflara ayrılıyor. Böylece arttırılmış
olan katkı payları derecelendirilecek. Hal-
kın, hastaların ilave katkılara zorlanması için
çeşitli yöntemler var. Asgari gelir sahiple-
rinin şu ya da bu katkı payını ödemek zo-
runda olmaları kadar bir adaletsizlik olamaz.
Dolaylı vergilerin de yüzde 70’lerde oluşu-
nun büyük bir haksızlık oluşu gibi.
Stresten uzak durun diye tavsiyeler oku-
yor ve dinliyorum sık sık. Siz bunu nasıl ya-
pıyorsunuz çok merak ediyorum, nasihatler
buna nasıl yararlı olabilir. Bir de sıkça rast-
ladığım bir şey var. Filanca kanseri yendi. O
nasıl oluyor, kanser nasıl yeniliyor? Bu da an-
layamadıklarımdan, bu yenme gücü nasıl el-
de ediliyor, bilenler bilmeyenlere öğretme-
li, tedavi değil, erken tanı da değil, birileri kan-
seri alt ediveriyorlar. Gözden kaçan önem-
li bir konu daha var. Bazı genetik hastalık-
lar için tedavi umutları belirdi. Ancak aynı
hastalık değişik genetik geçiş modelleri
gösterebiliyor. Bunların içinden bazıları te-
daviye elverişli, ötekiler değil. Bu ancak ge-
netik inceleme ile anlaşılabiliyor. Ne var ki
bu incelemelerin pahalı olanlarını SGK öde-
miyor. Bu mutlaka çözülmesi gereken bir so-
run. Çok önemli bir tedavi olanağından
yoksun bırakıyorsunuz. Hastaların ödeme
güçleri olmadığı için böyle bir olanaktan yok-
sun bırakılması kabul edilemez. Şimdi bir de
ilaç krizi çıktı. Çok ciddi fiyat an-
laşmazlığı nedeni ile depolarda var
olan ilaçlar eczanelere ve hasta-
lara ulaşamıyor. Olamaz böyle bir
şey, kabul edilemez, son hızla çözülmeli. Bir
skandal bu. Sorumlular hakkında suç du-
yurusu yapılmalı.
Sevgili Cumhuriyet okurları, haberiniz
olmuştur. Benim bir avuç özverili insan-
la birlikte 32 yıldan beri emek verdiğim bir
dernek var Türkiye Kas Hastalıkları Der-
neği. Merkezimiz Yeşilköy’de. Bu hasta-
lıkların büyük çoğunluğunun tedavisi he-
nüz yok. Bu nedenle o hastalıklarla ya-
şayanlara yardımcı olmaya destek ver-
meğe çalışıyoruz. Çeşitli etkinliklerimiz var.
Son zamanlarda evde bakım hizmetini
gerçekleştirmeye çalışıyoruz. İngilte-
re’den Oxford’dan ilgi ve destek geldi.
Bir ay önce İstanbul Üniversitesi Rektörü,
üniversitenin bu alanda bizim dernekle iş-
birliği yapması için karar aldı. Bu işbirliği ça-
lışmalarını sürdürüyoruz. Bu güzel geliş-
melerle sevinirken bir sürpriz duyuru çı-
kageldi. Büyükşehir Belediyesi Emlak Dai-
re Başkanlığı o binayı boşaltın diyor (arsa
onların ). Gerekçe yok. Bu kadar çeşitli halk
ve engelli hizmetleri veren, bu konularda
uzmanlaşmış, uluslararası ilgi ve övgü
alan bir dernek nasıl binasından yoksun bı-
rakılıp etkisizleştirilebilir. Siz bu satırları oku-
duğunuz zaman umarım bunun bir yanlışlık
olduğu, bu hatalı karardan geri dönüldü-
ğü ve Büyükşehir Belediyesi’nin bize yar-
dım etmeye hazır olduğu haberi ve duyu-
rusu gelmiş olacaktır.
cosknoz@superonline.com
Konumuz Sağlık...
Hastaların çilesi bitmiyor
70. Yõl Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’nin yanõ başõndaki
alõşveriş merkezi inşaatõnõn zarar verdiği hastaneden hastalar 2 yõldõr hizmet alamõyor
İstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul’un Bahçelievler ilçesin-
deki 70. Yõl Fizik Tedavi ve Re-
habilitasyon Eğitim ve Araştõr-
ma Hastanesi’nin yanõbaşõnda-
ki alõşveriş merkezi inşaatõ sõ-
rasõnda zarar gören bazõ blokla-
rõn yaklaşõk 2 yõldõr kullanõla-
mamasõ nedeniyle hastalarõn te-
davilerinin aksadõğõ, randevu-
larõn da aylar sonrasõna verildi-
ği belirtildi. Özellikle omurilik
felçlileri, engelliler, kas ve ek-
lem tedavisi gören hastalar ile
sağlõk örgütleri, “Alışveriş mer-
kezi ile Sağlık Bakanlığı ara-
sındaki dava devam ediyor.
Bakanlık, hastaların mağdu-
riyetini önlemek için davanın
sonuçlanmasını beklemeden
ivedilikle hastaneyi onarmalı-
dır” dedi.
Türkiye’nin en önemli fizik te-
davi hastaneleri arasõnda göste-
rilen 70. Yõl Fizik Tedavi ve Re-
habilitasyon Eğitim ve Araştõr-
ma Hastanesi, 23 Kasõm 2007 ta-
rihinde alõşveriş merkezi inşaa-
tõ nedeniyle zarar gördü.
Yaşananlardan sonra 140 ya-
taklõ, iki hidroterapi havuzunun
bulunduğu A bloku tamamen, B
bloku da kõsmen kullanõlamaz
hale geldi.
İstanbul Kültür Üniversitesi
Mühendislik ve Mimarlõk Fa-
kültesi tarafõndan incelenme
sonrasõnda “tehlike arz ede-
cek kadar” hasar gördüğü ra-
porunun verildiği ve buna kar-
şõn kullanõlmasõnõn tehlike oluş-
turduğu da öne sürüldü.
Sağlõğõma Engel Olma Plat-
formu’ndan Dr. Ali Çerkezoğ-
lu, hastanenin rant değerinin
yüksek bir alan üzerinde oldu-
ğunu belirterek “Ortada çok
önemli bir sağlık sorunu var.
Hastanenin bütünüyle tasfiye
edilmesinden endişe duyuyo-
ruz” diye konuştu.
Kas hastasõ Hakan Özgül de
“Bizim gibi hastalar kaslarını
zinde tutabilmek ve daha iyi
kullanabilmek için fizik teda-
vi almalıdır, ancak bu hiz-
metten yoksun bırakılıyoruz”
dedi.
Hastane başhekimi Doç. Dr.
Kadriye Öneş ise alõşveriş mer-
kezi ile olan davanõn 2 yõldõr sür-
düğünü ve bir an önce sonuç-
lanmasõ gerektiğini belirterek
“Sağlık Bakanlığı, yıkılan A
Blok yerine 400 yataklı reha-
bilitasyon hastanesi yapacak,
inşaatında önümüzdeki gün-
lerde başlamasını bekliyoruz”
açõklamasõnõ yaptõ.
Yetkilileri de inşaat sõrasõndaki
zemin hareketi sebebiyle kõsmen
hasar gören hastaneye 2416 m2
alanõnda yeni hastane binalarõ-
nõn tamamlanarak il sağlõk mü-
dürlüğüne teslim edildiğini be-
lirttiler.
Yetkililer, “Bunun yanı sıra
ayrıca yeni bir hastane bloku
yapılması amacıyla 5 milyon
TL’lik daha bütçe ayrılmış
olup proje ve bütçe konula-
rında Sağlık Bakanlığı ile gö-
rüşmeler devam etmektedir”
dediler.
‘Acil servisler
her hastaya
bakabilmelidir’
İstanbul Haber Ser
visi - Acil servislerde bu
ay sonu, hastalar önem
sõrasõna göre kõrmõzõ,
sarõ ve yeşil bölgelere
alõnarak tedavi edilecek.
Servisler verebildikleri
hizmetlere göre 3 sõnõfa
ayrõlacak. Avrupa Acil
Tõp Birliği Başkanve-
kili Dr. Ülkümen Ro-
doplu, triaj (öncelikleri
saptama) ve renklendir-
menin afet, savaş gibi
çok sayõda hastanõn ol-
duğu durumlarda yapõl-
dõğõnõ, acil servislerde
yapõlmasõna gerek ol-
madõğõnõ belirterek
“Acil servislerde her
yerde her hastaya ba-
kılmalıdır. Renklen-
dirme yapmak hasta-
lar arasında tartışma-
lara bile neden olabi-
lir” dedi.
Dr. Ülkümen Rodop-
lu, tebliğin acil servis-
lerde önemli bir boşluğu
dolduracağõnõ ancak
renklendirmede ciddi ha-
talarõn yapõldõğõnõ anõm-
satarak, şunlarõ söyledi:
“Tebliğde anlatılan ve
tanımlanan afetlerde
kullanılan triaja işaret
edilmektedir. Acil ser-
vislerde buna gerek
yoktur, gelen hastaya
hekim aciliyetine göre
müdahale eder. Örne-
ğin doğal afette iki ba-
cağı kopmuş bir hasta
bekletilebilir, siyah
renktir. Bu hastanın
tedavisi için belki de
saatlerce uğraşacak
olan kısıtlı sayıdaki
sağlık personeli kur-
tarabilecekleri hasta-
lara, ‘kõrmõzõ’ veya ‘sa-
rõ’ renk ile tanımlanmış
hastalara bakar. Ola-
ğan zamanlarda ise bu
hasta gerçek bir acildir
ve tüm öncelik buna
ayrılır. Alanların,
renklere beraberinde
çoğunlukla boş kalan
tedavi alanlarına yol
açacaktır. Buna da ge-
rek yoktur.”
Yaşlanmamak
sizin elinizde
İstanbul Haber Ser
visi - Bilim alanõnda
yaşlõlõkla nasõl başa çõ-
kõlacağõ konusunda araş-
tõrmalar yapõlõrken uz-
manlar genç görünmek
için sebze ve meyve
ağõrlõklõ beslenilmesi,
tatlõ miktarõnõn azaltõl-
masõ, güneşin zararlõ et-
kilerinden cildin korun-
masõ ve yüz egzersizle-
rinin yapõlmasõ gerekti-
ğini belirtiyor.
Doktorlara göre,
yaşlanmanõn yanõtõ,
cildin altõnda bulu-
nan esnek bir mad-
de olan kolajenin
yaş ilerledikçe
miktarõnõn ve es-
nekliğin azalma-
sõ olarak ifade
ediliyor. Dün-
yaca ünlü kalp
cerrahõ Prof. Dr.
Mehmet Öz, yaşlan-
mayla mücadelede A,
C ve E vitaminlerinin
çok yararlõ antioksidan-
lar olduğunu ayrõca cil-
din güneşten de korun-
masõ gerektiğini belirtti.
Öz, genç görünmeye
yardõm edecek besinle-
ri ise şöyle sõraladõ:
Kabak çekirdeği:
Magnezyum açõsõndan
zengin olan bu besin
kan basõncõnõn düşürül-
mesine yardõmcõ olur,
kalp krizi ve inme riski-
ni azaltõr.
Yumurta: İçerdiği
demir, genellikle kadõn-
lardaki saç dökülmesinin
tanõ koyulamayan ne-
deni olan alyuvarlarõn
azalmasõ, yani anemiye
karşõ savaşõr.
Nar: Nar tanelerin-
deki suda bulunan ella-
gic asit ve punikala-
gin, serbest radikalle-
rin verdiği zarara
karşõ savaşõr
ve ciltteki ko-
lajenin ko-
runmasõnõ
sağlar.
Yulaf: Kö-
tü kolesterolü
azaltan çözüle-
bilir lifler içerir.
K a r a
Üzüm: Göz
sağlõğõ açõsõndan fayda-
lõ bu olağanüstü besin
takviyesi, gece görme
kabiliyetini arttõrmaya
yardõmcõ olabilecek an-
tosiyanosid bileşiği içe-
rir. C vitamini açõsõndan
zengin olmasõ itibarõyla
bağõşõklõk sistemini des-
tekler.
Basit kemik ağrõlarõ
tümör belirtisi olabilir
İstanbul Haber Ser
visi - İstanbul Üniversi-
tesi (İÜ) Tõp Fakültesi
Ortopedi Anabilim Da-
lõ öğretim üyesi Prof.
Dr. Harzem Özger, ba-
sit kemik kõrõklarõnõn
kanser habercisi olabi-
leceğini söyledi.
Prof. Dr. Özger yap-
tõğõ yazõlõ açõklamada,
nedensiz kõrõlan bir ke-
mik ya da vücutta tesa-
düfen fark edilen bir şiş-
liğin kemik kanserinin
habercisi olabileceğini
belirtti. Özger, “Bun-
dan 15-20 yıl önce ke-
mik tümörlerinin te-
davisinde organlar fe-
da ediliyordu. Üstelik
hastaların hayatta kal-
ma şansı da yalnızca
yüzde 25’ti. Günü-
müzde ilerleyen tıbbın
yardımıyla doğru el-
lerde hastaların kolla-
rını ya da bacaklarını
kaybetmeden kanseri
atlatmaları mümkün”
dedi.
Hastalõğõn belirtileri-
ni, şişlik, ağrõ ve ne-
densiz kemik kõrõlmasõ
olarak gösteren Özger
şöyle konuştu:
“Şişliğin birdenbire
ortaya çıkıp hızla bü-
yümesi, sert ve etra-
fındaki dokulara ya-
pışık olması akla kötü
huylu bir tümör olası-
lığını getiriyor. Düşü-
nülenin aksine ağrı,
bazı tümör türleri dı-
şında ileri dönemlerde
görülüyor. Bazen de
önceden herhangi bir
şikâyet olmaksızın tü-
mörün zayıflattığı ke-
mikte kendiliğinden
kırık oluşabiliyor.”
‘Lazerle tedavi masum değildir’ Bu kez de
parmak
izi takibi
Dış Haberler Servisi -
Pasif içiciliğin ardõndan
sadece sigara kalõntõlarõ-
nõn bulunduğu ortamla-
rõn bile sağlõğõ tehdit etti-
ği ortaya çõktõ.
ABD’deki Lawrence
Berkeley Ulusal Labora-
tuvarõ’ndan araştõrmacõ-
lar, yaptõklarõ testlerde si-
gara içilen ortamda yer
alan eşyalarda önemli öl-
çüde toksin madde tespit
etti. Araştõrma sonuçlarõ-
na göre, sigara yandõğõn-
da, buhar formunda orta-
ya çõkan nikotin kalõntõla-
rõ kapalõ ortamlardaki giy-
si, mobilya, halõ, perde ve
duvar kâğõdõ gibi eşyalara
yapõşõyor. Eşyalarda ay-
larca kalabilen nikotin ka-
lõntõlarõ, kendisini çevre-
leyen nitrik aside tepki
göstererek, tütüne özgü
nitrosamin (TSNA) denilen
kanserojen kimyasallar
üretiyor. Açõk alanlarda si-
gara içmenin kapalõ alan-
larda içmekten yine de da-
ha iyi olduğunu belirten
araştõrmacõlar, ancak ni-
kotin kalõntõlarõnõn sigara
içicilerinin vücuduna ve
giysilerine, oradan da ka-
palõ ortamdaki eşyalara
yapõştõğõnõ belirterek, içi-
cilerin bu taşõyõcõ özelli-
ğine dikkat çekiyor.
SİGARADA NİKOTİN
KALINTILARINA DİKKAT!
Sağlığıma Engel Olma Plat-
formu üyeleri ile hastalar,
düzenledikleri eylemlerle,
hastanenin zarar gören po-
likliniklerinin onarılarak hiz-
mete açılmasını istedi.