Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
‘Aynı Hatta İki Tren’
Uluslararası medyada İran’la ilgili haberleri
izlemeye çalışırken gözümün önünde “aynı hatta
birbirine doğru ilerleyen iki tren” görüntüsü
canlandı. AKP hükümetinin dış politikası, nükleer
enerjiyi (ve silah programını) sürdürmeye kararlı
İran “treniyle”, İran’ın bu programını gerekirse
zora başvurarak durdurmaya kararlı ABD-Avrupa
“treni” arasında sıkışacak gibi görünüyor.
‘İflas’ diyenler olursa…
Böyle bir durumda birileri, “iflastan” söz
ederlerse bence haksızlık etmiş olmayacaklar.
Son yılların egemen söylemine göre, AKP
hükümeti, önce Prof. Davutoğlu’nun
danışmanlığında, sonra da bizzat Dışişleri Bakanı
olarak yönetimi altında önemli hamleler yapmaya,
Ortadoğu’da Türkiye’nin “yumuşak gücünü”
arttırmaya, etki alanını genişletmeye başlamıştı.
ABD savunma çevrelerinde Prof. Davutoğlu,
gelmiş geçmiş en önemli dışişleri bakanı,
Türkiye’nin Kissinger’i olarak niteleniyordu. Ne ki
biz hem Kissinger’in Vietnam Savaşı’ndaki, Şili’de
Pinochet darbesindeki rolünü düşünerek hem de
“hiper/pro/aktivitenin” sonuç almak anlamına
gelmediğini bilerek Prof. Davutoğlu’na aynı güveni
göstermekte acele etmiyorduk.
Kissinger benzetmesini bir kenara bırakarak dış
politikada alınan sonuçlara kısaca bakarsak, acele
etmemekle iyi yaptığımızı görüyoruz. Sanırım
şuradan başlayabiliriz: Türkiye, Suriye ve İsrail
arasında arabuluculuk yaparak ABD ve Batı
açısından bölgede vazgeçilmez ülke olduğunu
kanıtlayacaktı. Şimdi bu arabulucuk bitti. İsrail ile
ilişkiler kopma noktasında, Batı’da, birileri
“Türkiye’yi kim kaybetti?” gibisinden yorumlar
yayımlarken New York’taki Eurasia Group’un
Başkanı Ian Bremmer 2009 yılı
değerlendirmesinde “Kötüye dönüşen iyi haberler
listesinin başında Türkiye geliyor” diyebiliyor. Bir
diğer dış politika zaferi de “Ermenistan açılımı”
olacaktı. Böylece Rusya - Gürcistan savaşının
ardından başbakanıyla bir refleks,
cumhurbaşkanıyla bir başka refleks gösterir
konumuna düşen Türkiye, hem bu bulanık
görüntüyü aşarak kuzeye doğru etki alanını
genişletecekti hem de “soykırım” sorununu rafa
kaldıracaktı. Ermenistan açılımının da bugün
başarıyla sonuçlandığını söylemek olanaklı değil.
Dahası bu arada, bölgedeki “kardeş ülkemiz”
Azerbaycan’la ilişkiler soğudu ve garip bir
rastlantıyla, oradan aldığımız gazın fiyatı aniden
yüzde150 oranında artıverdi.
Kürt açılımını da Suriye ve İran ama özellikle
Kuzey Irak bağlantıları bağlamında dış politika ile
ilişkilendirebiliriz. Bu açılım da bir yere gidemeden
duvara tosladı, yerini parti kapatma, tutuklama
dalgasına bıraktı. Dahası, dış basında, örneğin
Newsweek gibi tüm dünyada çok satan dergilerde
Türkler ve Kürt arasındaki etnik gerginliklerin
arttığına, daha önce görülmemiş düşmanlıklara,
hatta çatışmalara yol açtığına ilişkin yorumlara,
kimi çevrelerde AKP hükümetinin
“demokratikleştirme” sicilinin yeniden gözden
geçirilmesine yol açmaya başladı. Başbakan’ın
son ABD ziyaretinin, Obama görüşmesinin de,
gezinin arkasından basına yansıyanlardan, dahası
yansıyamayanlardan, en iyimser deyişle
“amaçlanan başarı düzeyine” ulaşılamadığını da
biliyoruz.
ABD sertleşirken
Geçen haftalarda gelişmeler, “trenlerin”
hızlanmaya başladığını düşündürüyor.
İran, balistik füze denemeleri yaptı, uzaya roket
gönderdi, nihayet uranyum saflaştırma sürecini
hızlandırmaya başladı; Avrupa Birliği’nin
eleştirilerine karşın rejim muhaliflerini de idam
etmeye devam ediyor. Bunlardan İran’ın nükleer
enerji projesi bağlamında geri adım atmamaya
kararlı olduğunu anlıyoruz.
ABD tarafındaysa, dış politika çevrelerinde
İran’a karşı “önce kapsamlı yaptırımlar sonra
askeri müdahale” davullarını çalanların sayısı
giderek artıyor. Senato İç Güvenlik Komisyonu
Başkanı Senatör Lieberman, ya sert ekonomik
yaptırımlar ya askeri müdahale” (Haaretz, 06/02)
diyor. İngiltere’de gelecek seçimlerde hükümete
gelmesi beklenen Muhafazakâr Parti’nin savunma
bakanı adayı, askeri müdahaleye destek
vereceklerini açıklıyor (The Daily Telegraph,
08/02). Obama yönetiminin de İran konusunda
sertleşmeye doğru attığı adımlar Bush dönemini
anımsatmaya başlıyor. ABD, Körfez ülkelerine
erken uyarı radarları, füze savunma sistemleri
kurarak “İran füzelerine karşı bir ortak harekât
sistemi” (Los Angeles Times, 31/01)oluşturmayı
amaçlıyor; Basra Körfezi’ndeki varlığını da
arttırıyor. Başkanın Ulusal Güvenlik Danışmanı
General James Jones, Münih Konferansı’nda
İran’ın uranyum zenginleştirme programını
“Batı’nın ortak güvenliğine yönelik en büyük
tehlike” olarak niteliyor. Konferansta konuşan
Almanya Dışişleri Bakan Yardımcısı da aynı
düşüncede… Aynı günlerde, ABD Savunma
Bakanı Gates’in bölgedeki en yakın
“stratejik”/“model” ortağı Türkiye’den katkı
beklediği, İran sınırına yakın bir yere erken uyarı
radar sistemi yerleştirmek istedikleri bildiriliyor.
Bana, bu trenler birbirlerine çarpmadan önce
AKP hükümetinin dış politikasına çarpacaklar gibi
geliyor.
erginy@tr.net
http://erginyildizoglu.blogspot.com
‘Kavga’ sonrasõnda meydan okudu: MHP sõralarõna 1 metre yaklaşan, ne olacağõnõ görecek
MHP lideri sõnõrõ çizdiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - MHP Genel Başkanõ Devlet
Bahçelii, partisinin grup toplantõ-
sõnda, TBMM Genel Kurulu’nda
geçen hafta yaşanan kavgayla ilgi-
li AKP ve Başbakan Tayyip Erdo-
ğan’a yüklendi.
Çõkan kavgada, partisine yönelik
ağõr itham ve eleştirilerde bulunul-
duğunu belirten Bahçeli, Erdoğan’õn
“kıpkırmızı” bir çehreyle kürsüye
geldiğini ve AKP milletvekillerinin de
yerlerinden kalkarak Erdoğan’õn “işa-
ret ettiği” MHP grubuna yönelip
fiili saldõrõ gerçekleştirmek istedikle-
rini söyledi. Bahçeli, “Bütün bu ge-
lişmeler olurken olayın tahrikçisi
Erdoğan ise grubunu kendi rezil-
likleri ile baş başa bırakıp Genel
Kurul dışına kaçmıştır” dedi.
Partisine yönelik AKP saldõrõsõnõn
temelinde “MHP’siz siyaset ara-
yışlarının” yattõğõnõ kaydeden Bah-
çeli, “Bugün bizi demokrasi karşı-
tı gibi sunmaya çalışanlar ne tesa-
düftür ki 28 Şubat denilen dayat-
maların doğrudan doğruya ürünü
olup bu kirli dönemin hedeflenen
sonucu oluşmuş kadrolardır” diye
konuştu.
Bahçeli şunlarõn söyledi: “Hükü-
met Washington masalarına yüz
sürerken, aman dilerken, deliğe sü-
pürmeyin diye yalvarırken bunu
şerefine konduramayıp eleştiren
bir AKP’liye rast gelen var mıdır?
Yıllardan beri Palikaryaların, Er-
meni komitacıların, Brüksel ko-
miserlerinin aşağılamalarına kar-
şı haysiyet mücadelesi verenine
tanık olan var mıdır? Vereceğimiz
cevap hayır ise AKP’nin yanlışla-
rı bizim doğrularımızdır. Biliniz ki
doğru yerdeyiz, doğruları söylü-
yoruz, doğruların peşindeyiz. Mil-
liyetçi Harekete karşı oluşan şer
cephesinin ve ihanet ittifakının da
nedeni budur. PKK’ye, haçlı ka-
lıntılarına boyun eğenler, teslim
olanlar, şimdi Meclis içinde milli-
yetçi hareketi sindirme arayışına
girmişlerdir. Türkiyemiz üzerinde
hesabı olanları hepsi, haçlı zihni-
yeti, Müslüman katili, Türk düş-
manı, insanlık kasabı, milletimiz-
den ve coğrafyamızdan intikam al-
mak isteyenlerin tamamı Başba-
kan’ın arkasında kuyruğa dizil-
mişken bunu alçaklık sayıp bir kez
olsun ayaklanmış bir AKP millet-
vekili ile karşılaştınız mı?”
Yaşananlarõn Meclis zemininde
meydana gelen bir “taşkınlık” değil,
Türk milleti ile “hesaplaşma” oldu-
ğunu kaydeden Bahçeli, “Bunun adı
9. haçlı seferidir. Ve yerlerinden
kalkarak MHP sıralarına yana-
şanlar ise son bir hamle yapmaya
çalışan yorgun ve tükenmiş haçlı
kalıntıları gibidir” diye konuştu.
‘Ayağınızı denk alın’
Partili milletvekillerine de “ku-
şatmayı yaracak ve milleti yalan-
dan, dolandan istismardan ve soy-
gundan kurtacak olan sizlersiniz”
diye seslenen Bahçeli, bu nedenle de
hedefte partisinin milletvekillerinin ol-
duğunu ifade etti. MHP olarak bu bas-
kõlardan yõlmayacaklarõnõ belirten
Bahçeli, “Niyet sahipleri ayakları-
nı denk alsınlar, kuru tehditlere pa-
buç bırakmayacağız. Ve nereden
gelirse gelsin, her türlü saldırıyı da
anında def edeceğiz. Milliyetçi ha-
reket sıralarına bundan sonra 1
metre yaklaşanlar, ne olacağını gö-
recek!” diye konuştu.
AKP’nin Alpaslan Türkeş’i bile
Ermenistan’la ilişkiler konusunda
“kirli siyasetleri” için istismar mal-
zemesi yaptõğõnõ belirten Bahçeli,
daha önce Türkeş’i ağzõndan düşür-
meyen Başbakan’õn şimdi, onu ve par-
tisini “faşist” olmakla suçladõğõna dik-
kat çekti. “Bu ağız AKP’deki PKK
ağzıdır” diyen Bahçeli, Erdoğan’õ,
“İmralı canisi” ile “ortak ağızla” ko-
nuşmakla suçladõ.
Kavgayla ilgili medyanõn haber ve
yorumlarõnõ eleştirmeyi de sürdüren
Bahçeli, “Milliyetçi ülkücü irade,
elindeki medya imkânlarını hükü-
met emrine tahsis etmiş medya
patronlarını, bunların papağanı
olmuş yazar ve yorumcuları asla af-
fetmeyecektir” dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN
‘Bahçeli
faşizmin
teorisyeni’
Erdoğan, Danõştay’õn katsayõ kararõnõn
“akla, mantõğa ve vicdana aykõrõ” olduğunu
ileri sürerken, MHP lideri Devlet Bahçeli’yi
faşizmin teorisyeni ve pratisyeni olmakla
suçladõ. Deniz Baykal’õn da yaşõnõn kemale
erdiğini söyleyen Erdoğan, jübilesini
muhalefet lideri olarak yapacağõnõ savundu.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Tayyip Erdoğan, dün
partisinin grup toplantõ-
sõnda gündemdeki konu-
lara ilişkin değerlendir-
melerde bulundu.
Üniversitelerin şekil, kõ-
lõk kõyafet, sakal bõyõk tar-
tõşmalarõyla anõlmasõnõn
yükseköğretim kurumla-
rõna çok büyük haksõzlõk
olduğunu belirten Erdo-
ğan, Danõştay’õn imam-
hatip liseleriyle ilgili kat-
sayõ kararõnõ eleştirdi.
Meslek liselerinin, ideo-
lojik bakõş açõsõyla öte-
lenmesi, üvey evlat mua-
melesiyle dõşlanmasõnõn
ülkenin geleceğine vurul-
muş acõmasõz bir darbe
olarak gördüğünü kayde-
den Erdoğan, “Bunun ne
evrensel hukuk değer-
leriyle, çağdaş normlar-
la örtüşen ne de Türki-
ye’nin gerçekleriyle
uyumlu bir yanı vardır.
Bu akla da, mantığa da
vicdana da aykırıdır”
dedi.
‘1 metre’ yanıtı
MHP Genel Başkanõ
Devlet Bahçeli’nin
“MHP sıralarına 1 met-
reden fazla yaklaşan
bundan sonra ne olaca-
ğını görecek” sözlerini
eleştiren Erdoğan, Bah-
çeli’nin açõklamasõnõ tõp
dünyasõndaki ilgililere ha-
vale ettiğini söyledi. Bah-
çeli’nin AKP’lileri “haç-
lı ordusu”na benzetmesi-
ni “densiz bir yaklaşım”
olarak nitelendiren Erdo-
ğan, “Sayın Bahçeli, be-
nim faşizmi bilmediğimi
söylüyor. Sayın Bahçeli,
biz faşizmi sizin kadar
iyi bilmeyiz. Çünkü siz
hem teorisyenisiniz hem
de bu işin pratisyenisiniz.
Açıklayın da milliyetçilik
adı altında nasıl kafa-
tasçılığı yapıldığını her-
kes daha iyi anlasın” di-
ye konuştu.
CHP lideri Deniz Bay-
kal’õ da eleştiren Erdo-
ğan, Baykal’õn iktidarõn
yolunun milletle diyalog
yolundan geçtiğini anla-
dõğõnõ, ancak yanlõş anla-
dõğõnõ savunan Erdoğan,
“Sayın Baykal’ın hır-
çınlığını anlıyoruz. Ya-
şı artık kemale erdi,
kemalden de öte artık
cemale erdi. Bu seçim-
de iktidara ulaşamazsa
jübilesini müzmin bir
muhalefet olarak ya-
pacak” dedi.
Hamzaçebi: KDGM butik müsteşarlõk
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Başbakan Tayyip
Erdoğan, anayasa değişikliğinde
330’u bulmakta sõkõntõ olabileceğini be-
lirterek “330’u bulamazsak bu siya-
si açıdan çok büyük bir sıkıntı ge-
tirir, partimiz açısından zayıflık
görüntüsü doğurur” dedi.
Başbakan Erdoğan, önceki
gece milletvekilleriyle 8 saat
süren bir toplantõ yaptõ. Bazõ mil-
letvekillerinin anayasa değişik-
liğini gündeme getirmeleri üze-
rine Erdoğan, “Anayasa deği-
şikliğini benden daha çok is-
teyen olmaz.
Ancak hesabı
kitabı iyi yap-
mamız lazım. 330’u
garanti edersek, önü-
müzü görürsek getiririz. Halkoyla-
ması için 330 ile 367 arasında bir oy
gerekiyor. Referandum aşamasına
gelirse sorun olmaz, halkın vereceği
karardan korkmuyoruz” dedi. Erdo-
ğan’õn “Sizce 330’u bulabilir miyiz”
sorusu üzerine, salondan “buluruz, bu-
luruz” sesleri yükseldi. TBMM Adalet
Komisyonu Başkanõ Ahmet İyimaya,
eski Başbakan Bülent Ecevit’in bir
anayasa değişikliği oylamasõnda mil-
letvekillerine açõk oy kullandõrdõğõnõ
anõmsatarak “Biz de bunu yapalım” de-
di. Erdoğan, İyimaya’nõn önerisine “O
olmaz” yanõtõnõ verdi. Bazõ milletve-
killerinin “Bağımsız milletvekilleri
var” demeleri üzerine Erdoğan, bir
partinin daha desteğinin olmasõ gerek-
tiğini söyleyerek anayasa değişikliği
için uygun zemini bekleyeceklerini be-
lirtti. Milletvekilleri, Erdoğan’õn BDP’yi
kastettiğini söylediler.
Ankara milletvekili Zekai Özcan,
demokratik açõlõm sürecinin durdurul-
masõnõ isteyerek sürecin ayrõşmaya dö-
nüşmeye başladõğõnõ söyledi. Erdoğan,
“Süreci durdurmak bir yana, daha da
hızlandıracağız. Ne pahasına olursa ol-
sun sonuna kadar gideceğiz” dedi.
Jandarmanın görev alanı polise
Toplantõda milletvekillerine bilgi ve-
ren İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, EMAS-
YA protokolünün kaldõrõldõğõnõ, şimdi
de birçok yerde jandarmanõn görev
alanlarõnõn polise devredilmesine yö-
nelik çalõşma yapõldõğõnõ söyledi. Ata-
lay, “Bu konudaki düzenlemeleri va-
liler ayarlıyor. İstanbul Beylikdüzü,
Bahçeşehir, Esenyurt, Ankara Esen-
boğa Havalimanı ve Pursaklar’da
bu uygulamaya geçildi” dedi.
AHMET ŞEFİK
TRABZON - AKP’nin, faili meçhul
cinayetlerle ilgili Meclis araştõrma
önergesini reddetmekle demokratikleş-
me konusunda samimiyetsizliğini orta-
ya koyduğunu belirten CHP Trabzon
Milletvekili Akif Hamzaçebi, TBMM
İçişleri Komisyonu’ndan geçen Kamu
Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlõğõ’nõ
(KDGM) “butik müsteşarlık” olarak
nitelendirdi.
Hamzaçebi, KGDM ile ilgili tasarõ-
nõn geçen haziranda Meclis’e getirile-
bileceğini, ancak hükümetin “Kürt
açılımı” nedeniyle bunu yapmadõğõnõ
belirtti. Açõlõm konusunda atõlan bazõ
adõmlarõn kamuoyundan destek görme-
si üzerine müsteşarlõğõn yeniden gün-
deme getirildiğini anõmsatan Hamzaçe-
bi, “Silahlı Kuvvetler üzerine yazılan
bazı senaryolar nedeniyle AKP’nin
mağdur olduğu psikolojisi topluma
yayılmaya çalışılırken öte taraftan
bu tasarıyla terörle mücadelede san-
ki ciddi yeni bir adım atılmış gibi bir
izlenim verilmektedir” diye konuştu.
KDGM’yi “butik müsteşarlık” olarak
nitelendiren Hamzaçebi, “Müsteşarlı-
ğın toplam personel sayısı 94 kişi.
Bunun yüzde 10’u yönetici. Bir bu-
tik müsteşarlık, yani kamuda örneği
gözükmeyen butik, şirin bir müste-
şarlık. Belki de Gaziosmanpaşa, Ka-
vaklıdere gibi lüks mağazaların ol-
duğu semtlerden bir bina da tutabi-
lir” dedi.
‘İsmi ile kapsamı ilgisiz’
Toplam personel sayõsõ 94 olan bir
teşkilatta ana personel sayõsõndan çok
daha fazla sayõda sözleşmeli çalõşanõn
istihdamõnõn kabul edilmesinin olanak-
sõz olduğunu ifade eden Hamzaçebi,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu, te-
rörle mücadelenin arkasına sığına-
rak yapamazsınız. Bu müsteşarlığın
her şeyden önce ismi ile kapsamı
arasında herhangi bir ilinti yoktur.”
Hamzaçebi, faili meçhul cinayetle-
rin araştõrõlmasõna ilişkin araştõrma
önergesinin, muhalefetin desteğine
karşõn, iktidar partisinin oylarõyla
reddedilmesine de tepki gösterdi.
Hamzaçebi, “Demokratik açılım,
Türkiye’nin daha çok demokratik-
leşmesi, geçmişiyle hesaplaşmasını
gerektirmiyor mu? Faili meçhul
cinayetlerin aydınlatılmasını ge-
rektirmiyor mu? Bu konuda Mec-
lis neden bir irade ortaya koymak-
tan çekiniyor, daha doğrusu, ikti-
dar partisi neden bunun önüne bir
engel oluşturuyor?” diye konuştu.
‘YETKİKARMAŞASI’
Fırat:
Ülkede
demokrasi
yok
ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adana Sanayici
İşadamlarõ Derneği’nin (AD-
SİAD) önceki akşam Sey-
han Oteli’nde düzenlediği
toplantõda konuşan AKP Ada-
na Milletvekili Dengir Mir
Mehmet Fırat, sanayicilerin
eleştirilerine yanõt verdi.
Adanalõ sanayicilerin Teş-
vik Yasasõ’na yönelik olum-
suz düşüncelerine katõldõğõnõ
söyleyen Fõrat, “Bu teşviğin
birçok yanlış yönü var” de-
di. Sanayicilerin eleştirileri
üzerine tekrar söz alan Fõrat
şöyle konuştu: “Biz demo-
kratik bir ülke değiliz, çün-
kü anayasamız öyle yazıyor.
Diyor ki, ‘siz demokratik bir
ülke değilsiniz.’ Eğer ege-
menlik kayıtsız şartsız mil-
letin dedikten sonra döner
‘bu egemenliği milletin seç-
miş olduğu ve millete hesap
vermek zorunda olan ku-
rumlar kullanõr’ derseniz bu-
nun adı demokrasidir ama
bizim anayasamız öyle yaz-
mıyor. Bizim anayasamız
diyor ki, iş bu egemenliği
anayasada belirtilen ku-
rum ve kuruluşlar kullanır.
O zaman kim kullanacak
bunu. Hangi kurumlar var
o anayasanın içinde. Ben
epey baktım. Yasama var,
seçimle geliyor. Yürütme
var, yasamanın içinden çı-
kıyor. Yargı var, onu da
anladım. Ama ondan son-
ra çevirdiğim zaman başka
kurumlar çıktı karşıma.
YÖK çıktı. TRT çıktı. Hâ-
kimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu çıktı, Milli Güven-
lik Kurulu çıktı. Çıktı oğlu
çıktı. Demokrasinin temel
özelliği, egemenlik yetkisi-
ni belli bir süre halktan
alan ve o süre sonunda he-
sabını halka verecek olan
rejime denilir.”
Başbakan, AKP milletvekilleriyle yaptõğõ toplantõda, anayasa değişikliğinde
330 sõkõntõsõndan söz etti, AKP milletvekilleri ‘açõk oy’ önerisinde bulundu
Erdoğan’dan ‘fire’ itirafı
MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, Meclis’te geçen hafta yaşanan
kavgada, AKP milletvekillerini parti grubunun üzerine saldõrttõğõnõ belirttiği
Başbakan Tayyip Erdoğan’a sert tepki gösterdi. Bahçeli, “MHP sõralarõna
1 metre yaklaşan, bundan sonra ne olacağõnõ görecek” diyerek meydan okudu.
Savcıdan yalanlama
İstanbul Haber Servisi - Taraf gazetesi muha-
biri Mehmet Baransu’nun savcõlõğa teslim etti-
ği “Balyoz Güvenlik Harekât Planõ belgeleri-
nin Adli Tõp Kurumu’na gönderildiği” yönün-
deki haber, soruşturma savcõlõğõ tarafõndan ya-
lanlandõ. Savcõ Mehmet Berk, adli tõp ile ilgili
bir şey yapmadõklarõnõ ifade ederek, “5 bin
sayfa, 60 klasöre yakõn evrağõ hukuki olarak
tasnif ve tespit etme aşamasõndayõz” dedi.
Gençoğlu’nun tutukluluğuna itiraz
ESKİŞEHİR(Cumhuriyet) - Eskişehir İl Jan-
darma Komutanõ Kõdemli Albay Recep Gen-
çoğlu’nun avukatõ Erol Halka, müvekkili hak-
kõndaki tutuklamanõn kaldõrõlmasõ için itirazda
bulundu. Halka, gizli tanõk ifadelerinden yola
çõkõldõğõnõ belirterek “Gizli tanõk ifadelerinden
yola çõkõlmõştõr. Tanõklar da şaibelidir” dedi.