23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Lidere Koşulsuz İtaat Osman Durmuş’un o gereksiz sözlerinin tepkileri, bir hafta sonra da devam ediyor. Başbakan, dün de partisinin grup toplantısında; Bahçeli ve arkadaşları için internette dolaştırıldığından söz ederek, tartışmanın ucunu açık tutmak istediklerini gösterdi. Neydi MHP’li eski bakanın, o gensoru görüşmeleri sırasında, AKP sıralarını ve özellikle Erdoğan’ı hiddetlendiren konuşması? Çok özetle de olsa anımsayalım: AKP’nin 2008 yılındaki Aydın İl Başkanı, düzenlenmiş olan bir parti yemeğinde, Başbakan’ı yere göğe sığdıramayan bir konuşma yapmış, o arada lideri için “peygamber” yakıştırmasını da esirgememişti. Durmuş’un bu iddiasını inandırıcı bulmayan Erdoğan’ın “Yalan söylüyorsun” sözlerini MHP’liler, ellerindeki CD’yi göstererek karşılamışlar, Başbakan’ı “son peygamberin bizim peygamberimiz olduğunu bilmeyen birisinin” partisinde yeri olmayacağını söylemek zorunda bırakmışlardı. O kavgalı, sövgülü birleşimin sabahında, Aydın İl Genel Meclisi’nde AKP üyesi olarak bulunan övgü sahibinin başkente çağrıldığı ve iktidar partisinin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı tarafından “Ya istifa et ya da seni Yüksek Disiplin Kurulu’na verip partiden arttıracağız” şeklinde bir ültimatomla karşılaştığı öğrenildi. Aydın İl Genel Meclisi üyesi İsmail Hakkı Esen, genel merkezin bu kesin uyarısının asıl sahibinin ölesiye sevdiği ve bağlandığı Başbakanı olduğunu, o geceki görüşmeleri yayan TV’lerden öğrenmiş olmalıydı. Buyurgan uyarıya başını eğdi ve kentine döndü. Siyaset bilimcilere ipuçları Bir gün bu ülkede 2010 yılında siyasi partilerimizdeki demokrasinin nasıl işlediğini irdelemek isteyecek olan siyaset uzmanlarımıza ipuçları olması dileği ile bazı notlar düşelim: Hakkı Esen, o konuşmayı 2008 yılında Batı Anadolu’da bir il merkezinde ve en az beş yüz kişinin bulunduğu bir yemekte yapmıştır. Söylediklerinin gizli olmadığı, konuşmanın internette yer almasından da bellidir. Yakıştırması parti içinde rahatsızlık yarattı ise kendisinin o tarihte uyarılması gerekirken, Aydın İl Parlamentosu da denilebilecek, yerel açıdan çok önemli olan bir kamu meclisine, iktidar partisi aday listesinin ilk sırasına oturtularak seçilmiştir. Demek ki AKP Genel Merkezi, dahası iktidar partisinin Aydın milletvekilleri, Erdoğan için eski il başkanı tarafından övgü amacıyla sarf edilen o sözler karşısında, o gün ayağa kalkmak gereği duymadıkları gibi, “temeddüh sahibi” İsmail Hakkı Esen’i, il genel meclisine ilk sıradan göndermekte de sakınca görmemişlerdir. Esen, istifa seçeneği önerisini kabul etmese ve Yüksek Disiplin Kurulu’na verilmesini isteseydi ne olurdu? Siyasal partilerin demokratik parlamenter düzenin vazgeçilmez unsurlarından birisi olduğunu ileri sürerek, bu doğrultuda özel düzenleme yapmak gereğini duyan yasa koyucu, bir parti üyesinin hangi koşullarda ve nasıl cezalandırılması gerektiğini de o partilerin tüzüklerinde yer olmasına bağlamıştır. O zaman, yine siyaset bilimcilerimizin değerlendirme notları için devam edeyim: AKP Merkez Yönetim ve Karar Organı’nın, üye İsmail Hakkı Esen için gerekçeli bir disiplin kuruluna sevk yazısı hazırlaması, oylaması ve o oylama sonucuna göre kendisi hakkında uygulanmasını istediği tüzük hükümlerini sıralaması gerekecekti. Partinin Yüksek Disiplin Kurulu’nun da üye Esen’in savunmasını alarak konuyu görüşürken “Genel başkana bundan üç yıl önce alenen bir parti yemeğinde peygamberlik övgüsü yaptığı” için, bu eylemine karşı parti tüzüğünün hangi maddesini bulup kararına yazacaksa, onları yerine getirmesi için hayli uğraş vermesi gerekecekti. Kendisini AKP program ve tüzüğünü okuyarak Erdoğan’la birlikte bu siyaset yolculuğuna çıkmış varsayacağımız İsmail Hakkı Esen’in Yüksek Disiplin Kurulu’nun vereceği kararı önce kendi yargımıza, olmaz ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de götürebilmek gibi doğal yurttaşlık hakları da elbette vardı. Ama burası Türkiye idi. Liderler ve hele hele Erdoğan, her kürsüye çıkışta demokrasi, açılım gibi kavramlar için neler söylerse söylesin, sadece onların dediği olan bir ülkede yaşıyordu İsmail Hakkı Esen de. Zira lider, geçen hafta salı gecesi, onun parti içindeki geleceğinin bitmiş olduğunu, savunmasını dinlemek gereği duymadan söyleyebilmişti. Kamuoyu, Esen’in kendi ipini kendisinin çekerek, yiğitlik bende kalsın demek istediğini bile bu itiş kakış arasında anlayamamıştı. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Karanlõk cinayetlerle katledilen aydõnlarõn yakõnlarõ, adalet arayõşlarõnõ kararlõlõkla sürdürüyor Aileler TBMM’ye gidiyorHİLAL KÖSE Siyasi cinayetlerle öldürülen, failleri karanlõkta kalan aydõnlarõn yakõnlarõ, TBMM’den adaletin sağlanmasõ için araştõrma komisyonu kurulmasõnõ ta- lep edecek. Agos Gazetesi Genel Ya- yõn Yönetmeni Hrant Dink davasõn- da bir araya gelen aileler, karanlõkta ka- lan, kapatõlan dosyalarõn yeniden açõl- masõnõ istiyor. Ankara Cumhuriyet Savcõsõ, 1978’de öldürülen Doğan Öz’ün kõ- zõ Bengü Heval Öz, “Önümüzde planlı hareketimiz var. 11 Şubat Perşembe günü, araştırma komis- yonu oluşturulması için yargılanmış ya da yargı sürecinden geçirilmemiş davaların müdahilleri olarak toplu dilekçe vereceğiz” dedi. Öz, Meclis Başkanõ ile buluşacaklarõnõ, grup baş- kanvekilleri ile görüşmeyi planladõk- larõnõ, saat 12.00’den 17.00’ye kadar Meclis’te olacaklarõnõ belirtti. Yasama, yargõ ve yürütme organlarõndan has- sasiyet beklediklerini vurgulayan Öz, “Umudumuz yeni deliller bulun- ması. Dosyaların çoğunda zama- naşımı sorunu var. Bu nedenle ye- ni delillere ihtiyacımız var. Cina- yetleri işleyen katiller bulunmuş olsa bile bunun arkasındaki şebe- keler ortaya çıkarılmamış durum- da. Bu cinayetler insanlık suçu. Bu konuda devleti sorumlu tutmak- tan başka çaremiz yok” diye ko- nuştu. Adaletin sağlanmasõnõn gelecek kuşaklar için çok önemli olduğunu dü- şündüğünü dile getiren Öz, hüküme- tin, mafyanõn adaleti getiren değil de polisin, hâkimin, milletvekilinin ada- leti getiren insanlar olarak gösterece- ğine inandõğõnõ, bunun hükümetin görevi olduğunu söyledi. Ailelerin geçen bunca yõlda, zaman zaman bir araya geldiğini, aynõ kaderin, acõnõn birbirlerini dost haline getirdiğine de- ğinen Öz, şöyle devam etti: “Geçen yıl Ümit Kaftancõoğlu ai- lesinin düzenlediği ‘Benim babam bir kahramandõ’ anma töreninde bir araya geldik. Canan Kaftancõoğ- lu’nun çabasıyla yapılan etkinlik, bugüne dek, mağdur ailelerinin ka- tılımının en yüksek olduğu anma tö- reni oldu. Bizim ailemizden, Hrant Dink’in ailesine kadar olan pek çok aile katıldı. O birliktelik o ka- dar hoşumuza gitti ki bu birlikteli- ği koparmadık. Canan Kaftancı- oğlu’nun organizasyon gücü bizle- ri buraya kadar getirdi. Bundan sonra da hiçbir gücün bizi ayırabi- leceğini düşünmüyorum.” Öz, faili meçhul cinayetlerin dava dosyalarõnõn kõsa özetlerini hazõrla- dõklarõnõ, bu (dün) akşam bir araya ge- lip ortak metin üzerinde çalõşacakla- rõnõ da söyledi. ‘Bıçak kemiğe dayandı’ Gazeteci, şair, yazar, 1948’de öl- dürülen Sabahattin Ali’nin kõzõ Filiz Ali de “Bütün bu aileler, benim ai- lemden başlamak üzere, altmış yıl- dır adalet arayışı içerisindeyiz. Dink ailesine destek olmayı ve birlikteli- ğimizi bir arayışa döndürmeyi dü- şündük. Yeni oluşan bir şey değil ama bir araya gelmemiz yeni. Bu be- ni gerçekten çok mutlu etti. Umarım bizim bu adalet arayışımız Dink’in davasının adaleti bulması ile so- nuçlanır. O zaman belki birazcık vicdanımız rahatlar” dedi. Pek çok davanõn birbirine benzediğini ancak Sabahattin Ali’nin katili ile Dink cinayeti zanlõsõnõn sözlerinin bire bir örtüştüğüne dikkat çeken Ali, “Ba- bamı öldüren de cinayeti milli his- leri galeyana gelerek yaptığını söy- lemişti. Katiller vatansever, öldür- dükleri insanlar vatan haini mi olu- yor? Bu ülkenin bu çarpık görüşten kurtulması lazım” diye konuştu. Herkesin artõk vicdanõnõn sesini din- lemesi gerektiğini, her bireyin mağdur olabileceğini dile getiren Ali, “Kim- se bana olmaz demesin. Adalet ara- madıkça, hesap sormadıkça her- kesin başına gelir” dedi. Dosyalarõn, tanõklõklarõn ortaya çõkartõlmasõ için ka- rarlõlõğõn gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: “İsteğimiz, arzumuz devleti yönetenlerin kararlılık gös- termesi. Hep bastırıldık, korkutul- duk. Hâlâ korku cumhuriyeti psi- kozunu aşamadık. Artık bıçak ke- miğe dayandı. Gerçekten dayandı çünkü alay ediliyor bizim gibi in- sanlarla. Bu çok korkunç bir şey.” Öykücü, şair, gazetemiz yazarõ, 1995’te öldürülen Onat Kutlar’õn eşi Filiz Kutlar, “Biz elimizden ge- leni yapıyoruz. Umudumu kay- betmek istemiyorum ama Türki- ye’nin şartları iç açıcı değil” dedi. Aileleri buluşturan katliamlarõn or- tak noktalarõnõn, faillerin, azmetti- ricilerin bulunanamasõ ya da bulun- mak istenmemesi olduğunu vurgu- layan Kutlar, şöyle konuştu: “Aileler olarak bir araya gelip, yıl- madan ses çıkarıyoruz. Vazgeçme- dik. Vazgeçmemiz mümkün değil. Yaşadığımız çok acı verici. Dosya- ların aydınlatılmaması daha da acı. Bütün kayıplarımızın kanı yerde kalmış oluyor. Çok değerli insanları, Türkiye için çok kıymetli insanları kaybettik.” Bengü Heval Öz: Bu cinayetler insanlõk suçu. Bu konuda devleti sorumlu tutmaktan başka çaremiz yok. Filiz Ali: Kimse bana olmaz demesin. Adalet aramadõkça, hesap sormadõkça herkesin başõna gelir. Filiz Kutlar: Aileler olarak bir araya gelip, yõlmadan ses çõkarõyoruz. Vazgeçmedik. Vazgeçmemiz mümkün değil. İstanbul Haber Servisi - Agos Gazete- si Genel Yayõn Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 5’i tutuklu 20 sanõğõn, Ergenekon davalarõnda yargõ- lanan sanõklarla irtibatlarõnõn olup olma- dõğõnõn tespiti için iletişim bilgilerinin karşõlaştõrõlmasõna karar verildi. Mahke- me, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazõ yazarak, iki davanõn sanõklarõnõn telefonla birbirleriyle bağlantõ kurup kurmadõklarõ- nõn, telefon rehberlerine kayõtlõ olup ol- madõklarõnõn tespit edilmesini istedi. İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde- ki duruşma önceki gece saat 22.30 sõrala- rõnda sona erdi. Tutuklu sanõk Yasin Ha- yal, duruşma sonrasõ cezaevi aracõna götü- rülürken, “Yaşasın Alperen Ocakları. İk- tidar sırası bizde” diye bağõrdõ. Dink’in öldürüldüğü caddede bulunan Şafak Sokak’ta faaliyet gösteren bir iş- yerinin 19 Ocak 2007 itibarõyla hangi faaliyetle meşgul olduğunun tespiti ve işyeri açma izin belgesi ile tüm evrakla- rõnõn gönderilmesi için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yeniden yazõ yazõldõ. Polis memuru dinlenecek Cinayet tarihinde Şafak Sokak’ta inter- net kafe çalõştõran ve Uşak İl Emniyet Mü- dürlüğü’ne tayin edilen polis memuru Ca- hit Kılıç’õn tanõk olarak dinlenmesine ka- rar verilerek, bu internet kafeyle ilgili bel- gelerin Şişli Belediyesi’nden istenmesi de kararlaştõrõldõ. İkinci Ergenekon davasõnõn tutuklu sanõklarõndan Durmuş Ali Özoğlu tarafõndan yürütüldüğü ileri sürülen psiko- lojik savaşla ilgili tüm bilgi ve belgelerin onaylõ fotokopilerinin İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden istenmesine karar verildi. Müdahil avukatlarõnõn heyete izlet- tiği güvenlik kamera görüntülerindeki şüp- heli kişinin belirlenmesi için de bir ara ka- rar alõndõ. Mahkeme, Telekomünikasyon İletişim Başkanlõğõ’na yazõ yazarak, cina- yet günü, görüntülerdeki saatler dikkate alõnarak yapõlan telefon görüşme bilgileri- nin gönderilmesinin istenmesine hükmetti. Gizli tanık yeniden çağrıldı Adliyeye getirilmeyen gizli tanõğõn 10 Mayõs’taki duruşmada hazõr edilmesine ve tanõk için Ermenice tercüman çağrõlmasõ- na hükmeden heyet, eski İstihbarat Daire Başkanõ Ramazan Akyürek’in de arala- rõnda bulunduğu 7 emniyetçinin tanõk ola- rak dinlenmesi yönündeki talepleri reddet- ti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, basõnda çõkan haberler üzerine açõklama yaparak, gizli tanõğõn duruşmada hazõr edilmesi için emniyet makamlarõna herhangi bir talima- tõn verilmediği belirtildi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Erkan Canak, “Tercüman bulunmadığı için gizli tanı- ğı çağırmadım” dedi. Polisin, dinlenilme- si gereken gizli tanõğõn Türkçeyi tam ko- nuşamadõğõnõ kendisine aktardõğõnõ belir- ten Canak, duruşmada tercümanõn hazõr edilebilmesi durumunda polisin gizli tanõ- ğõ getireceğini söyledi. DİSK Genel Başkanlarõndan, 1980’de öldürülen Kemal Türkler’in kõzõ Nilgün Türkler, “Bundan sonrası için, Dink du- ruşmalarında bizim davalarımızda ya- şanan adaletsizlikler olmasın diye tek yumruk olduk” dedi. Babasõ öldürüldü- ğünden bu yana geçen 30 yõlõ aşkõn zaman boyunca çok kötü günler geçirdiklerini, ‘adaletsizliğin olduğu adalet salonla- rı’nda, çok acõ günler yaşadõklarõnõ anõm- satan Türkler, “Bizden sonrakiler bu acı- ları yaşamasın. Devlet eğer bu olayları ortaya çıkarırsa, özür dilerse, gelecekte yeni katiller yetiştirilmesini önler. Bizle- rin kalplerini rahatlatır. Böylece temiz sayfa açılır umuyoruz” dedi. ‘Evrakları fare yedi’ dediler Kemal Türkler davasõnõn 30 yõldõr de- vam ettiğini, davanõn sanõğõ olan Ünal Osmanağaoğlu’nun 7 TİP’li öğrenciyi öl- dürmekten hüküm giydiği için tutuklu ol- duğunu anlatan Türkler, kaçak olan sanõk hakkõnda, uzun yõllar sonra Türkler’in öl- dürülmesi nedeniyle dava açõlabildiğini anõmsattõ. Ailenin avukatõ Rasim Öz’ün özel çabalarõ sonucu sanõğõn yakalandõğõnõ söyleyen Türkler, “Rasim bir gazeteci ar- kadaşından sanığın nerede olduğunu öğrendi. Tanıdık bir emniyet görevlisi- ne söyleyip o şekilde yakalanmasını sağ- lıyor. Deneyimlerinden biliyor ki, ‘katil şurada’ diye emniyete bildirse kaçıra- caklar” diye konuştu. Osmanağaoğlu’nun Kuşadasõ’nda devletin çiftliğinde işletme- cilik yaparken yakalandõğõna dikkat çeken Türkler, “Sanığın bizim davamızdan da hüküm giymesini istiyorum. Bunun için mücadelem sürecek.” Yargõlama aşamasõnda, ‘dosyalar yan- dı’, ‘evraklara çay döküldü’ gibi gerek- çelerle karşõlaştõklarõna değinen Türkler, “Bizim davamızda mahkemeye gönderi- len evraklarda, babamla ilgili bölümü fare yedi dediler. Dosyayı her koşulda AİHM’ye götüreceğiz, 30 yıldır süren davada adil yargılanma hakkının ihlali açısından. İç hukuk yollarının tükenme- sini bekliyoruz” dedi. ‘Talebimiz iyi okunmalı’ 1990 yõlõnda öldürülen Turan Dur- sun’un oğlu Abit Dursun, bu birlikteliğin 21 Haziran 2009’da Canan Kaftancıoğ- lu’nun düzenlediği etkinlikle başladõğõnõ, daha sonra platform olarak devam etme görüşünün ağõrlõk kazandõğõnõ söyledi. İlk etkinliğin, gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nõn şovuna dönük bil- diri olduğunu anlatan Dursun, “Şimdi o grup Meclis’te partilerin grup başkan- vekilleri ile görüşme yapıp dilekçe vere- cek” dedi. Siyasal iktidarõn gerçek anlam- da samimi olarak bu cinayetlerin arkasõn- daki odaklarõ ortaya çõkarmak isteyip iste- meyeceği konusunda endişeleri olduğunu söyleyen Dursun, “İktidar, bu hareketi bir hesaplaşması sürecinde kullanacak mıdır? Bunu yaparsa Türk halkına iha- net edilmiş olur diye düşünüyorum. Ai- lelerin bu talebi çok iyi okunmalı ve de- ğerlendirilmeli. Aileler, tüm karanlık olayların ortaya dökülmesini istiyor. Si- yasi bir hesaplaşmanın ortasına aileleri atmasınlar. Yoksa ikinci kez bu aydınla- rı öldürmüş olurlar” diye konuştu. Yargıçlar tek tek aklanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski YARSAV Başkanõ ve Yargõtay Savcõsõ Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkõnda yargõyõ etki- lemede dahil üç suçlamadan kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verilmesiyle, yargõçlar üze- rinde kurulmaya çalõşõlan baskõnõn dayanak- tan yoksun olduğu bir kez daha ortaya çõktõ. Yaklaşõk 1.5 yõllõk yargõ süreci sonunda Emi- nağaoğlu hakkõnda hiçbir adli suçlama kalmadõ. Sincan yargõcõ Osman Kaçmaz da Ergenekon soruşturmasõna dahil edilmiş, ancak suçsuz ol- duğuna karar verilmişti. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, Yargõtay Cumhuriyet Savcõsõ ve eski YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Eminağaoğlu, hakkõnda kovuş- turma açõlmasõna yer olmadõğõna karar vermesi, yargõçlar hakkõnda Adalet Bakanõlõğõ eliyle yü- rütülen soruşturmalarõn baskõ aracõ olduğu id- dialarõnõ yeniden gündeme getirdi. Adalet Bakanlõğõ’nõn başvurusu üzerine, Sincan Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Eminağaoğlu hakkõnda, “yargı görevi yapanı etkileme, so- ruşturmanın gizliliğini ihlal ile Dernek ve Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’a muhalefet” suç- larõndan iddianame hazõrlamõştõ. İddianamede, Eminağaoğlu’nun YARSAV Başkanõ olduğu dönemde, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mus- tafa Balbay’õn uykusuz bõrakõlarak sorguya alõnmasõnõn kötü muamele olduğu yönündeki yorumu da yargõyõ etkileme suçlamasõna da- yanak yapõlmõştõ. Ancak mahkeme Eminağa- oğlu’nun bu açõklamasõnõ yargõyõ etkileme su- çu olarak değerlendirmedi. Bütün soruşturmalardan aklandı İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tara- fõndan Eminağaoğlu hakkõnda Ergenekon te- rör örgütü üyesi olma suçlamasõyla da so- ruşturma yürütüldü. Başsavcõlõk, Eminağa- oğlu hakkõnda bu dosya kapsamõnda da ta- kipsizlik kararõ verdi. Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin kesin nitelikteki kararõyla es- ki YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emina- ğaoğlu hakkõndaki adli soruşturmalarõn ta- mamõndan aklanmõş oldu. Yalnõzca Adalet Bakanlõğõ müfettişlerinin yürüttüğü ve Emi- nağaoğlu’nun ihracõna esas olmak üzere yü- rütülen idari soruşturma halen bakanlõkta bekleniyor. Bu konu da Adalet Bakanlõğõ’nõn dosyayõ Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’na sevk etmesiyle karara bağlanacak. HRANT DİNK DAVASI ‘Gizli tanık bu kez getirilecek’ ‘BİZDEN SONRA BU ACI YAŞANMASIN’ CHP, Dinkcinayetiiçin araştırma önergesi verdi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Milletvekili Ahmet Ersin, gazeteci Hrant Dink’e yönelik suikastõn önlenmesinde ihmali bulunanlar ile cinayet sonrasõnda olayõn aydõnlatõl- masõnda ihmali bulunanlarõn ortaya çõkarõlmasõ için Meclis araştõrma önergesi verdi. Ersin, dün TBMM Başkanlõ- ğõ’na verdiği araştõrma öner- gesinde 19 Ocak 2007’de Agos Gazetesi Genel Yayõn Yönet- meni Hrant Dink’in bir dizi ih- mal sonucu katledildiğine dik- kat çekti. Dink’e yönelik suikast tehdidinin varlõğõndan İstanbul Valisi ve Emniyeti’nin 1 yõl öncesinden haberdar olduğu- nun kaydedildiği araştõrma öner- gesinde, Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’õn da 11 Ekim 2006’da valiliğe yap- tõğõ başvuruda, gelen tehditler ve duyumlar nedeniyle Ermeni yurttaşlara ait tüm kurumlarõn güvenliğinin sağlanmasõnõn ta- lep ettiği anõmsatõldõ. ‘Belgeler imha edildi’ Dink’in öldürüleceği, Emni- yet İstihbarat Dairesi, Trabzon Emniyeti ve Jandarmasõ ile İs- tanbul Emniyeti tarafõndan ön- ceden bilinmesine karşõn bir koruma önlemi alõnmadõğõ gibi, halen yargõlanan sanõklarõn bu eylemi gerçekleştirmelerini en- gelleyecek önlemlerin de alõn- madõğõna işaret eden Ersin, ara- dan 3 yõl geçmesine karşõn ci- nayeti aydõnlatabilecek birçok belgenin kamu görevlileri tara- fõndan imha edilmesi nedeniy- le olayõn aydõnlatõlamadõğõna dikkat çekti. Ersin, cinayeti ön- leyecek tedbirlerin alõnmasõnda ve ayrõca cinayetin bağlantõla- rõnõn ortaya çõkarõlmasõnda MİT, Emniyet İstihbarat Dairesi ile Trabzon Emniyeti ve Jandar- masõ’nõn ve İstanbul Emniyeti ile diğer kamu görevlilerinin ihmal ve kusurunun olup olma- dõğõnõn ve varsa sorumlularõnõn tespiti için Meclis araştõrmasõ açõlmasõnõ talep etti. İZMİR MİLLETVEKİLİ ERSİN, İHMALİ OLANLARIN BULUNMASINI İSTEDİ HrantDinkcaddesineret İstanbul Haber Servisi - CHP’li üyelerin günde- me getirdiği Şişli’deki Ergenekon Caddesi’nin isminin Hrant Dink Caddesi olarak değiştirilmesi önerisi, AKP üyelerin çoğunlukta olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafõndan oy- çokluğuyla reddedildi. CHP’li üyelerin verdiği önergede, Hrant Dink için “sevilen, Türkiye’ye olan bağlõlõğõyla örnek bir aydõn, gerçek bir yurt- sever ve bu ülkenin kardeşliğine, bütünlüğüne ve demokrasi mücadelesinde hayatõ boyunca ka- lemi ve zihni ile emek vermiş, sadõk bir yurttaş” vurgusu yapõldõ. İsminin dünyanõn birçok ken- tinde meydanlara, caddelere ve kültür merkez- lerine verildiği belirtilerek, “İsminin, yaşadõğõ kentte, son nefesini verdiği caddeye verilme- sinden daha doğal ne olabilir?” denildi. AKP’li üyelerin çoğunlukta olduğu mecliste, teklif oy- çokluğuyla reddedilerek gündeme alõnmadõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle