Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Lidere Koşulsuz İtaat
Osman Durmuş’un o gereksiz sözlerinin
tepkileri, bir hafta sonra da devam ediyor.
Başbakan, dün de partisinin grup toplantısında;
Bahçeli ve arkadaşları için internette
dolaştırıldığından söz ederek, tartışmanın ucunu
açık tutmak istediklerini gösterdi.
Neydi MHP’li eski bakanın, o gensoru
görüşmeleri sırasında, AKP sıralarını ve özellikle
Erdoğan’ı hiddetlendiren konuşması?
Çok özetle de olsa anımsayalım:
AKP’nin 2008 yılındaki Aydın İl Başkanı,
düzenlenmiş olan bir parti yemeğinde,
Başbakan’ı yere göğe sığdıramayan bir
konuşma yapmış, o arada lideri için
“peygamber” yakıştırmasını da esirgememişti.
Durmuş’un bu iddiasını inandırıcı bulmayan
Erdoğan’ın “Yalan söylüyorsun” sözlerini
MHP’liler, ellerindeki CD’yi göstererek
karşılamışlar, Başbakan’ı “son peygamberin
bizim peygamberimiz olduğunu bilmeyen
birisinin” partisinde yeri olmayacağını söylemek
zorunda bırakmışlardı. O kavgalı, sövgülü
birleşimin sabahında, Aydın İl Genel
Meclisi’nde AKP üyesi olarak bulunan övgü
sahibinin başkente çağrıldığı ve iktidar partisinin
Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcısı tarafından “Ya istifa et ya
da seni Yüksek Disiplin Kurulu’na verip partiden
arttıracağız” şeklinde bir ültimatomla karşılaştığı
öğrenildi.
Aydın İl Genel Meclisi üyesi İsmail Hakkı
Esen, genel merkezin bu kesin uyarısının asıl
sahibinin ölesiye sevdiği ve bağlandığı
Başbakanı olduğunu, o geceki görüşmeleri
yayan TV’lerden öğrenmiş olmalıydı. Buyurgan
uyarıya başını eğdi ve kentine döndü.
Siyaset bilimcilere ipuçları
Bir gün bu ülkede 2010 yılında siyasi
partilerimizdeki demokrasinin nasıl işlediğini
irdelemek isteyecek olan siyaset uzmanlarımıza
ipuçları olması dileği ile bazı notlar düşelim:
Hakkı Esen, o konuşmayı 2008 yılında Batı
Anadolu’da bir il merkezinde ve en az beş yüz
kişinin bulunduğu bir yemekte yapmıştır.
Söylediklerinin gizli olmadığı, konuşmanın
internette yer almasından da bellidir.
Yakıştırması parti içinde rahatsızlık yarattı ise
kendisinin o tarihte uyarılması gerekirken, Aydın
İl Parlamentosu da denilebilecek, yerel açıdan
çok önemli olan bir kamu meclisine, iktidar
partisi aday listesinin ilk sırasına oturtularak
seçilmiştir.
Demek ki AKP Genel Merkezi, dahası
iktidar partisinin Aydın milletvekilleri, Erdoğan
için eski il başkanı tarafından övgü amacıyla
sarf edilen o sözler karşısında, o gün ayağa
kalkmak gereği duymadıkları gibi, “temeddüh
sahibi” İsmail Hakkı Esen’i, il genel meclisine ilk
sıradan göndermekte de sakınca
görmemişlerdir.
Esen, istifa seçeneği önerisini kabul etmese
ve Yüksek Disiplin Kurulu’na verilmesini
isteseydi ne olurdu? Siyasal partilerin
demokratik parlamenter düzenin vazgeçilmez
unsurlarından birisi olduğunu ileri sürerek, bu
doğrultuda özel düzenleme yapmak gereğini
duyan yasa koyucu, bir parti üyesinin hangi
koşullarda ve nasıl cezalandırılması
gerektiğini de o partilerin tüzüklerinde yer
olmasına bağlamıştır.
O zaman, yine siyaset bilimcilerimizin
değerlendirme notları için devam edeyim:
AKP Merkez Yönetim ve Karar Organı’nın,
üye İsmail Hakkı Esen için gerekçeli bir disiplin
kuruluna sevk yazısı hazırlaması, oylaması ve o
oylama sonucuna göre kendisi hakkında
uygulanmasını istediği tüzük hükümlerini
sıralaması gerekecekti.
Partinin Yüksek Disiplin Kurulu’nun da üye
Esen’in savunmasını alarak konuyu görüşürken
“Genel başkana bundan üç yıl önce alenen bir
parti yemeğinde peygamberlik övgüsü yaptığı”
için, bu eylemine karşı parti tüzüğünün hangi
maddesini bulup kararına yazacaksa, onları
yerine getirmesi için hayli uğraş vermesi
gerekecekti.
Kendisini AKP program ve tüzüğünü okuyarak
Erdoğan’la birlikte bu siyaset yolculuğuna
çıkmış varsayacağımız İsmail Hakkı Esen’in
Yüksek Disiplin Kurulu’nun vereceği kararı önce
kendi yargımıza, olmaz ise Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’ne de götürebilmek gibi
doğal yurttaşlık hakları da elbette vardı.
Ama burası Türkiye idi. Liderler ve hele hele
Erdoğan, her kürsüye çıkışta demokrasi, açılım
gibi kavramlar için neler söylerse söylesin,
sadece onların dediği olan bir ülkede yaşıyordu
İsmail Hakkı Esen de.
Zira lider, geçen hafta salı gecesi, onun parti
içindeki geleceğinin bitmiş olduğunu,
savunmasını dinlemek gereği duymadan
söyleyebilmişti.
Kamuoyu, Esen’in kendi ipini kendisinin
çekerek, yiğitlik bende kalsın demek
istediğini bile bu itiş kakış arasında
anlayamamıştı.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Karanlõk cinayetlerle katledilen aydõnlarõn yakõnlarõ, adalet arayõşlarõnõ kararlõlõkla sürdürüyor
Aileler TBMM’ye gidiyorHİLAL KÖSE
Siyasi cinayetlerle öldürülen, failleri
karanlõkta kalan aydõnlarõn yakõnlarõ,
TBMM’den adaletin sağlanmasõ için
araştõrma komisyonu kurulmasõnõ ta-
lep edecek. Agos Gazetesi Genel Ya-
yõn Yönetmeni Hrant Dink davasõn-
da bir araya gelen aileler, karanlõkta ka-
lan, kapatõlan dosyalarõn yeniden açõl-
masõnõ istiyor.
Ankara Cumhuriyet Savcõsõ,
1978’de öldürülen Doğan Öz’ün kõ-
zõ Bengü Heval Öz, “Önümüzde
planlı hareketimiz var. 11 Şubat
Perşembe günü, araştırma komis-
yonu oluşturulması için yargılanmış
ya da yargı sürecinden geçirilmemiş
davaların müdahilleri olarak toplu
dilekçe vereceğiz” dedi. Öz, Meclis
Başkanõ ile buluşacaklarõnõ, grup baş-
kanvekilleri ile görüşmeyi planladõk-
larõnõ, saat 12.00’den 17.00’ye kadar
Meclis’te olacaklarõnõ belirtti. Yasama,
yargõ ve yürütme organlarõndan has-
sasiyet beklediklerini vurgulayan Öz,
“Umudumuz yeni deliller bulun-
ması. Dosyaların çoğunda zama-
naşımı sorunu var. Bu nedenle ye-
ni delillere ihtiyacımız var. Cina-
yetleri işleyen katiller bulunmuş
olsa bile bunun arkasındaki şebe-
keler ortaya çıkarılmamış durum-
da. Bu cinayetler insanlık suçu. Bu
konuda devleti sorumlu tutmak-
tan başka çaremiz yok” diye ko-
nuştu. Adaletin sağlanmasõnõn gelecek
kuşaklar için çok önemli olduğunu dü-
şündüğünü dile getiren Öz, hüküme-
tin, mafyanõn adaleti getiren değil de
polisin, hâkimin, milletvekilinin ada-
leti getiren insanlar olarak gösterece-
ğine inandõğõnõ, bunun hükümetin
görevi olduğunu söyledi. Ailelerin
geçen bunca yõlda, zaman zaman bir
araya geldiğini, aynõ kaderin, acõnõn
birbirlerini dost haline getirdiğine de-
ğinen Öz, şöyle devam etti:
“Geçen yıl Ümit Kaftancõoğlu ai-
lesinin düzenlediği ‘Benim babam bir
kahramandõ’ anma töreninde bir
araya geldik. Canan Kaftancõoğ-
lu’nun çabasıyla yapılan etkinlik,
bugüne dek, mağdur ailelerinin ka-
tılımının en yüksek olduğu anma tö-
reni oldu. Bizim ailemizden, Hrant
Dink’in ailesine kadar olan pek
çok aile katıldı. O birliktelik o ka-
dar hoşumuza gitti ki bu birlikteli-
ği koparmadık. Canan Kaftancı-
oğlu’nun organizasyon gücü bizle-
ri buraya kadar getirdi. Bundan
sonra da hiçbir gücün bizi ayırabi-
leceğini düşünmüyorum.”
Öz, faili meçhul cinayetlerin dava
dosyalarõnõn kõsa özetlerini hazõrla-
dõklarõnõ, bu (dün) akşam bir araya ge-
lip ortak metin üzerinde çalõşacakla-
rõnõ da söyledi.
‘Bıçak kemiğe dayandı’
Gazeteci, şair, yazar, 1948’de öl-
dürülen Sabahattin Ali’nin kõzõ Filiz
Ali de “Bütün bu aileler, benim ai-
lemden başlamak üzere, altmış yıl-
dır adalet arayışı içerisindeyiz. Dink
ailesine destek olmayı ve birlikteli-
ğimizi bir arayışa döndürmeyi dü-
şündük. Yeni oluşan bir şey değil
ama bir araya gelmemiz yeni. Bu be-
ni gerçekten çok mutlu etti. Umarım
bizim bu adalet arayışımız Dink’in
davasının adaleti bulması ile so-
nuçlanır. O zaman belki birazcık
vicdanımız rahatlar” dedi. Pek çok
davanõn birbirine benzediğini ancak
Sabahattin Ali’nin katili ile Dink
cinayeti zanlõsõnõn sözlerinin bire bir
örtüştüğüne dikkat çeken Ali, “Ba-
bamı öldüren de cinayeti milli his-
leri galeyana gelerek yaptığını söy-
lemişti. Katiller vatansever, öldür-
dükleri insanlar vatan haini mi olu-
yor? Bu ülkenin bu çarpık görüşten
kurtulması lazım” diye konuştu.
Herkesin artõk vicdanõnõn sesini din-
lemesi gerektiğini, her bireyin mağdur
olabileceğini dile getiren Ali, “Kim-
se bana olmaz demesin. Adalet ara-
madıkça, hesap sormadıkça her-
kesin başına gelir” dedi. Dosyalarõn,
tanõklõklarõn ortaya çõkartõlmasõ için ka-
rarlõlõğõn gerektiğini vurgulayarak,
şöyle devam etti: “İsteğimiz, arzumuz
devleti yönetenlerin kararlılık gös-
termesi. Hep bastırıldık, korkutul-
duk. Hâlâ korku cumhuriyeti psi-
kozunu aşamadık. Artık bıçak ke-
miğe dayandı. Gerçekten dayandı
çünkü alay ediliyor bizim gibi in-
sanlarla. Bu çok korkunç bir şey.”
Öykücü, şair, gazetemiz yazarõ,
1995’te öldürülen Onat Kutlar’õn
eşi Filiz Kutlar, “Biz elimizden ge-
leni yapıyoruz. Umudumu kay-
betmek istemiyorum ama Türki-
ye’nin şartları iç açıcı değil” dedi.
Aileleri buluşturan katliamlarõn or-
tak noktalarõnõn, faillerin, azmetti-
ricilerin bulunanamasõ ya da bulun-
mak istenmemesi olduğunu vurgu-
layan Kutlar, şöyle konuştu:
“Aileler olarak bir araya gelip, yıl-
madan ses çıkarıyoruz. Vazgeçme-
dik. Vazgeçmemiz mümkün değil.
Yaşadığımız çok acı verici. Dosya-
ların aydınlatılmaması daha da acı.
Bütün kayıplarımızın kanı yerde
kalmış oluyor. Çok değerli insanları,
Türkiye için çok kıymetli insanları
kaybettik.”
Bengü Heval
Öz: Bu
cinayetler
insanlõk suçu.
Bu konuda
devleti sorumlu
tutmaktan
başka çaremiz
yok.
Filiz Ali:
Kimse bana
olmaz demesin.
Adalet
aramadõkça,
hesap
sormadõkça
herkesin
başõna gelir.
Filiz Kutlar:
Aileler olarak
bir araya
gelip,
yõlmadan ses
çõkarõyoruz.
Vazgeçmedik.
Vazgeçmemiz
mümkün değil.
İstanbul Haber Servisi - Agos Gazete-
si Genel Yayõn Yönetmeni Hrant
Dink’in öldürülmesine ilişkin 5’i tutuklu
20 sanõğõn, Ergenekon davalarõnda yargõ-
lanan sanõklarla irtibatlarõnõn olup olma-
dõğõnõn tespiti için iletişim bilgilerinin
karşõlaştõrõlmasõna karar verildi. Mahke-
me, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazõ
yazarak, iki davanõn sanõklarõnõn telefonla
birbirleriyle bağlantõ kurup kurmadõklarõ-
nõn, telefon rehberlerine kayõtlõ olup ol-
madõklarõnõn tespit edilmesini istedi.
İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde-
ki duruşma önceki gece saat 22.30 sõrala-
rõnda sona erdi. Tutuklu sanõk Yasin Ha-
yal, duruşma sonrasõ cezaevi aracõna götü-
rülürken, “Yaşasın Alperen Ocakları. İk-
tidar sırası bizde” diye bağõrdõ.
Dink’in öldürüldüğü caddede bulunan
Şafak Sokak’ta faaliyet gösteren bir iş-
yerinin 19 Ocak 2007 itibarõyla hangi
faaliyetle meşgul olduğunun tespiti ve
işyeri açma izin belgesi ile tüm evrakla-
rõnõn gönderilmesi için İstanbul Emniyet
Müdürlüğü’ne yeniden yazõ yazõldõ.
Polis memuru dinlenecek
Cinayet tarihinde Şafak Sokak’ta inter-
net kafe çalõştõran ve Uşak İl Emniyet Mü-
dürlüğü’ne tayin edilen polis memuru Ca-
hit Kılıç’õn tanõk olarak dinlenmesine ka-
rar verilerek, bu internet kafeyle ilgili bel-
gelerin Şişli Belediyesi’nden istenmesi de
kararlaştõrõldõ. İkinci Ergenekon davasõnõn
tutuklu sanõklarõndan Durmuş Ali Özoğlu
tarafõndan yürütüldüğü ileri sürülen psiko-
lojik savaşla ilgili tüm bilgi ve belgelerin
onaylõ fotokopilerinin İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi’nden istenmesine karar
verildi. Müdahil avukatlarõnõn heyete izlet-
tiği güvenlik kamera görüntülerindeki şüp-
heli kişinin belirlenmesi için de bir ara ka-
rar alõndõ. Mahkeme, Telekomünikasyon
İletişim Başkanlõğõ’na yazõ yazarak, cina-
yet günü, görüntülerdeki saatler dikkate
alõnarak yapõlan telefon görüşme bilgileri-
nin gönderilmesinin istenmesine hükmetti.
Gizli tanık yeniden çağrıldı
Adliyeye getirilmeyen gizli tanõğõn 10
Mayõs’taki duruşmada hazõr edilmesine ve
tanõk için Ermenice tercüman çağrõlmasõ-
na hükmeden heyet, eski İstihbarat Daire
Başkanõ Ramazan Akyürek’in de arala-
rõnda bulunduğu 7 emniyetçinin tanõk ola-
rak dinlenmesi yönündeki talepleri reddet-
ti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, basõnda
çõkan haberler üzerine açõklama yaparak,
gizli tanõğõn duruşmada hazõr edilmesi için
emniyet makamlarõna herhangi bir talima-
tõn verilmediği belirtildi. İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi Başkanõ Erkan Canak,
“Tercüman bulunmadığı için gizli tanı-
ğı çağırmadım” dedi. Polisin, dinlenilme-
si gereken gizli tanõğõn Türkçeyi tam ko-
nuşamadõğõnõ kendisine aktardõğõnõ belir-
ten Canak, duruşmada tercümanõn hazõr
edilebilmesi durumunda polisin gizli tanõ-
ğõ getireceğini söyledi.
DİSK Genel Başkanlarõndan, 1980’de
öldürülen Kemal Türkler’in kõzõ Nilgün
Türkler, “Bundan sonrası için, Dink du-
ruşmalarında bizim davalarımızda ya-
şanan adaletsizlikler olmasın diye tek
yumruk olduk” dedi. Babasõ öldürüldü-
ğünden bu yana geçen 30 yõlõ aşkõn zaman
boyunca çok kötü günler geçirdiklerini,
‘adaletsizliğin olduğu adalet salonla-
rı’nda, çok acõ günler yaşadõklarõnõ anõm-
satan Türkler, “Bizden sonrakiler bu acı-
ları yaşamasın. Devlet eğer bu olayları
ortaya çıkarırsa, özür dilerse, gelecekte
yeni katiller yetiştirilmesini önler. Bizle-
rin kalplerini rahatlatır. Böylece temiz
sayfa açılır umuyoruz” dedi.
‘Evrakları fare yedi’ dediler
Kemal Türkler davasõnõn 30 yõldõr de-
vam ettiğini, davanõn sanõğõ olan Ünal
Osmanağaoğlu’nun 7 TİP’li öğrenciyi öl-
dürmekten hüküm giydiği için tutuklu ol-
duğunu anlatan Türkler, kaçak olan sanõk
hakkõnda, uzun yõllar sonra Türkler’in öl-
dürülmesi nedeniyle dava açõlabildiğini
anõmsattõ. Ailenin avukatõ Rasim Öz’ün
özel çabalarõ sonucu sanõğõn yakalandõğõnõ
söyleyen Türkler, “Rasim bir gazeteci ar-
kadaşından sanığın nerede olduğunu
öğrendi. Tanıdık bir emniyet görevlisi-
ne söyleyip o şekilde yakalanmasını sağ-
lıyor. Deneyimlerinden biliyor ki, ‘katil
şurada’ diye emniyete bildirse kaçıra-
caklar” diye konuştu. Osmanağaoğlu’nun
Kuşadasõ’nda devletin çiftliğinde işletme-
cilik yaparken yakalandõğõna dikkat çeken
Türkler, “Sanığın bizim davamızdan da
hüküm giymesini istiyorum. Bunun için
mücadelem sürecek.”
Yargõlama aşamasõnda, ‘dosyalar yan-
dı’, ‘evraklara çay döküldü’ gibi gerek-
çelerle karşõlaştõklarõna değinen Türkler,
“Bizim davamızda mahkemeye gönderi-
len evraklarda, babamla ilgili bölümü
fare yedi dediler. Dosyayı her koşulda
AİHM’ye götüreceğiz, 30 yıldır süren
davada adil yargılanma hakkının ihlali
açısından. İç hukuk yollarının tükenme-
sini bekliyoruz” dedi.
‘Talebimiz iyi okunmalı’
1990 yõlõnda öldürülen Turan Dur-
sun’un oğlu Abit Dursun, bu birlikteliğin
21 Haziran 2009’da Canan Kaftancıoğ-
lu’nun düzenlediği etkinlikle başladõğõnõ,
daha sonra platform olarak devam etme
görüşünün ağõrlõk kazandõğõnõ söyledi. İlk
etkinliğin, gazeteci Abdi İpekçi’nin katili
Mehmet Ali Ağca’nõn şovuna dönük bil-
diri olduğunu anlatan Dursun, “Şimdi o
grup Meclis’te partilerin grup başkan-
vekilleri ile görüşme yapıp dilekçe vere-
cek” dedi. Siyasal iktidarõn gerçek anlam-
da samimi olarak bu cinayetlerin arkasõn-
daki odaklarõ ortaya çõkarmak isteyip iste-
meyeceği konusunda endişeleri olduğunu
söyleyen Dursun, “İktidar, bu hareketi
bir hesaplaşması sürecinde kullanacak
mıdır? Bunu yaparsa Türk halkına iha-
net edilmiş olur diye düşünüyorum. Ai-
lelerin bu talebi çok iyi okunmalı ve de-
ğerlendirilmeli. Aileler, tüm karanlık
olayların ortaya dökülmesini istiyor. Si-
yasi bir hesaplaşmanın ortasına aileleri
atmasınlar. Yoksa ikinci kez bu aydınla-
rı öldürmüş olurlar” diye konuştu.
Yargıçlar
tek tek
aklanıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
YARSAV Başkanõ ve Yargõtay Savcõsõ Ömer
Faruk Eminağaoğlu hakkõnda yargõyõ etki-
lemede dahil üç suçlamadan kovuşturmaya yer
olmadõğõna karar verilmesiyle, yargõçlar üze-
rinde kurulmaya çalõşõlan baskõnõn dayanak-
tan yoksun olduğu bir kez daha ortaya çõktõ.
Yaklaşõk 1.5 yõllõk yargõ süreci sonunda Emi-
nağaoğlu hakkõnda hiçbir adli suçlama kalmadõ.
Sincan yargõcõ Osman Kaçmaz da Ergenekon
soruşturmasõna dahil edilmiş, ancak suçsuz ol-
duğuna karar verilmişti.
Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, Yargõtay
Cumhuriyet Savcõsõ ve eski YARSAV Başkanõ
Ömer Faruk Eminağaoğlu, hakkõnda kovuş-
turma açõlmasõna yer olmadõğõna karar vermesi,
yargõçlar hakkõnda Adalet Bakanõlõğõ eliyle yü-
rütülen soruşturmalarõn baskõ aracõ olduğu id-
dialarõnõ yeniden gündeme getirdi.
Adalet Bakanlõğõ’nõn başvurusu üzerine,
Sincan Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Eminağaoğlu
hakkõnda, “yargı görevi yapanı etkileme, so-
ruşturmanın gizliliğini ihlal ile Dernek ve
Vakıfların Kamu Kurum ve Kuruluşları ile
İlişkilerine Dair Kanun’a muhalefet” suç-
larõndan iddianame hazõrlamõştõ. İddianamede,
Eminağaoğlu’nun YARSAV Başkanõ olduğu
dönemde, gazetemiz Ankara Temsilcisi Mus-
tafa Balbay’õn uykusuz bõrakõlarak sorguya
alõnmasõnõn kötü muamele olduğu yönündeki
yorumu da yargõyõ etkileme suçlamasõna da-
yanak yapõlmõştõ. Ancak mahkeme Eminağa-
oğlu’nun bu açõklamasõnõ yargõyõ etkileme su-
çu olarak değerlendirmedi.
Bütün soruşturmalardan aklandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ tara-
fõndan Eminağaoğlu hakkõnda Ergenekon te-
rör örgütü üyesi olma suçlamasõyla da so-
ruşturma yürütüldü. Başsavcõlõk, Eminağa-
oğlu hakkõnda bu dosya kapsamõnda da ta-
kipsizlik kararõ verdi. Sincan 1. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nin kesin nitelikteki kararõyla es-
ki YARSAV Başkanõ Ömer Faruk Emina-
ğaoğlu hakkõndaki adli soruşturmalarõn ta-
mamõndan aklanmõş oldu. Yalnõzca Adalet
Bakanlõğõ müfettişlerinin yürüttüğü ve Emi-
nağaoğlu’nun ihracõna esas olmak üzere yü-
rütülen idari soruşturma halen bakanlõkta
bekleniyor. Bu konu da Adalet Bakanlõğõ’nõn
dosyayõ Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku-
rulu’na sevk etmesiyle karara bağlanacak.
HRANT DİNK DAVASI
‘Gizli tanık
bu kez
getirilecek’
‘BİZDEN SONRA
BU ACI
YAŞANMASIN’
CHP, Dinkcinayetiiçin
araştırma önergesi verdi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Milletvekili Ahmet
Ersin, gazeteci Hrant Dink’e
yönelik suikastõn önlenmesinde
ihmali bulunanlar ile cinayet
sonrasõnda olayõn aydõnlatõl-
masõnda ihmali bulunanlarõn
ortaya çõkarõlmasõ için Meclis
araştõrma önergesi verdi.
Ersin, dün TBMM Başkanlõ-
ğõ’na verdiği araştõrma öner-
gesinde 19 Ocak 2007’de Agos
Gazetesi Genel Yayõn Yönet-
meni Hrant Dink’in bir dizi ih-
mal sonucu katledildiğine dik-
kat çekti. Dink’e yönelik suikast
tehdidinin varlõğõndan İstanbul
Valisi ve Emniyeti’nin 1 yõl
öncesinden haberdar olduğu-
nun kaydedildiği araştõrma öner-
gesinde, Türkiye Ermenileri
Patriği Mesrob Mutafyan’õn da
11 Ekim 2006’da valiliğe yap-
tõğõ başvuruda, gelen tehditler ve
duyumlar nedeniyle Ermeni
yurttaşlara ait tüm kurumlarõn
güvenliğinin sağlanmasõnõn ta-
lep ettiği anõmsatõldõ.
‘Belgeler imha edildi’
Dink’in öldürüleceği, Emni-
yet İstihbarat Dairesi, Trabzon
Emniyeti ve Jandarmasõ ile İs-
tanbul Emniyeti tarafõndan ön-
ceden bilinmesine karşõn bir
koruma önlemi alõnmadõğõ gibi,
halen yargõlanan sanõklarõn bu
eylemi gerçekleştirmelerini en-
gelleyecek önlemlerin de alõn-
madõğõna işaret eden Ersin, ara-
dan 3 yõl geçmesine karşõn ci-
nayeti aydõnlatabilecek birçok
belgenin kamu görevlileri tara-
fõndan imha edilmesi nedeniy-
le olayõn aydõnlatõlamadõğõna
dikkat çekti. Ersin, cinayeti ön-
leyecek tedbirlerin alõnmasõnda
ve ayrõca cinayetin bağlantõla-
rõnõn ortaya çõkarõlmasõnda MİT,
Emniyet İstihbarat Dairesi ile
Trabzon Emniyeti ve Jandar-
masõ’nõn ve İstanbul Emniyeti
ile diğer kamu görevlilerinin
ihmal ve kusurunun olup olma-
dõğõnõn ve varsa sorumlularõnõn
tespiti için Meclis araştõrmasõ
açõlmasõnõ talep etti.
İZMİR MİLLETVEKİLİ ERSİN, İHMALİ OLANLARIN BULUNMASINI İSTEDİ
HrantDinkcaddesineret
İstanbul Haber Servisi - CHP’li üyelerin günde-
me getirdiği Şişli’deki Ergenekon Caddesi’nin
isminin Hrant Dink Caddesi olarak değiştirilmesi
önerisi, AKP üyelerin çoğunlukta olduğu İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafõndan oy-
çokluğuyla reddedildi. CHP’li üyelerin verdiği
önergede, Hrant Dink için “sevilen, Türkiye’ye
olan bağlõlõğõyla örnek bir aydõn, gerçek bir yurt-
sever ve bu ülkenin kardeşliğine, bütünlüğüne
ve demokrasi mücadelesinde hayatõ boyunca ka-
lemi ve zihni ile emek vermiş, sadõk bir yurttaş”
vurgusu yapõldõ. İsminin dünyanõn birçok ken-
tinde meydanlara, caddelere ve kültür merkez-
lerine verildiği belirtilerek, “İsminin, yaşadõğõ
kentte, son nefesini verdiği caddeye verilme-
sinden daha doğal ne olabilir?” denildi. AKP’li
üyelerin çoğunlukta olduğu mecliste, teklif oy-
çokluğuyla reddedilerek gündeme alõnmadõ.