Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Krizden Kim Sorumlu?
Küresel krizin gerçek sorumlusu kim ya da
kimler? Krizin ana nedeni çoğunlukla finans
piyasalarındaki “toksik finansal varlıklar” olduğu
kadar, kapitalizmin tarihsel gelişimini kavramayı
reddederek, iktisat bilimini bir matematiksel oyun
haline getiren iktisatçılar ve onların kurguladığı
“toksik ders kitapları” olduğu sıkça dile getiriliyor.
Real-World Economics (Gerçek Dünya İktisadı)
internet sitesi küresel krize yol açan en önemli
kuramsal katkıyı sağlayan (!) iktisatçıya vermek
üzere bir yarışma açmış durumda. (*) Adayları
birer birer tanıyalım:
Milton Friedman, gerçek yaşamı
basitleştirilmiş matematik oyunlarına indirgeyen
ve piyasayı her türlü kurumun üstünde gören
öğretisi; ve para piyasalarına basit ve sığ
yaklaşımı nedeniyle, tarihsel ve kurumsal
süreçlerden kopuk, hayali bir piyasa fetişizmi
yaratma beceresiyle;
Alan Greenspan, Amerika Merkez Bankası
(Federal Reserve) başkanı olarak görev yaptığı
1987-2006 arasında para ve kredi piyasalarında
pompaladığı olağanüstü genişlemeyle, bu
genişlemenin ardında yatan “serbest piyasalar her
zaman verimlidir ve dolayısıyla finans piyasalarının
kuralsızlaştırılması esastır” yaklaşımıyla;
Robert Lucas, gelişimine öncülük ettiği
“Rasyonel Beklentiler” kuramı aracılığıyla
ekonomik bireyin rasyonel davranışlarını birer
fetiş haline getirerek, piyasa köktenciliğini
Friedman’dan da daha ileriye götüren, hayali,
ancak matematiksel olarak son derece “albenili”
modelleriyle;
Paul Samuelson, bir zamanların en popüler
İktisada Giriş kitabının yazarı. Neoklasik
dogmaların ve piyasa köktenciliğinin fikir babası;
Edward Prescott ve Finn Kydland, kapitalist
bir ekonominin anarşik dalgalanmalarını sadece
bir teknolojik şok sorunu olarak gören “Reel İş
Çevrimleri” modelini geliştirmeleriyle; bu model
aracılığıyla 1929 Büyük Buhranı’nı “bir büyük şok”
ve günümüz krizini de “yeni bir teknolojik ilerleme
dalgasına piyasaların gecikmiş tepkisi” gibi gerçek
dışı ve hayali açıklamalarıyla;
Eugene Fama, “etkin piyasa” kuramlarıyla,
işletme metodolojisini içinden çıkılmaz bir
matematiksel işlemler batağına saplamasıyla, bu
kuram aracılığıyla kamunun piyasalara her türlü
müdahalesini yadsıyan ve piyasaların kendi
kendine dengeye kavuşacağı savlarını tartışılamaz
bir varsayım olarak ele alan değerlendirmeleriyle,
Larry Summers, Amerikan Hazine Sekreterliği
(Maliye Bakanı) görevindeyken 1929 buhranı
derslerinden esinlenerek çıkartılan Glass Steagall
yasasını kaldırmasıyla, (söz konusu yasa mevduat
bankacılığını, “yatırım” bankalarından (kumarhane
bankacılığı!) ayırmakta idi. Larry Summers bu
yasayı kaldırmak suretiyle, Greenspan ve ekibiyle
birlikte küresel ekonomi piyasalarını Wall Street
bankerlerinin finansal/kumarhane oyunlarına terk
etmişti.
Listeye kuşkusuz daha birçok isim eklenebilir.
Ama daha önemlisi, gerek ülkemizden, gerekse
yurtdışından söz konusu kuramları “tek doğru
iktisat öğretisi” olarak algılayan birçok iktisatçıyı
da bu listeye katmak gerekecektir...
Real World Economics sitesinin seçim kuralları
her seçmenin en fazla üç aday belirleyebileceğini
belirtiyor. Siz olsaydınız oyunuzu kimlere
verirdiniz?
_______________________
Not (*) www.rwer.wordpress.com
Not (**) Geçen haftaki yazımızda geçen grafikte
2005 sonrası “İşçi Ücretleri” serisi ile “İşçi Başına
Üretim” serisi gazete baskısında yanlışlıkla yer
değiştirmiştir. Düzeltir, özür dileriz.
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Volvo’yu hepiniz tanırsınız. Peki
Geely diye bir otomotiv markası
duydunuz mu? Ben duymamıştım.
Taa ki, birkaç gün önce “Çin
sermayeli Geely şirketinin, Volvo’yu
1.2 milyar Avro’ya Ford firmasından
satın almaya hazırlandığı” haberini
okuyana kadar... Geely, Batı’da
tanınmayan Çin sermayeli bir
otomotiv firması. İlk aracını 2001’de
üretti. İç pazarda kısa sürede
büyüdü. Hatta Ortadoğu, Afrika ve
eski Sovyetler Birliği ülkelerine de
ihraç etti. Şimdi kazandığı para ile 80
yıllık geçmişi olan Volvo’yu alıyor.
İnternette Geely ile ilgili
haberlerde bir tarama yaptım. Emin
adımlarla büyüyen bir şirket. Dünya
devi olma yolunda ilerliyor.
Volvo’dan önce de sessiz sedasız
bir şekilde Goldman Sachs ile
stratejik bir ortaklık yaparak 250
milyon dolar para ortaya koymuş ve
Londra taksilerinin bazı parçalarının
imalatını üstlenmiş.
Yalnız Geely değil, Çinli diğer
otomotiv firmaları da iddialılar...
Örneğin Pekin Otomotiv Endüstrisi
(BAIC) de geçtiğimiz dönemde
General Motors’a 200 milyon dolar
ödedi ve İsveç kökenli Saab
firmasının tüm fikri mülkiyet haklarını
satın aldı. Burada da asıl amaç
“teknolojik basamak atlamak”...
Hakkını vermek gerekiyor ki Pekin
hükümeti de ellerini kavuşturmuş
gelişmeleri seyretmiyor. Geely’ye
şimdiden devlet bankalarının
kasasından 1 milyar dolar parayı
ödünç vermeye hazırlanıyor...
Yukarıda verdiğim örnekler, Çin’in
akıl almaz kalkınma atağının içinde
sadece sürahinin içindeki bir iki
damla. Ama genel tablonun akışını
son derece net ortaya koyuyor.
Bundan çok değil 30 yıl önce taklit
ürünlerle ve ucuz emek gücü ile
dünya piyasalarına giren Çin artık
bütün akıl ve enerjisini “dünyanın
laboratuvarı” olma yolunda
kullanıyor. Geçen yıl ortalama yüzde
8 büyüdü. Bu yıl da benzer bir hedef
koydu.
585 milyar dolarlık bir teşvik
paketi açıkladı. Güneydoğu
Asya’daki 10 ülkeyle bir serbest
ticaret bölgesi oluşturan, ayrıca
Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile
de sıcak ilişkiler geliştiren Pekin
yönetimi diğer ülkeler ile işbirliğini
arttırırken bir yandan da ekim ayı
sonunda 2 trilyon 270 milyar dolara
ulaşan döviz rezervinin getirdiği dev
imkânlarla yurtdışına yatırım avını
sürdürüyor. Otomotivden enerjiye,
finans kuruluşlarından gıdaya birçok
şirketi satın alarak bünyesine
katıyor. Bir yandan da artan
hammadde ihtiyaçlarını karşılamak
için gelişmekte olan ülkelerde
yatırımlar yapıyor. Örneğin
Afganistan’da bir bakır madeninin
işletme hakkını 25 yıllığına satın aldı.
Referans gazetesinden Tamer
Çetin, 2 Şubat’ta Çin ile ilgili yazdığı
bir analizde şu yorumu yapıyor: “Çin
Metalurji Şirketi (MCC)
Afganistan’daki en büyük yabancı
yatırım olarak kayıtlara geçen bu
girişimiyle gelecek 25 yıl içinde 11
milyon ton bakır çıkarmayı planlıyor.
Bu rakam Çin’de bilinen bakır
yataklarının 3’te biri kadar. Pekin
yönetimi böylece tek bir hareketle
kendisi için hayati önem taşıyan bir
kaynağı garanti altına aldı,
Afganistan tarihindeki en büyük
yatırımın mühendisliğini üstlendi,
binlerce Afgan’a istihdam yaratma
sözü verdi, Afganistan hükümetinin
iş ortağı ve ülkenin en büyük vergi
kaynağı oldu.
MCC hem bakır madeninde
kullanmak hem de elektrik
kesintilerinden mustarip başkent
Kâbil’i desteklemek için 400
megavatlık bir elektrik santralı
kuracak. Bu jeneratörü beslemek
için yeni bir kömür madeni açacak.
Ayrıca bakırı ayrıştırmak için bir
kalhane, kömürü santralı, bakırı da
Çin’e taşımak için demiryolu inşa
edecek. Bütün bunlara ek olarak
Afganlar için okullar, yollar ve
camiler inşa edecek. Çin bu
anlaşmadan beklediği kazancı elde
edemese bile tek bir kurşun
atmadan Afganların gözünde cömert
bir ortak ve hükümetin uzun yıllar
ortaklık yapabileceği bir ülke
konumuna yükseldi. ABD’liler ise
ağır işleri kendilerinin yapmalarına
karşın meyveleri Çin’in
toplamasından şikâyetçi.” Bu yorum
Çin’in küresel liderlikte nasıl
ilerlediğini ortaya koyuyor sanırım.
İstanbul Sanayi Odası’nın aralıkta
düzenlediği sanayi kongresinde
hemen arkamda oturan bir grup
Çinlinin hiçbir oturumu kaçırmadan
notlar alarak izlemesi dikkatimi
çekmişti... Çin’in otomotiv
devlerinden DMF Motor’un
Türkiye’de hafif ticari araç üretmeyi
düşündüğünü de bu arada söylemiş
olalım.
Peki bu arada asıl patron ABD ne
yapıyor? Bir de ona bakalım...
Finansal kriz Obama yönetimini
öyle bir köşeye sıkıştırdı ki, ABD
enerjisini ve kaynaklarının önemli bir
kısmını iç sorunların çözümüne
ayırmak zorunda. Orta sınıf bugüne
kadar hiç olmadığı kadar kırılgan.
25-54 yaş arası nüfusun yüzde 25’i
işsiz. Bu yüzden ABD’nin önceliği
orta sınıfın güvenini yeniden
kazanmak. Küresel liderlik ise ikinci
planda şu aralar. Yunanistan ve
Portekiz’de patlak veren kriz ile
Avrupa Birliği de yalpalamayı
sürdürüyor. Zaten küresel bir vizyon
oluşturamayan ve dünya liderliği
konusunda beceriksizliğini sürdüren
bir AB var karşımızda. Bu açıdan
bakıldığında meydan iyice Çin’e
kalmış durumda...
Biz ise Türkiye olarak seyircilik
halimizi korumakta ısrarlıyız. Sürekli
toz duman arasında kendi iç
dinamiklerine yoğunlaşan, yaratılan
suni gündemler içinde sonuçsuz
tartışmalar yüzünden enerjisini
kaybeden, toplumun önüne yeni
hedefler koymayı beceremeyen bir
ülke olmaktan şikâyetimiz yok
herhalde. Olsa, bir şeyler farklı
olmaya başlamaz mı?..
Çin Nasıl Hem ‘Dünyanın Laboratuvarı’ Hem de Lideri Oluyor?
Ekonomi Servisi - Alõşveriş Merkezleri ve Pe-
rakendeciler Derneği (AMPD) Başkanõ Mehmet
Nane, alõşveriş merkezlerinin pazar günü ka-
patõlmasõ önerisini savunanlara ateş püskürdü.
“Her yıl 500 bin gencimizin işgücüne katıldığı
bir ortamda pazar günü kapatılmak demek
sektörden yüzde 18 işçi çıkartmak demektir.
Bu da 81 bin aktif çalışan iş akdi demek” di-
yen Nane, TESK’in AVM’leri hedef alarak se-
çim propagandasõ yaptõğõnõ savundu.
Sanayi ve Ticaret Bakanlõğõ’nca yeniden gün-
deme alõnan “Alışveriş Merkezleri, Büyük Ma-
ğazalar ve Zincir Mağazalar Kanunu Tasa-
rısı”nõ yönetim kurulunun da katõlõmõyla dü-
zenlediği toplantõda değerlendiren AMPD Baş-
kanõ, şu noktalara vurgu yaptõ:
Mevcut yasa tasarõsõ sektörün bütünü için dü-
zenleyici olmak yerine yatõrõm engeli yaratan, ka-
yõt dõşõnõ teşvik edecek niteliktedir. 2009’da iş-
sizliğin arttõğõ ortamda organize perakende net yüz-
de 2 istihdam yarattõ, sektör direkt 450 bin, dolaylõ
1 milyon 300 bin kişiye iş sağladõ.
230’un üstündeki AVM’de yabancõ oranõ ya-
rõ yarõya. Minimum 10 milyar dolarlõk yaban-
cõ sermaye girişi sağlandõ. Açõlacak olan 68 ta-
ne AVM düşünüldüğünde yapõlacak yatõrõm tu-
tarõ yaklaşõk 7 milyar dolar civarõndadõr. Bu da
çok ciddi bir yabancõ sermayenin ülkemize gi-
rişi demektir.
70 milyar liralõk ciroyu temsil ediyoruz. 7
milyar dolarlõk KDV tahsilatõna aracõlõk ettik.
AVM’de, organize perakendede kayõt içi ora-
nõ yüzde 99.7’ye çõktõ.
Tasarõnõn ikinci maddesinde yapõlan tanõm-
larõn bilimsel dayanağõ yok. Bir zincir mağaza
olabilmek için 400 metrekare tanõmõ aşõlmõş, met-
rekareden bağõmsõz olarak 10 adedin üstünde ma-
ğaza sahibi olunmasõ hakkõnõ getirdiği için, ör-
neğin 10 metrekarelik bir kuruyemişçi zincir-
leşmek isterse, 10 mağazanõn üstüne çõktõğõnda
mevcut düzenlemeler haricinde yasada getiril-
mesi düşünülen ek yaptõrõmlara tabi olacaktõr. Bu
net şekilde Türkiye’de 10’un üstünde zincir ma-
ğaza açõlmasõnõ engellemektedir. Buna karşõyõz.
400 metrekareden küçük mağazalarda oto-
park mecburiyetinin aranmasõ ve bunun sadece
zincir mağazalar için aranmasõ, organize pera-
kendecilere “mağaza açmayın” demektir.
AMPD Başkanõ Nane,
AVM’lerin pazar günü
kapatõlmasõ önerisi için
“İşsizlik demek. Bu
vebali kim almak
istiyor” diye sordu.
Nane, TESK
yönetimini kastederek
“Bazõ dar görüşlüler,
kõsõr çõkarlarõna
bakkalõ alet etmek
istiyor” dedi.
KISA... KISA...
Burj Dubai bir ay dayandı - 4 Ocak’ta
açõlan 828 metrelik Burj Dubai aynõ hõz-
la kapandõ. Borç kriziyle boğuşan Du-
bai’nin gösteriş ve refah sembolü olarak
gösterilen 124 katlõ bina dün beklenme-
dik bir şekilde ziyarete kapatõldõ. Bina-
nõn kapatõlmasõna elektrik arõzasõ ve
aşõrõ kalabalõk gerekçe gösterildi.
Opel 8 bin işçi atacak - General Mo-
tors’a bağlõ Opel, 4 bini Almanya’da ol-
mak üzere Avrupa’da yaklaşõk 8 bin 300
kişinin işten çõkarõlacağõnõ açõkladõ. Al-
manya Ekonomi Bakanõ Rainer Brue-
derle, General Motors’un Opel için Al-
manya’dan devlet yardõmõ talep ettiğini,
İngiltere, İspanya, Polonya ve Avustur-
ya’dan da 1.2 milyar Avro’luk devlet yar-
dõmõ aradõğõnõ söyledi.
AYB’den rest - Avrupa Yatõrõm Ban-
kasõ (AYB), Avrupa Birliği ülkelerinin
bütçe açõklarõnõ ve borç problemlerini gi-
dermek için kurtarma çabalarõna katõ-
lamayacağõnõ açõkladõ.
UBS kara geçti - İsviçre bankasõ UBS,
üç çeyrek üst üste zarar açõkladõktan son-
ra geçen yõlõn son çeyreğinde kâra geç-
ti. UBS’nin 31 Aralõk’ta biten üç ayda
vergi öncesi kârõ 1.1 milyar dolar oldu.
ABD’de istihdam sevinci - Conference
Board araştõrma grubu tarafõndan yü-
rütülen bir araştõrmaya göre, ABD is-
tihdam piyasasõndaki iyileşmenin ocak-
ta da devam etmesi, bu yõlõn ilk çeyre-
ğinde istihdam artõşõ gerçekleşmesi ko-
nusunda iyimser düşünülmesini sağlõyor.
İptal edilen vergi dilimleri - Maliye
Bakanlõğõ, Anayasa Mahkemesi’nin 16
Ekim’de iptal ettiği Gelir Vergisi Ka-
nunu’nun bazõ hükümleri konusunda
yeni düzenleme için çalõşõyor. Ücretliler
ile diğer gelir unsurlarõ için daha önce-
ki gibi ikili tarife uygulamasõ ya da yüz-
de 15, yüzde 20, yüzde 27 ve yüzde 35
oranlarõ korunarak ücret gelirlerinin
alt dilimlerde ve düşük oranlarla vergi-
lendirilmeleri alternatifler arasõnda.
İtalya ile vergi anlaşması - İstanbul Ti-
caret Odasõ 15 Şubat’ta İtalya’nõn İs-
tanbul Başkonsolosluğu ile “Vize Ko-
laylaştõrma Anlaşmasõ” imzalayacak.
Anlaşma ile işadamlarõ “Schengen Vi-
zesi” için günlerce beklemeyecek.
KEY ödemeleri için liste - Tasfiye Ha-
lindeki Emlak Bankasõ’nõn YK Başkanõ
Zeki Sayõn, Konut Edindirme Yardõmõ
ödeme listelerini Şubatõn ikinci yarõsõn-
da gönderebileceklerini söyledi.
Rüzgâr enerjisi pazarı - Avrupa Rüz-
gar Enerjisi Birliği Üst Yöneticisi Chris-
tian Kjaer, Türkiye’de ciddi bir rüzgâr
enerjisi potansiyeli olduğuna işaret ede-
rek “Sõkõntõlar aşõlõrsa Türkiye ilk 3
pazar içinde yer alabilir” dedi.
Artõkdünyadaşirketlerinelemanyetiştirmeyevaktiyok,işverenlerkalifiyeelemanarõyor
Uluslararasõ insan kaynaklarõ şirketi Manpower’õn
araştõrmasõna göre, kriz nedeniyle milyonlarca kişinin işsiz
kaldõğõ dünyada işverenler de belirli meslek gruplarõnda
kalifiye eleman bulmakta zorlanõyor.
Ekonomi Servisi - İnsan
kaynaklarõ alanõnda çalõşan 4
bin 200 şubeli ABD şirketi
Manpower’in, 33 ülkeden 39
bin işverenin katõlõmõ ile ger-
çekleştirdiği ‘Yetenek Açığı
Araştırması’, işverenlerin yüz-
de 30’unun kendi piyasalarõn-
da uygun yetenekte kişi olma-
masõ nedeniyle açõk pozisyon-
larõnõ doldurmakta zorlandõk-
larõnõ ortaya çõkardõ.
Manpower Türkiye Genel Mü-
dürü Ebru Coş, konuyla ilgili
olarak: “Genel olarak işe alım-
ları kısmış olsalar dahi, müş-
terilerimiz hâlâ kritik pozis-
yonları doldurmaya çalışıyor-
lar ve bu rollere ‘mükemmel
uyan’ -beceri, deneyim ve ki-
şilik özelliklerinin kesin bir
birleşimine sahip- çalışanları
bulmakta güçlük çekiyorlar.
Bu nedenle de doğru kişiyi
buluncaya kadar beklemeyi
tercih ediyorlar. Zaten yetenek
açığı dediğimiz şey de tam
olarak bu” şeklinde konuştu.
Raporda da, “Çoğu zaman iş-
sizlik kavramı kafa karıştıra-
biliyor. Özellikle ülkemizde,
ekonomik kriz dönemlerin-
den de bağımsız olarak, işsiz-
lik hep uğraştığımız bir olgu
olmakla beraber, Manpower
olarak çalışma dünyasının -ge-
rek işveren gerek işgücü tara-
fında- dikkatini çekmek iste-
diğimiz konu arzla talebin eş-
leşememe sorunu. Bu nedenle
şirketler için marka bir işveren
olabilmek artık çok önemli:
Rekabet avantajı kazanmak ve
stratejik hedeflere ulaşmak
açısından kritik becerilere sa-
hip kişileri çekebilecek net bir
değer teklifi sunabilmeleri ge-
rekiyor’’ ifadesi yer alõyor.
? Elektrikçi,
tesisatçı,
kaynakçı gibi
zanaatkârlar
? Satış temsilcileri
? Teknisyenler
? Mühendisler
? Orta kademe
yöneticiler
? Muhasebe ve
finans
çalışanları
? İşçiler
? Üretim
operatörleri
? Ofis sekreterleri
/ yönetici
asistanları
? Şoförler
Türkiye’de 18
Toyota geri
çağrõlacak
Türkiye’de satõşõ gerçekleşmiş 18
adet Toyota Prius modelinde, ABS
(Fren kilitlenmeyi önleyici sistem)
performansõnõ iyileştirme amacõyla
mevcut yazõlõmõn güncellemesi
planlanõyor. Toyota Pazarlama ve
Satõş A.Ş. CEO’su Ali Haydar
Bozkurt konu ile ilgili
açõklamasõnda “Gerekli yazõlõm
güncelleme bilgisi elimize ulaşmõş
olup, bir kaç gün içerisinde tüm
müşterilerimiz bayilerimize davet
edilerek işlemleri
gerçekleştirilecektir.” dedi.
Beğendik’in hedefi 10 yılda ilk 3
Ekonomi Servisi - Beğendik İcra Ku-
rulu Başkanõ Hacı Beğendik, bu yõl 19
yeni mağaza açacaklarõnõ, hedeflerinin
2020 yõlõnda Türkiye’de ilk 3’e, dünyada
ilk 100’e girmek olduğunu kaydetti.
Hacõ Beğendik, Ankara’da Sheraton
Oteli’nde düzenlediği basõn toplantõ-
sõnda, Beğendik’in “ilk özel peraken-
de zinciri” olduğunu ve pek çok ‘ilk’e
imza attõğõnõ belirten Beğendik hedef-
lerini şöyle açõkladõ:
2009 yõlõ zor bir yõl oldu. Yine de
perakende sektör ortalama büyümesi
yüzde 6 iken, yüzde 8.3’lük net büyü-
me sağladõk.
Büyüme stratejisi oluşturduk. Bu-
na ‘Paris Modeli’ diyoruz. Yani mer-
kezden sarmal olarak büyüyoruz. Mer-
kezi Ankara olarak alõrsak, yakõn iller-
den Türkiye geneline yayõlma politika-
sõ güdüyoruz. Bu yõl Ankara’da, Kay-
seri’de yeni mağazalar açacağõz. 2010
yõlõ için 11.4 milyon dolarlõk yatõrõm ger-
çekleştireceğiz.
Yaklaşõk yüzde 50’lik artõşla
2009’da 205 milyon lira olan ciromuzu
2010’da 300 milyon liraya çõkarmayõ
planlõyoruz. 2013’te ise hedef İstan-
bul’da bir mağazalar zinciri satõn almak
ve İstanbul’u Beğendik zincirine ekle-
mek. 2020 yõlõ için hedefimiz ise her yõl
bir öncekinden yüzde 50 fazla ciro ya-
parak 2020’de 10 milyar lira ciro yap-
mak, 50 bin kişiye istihdam sağlamak.
Böylece Türkiye’de ilk 3, dünyada da ilk
100 perakende zinciri içerisine girmek.
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K
Mesleğin yoksa iş de yok
NEREDE YETENEK
AÇIĞI VAR?
Pazar günü kapatõrsak
81 bin kişi işsiz kalõr
YUNANİSTAN ÖNLEM ALIYOR
Bakanlar Kurulu
maaş almayacak
Haber Merkezi - Krizle boğuşan Yunanis-
tan’dan yeni tedbirler geldi. Yunanistan Mali-
ye Bakanlõğõ’nõn açõkladõğõ yeni tedbirlere gö-
re, Yunanistan Başbakanõ Yorgo Papandreu
ve bakanlarõn maaşlarõ donduruldu. 2011 itiba-
rõyla kamudan ayrõlan her 5 kişi için 1 kişi işe
alõnacak. Yunanistan hisse senetlerinden kõsa
vadeli kazançlarõ vergilendirecek. Yunanistan
yõllõk 60 bin Avro üzerindeki gelirlere yüzde
40 vergi uygulayacak. Yurtdõşõndaki mevdua-
tõnõ getirenlere teşvik uygulanacak.
Yunanistan, bütçe açõğõnõ kõsma planõ çerçe-
vesinde batmanõn eşiğinde olan sosyal güven-
lik sisteminde de reform planõnõ açõkladõ. Buna
göre Yunanistan emeklilik yaşõnõ 2015’e kadar
61’den 63’e yükseltmeyi ve erken emekli ol-
mayõ yasaklamayõ teklif etti. Yunanistan Çalõş-
ma Bakanõ Andreas Loverdos, reform yapõl-
mamasõ halinde, sosyal güvenlik sisteminin
beş yõl içinde çökeceğini söyledi.
Bu arada Avrupa Komisyonu’nun ekono-
mik ve mali işlerden sorumlu üyesi Joaquin
Almunia, Avrupa Parlamentosu’nda yaptõğõ
konuşmada, “Yunanistan’ın içinde bulun-
duğu zor durum Avro Bölgesi’nin ortak
sorunu. Sorunun Avro Bölgesi’nin diğer
ülkelerine yayılması ciddi bir risk” dedi.