23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Krizden Kim Sorumlu? Küresel krizin gerçek sorumlusu kim ya da kimler? Krizin ana nedeni çoğunlukla finans piyasalarındaki “toksik finansal varlıklar” olduğu kadar, kapitalizmin tarihsel gelişimini kavramayı reddederek, iktisat bilimini bir matematiksel oyun haline getiren iktisatçılar ve onların kurguladığı “toksik ders kitapları” olduğu sıkça dile getiriliyor. Real-World Economics (Gerçek Dünya İktisadı) internet sitesi küresel krize yol açan en önemli kuramsal katkıyı sağlayan (!) iktisatçıya vermek üzere bir yarışma açmış durumda. (*) Adayları birer birer tanıyalım: Milton Friedman, gerçek yaşamı basitleştirilmiş matematik oyunlarına indirgeyen ve piyasayı her türlü kurumun üstünde gören öğretisi; ve para piyasalarına basit ve sığ yaklaşımı nedeniyle, tarihsel ve kurumsal süreçlerden kopuk, hayali bir piyasa fetişizmi yaratma beceresiyle; Alan Greenspan, Amerika Merkez Bankası (Federal Reserve) başkanı olarak görev yaptığı 1987-2006 arasında para ve kredi piyasalarında pompaladığı olağanüstü genişlemeyle, bu genişlemenin ardında yatan “serbest piyasalar her zaman verimlidir ve dolayısıyla finans piyasalarının kuralsızlaştırılması esastır” yaklaşımıyla; Robert Lucas, gelişimine öncülük ettiği “Rasyonel Beklentiler” kuramı aracılığıyla ekonomik bireyin rasyonel davranışlarını birer fetiş haline getirerek, piyasa köktenciliğini Friedman’dan da daha ileriye götüren, hayali, ancak matematiksel olarak son derece “albenili” modelleriyle; Paul Samuelson, bir zamanların en popüler İktisada Giriş kitabının yazarı. Neoklasik dogmaların ve piyasa köktenciliğinin fikir babası; Edward Prescott ve Finn Kydland, kapitalist bir ekonominin anarşik dalgalanmalarını sadece bir teknolojik şok sorunu olarak gören “Reel İş Çevrimleri” modelini geliştirmeleriyle; bu model aracılığıyla 1929 Büyük Buhranı’nı “bir büyük şok” ve günümüz krizini de “yeni bir teknolojik ilerleme dalgasına piyasaların gecikmiş tepkisi” gibi gerçek dışı ve hayali açıklamalarıyla; Eugene Fama, “etkin piyasa” kuramlarıyla, işletme metodolojisini içinden çıkılmaz bir matematiksel işlemler batağına saplamasıyla, bu kuram aracılığıyla kamunun piyasalara her türlü müdahalesini yadsıyan ve piyasaların kendi kendine dengeye kavuşacağı savlarını tartışılamaz bir varsayım olarak ele alan değerlendirmeleriyle, Larry Summers, Amerikan Hazine Sekreterliği (Maliye Bakanı) görevindeyken 1929 buhranı derslerinden esinlenerek çıkartılan Glass Steagall yasasını kaldırmasıyla, (söz konusu yasa mevduat bankacılığını, “yatırım” bankalarından (kumarhane bankacılığı!) ayırmakta idi. Larry Summers bu yasayı kaldırmak suretiyle, Greenspan ve ekibiyle birlikte küresel ekonomi piyasalarını Wall Street bankerlerinin finansal/kumarhane oyunlarına terk etmişti. Listeye kuşkusuz daha birçok isim eklenebilir. Ama daha önemlisi, gerek ülkemizden, gerekse yurtdışından söz konusu kuramları “tek doğru iktisat öğretisi” olarak algılayan birçok iktisatçıyı da bu listeye katmak gerekecektir... Real World Economics sitesinin seçim kuralları her seçmenin en fazla üç aday belirleyebileceğini belirtiyor. Siz olsaydınız oyunuzu kimlere verirdiniz? _______________________ Not (*) www.rwer.wordpress.com Not (**) Geçen haftaki yazımızda geçen grafikte 2005 sonrası “İşçi Ücretleri” serisi ile “İşçi Başına Üretim” serisi gazete baskısında yanlışlıkla yer değiştirmiştir. Düzeltir, özür dileriz. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Volvo’yu hepiniz tanırsınız. Peki Geely diye bir otomotiv markası duydunuz mu? Ben duymamıştım. Taa ki, birkaç gün önce “Çin sermayeli Geely şirketinin, Volvo’yu 1.2 milyar Avro’ya Ford firmasından satın almaya hazırlandığı” haberini okuyana kadar... Geely, Batı’da tanınmayan Çin sermayeli bir otomotiv firması. İlk aracını 2001’de üretti. İç pazarda kısa sürede büyüdü. Hatta Ortadoğu, Afrika ve eski Sovyetler Birliği ülkelerine de ihraç etti. Şimdi kazandığı para ile 80 yıllık geçmişi olan Volvo’yu alıyor. İnternette Geely ile ilgili haberlerde bir tarama yaptım. Emin adımlarla büyüyen bir şirket. Dünya devi olma yolunda ilerliyor. Volvo’dan önce de sessiz sedasız bir şekilde Goldman Sachs ile stratejik bir ortaklık yaparak 250 milyon dolar para ortaya koymuş ve Londra taksilerinin bazı parçalarının imalatını üstlenmiş. Yalnız Geely değil, Çinli diğer otomotiv firmaları da iddialılar... Örneğin Pekin Otomotiv Endüstrisi (BAIC) de geçtiğimiz dönemde General Motors’a 200 milyon dolar ödedi ve İsveç kökenli Saab firmasının tüm fikri mülkiyet haklarını satın aldı. Burada da asıl amaç “teknolojik basamak atlamak”... Hakkını vermek gerekiyor ki Pekin hükümeti de ellerini kavuşturmuş gelişmeleri seyretmiyor. Geely’ye şimdiden devlet bankalarının kasasından 1 milyar dolar parayı ödünç vermeye hazırlanıyor... Yukarıda verdiğim örnekler, Çin’in akıl almaz kalkınma atağının içinde sadece sürahinin içindeki bir iki damla. Ama genel tablonun akışını son derece net ortaya koyuyor. Bundan çok değil 30 yıl önce taklit ürünlerle ve ucuz emek gücü ile dünya piyasalarına giren Çin artık bütün akıl ve enerjisini “dünyanın laboratuvarı” olma yolunda kullanıyor. Geçen yıl ortalama yüzde 8 büyüdü. Bu yıl da benzer bir hedef koydu. 585 milyar dolarlık bir teşvik paketi açıkladı. Güneydoğu Asya’daki 10 ülkeyle bir serbest ticaret bölgesi oluşturan, ayrıca Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile de sıcak ilişkiler geliştiren Pekin yönetimi diğer ülkeler ile işbirliğini arttırırken bir yandan da ekim ayı sonunda 2 trilyon 270 milyar dolara ulaşan döviz rezervinin getirdiği dev imkânlarla yurtdışına yatırım avını sürdürüyor. Otomotivden enerjiye, finans kuruluşlarından gıdaya birçok şirketi satın alarak bünyesine katıyor. Bir yandan da artan hammadde ihtiyaçlarını karşılamak için gelişmekte olan ülkelerde yatırımlar yapıyor. Örneğin Afganistan’da bir bakır madeninin işletme hakkını 25 yıllığına satın aldı. Referans gazetesinden Tamer Çetin, 2 Şubat’ta Çin ile ilgili yazdığı bir analizde şu yorumu yapıyor: “Çin Metalurji Şirketi (MCC) Afganistan’daki en büyük yabancı yatırım olarak kayıtlara geçen bu girişimiyle gelecek 25 yıl içinde 11 milyon ton bakır çıkarmayı planlıyor. Bu rakam Çin’de bilinen bakır yataklarının 3’te biri kadar. Pekin yönetimi böylece tek bir hareketle kendisi için hayati önem taşıyan bir kaynağı garanti altına aldı, Afganistan tarihindeki en büyük yatırımın mühendisliğini üstlendi, binlerce Afgan’a istihdam yaratma sözü verdi, Afganistan hükümetinin iş ortağı ve ülkenin en büyük vergi kaynağı oldu. MCC hem bakır madeninde kullanmak hem de elektrik kesintilerinden mustarip başkent Kâbil’i desteklemek için 400 megavatlık bir elektrik santralı kuracak. Bu jeneratörü beslemek için yeni bir kömür madeni açacak. Ayrıca bakırı ayrıştırmak için bir kalhane, kömürü santralı, bakırı da Çin’e taşımak için demiryolu inşa edecek. Bütün bunlara ek olarak Afganlar için okullar, yollar ve camiler inşa edecek. Çin bu anlaşmadan beklediği kazancı elde edemese bile tek bir kurşun atmadan Afganların gözünde cömert bir ortak ve hükümetin uzun yıllar ortaklık yapabileceği bir ülke konumuna yükseldi. ABD’liler ise ağır işleri kendilerinin yapmalarına karşın meyveleri Çin’in toplamasından şikâyetçi.” Bu yorum Çin’in küresel liderlikte nasıl ilerlediğini ortaya koyuyor sanırım. İstanbul Sanayi Odası’nın aralıkta düzenlediği sanayi kongresinde hemen arkamda oturan bir grup Çinlinin hiçbir oturumu kaçırmadan notlar alarak izlemesi dikkatimi çekmişti... Çin’in otomotiv devlerinden DMF Motor’un Türkiye’de hafif ticari araç üretmeyi düşündüğünü de bu arada söylemiş olalım. Peki bu arada asıl patron ABD ne yapıyor? Bir de ona bakalım... Finansal kriz Obama yönetimini öyle bir köşeye sıkıştırdı ki, ABD enerjisini ve kaynaklarının önemli bir kısmını iç sorunların çözümüne ayırmak zorunda. Orta sınıf bugüne kadar hiç olmadığı kadar kırılgan. 25-54 yaş arası nüfusun yüzde 25’i işsiz. Bu yüzden ABD’nin önceliği orta sınıfın güvenini yeniden kazanmak. Küresel liderlik ise ikinci planda şu aralar. Yunanistan ve Portekiz’de patlak veren kriz ile Avrupa Birliği de yalpalamayı sürdürüyor. Zaten küresel bir vizyon oluşturamayan ve dünya liderliği konusunda beceriksizliğini sürdüren bir AB var karşımızda. Bu açıdan bakıldığında meydan iyice Çin’e kalmış durumda... Biz ise Türkiye olarak seyircilik halimizi korumakta ısrarlıyız. Sürekli toz duman arasında kendi iç dinamiklerine yoğunlaşan, yaratılan suni gündemler içinde sonuçsuz tartışmalar yüzünden enerjisini kaybeden, toplumun önüne yeni hedefler koymayı beceremeyen bir ülke olmaktan şikâyetimiz yok herhalde. Olsa, bir şeyler farklı olmaya başlamaz mı?.. Çin Nasıl Hem ‘Dünyanın Laboratuvarı’ Hem de Lideri Oluyor? Ekonomi Servisi - Alõşveriş Merkezleri ve Pe- rakendeciler Derneği (AMPD) Başkanõ Mehmet Nane, alõşveriş merkezlerinin pazar günü ka- patõlmasõ önerisini savunanlara ateş püskürdü. “Her yıl 500 bin gencimizin işgücüne katıldığı bir ortamda pazar günü kapatılmak demek sektörden yüzde 18 işçi çıkartmak demektir. Bu da 81 bin aktif çalışan iş akdi demek” di- yen Nane, TESK’in AVM’leri hedef alarak se- çim propagandasõ yaptõğõnõ savundu. Sanayi ve Ticaret Bakanlõğõ’nca yeniden gün- deme alõnan “Alışveriş Merkezleri, Büyük Ma- ğazalar ve Zincir Mağazalar Kanunu Tasa- rısı”nõ yönetim kurulunun da katõlõmõyla dü- zenlediği toplantõda değerlendiren AMPD Baş- kanõ, şu noktalara vurgu yaptõ: Mevcut yasa tasarõsõ sektörün bütünü için dü- zenleyici olmak yerine yatõrõm engeli yaratan, ka- yõt dõşõnõ teşvik edecek niteliktedir. 2009’da iş- sizliğin arttõğõ ortamda organize perakende net yüz- de 2 istihdam yarattõ, sektör direkt 450 bin, dolaylõ 1 milyon 300 bin kişiye iş sağladõ. 230’un üstündeki AVM’de yabancõ oranõ ya- rõ yarõya. Minimum 10 milyar dolarlõk yaban- cõ sermaye girişi sağlandõ. Açõlacak olan 68 ta- ne AVM düşünüldüğünde yapõlacak yatõrõm tu- tarõ yaklaşõk 7 milyar dolar civarõndadõr. Bu da çok ciddi bir yabancõ sermayenin ülkemize gi- rişi demektir. 70 milyar liralõk ciroyu temsil ediyoruz. 7 milyar dolarlõk KDV tahsilatõna aracõlõk ettik. AVM’de, organize perakendede kayõt içi ora- nõ yüzde 99.7’ye çõktõ. Tasarõnõn ikinci maddesinde yapõlan tanõm- larõn bilimsel dayanağõ yok. Bir zincir mağaza olabilmek için 400 metrekare tanõmõ aşõlmõş, met- rekareden bağõmsõz olarak 10 adedin üstünde ma- ğaza sahibi olunmasõ hakkõnõ getirdiği için, ör- neğin 10 metrekarelik bir kuruyemişçi zincir- leşmek isterse, 10 mağazanõn üstüne çõktõğõnda mevcut düzenlemeler haricinde yasada getiril- mesi düşünülen ek yaptõrõmlara tabi olacaktõr. Bu net şekilde Türkiye’de 10’un üstünde zincir ma- ğaza açõlmasõnõ engellemektedir. Buna karşõyõz. 400 metrekareden küçük mağazalarda oto- park mecburiyetinin aranmasõ ve bunun sadece zincir mağazalar için aranmasõ, organize pera- kendecilere “mağaza açmayın” demektir. AMPD Başkanõ Nane, AVM’lerin pazar günü kapatõlmasõ önerisi için “İşsizlik demek. Bu vebali kim almak istiyor” diye sordu. Nane, TESK yönetimini kastederek “Bazõ dar görüşlüler, kõsõr çõkarlarõna bakkalõ alet etmek istiyor” dedi. KISA... KISA... Burj Dubai bir ay dayandı - 4 Ocak’ta açõlan 828 metrelik Burj Dubai aynõ hõz- la kapandõ. Borç kriziyle boğuşan Du- bai’nin gösteriş ve refah sembolü olarak gösterilen 124 katlõ bina dün beklenme- dik bir şekilde ziyarete kapatõldõ. Bina- nõn kapatõlmasõna elektrik arõzasõ ve aşõrõ kalabalõk gerekçe gösterildi. Opel 8 bin işçi atacak - General Mo- tors’a bağlõ Opel, 4 bini Almanya’da ol- mak üzere Avrupa’da yaklaşõk 8 bin 300 kişinin işten çõkarõlacağõnõ açõkladõ. Al- manya Ekonomi Bakanõ Rainer Brue- derle, General Motors’un Opel için Al- manya’dan devlet yardõmõ talep ettiğini, İngiltere, İspanya, Polonya ve Avustur- ya’dan da 1.2 milyar Avro’luk devlet yar- dõmõ aradõğõnõ söyledi. AYB’den rest - Avrupa Yatõrõm Ban- kasõ (AYB), Avrupa Birliği ülkelerinin bütçe açõklarõnõ ve borç problemlerini gi- dermek için kurtarma çabalarõna katõ- lamayacağõnõ açõkladõ. UBS kara geçti - İsviçre bankasõ UBS, üç çeyrek üst üste zarar açõkladõktan son- ra geçen yõlõn son çeyreğinde kâra geç- ti. UBS’nin 31 Aralõk’ta biten üç ayda vergi öncesi kârõ 1.1 milyar dolar oldu. ABD’de istihdam sevinci - Conference Board araştõrma grubu tarafõndan yü- rütülen bir araştõrmaya göre, ABD is- tihdam piyasasõndaki iyileşmenin ocak- ta da devam etmesi, bu yõlõn ilk çeyre- ğinde istihdam artõşõ gerçekleşmesi ko- nusunda iyimser düşünülmesini sağlõyor. İptal edilen vergi dilimleri - Maliye Bakanlõğõ, Anayasa Mahkemesi’nin 16 Ekim’de iptal ettiği Gelir Vergisi Ka- nunu’nun bazõ hükümleri konusunda yeni düzenleme için çalõşõyor. Ücretliler ile diğer gelir unsurlarõ için daha önce- ki gibi ikili tarife uygulamasõ ya da yüz- de 15, yüzde 20, yüzde 27 ve yüzde 35 oranlarõ korunarak ücret gelirlerinin alt dilimlerde ve düşük oranlarla vergi- lendirilmeleri alternatifler arasõnda. İtalya ile vergi anlaşması - İstanbul Ti- caret Odasõ 15 Şubat’ta İtalya’nõn İs- tanbul Başkonsolosluğu ile “Vize Ko- laylaştõrma Anlaşmasõ” imzalayacak. Anlaşma ile işadamlarõ “Schengen Vi- zesi” için günlerce beklemeyecek. KEY ödemeleri için liste - Tasfiye Ha- lindeki Emlak Bankasõ’nõn YK Başkanõ Zeki Sayõn, Konut Edindirme Yardõmõ ödeme listelerini Şubatõn ikinci yarõsõn- da gönderebileceklerini söyledi. Rüzgâr enerjisi pazarı - Avrupa Rüz- gar Enerjisi Birliği Üst Yöneticisi Chris- tian Kjaer, Türkiye’de ciddi bir rüzgâr enerjisi potansiyeli olduğuna işaret ede- rek “Sõkõntõlar aşõlõrsa Türkiye ilk 3 pazar içinde yer alabilir” dedi. Artõkdünyadaşirketlerinelemanyetiştirmeyevaktiyok,işverenlerkalifiyeelemanarõyor Uluslararasõ insan kaynaklarõ şirketi Manpower’õn araştõrmasõna göre, kriz nedeniyle milyonlarca kişinin işsiz kaldõğõ dünyada işverenler de belirli meslek gruplarõnda kalifiye eleman bulmakta zorlanõyor. Ekonomi Servisi - İnsan kaynaklarõ alanõnda çalõşan 4 bin 200 şubeli ABD şirketi Manpower’in, 33 ülkeden 39 bin işverenin katõlõmõ ile ger- çekleştirdiği ‘Yetenek Açığı Araştırması’, işverenlerin yüz- de 30’unun kendi piyasalarõn- da uygun yetenekte kişi olma- masõ nedeniyle açõk pozisyon- larõnõ doldurmakta zorlandõk- larõnõ ortaya çõkardõ. Manpower Türkiye Genel Mü- dürü Ebru Coş, konuyla ilgili olarak: “Genel olarak işe alım- ları kısmış olsalar dahi, müş- terilerimiz hâlâ kritik pozis- yonları doldurmaya çalışıyor- lar ve bu rollere ‘mükemmel uyan’ -beceri, deneyim ve ki- şilik özelliklerinin kesin bir birleşimine sahip- çalışanları bulmakta güçlük çekiyorlar. Bu nedenle de doğru kişiyi buluncaya kadar beklemeyi tercih ediyorlar. Zaten yetenek açığı dediğimiz şey de tam olarak bu” şeklinde konuştu. Raporda da, “Çoğu zaman iş- sizlik kavramı kafa karıştıra- biliyor. Özellikle ülkemizde, ekonomik kriz dönemlerin- den de bağımsız olarak, işsiz- lik hep uğraştığımız bir olgu olmakla beraber, Manpower olarak çalışma dünyasının -ge- rek işveren gerek işgücü tara- fında- dikkatini çekmek iste- diğimiz konu arzla talebin eş- leşememe sorunu. Bu nedenle şirketler için marka bir işveren olabilmek artık çok önemli: Rekabet avantajı kazanmak ve stratejik hedeflere ulaşmak açısından kritik becerilere sa- hip kişileri çekebilecek net bir değer teklifi sunabilmeleri ge- rekiyor’’ ifadesi yer alõyor. ? Elektrikçi, tesisatçı, kaynakçı gibi zanaatkârlar ? Satış temsilcileri ? Teknisyenler ? Mühendisler ? Orta kademe yöneticiler ? Muhasebe ve finans çalışanları ? İşçiler ? Üretim operatörleri ? Ofis sekreterleri / yönetici asistanları ? Şoförler Türkiye’de 18 Toyota geri çağrõlacak Türkiye’de satõşõ gerçekleşmiş 18 adet Toyota Prius modelinde, ABS (Fren kilitlenmeyi önleyici sistem) performansõnõ iyileştirme amacõyla mevcut yazõlõmõn güncellemesi planlanõyor. Toyota Pazarlama ve Satõş A.Ş. CEO’su Ali Haydar Bozkurt konu ile ilgili açõklamasõnda “Gerekli yazõlõm güncelleme bilgisi elimize ulaşmõş olup, bir kaç gün içerisinde tüm müşterilerimiz bayilerimize davet edilerek işlemleri gerçekleştirilecektir.” dedi. Beğendik’in hedefi 10 yılda ilk 3 Ekonomi Servisi - Beğendik İcra Ku- rulu Başkanõ Hacı Beğendik, bu yõl 19 yeni mağaza açacaklarõnõ, hedeflerinin 2020 yõlõnda Türkiye’de ilk 3’e, dünyada ilk 100’e girmek olduğunu kaydetti. Hacõ Beğendik, Ankara’da Sheraton Oteli’nde düzenlediği basõn toplantõ- sõnda, Beğendik’in “ilk özel peraken- de zinciri” olduğunu ve pek çok ‘ilk’e imza attõğõnõ belirten Beğendik hedef- lerini şöyle açõkladõ:  2009 yõlõ zor bir yõl oldu. Yine de perakende sektör ortalama büyümesi yüzde 6 iken, yüzde 8.3’lük net büyü- me sağladõk.  Büyüme stratejisi oluşturduk. Bu- na ‘Paris Modeli’ diyoruz. Yani mer- kezden sarmal olarak büyüyoruz. Mer- kezi Ankara olarak alõrsak, yakõn iller- den Türkiye geneline yayõlma politika- sõ güdüyoruz. Bu yõl Ankara’da, Kay- seri’de yeni mağazalar açacağõz. 2010 yõlõ için 11.4 milyon dolarlõk yatõrõm ger- çekleştireceğiz.  Yaklaşõk yüzde 50’lik artõşla 2009’da 205 milyon lira olan ciromuzu 2010’da 300 milyon liraya çõkarmayõ planlõyoruz. 2013’te ise hedef İstan- bul’da bir mağazalar zinciri satõn almak ve İstanbul’u Beğendik zincirine ekle- mek. 2020 yõlõ için hedefimiz ise her yõl bir öncekinden yüzde 50 fazla ciro ya- parak 2020’de 10 milyar lira ciro yap- mak, 50 bin kişiye istihdam sağlamak. Böylece Türkiye’de ilk 3, dünyada da ilk 100 perakende zinciri içerisine girmek. B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K Mesleğin yoksa iş de yok NEREDE YETENEK AÇIĞI VAR? Pazar günü kapatõrsak 81 bin kişi işsiz kalõr YUNANİSTAN ÖNLEM ALIYOR Bakanlar Kurulu maaş almayacak Haber Merkezi - Krizle boğuşan Yunanis- tan’dan yeni tedbirler geldi. Yunanistan Mali- ye Bakanlõğõ’nõn açõkladõğõ yeni tedbirlere gö- re, Yunanistan Başbakanõ Yorgo Papandreu ve bakanlarõn maaşlarõ donduruldu. 2011 itiba- rõyla kamudan ayrõlan her 5 kişi için 1 kişi işe alõnacak. Yunanistan hisse senetlerinden kõsa vadeli kazançlarõ vergilendirecek. Yunanistan yõllõk 60 bin Avro üzerindeki gelirlere yüzde 40 vergi uygulayacak. Yurtdõşõndaki mevdua- tõnõ getirenlere teşvik uygulanacak. Yunanistan, bütçe açõğõnõ kõsma planõ çerçe- vesinde batmanõn eşiğinde olan sosyal güven- lik sisteminde de reform planõnõ açõkladõ. Buna göre Yunanistan emeklilik yaşõnõ 2015’e kadar 61’den 63’e yükseltmeyi ve erken emekli ol- mayõ yasaklamayõ teklif etti. Yunanistan Çalõş- ma Bakanõ Andreas Loverdos, reform yapõl- mamasõ halinde, sosyal güvenlik sisteminin beş yõl içinde çökeceğini söyledi. Bu arada Avrupa Komisyonu’nun ekono- mik ve mali işlerden sorumlu üyesi Joaquin Almunia, Avrupa Parlamentosu’nda yaptõğõ konuşmada, “Yunanistan’ın içinde bulun- duğu zor durum Avro Bölgesi’nin ortak sorunu. Sorunun Avro Bölgesi’nin diğer ülkelerine yayılması ciddi bir risk” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle