18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 ŞUBAT 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Taşlar Yerine Oturunca “Uzlaşma”, günümüzün çok yönlü anlam kazanan sözcüklerinden birisi oldu. Uzlaşanlar var, aralarındaki kavga derinleştiği için uzlaşma şansı, ihtimali olmayanlar, kalmayanlar var. Toplumsal alanda, siyaset arenasında uzlaşmanın ya da uzlaşma ihtimalinin ortadan kalkmasının yararları, zararları üzerinde uzun söz söyleyecek değilim. Ama açıklıkta, saydamlıkta yarar vardır diyeceğim. Bu durumu iyi anlatabilecek bir diğer sözcük ise “saflaşma”dır. Saflaşma her şeyin yerli yerine oturması demektir. Sınıflar, katmanlar, aydınlar, sosyal hayatın değişik aktörleri gelişmelerde, gelişmelerin en üst ifade biçimi olan siyasette kendilerine uygun yerlerini alma olanağı bulurlar. Türkiye’de böyle bir saflaşmanın belirtileri görülmeye başladı. Bu aynı zamanda kimilerinin kendilerini göstermek istedikleri gibi değil, oldukları gibi görünmelerinin de yolunu açar. Saflaşma “demokratın” demokrat, “özgürlükçü”nün özgürlükçü olmadığını, kendini solcu olarak adlandıran kimilerinin var olan otoriteye boyun eğmeye eğilimini, yoksulların dostu olduğunu söyleyenin gerçekte yoksulluğun sürekli sürüp gitmesini ve merhametin toplumsal ahlak haline gelmesini istediği anlaşılıverir. Bu durumun belki daha kapsamlı bir tahlili de artık yapılmalıdır. Daha kapsamlı ve biraz tarihe uzanan bir analiz denemesi belki de taşların yerli yerine oturmasına hizmet edebilir. Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş tarihi nesnel nedenlerden işçi köylü hareketinin siyaset sahnesinde etkin olarak yer almadığının, alamadığının da tarihidir. Saflaşmada kendini göstermek istese de nesnel olarak gücü yeterli olamadığı ve var olma çabaları da sürekli ezildiği için bir güç olarak ülkenin gelişiminde etkin olamamıştır. Bunun yerine ya siyaset sahnesine girememiş ya da daha sözü geçer güçlerin destekçisi olarak saflaşmada yer almış, bu da zaman zaman onu kendisi olmaktan uzaklaştırmıştır. Bu durumun 1960’lardan sonra bir ölçüde değiştiğini söylemek belki doğru olabilir, ama yine de gerçeği tam yansıtmayacaktır. Kuşkusuz bu yöndeki çabalar boşa gitmemiş, ülkenin sosyal ve siyasal birikiminde yer etmiştir. Sözü dolandırmayalım, Türkiye’de de siyasal saflaşmanın aktörleri ve konuları yukarıda anlattığımız tarihin izlerini taşır. Halkın, aydınların önemli bir kesiminin, aydınlanmanın, solun, sosyalizmin olmazsa olmazı laiklik konusundaki saflaşmada, yükselen geriliğe, gericiliğe karşı, rezervlerine, çekincelerine, 80’deki büyük kavganın dinmemiş acılarına rağmen askerlerle birlikte saf tutmasının nedeni budur. Şimdi ise gerçek giderek daha net, daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Sistem, kuruluş döneminde hep var olmuş ve ortadan kalkması zaman isteyen iç çelişkilerini, 60, 71 ve 80 darbelerinin inişli çıkışlı tarihinde, 50 sonrasının dini siyaset öğesi haline getiren ama laik iktidarların yerine geçen, sosyal hayatı ve siyaseti din ekseninde belirlemeye, kalıcılaştırmaya teşne iktidarına uzanan yolda şimdilik çözmüş görünüyor. 71’de ve 80’de sert bir şekilde, asker ağırlıklı çözülen sistem içi çelişki, şimdi sivil ağırlıklı olarak çözülmektedir. Son zamanların sivil vesayet, sivil darbe tartışmasının arkasında yatan gerçek budur. Taşlar yerine oturuyor. Sivil iradenin “paslaşıyoruz” sözleri, askerin itirazlarını yumuşatmasının ya da geri çekmesinin nedeni budur. Artık gerçek konuları, konuların gerçek sahipleri olarak tartışmaya başlayabiliriz. Şimdi açılışı yapılmış olan yeni dönemde ne sahte solun, ne sahte liberallerin yeri olabilir. Bu açıklığı, sistemin iç çelişkilerinin çözüldüğünü ilan eden iktidarın sivil ve asker kanatlarına borçluyuz. Ama unutulmamalı, sistemin iç çelişkilerinin sıfırlanması aynı zamanda baskıcı bir rejimin de belirgin işaretidir. Olsun, hiç değilse saflaşma belirginleşecek, ikiyüzlülük sona erecektir. Saflaşmanın asıl kahramanı ise, abartmayalım ama gelecek için ipucu ve umut veren TEKEL işçileridir. Saflaşmayı, saflaşmanın geleceğini anlamak istiyorsanız, yalnızca güçlenen sivil otoriteye değil, o sivil otoriteyi de açığa çıkaran bu tarafa, bu tarafın kapı aralayan nesnel ve öznel gelişimine de bakmalısınız. e-posta: [email protected] Kurul, yürütmesi durdurulan sembolik katsayõ farkõnõn ardõndan bugün toplanõyor YÖK alternatif arayõşõndaMAHMUT LICALI ANKARA - YÖK, Danõştay’õn yürütmeyi durdurma kararõ verdiği sembolik katsayõ farkõnõn ardõndan, daha önce de gündeme getirilen for- mülleri ve Danõştay’a yapõlacak iti- razõ değerlendirmeye başladõ. YÖK’te okul başarõsõnõn sõnava olan etkisinin azaltõlmasõ, katsayõ oranlarõ arasõndaki binde 2’lik farkõn arttõrõlmasõ ya da Yükseköğretim Yasasõ’nõn 45. maddesinin değişti- rilmesi yönünde yasa önerisi hazõr- lanmasõ gündemde bulunuyor. Danõştay 8. Dairesi’nin 17 Aralõk 2009 tarihli, aralarõnda imam ha- tiplilerin de bulunduğu meslek li- selilerin üniversiteye girişte önünü açan sembolik katsayõ farkõ uygu- lamasõnõn da yürütmesini durdur- masõnõn ardõndan YÖK, daha önce de gündeme gelen bazõ formülleri yeniden gündemine aldõ. YÖK Hukuk Müşavirliği, Danõş- tay’a yapõlacak itirazõ görüşmeye başlarken, itirazda katsayõ oranlarõnõ belirleme yetkisinin YÖK’te oldu- ğunun vurgulanmasõ kararlaştõrõldõ. Bugün yapõlacak yürütme kurulu toplantõsõnda daha önce YÖK’ün ele aldõğõ alternatif katsayõ formülleri, Danõştay’õn son kararõ kapsamõnda tekrar ele alõnacak. YÖK Başkanõ Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’õn da “B, C, D ve E planlarımız var” di- ye açõkladõğõ formüller arasõnda kat- sayõ oranlarõ arasõndaki makasõn açõlmasõ ve okul başarõsõnõn hesap- landõğõ ağõrlõklõ ortaöğretim başarõ puanõnõn (AOBP) etkisinin azaltõl- masõ bulunuyor. YÖK, alacağõ yeni kararõn da yü- rütmesinin durdurulmasõ ihtimali üzerine Yükseköğretim Yasasõ’nõn katsayõyõ düzenleyen 45. madde- sinde değişiklik yapõlmasõna ilişkin yasa tasarõsõ hazõrlamayõ da değer- lendiriyor. AOBP aralığı daraltılabilir Tartõşõlan bir formüle göre katsayõ oranlarõ arasõndaki fark, Danõştay’õn son kararõnda işaret ettiği şekilde arttõrõlacak, fakat okul başarõsõnõn hesaplandõğõ AOBP’nin etkisi azal- tõlacak. Buna göre 100-500 puan aralõğõnda oluşturulan AOBP’nin he- saplanma aralõğõ 50-200 ya da 25-100 gibi bir oranda daraltõlacak. Böylece katsayõ oranlarõnõn çarpõlacağõ AOBP aralõğõnõn daraltõlmasõyla, alan dõşõ ter- cih yapan adaylarõn daha az puanõ kõ- rõlmõş olacak. Örneğin eski sistemde 380 puan üzerinden 50 puanõ kõrõlan adaylarõn söz konusu formülle en fazla 10 puanõ kõrõlacak. Adaylarõn böylece okul başarõlarõ yerine kişisel başarõ- larõ öne çõkarõlmõş olacak. YÖK, katsayõ oranlarõ arasõndaki 0.02’lik oranõn 0.05 ya da 0.1’e çõkarõlmasõ yönündeki formülü de değerlendiri- yor. Bu durumda Danõştay’õn yürüt- meyi durdurma kararõna uygun ola- rak katsayõ oranlarõ arasõndaki fark artmasõna karşõn, adaylarõn 0.3-0.8 olan eski katsayõ farkõ uygulamasõn- da olduğu kadar puanlarõnõn kõrõl- masõnõn önüne geçilecek. 45. madde değişebilir YÖK’te ele alõnacak bir başka formül, Yükseköğretim Yasasõ’nda değişikliği öngörüyor. Buna göre katsayõ uygulamasõnõn düzenlendiği Yükseköğretim Yasasõ’nõn 45. mad- desi değiştirilecek. Yapõlmasõ planlanan değişiklikte adaylarõn ortaöğretim başarõlarõnõn “hangi oranda” ek puan olarak sõnav puanõna ekleneceği belirlenecek. Böylece YÖK’ün ayrõca bir katsayõ oranõ belirlemesine gerek kalmayacak ve Danõştay’a yapõlacak olasõ itiraz- larõn da önüne geçilmiş olacak. ‘Kararsınavları etkilemez’ YÖK’ün göstermelik katsayõ farkõ uygu- lamasõnõ durduran Danõştay, gerekçeli kara- rõnda sõnavlara başvurma ve sõnavlarõ en- gelleyici bir durum olmadõğõnõ vurguladõ. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Danõş- tay 8. Dairesi, bir öğ- renci velisinin açtõğõ davada da YÖK’ün 0.13-0.15 oranlarõnda- ki katsayõ farkõ uygu- lamasõnõn yürütmesini bir kez daha durdurdu. Dairenin gerekçesin- de, uygulanacak kat- sayõnõn sõnavlar sonu- cunda yerleştirmeye esas puanõn hesaplan- masõnda dikkate alõna- cağõndan, sõnavlara başvurma ve sõnavlarõ engelleyici bir husus olmadõğõ belirtildi. Anadolu öğretmen li- sesi son sõnõf öğrencisi adõna velisi, YÖK’ün 17 Aralõk 2009 tarihli kararõnõn, Danõştay 8. Dairesi’nce daha önce YÖK’ün 21 Temmuz 2009 günlü kararõna yönelik verilen yürüt- menin durdurulmasõ ka- rarõ ile bu kararõ itiraz üzerine inceleyen Da- nõştay İdari Dava Dai- releri Kurulu’nca veri- len karara aykõrõ oldu- ğu, öğretmen lisesi me- zunlarõna öğretmen ye- tiştiren yükseköğretim kurumlarõnõ tercih et- meleri halinde verilen ek puanõn düşürüldüğü, katsayõ farkõnõn düşü- rülmesi nedeniyle ra- kiplerinin arttõğõ, kat- sayõ farkõnõn tamamen kaldõrõlmasõna yönelik yeni bir düzenlemeye gidildiği gerekçesiyle Danõştay’da dava aç- mõştõ. Danõştay 8. Dai- resi, bu davada da İs- tanbul Barosu’nun aç- tõğõ davadaki aynõ ge- rekçelerle yürütmenin durdurulmasõna oybir- liğiyle karar verdi. Dairenin gerekçesin- de, YÖK kararõnõn alan içi tercihlerde 0.15, alan dõşõ tercihlerde 0.13 kat- sayõ oranlarõnõn düzen- lendiği 2 ve 3. madde- sinin yüretmesinin dur- durulduğu belirtildi. Gerekçede, davalõ YÖK’ün savunmalarõna yer verilerek, bu sa- vunmanõn daha önce farklõ katsayõ uygula- masõnõ kaldõran düzen- lemeye yönelik açõlan davalarda verilen sa- vunmalarõ tekrar eder nitelikte olduğu kayde- dildi. Dairenin gerek- çesinde, “Ayrıca uy- gulanacak katsayı sı- navlar sonucunda yer- leştirmeye esas pua- nın hesaplanmasında dikkate alınacağın- dan, sınavlara baş- vurma ve sınavları en- gelleyici bir husus de- ğildir” denildi. DANIŞTAY GEREKÇESİ MAÜ REKTÖRÜ PROF. DR. OMAY ‘Kürtçeiçinçok talep geliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mar- din Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Kürtçe için çok talep geldiğini belirterek “Bu sene öğ- renci alacağız” diye konuştu. MAÜ Rektörü Prof. Dr. Omay, üniversiteye bağlõ olarak kurulan Türkiye’de Yaşayan Dil- ler Enstitüsü’nün Kürtçe ile ilgili programõna gelecek akademik yõldan itibaren öğrenci alõn- maya başlanacağõnõ belirtti. Omay, enstitüde Kürtçenin yanõ sõra Süryanice ve Arapça ile il- gili bölümlerin de olacağõnõ belirtti. Şu anda öğretim üyelerinin bulunmasõ konusunda çalõş- tõklarõnõ kaydeden Omay, kontenjanlarõn da henüz netlik kazanmadõğõnõ ifade etti. Kürtçe programa yüksek lisans öğrencisini 2010-2011 akademik yõlõnõn sonbahar döneminde almayõ planladõklarõnõ ifade eden Omay, “Bu sene Kürtçe muhakkak başlayacak” dedi. Çubukçu, AKP grup toplantısı için TBMM’ye gelişinde Danıştay’ın kararını değerlendirdi. (AA) MilliEğitimBakanõÇubukçu,Danõştay’õnkararõnõeleştirdi ‘Sorunlu bir yaklaşım’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Baka- nõ Nimet Çubukçu, Danõş- tay’õn kararõnõ “hukuk açı- sından sorunlu bir yakla- şım” olarak değerlendirdi. Çubukçu, dün AKP grup toplantõsõ için TBMM’ye geli- şinde Danõştay’õn önceki gün verdiği kararõ değerlendirdi. Kararõ bir hukukçu olarak de- ğerlendirdiğini belirten Çu- bukçu şöyle konuştu: “Hukuk devleti ilkesinin temel prensibine göre, kay- nağını anayasadan almayan hiçbir güç, yetki kullana- maz. İdari organlar da, yar- gı da, yasama da kaynağını anayasadan alan bir yetkiyi kullanacak. Anayasanın te- mel prensiplerinden birisi de kuvvetler ayrılığı prensibi- dir. Bu prensibe göre, yü- rütmenin yargıya talimat vermesi mümkün olmadığı gibi, yargının da yürütmenin yerine geçerek, denetim yap- ması veya yürütmenin yetki alanına giren bir konuda düzenleyici işlem tesis et- mesinde hukuka aykırılık görüyorum.” Çubukçu, “Karar da şöyle bir şey de vurgulandı: ‘Yü- rütmenin takdir hakkõnõn ka- bulü, bunun keyfi kullanõmõna yol açmaz, takdir yetkisine gi- ren konular da yargõnõn konu- su edilebilir’ diyor, doğru. Ama yargı kararlarının uy- gulamasında takdir hakkı yoktur, doğrudan uygulanır diyor. Yürütmenin takdir hakkının olması, onun keyfi bir karar almasının önünde engeldir. Ama burada YÖK, kaynağını anayasadan alan bir kurumdur, anayasal bir kuruluştur. Kaynağını kendi kuruluş yasasından alan bir yetkiyi kullanmıştır” dedi. 1999 yõlõnda YÖK’ün nasõl bu kararõ aldõysa aradan geçen 11 yõllõk süreçte aynõ yasa maddesini kaynak göstererek yeni bir katsayõ kararõ aldõğõ- nõ ifade eden Çubukçu, “O ta- rihte bu yetki kullanılabilir ama bugün kullanılamaz” denilmesinin hukuk açõsõn- dan sorunlu bir yaklaşõm ol- duğunu savundu. Dursun Çiçek’in avukatı yeni inceleme istedi İstanbul Haber Servi- si - Adli Tõp Kurumu’nun İrtica İle Mücadele Eylem Planõ’ndaki imzanõn Dur- sun Çiçek’e ait olduğu yönündeki açõklamasõnõn ardõndan Albay Çiçek, avukatõ aracõlõğõyla açõk- lama yaptõ. Dursun Çi- çek’in avukatõ Mustafa Çevik tarafõndan yapõlan açõklamada, Adli Tõp Ku- rumu’nun güvenilirliğinin tartõşmalõ olduğunu ileri sürülerek, “Albay Çi- çek’in imzasõnõn taklidi- nin kolay olduğu” kayde- dildi. “Yasal hiçbir gerçek delile dayanmayan iddia- larla yapõlan yargõsõz in- fazlar, hukukun ve adale- tin tecelli etmesinin önün- deki en büyük engeldir” ifadelerine yer verilen açõklamada, “Adaletin te- cellesi adõna, inceleme ve analizlerin başka bir uz- man kurum tarafõndan ya- põlmasõnõ talep ediyoruz. Çiçek’in parmak izi ince- lemesinin yanõ sõra õslak imzalõ metni gönderen ih- barcõnõn da zarf üzerinde- ki yazõ ve parmak izleri- nin detaylõ bir biçimde in- celenmesini de talep edi- yoruz” denildi. Erden’in cenazesi İstanbul’da İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir’deki Güney Deniz Saha Ko- mutanlõğõ’nda önceki gün beylik tabancasõyla intihar eden Kurmay Albay Berk Erden’in cenazesine dün İzmir Adli Tõp Kuru- mu’nda otopsi yapõldõ. Daha sonra kurumdan as- keri ambulansla alõnan Erden’in cenazesi, önce İzmir Askeri Mevki Has- tanesi’ne daha sonra da toprağa verilmek üzere İs- tanbul’a götürüldü. Erden için Güney Deniz Saha Komutanlõğõ’nda basõna kapalõ olarak, kõsa bir uğurlama töreni yapõldõğõ öğrenildi. Albayõn intiha- rõna ilişkin açõklama ya- põlmazken askeri savcõlõ- ğõn soruşturmasõnõ sürdür- düğü bildirildi. AKP’li 4 başkan görevden alındı TUNCELİ (AA) - AKP’nin geçen hafta ya- põlan MYK toplantõsõnda Tunceli’de 4 ilçe başkanõ- nõn ‘görevlerini iyi yapa- madõklarõ, halkla diyalog kuramadõklarõ’ gerekçe- siyle görevden alõnmalarõ kararlaştõrõldõ. Kararõn üzerine Pülümür İlçe Baş- kanõ Niyazõ Genç, Pertek İlçe Başkanõ Ramazan Bozdoğan, Mazgirt İlçe Başkanõ Aydõn Dinçer ve Ovacõk İlçe Başkanõ Rõza Çolak görevden alõndõ. CHP Tuzla’da toplu istifa İstanbul Haber Servi- si - CHP Tuzla İlçe Örgü- tü’nün yaklaşõk 600 üyesi, Orhanlõ eski Belediye Başkanõ Cemil Ekşi’nin yeniden ilçe başkanõ seçil- mesi nedeniyle istifa etti. İçmeler Mahalesi’ndeki Şifalõ Sular Dinlenme Tesisleri’nde dün bir ara- ya gelen partililer Ekşi’yi görevden almamasõ halin- de istifalarõn devam ede- ceğini vurguladõ. Patlayıcıyla yakalandılar İZMİR (AA) - İz- mir’de polis, bir eve dü- zenlediği baskõnda PKK üyesi olduğu ileri sürülen, üniversite öğrencisi 3 ki- şiyi gözaltõna aldõ. Evde bir miktar patlayõcõ ve bomba hazõrlama düze- nekleri ele geçirildi. YÖK’te okul başarõsõnõn sõnava olan etkisinin azaltõlmasõ, katsayõ oranlarõ arasõndaki binde 2’lik farkõn arttõrõlmasõ ya da Yükseköğretim Yasasõ’nõn 45. maddesinin değiştirilmesi yönünde yasa önerisi hazõrlanmasõ gündemde bulunuyor. BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARINA TEPKİ ‘Amaçlarõ ülkeyi eyaletlere bölmek’ EMRE DÖKER İZMİR - Türkiye’nin “bölge- sel” olarak kalkõnmasõ için kurul- duğu öne sürülen ve AB’den gelen fonlarõ proje karşõlõğõnda dağõtan kalkõnma ajanslarõnõn ülkeyi eya- letlere bölme amacõ taşõdõğõ belir- tildi. Ankara Üniveritesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Birgül Ayman Güler, ajans- larõn ülkeyi 26 bölgeye ayõrarak ik- tidarõn sermayeye bõrakõlmasõ ve özel idarelerin tasfiye edilmesi amacõ taşõdõğõnõ söyledi. Prof. Güler, AKP döneminde kurulan ajanslarõn iktidarõ serma- yeye devretmek için yaratõlmõş bir formül olduğunu söyledi. Güler, “Bu Türkiye’nin kalkınma da- vasını halletmeyecek bir projedir. Sadece İzmir Kalkınma Ajansı, geçen yıl 178 projeye 29 milyon TL dağıttı. Yeni ‘elit’ ortaya çı- karıyorlar. Merkezin Brüksel’e çekilmesi hedefleniyor” dedi. Özkaynaklarõn “felç edilerek” bağõmlõlõğõn arttõrõlmasõnõn he- deflendiğini söyleyen Güler, ajanslarõn uygulandõğõ ülkelerde bölgecilik eğilimlerini arttõrdõğõ- nõ; İngiltere’de Galler, İskoçya milliyetçiliğinin yanõnda bir de Korniş milliyetçiliğinin ajansla- rõnõn kurulumundan sonra ortaya çõktõğõnõ da vurguladõ. Prof. Güler. POLİSE ‘ŞÜPHELİ VAR’ TELEFONU Metrobüsü durdurtan ihbar İstanbul Haber Servisi- Metrobüs’te sõrt çan- talõ iki ikişiden şüphelenen bir kişinin durumu polise bildirmesi üzerine metrobüs durduruldu. Şüpheli görülen iki kişinin yapõlan kontrollerin- de suç unsuruna rastlanmadõ. Metrobüsle yolculuk yapan bir kişi sõrt çantalõ iki kişinin hareketlerinden şüphelenip polisi araya- rak “Metrobüste sõrt çantalõ iki şüpheli genç var” ihbarõnda bulundu. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri, metrobüsü Küçükçekmece durağõn- da durdurdu. Bu sõrada polis ekipleri, Yenibosna, Sefaköy ve Avcõlar duraklarõnda da önlem aldõ. Otobüse giren çok sayõda resmi ve sivil polis eki- bi, ihbar edilen gençlerin üzerinde ve çantalarõnda arama yaptõ. Yapõlan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmamasõ üzerine iki genç serbest bõrakõldõ. Şaşkõn bakõşlarla neler olduğunu anla- maya çalõşan yolcular yapõlan kontrollerin ardõn- dan aynõ metrobüsle yollarõna devam etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle