25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 2010 PAZARTESİ KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 17 Arte İstanbul ve Galerie Brockstedt sanatçılarından Hans Schieb, Contemporary İstanbul’da ARI DÜŞÜNCE HULKİ AKTUNÇ Duvarların ötesinden gelen HANDE EAGLE Naipaul, Yeniçeri, AYP vd… Ünlü Nobel’li yazar Naipaul’un İstanbul serüvenine değinmek istiyordum. Avrupa Yazarlar Parlamentosu “olayı” böyle başlayıp şöylece bitmese, bu konuda söyleyecek sözüm olmaz gibiydi. Ama yitip gitmesini asla istemediğim bir yeniçeri meseli, bu Naipaul ve bizden kimilerine öyle denk düşüyor ki yazmadan edemiyorum: Zorba yeniçeri kafayı da çekmiş. Yolda bir Yahudi görmüş. Durdurmuş. Saldırma’sı ile biraz okşalamış ve sormuş: Ulan katil, ben de seni öldürmezsem bana yazık! Ne cinayeti işledim? Masumum ben Ağa. Hz. İsa efendimizi çarmıha gerip öldürdünüz, değil mi? Alçaklar! Aman efendi, o dediğin olay 1600 yıl önceydi! Yapma ya! Ben demin duydum. Peki, hadi yaylan! Avrupa Yazarlar Parlamentosu düzenleyicileri, Naipaul’u 2010 onur yazarı olarak çağırmışlar. Geldi geliyor derken birtakım antiİslam sabıkaları ortaya atılıyor (Hilmi Yavuz). Birçok yazar, Naipaul’u bilirim ama İslam karşıtı sözlerini demin duydum, diyor. Naipaul gelmiyor. “Hadi yaylan” durumu. AYP düzenleyicileri deyip geçmeyelim: İstanbul 2010 AKB Ajansı, bunlardan biri. Kurumun edebiyat yönetmeni Ahmet Kot… Ben ne çok şeyi bilmiyorum. İlerleyelim… Hari Kunzru dış basınla konuşmasında hemen Ermeni soykırımından, Kürt soykırımından söz ediyor tabii. Nasılsa bunların tartışma yeri orası değil. Hem olsa ne olacak? Ünlü yazar olduğuna göre zaten biliyordur, ona göre yargılıyordur. Ben yeni duydum! Ben Hari Kunzru’nun ne açıdan “ünlü” olduğunu bilmiyorum. AYP katılımcısı dostlarım elbet biliyorlardı. Yazarın konuşması anında sansürlenmiş, “Ermeni soykırımı” yaftası “sözde Ermeni soykırımı”na dönüştürülmüş. AYP katılımcısı dostlarımdan bu sansürü protesto etmelerini beklerdim. Kavramları, tarihimizi tartışırız. Tartışmalıyız. O tartışmada bir tek kişiye “Ben sansür gördüm” dedirtme hakkımız yok! Gelelim sonuç deklarasyonuna. Ellerinize sağlık. Ben de imzalarım… Bir şerh koyarak imzalarım: Bu açıklamada küreselleşme dedikleri “kültür emperyalizmi”nin çok net bir biçimde vurgulanmasını isterim. Bugün NOBEL gibi kimi ödüller, kültür emperyalizminin bir maşası değil mi? Vurgulayalım. Yoksa kalkar giderim. Doğrusuyla eğrisiyle çok önemliydi AYP. Geldi geçti. Kaydedildi. Ders alınmalı. “Ben yeni duydum” diyecek haliniz yok artık. (*) 28 Kasım 2010 Pazar günü… Cumhuriyet’in 1. sayfasında 25 KARDEMİR işçisinin İstanbul’dan Ankara’ya yürümeye başladığı haberi var. (*) Zonguldak Karadon grizu felaketinde ölen 2 işçiye hâlâ ulaşılamıyor. (*) Gazetenin 19. sayfasında AYP sonuçlarına geniş bir biçimde yer verilirken, hemen aynı sayfada Zeynep Oral’ın yazısı mideye oturuyor. İbrahim Tatlıses, “O kalemler kırılır” dedi. Siz bırakın baskıcı sansürcü kurumları, kalemler kıracak baskıcı birey “İmparator” biliyorsunuz. Bilmiyorsanız, ben kalkıp gidiyorum! haktunc1949@yahoo.com ratmaya çalışıyordum. Boyamak ve kesmek, renkle form H ans Schieb 1949’da, Almanya ans Schieb, 1985’ arasında bir sentez kur’d te Berlin Duvarı’nın 46 mamı sağlamıştı. Kendi bir sanatç an Batı Almanya’ Doğu kilometre boyunca bakış açımdan bu bir filmini an ı. Anlattıkları, ‘E ya ‘taşınmış’ ımsatıyor lveda Len böldüğü toprakların kuzeydoilkti, kopyacılıktan uzak . Schieb, dönemi y in’ ğusundaki Potsdam’da doğbir şeyler keşfetmiştim, Go ap yapıtlar ü ıtlarından esinlen tik ve Roma muş. Biz bugün geçmişe bakçünkü 1970’lerin sonunerek yepy retiyor; g eleneği eni tığımızda o dönemin zorlukda renkli heykel yapmak alarak. hep arkasına larını ve zorunluluklarını Schisanatsal ve estetik açıdan eb’in yaşadığı gibi gözümüsuç sayılıyordu.” zün önüne getiremeyebiliriz; geHeykellerindeki renk ve tirmek istemeyebiliriz. tavır açısından oldukça farkAncak Wolfgang Becker’in yölı bir yaklaşım sergileyen netmenliğini yaptığı, 2003’te siSchieb, “Esin kaynağım çonemalarda gösterime girmiş “Elğunlukla Gotik ve Roma döveda Lenin” adlı filmi anımsamayı nemi yapıtlarından oluşur. seçebiliriz. Filmin o dönemin gerİnsanlar, 500 yıl önce yaşaçeklerini ne denli iyi aktardığı mış sanatçılardan esinlenerek şüphesiz tartışılır, ama Schieb’in gerçekleştirdiğiniz yapıtları yaşadığı sıkıntıları, sanatçının kaygördüklerinde, onları yepgı ve duygularını; gerçekliğini ve yeni birer yapıt olarak algısanatçı kimliğini yansıtması açılayabiliyorlar. Ama gelenek sından önemli olduğunu düşünühep arkanızda var oluyor” yorum. Film 1978’de başlayan, diyor. 1989’da devam eden bir senaryoSchieb’e kendisi için bir koyu beyazperdeye aktarıyordu; yaleksiyon oluşturacak olsa hanni Schieb’in 1985’te Doğu Algi sanatçıların yapıtlarını alırmanya’dan Batı Almanya’ya tadı diye soruyorum. Bana başındığı dönemi. şından beri göstermiş olduğu Schieb anlatmaya başlıyor heyalçakgönüllü yaklaşımıyla gükel serüvenini: lümseyip, dua edercesine elle“14 yaşlarındayken farklılıkrini açıyor ve “Klimt, Rodin ları ve değişimleri fark etmeye ve Degas” diyor. başlıyorsunuz. Tüm yakın arSchieb’in fuar ile ilgili dükadaşlarınız sanatçı olma tutşüncelerine gelince: Hans Schieb kusunu yaşıyor, siz de öyle. Fa“Fuarların ve büyük serkat önünüzde öyle çok engel var gilerin önemli olduğunu düki... Sadece siyasi zorluklar ve zomalzeme bulamıyorsunuz. 1970’lerin şünüyorum, çünkü sanatçı daha önrunluluklar değil aynı zamanda kül sonunda, ‘mezun olmuş bir heykeltı ce tanışma şansı bulamadığı kişilertürel siyasetin sorunlarıyla karşı raş’ olmak istememin gülünçlüğünü le tanışıyor. Contemporary İstankarşıyasınız. Lise diplomanızı alma fark ettim. Çalışmak istediğim fi bul’a ilk kez katılıyorum. Fuar ordan ‘sanatçı’, askerlik yapmadan gürleri dökmek için bronz yoktu, ganizasyonuna verilen emeğin etki‘özgür’ olamıyorsunuz. Askerlik bir (vardı ama çok pahalıydı). O yüzden, leyici olduğunu düşünüyorum. Saçok ülkede olduğu gibi o dönemin Al Berlin’de yıkılmış olan binaların natsal kalite açısından gösterimde manya’sında da hapsedilmek gibiy çam ağacından yapılmış çatı kirişle olan yapıtların belli bir bölümünü bedi. Hayatınızın en güzel bir buçuk yı rini malzeme olarak kullanmayı dü ğendiğimi söyleyebilirim. Contemlını alıyorlar sizden. şünmüştüm. porary İstanbul’un izleyicileri ilgili Tüm bunları tamamlayıp şimdi Kalın bir fırçayla bu çatı kirişleri davranıyorlar ve bence bu fuarın geartık sanatımı yapabilirim diyorsu ni boyayıp, yontup ardından da tes lecek yıllardaki sürekliliği için olnuz, ardından sanatınızı uygulayacak tereyle şekil vererek bir şeyler ya dukça önemli.” NACİ EL ALİ FİLİSTİN KONULU KARİKATÜR YARIŞMASI H Naci el Ali Büyük Ödülü, Gazze’den kadın karikatürist Omayya Joha’ya verildi. Büyük ödül Gazzeli karikatüriste Kültür Servisi 2010 Naci el Ali Uluslararası Filistin Konulu Karikatür Yarışması’nın kazananları belli oldu. Yarışma kapsamında Naci el Ali Büyük Ödülü, Gazze’den kadın karikatürist Omayya Joha’ya verildi. Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği (FHDD) ile Homur Mizah ve Karikatür Grubu tarafından “sıfır bütçeyle” düzenlenen 2010 Naci el Ali Uluslararası Filistin Konulu Karikatür Yarışması’nın sonuçları, Taxim Hill Otel’de dün yapılan basın toplantısı ile açıklandı. FHDD Başkanı Füsun Bandır, FHKC Siyasi Büro Üyesi, Filistin’in ilk kadın direnişçilerinden Leyla Halid, Arap karikatürist Nedal Hashem ile Homur Mizah Grubu’ndan Canol Karagöz’ün birer konuşma yaptığı toplantıda, Filistin’in İstanbul Başkonsolosu Abdülkerim Hatib de izleyici olarak bulundu. Toplam “41 ülkeden 458 karikatürün” katıldığı yarışmada, Naci el Ali Büyük Ödülü’nü Omayya Joha, Hanzala İntifada Ödülü’nü Ürdün’den Omar Abdallat, Hanzala Özgürlük Ödülü’nü Türkiye’den Necmettin Asma, Hanzala Toprak Ödülü’nü Filistinli Muhammed Ebu Afefa, Hanzala İnsan Hakları Ödülü’nü Endonezya’dan Jitet Koestana kazandı. Toplam 18 çocuk katılımcının da başvuru yaptığı yarışmada 1013 yaş grubu Hanzala Taş General Ödülü’nü Türkiye’den Volkan Aydoğan, 1417 yaş grubu ödülünü yine Türkiye’den Burhan Demircan kazandı. Yarışma kapsamında verilen özel ödüllerin dağılımı ise şöyle: FHDD Özel Ödülü Fas’tan Aasid Houcine, Homur Mizah Grubu Özel Ödülü Türkiye’den Emre Çıldır, Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü Fransa’dan Bernard Bouton, Kemal Türkler Vakfı Özel Ödülü İran’dan Rahelleh Farhangi, Evrensel Gazetesi Özel Ödülü ise Suriye’den Fadi Abou Hassan’a verildi. Bu arada büyük ödülün verildiği Omayya Joha’nın karikatürist olan ilk eşinin de, Naci el Ali gibi direnişi nedeniyle suikaste kurban gittiği öğrenildi. Toplantıda konuşan Leyla Halid “Yarışmaya katılımın bu kadar yüksek olması, Filistin’e olan desteğin de boyutunu ortaya koyuyor. Ben bu yarışmaya bir direniş olarak bakıyorum. Filistin’i işgal eden güçlere karşı direniş, karikatür, hikâye, şiir ve silah gibi değişik şekillerde kendini gösteriyor. Bu anlamda bu yarışma ve toplantı, Filistin direnişine yeni bir halka olma özelliği taşıyor” dedi. Bu arada Türkiye, 78 katılımcı ile yarışmaya en fazla başvuru yapan ülke oldu. Baksı Müzesi’nin görsel dünyası Hüsamettin Koçan’ın 10 yıllık bir düşünün eseri, Bayburt’taki Baksı Müzesi’ni anlatan “Evde Konuşmalar, Baksı” kitabının Contemporary İstanbul fuarındaki tanıtımına katılan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sanat üretiminin halka ulaşmasındaki en büyük sorunlardan olan vergi konusunda kolaylıklarının sağlanacağını duyurdu. CEREN ÇIPLAK ontemporary İstanbul fuarında önceki gün “Köyüne müze yapan adam” Hüsamettin Koçan’ın 10 yıllık bir düşünün eseri, Bayburt’taki Baksı Müzesi’ni anlatan “Evde Konuşmalar, Baksı” kitabının tanıtımı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın katılımıyla yapıldı. ERGİ KOLAYLIKLARI SAĞLAYACAĞIZ’ Bakan Günay, 2010 yılı içinde en beğendiği projelerden biri olarak nitelediği Baksı Müzesi ile müzenin kitabıyla ilgili konuşmalarının ardından galerilerimizin yurtdışındaki fuarlara katılma C ‘V sının önündeki engelleri hatırlatmamız üzerine “Gümrükler, vergiler konusunda öneriler var. Bu konularda çalışıyoruz. Her zaman söylüyorum, sanatı destekleme konusunda yöntemler sadece bizim bakanlığımızın elinde olsa 15 günde çözeriz ama öteki bakanlıklarla bürokratik işlemler var. 2011 yılı içinde bütün sanat üretiminin halka ulaşması konusunda bazı vergi kolaylıkları sağlayacağız” dedi. AKSI, SANATÇININ EVİDİR’ Kitapta, sanat eleştirmeni, gazeteci Ayşegül Sönmez’in aralarında Ali Akay, Ahu Antmen, Ali Artun, Ali Kazma, Beril Anılanmert, Han Tümertekin, Hasan Bülent Kahraman’ın ‘B da bulunduğu pek çok isimle yaptığı röportajlarla Baksı Müzesi’nin 10 yıla yayılan serüvenine farklı bakış açıları sunuluyor. Hüsamettin Koçan, Baksı Kültür ve Sanat Vakfı’nca yayımlanan kitapla ilgili olarak “İstedik ki bu kitap hem Baksı’nın görsel dünyasını yansıtsın hem de Baksı’da kullandığımız kavramların etrafını genişletsin. Baksı, sanatçının evidir. Baksı Müzesi direniyor çünkü uzakta olmak meseledir” derken Ayşegül Sönmez de “Amacım evine dönemeyen göç halindeki sanatçının evine, köyüne yaptığı müzesinin yarattığı fikirsel zemini mümkün olduğunca farklı bakış açılarıyla çoğaltmaktı. Meydan okumasına katkıda bulunmaktı.” dedi. Kültür Servisi Türkiye’nin en kapsam lı foto hedefleyen “Fotoğraf Sanatçısı Ödülleri ğraf yarışması olmayı Projenin genel koordinatörü Michel Yah ”nin ilki düzenleniyor. ni, “Ço fotoğraf çekme tutkusu olan engelli, eng k konuşulacak ve elsiz herkesin katılabileceği ve birçok ödülün verilece ği fotoğraf sanatçısı ödülleri için çalışmalarımıza aralıksız devam ediy oruz” dedi. Aralık ortasında başvuruların başlayacağını da belirten Yahni, “Kısa zaman içinde tüm detaylı bilgileri duy uracağız. Fakat şunu söyleyebilirim: Türkiye’nin en önemli ve sürpriz isimlerinden oluşan bir jüri oluşturuyoruz” dedi. Fotoğraf sanatçısı ödülleri C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle