Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul S Edirne PB Kocaeli S Çanakkale S İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak S Sinop S Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara S 18 18 20 20 20 17 22 17 16 16 16 17 16 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars S S S B B B B B B B S S Y 16 16 14 23 27 26 22 26 20 20 16 10 12 HABERLERİN DEVAMI Oslo K Helsinki K Stockholm K Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris B Bonn Y Münih K Berlin K Budapeşte Y Madrid Y Viyana Y 6 2 0 7 4 4 5 6 4 4 12 10 10 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y Y Y K A A Y A Y A A 15 13 16 20 4 1 14 14 13 5 16 25 22 Ülkemizin kuzey kesimleri çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile Kars, Ardahan ve Iğdır çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Gece ve sabah saatlerinde iç ve doğu bölgelerde yer yer sis, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusunda buzlanma ve don olayı görülecek. 22 KASIM 2010 PAZARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 22 Kasım MAHKEME KARARINI VERD ‘Rektör görev yeri değiştiremez’ ANKARA (ANKA) Pamukkale Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde görev yapan memur, rektörün görev yerini değiştirmesi üzerine açtığı davayı kazandı. Türk SağlıkSen tarafından açılan davada mahkeme rektörün, memurun görev yerini değiştiremeyeceğine hükmetti. Türk SağlıkSen şube yönetim kurulu üyesi Hasan Baysal’ın görev yerinin Güneş binası olarak değiştirilmesi üzerine Türk SağlıkSen tarafından dava açıldı. Sendika açtığı davada söz konusu işlemde ihtiyacın somut bir şekilde ortaya konmadığını, siyasi ve kişisel amaç güdüldüğünü ifade etti. Davayı görüşen Denizli İdare Mahkemesi’nin kararında “Rektöre tanınan bu yetkinin, öğretim elemanlarının veya diğer personelin zorunlu ihtiyaç hallerinde ve belli bir sürelerle geçici olarak görevlendirmelerini içeren yetki olarak düzenlendiği, bir nakil maddesi olarak kullanılamayacağı açıktır” denildi. Mahkeme Baysal’ın tazminat talebini de yerinde bularak mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarının dava tarihinden itibaren yasal olarak ödenmesine hükmetti. Ankara Büromuzdan İlhan Taşcı’nın dört dörtlük yazı dizisi “Adım Diyarbakır Soyadım Yok”u tek satır dahi atlamadan okuyarak katıldım CHP liderinin 24 saatlik mini Güneydoğu turuna. “Kâh öfkeye, kâh umuda eğilimli” bu halk nasıl karşılayacaktı CHP’nin yeni liderini? İki yıl önce o dönemki genel başkanın sağ kolu olarak gelmişti Diyarbakır’a ve partisinin bu bölgedeki geleceğine dair hiç de umutlu izlenimlerle dönmemişti Kılıçdaroğlu. “Sokaklarda saldırgan tepki vardı. İnsanlar CHP’yi inandırıcı bulmuyordu” diye hatırlıyor o günleri Van İl Başkanı Halil Kartal. Kılıçdaroğlu’nun kendi deyişiyle ise “CHP için kayıp bir şehirdi” Diyarbakır. Önceki gün parti binasının merdivenlerinden halka seslenen, sokaklarda onların dertlerini dinleyen Kılıçdaroğlu ise son seçimlerde yüzde 0.5 oy çıkan Diyarbakır’ın yanı sıra bölgenin tüm illerinden en az birer milletvekili çıkarmayı kafasına koymuş bir lider imajı sergiledi. Karşısında da henüz oyunu verme aşamasına gelmese de kendisine sempati duyan, dinlemeye hazır bir Diyarbakır, bir Şanlıurfa buldu. Peki bu hava seçim sandığına ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Kılıçdaroğlu İle Diyarbakır’da nasıl yansıyacak? “BDP gibi imkânsızı vaat etmeyeceğiz. Ama yapılması mümkün olanı da söyleyeceğiz. Bunu sadece Diyarbakırlıya değil, İzmir ve İstanbulluya da anlatacağız” diye açıklıyor formülü, yaklaşan seçimlerde bu bölgede CHP’nin en önemli kozu haline gelen eski Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu. Bir süredir kenarda bekleyen partinin saygın isimlerinden Ercan Karakaş İstanbul’dan gelmiş, “Kürt meselesine ilişkin 11 ayrı rapor hazırlayan partiyiz biz. Yapacağımız tek şey örgütleri çalıştırıp sivil toplum ile iç içe politikamızı halka anlatmak” diyor. Partide eski, yönetimde yeni isimlerden Hurşit Güneş bir adım ileri gitmekten yana. “1989’da söylediklerimiz yeterli değil artık. O zaman Kürtçeyi tartışıyorduk ama şimdi devletin Kürtçe televizyonu var. Yeni şeyler söylememiz lazım” görüşünde. Kendisi Diyarbakır’dayken, selefi Baykal Karadeniz’den uyarı sinyalleri gönderse de CHP liderinin kafası net. Kürt kimliğini ‘bölge halkının şerefi’ gören ama onu istismar etmeyen, özgürlükçü bir söylemle çıkacak Güneydoğuluların karşısına. Daha sık gelecek, daha çok dinleyecek onları. Tabanın seveceği isimler koyacak listesinin başına. Üye olmak isteyenlere partinin kapısını ardına kadar açacak. Tüm bunları yapmak için parti içindeki çok başlı görüntüyü engellemek, başta Kürt sorunu olmak üzere temel politikalarda teksesliliği sağlamak zorunda olduğunu da görüyor CHP lideri. O yüzden de yıl bitmeden, seçim startını vermeden bir olağanüstü kurultay yapma senaryosunu aklının bir köşesinde hazır tutuyor. Diyarbakırlının tek sorunu kimliğinin tanınması değil. Taşcı’nın dizisi, sadece Kürtçe konuşabilen Diyarbakırlı amcanın “Bize iş ve hayat lazım” sözleriyle bitiyordu. Zaten o nedenle Kılıçdaroğlu da hem Diyarbakır’da hem Siverek’te özgürlüğün, demokrasinin yanına iş, aş ve yoksulluğu da koydu. Hapishane yerine fabrika yapacağını, TEKEL işçilerinin de dertlerine çare bulacağını söyledi. Kısacası yarın Yozgat’ta, bir sonraki gün başka bir yerde rahatça aynısını yapabileceği bir konuşmaydı Diyarbakır konuşması. Çarpıcı mesajlarla dolu konuşmada benim en fazla önemsediğim bölüm ise bitirirken çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu o kitleye, hep bir ağızdan; İzmir’e, Çorum’a, Çankırı’ya, Kars’a, Muğla’ya kısacası Türkiye’nin dört bir yanına selam yollatmasıydı. Tabanlarını bir ve diri tutmak isteyen İslamcı ve milliyetçi liderlerin sık başvurduğu ‘toplu selam’ yöntemini, Diyarbakır’da ve sırtını din ya da etnisiteye dayamaksızın uygulama cesaret ve becerisini göstermesi, belki de Kılıçdaroğlu ile yeni CHP’nin başarısının anahtarı olacak. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ 3. Köprü Kimlere Yarayacak... Bir süredir, İstanbul’a yapılacağı iddialı demeçlerle açıklanan üçüncü köprüden neredeyse söz edilmez oldu. Acaba, vereceği zarar yanında faydasının solda sıfır kalacağı yolundaki eleştiriler nedeniyle proje beklemeye mi alındı diye düşünenler olabilir. Geçmişe bakarsanız böyle bir düşüncenin geçerli olacağını sanmak pek akla uygun düşmüyor. Bilimin ve hayatın gerçeklerinin uygun görmediği öyle başarılara (!) imza atıldı ki, bu projeden vazgeçildiğini sanmak hayal görmekle eşdeğer gibi kalır. Nedeni de ortada. Çünkü köprünün inşaatına başlanmasıyla 35 milyar dolarlık bir arazi rantı işini bilenlere göz kırpmaya başlayacak. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, hazırladığı “3. Köprü Projesi Değerlendirme Raporu”nu kamuoyunun bilgisine sundu. Rapor, konuyu irdelenmesi gereken bütün boyutları ile ele almış. Rapordaki verilerden yararlanarak İstanbul’un, İstanbulluların doğal olarak da dünya coğrafyasının başına gelecekleri anımsatmakta yarar var. Köprü ve çevre yolları ile bağlantı yollarının 150 metre genişliğindeki kamulaştırma alanı nedeniyle 680 hektar (1 ha: 10.000 metrekare) doğal sit alanı, 931 hektar tarım alanı, 2.5 milyondan fazla ağaç barındıran 1453 hektar orman alanı doğrudan yok olacak. Yol boyundaki sağlı sollu 5 kilometrelik etki kuşağında kalacağı için etkilenmesi kaçınılmaz görünen alanlar da şöyle hesaplanmış. 2B alanları: 7 bin 298 hektar (Toplamın yüzde 38’i) Özel orman alanları: 1946 hektar (Toplamın yüzde 34’ü) Su havzaları mutlak koruma sınırı: 4 bin 521 hektar (Toplamın yüzde 24’ü) Tarım alanları: 48 bin 398 hektar (Toplamın yüzde 43’ü) Orman alanları: 75 bin 465 hektar (Toplamın yüzde 45’i). Yapımın sonuçları bu kadarla da kalmıyor. 1979’da Bern’de Türkiye’nin de imzaladığı “Avrupa Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi” ile korunacağı sözü verilmiş olan 50 kuş türüyle Avrupa Birliği Kuş Direktifi’nde yer alan 23 kuş türünün yaşama alanlarına da göz dikilmiş oluyor. İkinci köprü ile çevre yollarının yapımının ardından, Büyükçekmece (yüzde 79), Sultanbeyli (yüzde 55), Ümraniye (yüzde 48) başta olmak üzere yaşanan nüfus patlamasının üçüncü köprü ile hem var olanların hem de yeniden oluşacak yerleşim yerlerinin yaratacağı yoğunluğun gereksineceği trafik düzeni, köprünün İstanbul’un transit geçişini kolaylaştıracağı iddialarını da geçersiz kılıyor. Özellikle ikinci köprü sonrasında 462’si Anadolu, 455’i de Avrupa yakasında oluşan 917 çevreye kapalı ve korunaklı site alanının oluşması ve buralarla şehre ulaşımın otomobillerle sağlanmasının yarattığı trafik yükü dikkate alınınca, benzer bir sonuç da kaçınılmaz görünüyor. Raporda, projenin ulusal ve uluslararası hukuka aykırılıkları, geçiş yollarının yer alacağı bölümlerle ilgili sit kararları da anımsatılıyor. O bölümden bilgi aktarmayı bir yana bıraktım. Zira, anayasada yapılan hukuk reformlarıyla (!) Danıştay’ın da önünün kesildiğini anımsadım. oerinc@cumhuriyet.com.tr ucakirozer@cumhuriyet.com.tr Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e sert çıktı ‘Sen git AKP’ye üye ol’ Terör örgütü lideri Öcalan, “Silahlar miadını doldurdu” sözü nedeniyle Baydemir’i ağır sözlerle eleştirdi. Öcalan’ın sözlerinin basına yansıyandan çok daha sert olduğu iddia edildi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Son avukat görüşmesinde “Silahlar miadını doldurdu” sözleri nedeniyle Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ağır sözlerle eleştiren Abdullah Öcalan’ın, eleştirilerinin gerçekte basına yansıyandan çok daha sert olduğu öğrenildi. Öcalan’ın Baydemir’e yönelik “Söyleyin ona gitsin AKP’ye üye olsun ya da özeleştirisini versin. Silah olmasaydı 2 ay bile o koltukta oturamazdı” dediği belirtildi. Önceki hafta Öcalan ile avukatlarının görüşmelerinin dökümü terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yayımlanmış, Öcalan bu görüşmede Baydemir’i, “Silah miadını doldurmuştur. Demokratik özgürlük mücadelesinden PKK vazgeçse de ben vazgeçmem” yolundaki açıklamalarını ağır bir dille eleştirmişti. Haberde Öcalan’ın, Baydemir hakkındaki şu sözlerine yer verilmişti: “Bazen öyle şeyler oluyor ki, çok şaşırıyorum, öfkeleniyorum. Bazıları çıkıp sorumsuzca, ‘silahlı mücadele miadını doldurmuştur’ diyor. Açık söylüyorum, Kandil bile bu konuda tek başına yetkili değil. Herkes kendi işine bakmalı, sorumlu olduğu konularla ilgilenmeli, kafa yormalı, söz söylemelidir. ABD’si Avrupa’sı bile artık bu konuda beni tek etkiliyetkili kişi olarak görürken bunların yaptıkları açıklamalara bakın!” Öcalan’ın Baydemir ile ilgili eleştirilerinin dozunun çok daha yüksek olduğu, örgüt içi tartışmaların yansımaması için haberden ayıklandığı öğrenildi. İddialara göre Öcalan, avukatlarla görüşmesinde Baydemir’in başkanlık koltuğunda oturmasını da PKK’nin yürüttüğü silahlı mücadeleye bağladı. Öcalan görüşmede “Söyleyin ona ya AKP’ye geçsin ya da özeleştirisini versin. Silahlı mücadele olmasaydı, o koltukta 2 ay bile oturamazdı” dedi. Bu ifadeler PKK işleyişine göre Baydemir’den açıkça biat etmesi anlamına geliyor. Örgüt yönetiminin özeleştiri vermesini istediği kişi, eğer bağlarını koparmayacaksa, Türkiye sorumlularından birine yazılı olarak savunmasını sunuyor. Bu savunma da bir tür özür olarak kabul edilip Kandil’deki örgütün arşivlerindeki yerini alıyor. Zaman zaman bu savunma o kişinin karşısına çıkarılarak biat ettiği hatırlatılıyor. Ancak bu kişi örgütün “kara listesine” alınmış da oluyor. Zamanla yetkileri elinden alınarak siyasi hayatı da sona erdiriliyor. Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesinden sonra Baydemir’in ne tavır aldığı bilinmiyor. DARBE MAĞDURLARI: Hükümet sözünü tutmalı Baba oğul Kaymazlar’ı anmak için düzenlenen yürüyüşe yüzlerce kişi katıldı. Yaşasaydı 18 yaşında olacaktı MARDİN (Cumhuriyet) Kızıltepe’de 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur ve babası Ahmet Kaymaz, 6. ölüm yıldönümlerinde binlerce kişi tarafından anıldı. Törene katılanlar Kaymazları öldürenlerin cezalandırılmasını istedi. 21 Kasım 2004’te “teröristlerin” bulunduğu ihbarı üzerine Kaymaz ailesinin evinin etrafı sarıldı. Ahmet (31) ve oğlu Uğur Kaymaz dışarı çıkarken ateş açıldı. Baba oğul yaşamını yitirdi. Olayın ardından valilik “iki teröristin ele geçirildiğini” açıkladı. Polisler Mehmet Karaca, Yaşefettin Açıksöz, Seydi Ahmet Töngel ve Salih Ayaz hakkında 12’şer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Polisler “meşru müdafaa” iddiasıyla beraat etti. Aile karara itiraz ederken Yargıtay kararı onadı ve polisler ceza almadı. Aile davayı AİHM’ye taşıdı. Bu sürede Ahmet ve Uğur Kaymaz’ı anmak isteyenler hakkında dava açıldı. Aralarında Uğur’un amcası Reşat Kaymaz’ın da bulunduğu 6 kişi “örgüt propagandası” yaptıkları iddiasıyla 1’er yıl hapse çarptırıldı. ANKARA (ANKA) 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarılan subaylar, hükümeti verdiği sözü tutmaya ve ihraç kararlarını kaldıracak bir düzenleme yapmaya çağırdılar. Anayasa değişikliğinin ardından kendilerine yargı yolunun açıldığını savunan darbezede askerler, peş peşe davalar açtılar. YAŞ kararıyla atılan subay ve astsubaylar büyük çoğunlukla Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne (AYİM) başvurarak haklarındaki ihraç kararının kaldırılmasını, özlük haklarının iadesini istediler. 12 Eylül döneminde üçlü kararnameyle atılan subay ve astsubaylar ise dava açmak yerine İçişleri Bakanlığı’na ve Milli Savunma Bakanlığı’na dilekçe verdi. Baydemir kara listeye alındı AİHM, PTT personelinin ‘Kefalet Sandığı’ başvurusunu kabul etti Postacı hakkını arayabilecek ANKARA (ANKA) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2 bin 941 postacının “Kefalet Sandığı” başvurusunu kabul etti. 2004 yılında Hükümetin PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı’nı tasfiye etmesinin ardından Sandık’ta biriken 252 milyon TL’nin sadece 25 milyon TL’sini alabilen ve bu haksızlığı giderebilmek için hukuk mücadelesi veren 2 bin 941 personel, iç hukukun tükenmesinin ardından şimdi de hakkını AİHM nezdinde arayabilecek. Bağımsız HaberSen’den yapılan açıklamada, PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı’na parasından kesinti yapılan 2 bin 941 PTT çalışanının hakkını aramak amacıyla AİHM’ye yapılan başvurunun kabul edildiği bildirildi. Bağımsız HaberSen’in 2 bin 941 sendika üyesi adına Danıştay’a açtığı davanın 5 yıl süren yargılama sonunda reddedildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, iç hukukun tükenmesi üzerine 29 Temmuz 2009 tarihinde AİHM’de dava açıldığı vurgulandı. Strazburg’dan 10 Eylül’de gönderilen mektupta AİHM’nin başvuruyu usul ve şekil yönünden inceleyip kabul ettiği belirtildi. emnun değiliz’ Mahkeme kararı olmadan ordudan atılan askerlerle ilgili olarak, Yüksek Askeri Şura’ya başvuru hakkı tanınacağı, başvuruları kabul edilmeyen askerlerin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açabilecekleri belirtiliyor. Hükümetin gündemindeki düzenleme ise darbezede askerler üzerinde soğuk duş etkisi yarattı. 28 Şubatzede askerleri bir araya getiren Adaleti Savunanlar Derneği ASDER’in kurucusu Tabip Albay Ahmet Alper, kulislerde konuşulan düzenlemenin mağduriyetleri gidermeye yetmeyeceğini vurguladı. 12 Eylülzede askerlerin sözcülerinden, eski Eylül Emeklileri Derneği EYLÜLDER Başkanı resen emekli Üsteğmen Rahmi Yıldırım da, EMİNSU’ların resen emeklilik dışında mağdur edilmediklerini, dört ayrı yasa ile mesleğe devam etmiş gibi haklarının verildiğini, son olarak 1992 yılında çıkarılan yasayla emekli kıdemli albay statüsüne kavuştuklarını anlattı. Yıldırım, mahkeme kararı olmadan atılan askerlere YAŞ’a başvuru hakkı tanınmasının derin acılara yol açmış ihraç sürecini tekrarlamaktan başka bir sonuç getirmeyeceğini, hükümetin aynı acıyı tekrar yaşatmaya hakkının olmadığını vurguladı. ‘M Jandarma bir çocuğu yaraladı ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak’ın İkizce köyünde jandarma taburunda görevli bir asker, 12 yaşındaki bir çocuğu tüfekle yaraladı. Çocuk hastaneye kaldırılırken, tüfeğin yanlışlıkla ateş aldığı açıklandı. Adı açıklanmayan bir asker, evlerinin önünde oynayan Emin Açar (15) ile kardeşi Ahmet Açar’ı (12) yanına çağırdı. İddialara göre asker, yanına gelen Ahmet Açar’a para verip dışarıdan bir şeyler aldırmak istedi. Bu sırada birden tüfek patladı ve Açar göğsünden yaralandı. Açar, askeri yetkililer tarafından Şırnak Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken yakınları taburun önünde toplandı. Çocuk ile askerin şakalaştığı, bu sırada tüfeğin kazayla ateş aldığı ve küçük çocuğun yaralandığı açıklandı. Açıklamanın ardından taburun önündeki kalabalık da dağıldı. Şırnak’ta ilk müdahalesi yapılan Ahmet Acar’ın helikopterle Diyarbakır’a kaldırılacağı belirtildi. C MY B C MY B