22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 22 KASIM 2010 PAZARTESİ BİLGESAM ‘aşamalı geçiş’i içeren ‘Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu’ raporunu yayımladı BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI ‘Karma’dan profesyonele BAHADIR SELİM DİLEK Füze Kakıştırması 2 Türkiye İçin Anlamı AKP iktidarı Füze Kalkanı Projesi’ni onayladı. Lizbon’dan önce, iktidar saflarından yükselen itirazlar sözdeydi, kamuoyunu yanıltmaya yönelikti. Şöyle diyeyim: Aslında Füze Kalkanı Projesi’ne katılma kararı, AKP’nin komşularla problemsiz dostluk politikasını sıfırlıyordu. Çünkü projenin güncel hedefi İran’dı! Ancak bu iktidarın en önemli destekçisi ise ABD ve Avrupa. Zaten ABD’den AKP’ye karşı sürekli uyarılar geliyor, özellikle İran ve İsrail politikası nedeniyle Erdoğan yönetimi “gözlem” altında tutuluyor. Son olarak gazetemizde Elçin Poyrazlar’ın haberinde, eski Amerikan Büyükelçisi Edelman, AKP yerine CHP’nin desteklenmesini gündeme getirdi ve aba altından sopa gösterdi. Hele seçimlere giderken, “Batı”daki ana destekçilerini yitirmek, seçimleri de tehlikeye sokardı! Şimdilik iki taraf için de “varta” atlatıldı! Önce şu seçimler aşılsın, arkasından projenin ayrıntılarına sıra gelsin, gün ola harman ola! Gelelim yeniden işin özüne! Ülkemizdeki “Batıcı”lar, Füze Kalkanı Projesi’ne katılımı destekledi. Bu desteklerinin ardında, “su katılmamış” Batıcılıklarının yanı sıra biraz da şu düşünce yatıyor olabilir: AKP’nin ülkeyi İslamlaştırma politikalarından duydukları endişe; “İktidarı ne kadar Batı ittifakı içinde tutarsak, ülkenin İslamileşmesini de o derece önleriz!” Bu bir ham hayaldır! Ama konumuz bu değil. Füze Kalkanı Projesi öncelikle ABD’yi korumaya yönelik ve emperyalist savaş politikalarının bir ürünüdür. 1983’ten beri 100 milyar dolar yatırdıkları projeyi, 2000’li yıllarda artık çöpe atmaları gerekirken kapitalizmin/emperyalizmin küresel hegemonyacı rekabetinin gereği olarak, gerilim ve savaş politikalarının aracına dönüştürdüler! Füze Kalkanı Projesi’nin Türkiye’yi savunmayla, dolayısıyla ulusal yararlarımızla zerre kadar ilişkisi yok! Türkiye, tıpkı 1950’lerde girdiğimiz NATO’nun yine bir ileri karakolu olarak kullanılıyor. Bu defa bir farkla: Parasını da üstelik bize ödettiriyorlar! Bugünkü az demokrasimizin, insan hak ve özgürlüklerinde geriliğin, ekonomik bakımdan bağımlılığının temel nedeni, dahası AKP gibi bir partinin iktidara gelişi, NATO’nun ileri karakolu rolünü yıllarca üstlenmiş olmamızdır! Batı, ülkeyi savaş politikalarının ana aracı olarak kullandı ve bu amaçla da orduyu ülkede iktidarın yıllarca odağı yaptı! (Bugünkü azılı ve yıkıcı TSK düşmanları, “ordu vesayetini” ülkede kimin kurduğunu unuttular; ülkemizdeki bütün diktatoryal ve sözde demokratik iktidarların arkasında, oysa hep, şimdi baştacı yaptıkları ABD vardı!) Soğuk veya sıcak, bütün savaş stratejileri, ülkemizde 1990’lara kadar, en kolay ve en uygun, askerler üzerinden sürdürülüyordu! Evren gibiler savaş maşaları olarak görev yaptılar yıllarca! Oysa, 1945’lere kadar “Batı ittifakı” içinde değildi Türkiye! Doğrultusu çağdaş uygarlıktı, bu anlamda da uygarlığın araçlarını geliştiren Batı idi. Atatürk Türkiyesi çağdaşlaşmanın bütün araçlarını almış ve uygulamaya koymuştu; ekonomide, bilimde, kültürde… Oysa Türkiye, NATO’ya girerek “çağdaşlaşma” yolundan saptı! Yani, Batı’yı Batı yapan değerlere öncelik vermek yerine, ABD ve Avrupa’nın salt bir “savaş aracı” derekesine indi! Batı’ya çağdaşlaşmaya yönelmek, sanıldı ki NATO’da yer almak ve ileri karakol olmaktan geçiyor! NATO’dan itibaren ülkemizde her şey, Amerikan savaş stratejisine göre belirlenmeye başlandı. Askeri vesayetler, askeri darbeler, yaşadığımız iç savaşlar, durmadan üç sente muhtaç Türkiye’ler, ekonomik krizler, demokrasi ile insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük geri kalmışlıklar… Ve yaşadığımız bugünkü büyük karmaşa... Bütün bunların temel nedeni; 1945’lere kadar elimizde tuttuğumuz “ülke iradesini, egemenliği”, Batı’nın uygarlık yaratan politikalarına bile değil, Batı’nın savaş politikalarına teslim etmemizdir! (*) Şimdi Füze Kalkanı Projesi’ne atılan imza, aslında bu politikanın sürdürülmesidir! Üçüncü bir yazı gelecek… (*) Ulus Yıkıcılığı Zamanları, Orhan Bursalı, Cumhuriyet Kitapları… ANKARA Hükümet, askerlik süresine ilişkin düzenlemeyi, gelecek yıl haziran ayında yapılacak genel seçim sonrasına bırakırken düşünce kuruluşu Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (BİLGESAM) “aşamalı geçiş” önerisi geldi. Geçiş dönemi, kısa, orta ve uzun vade olarak aşamalandırılan öneride, kısa dönemde “karma model”, uzun dönemde de “profesyonel ordu” uygulaması istendi. BİLGESAM, Dr. Salih Akyürek imzasıyla “Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu” raporu yayımladı. Raporda, zorunlu askerliğin olumlu ve olumsuz yönlerine de işaret edilerek şu öneriler getirildi: Geçiş dönemi için öneriler (1 yıl): 15 aylık askerlik günümüz şartlarında, kişisel yaşam ve kariyer hedeflerinin şekillendiği bir yaş döneminde çok uzun bir süre olarak değerlendirilmektedir. Zorunlu askerlik süresi beklentiler de dikkate alı narak 12 aya indirilmeli. 6 aylık kısa dönem askerlik ve yedek subaylık uygulamalarına aynı şartlarla devam edilmeli. 12 ay için askerlik hizmetine seçilenlere, her ay için asgari ücret miktarında bir ödeme yapılmalı. Kişileri askerlik sürecinde toplumdan ve ailelerinden yalıtmamak için yükümlülerin temel eğitim için ikamet yerlerine yakın garnizonlara verilmesi planlanmalı. Askerlik için seçilmeyenler toplam süresi 14 ay olan kamu hizme tine yönlendirilmeli. Kısa dönem için öneriler (15 yıl): Kısa dönemde ‘Karma Ordu’ sistemine geçilmelidir. Askerlik süresi tüm yükümlüler için, öğrenim durumu dikkate alınmaksızın 6 ay olarak belirlenmeli. Asgari ücrete yakın bir ücret ödenmeli. 6 aylık hizmet süresi sonrasında, askerlik hizmeti için uygun nitelikte bulunan kişilere, profesyonel er statüsünde sözleşme teklif edil meli. Orta ve uzun dönem için öneriler (520 yıl): Tam profesyonel orduya geçildiği durumda da, tüm sağlıklı erkek vatandaşlar için yedeklik amaçlı, 12 aylık temel askerlik eğitimi sistemde yer almalıdır. Bu eğitim kişilerin ikametine en yakın askeri birlikte mesai saatleri içerisinde verilmelidir. Zorunlu askerlik uygulamadan kaldırılsa dahi; pek çok ülkede olduğu gibi bu konudaki yasal düzenlemeler muhafaza edilmelidir. http://orhanbursali.blogspot.com obursali@cumhuriyet.com.tr CHP’den Meclis’e TRT teklifi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan, TRT Kanunu ile TRT Gelirleri Kanunu’nda değişiklik yapılması için teklif verdi. Teklif ile TRT’nin gelirleri tırpanlanarak, vatandaşın kullandığı elektrikten alınan yüzde 2’lik katkı payı kaldırılıyor. Teklif yasalaşırsa TRT’nin yıllık finansman programında tespit olunan açık, genel bütçeden karşılanmayacak. Kaptan, teklifin gerekçesinde; TRT haberlerinin doğruluğu ve yorumlarının yansızlığı konularında güvenilirliğinin kalmadığını da iddia etti. Kaptan, TRT’nin habercilik ilkelerine ters düşen yayın yaptığını belirterek, “TRT yayınları insanların ruh sağlığını bozan, kişilerin şereflerine dil uzatan bir konuma bürünmüştür” dedi. Bir kadının şüpheli ölümü ANKARA (AA) Ankara’nın Mamak ilçesinde bir kadın, evinde ölü bulundu. Gülveren Mahallesi Gazelhan Sokak’ta oturan Emin K. (46), dün sabah saatlerinde aynı sokaktaki bir komşusuna giderek eşi Emine K’yi (28) uyandıramadığını, eşinin ölmüş olabileceğini söyledi. Eve giren komşuları, Emine K’nin öldüğünü belirledi ve polise haber verdi. Mamak Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Emin K’yi gözaltına aldı. Emine K’nin cesedi, savcılık incelemesinin ardından morga kaldırıldı. Bir süredir işsiz olduğu belirtilen ve geçici işlerde çalışan Emin K’nin sık sık eşini dövdüğünü iddia eden komşuları, kadının 2 gündür sokağa çıkmadığını, önceki gün şüphelenerek evin kapısını çaldıkları ancak kimsenin kapıyı açmadığını söyledi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle