16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 9 EK M 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA SAĞLIK 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Kendimizi Beğenmiyorsak... Bu gidişle önce Türklüğe hakaret, sonra Atatürk e hakaret, sonra hükümete hakaret, sonra muhalefete hakaret derken paylaşım siteleri değil internetin tümü yasaklanacak gibi bir hisse kapılmaya başladım. Aslına bakarsanız internetten şik yetçi olanlar yalnız siyasiler değil. Örneğin müzik sektörü şik yetçilerin başında geliyor. Sinemacılar, bilgisayar şirketleri de sırada... H l bütün önlemlere rağmen birçok siteden insanlar rahat rahat en yeni çıkan şarkıları ve filmleri indiriyor. Yüzlerce dolara satılan birçok bilgisayar programını da öyle. Bu konuda yıllardan beri süren tartışmalar var. Terör, çocuk pornosu ya da dolandırıcılık gibi suçlar zaten izleniyor. Sinema ve müzik şirketleri de kendi haklarını korumak için çalışmalar yapıyor. Ama internet üzerindeki tabirimi mazur görün geyikler pek fazla kimsenin umurunda değil. Biz hep söylediğim gibi söz e fazlasıyla takmış bir toplum olduğumuzdan her şeyden fazlasıyla alınıyoruz. İnternette aklına esen, istediği gibi atıp tutuyor. İlgili ilgisiz paylaşım sitelerinde çeşitli rumuzlar altındaki insanlar her türlü eleştirilerini dile getiriyor. Hatta bunu ileri götürüp küfür kıyamet kavga çıkartan da çok. Sırf ona buna laf etmek için kurulmuş siteler bile var. Bizim siyasiler neden bu konuda bu kadar hassas, anlamak zor. Örneğin biz de yazarlar olarak sürekli eleştiri altındayız. Aklına esen, bir yazımızı anlasın anlamasın, atıp tutabiliyor. İnternet yokken farklı mıydı? O zaman da elektronik posta, o da yokken mektup yazmıyorlar mıydı? Her hakaret mektubu yazanı takibe mi alıyorduk? Diyelim ki hiç kimse hakkımızda bir şey yazmıyor, biz de görmüyoruz, peki evlerinde konuştuklarını da mı engelleyeceğiz? Paylaşım sitelerindeki saçmalıklarla uğraşıp duranlar, dinleme bantlarını yayımlayanlar konusunda pek bir şey yapmıyor örneğin. ABD ya da Avrupa ülkelerinin yöneticileri hakkında internetteki siteler, alaylar, hakaretler bizde olsa herhalde internet tümüyle kapatılırdı. İnsanların kendilerini bir biçimde dile getirebildikleri bir medyayı engellemeye, denetlemeye, sınırlandırmaya çalışmanın günümüz dünyasıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Artık bu saçmaları bırakalım. Her toplum neyse, gelişmiş teknolojik araçlar yalnızca onu yansıtıyor. Bir araç, olmayan bir şeyi ortaya çıkartmıyor. Kendimizi beğenmiyorsak düzeltmemiz gereken araçlar değil... [email protected] Şeker hastalığı tedavisinde yapay pankreas, kök hücre, sprey insülin çalışmaları klinik aşamada devam ediyor Diyabet hastalığında artış SİBEL BAHÇETEPE Yapılan araştırmalara göre dünya da 225 milyon, ülkemizde ise 5 mil yon şeker hastasının diyabet oldu ğu tahmin ediliyor. Uzmanlar, obe zitenin artması, hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme gibi nedenlerden dolayı dünyada ve ülkemizde şeker hastalığının salgın şekilde ilerle diğini, tedavi konusunda çeşitli araş tırmaların devam ettiğini belirterek, Dünyanın çeşitli merkezlerinde yapay pankreas, kök hücre nakli, sprey ve yapıştırmalı insülin gibi te daviler üzerinde klinik çalışmalar sürüyor. Bu yöntemlerin hastalar üzerinde tedavi amaçlı kullanıl ması şu an için mümkün değil. Önümüzdeki 1020 yıllık bir süre içinde çalışmaların sonuçlanması bekleniyor dedi. Tedavide gelişme Çamlıca Erdem Hastanesi İç Has talıkları Uzmanı Dr. Mustafa Ergül, diyabetin pankreasın salgıladığı in sülin eksikliği ya da insülin etkisin deki bozukluklar nedeniyle ortaya çı kan kronik bir metabolizma hastalı ğı olduğunu belirterek, diyabetin Tip 1 gençlik tipi ve Tip 2 erişkin tipi olarak ikiye ayrıldığını söyledi. Dün yada obezite ve diyabetten oluşan iki li bir salgından söz edildiğini anım satan Ergül, tüm hastalar arasında Tip 2 diyabet oranının yüzde 90 nın üze rinde olduğunu ve bu hastaların yüz de 8090 ının obez olduğunu vurgu ladı. Hastalığın tedavisinde son 20 yıl da önemli gelişmeler yaşandığını anımsatan Ergül, hastalığın tedavi sinde yapay pankreasları geleceğin gündemine aldığını dile getirdi. Ergül, özetle şunları söyledi: Dünyanın farklı araştırma mer kezlerinde, çeşitli kök hücre kay naklı embriyonik, erişkin, fetal adacık ya da beta hücrelerini la boratuvar koşullarında üretip Tip 1 diyabetin gençlik tipi tedavi sinde kullanmaya yönelik çalış malar devam ediyor. Uygun mer kezlerde, son dönem böbrek ye tersizliği gelişmiş ve böbrek transp lantasyonu yapılacak veya yapılmış olan Tip 1 diyabetli hastalarda pankreas transplantasyonu da dü şünülebilir. Gaziosmanpaşa Hastanesi Endok rinoloji ve Metabolizma Hastalıkla rı Uzmanı Dr. Müjdat Kara ise gü nümüzde diyabetin kökten çözümü ne yönelik için bir tedavi yönteminin mümkün olmadığını, tedavide hap, in sülin iğneleri ve insülin pompalarının kullanıldığını söyledi. Kara, özetle şunları söyledi: Araştırmalar klinik aşamada Pankreas nakli çalışmaların da en önemli sorun, doku reddi nin yaşanmasıdır. Yetişkin kök hücre çalışmalarında ise tama men tedavi söz konusu değildir. Yetişkin kök hücresi enjekte edi len hastaların insülin oranların da belli oranlarda düşmelerin yaşandığı görülmüştür. Örneğin 100 insülin direnci kullanan hastanın aldığı insülin oranını 5060 a düşmüştür. Kök hücre naklini ülkemizde yapan bir, iki merkez var var. Bunlar da tedavi amaçlı olmayan seçilmiş ve rızası alınmış hastalara yapı lan çalışmalardır. İnsülin bant larının ise öksürüğe neden olması gibi yan etkileri görülmüştür. Akciğerlere ise etkisi tam olarak bilinmiyor. Tüm bu araştırmalar şu an için klinik aşamada, önü müzdeki 1020 yıllık süre içinde ne olacağı bilinmiyor, belki te davide yer alabilirler. Altın Kart ile sağlık hizmeti İstanbul Haber Servisi Maltepe Belediyesi nin Özel Bölge Hastanesi ile imzaladığı protokolle, 65 yaş üzeri veya engelli yurttaşlar hiçbir fark ödemeden bir özel hastaneden hizmet alabilecek. Altın Kart ile bu hizmetlerden faydalanacak olan ihtiyaç sahiplerine bir ay içinde kartlarının dağıtılması bekleniyor. Bu kartlar ücretsiz, bu hizmet ücretsiz ve 65 yaşını aşan herkesin elini tutmaya hazır çocuklarıyız biz diyen Prof. Dr. Mustafa Zengin in, Yaşanılabilir Sağlıklı Maltepe vizyonu ile geliştirdiği sağlık projesi kapsamında, yaş sınırı gözetmeksizin tüm Maltepeli vatandaşlara 444 1 706 numaralı hattan tıbbi danışmanlık ve acil ambulans, ücretsiz evde bakım ve ev teknisyenliği hizmetini ücretsiz yararlanabilecek. Kadınlar online randevuyu sevdi İstanbul Haber Servisi Kadınların hastaneye gitmeden önce randevu almak için genellikle internet üzerinden yapılan online başvuruları tercih ettiği belirtildi. Geçen yıl eylül ayında faaliyete geçen RandevuAl.com un istatistiklerine göre, online randevuların yüzde 68 i kadınlar tarafından alınıyor, randevunun yüzde 80 oranında 2340 yaş arasındaki kullanıcılar tercih ediyor. Online randevuların yüzde 47 si diş hekimleri için alınırken diyetisyenler ise yüzde 39 ile online randevuda en çok tercih edilen ikinci branş konumunda bulunuyor. Randevuların büyük çoğunluğu randevu gününden 2 ile 5 gün öncesinden alınıyor, kullanıcıların 1 hafta ve sonrası için randevu almak amacıyla da online randevu sistemini aktif olarak kullanıyor. Beslenme ve sağlık araştırması İstanbul Haber Servisi Türkiye genelinde 730 Haziran tarihleri arasında yapılan beslenme ve sağlık araştırması tamamlandı. Araştırmanın İstanbul ayağındaki çalışmalara katılan İstanbul Sağlık Müdürlüğü ekiplerine geçen haftalarda Sultanahmet Golden Horn Otel de düzenlenen toplantıyla 2010 İstanbul Beslenme ve Sağlık Araştırması takdirnameleri verildi. Toplantıda konuşan İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu, yetersiz ve dengesiz beslenmenin birçok hastalığa yol açtığını belirterek Sağlıklı bir sağlık politikasına sahip olamayan ülkeler, sağlıklı kararlar alamaz. Maalesef beslenme alışkanlıklarında değişik ya da farklı yaklaşımlar, maddi durumun iyileşmesiyle birlikte karşımıza obezite olarak çıkmaktadır. Kadınlarımızda obezite yüzde 40 larda, erkeklerde ise yüzde 22 civarındadır dedi. Böcek ısırmaları ölümcül olabilir İstanbul Haber Servisi Uzmanlar, vücuttaki böcek ısırığı bölgesinin önemli olduğunu, ısırılan bölgede öncelikle kızarıklık, içi dolu kabarcıklar, yanma gibi reaksiyonların görülebileceğini belirterek Isırık nereden olursa olsun ani bir anafilaktik şok meydana getirebilir ve ölümcül olabilir. Isırık olduğunda hiç dokunmadan kaşımadan bir uzmana başvurun dedi. Anadolu Sağlık Suadiye Tıp Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Akın, özellikle alerjik bünyeli kişilerde böcek ısırmalarının etkisinin daha fazla kendini gösterdiğini, yalnızca ısırılmaların değil, haşeratların salgıladığı ve derimize bıraktıkları maddelerin de alerjik reaksiyonları arttırma ihtimali olduğunu söyledi. Akın, alerjik bünyeli kişilerde tepkiler daha fazla, uzun süreli reaksiyon da daha yoğun olarak gözlemlendiğini kaydetti. Basit önlemler ile gripten korunun İstanbul Haber Servisi Uzmanlar, okul çağındaki çocuklar gibi kalabalık ortamlarda bulunanlarda hastalığa yakalanma oranı yüksek olduğunu ancak yaşlılar ile altta yatan hastalığı olanlarda gribe bağlı ölüm oranının yüksek olduğunu belirterek alınabilecek basit önlemler ile gripten koruyabileceğini belirtti. Hisar Intercontinental Hospital Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Ramazan Gözüküçük, hem işgücü kaybını azaltacağınızı hem de hastalığı bulaştırmayarak ailenizi ve çevrenizi gribal enfeksiyonlardan koruyabileceğinizi söyledi. Basit önlemler ile gripten korunabileceğimizi vurgulayan Gözüküçük, Aşı yaptırarak gripten korunabilirsiniz. Ellerimizi sık sık yıkanmalı, düzenli beslenmeli, bol miktarda su içilmeli, düzenli egzersiz yapılmalı, stresten, alkol ve sigaradan uzak durulmalıdır uyarılarında bulundu. Kıl dönmesine ameliyatsız tedavi İstanbul Haber Servisi Halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen pilonidal sinüs hastalığına, ameliyatsız tedavi imk nı sunan genel cerrah Orçun Oral Şentürk, uyguladığı tedavi yönteminin ameliyat kadar başarılı olduğunu belirterek İşlem 20 dakika sürüyor ve hasta yürüyerek taburcu oluyor dedi. Çapa Özel Medilife Hastanesi Başhekimi Şentürk, hastalık derecesi, evre 1 ve 2 olanların, fenol tedavisiyle tamamen sağlıklarına kavuşabildiklerini ancak evre 3 ve 4 e uygulamadıklarını ve bu hastaları ameliyata yönlendirdiklerini söyledi. Bıçak altına kesinlikle yatmayacaklarını söyleyen evre 3 ve 4 hastalarına durumları daha da kötüye gitmesin diye fenol uyguladığını ifade eden Şentürk, Çünkü bu yöntemin en ufak bir zararı yok. Aksine enfeksiyon açısından faydası var. Kılları temizliyorsunuz. Evre 3 ve 4 teki hastalarımdan tamamen iyileşenler de oldu dedi. Bugüne kadar binin üzerinde hastayı tedavi ettiğini anımsatan Şentürk Uygulamanın en önemli özelliği tedavi sonrasında herhangi bir ağrı ve sızının olmayışı. Hasta 1 gün sonra işinin başına dönebiliyor diye konuştu. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR 15 Eylül Çarşamba günü Sağlık Ba kanlığı nda çalıştay olarak adlandırılan bir toplantı düzenlendi. Bu toplantı kas hastalıkları ile ilgiliydi ve bu hastalıklar için yapılacak tanı, bakım tedavi ile il gili çalışma ve organizasyonlar konu sundaki görüşme ve tartışmaları amaç lıyordu. Bu toplantıya ben Türkiye Kas Hastalıkları Derneği yöneticisi olarak da vet edildim ve 10 meslektaşım ile bir likte oldum. Bu yazıda, bu toplantıda alı nan kararları aşağıda sunuyorum: 15 Eylül 2010 tarihinde Sağlık Ba kanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Mü dürlüğü nde Dr. İrfan Şencan baş kanlığında yapılan toplantıya konunun uzmanı 10 bilim insanı katıldı. Kas has talıklarına yakalanmış bireyler için ya pılması gerekenler toplantının konusu idi. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği de Sağlık Bakanlığı na bu konular hakkın da geniş bir rapor düzenleyerek ba kanlığa ve çalıştaya katılanlara iletti. Ra porda anlatılan alandaki eksikliklerin gi derilmesi için çalışmaların yapılacağı bil gisi edinildi. Çalıştayda biri İstanbul da diğeri ise Ankara da olmak üzere her tür lü testi yapabilecek sadece iki genetik tanı ve araştırma merkezinin ve Ana dolu nun yaklaşık 78 bölgesinde nö romüsküler hastalıkların muayene ve kas patolojisi dahil gerekli her türlü in celemelerin eksiksiz yapılabileceği ay nı zamanda bakım hizmeti verebilecek mükemmel merkezlerin Centre of Ex cellence , kurulması planlandı. Her üni versitenin ayrı bir genetik laboratuvarı kurmasının yersiz olduğu kanısında birleşildi. Mükemmel merkezler tasarı sı gerçekleştiği takdirde hastaların ken dilerine en yakın merkeze başvurarak gerekli yardımı almaları mümkün ola caktır. Bu hastaların çok iyi bir bakıma ihtiyacı olduğu ve bunun öncelik taşı dığı dikkate alınarak evde bakım hiz metlerinin geliştirilmesi kararlaştırıldı. Türkiye Kas Hastalıkları Derneği nin, böyle bir bakım için dış destek ile ve ya pılan kurslarla deneyimli sağlık elema nı yetiştirdiği göz önünde tutularak, der neğin bu kurslarda Sağlık Bakanlı ğı nca görevlendirilecek hemşireleri de yetiştirmesi öngörüldü. İlk uygulama İs tanbul da Kas Hastalıkları Derneği nde 4 Ekim de İngiltere den gelen uzman hemşirelerin yönetiminde yapılan kurs ta gerçekleştirildi. Bu kursa İstanbul Üni versitesi Tıp Fakültesi kliniklerinden, Sağlık Bakanlığı ndan, İstanbul Bü yükşehir Belediyesi nden 22 hemşire ka tıldı. Kursun ardından yetişmiş hemşi relerin evde bakım hizmetini vereceği bir model oluşturulacak ve bu hizmet yü rürlüğe girecek. Derneğimizin raporunda sunulan önerilerin biri de kas hastaları için ne yin öncelik taşıdığı konusunda politika belirleyecek bilim insanlarından oluşan bir kurulun oluşturulmasıydı. 15 Eylül de yapılan toplantıların devam etmesi ve çalıştay düzeyinde çalışmaların sür mesi de bir başka karara bağlanan ko nu oldu. Gerek medya gerekse hasta larca gündemde tutulan kök hücre ko nusunda elde edilen verilerin henüz kli nik uygulama aşamasına varmadığı ve ciddi ve güvenilir merkezlerin hiçbirin de böyle bir tedavinin yapılmadığı uz manlar tarafından görüş birliği halinde açıklandı. Bugün için ancak dünyada ve yurdumuzda kök hücre çalışmalarının gecikmeden başarılı sonuçlara ulaş masını dileyecek durumda bulunuyoruz. Öte yandan gerek medyada gerekse de başka araçlarla konunun istismar edil diği ve bir pazar yaratma girişimleri ile karşı karşıya olduğumuz kanısı dile getirildi. Nihayet halkın, kas hastası ve yakınlarının bilgi kirliliğinden ve yersiz umutlardan korunabilmesi için aydın latıcı, bilgilendirici programların ger çekleştirilmesi, bunun için medyadan yararlanılması öngörüldü. Bu karar ve öngörülerin gecikmeden hayata geçi rilmesini diliyor ve bu çalıştayı umut ve rici olarak anmak istiyoruz. [email protected] Parkinson hastaları bekleyişte TEDAVİLERİNDE KULLANILAN MADOPAR HBS 125 MG İLACA ULAŞAMIYOR İstanbul Haber Servisi Türkiye MS Derne ği Başkanı Mert Ertüre, Türkiye de 35 bin MS hastası bulunduğunu belirterek Bu hastalığın ne olduğunu bile bilmeden insanlar tepki gös teriyor. MS hastalığı bulaşıcı ya da akıl hasta lığı değildir. Kurulacak rehabilitasyon merkez leriyle bu hastalar daha iyi şartlarda yaşamla rını sürdürebilir dedi. Ertüre, MS hastalığının bulaşıcı ya da akıl hastalığı olmadığını belirte rek Türkiye de yaklaşık 35 bin MS hastası bu lunuyor. Fly For MS ekibinin yaptığı etkinlik le birçok ülkede insanlara MS hastalığının ta nıtılmasında yardımcı oluyor. MS derneklerinin de desteğini alarak hastalığa karşı birlikte hareket etmemiz gerektiğini bize gösteriyorlar. Hastalı ğın şu an için tedavisi mümkün değil fakat biz dernek olarak hayata geçireceğimiz rehabili tasyon merkezi ile hastaların daha iyi şartlarda yaşamalarını sağlayacağız diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Yaş lılık hastalığı olarak tanımlanan ve halk arasında titreme olarak bilinen Parkinson hastalarının te davilerinde kullanılan Madopar HBS 125 mg adlı ilaç, yaklaşık 11.5 aydır ülkemizde bulunamı yor. İlacın farklı formlarını kul lanmak zorunda kalan hastalar mağdur olduklarını belirtirken ila cın üretici firması Deva Holding AŞ yetkilileri sorunun en kısa sü rede çözüleceğini belirtti. İstanbul Üniversitesi İÜ Cer rahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güneş Kızıltan, ilacın her hasta da farklı etkilerinin olabileceğini, özellikle hastalığı ilerlemiş olan larda önemli faydasının olduğunu söyledi. Kızıltan, Levodopa de nilen etken maddenin Madopar HBS 125 te daha güvenilir ve uzun etki gösterdiğini anımsatarak İlaç çok elzem bir ilaç değil. Benzer etkiyi gösteren farklı ilaçlar var ancak hastalık iler ledikçe bu ilaçların etkileri kısa süreli olduğundan hastalar sı kıntı yaşayabiliyor. Bazı hasta lar ilacını yurtdışından getirti riyor dedi. Parkinson hastası Adile Gülan ise ilacı kullanama masıyla birlikte özellikle kasıl malarının çok arttığını vurgulaya rak Bu ilaç olmayınca kasıl ma, titreme, uykusuzluk yaşı yorum. Tek başına Madopar yeterli gelmiyor. Zaten bu ilaç lara alışmamız iki üç ayımızı alı yor. Sağlığımızla oynanmasın lar diye konuştu. Sonbahar geldi, depresyona dikkat! İstanbul Haber Servisi Sonbaharın gelmesi ile birlikte havaların serinlemesi, erken kararması, güneşli gün sayısının azal ması gibi değişikliklerin ruh sağlığı üze rinde de etkilerinin olduğu belirtiliyor. Uz manlar, cinsel istek azalması, sıkıntılı, ça resiz, neşesiz ve sinirli ruh halleri, uy kusuzluk çekme, yorgun ve bitkin uyan ma, davranışlarda yavaşlama, geçmişe dö nük pişmanlık duygusu belirtileri bulu nanların depresyona girmiş olabileceği ni belirterek fazla zaman kaybetmeden bir uzman psikiyatra başvurulması gerekti ğini söylüyor. Çamlıca Medi cana Hastanesi Psikiyatri Bö lümü nden Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, mevsime bağlı depresyon geçirildiği durum da çok kalabalık ortamlardan kaçınılması gerektiğini belir terek Pozitif enerji alabil diğiniz insanlarla beraber olun. Hafif ve sulu gıdalar alın ve kafeinli içecekler yerine bitki çaylarını özellikle de nane çayını tü ketin önerilerinde bulundu. Bekaroğlu, özetle şunları söyledi: Depresyona aşı rı sorumluluk sahibi, titiz ve kolayca suçlanma eğilimi olan kişiler daha ça buk giriyor. Ailesinde daha önce dep resyon geçiren kişiler depresyona da ha yatkın. Aşırı üzüntü gibi yoğun mut luluk hali de depresyonu tetikleyen bir etken. Bu dönemlerde ılık banyo yap mak ve hafif egzersizlerle yürüyüş yapmak, mevsimsel depresyonu at latmakta kolaylık sağlıyor. Kas Hastalıkları Üzerine Toplantı... CMYB C M Y B 9 EK M 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA SAĞLIK 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Kendimizi Beğenmiyorsak... Bu gidişle önce Türklüğe hakaret, sonra Atatürk e hakaret, sonra hükümete hakaret, sonra muhalefete hakaret derken paylaşım siteleri değil internetin tümü yasaklanacak gibi bir hisse kapılmaya başladım. Aslına bakarsanız internetten şik yetçi olanlar yalnız siyasiler değil. Örneğin müzik sektörü şik yetçilerin başında geliyor. Sinemacılar, bilgisayar şirketleri de sırada... H l bütün önlemlere rağmen birçok siteden insanlar rahat rahat en yeni çıkan şarkıları ve filmleri indiriyor. Yüzlerce dolara satılan birçok bilgisayar programını da öyle. Bu konuda yıllardan beri süren tartışmalar var. Terör, çocuk pornosu ya da dolandırıcılık gibi suçlar zaten izleniyor. Sinema ve müzik şirketleri de kendi haklarını korumak için çalışmalar yapıyor. Ama internet üzerindeki tabirimi mazur görün geyikler pek fazla kimsenin umurunda değil. Biz hep söylediğim gibi söz e fazlasıyla takmış bir toplum olduğumuzdan her şeyden fazlasıyla alınıyoruz. İnternette aklına esen, istediği gibi atıp tutuyor. İlgili ilgisiz paylaşım sitelerinde çeşitli rumuzlar altındaki insanlar her türlü eleştirilerini dile getiriyor. Hatta bunu ileri götürüp küfür kıyamet kavga çıkartan da çok. Sırf ona buna laf etmek için kurulmuş siteler bile var. Bizim siyasiler neden bu konuda bu kadar hassas, anlamak zor. Örneğin biz de yazarlar olarak sürekli eleştiri altındayız. Aklına esen, bir yazımızı anlasın anlamasın, atıp tutabiliyor. İnternet yokken farklı mıydı? O zaman da elektronik posta, o da yokken mektup yazmıyorlar mıydı? Her hakaret mektubu yazanı takibe mi alıyorduk? Diyelim ki hiç kimse hakkımızda bir şey yazmıyor, biz de görmüyoruz, peki evlerinde konuştuklarını da mı engelleyeceğiz? Paylaşım sitelerindeki saçmalıklarla uğraşıp duranlar, dinl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle