17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 9 EK M 2010 CUMARTES 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bir 12 Eylül Mağdurunun Notları 2 12 Eylül sonrasında bütün sivil toplum örgütleri gibi çalışmaları durdurulan Türkiye Barış Derneği üzerinde baskı ve kovuşturmalar 1982 başlarında yoğunlaştı. Ocak 1982 de Başkan Dikerdem in de aralarında olduğu dernek yöneticileri ve kurucularının tutuklanmasına başlandı. Benim hakkımda da derneğin kurucu ve yöneticilerinden biri olarak verilen tutuklama kararına karşın, bir süre teslim olmamaya karar verdim. Ancak aramaların sıklaşması üzerine ve sürecin uzayacağı anlaşıldığında 7 Mart 1982 de Selimiye Kışlası na giderek teslim oldum. Aynı gün gözaltına alınmış ya da tutuklanmış başkaca 12 Eylül mağdurlarıyla birlikte üzerlerimizde sadece külotlarımız kalmak üzere çırılçıplak soyularak aramadan geçirildik, saçlarımız üç numara tıraş edildi ve ben askeri bir araçla daha önceden tutuklanmış Barış Derneği davası sanıklarının bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi denilen cephanelikten bozma zindana gönderildim. Maltepe Cezaevi günlerimizin öyküsü köşe yazısının değil yüzlerce sayfalık kitapların sınırlarına sığmaz. Pek çok arkadaşımız K. Anadol, U. Kökden, M. Gazalcı, başkaları... o günleri kendi gözlemleriyle yazdı. Cezaevinde tuttuğum notlardan ve belleğimde iz bırakmış olanlardan bir gün bir kitap yapar mıyım, emin değilim. Burada birkaç cümleyle de olsa söyleyeceklerim şunlar olabilir: İçinde bulunduğumuz şu günlerle karşılaştırılacak olursa, onlar en azından ne olup ne olmadıkları daha belirgin günlerdi. Dost ve düşman belliydi. Zalimlik bakımından farksız olsalar da böylesine sinsi bir düşmanla, ve belki daha da ilginci, böylesine kaypak ve dönek bir sürüyle kuşatılmamıştık. Aptalca ve dayanaksız suçlamalarla doldurulmuş iddianame bile kendi aptallığı içinde tutarlı ve netti... Birkaç ay sonra mahkemeye çıkarıldık. Güz başlarında da Maltepe den Sağmalcılar Cezaevi ne nakledildik. Yaklaşık bir yıl kadar süren tutukluluk sonrasında ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldık. Cezaevinden, zaten zayıf olan gözlerim daha da sakatlanmış olarak çıktım. Bunda yaşadığımız gerginliklerin yanı sıra, dışarıda bir çalışma yapıldığı gerekçesi ile Maltepe zindanında elektriklerin haftalarca bir Çin işkencesi uygulanırcasına kesik kesik açılıp kapatılmasının da etken olduğunu sanıyorum. Sonraki yıllarda yurtdışında geçirdiğim birkaç göz ameliyatı ile körlüğün eşiğinden dönecektim. Duruşmalar, serbest bırakıldığımız 1982 Kasımı ndan 1983 Kasımı na kadar sürdü. Cezaevinde bulunduğum sırada Türkiye Yazarlar Sendikası ve TKP ye karşı açılmış davalardan da yargılanıyordum. Bu arada, polis işkencesinde öldürülmüş bir gence ilişkin olarak birkaç yıl önce verdiğim bir demeçte o zamanki hükümetin manevi kişiliğini aşağıladığım gerekçesiyle verilmiş olan 1 yıllık mahkumiyet kararı Yargıtay ca onandı Bu demektir ki yeniden tutuklanarak cezaevine konulacaktım. Başta Sevgili Gülçin Çaylıgil olmak üzere avukat arkadaşlarımın bu cezayı Barış Davası nedeniyle yattığım süreye saydırmayı başarmaları ile yeniden tutuklanmaktan kurtuldum. Yine bu arada, Ocak 1983 başlarında bilemediğim ve sonradan da öğrenemeyeceğim bir nedenle bir kez daha gözaltına alınarak geceyi Emniyet Müdürlüğü nde bir hücrede geçirecek, sonrasında da yine bir kez daha Selimiye Kışlası nda bir hafta tutuklu kalacaktım 14.11.1983 günü, rapor alarak katılmadığım son duruşmada, sekiz yıl hapis ve bir o kadar da sürgün cezasına çarptırılan Barış Derneği sanıklarından biri de bendim 12 Eylül faşizminin en azgın bir döneminde, kendi ülkemde, sürek avında kovalanan bir av hedefi gibi kaçak yaşadığım yaklaşık bir ayın; sonrasında da kendime ait olmayan bir pasaportla bugün düşündüğümde kendimi bile şaşırtan ve Sabahattin Ali nin yazgısını düşündürerek ürperten bir cüretle ülke dışına çıkmayı başararak 1989 sonlarına kadar sürecek sürgün yıllarımın özetini bir sonraki yazıya bırakıyorum. [email protected] Faks: 0212 343 72 64 Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Atalay, bayram gazeteleri nin yeniden çıkması için çalışmalara başladı Gazetecilere bayram müjdesi ALİ ABALI ANKARA Basın İlan Kurumu Ge nel Müdürü Mehmet Atalay, geçmişte bayram günleri için önceden hazırla nan ve gazetecilere bayramda tatil yap ma olanağı veren, ancak artan reka betle birlikte unutulan bayram ga zeteleri ni yeniden çıkarmak için ça lışma başlattıklarını açıkladı. Atalay, insanlara ilkokuldan itibaren gazete okuma alışkanlığı kazandırmak için Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği ya pacaklarını söyledi. Atalay a sorula rımız ve yanıtları şöyle: Basın İlan Kurumu nun gaze tecilerle ilgili projeleri nelerdir? Hepimizin onurla taşıdığı sarı basın kartı eskiden çok etkindi. Uçaklar, te lefon paraları yarı fiyatınaydı bir ga zeteci için. Neden? Çünkü gazeteci çok seyahat eder, haber için telefonla ko nuşurdu. Ancak yıllar sonra, özelleş meler ve özerkleşmelerden sonra, özelleşen kurumların yabancı ve yer li ortakları derken, gazetecilerin pek çok hakkı ellerinden alındı. Eskiden bayram gazeteleri çıkardı, gazeteciler tatil yapardı. Ne yazık ki yıllardır bay ram gazeteleri çıkamaz oldu. Bu du rumu çözmeye çalışacağız. Ama Kur ban Bayramı na ne yazık ki yetişmez. Meslektaşlarımız limon satıyor Basında çalışanların başka ne tür sorunları var ve siz bu sorunla rı nasıl çözmeyi planlıyorsunuz? İletişim fakültesi mezunu olup da iş bulamayan binlerce gazeteci var. Genç meslektaşlarımız limon satmakla meş guller. İş sahibi olan gazeteciler de çok düşük maaşla çalışıyorlar, geçineme yecek durumdalar. Genç yaşta emek li olup da, kenarda unutulan gazeteciler var. Gazetecilerin, özellikle yerel medyada, matbaa ve diğer sorunları na çözüm bulmak, onları teşvik kap samına almak, daha çok personel ile çalışmasını sağlamak gibi düzenle meler yapmak lazım. Bayramoğlu Tatil Köyü ile ilgili de projeleriniz vardı... Bu tatil köyümüzü tam bir gazete cilik üssü haline getirmeyi planlıyo rum. 5 yıldızlı otel, kongre merkezi, konferans salonu, iletişim lisesi ve yük sekokul da kuracağız belki orada. İnternet medyası ile ilgili çalış malarınız nelerdir? İnternet medyasının şu anda huku ki bir dayanağı yok, onu da çözmeye çalışıyoruz. 56 yüz yıl süreyle yar gılanan gazeteci meslektaşlarımız var internet medyasında. Bir maddeyle de olsa bunu hukuki bir zemine oturtmak lazım. Bunun için çalışıyoruz. Sarı ba sın kartının taşıdığı avantajların çok da ha ötesinde avantajlar sağlayan bir bü yük aile projesi var. Onlara bir kart ve receğiz. Mağazalarla, alışveriş mer kezleri ve seyahat acentaları ile anla şıp, onların, bu kartı taşıyanların alış veriş ve seyahatlerini yapacağı bir kart haline getireceğiz. Gazetecilerimizin, başbakanımızla ve cumhurbaşkanı mızla yurtdışına gidip gelirken vize sı kıntısı yaşadıklarını biliyoruz. Vize so rununu köklü bir şekilde çözecek olan gri pasaportu meslektaşlarımıza vereceğiz. Gazetelerin mevcut tirajları hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye nin potansiyelini düşünür sek, gazete tirajlarının mevcut ra kamları 20 40 milyonlara çıkabilir. Amacımız ilkokullardan itibaren ga zete okuma alışkanlığını geliştirmek. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı ile de işbirliği yapacağız. Çocukların se veceği bir gazete hazırlayacağız. Kamu ilanları 1 milyar dolar Peki, gazetelerin reklam ve ilan bağlantısı nasıl arttırılabilir? Biz reklam verenlerle reklam alan ları buluşturacağız. Gazetelere reklam vermenin önemini anlasınlar. Bir ga zeteye reklam verildiğinde getirisinin de olduğunu görsünler. Şu anda ilan pastası ne kadar? Kamu ilan reklam pastasının 1 milyar doların üzerinde olduğu tah min ediliyor. Basın işçisi olarak 100 bin kişi ekmek yiyorsa, bunun 500 bin olmaması için hiçbir sebep yok. Ben Türk basınının mali açıdan çok daha refah düzeyini yakalaya cağını düşünüyorum. Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, artan rekabetle birlikte unutulan bayram ga zetelerini yeniden çıkarmak için çalışma başlattıklarını açıkladı. Atalay, Kamu ilan reklam pasta sının 1 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor dedi. Gazetecilerin sorunlarına da değinen Atalay, iletişim fakültesi mezunu olup da iş bulamayan binlerce gazeteci var diye konuştu. 2010 Türkiyesi nde otobüslere binmeyerek toplu halde yürüyüş yapmak , yemek yememek işten atılma gerekçesi oldu Sudan sebeplerle atıldılar AYKUT KÜÇÜKKAYA Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları Kardemir AŞ işçileri, 2010 Türki ye sinde akıl almaz gerekçelerle iş ten atılıyor. Kardemir AŞ yönetimi ta rafından iş akitleri feshedilen işçilere gön derilen yazılarda suç teşkil eden eylem ler, otobüslere binmeyerek toplu hal de yürüyüş yapmak, yemek yeme mek, işyerinde arkadaşlarına sataşmak ve diğer eylemler olarak sıralanıyor. Türk Metal Sendikası Karabük Bölge Temsilcisi Şahin Dikilitaş, işçilerin Hakİş e bağlı Çelikİş ten sendikaları na geçiş yaptıkları için çıkarıldığını sa vunurken; Kardemir yönetimi işçilerin, sendikal mücadeleyi bahane ederek iş disiplinini bozduklarını iddia ediyor, işten çıkarmaların süreceğini bildiriyor. Aylardır işten çıkarmaların sürdüğü Kardemir AŞ de en son iki hafta önce 23 Eylül 2010 tarihinde işten atılan Musa Yurdabakan ve Metin Öztürk adlı işçi lere gönderilen tebliğlerde aynı ifadeler göze çarpıyor. İş akitlerinin feshiyle ilgi li Yurdabakan ve Öztürk e gönderilen ve Kardemir AŞ Genel Müdürü Fadıl De mirel in vekili Metin Altan ın imzasını ta şıyan yazılara şöyle başlanıyor: 14 Ha ziran 2010 tarih ve 7 No lu tamim ile oto büslere binmeyerek toplu halde yürüyüş yapmak, yemek yememek, işyerinde arkadaşlarına sataşmak ve diğer ey lemlerin suç teşkil ettiğinin, bu eylemlere katılan ve teşvik edenlere gerekli disip lin uygulanacağı genel müdürlük ma kamınca tamimle duyurulmuştur. Genelgenin yayımlandığı gün suç işledi! Bu bölümden sonra Metin Öztürk e gönderilen bildirim şöyle devam ediyor: Ancak, şahsınızın, 14 Haziran 2010 ve 18 Haziran 2010 tarihlerinde mey dana gelen olaylara katılarak, işyeri di sipsiline aykırı fiil ve hareketlerde bu lunduğunuz tespit edilmiş, savunmanız alınmış ve yetersiz bulunmuştur. Bu ne denle 4857 sayılı İş Kanunu nun 25 II Maddesi hükmü ile İşyeri Disiplin Yö netmeliği nin 14, 13, ve 15. maddeleri hükmü uyarınca iş akdinizin 22 Eylül 2010 tarihi itibarıyla fesheedilmesine ka rar verilmiştir. Burada Kardemir işçisi Öztürk e gön derilen yazıda iki tarih dikkat çekiyor. Birisi Kardemir AŞ nin yayımladığı ge nelgenin tarihi, diğeri de işçinin işlediği öne sürülen suçun tarihi. İkisi de, 14 Haziran 2010 olarak karşımıza çıkıyor. Yurda bakan a gönderilen tebliğde ise suç tarih leri 18 Haziran 2010 Öztürk le aynı gün , 3 Temmuz 2010 ve 5 Temmuz 2010 olarak sıralanıyor. T Ü R K M E T A L S E N D K A S I N E D Y O R : Türk Metal Sendikası Karabük Bölge Temsilcisi Şahin Dikilitaş: Kardemir işçisi, 9 Haziran da Ka rabük e gelen Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak ın çağrısı üzerine sendikamıza ade ta akın etti. 2 bin 100 ün üzerinde işçi sendikaya 3 gün içinde üye oldu. Kayıtların başlamasının ar dından fabrika içinde Türk Metal Sendikası na üye olan işçilere akıl almaz baskılar, tehditler uygu lanmaya başlandı. 29 işçinin hesabı kesildi, yine 27 arkadaşımız yasal olmadığı halde ücretsiz izne çı karıldı. İşçi arkadaşlarımızın önüne ücretsiz izin k ğıtları konularak Ya üye olduğun sendikadan isti fa edersin ya da işinden olursun tehdidi yapılıyor. Çelikİş bu yetki mücadelesinden sonra sendika cılığı emekçi işçilere dayanarak mı yapacak, işve renin ve siyasi iktidarın ağzının içini gözetleyerek mi? Sendika seçme hakkı anayasal bir hak. Burada çalışanların anayasal hakları gasp ediliyor, insanlar açlığa mahkum ediliyor. Kardemir de ne anayasa var, ne hukuk var, ne de insan hakları var. Açlığa mahkum ediliyorlar KARDEM R NE D YOR? Kardemir AŞ: Şirketimiz de yapılan modernizasyon çalışmaları, yapılmakta olan yeni yatırımlar ile verimlili ğin ve eğitim seviyesinin arttırılmasına yönelik yapı lan çalışmalar kapsamında, vasıflı eleman ihtiyacı hasıl olmuştur. Buna istinaden Temmuz 2010 tarihinden başlayarak eleman alınmış ve Kardemir AŞ nin eleman istihdam politikalarına uy gun olmayan verim ve di siplin sorunu olan bazı per sonelin iş akitleri feshedil miş ve feshedilecektir. İşten çıkarmalar sürecek Öztorun pazartesi toprağa veriliyor İstanbul Haber Servisi Emekli Orgeneral Necdet Öz torun 86 , tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde, ön ceki gün akşam saat 17.00 sı ralarında kalp yetmezliği so nucu yaşamını yitirdi. Özto run, 11 Ekim Pazartesi günü Selimiye Camisi nde öğle namazının ardından Ka racaahmet Mezarlığı nda toprağa verilecek. Öztorun, Genelkurmay 2. Başkanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yaptı. 12 Ağustos 1985 te Kara Kuv vetleri Komutanlığı na atandı. Öztorun, 12 Eylül darbesinden sonra Necdet Üruğ un Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Kara Kuvvetleri Komuta nı ydı. Üruğ, yerine Öztorun un geçmesi için kendi isteğiyle emekli olmak istedi. Ancak dönemin baş bakanı Turgut Özal, Öztorun u, dönemin cumhur başkanı Kenan Evren in de onayını alarak, isteme diğini açıkladı. Öztorun da 2 Temmuz 1987 de gör evinden Başbakanla aramızda laiklik konusun da görüş ayrılığı var diyerek emekliye ayrıldı. İstanbul Haber Servisi Türkiye nin 6. Cumhurbaş kanı Fahri S. Korutürk 19031987 ölümünün 23. yıldönümünde 12 Ekim Salı günü Kadıköy de Moda Çocuk Parkı ndaki büstü önünde tören le anılacak. Törene, Fahri Korutürk ailesi, Kadıköy ün mülki amirleri ve yerel yöneticileri ile yurttaşlar katıla cak. Törende Ko rutürk ün Özel Kalem Müdürlü ğü nü yapan emekli Büyükelçi Candemir Ön hon bir konuşma yapacak. TEKEL işçisi yeniden eylemde Örgütlü oldukları Tek Gıdaİş Sendikası nı 4 C sözleşmesine bo yun eğmekle suçlayan ve alınan eylem kararlarının uygulanma masına tepki gösteren TEKEL iş çileri direniş çadırı kurarak sen dika önünde süresiz oturma eyle mine başladı. TEKEL işçileri, bu gün Sapphire inşaatında 1 işçinin ölümünün sorumlularını ve 4 işçi nin işten çıkarılmasını protesto etmek için bir basın açıklaması yapacak. Hatay dan geldiğini be lirten işçi İmam Yargıç, Sendi kama 20 yıl aidat ödedim, polisler orada, ben giremiyorum dedi. İşçiler bundan sonra 4 C yle ol duğu kadar, haklarını savunmak la yükümlü olduğu halde bunu yerine getirmeyen sendikal anla yışla da mücadele edeceklerini bildirdi. Fotoğraf: VEDAT ARIK 6. Cumhurbaşkanı Korutürk anılıyor CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 9 EK M 2010 CUMARTES 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Bir 12 Eylül Mağdurunun Notları 2 12 Eylül sonrasında bütün sivil toplum örgütleri gibi çalışmaları durdurulan Türkiye Barış Derneği üzerinde baskı ve kovuşturmalar 1982 başlarında yoğunlaştı. Ocak 1982 de Başkan Dikerdem in de aralarında olduğu dernek yöneticileri ve kurucularının tutuklanmasına başlandı. Benim hakkımda da derneğin kurucu ve yöneticilerinden biri olarak verilen tutuklama kararına karşın, bir süre teslim olmamaya karar verdim. Ancak aramaların sıklaşması üzerine ve sürecin uzayacağı anlaşıldığında 7 Mart 1982 de Selimiye Kışlası na giderek teslim oldum. Aynı gün gözaltına alınmış ya da tutuklanmış başkaca 12 Eylül mağdurlarıyla birlikte üzerlerimizde sadece külotlarımız kalmak üzere çırılçıplak soyularak aramadan geçirildik, saçlarımız üç numara tıraş edildi ve ben askeri bir araçla daha önceden tutuklanmış Barış Derneği davası sanıklarının bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi denilen cephanelikten bozma zindana gönderildim. Maltepe Cezaevi günlerimizin öyküsü köşe yazısının değil yüzlerce sayfalık kitapların sınırlarına sığmaz. Pek çok arkadaşımız K. Anadol, U. Kökden, M. Gazalcı, başkaları... o günleri kendi gözlemleriyle yazdı. Cezaevinde tuttuğum notlardan ve belleğimde iz bırakmış olanlardan bir gün bir kitap yapar mıyım, emin değilim. Burada birkaç cümleyle de olsa söyleyeceklerim şunlar olabilir: İçinde bulunduğumuz şu günlerle karşılaştırılacak olursa, onlar en azından ne olup ne olmadıkları daha belirgin günlerdi. Dost ve düşman belliydi. Zalimlik bakımından farksız olsalar da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle