16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 9 EK M 2010 CUMARTES 14 KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B SİBEL ÇORBACIOĞLU Çağdaş sanatın önemli isimlerinden İspanyol asıllı sanatçı Antoni Muntadas ın, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği nin İstanbul da Yaşıyor ve Çalışıyor projesi kapsamında hazırladığı belgeseli Çeviri Üzerine: Açık Radyo nun prömiyeri önceki gün İstanbul Modern de yapıldı. Muntadas ın Ocak 2009 dan bu yana İstanbul üzerine yürüttüğü çalışmanın ürünü olan belgeselin merkezinde 94.9 Açık Radyo yer alıyor. Bir yandan alternatif ve bağımsız bir girişim olarak Açık Radyo yu tanıtan film, diğer yandan da radyoda gerçekleştirilen bir program dizisiyle, İstanbul la ilgili mit ve klişelerin nasıl üretildiğini ve tüketildiğini sorguluyor. Son yıllarda İstanbul a yönelik, şehrin değişik bakış açılarından yorumlanmasına neden olan bir ilginin olduğunu söyleyen Muntadas, şehrin karmaşık yapısının da ilginç bir düzlem sunduğunu söylüyor. Belgeselde Açık Radyo programlarından derlenen görüşlerle ortaya çıkan İstanbul silueti ise oldukça karmaşık. Zaten Muntadas da şehrin tek ve bütünleşmiş bir imgesini belirlemek mümkün görünmüyor diyor İstanbul için. Günlerce filmler izleyip, okumalar yapıp, uzmanlarla söyleşiler gerçekleştiren sanatçı, projenin peyzajına Açık Radyo yu yerleştirmesinin altında Radyonun izlenmesini ve televizyonun dinlenmesini sağlama çabasının yattığını söylüyor. Film, bağımsız bir haber ağı olan bianet.org da da yayımlanıyor. Yıkılsın bütün duvarlar ZÜLAL KALKANDELEN NEW YORK Bugüne kadar çok savaş karşıtı gösteriye tanık ol dum, ama en etkileyicisini bu haf ta Madison Square Garden da izle dim. Gösterinin ev sahibi, efsanevi progresif rock grubu Pink Floyd un ana şarkı yazarı, vokalist ve gitaristi Roger Waters dı. Gelmiş geçmiş en önemli rock al bümleri arasında yer alan The Wall un 30. yılını kutlamak ama cıyla çıktığı turneyi müthiş bir sa vaş karşıtı etkinliğe dönüştürmüş Waters! The Wall u uzun uzun an latmaya gerek yok elbette. 1979 da yayımlanan bu olağanüstü rock opera, müzik tarihine tüm dünyada en çok satılan ilk beş albümden bi ri olarak geçti. Ancak kısaca söylemek gerekir se, Pink Floyd un diğer çalışmala rı gibi, bir konsept albümdür bu da. Toplumdan soyutlanmış, çeşitli kor kuları ve yetersizlikleri olan Pink ad lı bir rock yıldızının bunalımını konu edinir. Babasını savaşta kay betmiş, aşırı korumacı annesinin baskısı altında kalmış, okulda her kesin dalga geçtiği bir figür ol muştur. Yaşadıklarının etkisiyle yavaş yavaş akıl sağlığını kaybeder ve kendisi ile dış dünya arasında hayali bir duvar örmeye başlar. Roger Waters ın hayatı ile para lellik gösteren olayları anlatır The Wall . Ancak albüm kişisel bir öyküden yola çıksa da, temayı bu turnede daha geniş ve siyasi bir yo rumla ele almış ünlü müzisyen. Gençken korkuları yüzünden ken disi ile toplum arasında kurduğu du varın benzerini, bugün bütün in sanların dinsel, ideolojik ve etnik farklılıkların etkisiyle diğerlerine karşı kurduğunu söylüyor. 30 yıl ön ce bir müzisyenin ardına gizlendi ği duvar, bu turnede artık farklı ola nı ötekileştiren herkesin duvarı... Konser salonuna girdiğimiz anda sahnede bir bölümü inşa edilmiş be yaz bir duvarla karşılaştık. Zaman ilerledikçe o duvar yükseldi ve Goodbye Cruel World ün sonu na doğru Waters, Fikrimi değiş tirmem için söyleyebileceğin hiç bir şey yok dediği anda son tuğla da yerine kondu. Ve 73 metre enin de, 10.5 metre boyundaki duvar, müzisyenlerle izleyicilerin arasında kocaman bir set oldu... Aynı zamanda üzerine görüntü lerin yansıtıldığı dev bir ekran gör evi gören duvarda, Bring the Boys Back Home çalarken, eski ABD Başkanı Dwight D. Eisen hower ın 1953 te yaptığı Barışa Bir Şans başlıklı konuşmadan ak tarılan savaş karşıtı sözler yer aldı. Savaşta ölenlerin fotoğrafları ek randa görününce, her bir tuğla, kaybedilen bir insanı temsil eder ha le geldi. Afganistan ve Irak savaş larına büyük tepki duyan Ameri kalıların en çok alkışladığı anlardan biri de buydu... Comfortably Numb ı bir stad yum dolusu insan birlikte söyledi. Bu parçanın muhteşem gitar solo sunda Waters ın tuğlalara yumru ğuyla vurmasıyla duvar dijital ola rak yıkılmış gibi göründü ama as lında yerinde duruyordu. Asıl yıkı lışı, albümde Pink in korkularıyla yüzleştiği Trial parçasının so nunda Waters ın Yıkın duvarı! diye bağırmasıyla gerçekleşti. İki sa at boyunca üst üste dizilen tuğlalar, bir anda dumanlar arasında yerle bir oldu. Waters ın umduğu gibi in sanlık, dinsel, siyasal ve etnik kö ken farklılıklarına dayalı nefrete son verip duvarları yıkabilecek mi bilmiyorum; ama dilerim herkes bu büyük gösteriyi izleyebilsin. Ben turnenin New York taki iki konserinden birine yer bulmak için beş ay önceden harekete geçtim. Ama bütün çabaya değdi. Daha ön ce gördüğüm hiçbir şeyle kıyasla yamayacağım bir deneyimdi. Ça lınan her notası, kullanılan her ışı ğı ve görüntüsüyle bir konserin çok ötesinde, baştan sona mesajlarla do lu eşsiz bir gösteriydi. İnsan aklı nın ve yaratıcılığının önünde bir kez daha saygı ile eğildim. www.zulalkalkandelen.com 2010 Nobel Edebiyat Ödülü ne değer görülen Mario Vargas Llosa: Filmekimi, sinemaseverlerin iştahını kabartan bir listeyle dün açıldı MEHMET BASUTÇU Filmekimi hem düzenleyenler, hem de sinemaseverler için heyecan verici, hoş ve dertsiz bir etkinlik. Altın Palmiye Amcam Önceki Hayatlarını Anlatıyor Apichat pong Weerasethakul ile Altın As lan ın Başka Bir Yerde Sofia Coppola son sahiplerini görmek, Cannes da ve Venedik te yarışmış olan ya da daha geçen ay Toron to da ilk kez seyirci önüne çıkan filmlerden bazılarını izleyebilmek, hangi meraklı sinemasevere heye can vermez ki? Görmek istedikleri bazı filmlere bir hafta öncesinde yer kalmadığını öğrenenler herhalde biraz dertliler ama, Filmekimi, işin mutfağındaki ler için de ferahlatıcı, dertsiz bir etkinlik olmalı. Yüzlerce filmi ve konuğu topla yıp, jüriler oluşturarak, sanat çizgisi tutarlı olması gereken bir festival düzenlemenin bin bir derdi yanın da, ödülsüz ve konuksuz bir etkin lik hazırlamak, gerçek bir teneffüs sayılmalı. Kimi yapımcı ve dağıtımcılardan izin almanın, kimilerine de hayır demenin doğal sorunlarını bir yana koyarsak, bu yıl yelpazesi hayli açı lan film listesini oluşturmak hem zevkli hem de çok zor olmasa ge rek. Sinemasal iştahları kabartan böyle bir listenin İstanbul gibi de vasa bir kentte salonları önceden doldurması da doğal. Bu dinamikten yararlanarak, kimi zor sanat filmlerini de programa ekleyerek, hem eklektik ve sinefilik hem de medyatik bir liste oluştur manın keyfi de cabası olsa gerek. Örneğin, olağanüstü bir Gerard Depardieu ye eşlik eden Yolande Moreau ile daha ikincil bir roldeki Isabelle Adjani nin alıp götürdük leri Mamut , yelpazenin en cüret k r kanadında yer alıyor. Adlarını pek kimsenin duymadığı Beno t Del pine ile Gustave Kervern, türler arasında gidip gelen içtenci Fransız sinemasında artçı yeni dalga olarak niteleyebileceğimiz en yenilikçi örneklerinden birini imzalamışlar. Mamut , tıpkı Cannes da Altın Palmiye almasaydı pek kimsenin dikkatini çekmeyeceğinden emin olduğum Apichatpong Weeraset hakul un Amcam Önceki Hayat larını Hatırlıyor u gibi, sinemasal alışkanlıkların bir kenara bırakıla rak izlenmesi gereken, tadına ancak açılımcı bir yaklaşımla varılabi lecek farklı bir film. Mutlaka görülmesini önereceğim filmlerin başında, Cannes ödül lis tesinde ikinci sırayı alan Xavier Beauvois nın İnsanlar ve Tanrı lar ı geliyor. Cannes dan yazdığım bir yazıda da belirttiğim gibi, gün celliğini ne yazık ki yitirmeyen İs lamcı terör konusuna, gerçek bir olaydan yola çıkarak eğilen Beau vois, son derece tutarlı yaklaşımı ve bütün tuzaklardan uzak durmayı ba şaran duyarlı mizanseniyle yüreği mize olduğu kadar, sorgulayıcı bi lincimize de sesleniyor. Derin ve farklı bir açılım getiremediğini düşündüğüm, an cak zevkle izlediğim Bertrand Tavernier nin filmi de kaçırıl maması gerekenler listemde. Ayrıca yine bir politik sinema dersi veren Ken Loach un, Irak savaşı gerçeğine yalın ve sert bir dille eğildiği, başlı başına bir yazı konusu olması gereken Irish Road unu da unutmamak gerekiyor. Aslında, giderek risk almaktan korkan dağıtım ağının yetersizliği nedeniyle festivallerin sanat filmi dağıtımcılığına soyunduğu bu sü reçte, Kasımbozumu, Filmaralığı, Ocakseçkisi.. gibi bir dizi yeni et kinliğe ihtiyaç olduğu ortada... Kültür Servisi 2010 No bel Edebiyat Ödülü ne değer görülen Mario Vargas Llo sa, ödülün kendisi için büyük bir sürpriz olduğunu ve ya şamını geçici olarak kesinti ye uğratmasını umduğunu söyledi. Bir basın toplantısı düzenleyen Perulu yazar, Yaşamımın son günlerine kadar yazma yı sürdürece ğim. Nobel Ödülü nün ya zarlığımı, üslu bumu, işledi ğim konuları değiştireceğini sanmıyorum dedi. 74 yaşındaki romancı, k ğı da basılı kitap ları yeğlediğini, ekitapların ve dijital çağın çok değer li bir şey in kaybolmasına yol açmasından korktuğunu vurgulayarak, yeni teknolo jinin kitabın içeriğini sıra danlaştırmayacağını umdu ğunu belirtti. Vargas Llosa, Değişimin kaçınılmaz olduğunu bili yorum, ama mutlu olduğu mu söyleyemem, ben k ğı da basılı kitaptan yanayım. Kanımca, teknolojinin, ki tabın içeriğini yoksullaştır ması tehlikesiyle karşı kar şıyayız. Ama bu da bize bağlı, edebiyatın bugünkü niteliğini koruması bizim elimizde dedi. Vargas Llosa, gençlerin edebiyatın yalnızca bilgi, yal nızca belirli kavram ya da dü şünceleri edinmenin bir yolu olmadığına, olağanüstü bir keyif olduğuna inandırılması gerektiğini vur guladı: Gelecekte özgür yaşa mak istiyor sak iyi edebi yat çok önem lidir, çünkü iyi edebiyat ikti dardakilerin kolayca yön lendiremedikleri yurttaş lar yaratır. Bir toplumda eleştirel ruhu hiçbir şey iyi edebiyat kadar uyandıra maz. O yüzdendir ki, hangi türden olursa olsun tüm diktatörlüklerin ilk yaptığı iş sansürü dayatmak ol muştur. Tüm diktatörlükler edebiyat yaşamını denetim altına almaya çalışırlar, çünkü edebiyat yaşamında iktidara karşı tehlikenin tohumlarını görürler. Roger Waters, gençliğinde korkuları yüzünden kendisiyle toplum arasına kurduğu duvarın bir benzerini, şimdi insanların dinsel, etnik, ideolojik farklılıkların etkisiyle diğerlerine karşı kurduğu kanısında. 30 yıl önce ardına gizlendiği duvar, bu turnede artık farklı olanı ötekileştiren herkesin duvarı. Roger Waters, The Wall un 30. yıl turnesini çarpıcı bir savaş karşıtı etkinliğe dönüştürüyor Diktatörler edebiyattan korkar Vargas Llosa, basın toplantısında, ekitaptan kaygı duyduğunu söyledi. 74 yaşındaki yazar, Gelecekte özgür yaşamak istiyorsak iyi edebiyat çok önemlidir, çünkü iktidardakilerin kolayca yönlendiremedikleri yurttaşlar yaratır dedi. Gerçek bir sinema şöleni Mutlaka görülmesini önereceğim filmlerin başında, Xavier Beauvois nın İnsanlar ve Tanrılar ı geliyor. Tavernier nin filmi de kaçırılmaması gerekenler listemde. Ken Loach un Irish Road u da unutulmamalı. Irish Road Radyoyu izlemek, televizyonu dinlemek ANTONI MUNTADAS IN FİLMİ Vivaldi nin konçertosu bulundu Kültür Servisi Dört Mevsim konçertosunun bestecisi ünlü İtalyan kompozitör ve keman virtüözü Antonio Vivaldi nin kayıp olan flüt konçertosu İskoçya da bulundu. Dört kısımdan oluşan eserin bir parçası olan Il Gran Mogol ün el yazması hali, İskoçya nın başkenti Edinburg daki İskoçya Ulusal Arşivleri nin binasında Lothian Markisi nin aile belgeleri arasında bulundu. Konçerto ilk kez ocak ayında, İskoçya da, Perth Konser Salonu nda çalınacak. Yönetmen Roy Ward Baker öldü Kültür Servisi 1958 yapımı A Night to Remember Titanik Faciası filminin İngiliz yönetmeni Roy Ward Baker, 96 yaşında hayatını kaybetti. Gainsborough film stüdyosunda çaycıyken 1938 de Alfred Hitchcock un Kaybolan Kadın filminde yönetmen yardımcılığı yapıp 1962 de Marilyn Monroe nun Don t Bother to Knock filmini yöneten Baker ın, televizyon dizileri de dahil birçok yapımda imzası bulunuyordu. Yeni sezonda, yeni mek nda perde Kültür Servisi Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bu sezon 16. yüzyıl Osmanlı yapısı Kazıklı Kervansaray da yeni ve geçen sezon oyunlarıyla tiyatroseverlerle buluşuyor. Açılış oyunu olan Turgut Özakman ın yazdığı, Ali Sürmeli nin yönettiği Resimli Osmanlı Tarihi isimli oyun, ekim ayı boyunca hem Gölcük Kazıklı Kervansaray da hem de Süleyman Demirel Kültür Merkezi Büyük Sahne de dönüşümlü olarak sahnelenecek. Yeni sezonun ilk yarısında Küheylan , Derya Gülü ve Olleanna adlı yeni oyunlar ve geçen sezonun ilgi çeken yapımları izleyiciyle buluşacak. The Seed de saat 21.00 de Selen Gülün by Selen Gülün konseri izlenebilir. AKBANK CAZ FEST VAL NDE BUGÜN SAYFA CUMHUR YET 9 EK M 2010 CUMARTES 14 KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B SİBEL ÇORBACIOĞLU Çağdaş sanatın önemli isimlerinden İspanyol asıllı sanatçı Antoni Muntadas ın, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmenliği nin İstanbul da Yaşıyor ve Çalışıyor projesi kapsamında hazırladığı belgeseli Çeviri Üzerine: Açık Radyo nun prömiyeri önceki gün İstanbul Modern de yapıldı. Muntadas ın Ocak 2009 dan bu yana İstanbul üzerine yürüttüğü çalışmanın ürünü olan belgeselin merkezinde 94.9 Açık Radyo yer alıyor. Bir yandan alternatif ve bağımsız bir girişim olarak Açık Radyo yu tanıtan film, diğer yandan da radyoda gerçekleştirilen bir program dizisiyle, İstanbul la ilgili mit ve klişelerin nasıl üretildiğini ve tüketildiğini sorguluyor. Son yıllarda İstanbul a yönelik, şehrin değişik bakış açılarından yorumlanmasına neden olan bir ilginin olduğunu söyleyen Muntadas, şehrin karmaşık yapısının da ilginç bir düzlem sunduğunu söylüyor. Belgeselde Açık Radyo programlarından derlenen görüşlerle ortaya çıkan İstanbul silueti ise oldukça karmaşık. Zaten Muntadas da şehrin tek ve bütünleşmiş bir imgesini belirlemek mümkün görünmüyor diyor İstanbul için. Günlerce filmler izleyip, okumalar yapıp, uzmanlarla söyleşiler gerçekleştiren sanatçı, projenin peyzajına Açık Radyo yu yerleştirmesinin altında Radyonun izlenmesini ve televizyonun dinlenmesini sağlama çabasının yattığını söylüyor. Film, bağımsız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle