17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 31 EK M 2010 PAZAR 6 HABERLER Hamburg, Berlin Bu iki kentte Atatürkçü düşünce dernekleri üyeleriyle iki gün birlikte oldum. Sohbet ettik ve tartıştık. Hamburg’da derneğin başkanlığını yapan Coşkun Coştur, kentte yenilikçi bir girişim olarak tipik Türk hamamı konseptiyle, ödüller almış. 30 yıl öncesi dostlardan Etem Ete ve dernek üyeleriyle Cumhuriyetin kazanımları üzerine fikir alışverişi yaptık... Berlin’de ise güncel siyaset ve gelişmeler üzerine sohbet ettik. Dernek Başkanı Olcay Başeğmez ve arkadaşları iyi bir birliktelik oluşturmuş. Yürekleri Türkiye ile çarpan dostlar insanın ruhunu ısıtıyor. ABD’den bir akademisyen okurum gönderdiği mesajda, umutsuzluğunu dile getiriyor ve Türkiye nin artık “bittiğini” yazıyordu! Hamburg ve Berlin’de de benzer düşünce ve duyguda olan insanlar vardı. Ancak egemen olan, mücadeleci duruştu. Sohbetlerde, Cumuhuriyet Türkiyesi’nin, bazen derin bazen yüzeysel bıçak darbeleri alsa bile, ayakta olduğunu ve ayakta kalacağını söyledim. Yitirilmiş umutlarla yapacak hiçbir şey yoktur! Bugün güncel siyaset yok, daha çok, bilimkültür ve Osmanlı’nın neden çöktüğüne ilişkin düşüncelerimi pekiştiren ve doğrulayan bir gözlemim var. Berlin Mitte (merkez) yeniden düzenlenerek bir bilim ve uygarlık adası oluşturulmuş: Museum Insel (Müzeler Adası/bölgesi). Neues Museum, Pergamonmuseum, BodeMuseum... Bir kültür atmosferi ve bir kent estetiği... Ünlü “Unter den Linden” yolunun ıhlamurları yapraklarını sarı sarı döküyor. Neues Museum geçen yıl yeniden düzenlenmişti ve merak ediyordum. İkinci Dünya Savaşı’nda tahrip olmuş müze, yenilenmiş ve restore edilmişti. Ayrıca Mısır Müzesi buraya yerleştirilmiş. Eski Mısır, firavunlar dönemini çağrıştıran her şeyden biraz var burada. Hele Nefertiti. (İşte Güzel Geldi!) Bu ünlü Mısır kraliçesine çok özel bir yer ayrılmış. Yüksek ve süslü yarı karanlık bir odanın ortasında, camlar arkasına yerleştirilmiş. Dört bir yandan dolaşarak Güneş Kraliçesi’ni tavaf ediyorsunuz! Tavanın yuvarlak orta yerinde de büstün üzerine bir güneş doğuyor gibi. İnsanlar bu harikulade kadını kolay terk edemiyor. Bir “minik Mısır”ın Berlin’de işi ne? Karl Richard Lepsius, (1810, 1884) bu ünlü dil dâhisi Alman’ın koleksiyonu! Mısır hiyeroglifini, ünlü Rosette Taşı’nın dilini çözen JeanFrançois Champollion’dan sonra, Lepsius, eski Mısır dilinin yapısal sistematiğini ortaya çıkartan kitaplar yazdı. Mısır ve Etiyopya’da arkeolojik ve bilimsel araştırmalar yaptı. İki büyük seferinin sonunda zengin bir eski eser koleksiyonu ile Almanya’ya döndü. Müzenin üst katına çıkıyorsunuz, Truva (Troya, Troia!) ile karşılaşıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Alman hazine avcısı, macera adamı ve arkeolog Heinrich Schliemann (18221890) da benzer tarihlerde, Çanakkale’de Hisarlık Tepesi’ni kazıyordu. Homeros’un İlyada’sını okumuş ve Troya’nın burada olduğuna inanmıştı. Yani bizim Troya da kısmen Neues Museum’daydı. İkinci Dünya Savaşı’nda Berlin işgalinde Ruslar Troya hazinesinin önemli bir kısmını Rusya’ya götürmüştü. Güner Yüreklik ile gezdiğimiz müzeye, kaçırılan hazinenin altın yapıtları, Alman uzmanlar tarafından taklit edilmiş kopyaları konmuştu. Bu müzenin yanında da, Pergamusmuseum vardı. Müze adını bizim Bergama’dan alıyordu. Bergama Altar’ını Almanlar olduğu gibi Berlin’e taşımıştı! Pergamusmuseum yılda 1 milyonu aşan ziyaretçisiyle, Almanya’nın en çok gezilen müzesiydi! Uygarlık tarihi Almanya’da, İngiltere’de, Fransa’da sergileniyordu! Bilim ve kültür, 1600’lerden itibaren bu ülkelerde hızla yükseliyordu. “Batı ekseni” bugüne kadar dünyaya merkezlik yapacaktı.. İlk bilim akademileri Fransa ve İngiltere’de 1600’lü yıllarda kurulmuştu; dünyanın, evrenin, maddenin, temel yasaların keşifleri 400 yıl boyunca Batı merkezli olarak tamamlanacaktı. Osmanlı İmparatorluğu, Mısır dahil bütün Doğu ve Kuzey Akdeniz ’in egemeniydi! Ama Osmanlı ne bilim ve kültür olarak vardı dünyada ne de araştırmacı ve bilim insanı olarak! Dolayısıyla İstanbul’da ne bir imparatorluk “Eski Mısır”, ne bir imparatorluk İslamı geniş kültürü! Osmanlı, bilim, teknoloji, düşünce ve kültür geliştirmekte yaya kaldığı için çökmüştü! Berlin’de bu görüşüm bir kez daha perçinlendi. “http://orhanbursali.blogspot.com/” [email protected] BİLİM ve SİYASET ORHAN BURSALI Kültür ve Osmanlı Deniz Feneri’nde iki ülkenin savcıları soruşturmaya bir türlü dahil olamıyor Evrak 2 yıldır gidip geliyor AYKUT KÜÇÜKKAYA Hem Türkiye’de Deniz Feneri e.V. bağlantılı soruşturmayı hem de Almanya’da sürdürülen ikinci Deniz Feneri soruşturmasını kilitleyen en önemli süreci, iki ülke savcılarının “aynı konuda yürütülen soruşturmaya” bir türlü dahil olamaması oluşturuyor. İki yıldır ne Alman savcısı Türkiye’ye gelebiliyor ne de Türk savcısı Almanya’ya gidebiliyor. Her iki ülkedeki Deniz Feneri soruşturmaları “gelen evrak giden evrak” arasında tıkanıyor. 2009 yılında Türkiye’ye gelerek “asıl failleri” sorgulamak isteyen Alman savcıların talebi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Türkiye’deki soruşturmayı yürüten savcılar dışında görevlendirdiği isimler tarafından reddedildi. 2010 yılında bu kez Türk savcılar Almanya’ya gitmek istedi. Reddedilen Alman yetkililer bu talebe “olumlu” yanıt verdi. Bugünlerde Türk savcılar Adalet Bakanlığı’nın Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’ne gönderdiği yazıya verilecek yanıtı bekliyor. * 15 Şubat 2010: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın adli yardım talebi Adalet Ba kanlığı’na gönderildi. * 16 Şubat 2010: Adalet Bakanlığı, adli yardım evrakını Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Almanya’ya gönderdi. * 4 Ağustos 2010: Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’ne yazı yazarak adli yardım talebinin akıbetini sordu. * 23 Ağustos 2010: Al manya Federal Dışişleri Ba kanlığı’nın olumlu yanıtı Anka ra’ya ulaştı. Almanya, Türki ye’ye “iki seçenek sunarak” davaya ilişkin evrakın toplam 700 klasör olduğu, fotokopi maliyetinin 100.000 Avro tu tabileceği, maliyetin Türkiye tarafından üstlenilmesi halin de dosyalardan bir örnek çı karılarak gönderilebileceğini ya da Başsavcılık yetkililerinin Almanya’ya giderek dosyaları yerinde inceleyebileceğini ve gerekli belgelerin örneklerinin alınabileceğnii bildirdi. * 3 Eylül 2010: Türk savcı lar Almanya’dan istenen dos yaların fotokopilerinin gönde rilmesi yerine Almanya’ya gi derek soruşturmayla ilgili çok sayıda ismin ifadesinin alın ması sırasında hazır bulunmak istediklerini Ankara Cumhuri yet Başsavcılığı’nın aracığılıyla Adalet Bakanlığı’na bildirdi. * 3 Eylül 2010: Adalet Ba kanlığı Türk savcıların bu tale bini Türkiye’nin Berlin Büyük elçiliği’ne iletti. * 29 Ekim 2010: Bakanlık Türk savcıların Almanya’ya gi debilmesi için Almanya’dan tarih beklendiğini açıkladı. TÜRK SAVCILAR HALEN G DEMED Alman savcıları böyle reddettik  20 Ocak 2009: Frankfurt Main Bölgesel Mahkemesi Savcılığı 6350J2L01 07/08 sayılı yazısıyla adli yardım talebinde bulundu.  24 Nisan 2009: Evrak Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği tarafından Adalet Bakanlığı’na ulaştırıldı.  30 Nisan 2009: Adalet Bakanlığı adli yardım talebini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletti.  6 Mayıs 2009: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle Adalet Bakanlığı Almanya’dan istediği ek bilgi talebini ülkenin Ankara Büyükelçiliği’ne iletti.  4 Ağustos 2009: Almanya ek taleple ilgili yanıtı Ankara’ya ulaştırdı.  6 Ağustos 2009: Frankfurt Main Bölgesel Mahkemesi Savcılığı’nın Adalet Bakanlığı’ndan adli yardım talebiyle ilgili evrakı ikinci kez Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletildi.  20 Ekim 2009: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Almanya’da görevli bazı yetkililerin Türkiye’de yapılacak hukuki işlemlere dahil edilmesi, hazırlanan soru kataloğundan, zanlılara ve şahitlere soru sormalarına izin verilmesi talebini uygun bulmayarak reddetti.  23 Ekim 2009: Bakanlık bu kararı Alman makamlarına iletti. YALOVA (Cumhuriyet) Anayasa referandumunda “evet” oyları Türkiye ortalamasının altında çıkan Yalova’nın Çınarcık, Altınova, Çiftlikköy ilçelerinde AKP yönetimleri genel merkez tarafından görevden alındı. AKP İl Başkanı Temel Coşkun, partisinin il örgütünde düzenlendiği basın toplantısında AKP Genel Merkezi’nin 12 Eylül’de yapılan referandum sonuçlarını bölge bölge değerlendirdiğini söyledi. Türkiye ortalamasının altında kalan bölgelerin mercek altına alındığını anlatan Coşkun, Yalova’nın da bu kentler arasında olduğunu söyledi. Altınova, Çınarcık ve Çiftlikköy ilçe yönetimlerinin genel merkez tarafından görevden alındığını açıklayan Coşkun, bu gelişmeyi bir nöbet değişimi olarak düşündüklerini, yeni yönetimlerin atamasının önümüzdeki günlerde yapılacağını belirtti. 12 Eylül referandumunda, Çınarcık’ta yüzde 46, Çiftlikköy’de yüzde 48, Altınova’da yüzde 54 oranında “evet” oyu çıkmıştı. Çınarcık, Altınova ve Çiftlikköy’de ‘Hayır’a ceza AKP ilçe yönetimleri görevden alındı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle