21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 EK M 2010 PAZAR CUMHUR YET SAYFA SÖYLEŞİ 11 EMİNE KAPLAN İLHAN TAŞCI ANKARA Adalet Bakanı Sadullah Ergin, toplumdaki ya sadışı dinleme endişesini kendi sinin de taşıdığını vurgularken, te lekulak soruşturmalarında savcı ya mağdurun iznini alması koşu luyla resen soruşturma formülü üzerinde durduklarını açıkladı. Elektronik kelepçe konusunda suç türlerine göre sınıflama da ya pacaklarını ancak suçlarda ceza nın üst sınırını 10 yıl olarak dü şündüklerini bildiren Ergin, “Öcalan’a kelepçe takıp bıra kacak halimiz yok” dedi. Hanefi Avcı’nın devlette cemaatleşme savlarını ise “şehir efsanesi” olarak nitelendiren Ergin, darbe günlüklerine ilişkin olası bir da vada eski kuvvet komutanlarının Yüce Divan’da yargılanma ola sılığının gündeme gelebileceğini söyledi. Ergin, HSYK’deki var lığının “sembolik” olduğunu ile ri sürdü. Adalet Bakanı Sadullah Er gin’e yönelttiğimiz sorular ve verdiği yanıtlar şöyle: Bakanlık bürokratlarının yoğunluğu çokça eleştirildi. Oluşan yeni HSYK içinize sin di mi? İstediğiniz kurul bu muydu? Benim hayal ettiğim kurul ge lişmiş demokrasilerin hepsinde olan yasama organının da üye verdiği bir kuruldu. Ancak, aşı rı reaksiyonlardan dolayı yasa ma organını koymadık. Onun dı şında kurul yapısı genel olarak Venedik ve Avrupa Komisyo nu’ndan bir iki eleştiriyle birlikte olumlu bulunmuş ve desteklen miştir. Daha iyi bir kurul olabi lirdi. Bakan olarak siz neden ku rul üyeliğinden feragat etme diniz? Şu anda kurulda yapılacak ça lışmalar dairelerde başlayıp dai relerde bitiyor. Orada bakan yok. Bakan sadece genel kurulda var. Bakan, hâkim ve savcıların di siplin ve özlük işlerine ilişkin so ruşturma inceleme dosyalarının toplantısına katılmayacak ve oy kullanmayacaktır. Kurul üyele riyle ilgili soruşturmalara da ka tılmayacak. Sembolize edilmiş bir temsil pozisyonu var. Niye kurulda olmakta ıs rarcısınız? Birkaç sebebi var. Yakın tari he kadar hâkim ve savcılar için kurul içerisinde bakan ve müste şarın bulunması güvence olarak algılanmıştır. 56 yıllık sürece baktığınızda bu böyledir. Kurulun hâkim ve savcıların yargısal görevlerine çok fazla müdahil olması duru munda bakanlık onların yargısal takdirlerini korumaya dönük po zisyon icra etmiştir. İkincisi parlamenter demok rasilerde tüm icrai organları par lamentoya hesap verirler. Yargı ile yasama arasında arada bir iliş kiyi sağlayacak parlamentonun hesap sorduğunda muhatap ola cak makama ihtiyaç var. Siyasi sorumluluğu bakan taşımaktadır, parlamentoya karşı sorumludur. Cumhurbaşkanı’nın HSYK üyesi olarak atadığı Kayseri Baro Başkanı’na AKP İl Başkanı’nın referandum sonrasında yazdığı teşekkür mektubu çok tartışıldı. Bu normal bir şey mi? Referandumdan sonra Sayın Başbakan, herkese teşekkür et ti. Bizim siyaseten aynı yelpa zede olmadığımız çok değişik sosyalist partiler vardı bunun içerisinde. Muhafazakâr partiler, liberaller, aydınlar, kendilerini farklı şekilde tanımlayan un surlar. Tamamına teşekkür edil di, o pencereden bakmakta fay da var diye düşünüyorum. Dinleme konusunda top lumda çok büyük kaygı ve en dişe var. Siz de dinlenme kor kusu yaşıyor musunuz? Ben de insanım. İnsanların duyduğu endişeleri duymam ka dar doğal bir şey olamaz. Bu ül kede yasadışı dinleme olgusu öteden beri vardı. Bunun ayyuka çıkması, çokça gündeme gelmesi şu anda devam eden İstanbul’daki kovuşturma ların (Ergenekon) çokça dökülen dinleme tapeleriyle bu endişe yükseldi. Dinlemelerin yasal olup olmadığını kontrol edebilmek için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na ilişkin düzenleme yaptık. Ama hiç hak etmediği şe kilde toplumda sanki yasadışı dinlemelerin merkeziymiş gibi takdim edildi. TİB sistemi kurulduktan sonra Türkiye’de kaç tane dinleme ya pıldığını öğrenmeye başladınız. Ya ortam dinlemeleri... TİB üzerinden dinlemelerde bir problem yok. Bir tane tespit edilmiş usulsüzlük yoktur. Sorun olan, şu ortam dinlemesi. Mücadele edilmesi gereken bu. Şu anda üzerinde çalıştığımız ille gal dinleme faaliyetinin cezasını arttırma, diğer yanda da gazeteci lerin çokça şikâyet ettiği adil yar gılamayı etkileme yargılamaları. ‘Başbakan mağdur’ Gazeteciler hakkında 4 binin üzerinde kovuşturma ve soruş turma olduğundan bahisle bizi uluslararası kuruluşlara şikâyet eden bir yapı da var. Bir yanda ki şilerin özel hayatının korunması iletişimin güvenliğinin sağlan ması var, bir yanda da basın öz gürlüğü var. Burada optimum noktayı yakalamak zorundayız. Dinleme teknoloji yalnızca devlette var eleştirilerine ne de risiniz? Bu ülkede Başbakanımız mağ dur durumda. Bakanlarımız var. Bu şekilde ortam kaydı dinle mesi ya da illegal dinleme nok tasında farklı faillerin olabile ceğini düşünmeniz lazım. Ben biraz daha temkinli söy lüyorum, ilk hedef minimize et mek arkasından tamamen bitir mek, lazım. Bu topyekun bir mücadeleyi gerektiriyor. Bu günlerde gündemde yargıda rüşvet operasyonu. Bu işin te melinde de teknik takip ve din lemeler var. Her spesifik olay da, somut olayda farklı değer lendirmeler yapabiliyoruz. Adalet Bakanı Ergin, TİB’de usulsüzlük olmadığını belirterek, ‘Sorun ortam dinlemeleri’ dedi ‘Dinlenme endişesi taşıyorum’ Genelkurmay Başkanı, kuv vet komutanları Yüce Divan’da yargılanacak, bu mekanizma nasıl işleyecek, kim Yüce Di van’a gönderecek? Her kurumun kendi teşkilat ya sasında belirlenecektir. Meclis başkanının yargılanmasına ilişkin Meclis’in kendi teşkilat yasasın da bir hüküm yer alır. Askerler le ilgili askeri yasalarda onların kadro ve personel kanununda ona ilişkin düzenlemeler yapıla caktır. Haklarında yetkisizlik kara rıyla Ankara’ya dosyaları gön derilen askeri kişiler eski kuvvet komutanları. Savcılık iddianame düzenleyip dava açarsa bu kişi ler Yüce Divan’da mı yargılana caklar? Bu usul hukukuna ilişkindir, müktesap hak vardır/yoktur dokt rinde çok tartışılır bu. Şayet bir id dianame tanzim edilirse, bir fezle ke düzenlenirse bu ihtimaller dev reye girecektir. Bu noktada ilgili ki şiler, bunu kendileri lehine bir mevzuat olarak algılar da bu yön de bir itirazı olur olmaz... Bütün bunları önümüzdeki süreçte yaşa yarak göreceğiz. Yani o kişilerin başvurusu üzerine mi Divan’a gidecekler? İcabında o kişiler, normal mah kemelerde yargılanmayı kendi leh lerinde sayabilir. Kural konulmuş tur ama intikal hükümleri süreç içinde oluşacaktır. Elektronik kelepçe sistemi nasıl işletilecek?.. Çok kapsamlı ve teknik bir konu. Bizde önleyici hukuk yok. Diyelim ki adamın çocuklara karşı cinsel sal dırı eğilimleri var, ona mahkeme kararıyla bir tane kelepçe takıyor sun, koordinatları koyuyorsun, bu ralara yaklaşamayacaksın, okul bölgelerine, çocuk parkları, oyun alanları, yaklaştığı anda bizim mo torize ekiplerimiz var bu sistemde, hemen enseleyecekler. Mesela hâkim eve yaklaşmama cezası verdi kocaya, 6 ay eve git meyeceksin, rahatsız etmeyeceksin. Eve bir sistem kuruyorsun, adam oraya yaklaştığı anda ekipler mü dahale ediyor. Bunun gibi. Özellikle Amerika’yı çok inceledik, İskan dinav ülkelerini çok çalıştık. Ya da cezasını evde çekiyor, dışarı çıktı ğı anda sinyal veriyor. Bir de daha hafif suçlarda burası bir de işyerinde gidiş gelişine müsaade ediyor, ev le işyeri arasında seni hapsediyor. Çalışıyorsun, trafik suçlususun, ce zanın yarısını yatmış, yarısında da git çalışarak geçir denilecek. Top luma kazandırıcı, sosyalleştirici... Ağır cezaları da kapsayacak mı pranga? Mesela üst limit 10 yıl gibi dü şünülüyor, verilecek en üst ceza 10 yıla kadar olan suçlarda belli bir miktarda hükmedilmiş olan. Her halde Abdullah Öcalan’a takıp bırakacak halimiz yok... Gazeteciler yönüden hürriyeti bağlayıcı ceza eleştirileri yoğun... Burada ciddi bir sorun yaşıyoruz. Yargılamayı etkilemeye teşebbüs, gizliliği ihlal vs. bu gerçekten ra hatsızlık verecek bir şey. TCY’nin 301. maddesindeki mantıkla çözüm bakıyoruz. Seçeneklerden birisi bu. Ama yargılama iznini kim ve recek, onu arıyoruz. Burada suç un surunun olup olmadığını tartışma yacak söz konusu makam. Davanın açılmasında kamu yararı var mı yok mu? Önemli olan suçun oluşup oluş maması değildir, mesela 301’den bir dava açılması Türkiye’nin ya rarına mıdır, değil midir? Siyasi ma kam buna karar verecektir. Böyle bir izin sistemi kurduğumuz anda 4 bin 5005 bin dosya direkt gele cek, devam eden davaların hepsi ge lecek. Mesela 301. maddeden yüz de 9394 izin vermiyoruz. Oraya kriter koymuşuz, AİHM’nin dü şünce özgürlüğü çerçevesinde çiz diği sınır. ‘Personel kanununda düzenlemeler yapılacak’ Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Ankara Temsilcimiz Utku Çakırözer, Ankara Haber Müdürümüz Emine Kaplan ile yargı muhabi rimiz İlhan Taşcı’nın gündemde tartışılan ve merak edilen konulara ilişkin sorularını yanıtladı. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) ‘İnsanların duygularını sömürmek çok acı’ Deniz Feneri olayını nasıl değerlendiiyorsunuz ve soruş turması neden kaplumbağa hı zıyla ilerliyor? Bu soruşturmaları yürütme or ganı siyaset makamı yapmıyor ki, savcılıklar yapıyor. Savcılıkların talebini derhal ye rine getiririp, muhatabına gönde riyoruz. Diğer makamlarda geçen sürede sanki hükümet engelleme yapı yor, koruma sağlıyor gibi algı oluşturmak için gayret sarf ediliyor. Soruşturmada, yürütmeye atfe dilebilecek en küçük bir noksanlık bulamazsınız. Elbette Almanya’da bitmiş bir süreç var, bizim burada devam etmekte olan bir soruşturma süre ci var. Böyle bir şey olmuşsa bu elbet te insanların duygularını sömür mektir, acı bir hadisedir. Hiç kim se mahkum olmadıkça suçlanamaz, bu yar gılamaların sonunu beklemek gerekiyor. Bunlar açığa çıkar doğrulanırsa, buna da kamuoyu gereken tepkiyi koyacaktır. Ergenekon savcıları hakkındaki şi kâyetler sonuçlandırıldı mı? Diyelim ki bir savcılar hakkında şi kâyet dilekçe yazılıyor, ardından fo tokopiyle çoğaltılıyor ve 110 tane şi kâyet dilekçesi veriliyor. Dilekçelerin yüzde 99’u bu şekil de. Bu, soruşturma sürecini uzat maktan başka bir işe yaramıyor. Hanefi Avcı’nın iddialarıyla il gili ne sonuca vardınız? Bize yardımcı olmasını istedik. Ancak hiçbir somut isim ve belge ak tarmadı. Biz bu konuda inceleme başlattık. Ancak duyumları var ve öte sinde bir şey yok. Soyut itham ve id dia. Kitapla Hanefi Avcı’nın yaşamı değişti... Tüm işler kitabın yazılmasıyla baş ladıysa doğru. Ama öncesinde de bir şeyler varsa ve bu kitap onun için yazıldıysa bü tün bu ihtimaller düşünülmeli. O kadar çok iddia ve senaryo var ki. Hepsine ihmal etmeden bakmak la zım. Soyut ithamlar dışında bir şey yok... Bir şehir efsanesinden bahsediliyor. Başbakan’dan 1 metrekarelik başörtüsü çıkışı Ekşi, tepkiler üzerine istifa etti İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdo ğan, Cumhuriyeti dar ka lıplar içerisine sığdırmaya çalışarak “1 metrekarelik başörtüsüne takıp salla yarak” Cumhuriyetçilik ya pılamayacağını belirterek “Bilimde, sanatta bunu yapacaksın. Aklı, bilimi eğer bu yolda kullanıyor san, gerçek Cumhuriyetçi sensin, eğer kullanmıyor san kusura bakma. Sadece o zaman vitrine oynarsın. Biz vitrine oy nayanlardan olmayaca ğız. Biz bu ülkeye oyna yanlardan olacağız” dedi. THY filosuna yeni katılan uçakların teslimi ve Türk Motor Merkezi’nin açılışı nedeniyle Sabiha Gökçen Uluslararası Havalima nı’nda düzenlenen törene katılan Erdoğan, Kanuni Sultan Süleyman’ın, “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, ol maya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözünü anımsatarak “İnsanın de ğerinin olmadığı bir dev let, devlet değildir. Cum hurun güçlü olmadığı yer de, cumhuriyet güçlü olur mu? Önce cumhuru güç lü kılacaksınız, saygın kı lacaksınız ki cumhuriyet saygın olsun” dedi. Hüküdarlara tavsiye Yusuf Has Hacib’in, dö nemin hükümdarına ilettiği tavsiyelere atıfta bulunan Erdoğan, şöyle devam etti: “4 tane önemli tavsiyesi var. Diyor ki paranın aya rıyla oynama. Hani o kar şılıksız para basanlar yok muydu bu ülkede, işte on lar paranın ayarıyla oy nadılar. Birin yanına 6 sı fır koydular. İkincisi, hal ka adaletle hükmet. Ba tı’ya da doğuya da Arap’a da beyaza da bütün etnik unsurlara hiçbir ayrım gözetmeden aynı şekilde yaklaş, adaletli ol. Hay dutları ortadan kaldır ve mafyaya, çeteye boyun eğ me. Eğer mafyadan çete lerden talimat alarak ülke yönetiyorsan, burada ada let olmaz. Dört, işte bu günümüzle alakalı olan, yolları açık tut.” İstanbul Haber Servisi İkizdere Vadisi’ne santral yapımını öngeren yasa ta sarısını eleştirirken AKP’yi kastederek “Bunlar ana larını da satarlar” ifadesi ni kullanan Oktay Ekşi, Hürriyet gazetesi başyazar lığından istifa etti. Başbakan Tayyip Erdoğan yazı üze rine “Eğer gaze tecilik buysa ben bu zihniyet le mücadele et mem, savaşırım. Gereğini yapa cağız zaten, gö receksiniz” de mişti. Başbakan Yardımcısı Bü lent Arınç ise is tifa haberinin duyulmasının ardından Ekşi’nin Basın Konseyi Başkanlığı gö revinden de ayrılması ge rektiğini söyledi. Ekşi, cuma günü “Az de mişiz” başlıklı yazısında Erdoğan ve bazı AKP’li ba kanları isim vererek “Bun lar analarını da satarlar” dedi. Yazının ardından ya zının maksadını aştığını söy leyen Ekşi dünkü “Ayarı kaçırmışız” yazısında ise “rencide” olan herkesten özür dileyerek, “Hidro elektrik santrallarını eleş tirdiğim yazının ilgili bö lümünün ilk hali ‘bunlar her şeyi satarlar’ şeklin deydi. Yazım bu haliyle baskıya girmişti. Fakat yazıyı yeniden okudu ğumda bu kelimenin ya zımı tam ifade etmediğini düşündüm ve ‘her şey’ ibaresini ‘analarını’ şek linde değiştirdim. Yazı amacımı aşmıştır. Keşke o kelimeyi hiç kul lanmasaymışım. Başbakan ve di ğer bakanlar da dahil bu yazı ne deniyle rencide olan herkesten özür diliyorum” dedi. Öte yandan AKP İstanbul İl Başkanlığı üyele ri dün Hürriyet binası önün de Ekşi’yi protesto etti. Ekşi’nin Basın Konse yi’ndeki görevine devam edeceği öğrenilirken Baş bakan Yardımcısı Arınç, “Sanırım başyazarlıktan istifa etti. Sayın Ekşi’nin, Basın Konseyi Başkanlı ğı’ndan istifa etmesini uy gun buluyorum” dedi. Arınç’ın tepkisine yanıt veren Ekşi ise istifasının Basın Konseyi ile ilgisinin bulunmadığını söyledi. Ekşi, “Bülent Arınç Bey, böyle bir beklentiden söz ediyor. Bu kendi bek lentisi” diye konuştu. ‘El sıkmayan doktor, bakan görüntüsü vahim’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Köşkü’ndeki resepsiyona katılan CHP’li Ahmet Tan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Cumhurbaşka nı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmamasını “El sıkmayan doktor, bakan görün tüsü türbandan daha vahim” diye değerlendirdi. Tan, Akdağ’ın bir hekim olarak kadın eline dokun maktan zinhar uzak durmasını halka ve hekimlik dünyasına izah etmesi gerektiğini söyledi. Tan, “Yoksa örneğin türbanlı sayın bayan Gül’ün ayı rımsız herkesin elini sıktığı halde, hekim sıfatı ta şıyan Cumhuriyetin bir bakanının, kadın eline dokunmaktan zinhar uzak durduğuna kendi göz lerimle nasıl tanık olabilirdim. Bu görüntü, bana göre hem siyaset hem tababet için kamusal alan da türban kadar öncelikli, el sıkmayan doktor, bakan görüntüsü türbandan daha vahimdir. Kı zıma anlatmakta zorlandığım bu görüntüyü sayın Sağlık Bakanı, mutlaka halkımıza ve hekimlik dünyasına mutlaka izah etmelidir” dedi. CUMHURİYETÇİLİK TANIMI YAPTI ARINÇ: BASIN KONSEYİ’Nİ BIRAKSIN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle