23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
M Y BC MYBC sonlandırmaya çalışmak adına boşa kürek çekmek ve bunu da sanatla yapmak derdinden öte bir tanıklık olsun yeter. Çocuklar erken büyümek zorunda kalıyor. Ama hepsi Çocuklar erken büyümek zorunda kalıyor. Ama hepsi h l çocuk.h l çocuk. Kız çocuğu evcilik oyunu oynandığını düşünüyor. Sanıyor ki o babasının biricik kızı. Sanıyor ki yanından ayırmayacak o süper baba kızını. Ama birden daha henüz kurbağaların konuşabilmesinin olanaksızlığından bihaber ufak kız çocuğu, ailesinden biri dışında belki de kocaman bir adamla aynı yatakta! Erkek çocuk desen her sabah uyan, peçetelerini sat veya kırmızı yandığında arabanın camına yapış. Her gün ortalama 300 çeşitli küfür ye. Büyük olduğunu düşünüyorlar, tavırları da bir büyük gibi. Ama büyümek uzun sürer. Babalar ve kızlarının ilişkisi özeldir. Ama Doğu da durum Babalar ve kızlarının ilişkisi özeldir. Ama Doğu da durum epey farklı ve sıkıntılı. Senin babanla ilişkin nasıldı?epey farklı ve sıkıntılı. Senin babanla ilişkin nasıldı? Her ne olursa olsun, babalar kızları için ciddi bir modeldir. Hayranlık uyandıran, sevgisine ve ilgisine ihtiyaç duyduğumuz en güvendiğimiz erkektir baba. Ama bu baba kızını evlendirince, oğlunu çalıştırınca çocuğunu sevmeyen baba oluyor haliyle. Sergi de adını buradan alıyor. Gelenekler, detler veya saçma sapan mahalle halleri! Baba hayranı çocuklardan biriyim ben de. Küçükken her gece bir bardak su bahanesiyle kalkıp, babamı gördüğümde rahat uyurdum. Ama mesafeliydik. Duygularımız sözlere dökülmezdi. Babam, yemeğimi yemediğim için kızdığında, cezalandırdığında beni sevmediğini düşünürdüm. Bu anlattıklarım elbette şımarıklık. Benim derdim hazır fırsatım varken onların sorunlarına dokunabilmek, elimden geldiğince daha görünür kılabilmek. Başta sorulması gereken bir son soru. Sergi ilk Başta sorulması gereken bir son soru. Sergi ilk Londra da açılıyor. Bunun özel bir nedeni olmalı.Londra da açılıyor. Bunun özel bir nedeni olmalı. Londra Fotoğraf Festivali kapsamında belli galeriler anlaşmalı olarak sergiler kabul ediyor. Sanatçılar fotoğraflarını yolluyorlar, sergi konusu, sergi kareleri, sanatçının bugüne kadarki eserlerine bakıp, seçimler yapıyor ve galerilere yönlendiriyorlar. The Old Truman Brewery galeri de benim için çok büyük bir şans. Bu galeriye kapıdan girdiğimde titrerdim. Bu yüzden ayrı bir heyecanım var. Neden Londra yı seçtiğime gelince, bu serginin Londra durağındayız aslında. Önce Londra, stanbul, Diyarbakır ve de bir ihtimal Berlin sırada. Sıralama konusunda Londra Fotograf Festivali nde kabul edilişim etkili oldu ama Türkiye deki sergilerden önce Londra veya Berlin olmasından yanayım. Çünkü Türkiye de insanlar çok alıştı Doğu daki sorunlar üzerine fotoğraf sergilerine. Londra bu anlamda bakir ve insanların bakış açısı farklı. Duruma yabancılar, alışmanın verdiği riyakarlık yok. Kalkıp bu bölgeleri görmek isteyecekler. Neler yapılabilir, kafa yoracaklar. Türkiye de ise bu işi sadece sergi yaptım, açılışımda içeceklerimizle sanatçılık oynadık olarak yapmamak adına Unicef veya benzeri bir kuruluş ile birlikte yürütmek amacındayım. Karelerin satışları olsun ve gelirleri çekim yaptığım bölgedeki çocukların okul masraflarına ve ailelerine gitsin istiyorum. Belki bu şekilde birkaç çocuğu daha okula gönderme şansımız olur. G 3 EK M 2010 SAYI 128010 D ilan Bozyel, 1985 Diyarbakır doğumlu bir fotoğrafçı. Babası Diyarbakırlı, annesi Kıbrıslı. Bozyel, üniversiteye kadar Diyarbakır da okumuş. Bunun büyük bir şans olduğu görüşünde. Bir yere ait olmadığını düşünse de, nereli olduğu sorulduğunda Diyarbakır demeyi seviyor. Dilan Bozyel, fotoğrafta hep kör noktalara bakıyor. Tanıdık, bildik ama uyuşmayacak gibi görünen yollarda yürüyor. Madonna dinlerken Ahmet Kaya yı keşfetmesi de bundan, Paris e ilk gittiği gün Jim Morrison ın mezarını ziyaret ettikten sonra Kaya nın mezarında dua etmesi de. Fotoğraflarına her şey yansıyor. Ama bu sefer pusulası doğduğu şehir Diyarbakır daki çocuklar. Çocuk yaştaki evlilikler ve çocuk işçiler. Babam Beni Sevmiyor isimli sergisi de 1417 Ekim arası Londra daki sergi salonu The Old Truman Brewery de London Photomonth Festival dahilinde sergilenecek. Sonrasında da fotoğraflar yaşananların hik yesini sırasıyla stanbul, Diyarbakır ve Berlin de anlatacak. Serginin temasını nasıl oluşturdun, derdin neydi? Serginin temasını nasıl oluşturdun, derdin neydi? Doğu da h l var olan çocuk yaşta evliliklerden yola çıktım. Bir de çocuk yaşta çalışmak zorunda kalanlardı derdim. Diyarbakır da Diyarbakır Kültür Sanat Vakfı DKSV ile çocuklara fotoğraf atölyesi hazırladığım dönemde bu fikir aklıma düştü. Eski şehrin sokaklarını gezip, insanları ve aileleri inceliyordum. Çocuklarla konuşuyor, birçoğunu atölyelerimize katmaya çalışıyordum. Kare kare canlanan kurgu bir zaman sonra sergi projesi olarak son halini aldı. Fotoğraflarda iki kardeşi kullanıyorsun. Bu tercihin Fotoğraflarda iki kardeşi kullanıyorsun. Bu tercihin nedenleri nedir?nedenleri nedir? Özellikle kardeşleri seçtim çünkü ailelerin fotoğraflardan ve konulardan rahatsız olmaması böyle mümkündü. Çekimleri yaparken neler gözlemledin? Çekimleri yaparken neler gözlemledin? Şehir dışı çekiminde biraz tedirgin gibiydiler. Bana güvenseler bile merak ediyorlardı. Özellikle kız kardeşte endişeli bir bakış vardı. Bu oyun hamuru kıvamlı taze kalpler, ailelerin zoruyla hayatını bir yetişkin olarak sürdürmek zorundaydılar. Arabanın arka koltuğundaki endişeli yüz ifadelerinin bir yabancı adamın evinde, yatağında veya arabanın camını silmemesi için küfürler yerkenki hallerini düşündüm. Gözlemlediğim şeyi fazlaca hissettim. Gerçekti, acıydı. Ama öncelikle belirtmem gereken şu tipik sosyal sorumluluk bilincinde olmayışım. Hatta o kadar sıkıldım ki olup biten ve bir yere varamayan sosyal sorumluluk projelerinden. Bu sergi, var olan bir olayı Fotoğrafçı Dilan Bozyel, çocuk yaşta evlilikler ve çocuk işçiler konulu sergisi Babam Beni Sevmiyor u Londra daki sergi salonu The Old Truman Brewery de açıyor. Sırada ise stanbul, Diyarbakır ve Berlin var. Babam beniBabam beni AL DEN Z USLU sevmiyorsevmiyor B azı şeyleri kaybetsek de umursamaz, aman yenisini alırım deriz. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bu kimi zaman şemsiye, kimi zaman eldiven olur. Birinin onları toplayıp günün birinde sergi yapacağı ise hiç aklımıza gelmezdi. Ta ki Devrim Karabeyoğlu nun sergisini duyana dek. Serginin adı Bulunması halinde lütfen aşağıdaki adrese iade ediniz . Karabeyoğlu nun derdi net: Tüketim hırsı. Günümüzde üretim insanın ihtiyaçlarına göre değil, sadece kapitalizmin daha fazla k r elde etme hırsına dayalı yapılıyor. nsanlar hiç fark etmeden, hiç de ihtiyaçları olmayan malları tüketmeye yönlendiriliyor. Karabeyoğlu, bu pompalama sonucu yaratılan aşırı tüketim hırsının bir süre sonra insanı kendine yabancılaştırdığını söylüyor. Yerleştirmesiyle de bu konuda bir farkındalık yaratmak istiyor. Amacı, insanların sürdürülebilir ve daha sade bir yaşamı isteyerek tercih etmelerini sağlamak. Ben bu sergi ile henüz tam anlamı ile robotlaşmadığını düşündüğüm ülkemiz insanının dikkatini bir kez daha bu yok oluş tehlikesine çekmek istedim diyor. şyerine gidip gelirken sokaklarda, otobüs ve metro duraklarında düşürülmüş, kaybedilmiş, unutulmuş çok sayıda eldiven New York taki aşırı tüketimi fark ettiği günlerde dikkatini çekmeye başlamış sanatçının. Bulduğu eldivenleri kimlerin kaybettiğini ve bunu fark edip etmediklerini, fark ettiklerinde üzülüp üzülmediklerini, ellerinde kalan diğer teki ne yaptıklarını düşünmüş. Her kayıp eldivenin bir öyküsü olduğunu fark ettiği an eldivenleri toplayıp, yeniden kurgulayıp bir kez daha kullanılır olmalarını sağlamak düsüncesiyle doğmuş sergi. Eldiven oldukça insani, adı üzerinde; kış günleri sayesinde üşümediğimiz bir nesne, Karabeyoğlu eldivenleri soğuk robotlarla birleştiriyor. Haliyle nereden aklına geldiğini merak ediyoruz: Karabeyoğlu, topladığı eldivenlere yeni bir kimlik kazandırırken eski sahipleri ile geçirdikleri günlerin öyküsünü anlatabilmenin yolunun, eski sahiplerini robotlara benzetmekte bulmuş: Kendilerine sürekli pompalanan aşırı tüketimi gerçekleştirebilmek için korkunç bir rekabet ortamında deliler gibi çalışarak bir anlamda robotlaşan New York luları temsil eden robotlara eldivenleri giydirdim. Tamamı geri dönüşümlü malzeme kullanılarak ürettiğim robotlar aynı zamanda insan görünümlü formatları ile eldivenlerin eski sahiplerini temsil ediyor. Bir yandan eldivenleri toplarken bir yandan da ses kaydı yapmış Karabeyoğlu. Sokak seslerinden elde ettiği kurguyla eldivenleri onları bulduğu sokaklara geri götürmeyi amaçlıyor. Sergi, Alan stanbul da 22 Ekim e dek görülebilecek. G Tel: 0212 292 04 14Tel: 0212 292 04 14 Devrim Karabeyoğlu, aşırı tüketim hırsını eldivenler üzerinden anlatıyor. KKayıp eldivenlerin hik yesiayıp eldivenlerin hik yesi S NEM DÖNMEZ M Y BC MYBC sonlandırmaya çalışmak adına boşa kürek çekmek ve bunu da sanatla yapmak derdinden öte bir tanıklık olsun yeter. Çocuklar erken büyümek zorunda kalıyor. Ama hepsi Çocuklar erken büyümek zorunda kalıyor. Ama hepsi h l çocuk.h l çocuk. Kız çocuğu evcilik oyunu oynandığını düşünüyor. Sanıyor ki o babasının biricik kızı. Sanıyor ki yanından ayırmayacak o süper baba kızını. Ama birden daha henüz kurbağaların konuşabilmesinin olanaksızlığından bihaber ufak kız çocuğu, ailesinden biri dışında belki de kocaman bir adamla aynı yatakta! Erkek çocuk desen her sabah uyan, peçetelerini sat veya kırmızı yandığında arabanın camına yapış. Her gün ortalama 300 çeşitli küfür ye. Büyük olduğunu düşünüyorlar, tavırları da bir büyük gibi. Ama büyümek uzun sürer. Babalar ve kızlarının ilişkisi özeldir. Ama Doğu da durum Babalar ve kızlarının ilişkisi özeldir
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle