24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 24 OCAK 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Kadınlar ve Köpekler Giremez’ Sevgili, Akça pakça, mavi gözleri hayret ve dehşetle kocaman açılmış kadını Bombay sokaklarında yürürken görünce kahkahalarıma engel olamadım. Mehmet Barlas’a, - Bak dedim, İngilizlerin çekirliken unuttukları bir kadın. Gerçekten de görüntü oydu, kadın 23 yıl önce İngilizler çekilirken, bir köşede uyuyakalmış, çeyrek yüzyıla yakın süren uykusundan henüz uyanmış, şaşkınlıkla çevreye bakarak, ne olduğunu kavramaya çalışır gibiydi. Gariplikler birbirini izleyecek, biraz sonra da mahalli kılığıyla dolaşan bir Suudiye rastladığımda, Hollywood stüdyolarında film setini karıştırmış bir şaşkın oyuncuyla karşılaşmışım duygusuna kapılacaktım. Mehmet Barlas ile birlikte Bombay sokaklarından Hindistan’ı bir film setinde gibi izlerken, yanımızda, elindeki Rus malı fotoğraf makinesini bir türlü doğru dürüst çalıştıramayan Kayhan Sağlamer de, üç yıl önceki Altı Gün Savaşları’nda Rus Miglerini kullanmayı beceremeyen Mısırlı pilotlar gibi söylenip duruyordu. Kırk yıl önce, efsunlu Hindistan’ı karmaşık duygularla izlemiştim. Nilgün Cerrahoğlu’nun “21. yüzyılın yükselen yıldızı Hindistan” adlı enfes dizisini de (herkese salık veririm) ülkeyi ilk gördüğüm sırada duyduğum hayranlık dolu şaşkınlık ve bir o kadar da karmaşık duygu ve düşüncelerle izliyorum. Dizinin dünkü bölümü, Delhi’deki Gymkhana Kulübü’nün kapısının üstünde 1947’den 2007’ye kadar asılı kalmış olan “Kadınlar ve köpekler giremez” sözleriyle başlıyordu. Tüylerim diken diken olmuştu. Hindistan’ın ve onun “onsuz olmazı” olan İngiliz sömürgeciliğinin öyküsünü en üstünkörü şekliyle bile bilenler, sömürgeci efendilerin özel kulüplerinin kapılarına “Yerliler ve köpekler giremez” yazdıklarını ve Hintlilerin bu yolla nasıl aşağılandıklarının öyküsünü mutlaka duymuşlardır. Acaba sömürgecinin bu hitabıyla yaptığı aşağılama mı daha korkunçtu, yoksa bu davranışı aşağılama olarak bile görmeyip, doğal sayan İngiliz kafası mı? Nilgün Cerrahoğlu’nun dünkü yazısını okuduğumda, kafamdaki korkunçluk skalasında ön sırayı alma yarışına yeni bir öğe daha katıldı. Evet, acaba 1947’ye kadar bir İngiliz kulübü olan Gymkhana’nın kapısındaki “Yerliler ve köpekler giremez” levhasının kendisi mi, yoksa sömürgeci efendilerini kovduktan sonra, onu köpeklerin yanındaki yerlerine kendi kadınlarını yerleştiren yeni yerli efendilerin yeni levhaları mı daha korkunçtu? Dünün horlanmışı, bugünün efendisi, ezilmişlikten kurtulur kurtulmaz, özgürlüğü seçeceği yerde, hangi dürtüyle doğrudan ezen statüsüne geçmeyi yeğliyordu? Yoksa o da kendisini köpeğin yanına yerleştirmekte aşağılama görmeyen sömürgeci eski efendi gibi kadınını köpeğinin yanına yerleştirmeyi çok doğal mı buluyordu? Kırk yıl önceki Hindistan gezimde birçok şeye çok şaşırmıştım. Gerçekten bir mozaik olan ülkede o kadar çok şey ölçümüze uymuyor, değer yargılarımızın, “iyi” lerinin ve “kötü”lerinin sınırları dışına taşıyor ve birbirine karışıyordu ki, doğruyu (ne demekse!) bulmak neredeyse imkânsız oluyordu. Otuz yaşında ilk kez, yargılamaktan çok anlamaya çalışmanın öne çıkarılması gerektiğini çok somut biçimde düşünmüştüm. Hindistan’ı anlamaya çalışan ve hatta daha ileri gidip, anlamaya başlayan insanın hiçbir şeye şaşırmaz hale gelmesinde de şaşıracak bir şey yoktur ve yine Hindistan gibi bir ülkede hiçbir şeye şaşırmayacak bir hale gelmiş bir insanın bile yine de şaşırmaması mümkün değildir. Nilgün Cerrahoğlu, 3 yıldır Gymkhana Kulübü’ne artık kadınların da girdiğini yazıyor. Kapıdaki ibarenin yerine ne konduğunu yazmadığına göre, herhalde orası boş kalmış olmalı. İster misin daha önce oynanmış olan oyun yinelensin, ezen ile ezilen bir daha yer değiştirsin ve kapıya bu kez de şu ibare asılsın: “Erkekler ve köpekler giremez.” Olmaz deme! Hindistan’da olmaz olmaz ve Hindistan’da Hiçbir şeye şaşırılmaz. [email protected] AKP, anayasa paketini referanduma götürürse önceki seçimlerde olduğu gibi yapacak Yinemağduruoynayacaklar AĞCA’YI SORGULAYAN SAVCI ‘Polis suikast tanığını sakladı’ Mehmet Ali Ağca’yõ sorgulayan Ahmet Koç, 30 yõl sonra yaptõğõ açõklamada, soruşturmaya ilişkin somut gerekçeler göstererek polisi suçladõ. İstanbul Haber Servisi - Milliyet Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Abdi İpekçi’yi öldü- ren Mehmet Ali Ağca’nõn sorgusunu yapan askeri savcõ Ahmet Koç, 30 yõl sonra yaptõğõ açõklamada, soruşturmaya ilişkin somut gerek- çeler göstererek polisi suçladõ. Dönemin Sõkõyönetim Komutanõ Necdet Üruğ ile Askeri Savcõ Koç, önceki gece NTV’de yayõmlanan “Canlı Gaste” progra- mõnda, İpekçi cinayeti hakkõnda ilginç açõkla- malarda bulundular. Dönemin İstanbul Sõkõyö- netim Komutanõ olan emekli Orgeneral Necdet Üruğ, eski İçişleri Bakanõ Hasan Fehmi Gü- neş’in, “Ağca için ek süre vermeyerek soruş- turmayı engelledi” iddiasõnõ yanõtladõ. Üruğ, “İstanbul’daki vaziyet nedeniyle ek süre ta- lebini kabul etmedim” dedi. İstanbul Emni- yeti’nin tahkikat süresi yetmediği için Sõkõyö- netim Komutanlõğõ’ndan kanun gereği ek süre istediğini belirterek, yetkinin verildiğini söyle- yen Üruğ, süre bitiminde sorgulamanõn henüz bitirilmediği gerekçesiyle 2’nci bir 15 günlük gözaltõ süresinin talep edildiğini vurguladõ. 30 yıl sonra sessizliğini bozdu Ağca’yõ sorgulayan askeri savcõ Koç da, po- lise ağõr suçlamalar yöneltti. Koç, “Üruğ’un açıklamalarına ilavede bulunarak şunu açıklamak istiyorum. Birincisi; Sıkıyönetim Komutanlığı’nın ek süre vermemesinde ha- lılık payı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bizden istenmedi. Yetki Sıkıyönetim Komu- tanlığı’na aittir. Neden komutan haklıydı? Çünkü 25 Haziran 1979’da Ağca, bir ihbar sonucu Marmara Kıraathanesi’nde yakala- nıyor. Tarihlere dikkat edin. 30 Haziran 1979 tarihine kadar 5 gün geçmesine rağ- men Ağca’nın ifadesi alınmıyor ve araştır- ma yapılmıyor. Ağca’nın 30 Haziran 1979’da alınan ifadesinde, silahı boş araziye attığını söylüyor. Mehmet Şener ve Yavuz Çaylan’dan hiç bahsetmiyor. 6 Temmuz 1979’da ikinci ifadesine başvuruluyor. Şener ve Çaylan’dan bahsediyor ve silahı Şener’e verdiğini söylüyor. Yani 11 gün sonra böyle bir ifade alınıyor” dedi. TÜRKİYE’NİN DERNEK PROFİLİ ‘Dini amaçlı dernek’ enflasyonu ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - İçişleri Bakanlõğõ’na bağlõ Der- nekler Dairesi Başkanlõğõ’nõn verileri Türki- ye’deki derneklerin profilini de ortaya koyuyor. Buna göre, aktif halde bulunan toplam 83 bin 31 derneğin arasõnda ilk sõrayõ; 14 bin 990 adet ile cami, Kuran kursu, kilise ve havra gibi dini hiz- metler için kurulan dernekler oluşturuyor. Dernekler Dairesi Bakanlõğõ’nõn internet site- sinden derlenen bilgileri göre; Türkiye’de, 23 Ocak 2010 tarihi itibarõyla kurulan toplam der- nek sayõsõ 211 bin 966 iken, bunlarõn 83 bin 585’ini aktif durumda olanlar oluşturuyor. Ka- lan 128 bin 381 derneği ise geçmiş dönemlerde çeşitli nedenlerle kendini feshedenler meydana getiriyor. Sitedeki bilgilere göre, Türkiye’deki dernek sayõsõnda sürekli artõş olduğu gözlemle- niyor. Sadece 2004 yõlõnda yürürlüğe giren 5072 sayõlõ Dernek ve Vakõflarõn Kamu Kurum ve Kuruluşlarõna İlişkin Yasa ile birlikte birçok dernek ve vakfõn kendisini feshetmesi sonucu bu yõldaki dernek sayõsõnda azalma yaşanõyor. İkinci sırada spor Derneklerin türlerine göre durumu irdelendi- ğinde ise 14 bin 990 adet ile cami, Kuran kursu, kilise ve havra gibi dini hizmletler amacõyla ku- rulanlar ilk sõrada bulunuyor. Buna karşõn site- de yer alan bilgiye göre son yõllarda bu amaçla kurulan derneklerin sayõsõnda azalma olduğu belirtiliyor. Dağõlõmda ikinci sõrayõ ise 14 bin 472 adet ile spor amaçlõ kurulanlar oluşturuyor. Ayrõca bu derneklerin 13 bin 965’ini yardõmlaş- ma, 9 bin 520’sini kalkõnma, 8 bin 149’unu mesleki dayanõşma, 5 bin 417’sini toplumsal hayat, 4 bin 140’õnõ dostluk, 3 bin 189’unu kül- tür, 1879’unu sağlõk, 1466’sõnõ imar ve 1376’sõ- nõ da çevre konularõnda olanlar izliyor. İllere göre aktif dernek sayõsõ ise kentlerin nü- fusuyla paralellik gösteriyor. 17 bin 435 adet dernek ile İstanbul sõralamada zirvedeyken, ikinciliği 8 bin 195 ile Ankara ve üçüncülüğü ise 4 bin 577 ile İzmir takip ediyor. Listenin so- nunda ise 84 dernekle Ardahan bulunuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahke- mesi’nin askerlerin sivil mah- kemelerde yargõlanmasõna iliş- kin düzenlemeyi iptal etmesi- nin ardõndan anayasa paketine hõz veren AKP’nin pakette, anayasanõn “Askeri Yargı” başlõklõ 145. maddesinde deği- şiklik yaparak mahkemenin kararõnõ ortadan kaldõrmayõ he- deflediği belirtiliyor. AKP’nin şubat ayõnda anayasa paketini tartõşmaya açacağõ, mayõs ayõn- da da referanduma gideceği kaydediliyor. AKP’nin refe- randuma gitmesi durumunda “Darbecileri yargılamak is- tedik, ama bize engel oldular” diyerek diğer seçimlerde oldu- ğu gibi ‘mağdur parti’ politi- kasõ izlemesi bekleniyor. Re- ferandum sürecinde de yandaş medyada darbe planlarõyla ilgili iddia ve belgelerin yoğun ola- rak yayõnlanarak kamuoyu oluşturulmasõ hedefleniyor. Anayasa Mahkemesi’nin as- kerlerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõna ilişkin yasa hükmünü iptal etmesinin ar- dõndan gözler AKP’nin getir- meyi planladõğõ anayasa pa- ketine çevrildi. Pakette, mah- kemenin kararõnõ ortadan kal- dõracak bir düzenleme yer ala- bileceği dile getiriliyor. Anayasanõn “Askeri yargı” başlõklõ 145. maddesinde deği- şiklik yapõlarak askerlerin sivil mahkemelerde yargõlanmasõna ilişkin bir düzenlemenin pake- te konulacağõ kaydediliyor. Söz- konusu madde, “Askeri yargı, askeri mahkemeler ve disip- lin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin, askeri olan suçları ile bunların asker ki- şiler aleyhine veya askeri ma- hallerde yahut askerlik hiz- met ve görevleri ile ilgili ola- rak işledikleri suçlara ait da- valara bakmakla görevlidir- ler” hükmünü içeriyor. Pakette, ayrõca Anayasa Mahkemesi, HSYK ve Danõş- tay’õn yapõsõnõn değiştirilmesi, siyasi partilerin kapatõlmasõ- nõn zorlaştõrõlmasõ, memurlara toplu-sözleşmeli grev hakkõ, kadõna pozitif ayrõmcõlõk gibi düzenlemelerin de yer alacağõ kaydediliyor. AKP’nin olasõ bir referan- dum sürecinde “mağdur par- ti” politikasõ izlemesi bekleni- yor. CHP ve MHP’nin pakete destek vermemesi durumunda toplumda bu partilerle ilgili olarak “darbe yanlıları”, hü- kümetle ilgili olarak da “darbe karşıtı” görüntüsü oluşturacak bir strateji izleyecek olan AKP, bu politikayla Kürt açõlõmõ sü- recinde Habur görüntüleri ne- deniyle yaşadõğõ oy kaybõnõ gi- dermeyi amaçlõyor. Anayasa değişikliğine hõz veren AKP’nin pakette, anayasanõn “askeri yargõ” başlõklõ 145. maddesinde değişiklik yaparak mahkemenin kararõnõ ortadan kaldõrmayõ hedeflediği belirtiliyor. A&G ŞİRKETİNİN ARAŞTIRMASI Aileler çocuklarının geleceğinden kaygılı MELTEM YILMAZ A&G Araştõrma şir- ketinin yaptõğõ araştõr- mada, “Türkiye’de ço- cuğunuzun geleceğini nasıl görüyorsunuz” sorusuna verilen yanõt- larõn yüzde 52.6’sõnõ “iyi görmüyorum” di- yenler oluşturuyor. Araştõrma kapsamõn- da, bir ailede olmasõ ge- reken ideal çocuk sayõ- sõna yönelik soruya, araştõrmacõlarõn yüzde 48.8’i “2” yanõtõnõ ve- rirken, 3 çocuk olmalõ diyenlerin oranõ yüzde 29 ile sõnõrlõ kalõyor. Araştõrmanõn en önem- li bölümünü oluşturan “Türkiye’de çocuğu- nuzun geleceğini nasıl görüyorsunuz” sorusu- na verilen yanõtlarõn yüzde 52.6’sõnõ “iyi gör- müyorum” diyenler oluşturuyor. Yüzde 27.6 ise “ço- cuğumun yurtdışında yaşamasını tercih ede- rim” yanõtõnõ veriyor. Ankete katõlanlarõn yal- nõzca yüzde 19.8’inin, “çocuğumun geleceği- ni iyi görüyorum” ya- nõtõnõ verdi. ‘Kirliplanlaraprimvermeyeceğiz’ Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara-Kırıkkale yolu Elmadağ rampalarının açılış töreninde, darbe planı iddialarıyla ilgili de- ğerlendirmelerini sürdürdü. Hükümetin icraatını anlatan Erdo- ğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “80 bin kilometrekarelik vatan topraklarında, 72 milyon tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak aramıza fitne, fesat sokmak isteyenlere fırsat vermeden, birbirimizi ‘Yaradılanı severiz, yaradandan ötürü’ anlayışıyla sevmek suretiyle yolumuza devam edeceğiz.” (AA) ÇYDD BAŞKANI PROF. ÇELİKER ‘Soruşturmailgiyi ve bağışı arttırdı’ TEVFİK AKBAŞ AYDIN - Çağdaş Yaşamõ Destekleme Der- neği’nin (ÇYDD) 97. şubesi Aydõn’da açõldõ. ÇYDD Genel Başkan Prof. Dr. Aysel Çeli- ker, Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda yapõ- lan baskõlarõn derneklerine ilgiyi arttõrdõğõnõ vurgulayarak “Yargının başlattığı işlemler sonucu derneğimize ilgi ve itibar artarken, bağışlar da artıyor” dedi. Şubenin açõlõşõnda ÇYDD Genel Başkan Yardõmcõsõ Nihal Kızıl, CHP Milletvekili M. Fatih Atay, Belediye Başkan Vekili Sümran Ünal, ÇYDD Aydõn Şubesi Başkanõ Dr. Eralp Atay, şube yönetim kuru üyeleri katõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle